Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Oğuzhan Pekgöz
İnceleyen 6 gün önce
İzlediğim en iyi dizilerden birisi diyebilirim. Michael Scofield'in dahiyane planları beni adeta ekrana kilitledi. T-Bag karakterinin değişimi ve beni çok etkileyen sözü hala aklımda: "Hepimiz kendi kimliklerimizin tutsaklarıyız ve kendi yarattığımız hapishanelerde yaşıyoruz." Bir devam dizisi çekilecekse kesinlikle T-Bag başrolde olamlı diye düşünüyorum. Ayrıca Michael ve Sucre arasındaki dostlukta herkese örnek olacak seviyede. Bir insanın sevdiği insalar uğrana neler yapabildiğinide güzel şekilde aktarmış. Aklıma gelenlerden biriside Abruzzi'nin harikulade değişimi ve muhteşem sonu aklımdan çıkmıyor. Keşke hafızam silinse ve tekrardan izleyebilsem. Teşekkürler.
9.4/10
(17 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Prison Break
Yönetmen: Brett Ratner
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Şule Ölez
Uyarlayan 1 Şubat 2014 6 dk.

Bermuda Üçgeni (diğer adıyla Şeytan Üçgeni), gemi ve uçakların gizemli bir şekilde buhar olup ya da sulara gömülüp sırra kadem bastığı söylenen ve uç noktaları Bermuda, Florida ve Puerto Rico’da olan bir alandır. Tekinsiz olduğundan "Şeytan Üçgeni" adıyla da anılan Bermuda Üçgeni Kuzey Atlantik Okyanusu’nun batısındaki bir bölgedir; uç noktaları Bermuda, Florida ve Puerto Rico’dadır. Her bir kenarı 1.600 km’ye yakındır.

5 Aralık 1945 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri Donanması’nın rutin olarak yaptıkları eğitim uçuşunda 5 uçak ("Flight 19" olarak bilinir) bir fırtına sebebiyle bu bölgede kaybolur. En olası açıklama, öncülük eden pilot Charles Taylor’ın pusulasının bozulmasıyla ekiptekilerin yönlerini kaybedip, nihayetinde yakıtları biterek düşmeleridir. Taylor, deneyimli bir teğmendi; ancak sadece 28 yaşındaydı ve birçok sorumsuz davranışı da kayıtlara geçmişti. Örneğin Pasifik’teki çatışmalar sırasında iki kere kaybolup her iki seferde de uçağını terk etmek zorunda kalmıştı. Kayboldukları eğitim uçuşuna da 25 dakika geç gelmişti. Uçuş başlamadan önce bir başkasının yerine geçmesini istemişti; ancak bu istek reddedilince uçuşu yapmak zorunda kaldı. Bu uçuş, onun ve ekibinin son uçuşu oldu.

38
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sudaki Gezegen Çizgileri

Bu çizgilere sebep olan şey ne? Gökyüzündeki nesneler kimi zaman su üzerinde çizgiler oluşturacak şekilde yansırlar. Peki ama neden? Eğer su yüzeyi pürüzsüzse yansıyan nesneler de kendi görüntülerine benzer şekilde noktalar hâlinde görünürler. Ancak su dalgalı ise bu nesnelerden gelen ışığın su yüzeyinden yansıyarak size ulaşacağı birçok farklı yer var demektir ve bu yansımalar da nihayetinde bir araya gelerek genellikle bir çizgi oluştururlar. Bu fenomen, Güneş'in doğuşundan hemen sonraki ve batışından hemen önceki anlarda sıkça gözlemlenmektedir. 25 Nisan 2025'te İspanya'nın İbiza kentinden çekilen bu fotoğrafta, batmakta olan Ay ile onun yukarısındaki Venüs ve sağındaki hayli soluk Satürn'ün hem doğrudan hem de Akdeniz'den yansıyan çizgiler hâlinde bir araya gelerek oluşturdukları manzarayı görüyoruz. Sağ taraftaki diğer çizgiyse bir kayanın üzerinden saçtığı parlak ışığıyla geçen gemileri uyaran bir deniz fenerine ait.

