Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Uranüs Nedir? Uranüs Hakkında Neler Biliyoruz?

İngilizcede Bolca Espriye Konu Olan Uranüs'e Başta "George" Adının Verildiği Doğru mu?

Uranüs Nedir? Uranüs Hakkında Neler Biliyoruz?
14 dakika
29,048
Evrim Ağacı Akademi: Güneş Sistemi ve Gezegenler Yazı Dizisi

Bu yazı, Güneş Sistemi ve Gezegenler yazı dizisinin 30. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Güneş Sistemi İçin Bir Kılavuz: Güneş Sistemi İçindeki Cisimler Hakkında Neler Biliyoruz?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Güneş Sistemi'ndeki 7. gezegen olan Uranüs, çıplak gözle görülebilmesine rağmen onlarca yıl net bir sınıflandırması yapılamamış bir gezegendir. En yakın olduğu noktada Dünya'dan 1.6 milyar, en uzak olduğu noktada Dünya'dan 1.98 milyar kilometre uzakta bulunan gezegenin ilk gözlemi tahminlere göre MÖ 128 yılında yaşayan Hipparchos'a kadar gitmektedir: MÖ 128'de Antik Yunan'da yaşamış bir gökbilimci ve trigonometrinin kurucusu olarak bilinen Hipparkos, Uranüs'ü ilk olarak yıldız kategorisine eklemiştir. Artık Uranüs, Antik Yunan astronomisinin en önemli eseri olan "Büyük Bileşim" adlı kitaba dahil edilmişti. Ancak keşfedilmeyi bekleyen birçok özelliğe sahipti. Bu eksiklikler, zamanla keşfedilecekti.

Eski Yunan gökbilimciler tarafından yıldız olarak kategorilendirilen Uranüs, dönem dönem bilim insanlarının ilgisini çekmeyi başarmıştır. Güneş tutulmalarını büyük bir başarıyla öngörmüş olan İngiliz gökbilimci John Flamsteed, 1690 yılında Uranüs'ü 6 kere gözlemlemiş ve bu gözlemlerle Uranüs, ilk defa insanlar tarafından daha net bir şekilde görülmüştür. Daha sonra 1750 ile 1769 yılları arasında Fransız astronom Charles Le Monnier, Uranüs'ü 14 kez gözlemlemiştir. En nihayetinde, yakalaması zor olan bu gökcisminin sırrını çözen William Herschel, 13 Mart 1781 yılında Uranüs'ü teleskop ile çok daha detaylı gözlemlemeyi başarmıştır. William Herschel, gözlemleri sonucunda Uranüs'ü önce bir kuyrukluyıldız sanmasına rağmen, diğer ünlü gökbilimcilerin gözlemleri ile elindeki verileri karşılaştırdığında, Uranüs'ün bir gezegen olduğu sonucuna varmıştır. William Herschel, bu gözlemi ile o dönemin İngiltere kralı 3. George tarafından ödüllendirilmiştir.

Tüm Reklamları Kapat

William Herschel
William Herschel
Wikipedia

Uranüs'ün Adı Nereden Geliyor?

Uranüs'ün gezegen olarak sınıflandırılmasından sonra başka bir problem ortaya çıktı: Peki bu gezegenin ismi ne olacaktı? Herschel, Kraliyet Astronomu olan Nevil Maskelyne'i keşfinden haberdar ettikten sonra, Maskelyne, ondan keşfini Kral 3. George'un şerefine adlandırmasını istedi. Bunun üzerine boynu kıldan ince olan Herschel, keşfini Georgium Sidus, yani "George'un Yıldızı/Gezegeni" olarak isimlendirdi. Kimi (oldukça popüler kaynak) bu ismin kısaca "George" olarak anıldığını yazsa da, Kraliyet Enstitüsü'nün söylediğine göre hiçbir noktada "George'un Yıldızı" kısaca "George" olarak anılmadı - ki bu, dönemin kralının adını bir arkadaşınızın adı gibi anmak olacağından saygısız bir davranış olarak değerlendirilirdi.[8]

