Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
G. Deniz Salalı
Yazar 7 Kasım 2020 9 dk.

Pandemiyi önlemedeki en büyük umudumuz, COVID-19’a karşı başarılı bir aşı geliştirilmesi olarak görünüyor. Ancak başarılı bir aşının geliştirilmesi tek başına yeterli olmayacak. Bir aşının başarılı olup sürü bağışıklığının sağlanması için, toplumda yeterli sayıda insanın aşılanması gerekiyor. Bunun için aşı temini kadar, insanların aşı yaptırmaya karşı olan tutumları da önemli.

İnsanların neden bazı inanç ve fikirleri diğerlerinden daha çekici bulduğu, birçok evrimsel davranış bilimci gibi benim de hep ilgimi çekmiştir. Pandeminin başlangıcından beri birçok insanın yeni koronavirüsün kökeni hakkında farklı teorilere inandığını gözlemledim. Bu nedenle, Dokuz Eylül Üniversitesi'nden meslektaşım sosyal psikolog Mete Sefa Uysal ile birlikte, yeni koronavirüsün kökeni ve insanların potansiyel COVID-19 aşısı hakkındaki görüşleri üzerine bir araştırma yapmaya karar verdik. Türkiye'den 3936 katılımcıya ve Birleşik Krallık’tan 1088 katılımcıya potansiyel bir COVID-19 aşısına ilişkin aşı olma isteklerini ve virüsün kökenine yönelik inançlarını [doğal (örn. vahşi yaşamdan kaynaklanan) / yapay (örn. bir laboratuvarda üretilen) / emin değil)] sorduk.

73
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Burak Albayrak
Burak Albayrak
355.6K UP
Ekleyen 3 Ekim 2022 19 dk.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu, insanların duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak için başkalarına bağımlı olduğu, aşırı korku ve kaygı ile karakterize edilen bir C kümesi kişilik bozukluğudur. Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan insanlar duygusal olarak diğer insanlara bağımlı hale gelir ve başkalarını memnun etmek için büyük çaba harcarlar.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu'na sahip kişiler muhtaç, pasif ve yapışkan davranışlar sergilemeye eğilimlidir ve ayrılma korkusuna sahiptirler. Semptomlar, erken yetişkinlikten önce başlar ve ilişkiler sona erdiğinde aşırı pasiflik, yıkım veya çaresizlik, sorumluluklardan kaçınma ve şiddetli boyun eğme gibi her şeyi içerebilir.

96
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Aslıhan Yeşilyurt
Analist 12 Temmuz 2019 2 dk.

Hepimiz aksiyon filmlerinde yaralı kahramanın yarasına bir şişe içki boşaltıp aksiyona devam ettiğini görmüşüzdür. Başlangıcını Sümerlere kadar dayandırabileceğimiz bu yara temizleme uygulaması uzun süre kabul görmüştür. Yarayı yakan her maddenin (mesela kolonya!) bakterileri de öldürdüğü inancı hala devam etmekte. Peki ama alkollü içkiler gerçekten antiseptik mi?

Cecil Adams'ın asistanı Una'nın yardımıyla ulaştığı sonuçlar bu konuda bilgi verebilir. Bu deney için Una, iki gün boyunca hiç yıkanmadan ev işlerini gördü, kedi köpek sevdi, rutin faaliyetlerini gerçekleştirdi. İki günün sonunda Una'nın diz arkasından, karnından, ayak tabanından ve kasığından örnekler alındı. Daha sonra bu bölgeler, farklı türlerden maddelerle temizlendi. Temizlik için damıtılmış su (%0 alkol oranı), kırmızı şarap (%12 alkol oranı), Scotch viski (%40 alkol oranı) ve Everclear (%95 alkol oranı) kullanıldı. Sonuçlar şu şekilde:

108
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Soner Mutlu
Gözlemi Yapan 4 gün önce Türkiye, Antalya
Televizyon üzerinde gördük ve eklemek istedik altın renkli çok güzel bir örümcek zıplayan örümcek olarak geçiyor ve tamamen zararsız olduğu söyleniyor
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İrem Kaplan
İrem Kaplan
186.1K UP
Biyoloji Öğrencisi 5 gün önce Sen de Cevap Ver

Evet, beynin derin uykuda ürettiği delta dalgalarını taklit eden seslerin bazı faydaları olabilir; ama etkileri sınırlıdır ve medyadaki “mucize” iddiaları doğru değildir.

