Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Simay Aladağ
Çeviren 14 Şubat
NGC 2237 olarak da bilinen Rozet Bulutsusu, bir çiçek görünümünü anımsatan tek kozmik gaz ve toz bulutu değildir, ancak muhtemelen en ünlüsüdür. Tekboynuzlu (Lat. "Monoceros") takımyıldızındaki büyük bir moleküler bulutun kenarında, yaklaşık 5000 ışık yılı uzaklıkta yer alan bu kozmik gülün yaprakları aslında bir yıldız doğumevidir. Bu sevimli, simetrik şekil; bulutsunun merkezindeki sıcak ve genç O-tipi yıldızlardan oluşan kümeden gelen rüzgarlar ve radyasyonlar sonucu oluşmuştur. NGC 2244 olarak kataloglanmış bu enerjik kümedeki yıldızlar yalnızca birkaç milyon yıl yaşındayken, Rozet Bulutsusu'nun merkezi boşluğu yaklaşık 50 ışık yılı çapındadır. Bulutsu, küçük bir teleskop yardımıyla Tekboynuzlu takımyıldızına doğru bakıldığında gözlemlenebilir. Bu doğal görünümlü teleskopik portre, geniş bantlı renk filtreleri kullanılarak oluşturulmuştur, ancak bazen güller kırmızı olmayabilir.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çınar Ege Bakırcı
Yazar 20 Ocak 2015 6 dk.

Hepimiz Güneş Sistemi'ndeki 8 gezegenin ismini Güneş'e olan sırasıyla sayabiliriz. En azından öyle umuyoruz; eğer emin değilseniz, sırası şöyle: Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve son olarak, Neptün. Ancak bu gezegenlere neden bu isimlerin verildiğini çoğu insan tam olarak bilmiyor. Biz de bu sorunu çözerek, gezegenlerin isimlerinden kısaca bahsetmek istedik. 

Öncelikle genel bir kuraldan bahsedelim: teleskop tam olarak icat edilene kadar bilinen 5 gezegene (Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn) Romalılar hep kendi tanrılarının isimlerini vermişlerdir. Sonradan keşfedilen gezegenlerden olan Neptün'e de Roma Tanrısı'nın adı verilmiştir. Tabii günümüzde bu tanrılara artık inanan pek kimse kalmadığı için, onlara "mitolojik tanrılar" adı verilmektedir. Bunun haricinde bu tür isimlendirmenin yalnızca 2 adet istisnası vardır: Dünya ve Uranüs. Bunların hepsini sırasıyla izah edeceğiz. Şimdi isimlerin nereden geldiğine, baş döndürücü fotoğraflarıyla birlikte, tek tek bakalım:

166
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 14 Aralık 2015 10 dk.

Canlılığın en temel yapıtaşı olan hücrelerin yuvarlak olma davranışını/eğilimini anlamak için, canlılığın kökenlerine inmemiz gerekiyor. Canlılığın başlangıcına... Yani, "cansız" olarak tanımladığımız kavramların, belirli çevre şartları altında kademeli değişerek "canlı" olarak tanımlayacağımız kavramların ortaya çıkışına... Bunu inceleyen teori, Evrim Teorisi değil, Abiyogenez Teorisi'dir.

Abiyogenez Kuramı dahilinde cansız varlıklardan, yaklaşık 500 milyon yıl süren bir deneme-yanılma süreci sonucunda, ilk defa canlı varlıkların kimyasal evrim yoluyla oluştuğunu biliyoruz. Bu sürecin en önemli basamaklarından birisi, belki de canlılık tarihinin en önemli olayı olan "bölünme" ("üreme") olayıdır. Bu ilk bölünme, günümüzde de prokaryotik canlılarda görebildiğimiz "amitoz bölünme" (binary fission) ile olmuştur. Yani hücre, yaklaşık olarak ortadan, mümkün olduğunca eş (ancak içerikler heterojen olarak dağılabilir) bir şekilde ikiye bölünmüştür. İyi ama... Neden? Neden bir varlık "bölünme" ihtiyacı duysun ki? Canlılar, üremeden de evrimleşemezler miydi?

141
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 23 Kasım 2023 14 dk.

