Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 19 Ağustos 2011 15 dk.

Evrimsel süreçleri anlamaya başlayan bir kişinin karşılaşacağı soru işaretlerinden en yaygın olanı, yapı ve organların birbirleriyle nasıl uyum içerisinde evrimleştiği sorusudur. Bu özünde çok basit bir cevabı barındıran bir sorudur; ancak evrimsel biyolojinin detayları tam olarak anlaşılamadıysa, kafa karıştırıcı olabilir.

Örneğin bir birey, gözün daha basit yapılardan kademeli evrimini gayet iyi anlayabilir; ancak göz evrimleşirken beynin de gözden gelen verileri değerlendirebilecek şekilde nasıl evrimleştiğine anlam veremeyebilir. Benzer şekilde, derimizdeki sinir uçlarının evrimine bağlı olarak dokunma duyumuzun oluşumunu anlayabilir; ancak bunun beyinde değerlendirilecek şekilde bir evrimsel değişimin nasıl olduğunu ilk etapta anlayamayabilir.

83
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 31 Mayıs 2018 46 dk.

Evrim Ağacı olarak bize üniversite öğrencileri ve adaylarından en sık gelen sorulardan birisi, üniversite bittikten sonra yurtdışına eğitim amaçlı nasıl gidilebileceği, bu çalışmalar için paranın nereden bulunacağı, nasıl burs alınabileceği, not ortalamasının ne olması gerektiği, TOEFL ve GRE gibi sınavlara ne zaman girilmesi gerektiği, ne zaman ve nasıl çalışılması gerektiği, vb. sorular. Bu kılavuzda, bu konularla ilgili en temel bilgileri, çok basit ve kısa notlar halinde sizlere sunacağız. Umuyoruz birçok soru işaretinin temizlenmesine yardımcı olacaktır.

Hazırsanız, başlayalım:

185
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 14 Şubat 2019
Her kim ki herhangi bir şeye özgürlükten çok değer verir, o kişi özgürlüğünü yitirir. İşin ironisi, daha çok değer verdikleri şey para veya rahatsa, nihayetinde onları da yitirirler.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
21
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Yazar 21 Mart 2019 2 dk.

Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), 2010 yılından beri ürettiğimiz makalelerden oluşan bir çevirim içi eğitim girişimidir.

Evrim Ağacı olarak bu akademiyi başlatmaktaki hedefimiz, klasik eğitim sistemine alternatif ve tamamlayıcı olmanın yanı sıra; her yaş, eğitim düzeyi ve ilgi alanından insanın kendisini özgürce ve tamamen ücretsiz bir şekilde eğitebileceği, geliştirebileceği ve ufkunu genişletebileceği bir araç sunabilmektir.

308
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Prof. Dr. Hakan Yaman
Yazar 1 gün önce 7 dk.

Yüzyıllardır Anadolu’nun dağlık coğrafyasında varlıklarını sürdüren Yörük toplulukları, yaşam biçimlerinin merkezine keçiyi yerleştirmiştir. Bu makale, keçi ile insan arasında yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik, kültürel ve sembolik boyutlara uzanan çok katmanlı bir ilişkinin izini sürmektedir. Keçinin Yörük yaşamındaki anlamı yalnızca bir geçim aracına indirgenemez; o aynı zamanda dost, yol arkadaşı, kültürel simge ve kimlik belirleyicisi olarak öne çıkar.

Göçebe toplumların binlerce yıl süren tarihinde keçi, en dayanıklı evcil hayvan türlerinden biri olarak öne çıkmıştır. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan bu kültürel süreklilikte, keçi hem bir besin kaynağı hem de topluluğun "hareket kabiliyetini" mümkün kılan stratejik bir canlıdır. Keçinin kıt kaynaklara adaptasyonu, Yörüklerin yaşam biçimini doğrudan şekillendirmiştir. Keçinin diğer hayvanlara tercih edilme sebebi, yalnızca coğrafi uyumluluğu değil, aynı zamanda düşük bakım ihtiyacı ve verimliliğidir. Bu da göçebeliğin değişken doğasına uygun bir hayvan olmasını sağlamıştır.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Pedram Türkoğlu
Yazar 7 Aralık 2018 4 dk.

Kelime anlamı olarak Hema- (kan) ve -poez (yapım) birleşmesinden köken alarak kan hücrelerinin yapımı anlamına gelir. Nötrofiller, eritrositler, lenfositler, bazofiller, eozinofiller, monositler gibi bütün kan hücreleri multipotent kök hücre olan hematopoetik kök hücreden farklılaşarak oluşur! Bu üretim de başlıca kemik iliği medullasında gerçekleşir. Söz konusu kök hücre asimetrik bölünme yaşar ve çoğalırken bir tane kendisinden üretir, bir tane de farklılaşacak hücre oluşturur. Embriyonik hayatta kan yapımı 3. haftada yolk (vitellus) kesesinde başlar ve 6. haftada sonlanır. Ardından yaklaşık 6. haftadan 20. haftaya kadar bu görevi karaciğer, az miktarda dalak ve timus üstlenir. Sonrasında ise kemik iliğinde üretilmeye başlar. Yine de ufak miktarda dalak ve karaciğerde üretim devam edebilir. Kemik iliğinde kan üretimine başlayan ilk kemik clavicula isimli köprücük kemiğidir. Yetişkinde ise en çok pelvis (leğen) ve vertebra (omur) medullasında gerçekleşir. Her kan hücresinin de belirli bir ömrü vardır. Eritrositlerin (alyuvar) ömrü 120 gündür, yeni doğan bebekteki fetal eritrositler (alyuvarlar) ise 90 gün yaşayabilir. Dolayısıyla yeni doğan bebekler çoğu zaman fizyolojik anemi (kansızlık) yaşar. Bu yüzden profilaktik (önleyici) takviye almaları önerilir.

Dolaşımdaki hücrelerin belirli ömürleri vardır. Hücreler sürekli yıkılarak yenilenirler. Bu yüzden devamlılık gösteren bir üretim dinamiğine ihtiyaç vardır. Vücut, bu durumu kompanse (telafi) etmek için önlem amaçlı mekanizmalar ile evrimleşmiştir. Bunlardan biri de ekstramedüller hematopoez, yani kemik iliği (medullası) dışında bir bölgede kan hücrelerinin üretimidir. Kemik iliğindeki üretime intramedüller hematopoez denir. Evet, kemik iliği dışında da kan üretimi gerçekleşebilir! Bunlardan en iyi bilinenleri karaciğer, dalak, timus ve lenf bezleridir. İnsan dışındaki omurgalılarda bağırsakta ve böbrekte de üretildiği anlaşılmıştır. Vücut, bu mekanizma dışında yassı kemiklerde ilik (medulla) oluşumunu artırarak üretime katkı sağlamak ister. Bu yüzden frontal (alın) kemiği gibi yassı kafa kemiklerinde genişlemeler ve büyümeler gerçekleşebilir. Çünkü telafi etmek için üretime katkı sağlamak isteyen dokuların hacmi artmaya başlar. Örneğin dalağın büyümesine splenomegali denir. Hatta bazen kafa kemikleri gibi sert dokularda bu üretim sırasında yeterli esneklik olmadığı "nod" yapısı oluşabilir. Ekstramedüller hematopoez, genelde ağır anemide ve çeşitli hematolojik hastalıklarda görülür.

29
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
369K UP
Çeviren 24 Ocak 2024
Ay'ın ötesinden Dünya ve Ay nasıl görünüyor? Sıklıkla birlikte fotoğraflanan bu tanıdık ikili, 2022 yılının sonlarında bu sıra dışı açıda yakalandı. Çekim sırasında, NASA'nın Artemis I görevinde kullandığı Orion uzay aracı, Dünya'nın en büyük uydusunun etrafında dönerken kendi dünyasına doğru bakıyordu. Dünyamızın çapı, Ay'ın çapının yaklaşık dört katı olmasına rağmen kapsülün küçük cisme yani Ay'a daha yakın olması, Ay'ın daha büyük görünmesine neden oluyordu. NASA'nın Artemis görevlerindeki bir sonraki fırlatması olan Artemis II'nin 2025'te insanları Ay'ın etrafında gezdirmesi, Artemis III'ün ise 2026'nın sonlarında insanları Ay yüzeyine geri getirmesi planlanıyor. Japonya’dan fırlatılan JAXA’nın SLIM uzay aracı, geçen hafta Ay'a iniş yaparak iki adet keşif aracı bıraktı.
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 22 Haziran 2022 13 dk.

"Cin çarpması" veya "içine cin/şeytan girmesi" olarak bilinen olay (İng: "demonic/spirit possession"), halk arasında insan vücuduna cinlerin, hayaletlerin, şeytanların veya tanrıların girmesiyle ilişkilendirilen, sıra dışı ve normalden oldukça sapmış bir bilinç hâli ve bununla bağlantılı tuhaf davranışlar ile kendini gösteren psikiyatrik bir durumdur.[1] Bugüne kadar içine cin/şeytan/ruh girmesi fikrine Budizm'den Hristiyanlığa, İslam'dan vudu inancına, Hinduizm'den Wicca'ya ve hatta Afrikalı ve/veya Yerli Amerikalı kabilelere kadar birçok grup ve inanç sisteminde rastlanmıştır. İnanca bağlı olarak bu cin/şeytan girmesi olayı, kişinin isteğiyle veya istem dışı bir şekilde olabilir; ayrıca konak beden için avantajlı mı dezavantajlı mı olduğu da inançtan inanca değişim göstermektedir.[2]

1969 yılında yapılan bir çalışmaya göre, dünya genelinden örneklenen 488 toplumun %74 kadarında içine cin/şeytan girmesi olayına rastlandığı tespit edilmiştir; ancak bu olaya yönelik en yüksek inanç oranlarına Pasifik kültürlerinde, en az düşük inanç oranlarınaysa Kuzey Amerika ve Güney Amerika yerlilerinde rastlanmıştır.[3]

87
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Ufuk Derin
3 gün önce
Amerikalı sitogenetikçi Barbara McClintock 16 Haziran 1902'de doğdu. Mayoz bölünmede gen rekombinasyonu ve krossing-over mekanizmalarını gösterdi. Transpozonların keşfiyle genetik bilgi aktarımına dair temel prensipleri değiştirdi. Telomer ve sentromerlerin genetik bilginin korunmasındaki işlevini kanıtladı. