Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.
Bilim insanları, normal tahtadan 10 kat daha güçlü ve sert yeni bir tür "süper tahta" geliştirdi. Bu inovasyon, daha doğal ve masrafsız olmasından dolayı çelik ve bunun gibi diğer maddelerin yerini alma potansiyeline sahip.
Nature dergisinde yayınlanan çalışmaya göre bu yeni malzemenin özel gücünün sırrı, sıcak basınçlandırma sürecinin ardından yapılan kimyasal işlemlerde saklı.[1] Sonucunda ortaya çıkan kimyasal bağlar, tahtayı bir gün binalarda ve araçlarda kullanılabilecek kadar güçlü yapıyor.
Herhangi bir zamanda Amerika Birleşik Devletleri nüfusunun yaklaşık %10'u majör depresif bozuklukla (MDD) mücadele ederken insanların %20'si yaşamları boyunca bu bozukluğun belirtilerini gösterebiliyor.[1]
Ancak bu kadar yaygın olmasına rağmen MDD tedavisinde kullanılan yöntemler, toplumun azımsanamayacak bir kesiminde yetersiz kalmaktadır. Standart tedavi yöntemi olan antidepresanlar, MDD hastalarının %30’unda etkili olmamaktadır.
Dijital karmaşaya son veriyoruz! 🚀 Mehmet'in geliştirdiği yeni nesil giyilebilir yaşam asistanı LinkrHub, hayatı basitleştirir. Ruh halinizi yansıtın, akıllı bildirimler alın, ilgiye göre bağ kurun ve AI asistanıyla işlerinizi halledin. Yaşam kalitenizi artıran bu projeye yatırım yapın, geleceği birlikte inşa edelim! Destek için: Kreosus.com/linkrhub
Hız ve kütleden bahsetmeden bir çarpışma olayını nasıl anlatacağız ki ? Bombanın çok yoğun malzeme içermeden hedefi delebiliyor olmasının kafanda oturmaması ve kütleye hıza olayı bağlayamıyor olman normal ama olay her şeyde olduğu gibi burda da kütleye ve hıza bağlanıyor. Neyse biraz uzunca mevzunun temel mühendislik altyapısından bahsetmeye çalışıcam. Her şeyi tek tek anlatamaycağım malesef bir çok şeyi keywordleri kullanarak kendin araştırarak anlaman lazım.
Malzeme biliminde katı malzemeleri deformasyon davranışlarına göre ikiye ayrırırz. Sünek(ductile) malzemeler ve gevrek(brittle) malzemeler. Sünek malzeme demek şekil değiştirme kabiliyeti yüksek olan malzeme demek. Gevrek malzeme ise bu özelliği düşük olan, şekil değiştiremeden kırılan malzemeler. Bunu mühendislikte stress-strain diyagramı ile gösterirler, mühendisler bir yapı tasarlarken malzemelerin bu diyagramlarından faydalanırlar.
dört farklı malzeme alt grubu için stress-strain diagramı üzerindeki örnek davranış çizgileri
Bu diyagramda çizilen çizginin altında kalan alana tokluk ismi verilir. Tokluk(toughness) kabaca bir cismin enerji absorbe edebilme kabiliyetidir. Zaten diyagram, cismin üzerine etkiyen basınç / birim şekil değişimi diyagramı olduğundan bu ikisinin çarpımı o cisme etkiyen enerjiyi ve dolayısıyla eğer cisim kırılmadıysa da cismin absorbe ettiği enerjiyi verecektir. Tüm bunlarla birlikte "elastik şekil değiştirme", "plastik şekil değiştirme", "Young modülü" gibi terimler var, bunları internetten bakarak öğrenirsen eğer faydalı olacaktır ve konsept daha geniş şekilde kafana oturur.