Davranışların incelenmesi, bize organizmaların çevrelerine nasıl yanıt verdiği ve bu yanıtların evrimsel kökenleri hakkında derinlemesine bilgiler sunar. İnsanlar söz konusu olduğunda, psikoloji ve sosyoloji gibi bilimler davranışın temel bileşenlerini ve bu davranışların bireyler ve toplumlar üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olur. Öte yandan etoloji ise, insan harici hayvanlar aleminin davranışsal dinamiklerini ve bu davranışların ekolojik ve evrimsel bağlamlarını inceler. Bu disiplinler, hayvanların ve insanların dünyalarını daha iyi anlamamız ve birbirimizle ve doğal dünya ile olan ilişkilerimizi daha iyi yönetmemiz için önemli araçlar sağlar.

Nesli tükenmiş hayvanlar söz konusu olduğunda, onların davranışları hakkındaki bilgilerimiz sınırlıdır çünkü bu hayvanları doğal ortamlarında doğrudan gözlemleme fırsatımız yoktur. Fakat gözlem şansı olmasa da epey kapsamlı tahminler mevcuttur. Kalıntıları bulunan ve Kik adı verilen yünlü mamut bireyi, Buzul Çağı'ndan kalan ve hikayesi bilinen ender memeli hayvanlardan biridir. Kik, yaklaşık 17.100 yıl önce, Alaska'nın iç kesimlerinde, kuzeyde Brooks Sıradağları ve güneyde Alaska Sıradağları arasında dünyaya gelmiştir. O dönemde, bu bölge, Bering kara köprüsü üzerinden Sibirya'ya ve Batı Avrupa'ya kadar uzanan soğuk ve kuru bir çayırlık olarak karşımıza çıkar. Bu geniş bölgeye, bölgenin en ikonik hayvanlarından dolayı "mamut stepleri" adı verilmiştir.[1]

66
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
391K UP
Aktaran 2 gün önce 4 dk.

Milyonlarca insanın bizzat tecrübe ettiği gibi, COVID-19 aşısı gibi mRNA aşılarının en yaygın yan etkisi; aşı yerinde ağrı, kızarıklık ve bir iki gün süren genel bir halsizlik halidir. Araştırmacılar şimdi, mRNA aşılarının bu tepkiyi tamamen ortadan kaldıracak şekilde yeniden tasarlanabilmesi durumunda ne olacağını inceliyor.

Pennsylvania Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, Nature Biomedical Engineering dergisinde yayınladıkları yeni bir çalışmada, mRNA'yı hücrelere taşıyan lipit nanoparçacıkların (LNP) kilit bir bileşeni olan iyonize edilebilir lipidin yapısını hafifçe değiştirmenin, sadece iltihaplanmayı azaltmakla kalmayıp aynı zamanda COVID-19'dan kansere kadar çeşitli hastalıkların önlenmesinde veya tedavisinde aşının etkinliğini de artırdığını gösteriyor.[1]

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 14 Haziran 2015 1 dk.

Bir kaplumbağanın iskeleti... Ne kadar tuhaf gözükürseniz gözükün, vücut planınız evrimsel süreçte atalarınızınki ile neredeyse birebir aynı kalıba sahip olacaktır. Tek fark, evrimsel süreçte şekillenen vücut yapınıza bağlı olarak iskeletinizin genel görünümünün uyum sağlaması olacaktır, belki ufak tefek bazı farklılaşmalar olacaktır hepsi bu. 

Bir kaplumbağada da, tüm omurgalı hayvanlarda (insan, zürafa, fil, yunus, papağan vs.) olduğu gibi bir "omurga" bulunur; ancak kabuğunun altındadır. Dolayısıyla dışarıdan göremiyor olmanız, bu yapının olmadığı anlamına gelmez. 

27
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zeki Doruk Erden
Çeviren 12 Ekim 2014 4 dk.

Florida Üniversitesi’nden bir bilim insanı, bir uçuş simülasyonunu kullanabilen canlı bir “beyin” üretti. Bu “beyin”, bilim insanlarına, beyin hücrelerinin bir ağ halinde nasıl çalıştıklarını inceleme konusunda yepyeni, alışılmamış bir yöntem sunabilir.

Bu "beyin", bir farenin beyninden alınıp cam bir kapta kültürlenmiş 25.000 canlı nöron (sinir hücresi) topluluğundan oluşuyor. Bu sinir yumağı, bilim insanlarına, beyni hücresel seviyede gerçek zamanlı olarak inceleme fırsatı veriyor. Bilim insanları, beyin hücrelerinin etkileşimini izleyerek epilepsi gibi sinirsel bozukluklara nelerin sebep olduğunu anlamayı ve bunlara cerrahi olmayan müdahaleler yapabilmeyi umuyor.