Bunlar genelde “binaural beats” veya “sesle beyin dalgası eşleme” (audio entrainment) olarak geçer.

eeg ile anlaşılıyor sonucu

Tüm Reklamları Kapat

Bilimsel olarak nasıl işler?

Delta dalgalarını taklit eden sesler (çoğunlukla binaural beats), her kulağa çok az farklı iki frekans verilerek beyinde bu fark kadar düşük frekanslı bir ritmik “vuruntu” oluşmasını sağlar; bu ritim beynin kendi delta aralığına (0.5–4 Hz) denk geldiğinde bazı kişilerde gevşeme tepkisini ve uykuya geçişi kolaylaştırabilir, ancak derin uyku evrelerini belirgin şekilde artırdığına dair güçlü kanıt yoktur ve etkisi genellikle hafif düzeydedir.[1]

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Rüveyda Ayvaz
Rüveyda Ayvaz
58.1K UP
3 gün önce
Bu spam sorununu çözmek isteyenler yorumlara bakın orada ne yapabiliriz onu yazdım.
2
3 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 14 saat önce 9:26
Aşılama en basit tanımı ile, üretmek istediğimiz ağaçtan kesilen dal (aşı kalemi) ya da filizin, aşı yapılacak ağaca (anaç) yerleştirilerek oraya tutunmasını...
0
İnceleme
Emre Nur
Emre Nur
1,166 UP
İnceleyen 4 gün önce
Töre Sivrioğlu, doğa tarihi merakı ve çizim yeteneğiyle bu eşsiz esere imza atmış. Eser; doğaya, hayvanlara, fosillere meraklı herkesi tatmin edecektir. Sade ve ilgi çekici bir üslupla yazılmış, yazarın kendi kalemiyle resimlenmiş bu kitap; yüz milyonlarca yıl önceden yüz yıl öncesine kadar değişen zamanlarda soyu tükenmiş otuz muhteşem hayvanı kısa kısa ele alıyor. Her hayvanın keşfedilişine, tür özelliklerine, evrim ağacındaki konumuna ve yok oluş nedenlerine değiniyor. Her sayfası bilgi dolu. İşte kitapta geçen o otuz muhteşem hayvan:
* Pteraspis: İlk balık türlerinden biri. Ön kısmı zırhla kaplıydı. Fena bir yüzücü olmadığı düşünülüyor. Çenesi olmadığı için küçük canlıları süzerek besleniyordu.
* Megalodon: M.Ö. 10.000'lere kadar yaşamış, iri cüsseli bir köpek balığı türü. Şimdilik sadece dişleri ve çenesi ele geçtiği için tam olarak neye benzediğinden emin değiliz.
* Meganeura (Dev Yusufçuk): Karbonifer Dönem'deki oksijen bolluğundan yararlanarak devleşen böceklerden biri dev yusufçuklardı.
* İhtiyostega: İlk tetrapod (dört ayaklı) omurgalılardan biri. Balıklardan amfibilere geçiş türü.
* Diadectes: İri cüsseli bir amfibi. Farklı amaçlar için özelleşmiş dişlere sahipti.
* İhtiyozor: Karalardan denizlere dönmüş bir sürüngen. Görünüşü balığa benzemesine rağmen sürüngen atalarının özelliklerini de bünyesinde taşıyordu. Bu yüzden onu bulan ilk fosil meraklılarının kafasını karıştırmıştı.
* Plesiyozor: Uzun boyunlu deniz sürüngeni.
* Pterozorlar: Uçmayı öğrenen sürüngen ailesi. Kimisinin iyi uçucu olduğu, kimisinin yalnızca süzülebildiği, kimisinin de -deve kuşu gibi- kanatlı olmasına rağmen uçma yetisini yitirdiği sanılıyor.
* Megalozor: Keşfedilen ilk dinozor türü. Megalozoru keşfedenler, onun file ya da gergedana benzediğini düşünmüşlerdi, bugün bunun doğru olmadığını biliyoruz.
* İguanodon: Keşfedilen ikinci dinozor. Bu dev hayvanın arka ayaklarının üstünde dimdik durduğu sanılıyordu, ama bugün böyle bir davranışı olmadığını biliyoruz.