Tüm Reklamları Kapat
Metaller sünek malzemelerdir. Üzerine kuvvet etikiynce belli bir elastik/plastik şekil değişimine maruz kalırlar ve hemen kırılmazlar. Beton ve kayaç gibi malzemeler ise çok daha gevrek malzemelerdir. Belki çelikten daha sert(sertlik yüzey çizilmesine olan dirençtir) olurlar ancak kuvvet uygulanınca o kuvveti absober etme yeteneği çok düşüktür ve şekil değiştirmeden parçalar kopmaya başlar. Bir beton duvara ince ağızlı bir çekiçle vurursanız betonda çatlaklar oluşturup yüzeyden parçalar koparabilirsiniz ancak bunu çelik bir kütleye yapamazsınız.
İmal usulü olarak da bu sebeplerden dolayı farklı malzemeler farklı usullerle şekilenidirilir. Metalik malzemelere talaşlı şekil verilebilirken gevrek malzemelere hızlı dönen kesici takımlarla şekil vermek çok daha zordur. Tüm bu sebeplerden amacın bir zırh çeliğini delmekse farklı, seramik zırh delmekse farklı, beton delmekse farklı stratejiler izlenmeli.
Newton impact-depth kuralıyla aslında reaktif yöntemler kullanmadan, pure katı-katı dinamik çarpışması sonucu elde edilebilecek delme derinliği hakkında fikir elde edilebiliyor ancak newton yöntemi cisimlerin rijit olması prensibine dayandığından gerçekte farklı malzemeler için çok sapan sonuçlar üretiyor. Literatürde farklı tip malzemeler için geliştirilmiş bir çok empirik delme derinliği denklemi var bu sebeple. Buz için farklı, seramik için farklı, kayaçlar için farklı vs. Bir çelik bariyeri delmek istiyorsan bunu çok daha yoğun başka bir metal ile çarpıştırarak yapabilirsin. Niçin tabanca mermisi gibi ufak mühimmatların ismi kurşun, çünkü ucuza imal edilebilir ve delme etkisi yüksek olabilir en yoğun elementlerden biris kurşun. Ayrıca kurşun bir metal olduğundan kolay şekil verilebilir ve seri imal edilebilirliğe sahip olduğundan kurşun alaşımları mermi yapımında kullanılıyor.
Eskiden kullanılan teneke gibi asker başlıkları mermilerle kolayca deliniyordu. Şuanda kompozit başlıklar var ve tabanca veya düşük kalibreli tüfek mermileri ile delinemiyor. Ancak mermi yeteri kadar momentuma ve enerjiye sahip olursa yani daha kütleli veya hızlı olursa tabiki de onu da deliyor. Bu tip koruma, delme, patlatma gibi standardlar NATO tarafından STANAG ismi ile belirlenir ve her zırhlı veya patlayıcı ürünün bir standardı vardır. Yani bir askeri başlık satılırken "STANAG 4569" standardına göre LEVEL-1 koruma sertifikası ile satılır ve sen bilirsin ki o standardda yazılı olan mühimmatlarla testleri yapılmış ve başarılı geçmiş. Daha hızlı, daha büyük, daha yakından vs yapılan atışlarda koruma sağlamaz.
Tüm Reklamları Kapat
STANAG 4569 standardına göre koruma seviyeleri ve test standardları
Ayrıca yüksek hızlı çarpışma mekaniği ve quasi-static ezilme mekaniği gibi konular standard mekanikten(statik veya dinamik) biraz daha farklı işliyor ve hesaplanıyor. Bahsi geçen konuların yönetici denklemleri non-linear diferansiyel denklemlerken diğerleri linear denklemler ile ifade edilebiliyor. Bu da analizde explicit/implicit çözüm metodunda değişikliğe sebep oluyor. Yani kısaca çarpışma sonucu delinen bir cismin analizi için standard mekanik içduyularımızla elde ettiğimiz gözlemler yeterli gelmiyor ve en sonunda olay gidip yine fiziğin üç temel yasasına bağlanıyor. Enerji korunumu, momentum korunumu ve kütle korunumu.