5 Mayıs 2025 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı ve Telif Hakkı: Jose Antonio Hervas
Çeviren: Osman Akman
Çeviri Editörü: Tolunay Dündar

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Sizden Gelenler
Space Man
Üye
Bu ülkeden ne zaman umudumu kesersem Evrim Ağacı aklıma geliyor. Siz Carl Sagan'ın bilimde yaptığını Türkiye'de yapıyorsunuz. Varlığınız bizim umudumuz Sevgili Evrim Ağacı. İyi ki varsınız ♥️💙
Tuba Aydoğdu
Üye 17 Ekim 2022 Henüz cevap yok.
DNA, hücre zarı haricindeki cevaplar
162 görüntülenme
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Akın Karahasan
Yazar 14 Ağustos 2020 15 dk.

Tardigradlar, çok çeşitli fiziksel ve kimyasal aşırılıklara dayanma konusundaki yeteneği sayesinde tüm bilimseverleri büyülemektedir. Son dönemlerde tardigradların sahip olduğu dayanıklılık yeteneği, karşılaştıkları zorlu koşullar sırasında ifade edilen proteinlerin koruyucu rollerine odaklanmamıza sebep olmakla birlikte bu küçük omurgasızlara duyulan ilginin artmasına yol açmıştır.

Dsup (hasar önleyici) adı verilen ve tardigradlara özgü benzersiz bir proteinin DNA'yı radyasyon ve radikallerin ürettiği hasardan koruduğunun keşfi, biyoteknoloji ve tıp alanındaki potansiyel uygulamalarıyla ilgili beklentileri artırdı.

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Tolgahan Köylü
İnceleyen10 1 Ocak 2024
Hayatımda okuduğum en iyi kitaplardan biridir. Jonathan Livingston'un kaleme almış olduğu harika bir öyküdür. Her insanın okuması gereken en iyi kitaplardan biri.
9.9/10
(78 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Jonathan Livingston Seagull
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
13
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nükleer enerji ile roket sonda vb. Yapılamazmı diye bir video olsa iyi olurdu
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Meltem Çetin Sever
Çeviren 25 Ağustos 2019 29 dk.

Görelilik! Bulunduğumuz çağı bundan daha iyi simgeleyen başka bir sözcük var mı? Artık hiçbir şeyin kesinliğinden emin olamıyoruz. Her şeye göreliliğin ışığında bakıyoruz. Görelilik, günden güne ucuz filozofların elinde oyuncak haline geliyor.

Savaş sonrası dünyamızda, meydan okunmamış herhangi bir standart kaldı mı? Değişmezliği veya kalıcılığı bir yerlerde sorgulanmamış; etiğin, ekonominin yahut hukukun mutlak olduğu bir sistem kaldı mı? Artık üçgenin iç açılarının toplamının 180 derece sayılmadığı, zaman kavramının anlamını yitirdiği, sonsuzun sonu olduğu ve sonlunun sonsuzlukta kaybolduğu bir dünyada, kalıcı değer, yahut tartışmasız doğru diye bir şey olabilir mi?

313
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Ağustos 2011 17 dk.