* Hadrozor: Amerika kıtasında keşfedilen ilk dinozor. Dinozorlar çağının sonlarında ortaya çıkmış, kuş kalçalı bir dinozor.
* Sauropodlar: Dört ayaklı, otçul, dev dinozorlar ailesi. Bu ailenin üyeleri, karada yaşamış en büyük hayvanları barındırıyor.
* Triseratops: Üç boynuzlu ve farbalalı bir dinozor türü. Farbalası sayesinde boynunu etçil avcılardan koruyabiliyordu.
* T-Rex: Tüylü, etçil, iri beyinli, hızlı bir avcı. Dinozorların en meşhuru.
* Troodonlar: En zeki dinozor ailesi. Büyük felaket yaşanmasaydı acaba Troodonlar insan gibi zeki bir türe evrilebilir miydi?
* Arkeopteriks: Tamamen tüylerle kaplı küçük bir dinozor.
* Dimetrodon: Sırtında koca bir yelpaze taşıyan bir sinapsid türü. İlk bulunduğunda sürüngen olduğu sanıldı ama sonra sinapsid sınıfına dahil edildi. Sinapsidlerin bugün yaşayan tek temsilcisi memeliler.
* Trinaksodon: Bir terapsid türü. Terapsidler, memelileri ve yakın akrabalarını barındıran bir sinapsid grubudur. Bu yüzden bir terapsid fosiline baktığınızda onu kurt iskeletine benzetebilirsiniz. Dinozor çağları boyunca trinaksodon gibi terapsidler, dinozorlardan saklanan küçük canlılar olmaya mecbur kaldılar.
* Rutiodon: Timsah gibi ama timsahın atası değil. Yalnızca uzak bir akraba.
* Gastornis: Dinozorların yok olduğu ve memelilerin yeterince güçlenmediği bir çağda karalara hükmeden dev kuşlardan biri.
* Atın ataları (Eohippus, Orohippus, Epihippus, Mesohippus, Miohippus, Merychippus, Dinohippus): Atların, günümüz boyutlarına ulaştıkları evrimsel yolculuklarındaki ilk ataları 30 cm boylarındaydı.
* Paraceratherium: Yaşamış en büyük karasal memelilerden biri. Günümüzdeki gergedan akrabalarının aksine boynuzsuzlar.
* Chalicotherium: Tuhaf bir kolaj çalışması gibi duran bu toynaklı hayvan; gorili, ayıyı, atı ve daha başka birçok hayvanı çağrıştırabilir.
* Mastodon: Fillerin ve mamutların akrabası. Yaklaşık 11 bin yıl önce, mamutlar gibi yok oldular.
* Mamut: Yok olmuş canlıların en meşhurlarından. Muhtemelen buzul ikliminin sona ermesi ve insan faktörü yüzünden yok oldular.
* Kılıç dişli kaplan: Namıdiğer smilodon. Bir Amerikalı. 20 santimlik köpek dişleriyle düşmanlarına korku salıyordu.
* Megatherium: Amerikan megafaunasından bir tembel hayvan. Dev pençelerine bakıldığında onun vahşi bir etçil olduğu sanıldı ama tamamıyla otçul olan bu dev tembel hayvan, pençelerini ağaç kabuğu kazırken, dalları aşağı çekerken ya da kendini avcılara karşı savunurken kullanıyordu.
* Batı Asya fili: Muhtemelen insan eliyle Hindistan fillerinden çoğaltılmış bir tür. Türkiye'de de yaşamış.
* Moa: Yeni Zelanda'nın uçamayan dev kuşu. 500 yıl öncesine kadar yaşıyordu. Yok oluşlarının en büyük şüphelisi insan.
* Dodo: Hint Okyanusu'ndaki adalarda yaşayan, uçamayan, ağır bir güvercin türü. Muhtemelen insanlardan kaçmadığından dolayı aptal olarak nitelenmişti. Soylarının insanlar tarafından tüketildiği kesin.
* Amerikan göçmen güvercini: Çok acıklı bir yok oluş hikayesi olan bu kuşun son bireyi 1914'te öldü.
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 27 Nisan 2024 13 dk.

Ruhani inançlara göre "aura" ya da "enerji alanı", bir insan bedenini ya da herhangi bir hayvanı ve hatta nesneyi çevrelediği söylenen, renkli bir yayılımdır.[1] Latince ve Eski Yunancada "aura" sözcüğü "rüzgar", "esinti" veya "nefes" anlamına gelmektedir. Orta İngilizcedeyse "hafif esinti" anlamında kullanılmıştır. 19. yüzyılın sonlarına doğruysa bu kelime, bazı spiritüalist çevrelerde vücudun etrafında bulunduğu speküle edilen, "ince bir yayılımı" tanımlamak için kullanılmıştır. Portland'da yaşayan ve "Radiant Human" adlı popüler bir aura fotoğrafçılığı uygulamasının arkasındaki sanatçı Christina Lonsdale bunu şöyle tanımlıyor:

Vedalar gibi Hindu yazıtları gibi eski tıp sistemleri, bu enerjinin yedi katmanda ifade edildiğine inanır.[18] Her katmanın fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duygusal sağlığınızın farklı bir unsuruyla ilişkili olduğu söylenir. Bu katmanların birbirleriyle etkileşime girerek genel sağlığınızı etkileyebileceği düşünülmektedir. Yogada katılımcılar "aurik enerji kalkanına" odaklanmaya veya onu geliştirmeye çalışırlar.[2] Yogilere göre, "aurik enerji" kavramı ruhsaldır ve metafizikle ilgilidir. Bazı insanlarsa auranın ölümden sonra kişinin ruhunu taşıdığını düşünmektedir.[3] Diğer ezoterik tutumlara göre aura, süptil bir beden olarak tanımlanır.[4] Medyumlar ve bütünsel tıp uygulayıcıları genellikle bir auranın boyutunu, rengini ve titreşim türünü görme yeteneğine sahip olduklarını iddia ederler.[5] Ruhani alternatif tıpta, insan aurası, bir müşterinin varlık durumunu ve sağlığını yansıtan gizli bir anatomik parça olarak görülür ve genellikle "çakra" adı verilen sözde "yaşamsal güç merkezlerini" bile içerdiği iddia edilir.[1]

52
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Poyraz Savaş
Poyraz Savaş
118.1K UP
Çeviren 6 gün önce 9 dk.

Sosyal medya akışı çoğunlukla yapay zeka tarafından oluşturulan görsellerle dolu. Bir videoda, bir Sinek kuşu çifti bir gülün içinde yağmurdan korunurken gösteriliyor; bir diğerinde ise bir kutup ayısı yavrusu buzlu okyanustan “kurtarılıyor” ve kurtarıcılarına şakacı ve minnettar bir şekilde davranıyor. Yapay zeka; büyük, siyah, sevimli gözleri olan semender benzeri “amfiblet” yaratıklar da dahil olmak üzere, tamamen yeni hayvanlar bile üretiyor.

Yapay zeka tarafından üretilen içerikler giderek daha kolay, daha hızlı ve daha ucuz hale geliyor. OpenAI'ın Sora, Google'ın Gemini veya Meta'nın video oluşturucusu gibi araçlarla içerik oluşturucular, kelime komutlarıyla vahşi yaşam görselleri ve videoları hazırlayıp bunları sosyal medyada toplu olarak paylaşabiliyor ve bazı gönderiler milyonlarca beğeni topluyor. Bu görseller genellikle şaşırtıcı düzeyde ayrıntı ve gerçekçilik içeriyor, öyle ki yorum yapan birçok kullanıcı görsellerin sahte olduğunu fark etmiyor gibi görünüyor. Gerçekte, çiçeklerin içinde sinek kuşu yuvaları yok, kutup ayılarının doğal ortamlarından "kurtarılmaya" ihtiyacı yok ve "amfiblet" diye bir şey de mevcut değil.

21
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Fatih Oğulcan Kaya
İnceleyen10 9 Aralık 2023
Sadece sese duyarlı kör yaratıkların, dünyadaki düzeni bozmasıyla her şey başlar. Sessizlik içinde bir ömür geçirmeyi seçmekten başka çareniz yoktur. Garajda duran arabanızı sürmek sadece bir hayaldir. Bir çıt çıkarsa ya siz ya da yakınınızdan bir kişi diğerleri için feda edilmeli. Filmin haricinde düşünsenize konuşmadan bir yaşam geçirsek nasıl olurdu? Bence filmi izleyin ve sonra üstüne düşünün derim.

Ek bir saptama yapmak istiyorum. Bazen en güçlü gözüken yanlarınız, en zayıf noktalarınızdır. Söylediğim saptama filmin sonunda saklı.
9.1/10
(13 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : A Quiet Place
Yönetmen: John Krasinski
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Ali Berk Dede
Ali Berk Dede
100.3K UP
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Türk mühendislerin alnında, Cumhuriyet istikbalini aydınlatan ışık parlar.
Kaynak: İnternet Sitesi
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Miran Türkel
Miran Türkel
20.0K UP
Üye
Okulu bırakıp kendi kendime öğrendiğim şeyleri şimdi kolaylıkla kardeşlerime, arkadaşlarıma gösterebildiğim için çok mutluyum.Sizin sayenizde Türkiye'de ve dünyanın her yanında videolarınızı izleyip anlayan insanların büyük ölçüde kültürel ve bilimsel bilgiyle dolup taştıklarını kanıtlayamam ama yemin edebilirim :) İyi ki varsınız.
İnceleme
Osman Torun
İnceleyen 2 Kasım 2023
Bu kitabın hikayesi ve anlatış tarzı okuyucuya güzel bir deneyim sunuyor. Bu kitabı okurken zamanın nasıl aktığını kitabın akıcılığından, anlatış tarzından ve konuyu iyi bir anlatım ile yazıya döküyor. Karakterlerle bağ kurup empati yapmak hikayeyi kavramanıza katkı sağlıyor. Kitapta karakterler iyi anlatılıp işleniyor. Kitabı okuyup vermek istediği mesajı iyi anlamak önemli. Kitabı size gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum Ama kitap okurken sıkılmadan sabırlı bir şekilde okuyan okuyuculara hitap ediyor. Kitabı gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.🤗😉
Kitap
9.6/10
(447 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
14
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

İnceleme
Yasin Erkmen
İnceleyen7 5 gün önce
Meraklı ve ilgili bir okuyucunun bir konuyu keşfetmeye başlamasının en temel ve erişilebilir yolu, o alana dair iyi yazılmış giriş kitaplarını okumaktır. İş Bankası Kültür Yayınları’nın Kılavuz serisinde yer alan Arkeoloji – Paul Bahn da bu tür temel kaynaklardan biridir. Bu değerlendirmede, kitabın arkeolojiye giriş kitabı olma iddiasını ne ölçüde karşıladığını ve okuyucuya hangi açılardan katkı sunduğunu incelemeye çalışacağım.

Paul G. Bahn, arkeoloji alanında popüler bilim yazarlığı denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biridir. Birçok esere editör ve yazar olarak katkıda bulunmuştur. Akademik konuları topluma açık ve anlaşılır bir biçimde aktarabilmesiyle tanınır. Arkeoloji kitabı da bu doğrultuda, ilk kez 1996 yılında Oxford University Press tarafından Archaeology: A Very Short Introduction başlığıyla yayımlanmış ve kısa sürede alanın en bilinen giriş kaynaklarından biri hâline gelmiştir. Türkçe baskısı ise, İş Bankası Kültür Yayınları’nın Kılavuz serisi kapsamında yayımlanmıştır.

Giriş ve önsöz bölümlerinden de anlaşılacağı üzere yazarın temel iddiası herkes için hem anlaşılır hem de başlangıç noktası sunan popüler bir giriş kaynağı yazmaktır. Bu bakımdan hedef kitlesi geniştir. Lisans öğrencileri, arkeoloji okumayı düşünen ancak henüz karar aşamasında olan öğrenci adayları, arkeolojiye ilgili duyan meraklı okurlar kısacası arkeoloji dünyası keşfetmeyi düşünen herke bu kitabın potansiyel okuyucusudur.

Kitap toplamda 10 bölümden oluşmaktadır. Arkeolojinin tanımı, tarihsel gelişimi, araştırma yöntem ve teknikleri, alandaki teorik tartışmalar kitap boyunca sistematik bir biçimde ele alınır. Karikatürler ve fotoğraflarla içerik desteklenmiştir.

Paul G. Bahn’ın Arkeoloji kitabı, yazarın iddiasına uygun olarak, birçok yönüyle güçlü bir giriş kitabı niteliğini taşır. Eserin dili açık ve anlaşılırdır; akademik jargonun ağırlığından uzak bir anlatım sunar. Arkeoloji, hem zamansal hem de mekânsal açıdan çok yönlü ve geniş kapsamlı bir bilim dalıdır. Bu nedenle, kısa bir giriş kitabında alanın bu özsel derinliğini okuyucuya aktarmak ciddi bir emek ve beceri gerektirir. Genel olarak, Bahn bu zorluğun üstesinden başarılı bir şekilde gelmiştir. Elbette eserde bazı eksiklikler ve sınırlılıklar da bulunmaktadır.

Eser yapısı ve dili itibariyle merak uyandırıcı bir anlatıya sahiptir. Gündelik yaşamdan örnekler, resimler ve karikatürler bu anlatıyı zenginleştirmekle birlikte okuyucu diri tutarak metnin takibini kolaylaştırır. Bu bağlamda bilgiler yığınından oluşan bir eser değil aynı zamanda keşfetmeye ve sorgulamaya çağıran bir metin niteliği de taşır.
Kitap
7.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
EtkinlikKonferans
İtü İşletme Mühendisliği Kulübü
Etkinliği Ekleyen 3 gün önce İstanbul & ÇevrimiçiÜcretsiz12 Aralık
18. Bilişim Teknolojileri Zirvesi
12 Aralık 2025 09:00 tarihinden 13 Aralık 2025 21:00 tarihine kadar.

Yılın En Büyük Öğrenci Etkinliklerinden 18. Bilişim Teknolojileri Zirvesi’ne Geri Sayım Başladı!

İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Kulübü’nün bu yıl 12-13 Aralık 2025 tarihlerinde, İTÜ Maçka Kampüsü Mustafa Kemal Amfisi’nde, Paribu Hub ana sponsorluğunda gerçekleştireceği 18. Bilişim Teknolojileri Zirvesi, teknoloji ve dijital dünyanın nabzını tutmaya hazırlanıyor! Hibrit olarak düzenlenecek bu etkinlik, Algoritmik Yolculuk ana temasıyla, Türkiye’nin dört bir yanından katılımcılarla buluşacak.

Bu iki gün boyunca teknoloji meraklılarını, girişimcileri, akademisyenleri ve sektör profesyonellerini buluşturacak olan zirve; OturumlarBT Alanıİnteraktif Bölüm, olmak üzere 3 ana bölümden oluşuyor.

Bilişim teknolojileri alanında önde gelen şirketlerin yöneticileri, farklı sektörlerden uzman isimler ve Türkiye’nin saygın akademisyenleri, dijitalleşmenin etkilerini ve en güncel teknolojik gelişmeleri bu etkinlikte ele alacak. Katılımcılar, hızla değişen teknoloji dünyasında meydana gelen yenilikleri ve bu gelişmelerin iş dünyasına, topluma ve geleceğe nasıl yön verdiğini öğrenme fırsatı bulacak. 

Sektörün önde gelen isimlerinin yer alacağı bu zirvede, sürpriz çekilişler, interaktif oturumlar ve networking fırsatları sizleri bekliyor! Ayrıca, şirket yetkilileriyle birebir görüşme imkanı ve daha birçok sürpriz etkinlikle dolu dolu bir deneyim yaşayacaksınız.

Ücretsiz ve sertifikalı olan bu zirveye kayıt olup konuşmacılar hakkında detaylı bilgi almak için https://btz.org.tr/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close