Anlatmaya çalıştığım şeyi elastisite teorisi, mekanik titreşimler, mukavemet ve termodinamik gibi dersler almadan anlaması çok güç farkındayım ama lise fiziğinde öğretilen ve çok basit görünen korunum yasalarına, çok kompleks non-linear parçalı diferansiyel denklemle modellenebilen sistemlerde bile varılıyor. O sebeple insanlara detayda bu kadar karmaşık olan şeyleri basitçe hız, kütle, enerji gibi şeylerle anlatmakda da bir beis görmüyorum çünkü hakikaten bir noktada oraya bağlanıyorlar.
Neyse fazla uzamış olabilir yazı, konuyu daha holistik kavrayabilmek için araştırıp öğrenilmesi gereken bir çok konu hakkında keywordler verdim aslında. Kabaca özeti şu, illa çok yüksek yoğunluklu bir malzeme kullanarak beton delmenize gerek yok. Yoğunluğu düşük fakat uygun mukavemet değerlerine sahip farklı malzemeler ile de bunu yapmak mümkün. Güçlü bir zırh çeliğinden iskeleti olan bir bomba ile, iskelete zarar vermeden metrelerce beton deldirmek mümkün. 1m C30 tipi betonu delebilmek için gereken enerji hesaplanabilir, bu enerjiyi gökten düşen bir cismin hangi kütle ve hızla çıkabileceği hesaplanabilir, bu cismin malzemesi ve et kalınlığı ne olursa cisim deforme olmadan betonun arkasından çıkacağı hesaplanabilir. Uranyum ve wolfram bazlı malzemelerle delici mühimmat yapılıyor olmasının sebebi, eskiden üretilen çelikler ile bunun yapılamıyor olmasından ve bilgisayarlı analiz metodlarının gelişmemiş olmasından dolayı hesaplanabilir dediğim bazı şeylerin elle hesaplanamıyor olmasından dı. Artık hem çok daha yüksek mukavemette çelikler üretilebiliyor hem de bilgisayarlı analizler sayesinde daha precise hesaplar yapılabiliyor.
Değerli okurlarımız, bu yazımızda sizlere FOTON-M3 projesinin tardigradlara odaklı üç misyonundan biri olan RoTaRad (Rotiferler, Tardigradlar ve Radyasyon) misyonundan bahsedilecektir. RoTaRad misyonu rotiferler ve tardigradlar üzerine gerçekleştirilmiş olmasına rağmen yazımızda sadece tardigradlar üzerindeki deneylere ve sonuçlara odaklanılmıştır. Uzay ortamındaki stres faktörlerinin tardigradlar üzerindeki etkilerini belirlemek adına oluşturulan diğer iki misyon olan TARDIS ve TARSE ile ilgili yazılarımıza linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Tardigradlar veya su ayıları, dünyadaki en zorlu hayvanlar olmaya adaydır. Bu metazoanlar, tüm dünyada derin deniz bölgeleri, gelgit bölgeleri, göller, nehirler, Himalaya dağları, tropiklerin yeşil yağmur ormanları, en kurak çöller ve Kuzey Kutbu'nun sert tundrası gibi çeşitli habitatlarda bulunabilmektedirler. Bununla birlikte, tüm tardigradlar aktif olabilmek için su filmine ihtiyaç duyar. Karasal habitatlarda, nemin fazla olduğu ortamlarda yetişen yosunlarda ve likenlerde bulunurlar. Çevresel strese maruz kaldığında bu yarı karasal tardigradlar kriptobiyoz adı verilen “askı” durumuna girebilirler. Kendilerini gözlemleme fırsatı bulduk. Yaşam Ağacı projemizdeki gözlem kaydımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Randy Haas, Peru'da bulunan And Dağları'nda 9 bin yıl önce ölmüş ve av malzemeleriyle gömülmüş bir insanın iskeletine rastlar. İskelet, genç bir kadına aittir ve beraberinde bazı sorular getirir; insanlık tarihi boyunca gerçekten yalnızca erkekler mi avlanmıştır?[1]
Daniel Miller, Brezilya, Kamerun, Şili, Çin, İrlanda, İtalya, Japonya, Doğu Kudüs ve Uganda dahil olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde insanların akıllı telefonlarını nasıl kullandıklarını araştıran küresel bir araştırma ekibinin bir üyesidir. Araştırma, akıllı telefonların farklı kültürel bağlamlarda yerine getirdiği fonksiyonları aydınlatmayı hedeflemektedir. İrlanda'ya odaklanan Miller da akıllı telefonlarımızın bireysel bir avatara dönüştüğünü; telefonu kullanan kişinin sosyal kimliğinin ifade edilmesinde ve canlandırılmasında rol oynadığını öne sürer.[2]
Kişinin gündelik hayatına devam ederken farkındalığının giderek artması onu daha mutsuz kılan büyük birader gibi gelmeye başlıyor. Sanırım olgunlaşmak böyle bir şey
“Abiyogenez” üzerine yazmaya karar veren kişi oldukça zor bir işe kalkıştığını bilir. Çünkü, cansız maddelerden canlının oluşum sürecini tanımlayan kavram, bilimin en önemli ama aynı zamanda en karmaşık araştırma alanı olan “Yaşamın (canlılığın) Kökeni” konusunun merkezinde yer alır. Bundan dolayı, sözlü olsun yazılı olsun bütün kültür tarihi boyunca insanlık, bu sorunla ilgili sayısız çeşitlilikte bilgi ve düşünce ortaya koymuştur ve bu uğraş günümüzde de devam etmektedir.
Deneysel bilimin güçsüz olduğu antik dönemlerde, “Nereden geliyoruz?” sorusuna yanıt bulma ihtiyacını, kadim inançlar ve folklorik efsaneler karşılamıştı. Daha sonra tek tanrılı göksel dinlerin dogmaları ve felsefe devreye girdi. Binlerce yıllık bu entelektüel çabanın ortaya koyduğu devasa külliyat, insan bilincini derinden etkiledi ve bu etkinin hâlâ sürdüğü herkesin bildiği bir gerçek. Başka bir anlatımla, ele alınan konu, efsanelerin, mitolojinin, dogmaların, safsataların, önyargıların gerçek sanıldığı ve çağdaş bilimin henüz yeni araştırdığı bir alanda kalem oynatmaktır. Fakat öte yandan, bilimin açıklayamadığını hiçbir şeyin açıklayamayacağı gerçeği bizlere, yaşamın yani canlının kökeniyle ilgili bilimsel bulguları toplumla paylaşma yükümlülüğü veriyor.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
Kreosus
Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
Patreon
Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTube
YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer Platformlar
Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!
Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim
Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç
katın.
Evrim Ağacı olarak, bilimin ulaşmadığı hiçbir köşe bırakmamak üzere çalışmaya devam ediyoruz. Ama hedeflerimize ulaşabilmek için sizin gibi bilimseverlerin desteğine ihtiyacımız var. Evrim Ağacı, hiçbir dış kaynağın desteği olmadan, neredeyse tamamen sizlerin katkılarıyla yola devam ediyor. Türkiye'ye bilimin ateşini yazmamıza yardım edin! Tek seferlik destek olun veya daha iyisi, aylık destekçilerimiz
arasına şimdi katılın.
“Herkesten yeteneği kadar, herkese ihtiyacı kadar...” Karl Marx
Bilim İçin 30 Saniyeniz Var mı?
Evrim Ağacı, tamamen okur ve izleyen
desteğiyle sürdürülen, bağımsız bir bilim oluşumu.
Ücretsiz bir Evrim Ağacı üyeliği oluşturmanın çok sayıda
avantajından
biri, sitedeki reklamları %50 oranında azaltmak (destekçilerimiz arasına katılarak
reklamların %100'ünü kapatabilirsiniz). Evrim Ağacı'nda geçirdiğiniz zamanı
zenginleştirmek için, sadece 30 saniyenizi ayırarak üye olun (üyeyseniz, giriş
yapmanızı tavsiye ederiz).