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Şirin Sümeyya Gündüz
Üye 4 gün önce 1 Cevap
Soğuk bir yiyecek olmasına rağmen susuyor insan?
171 görüntülenme
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Emir Akbaş
Emir Akbaş
107K UP
İnceleyen10 1 gün önce
Christopher Nolan kurgu denilebilecek eserlerinin dışına çıkarak bize yaşanmış bir olayı yani Nazilerin hızlı ilerleyişi sonucu Dunkirk'te sıkışıp kalmış olan askerlerin tahliyesini anlatıyor. Tabi Nolan bunu kendine özgü zaman anlayışı ve anlatım tarzıyla etkileyici bir şekilde bizlere aktarıyor.Müzikleriyle olsun görsel sahnelerinin büyüleyiciliğiyle olsun bize savaş ortamını resmen hissettiriyor. Savaşın askerlerde bıraktığı travmaları,özellikle Cillian Murphy'in gemideki sahneleri veya sahildeki askerlerin her an bombalanma korkuları,Hans Zimmer'in her an artan gerilim müzikleriyle bu film sinema tarihinde kendine özel bir yer hazırlamış. Tabii bu film kurgu beklentisi içinde olan veya tarih bilgisi yeterli olmayan veya bunun bilincinde olamayan insanlar için tekdüze bir film gibi gelecektir. Lakin ayrımı iyi yapmak gerekir.
Film
9.5/10
(51 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Genç Mühendis
Genç Mühendis
349K UP
4 gün önce
Bu gün "Kıbrıs'ın Barış ve Özgürlük" Bayramı kutlu olsun! Barış Harekâtının 51. Devri senesi ve Rum yönetimi altındaki Türklerin özgürlüğünün yıldönümü. 
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 14 Ağustos 2018 13 dk.

Schrödinger'in Kedisi, büyük fizikçi Erwin Schrödinger tarafından geliştirilmiş meşhur bir düşünce deneyidir. Schrödinger, bu düşünce deneyini Kopenhag Yorumu olarak bilinen ve modern fizikçilerin çoğu tarafından kabul edilip kullanılan bir kuantum mekaniği yorumuna tepki olarak geliştirmiştir.

Kopenhag Yorumu'na göre Evren'deki tüm temel parçacıklar, bir dalga fonksiyonu tarafından tanımlanan olasılıklar çerçevesinde belli bir hız ve konuma sahiptir. Yani atom etrafındaki bir elektron, aslında belirli bir noktada değildir; belirli bir olasılıkla belirli bir noktada ve hızda bulunur. Ancak biz, bunu kesin olarak bilemeyiz. Ta ki gözlem (ölçüm) yapana kadar. Heisenberg'in Belirsizlik Kuramı çerçevesinde, gözlem yapsak bile hız ve konumu aynı anda tespit edemeyiz; ancak en azından bir tanesini ölçmemiz mümkündür. Ancak nasıl olur da belirli olasılıklar çerçevesinde herhangi bir konumda ve hızda bulunabilecek olan bir elektron, gözlem yapıldığı anda belirli bir konuma veya hıza sahip olur? Eğer ki gözlem öncesinde bu elektronun pozisyonu ve hızı belirsiz ise, gözlem sonrasında bu pozisyon veya hızdan en azından 1 tanesi nasıl belirli hale geçer?

193
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Sinan Arslan
Sinan Arslan
101K UP
İnceleyen 1 gün önce
Metro 2033

Hemen hemen Metro 2033 kitabıyla aynı senaryoyu takip eder. Tabii, kimi sahneler çıkarılmış, değiştirilmiş veya yerine yeni sahneler eklenmiştir. Kitap, doğal olarak daha fazla konuşma metni ve Artyom’un kendi iç sesini içerirken; oyun, buna karşılık daha fazla aksiyon barındırmaktadır.

Oyun ile kitap arasındaki en önemli fark ise, kitapta Karaderilileri yok eden Artyom’a oyunda onları öldürmeme seçeneğinin de sunulmasıdır. Şöyle ki:

Eğer oyun esnasında, çocuğunun hayatını kurtardığımız kadının teklif ettiği parayı (bir şarjör 7.62 mm Kalaşnikof mermilerini) geri çevirirsek, istasyonda dilenen çocuğa para (mermi) verirsek veya öldürebileceğimiz bir kişiyi affedersek, oyunu "iyi son" ile bitiriyor ve Karaderilileri öldürmek için ateşlenen füzelere koordinat veren lazer güdüm kitini silahımızla imha ediyoruz. Böylece "ucubelerin" hayatını kurtarmış oluyoruz.

Aksine, oyun esnasında yukarıda yazılanların tam tersini yaparsak, oyun "kötü son" ile bitiyor. Füzeler Karaderilileri kömür hâline getirirken, biz de Ostankino TV Kulesi'nin tepesinden tüm bu manzaraya bön bön bakıyoruz.

Metro: Last Light

Metro: Last Light, Metro 2033 oyununun bıraktığı yerden devam eder. Yapımcılar, bir önceki oyunda bize sunulan iyi ve kötü sonlardan kötü olanın gerçekleştiğini varsayarak Metro: Last Light'ın senaryosunu yazmış ve olaylar bu sona göre şekillenmiştir.

Metro halkı, Artyom’un balistik füzelerle imha ettiği Botanik Bahçesi’ndeki tüm Karaderililer’in öldüğünü sanır. Yalnız, daha sonra anlaşılır ki yetişkin olmayan bir tanesi hayatta kalmıştır. Artyom’dan, kendisine eşlik eden Anna (kitapta Anya olarak geçen isim, oyunda Anna olarak değiştirilmiştir) ile birlikte o Karaderili’yi bulup öldürmeleri istenir. Ancak yaşanan kovalamaca sonrası Karaderili tam yakalanacakken gördüğümüz bir hayal neticesinde bayılırız ve bir grup Reich askeri tarafından yakalanırız. Karaderili’yi de yanlarına alan Reich, bizi hapseder. Hapisten, Pavel adındaki bir Kızıl Komünist’in yardımıyla kaçarız.

Oyun; Teşkilat, Kızıl Hat ve Reich üçgeni arasındaki çekişmede bizi oradan oraya sürükler. İlerleyen bölümlerde, bir grup yetişkin Karaderili’nin D6 istasyonunun gizli bir yerinde kış uykusuna yattığını ve Botanik Bahçesi’ndeki patlamadan sağ çıktıklarını anlarız. Reich’ın elinden kurtardığımız küçük Karaderili ise oyunun sonuna kadar bize eşlik eder. Son bölümde, Kızıl Hat ile bizim de bir neferi olduğumuz Teşkilat kafa kafaya gelir.

Burada oyun bize yine iyi ve kötü olmak üzere iki farklı son sunar. Tabii bu sonlar, yukarıda Metro 2033 oyununda bahsettiğim gibi, oyun esnasında yaptığımız eylemlere göre belirlenir. Örneğin; silahsız yakaladığımız Reich askerini öldürmezsek, oyuncak ayısını kaybeden çocuk için poligonda bahis yatırıp oyuncağı kurtarırsak, Pavel’i öldürmek yerine affedersek oyun iyi son ile; aksini yaparsak kötü son ile biter.

Kötü sonda, Reich, Teşkilat’a üstün gelir. Hepimiz yerde can çekişirken, daha önceden istasyona döşediğimiz patlayıcıların fünyesini ateşleriz ve biz dâhil orada bulunan herkesin hayatına son veririz. Karaderililer ise saklandıkları yerden çıkar ve daha sonra tekrar bize dönüp yardım edeceklerine dair söz vererek ufka doğru yürürler. Anna ise çocuğuna, babası Artyom’un nasıl bir kahraman olduğunu anlatmaktadır.

İyi sonda ise, tam fünyeyi ateşleyecekken zaman durur. Küçük Karaderili ve diğer yetişkin Karaderililer ortaya çıkar, Reich’ın adamlarını durdururlar. Ardından yine, ileride bize yardım etmek üzere döneceklerine söz vererek ufka doğru yürürler.

Metro: Exodus

Senaryosu, bir noktaya kadar Metro 2035 kitabıyla paralellik gösterse de oyun, kitaptan farklı olarak Artyom’un Moskova metrosundaki maceraları yerine bunu yeryüzüne ve hatta Moskova dışına çıkarır.

Artyom, haylaz bir çocuk gibi sürekli evinden, VDNKh istasyonundan yalnız başına kaçıp yüksekçe bir bina enkazına tırmanarak, yanında taşıdığı seyyar telsiziyle dış dünyaya ait ufak bir radyo sinyali, bir umut ışığı aramaktadır. Yine soğuk bir kış gününde umutlu bir şekilde yaptığı aramadan eli boş dönerken, dönüş yolunda kullandığı metro tünellerinin birinde mutantlar tarafından saldırıya uğrar. Miller’a bağlı Teşkilat elemanları tarafından son anda kurtarılarak güvenli bölgeye götürülür. Albay Miller — Teşkilat’ın lideri, Anna’nın babası ve tabii ki kayınpederimiz — oldukça kızgındır. Bu işe bir son vermemizi ister.

Yine farklı bir gün, yanına ikna ettiği Anna’yı da alan Artyom, yeni bir denemeden sonuçsuz bir şekilde dönerken yolda buhar gücüyle çalışan eski bir tren lokomotifi görür. Ancak biraz sonra Hansa elemanlarıyla karşılaşır. Anna kaçırılır, kendisi ise ölüme terk edilir.

Hayatta kalma ve Anna’yı kurtarma dürtüsüyle kendisini ölümden kurtaran Artyom, Anna’nın tutsak olarak tutulduğu Hansa’nın karargâhına; yine aynı karargahta zorla çalıştırılan eski makinist Yermak’ın yardımıyla sızar ve hayatının aşkını kurtarır. Bu sırada Hansa’nın elinde tuttuğu bu bölgenin yalnızca beton yığınından ibaret olmadığını, aynı zamanda barındırdığı devasa antenler aracılığıyla bir jammer görevi görerek gelen ve giden radyo yayınlarını bastırdığını ve Moskova’nın dış dünyaya karşı tamamen “ölü” bir şehir gibi gösterildiğini keşfeder. Jammer’ları sabote eden Artyom, Yermak ve Anna’nın yardımıyla daha önce gördükleri ve Hansa’ya ait olduğunu öğrendikleri lokomotifi ele geçirme girişiminde bulunurken, tesadüf eseri aynı ele geçirme operasyonunu yapan Miller ve adamlarıyla karşılaşırlar. Ekip, ardından Hansa’nın elinde bulundurduğu diğer bir zırhlı tren ile girdikleri çatışmadan sağ olarak kurtulup treni imha ederler.

Lokomotif ile Moskova’nın 108 km kadar güneyine hareket eden ekip, burada havanın temiz, radyasyonun ise yok denecek kadar az olduğunu keşfederler. Dış dünyanın anlatıldığı gibi olmadığını, Moskova’nın tam tersi bir manzara çizdiğini gören ekip; yaşayacak yeni bir yuva bulma umuduyla ve ayrıca geri dönerlerse öldürüleceklerinin bilinciyle rotalarını Miller’ın isteği üzerine Ural’a, Yamantau Dağları’na çevirir. Miller, savunma bakanı dâhil tüm devlet erkânının savaş esnasında Yamantau Dağları’ndaki gizli yeraltı sığınağına tahliye edildiğini ve burada kalabalık bir grup olarak güven içinde yaşadıklarına inanmaktadır.

Ekibin yolu, Moskova’dan yaklaşık 750 km sonra, açılır kapanır bir köprüye tahkimat kurarak demiryolunu kapatan bir grup insanla karşılaşmalarıyla kesilir. Bu insanlar, ekibin Moskova dışında karşılaştıkları mutantlar haricindeki ilk canlı insan grubudur. Ancak bu insanlar hiç de bekledikleri gibi değillerdir. Savaşın ve bu yıkımın suçlusunun teknoloji ve elektrik olduğunu savunan ve bir kilise rahibi etrafında toplanarak radyasyona maruz kalmış, aşırı derecede büyümüş mutant bir kedi balığına tapan bu grupla anlaşamazlar ve çatışma başlar. Yobazlar, yeni mutant yaratıklar ve bu insanlar dışında kendilerine haydut denen bir takım insanlarla da bu yarı göl, yarı bataklık kasabada savaşan Artyom, sonunda rahibi alt eder. Ekip, yanlarına kasabada bulunan vagon bakım atölyesi işçisi Tokarev’i, rahibin kilise kulesinde bir yılı aşkın süredir esir tuttuğu genç bir dul olan Katya ve kızı Nastya’yı, ayrıca atölyeden kaçırdıkları bir yolcu vagonu ile bir otorayı alarak kasabayı terk ederler. Rahiple yaptığımız mücadelede, oyun içinde aldığımız kararlara bağlı olarak ekip üyesi Duke ya ölür ya da hayatta kalır.

Artık Katya, Nastya ve Tokarev ile büyüyen ekip; lokomotifin arkasına taktıkları yolcu vagonu ve otorayla genişlettikleri yaşam alanlarıyla Yamantau Dağları’na doğru yola çıkarlar.

Yamantau’ya varan ekip, daha en başından bu işte bir terslik olduğunu anlar. Ortalık çok sessizdir ve kendilerini herhangi bir komite karşılamaz. Ancak savunma bakanı ile tanışacağı için oldukça heyecanlı olan Albay Miller, bunun farkına varamaz. Üsse giren ekip, endişelerinde haklı çıkar. Ortada ne savunma bakanı ne de herhangi bir askerî yetkili vardır. “ARK” ismi verilen üs, zamanla yamyamlaşan bir grup eski asker tarafından ele geçirilmiştir. Kendine “doktor” diyen bir cani tarafından yönetilen bu grup, Anna’yı kaçırarak doktora teslim eder. Miller ve Artyom ise daha sonra bir terslik olduğunu sezerek, yardıma gelen ekibin diğer üyeleri Idiot ve Sam ile birlikte yamyamlarla savaşır ve sonunda Anna’yı kurtararak doktoru öldürürler.

Umduklarını bulamayan ekip, ülkenin hangi bölgelerinin radyasyondan etkilenmediğini öğrenmek için uydu istasyonu olarak kullanılan Kazakistan sınırları içerisinde ve Hazar Denizi kıyısında bulunan bir kasabaya giderler. Hem radyasyon haritalarına ulaşmak hem de susuz ve kömürsüz kalan lokomotif Aurora’yı beslemek için kasabada bulunan ve insanları köleleştirerek kendi krallığını ilan eden, ayrıca denizdeki petrol sondaj istasyonlarını ele geçiren, kendisine “Baron” diyen bir cani ile mücadeleye girerler. Mücadele sonunda, annesi uydu istasyonunda çalışan ve savaşın ardından bölgede bulunan bir deniz fenerini kendisine kale yapan Giul (Gül) isminde Kazakistanlı bir güzelin yardımıyla hem bir yakıt tankı vagonuna hem de radyasyon haritalarına kavuşurlar. Yine oyun içinde aldığımız kararlara bağlı olarak ekibin Kazakistan asıllı üyesi Damir ya bizimle yolculuğuna devam eder ya da kalıp Gül’ün mücadelesine destek verir.

2013 yılına ait uydu görüntülerini inceleyen ekip, bir baraj gölü civarına kurulmuş küçük bir kasabanın ve ormanın yeni yuvaları olabileceğini düşünerek yola çıkarlar. Yolda, ekip üyelerinden Stephan ile Katya arasında gerçekleşen duygusal yakınlaşma yerini evliliğe bırakır. Tokarev’in el yapımı yüzüğü, Miller’ın rahipliği ve ekibin şahitliğiyle nişan gerçekleşirken, Anna’yı bir anda kanlı bir öksürük tutar. Anna’nın söylediğine göre, Yamantau’da onu esir alan doktordan; akciğerlerinin bataklık kasabasında soluduğu zehirli gaz yüzünden tahrip olduğunu ve yakında ölebileceğini öğrenmiştir. Gerekli ilaçları bulabilmek için ekip, rotasını bu sefer Rusya’nın üçüncü büyük şehri Novosibirsk’e çevirir. Ancak önce baraj gölünden geçmeleri gerekmektedir. Ayrıca buranın havasının Anna’ya iyi geleceğini de düşünmektedirler.

Kasabaya varan ekip, çevreyi kolaçan etmek için Artyom ve ekibin diğer bir üyesi Alyosha’yı görevlendirir. Otoray ile bozuk demiryollarında ilerlerken bir toprak kayması meydana gelir ve Artyom ile Alyosha’nın yolları birbirinden ayrılır. Otoray ise nehrin dibini boylar. Artyom’u, kasabada yaşayan ve adının daha sonra Olga olduğunu öğreneceğimiz bir yerli kurtarır. Kasabada, kendilerine “Yerliler” ile “Korsanlar” diyen iki grup çatışma hâlindedir. Ancak bu iki grup da kasabanın ölen eski öğretmenine büyük bir saygı beslemekte ve onun öğretilerinin yolundan gitmektedir.

Devasa bir mutant ayının saldırısı da dâhil olmak üzere yaşadığı bir takım maceraların ardından Alyosha ve Artyom tekrar bir araya gelir. Ancak Alyosha’nın söylediğine ve dürbünle bize gösterdiğine göre baraj suyunun tamamı radyasyonla kirlenmiştir. Ayrıca zayıflayan baraj duvarları yakında yıkılarak beraberindeki zehirli suyla kasabayı yutacaktır. Alyosha, biz ormanda yaşam mücadelesi verirken gönlünü kaptırdığı Olga’ya, kasabadan diğer yaşayanlarla birlikte ayrılmasını ve kendisini bulmasını söyleyerek Artyom ile birlikte lokomotife, Aurora’ya geri döner.

Ekip, uzun bir yolculuğun ardından Novosibirsk şehrine ulaşır. Oyun bize hissettirmese de aslında Moskova’dan yola çıkalı tam bir yıl geçmiştir. Kış ayıdır. Bu şehrin silueti, barındırdığı daha fazla radyasyon dışında Moskova’dan farksızdır. İlacı bulmak için bu yolculuğa çıkmalarının ve Anna’nın hastalanmasının sorumluları olduklarını hisseden Miller ve Artyom gönüllü olurlar. Yüzeydeki aşırı radyasyon nedeniyle tekrar metronun o karanlık tünellerine inmek zorunda kalan ikili, burada gerçekleşen bir savaş sonucu hayatta kalan tek kişi olan Kirill isminde bir çocukla tanışır. Çocuk, ikiliye ilacın bulunduğu hastanenin yerini tarif eder. İlaç bulunur, ancak Artyom yolda hayvanat bahçesinden kaçan mutant bir gorilin saldırısına uğrayarak ağır yaralanır. Miller ve Kirill, Artyom’u alarak Aurora’ya geri dönerler. Miller, aldıkları ilacın bir kısmını vücudundaki radyasyonu atması için Artyom’a verir. Ancak kendisi bu fedakârlığı sonucu yolda hayatını kaybeder. Artyom’a verilen ilaç yetersiz kalınca ekip üyeleri, kan grubu AB+ olan Artyom’a birer birer kan verirler.

Oyun burada iki farklı sonla biter. Yine yapmış olduğumuz iyi veya kötü seçimlere bağlı olarak Artyom ya ölerek arkasında gözü yaşlı bir eş bırakır ya da hayatta kalarak ekibin yeni lideri olur.

Ekip, rotasını doğuya çevirir. Yolculuğun ardından Baykal Gölü kenarında, savaş ve radyasyon görmemiş, tertemiz topraklarla karşılaşırlar. Miller’ın cenazesini göle hâkim, yeşillik bir tepede bulunan bir ağacın altına defnederler. Kötü sonda, Miller ve Artyom’un mezarları yan yanadır. Ekip üyelerinden Idiot, ikili için 9 pare atış yaptırır. Anna ağlamaktadır. İyi sonda ise Artyom, Miller’ın mezarının başında Anna’ya sarılmıştır. Idiot, ekibin liderliğini resmî olarak Artyom’a veren kısa bir konuşma yaparken; diğerleri — Katya, Nastya, Kirill, Stephan, Yermak, Tokarev, Duke, Damir ve Sam — onları izlemektedir. Kamera geriye doğru çekilir.
Youtube Kanalı
10.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
@metrovideogame
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Sonya Demirboğa
Öğrenciyim 1 gün önce Sen de Cevap Ver

Bilimsel anlamda bu konuyla ilgili hiçbir kanıt yoktur. Bu iddia, savunulan din veya görüşü daha inandırıcı kılmak için büyük ihtimalle uydurulmuş bir efsanedir. Alternatif olarak, bir ay tutulması gibi doğal bir olayın optik illüzyonla yanlış yorumlanıp, doğaüstü olarak nitelendirilerek abartılı biçimde aktarılması sonucu günümüze ulaşmış yanlış bir bilgi olabilir.

  1. Fizik Yasalarıyla Çelişki

- Enerji Problemi: Ay'ın kütlesi (7.3×10²² kg) ikiye bölmek için 10²⁹ joule enerji gerektirir. Bu, insanlığın ürettiği tüm nükleer enerjinin 10 milyar katıdır (NASA, 2023).

- Termodinamik Engel: Açığa çıkacak enerji (>10.000°C) Ay'ı buharlaştırır; parçaların yeniden birleşmesi yerçekimi ve momentum korunumu yasalarına aykırıdır.

Tüm Reklamları Kapat

- Yörünge Dinamiği: Bölünme sonrası parçaların aynı yörüngede kalması matematiksel olarak imkânsızdır (Astrophysical Journal, 2021).[1]

2. Jeolojik Kanıt Eksikliği

- NASA LRO Verileri (2009-günümüz):

- 7 cm/piksel çözünürlüklü haritalama, 5.000 km+ uzunlukta hiçbir yarık göstermemektedir.

Tüm Reklamları Kapat

- En büyük çatlak Rima Ariadaeus (300 km), tektonik kökenlidir ve "bölünme" izi taşımaz (USGS Jeoloji Raporu, 2022).

- Apollo Örnekleri: 382 kg kaya/toprakta termal şok veya radyolojik anomali bulunmamıştır.[2]

3. Bilimsel Açıklama: Optik İllüzyon

- Atmosferik Kırılma: Tutulma sırasında hava tabakaları, Ay'ın iki parçalı görünmesine neden olabilir.

- Psikolojik Etki: Tarihte benzer olaylar kaydedilmiştir (Örn: 2010 İngiltere "Ay bölündü" vakası – The Guardian).

Sonuç

Fizik yasaları, jeolojik veriler ve tarihsel kayıtlar; Ay'ın insanlık tarihinde ikiye bölündüğü iddiasını desteklemez. Olay, atmosferik kırılma ve parçalı tutulmanın kültürel ve dini bir yorumu olabilir

Kaynaklar

  1. NASA. Welcome To The Nssdca. Alındığı Tarih: 23 Temmuz 2025. Alındığı Yer: NASA | Arşiv Bağlantısı
  2. planetarynames. Planetary Names. (26 Haziran 2025). Alındığı Tarih: 23 Temmuz 2025. Alındığı Yer: planetary names | Arşiv Bağlantısı
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Nevzat Keskin
Seslendiren 4 gün önce 8:22
Video ve filmlerde oldukça önemli bir kavramdır saniye başına kare (fps: frame per second) kavramı. FPS miktarı arttıkça görüntü daha gerçekçi ve net...
8
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Hong Kong’dan bilim insanları, kimya dünyasında önemli bir
başarıya imza attı: kararlı ve benzersiz yapıda yeni bir bor döngüsü sentezlendi.
6 üyeli bu halka yapısı, 3 bor ve 3 karbon atomundan oluşuyor.

🔬 Molekül, içeriğindeki bor atomlarının düzlemsel yapıda yer almasıyla dikkat çekiyor.

Bu yapı, klasik benzen halkasına benzer bir aromatiklik gösteriyor.

Bor elementinin farklı bağ yapıları kurabilmesi, onu malzeme bilimi ve ilaç tasarımı gibi alanlarda oldukça değerli kılıyor.

💻Yazar: Ufuk Derin

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
İnceleme
Ayşe Sıla Toz
İnceleyen 19 Mart 2024
Mükemmel dizi.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Yusuf Kaba
Yusuf Kaba
36K UP
Alıntıyı Ekleyen 1 ay önce
“Acı gerçek şu ki insanın gerçek hayatı, gündüz ve gece, doğum ve ölüm, mutluluk ve sefalet, iyi ve kötü gibi uzlaşmaz karşıtlıkların bileşiminden oluşmaktadır. Üstelik bunlardan herhangi birinin bir gün karşıtına, iyinin kötüye ya da sevincin acıya galip gelip gelemeyeceğini de bilmiyoruz. Hayat bir savaş alanıdır. Her zaman öyleydi ve hep öyle kalacaktır. Eğer öyle olmasaydı hiçbir şey varlığını sürdüremezdi.”
Kaynak: İnsan ve Sembolleri
9
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close