Homo sapiens, "Taksonomik Olarak İnsan" yazımızda da detaylarıyla ele aldığımız üzere, 275 milyon yıl kadar önce sürüngenlerden evrimleşmiş memeliler içerisinde, 47 milyon yıl kadar önce evrimleşmeye başlamış Primatlar takımı içerisinde bulunan ve son 6-7 milyon yıldır insansılar kolundan evrimleşerek günümüze gelmeyi başaran tek insan türüdür. Yani bu uzun yolculukta, ilk memelilerden günümüze kadar pek çok özellik değişmiş, bunların birikimi sayesinde önce primatlar dediğimiz iri beyinli memeliler evrimleşmeyi başarmış, bunların arasından bir kol da günümüz modern insanına doğru gitmiştir. Bu yoldaki değişimlerden başlıcaları morfolojik, anatomik, fizyolojik ve davranışsal değişimlerdir. Morfolojik değişimler insanın günümüzdeki dış görünümünün değişimini, anatomik değişimler organlarının yapısını, fizyolojik değişimler hücre, doku ve organları arasındaki ilişkileri, davranışsal değişimleri ise sosyal yapı içerisindeki etkileşimleri değiştirmiştir. Bu değişimlerin toplamı, günümüzde sadece insanı değil, her türü kendi atalarından farklılaştıran özelliklerdir. Örneğin bugün yaşayan bir tür, kendi atasından bu özelliklerin toplamı (ve hatta daha fazlası) çerçevesinde farklılaşmıştır, o ata tür ise kendisinden önceki atalardan... Bu böyle ilk canlılara kadar, cansızlıktan canlılığın evrimine kadar takip edilebilir.

İnsanın ve atalarının beslenme eğilimleri ve besinlere olan yaklaşımı da evrimsel süreçte değişmiştir. 6 milyon yıl kadar önce şempanzelerle ayrı yönlere doğru evrimleşmeye başladığımızdan beri, Thomas Hobbes'un tanımıyla "pis, zalim ve kısa" hayatlar yaşayan canlılar haline geldik (Hobbes, evrimleştiğimiz tarihi bilememiş olsa da, bu değişim tanımını Darwin'den bile 200 sene kadar önce yapabilmiş bir İngiliz filozofudur). Zekamızın evrimi pek çok şeyi iyileştirirken, bu iyileşmelerle kıyaslanmayacak miktarda fazla olan pek çok şeyi de kötüleştirdi. Ortalama ömrümüz bilim ve teknolojinin ilerlemesi ve özellikle tıp alanında yaptığımız keşifler sayesinde bundan 50.000 sene öncesine göre 3 katına kadar çıkarken; iklim, belki de canlılık tarihinde siyanobakterilerin evrimleştiği milyarlarca yıl öncesinden beridir ilk defa, tek bir tür tarafından, bu kadar köklü bir biçimde değiştirilmektedir. Dünya'nın milyarlarca yıldır süregelen doğal dengesini denklemin kendi tarafımıza düşecek şekilde değiştmeye çalışmaktayız ve bu işleri daha da karmaşık hale getiriyor. Ancak tüm bu değişimlerden yine en çok etkilenen türlerden biri yine biziz.

127
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 10 Aralık 2019 1 sa.

Bilimsel nesnellik (bilimsel objektivite, bilimsel tarafsızlık); bilimsel iddiaların, yöntemlerin ve sonuçların özelliklerinden birisidir. Bilimin iddialarının, yöntemlerinin ve sonuçlarının; belirli perspektifler, değer taahhütleri, topluluk önyargısı veya kişisel çıkarlar gibi faktörlerden etkilenmediği veya etkilenemeyeceği fikrini ifade eder. Nesnellik, genellikle bilimsel araştırma için bir ideal, bilimsel bilgiye değer vermek için iyi bir neden ve toplumdaki bilim otoritesinin temeli olarak kabul edilir.

Bilim felsefesindeki birçok merkezi tartışma, öyle veya böyle, nesnellik ile ilgilidir: onaylama ve tümevarım problemi; teori seçimi ve bilimsel değişim; gerçekçilik (realizm); bilimsel açıklama; deney; ölçüm ve niceleme; kanıt ve istatistiklerin temelleri; kanıta dayalı bilim; feminizm ve bilimdeki değerler... Dolayısıyla nesnelliğin bilimdeki rolünü anlamak, bu tartışmaları tam olarak takdir edebilmek için olmazsa olmazdır.