"George'un Yıldızı" adı, İngiltere dışında yaşayan astronomların hoşuna gitmemişti. Bu nedenle kendi isimlerini önermeye başladılar: İsveçli astronom Erik Prosper'in, gezegenlere verilen Roma Tanrısı isimleri serisini devam ettirmek amacıyla Gök Tanrısı'na ithafen "Neptün" ismini önerdi. Dikkat ederseniz, Uranüs değil, Neptün; çünkü Güneş Sistemi'nin en dıştaki ve son gezegeni olan Neptün, o zamanlarda henüz keşfedilmemişti. Ancak Alman astronom Johann Elert Bode, Ouranos, yani Uranüs ismini benimsedi ve o şekilde kullanmaya başladı. Bode'nin Uranüs ismine özel bir ilgisi var gibi gözüküyor; çünkü kendisine ait meşhur yıldız haritasını da Uranographia olarak isimlendirmişti ve ayrıca 92. element olan "uranyum"un ismine de ilham oldu.

Tüm Reklamları Kapat

Bode'nin bu ismi savunmasının bir diğer nedeni de, Roma mitolojisinde Satürn'ün (Yunan mitolojisinde Kronos) Jüpiter'in (Yunan mitolojisinde Zeus'un) babası olmasıydı; dolayısıyla yeni gezegenin de Satürn'ün babası olması gerektiğiydi. Uranüs, mitolojiye göre Satürn'ün (daha yaygın adıyla Cronus'un) babasıdır. Meşhur Tanrı Zeus'un ise büyükbabasıdır. 

Böylece Uranüs, Roma mitolojisinden değil de, Yunan mitolojisinden gelen bir isimle isimlendirilen tek gezegen oldu.

Batlamyus tarafından yazılmış Büyük Bileşim adlı eser
Batlamyus tarafından yazılmış Büyük Bileşim adlı eser
SchoenbergInstitute

Uranüs'ün İsmi Hakkında İngilizce Espri

Bu arada, yeri gelmişken şunu da söylemekte fayda var: Uranüs, İngilizcede en çok şakaya ve espriye konu olan gezegendir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bunun sebebi, "Uranüs" sözcüğünün İngilizcede "yurinıs" veya "yoreynıs" şeklinde okunabilmesidir. İlki doğru okunuşudur; ancak ikinci şekilde okunduğunda, fonetik olarak "your anus" ("senin kıçın") ile benzeşmektedir.

Evet, biliyoruz, çok komik.

Gezegenlerin isimlerinin nereden geldiğiyle ilgili daha fazla bilgi almak için buraya tıklayın.

Uranüs Hakkında Bildiklerimiz

Uranüs'ün Oluşumu

Uranüs'ün, Güneş Sistemi'nin oluştuğu ilk zamanlarda Güneş'e göre konumunun, şu anki bulunduğu konumdan çok daha yakın olduğu düşünülüyor. 2005 yılında Nature'da yayınlanan 3 makalede, dev gezegenlerin bugünkünden çok daha yakın dairesel yörüngelere bağlandığı öne sürüldü. Nice modeline ve daha sonra yapılan simülasyonlara göre Uranüs'ün, ilk konumundan günümüze kadar olan yaklaşık 4 milyar yıl boyunca, 822 milyon km ile 2 milyar 543 milyon km arasında yer değiştirdiği düşünülmektedir.

Güneş’in oluşmasıyla birlikte, kalan madde yoğunlaşmaya başladı. Küçük parçacıklar kütleçekim kuvvetlerine kapılarak daha büyük parçacıklar haline geldi. Güneş rüzgarları hidrojen ve helyum gibi daha hafif elementleri daha yakın bölgelerden süpürerek, sadece ağır ve kayalık malzemeler bıraktı. Bu malzemeler de karasal gezegenleri oluşturdu. Güneş rüzgarları merkezden uzakta olan daha hafif elementler üzerinde daha az etkiye sahipti. Bu hafif elementler de bir gaz devi olan Uranüs'ü ve diğer gaz devlerini oluşturdu.

Tüm Reklamları Kapat

Uranus'ün uzaklardan görüntüsü
Uranus'ün uzaklardan görüntüsü
Flickr

Uzaklık, Boyut ve Kütle

Uranüs, keşif edildiğinden beri 1 derece batıya kaydı. Ancak Güneş'ten ortalama uzaklığı hala 2.9 kilometre kabul edilmektedir.

8.682x1025 kg ağırlığına sahip Uranüs, Dünya'dan 14.5 kat daha büyük olmasına rağmen, Güneş Sistemi içerisinde bulunan diğer gaz devleri (Jüpiter, Satürn ve Neptün) arasında en düşük kütleye sahip olan gezegendir. Bununla birlikte Uranüs'ün çapı, 50.724 kilometre ile Neptün'den biraz daha büyük, Dünya'dan ise yaklaşık 4 kat büyüktür.

Uranüs Güneş Sistemi içerisinde en büyük 3. gezegendir. Uranüs'ün yarı çapı 25.362 kilometre ve hacmi ise Dünya'dan 63 kat büyüktür. Bunun anlamı, Uranüs içerisine 63 tane Dünya sığdırabiliriz (kısmen). Ayrıca bunu İngilizcede söylediğinizde daha komik oluyor: "63 Earths can fit inside Uranus."

Neyse, devam: Uranüs'ün yüzey alanı 8.1x109 km2'dir. Yani; Dünya'nın yüzey alanı ile Uranüs'ün yüzeyini kaplayacak olursak, yaklaşık 16 tane Dünya kullanmamız gerekecektir. Ne Uranüs ama!

Tüm Reklamları Kapat

Uranüs'ün yoğunluğu 1.27 g/cm3 ile Güneş Sistemi içerisinde bulunan gezegenler arasında en az yoğunluğa sahip 2. gezegendir. Bu sıralamada Satürn, 0.7 g/cm3 ile en az yoğunluğa sahip gezegen konumundadır. Bu değere baktığımızda Uranüs öncelikle su, amonyak ve metan gibi çeşitli buzlarla kaplı olduğunu göstermektedir.

Uranüs ve Dünya
Uranüs ve Dünya
Universe Today

Yörünge ve Dönüş

Uranüs'ün kendi etrafında bir tam tur dönmesi 17 Dünya saati kadardır yani; 1 Uranüs günü 17 saattir. Bunun yanında Uranüs Güneş etrafında bir tam turunu 24.607 km/sa hızla yaklaşık 84 Dünya yılında tamamlar. Bu demek oluyor ki, Dünya'da geçirdiğimiz her 84 yıl Uranüs'te yaşayan hayali biri için 1 yıla denk gelir. Uranüs'te bir yıl 31.000 gün içerir. Gün uzunluğu her ne kadar Dünya'dan kısa olsa da, yıl uzunluğu açısından önemli bir fark vardır. Bunun nedeni Uranüs'ün Dünya ile karşılaştırıldığında çok daha hızlı bir şekilde kendi etrafında döndüğü ve aynı zamanda Güneş'in çevresinde attığı bir tam turun çok daha uzun sürdüğüdür.

Uranüs Neden Yana Yatık Halde?

Uranüs'ün eksen eğikliği 98o civardındadır; yani neredeyse yana yatık bir şekilde kendi etrafında döner. Bunun nedenlerinden olarak düşünülen ilk açıklama, uzun zaman önce yaklaşık olarak iki Dünya büyüklüğünde bir gök cisminin Uranüs'ün yüzeyine çarpması sonucu gezegenin eksen eğikliğinin değişmesidir.

Yalnız burada başka bir sorun çıkıyor. Öylese neden Uranüs'ün uyduları da aynı eğikliğe sahiptir? 2011'de yapılan simülasyonlar bize göstermiştir ki büyük bir gök cismi yerine küçük ama sayısı daha fazla olan gök cisimlerinin çarpması sonucu Uranüs'ün eksen eğikliği yine değişmiş ve bu Uranüs'ün uydularının neden aynı eğiklikte olduğunu açıklayabilmiştir. Bir diğer deyişle, Uranüs, tek bir cismin çarpması yerine, çok sayıda irili ufaklı cismin "saldırısına" uğramış olabilir ve bu çok sayıda cismin ortalama eğikliği, sadece Uranüs'ün değil, diğer uydularının da kabaca eşit derecede yan yatmasına neden olmuş olabilir. Bu, nihai bir açıklama olmasa da, olası bir açıklama sunmaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Öfke İle Başa Çıkma Yolları - Oynuyorum ve Kendimi Tanıyorum

İyi bir haberim var: Öfke, sandığın gibi kötü bir şey olmayabilir! Şiddet ile öfke sıklıkla karıştırılıyor ama aslında birbirleriyle alakaları bile yok!

Öfke faydalı bir duygudur. Kendimi ifade etmeme yardımcı olur. Kendimi tehdit altında hissettiğim zaman DUR dememi sağlar.

Peki öfke nasıl ortaya çıkar? Şiddete başvurmadan nasıl ifade edilmeli ve nasıl sakinleşmeli? Gelin, birlikte keşfedelim.

Fransa’da pozitif ebeveynlik yönteminde öncü psikoterapist Isabelle Filliozat ile psikoterapist ve çocuk terapisti Virginie Limousin tarafından kaleme alınan, Türkiye dahil yayımlandığı tüm ülkelerde büyük beğeni toplayan Oynuyorum ve Kendimi Tanıyorum serisinin ikinci kitabı Öfke İle Başa Çıkma Yolları, 100’den fazla etkinlik ve ebeveyn kitapçığıyla birlikte, çocukların içlerinde neler olup bittiğini anlayabilmelerini, öfkenin sağlıklı ve gerekli bir duygu olduğunu kavrayıp onu şiddetten ayırabilmelerini sağlayacak şekilde tasarlandı.

“Duyguyu anlama ve aktarma becerisi için kıymetli bir kitap bu. Ebeveynlerin de mutlaka okumasını dilerim.”
– Dr. Gülcan Özer (Serinin ilk kitabı “Duygularım” hakkında)

Kitabın arkasındaki ebeveyn kitapçığından:

“Öfkelenince ne kadar da çirkin oluyorsun!”, “Derhal sakinleşiyorsun!”, “Hemen odana git ve sinirin geçene kadar da çıkma.” Ailelerimiz öfkemizi kabul etmezlerdi, hatta açıkça ayıplarlardı. Kendi çocuklarımız öfkelendikleri zaman, biz de bunu kabullenmekte bazen zorlanıyoruz. Oysaki öfkeyi kabullenmenin önemli olduğunu biliyoruz. Yapılan araştırmalara göre, bastırılan öfke psikosomatik rahatsızlıklar gibi birçok farklı soruna yol açabiliyor. Hayal meyal ya da açık seçik, bir şekilde çocukluk yaralarımızı hatırlıyoruz. Anne babamız sinirlendiğinde, bunun sorumluluğunu sıklıkla bizim sırtımıza yüklerlerdi: “Gerçekten çekilmezsin!” “Bak aranıyorsun yine!” Öfkelenen onlar olduğunda bile bu hep bizim hatamızdan kaynaklanıyordu! Bağırıyor, kontrolden çıkıyorlardı… Hatta öfkelenmekte haklı olduklarını ve bunun eğitim olduğunu söylüyorlardı. Sonuç olarak biz de öfkenin iyi bir şey olmadığını ve sadece güçlü olduğumuzda öfkelenmeye hakkımız olduğunu içselleştirdik. Okulda da farklı bir şey öğretmediler. Öğretmenlerin öfkelenmeye hakkı varken, hatta onlar buna teşvik edilirken, öğrencilere yasaktı. Bir kez daha verilen mesaj gayet açıktı: Öfke güçlülere mahsustu. Hâlbuki öfke sadece en güçlülere tanınan bir hak ise o artık bir duygu olmaktan çıkmış, şiddetin tanımına dönüşmüştür! Yetişkinler davranışlarını haklı göstermek için öfke kelimesini kullandılar, zira hiç kimse şiddet yanlısı olarak nitelendirilmek istemez. Ama işin aslı pek de öyle değil. Öfke, benliğin oluşumunda ve uyumlu ilişkiler kurmada gerekli, sağlıklı bir duygudur. “Kendimizi kaybettiğimizde” ya da “sinirlerimiz boşandığında”, verilen duygusal tepki aşırı ve yıkıcı oluyor, hele ki bir diğer kişi üzerinde üstünlük kurmak için kullanılıyorsa, bunun adı artık hiddettir, hışımdır. Bu, öfke duygusu değil, geçmişimizden miras kalan zararlı bir duygusal tepki ve/veya şiddettir. Peki, ya bu öfke değilse? Gerçek öfke bir olumlamadır, saldırganlık değildir. Kalp atışlarımız hızlanır, bedenimiz harekete geçer, bu değişiklikler “Bana uygun olmayan bir şeyler var!” hissiyatına kapılmamızı sağlar. Öfkemizi dile getirmek, basitçe dur demektir, bizim açımızdan neler olduğunu ifade etmek, illaki bağırıp, fırtınalar estirmeden, sadece kararlı bir şekilde haklarımızı talep etmektir. Elbette ki çocuklar böylesi bir yetkinliğe sahip değildirler. Beyinleri, duygularını dengeleyecek bağlantıları henüz geliştirmediği için, onlara bunu ancak kademeli olarak öğretebiliriz…

Bilgiler ve Uyarılar:

  1. Bu ürün sipariş alındıktan 1-3 gün içinde postalanacaktır.
  2. Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
  3. Bu kampanya, Domingo Yayınevi tarafından Evrim Ağacı okurlarına sunulan fırsatlardan birisidir.
Devamını Göster
₺155.00
Öfke İle Başa Çıkma Yolları - Oynuyorum ve Kendimi Tanıyorum
  • Dış Sitelerde Paylaş

Uranüs'ün Yapısı

Uranüs'ün standart model yapısı 3 katmandan oluşur. Bunlar; merkezde kayalık bir demir/nikel çekirdek, çekirdeğin etrafını sarmış bir şekilde bulunan buzlu bir manto ve en dış kısımda ise hidrojen ve helyum gazlarından oluşan yoğun bir örtüdür.

Uranüs'ün çekirdeğinin çapı, toplam çapının %20'si kadardır ve çekirdeğinin kütlesi, Dünya'nın toplam kütlesinin 0.55'i kadarıdır. Uranüs mantosunun kütlesi, 13.4 Dünya kütlesi kadardır. Bu sayılardan anlaşılıyor ki, Uranüs üzerinde yaşadığımız gezegen olan Dünya'dan oldukça büyük bir gezegendir.

Uranüs'ün çekirdeğinin yoğunluğu 9 g/cm3'tür. Merkezinde yaklaşık 8 milyon bar basıncı vardır ve yaklaşık 4726 Celcius derece kadardır. Uranüs'ün mantosu buzla kaplı olduğundan daha önce bahsetmiştik. Ancak burda bahsedilen "buz" kavramı bildiğimiz anlamında değildir. Uranüs'ün mantosu oldukça sıcak ve yoğun sıvılar olan su, amonyak ve diğer uçucu maddelerden oluşur.

Uranüs merkezindeki aşırı sıcaklar ve yüksek basınç karbon atomlarını elmas kristallerine yoğunlaştırdığı düşünülmektedir. Bu nedenle Dünya'da yağmur olarak su yağarken, Uranüs'te elmas yağmaktadır. Güneş Sistemi'nde Uranüs dışında Jüpiter, Neptün ve Satürn'de de aynı şekilde elmas yağmurları gerçekleşmektedir. Uranüs ve Neptün'ün buz gazlarıyla kaplı olması, bu gezegenleri diğer gaz devlerinden ayıran en önemli özelliktir. Bu nedenle, bu iki gezegen buz devi olarak bilinir. Buz devleri hacminin %85'i sadece gazlardan oluştuğu düşünülmektedir.

Daha önce bahsettiğimiz gibi Uranüs; su, metan ve amonyak içeren bir buz devidir. Gezegen atmosferinin alçak bölgeleri su molekülleri içermesine rağmen, üst katmanlara çıkıldıkça metan bulutlarıyla karşılaşırız. Yani; yoğun gazlardan oluşan atmosferden iç kısımlara doğru inildikçe sıvı katmanlara rastlanır. Gezegen atmosferi farklı buz katmanlarından oluşmaktadır. Bulutlar oldukça kalın ve yoğundur. Bu nedenle bulutlar arasında boşluk bulmak neredeyse imkansızdır. Bu yüzden görünür ışığı tümüyle yansıtır ve Uranüs bize pürüzsüz ve sade bir şekilde görünür.

Uranüs ortalama -224oC ile Güneş Sistemi içerisinde en soğuk gezegen olmasına rağmen bunun sebebi henüz bilinmiyor. Bir şey Uranüs'ün çekirdeğinin ısısının yüzeye ulaşmasına engel oluyor. Bu yüzden gezegenin üst katmanlarında ısının yükselmesini durduran bir bariyer formu olduğuna inanılıyor. Bununla ilgili bir başka teori ise, daha önce gerçekleşen büyük bir patlamanın sonucunda çekirdekteki ısının çoğunu dışarıya verdiğini ve çekirdek ısısının tükendiğini söylemektedir.

1986'da Voyager 2 uzay aracının yakaladığı görüntü
1986'da Voyager 2 uzay aracının yakaladığı görüntü
The New York Times

Uranüs'ün İklimi

Uranüs'ün iklim koşulları, diğer gaz devi gezegenlere kıyasla çok daha durgun bir iklime sahip olduğu görünüyor. 1986 yılında Voyager 2 uzay aracı Uranüs civarında yol alırken bize gezegenin iklimi hakkında bazı bilgiler gönderdi. Bu bilgiler sayesinde tüm gezegende 10 farklı bulut çeşidi olduğunu öğrendik. Ancak Uranüs'ün iç ısısının diğer gaz devlerinden neden daha düşük olduğunu öğrenemedik. Bu eksikliği Hubble Uzay Teleskopu yardımıyla gidermeyi başardık. Aslında Uranüs'te Amerika'nın yarısı kadar büyük hatta bazı bölgelerinde Amerika'nın iki katı büyüklüğünde fırtınalar olabildiğini öğrendik.

2006 yılında Uranüs üzerinde yapılan araştırmalar sırasında gezegen üzerinde devasa bir kara bulut gözlemlendi. Bu devasa fırtına bulutları, Amerika'nın üçte ikisi kadar büyüklüğüne sahip olduğu görüldü. Bu kara bulutların sıcaklığı ortalama -193 Celcius dereceydi ve fırtınanın rüzgarları saatte 900 kilometre hızla gezegenin ters yönünde esmekteydi.

Uranüs üzerinde görülen kara bulut
Uranüs üzerinde görülen kara bulut
Wikimedia

Uranüs'ün Uyduları ve Bazı Bilgiler

Diğer dev gezegenler gibi Uranüs'ün de çok sayıda uydusu vardır. Uranüs'ün şimdiye kadar keşfedilen 27 uydusu vardır ve bu uydular isimlerini Shakespeare ve Alexander Pope'un eserlerinde bulunan karakterlerden almaktadır. Bunlara örnek verecek olursak; Titania, Oberon ve Puck "Bir Yaz Gecesi Rüyası" komedya oyunundan, Arial ve Miranda ise "Fırtına" isimli fantastik oyunundaki karakterlerden esinlenerek isimlerini almıştır.

Uranüs'ün uyduları 3 farklı gruba ayrılır. Bunlardan 13 tanesi iç uydu, 5 tanesi ana uydu ve geri kalan 9 uydu ise düzensiz uydudur.

Tüm Reklamları Kapat

Uranüs'ün uyduları boyut olarak diğer gezegenlerin uydularına kıyasla çok küçüktür. Hatta Uranüs'ün 5 ana uydusu olan Ariel, Miranda, Titania, Oberon ve Umbriel uydularının kütleleri toplamı, Neptün'ün en büyük uydusu olan Triton'un kütlesinin yarısı kadardır.

Uranüs'ün uyduları
Uranüs'ün uyduları
Wikipedia

Miranda

Miranda, Uranüs'ün ana uyduları arasında en içte yer alan uydurur Uydunun yüzey alanı 700.00 km2 ile neredeyse Şili'nin yüzey alanı kadardır. Miranda uydusu 1948 yılında keşfedildi ve adını Sheakpeare'in Fırtına isimli oyununda bulunan bir karakterden aldı. Miranda, 470 kilometre çapa sahip olup Uranüs'ün en küçük uydusudur.

Miranda uydusu, Güneş Sistemi içerisinde en çarpıcı özelliği ile farkını ortaya koyuyor: Çünkü bu uyduda herhangi bir volkanik faaliyet olmamasına karşın, Güneş Sistemi içerisindeki en büyük uçuruma sahiptir. Bu uçurumun ismi Verona Rupes ve derinliği yaklaşık 20 kilometredir. Verona Rupes'in nasıl oluştuğunu henüz tam olarak bilmiyoruz; ancak bir çarpışma sonucu oluşabildiğine dair düşünceler var.

Miranda, Uranüs'e en yakın uydu olmakla birlikte, 130.000 kilometre uzaklıktadır. Karşılaştırmak gerekirse Dünya ile Ay arasındaki mesafeden yaklaşık 3 kat daha yakındır.

Tüm Reklamları Kapat

Miranda uydusu Uranüs'ün diğer ana uyduları arasında 1.2 g/cm3 ile en düşük yoğunluğa sahip uydudur. Bu da demek oluyor ki, uydunun %60'ı buzullardan oluşmaktadır.

Güneş Sistemi'nin En Büyük Uçurumu Olan Verona Rupes
Güneş Sistemi'nin En Büyük Uçurumu Olan Verona Rupes
Reddit

Ariel

Uranüs'ün uyduları arasında 4. en büyük uydudur. Ariel'in yörüngesi neredeyse Uranüs'e diktir. Bu nedenle aşırı mevsimsel döngülere neden olur. Ariel'in tahmini çapı 1.157 kilometredir. Uranüs'e en yakın 2. uydu olan Ariel, yaklaşık 190.000 kilometre uzaklıktadır.

Dünya'nın neresinde olursak olalım Ay'a baktığımızda nasıl tek bir yüzünü görebiliyorsak, bir Uranlı Ariel'e baktığında da aynı şekilde tek bir yüzünü görebilir. Ariel, Uranüs etrafında bir tam turunu 2.5 günde tamamlar.

Ariel uydusu 1851 yılında İngiliz astronom William Lassell tarafından keşfedildi. Bu uydu ismini tıpkı diğer uydularda olduğu gibi yine sanat eserlerinden almıştır. Fakat bu sefer uydunun ismi iki farklı eserden gelmektedir. Ariel ismi, Alexander Pope'nin "Bukleye Tecavüz" eserindeki gökyüzü ruhu ve Shakespeare'ın "Fırtına" eserindeki Prospero'ya hizmet eden ruhtan almaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Ariel, Güneş Sistemi içerisinde yer alan en küçük 19 dairesel uydu arasında 14. sırada yer alır. Tahminlere göre uydunun yüzeyi eşit oranda buz ve kayadan oluşmaktadır.

Uranüs'ün uydusu Ariel
Uranüs'ün uydusu Ariel
Wikimedia

Umbriel

1851 yılında İngiliz astronom William Lassell tarafından keşfedilen Umbriel uydusu genel olarak buz ve kayalardan oluşur. Uranüs'ün uyduları arasında Oberon'dan sonra en fazla kratere sahip uydudur. Umbriel yüzeyinde bulunan kraterlerin çapı 210 kilometreye kadar ulaşır.

Umbriel, Latince'de Umbra yani "gölge" anlamına gelir. Bu uydu, gezegenin yörüngesinde 266.000 kilometre uzakta bulunan en uzak 3. uydudur. Umbriel uydusunun Uranüs etrafında 1 tam turu yaklaşık 4.1 Dünya günü kadardır. Umbriel de aynı şekilde Uranüs'ten bakıldığında tek bir yüzü görülür.

Umbriel Uydusu
Umbriel Uydusu
Jet Propulsion Laboratory

Titania

Uranüs'ün en büyük uydusu olan Titania, Güneş Sistemi'nin en büyük 8. uydusudur. 1787 yılında William Herschel tarafından keşfedilmiştir. Adını William Sheakespeare'in "Bir Yaz Gecesi Rüyası" adlı oyununda perilerin kraliçesi olan Titania'dan almıştır. Titania ortalama 1587 kilometre çapıyla Uranüs'ün 5 büyük uydusu arasında yörüngedeki ikinci uydudur. Titania, Uranüs'ten 436.000 kilometre uzaklıkta bir yörüngede dönmektedir ve bir tam dönüşünü 8,7 dünya gününde tamamlar.

Tüm Reklamları Kapat

Titania, 788.9 kilometre yarıçapa ile Dünya'nın uydusu olan Ay'dan iki kat küçüktür. 2005 yılında kızılötesi spektroskopisi ile yapılan araştırmalar Titania'nın yüzeyi donmuş karbondioksit ve su ile kaplı olduğunu gösterdi.

Titania Uydusu
Titania Uydusu
Wikipedia

Oberon

Oberon, Uranüs'ün 5 büyük uydusundan en dışta olanıdır. 1787 yılında William Herschel keşfedilen Oberon adını "Bir Yaz Gecesi Rüyası" adlı oyununda perilerin kralı olan Oberon'dan almıştır. Uranüs'ten 584.000 kilometre uzakta olan Oberon, Dünya'dan yeterince kaliteli amatör teleskoplarla gözlenebilir. Oberon, Uranüs etrafındaki bir tam turunu 13.5 dünya gününde atar ve diğer uydularda da olduğu gibi Uranüs'ten uydunun tek bir yüzü görünür. Oberon, Uranüs'ün en büyük ikinci, Güneş Sistemi'nin ise en büyük 9. uydusudur.

Uranüs'ün Halkaları

Gezegen halkası denince her ne kadar akıllara Satürn gelse de, Güneş Sistemi içerisindeki tek halkalı gezegen Satürn değildir. Satürn dışında Uranüs ve Neptün de halkalara sahiptir. Uranüs'ün halkaları yaklaşık 600 milyon yıl önce uyduların ve diğer gökcisimlerin çarpışması sonucu oluştuğu düşünülüyor.

1978 yılında Uranüs'ün önce 9 ayrı halkası, daha sonra 1986 yılında 2 halka daha ve en nihayetinde 2003-2005 yıllarında 2 tane daha keşfedilmesiyle toplamda 13 halkası olduğu keşfedildi. Uranüs'ün uydularının 1787 yılında keşfedilip halkalarının neredeyse günümüzde keşfedilmiş olmasının en önemli nedeni; bu halkaların oldukça inceolması ve Satürn'ün halkaları kadar parlak olmamasıdır. Bu halkalar Uranüs'ten 38.000 kilometre uzakta başlar ve yaklaşık 98.000 kilometreye kadar uzanır. Halkaların isimleri gezegene olan artan mesafelerine göre Zeta, 6, 5, 4, Alpha, Beta, Eta, Gamma, Delta, Lambda, Epsilon, Nu and Mu isimlerini alır.

Uranüs'ün Halkalarının İsimlendirilmesi
Uranüs'ün Halkalarının İsimlendirilmesi
Wikipedia

Yani anlayacağınız, Uranüs'e dair ne kadar çok biliyorsak, bunun kat kat fazlası kadar da bilmediğimiz detay bulunuyor. Geleceğin astronomları ve uzay mühendisleri, teleskoplarını ve uzay araçlarını bu gaz devine çevirdikçe, biz de Güneş Sistemi'mizin bu gizemli devi hakkında daha fazla bilgiye kavuşabileceğiz.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Güneş Sistemi ve Gezegenler Yazı Dizisi

Bu yazı, Güneş Sistemi ve Gezegenler yazı dizisinin 30. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Güneş Sistemi İçin Bir Kılavuz: Güneş Sistemi İçindeki Cisimler Hakkında Neler Biliyoruz?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
45
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • İnanılmaz 17
  • Tebrikler! 8
  • Muhteşem! 6
  • Bilim Budur! 5
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 5
  • Merak Uyandırıcı! 3
  • Güldürdü 1
  • Umut Verici! 1
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 16/04/2024 21:09:25 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8925

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Özellikler
Primatlar
Alzheimer
Yapay Seçilim
Epidemik
Canlı
Fotoğraf
Komplo
Kanser
Evrimsel Antropoloji
Bağışıklık
Karar
Karbon
Doğa Yasası
Madde
Covıd-19
Normal Doğum
Hastalık
Sosyal Medya
İklim
Yeni Koronavirüs
Yıldızlar
Karanlık Madde
Regülasyon
Zaman
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. E. Bakırcı. Uranüs Nedir? Uranüs Hakkında Neler Biliyoruz?. (27 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 16 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/8925
Bakırcı, Ç. E. (2021, January 27). Uranüs Nedir? Uranüs Hakkında Neler Biliyoruz?. Evrim Ağacı. Retrieved April 16, 2024. from https://evrimagaci.org/s/8925
Ç. E. Bakırcı. “Uranüs Nedir? Uranüs Hakkında Neler Biliyoruz?.” Edited by Çınar Ege Bakırcı. Evrim Ağacı, 27 Jan. 2021, https://evrimagaci.org/s/8925.
Bakırcı, Çınar Ege. “Uranüs Nedir? Uranüs Hakkında Neler Biliyoruz?.” Edited by Çınar Ege Bakırcı. Evrim Ağacı, January 27, 2021. https://evrimagaci.org/s/8925.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close