100
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hakan Ateş
Hakan Ateş
51K UP
Ölüm üzerine düşünen biri 3 gün önce Sen de Cevap Ver

Merhaba Enes eminim bu ölüm konusu canını epey sıkıyor öyle ki destek almak için buraya sormuşsun. Çok da iyi yapmışsın. İlk öncelikle bu korkunun temelinde ne var? Öldükten sonra ne olacak bana? Ölüm acı verici bir şey mi? Tekrardan bir hayat var mı? Yok mu olacağım? Sırayla gidelim:

Öldükten sonra ne olacak bana?

Elbette her insanın bir inancı/inancsızlığı vardır ben bu soruyu kendi dünya görüşme göre cevaplamak istiyorum. Öldükten sonra doğmadan önce ne isen oraya tekrar gideceksin yani hiçliğe. Ama bu seni korkutmasın çünkü dediğim gibi bu hiçlik ve yok olmak kavramları öyle sandığımız gibi korktuğumuz şeyler değil. Bilmiyorum hiç genel anestezi oldun mu. Bir nevi alt bilinçsiz anestezi hali. Sonsuz bir hissizlik emin ol öldüğün zaman ne korku hissedeceksin ne de acı hiçbir şey. Çünkü ölüm geldiğinde sen olmayacaksın Sen varken de ölüm asla gelmeyecek. Karşılaşmayacaksınız yani.

Ölüm acı veren bir şey mi?

Açıkçası korkun bu yönde ise ölüme giden sürecin başı elbette ölüm şekline göre değişir fakat ÖYD (Ölüme yakın deneyimler) yaşayan birçok insan herhangi bir şekilde acı hissetmediklerini söylüyor elbette yukarıda bahsettiğim gibi ölüm şekline göre değişir adrenalin hormonu salgılandığı zaman acı eşiği artar hatta savaşlarda yaralanan askerlerin röportajını izlersen hepsi ilk vurulduğu anda acı hissetmediklerini söylerler. Aynı şekilde aşırı kan kaybında vücut şoka girer. Bu beyinin bir tür hayatta kalma mekanizması. İkinci olarak yukarıda bahsettim fakat konu dağıldı kusura bakma lütfen. ÖYD okursan insanların çoğunun Bir merdiven beyaz ışık ani bir rahatlama hissi sonsuz mutluluk ya da geçmişteki hatıralarını ya da ölmüş insanları ölmüş sevdiklerini gördüklerini söylerler aslında bu da bir tür beynin hayatta kalma mekanizması ve hepsinin bahsettiği ortak bir şey var sonsuz mutluluk ve rahatlama hissi. Yani merak etme acı hissetmeyeceksin.

Tüm Reklamları Kapat

Ölümden sonra bir hayat var mı? Yok mu olacağım?

Açıkçası bu iki sorunun cevabı net ve kesin olarak hiç kimse de yok. Bana sorarsan dinlerin ve mitolojilerin insanlar tarafından benimsenmesinin yegane sebeplerinden biri bu çünkü insan beyni belirsizliği sevmez onun için güvenli değildir ve bilmek ister. Ve insan bilmediği şeyden korkar. Dediğim gibi bu konu hakkında yazabileceğim çok fazla bir şey yok çünkü bunun cevabı kimsede yok.

Umarım yardımcı olabilmişimdir eğer sorunun bu yazdıklarımdan biri değilse lütfen belirt. Esenlikler iyi günler Enes.

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj
Teşekkürler, Çiğdem Adem!

Evrim Ağacı'na bugüne yaptığın tüm katkılar için çok teşekkürler! Evrim Ağacı'nda yayınladığın veya yayınlanmasına katkı sağladığın 3 içerik sayesinde Türkiye'de bilimsel bilgiye erişim bir o kadar kolay. Hep birlikte, daha da güzel işler başarmaya devam!

Devamını Göster
Teşekkürler, Çiğdem Adem!
Eser
Furkan Arduç
Eseri Ekleyen 30 Mart 2022 Youtube Kanalı
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close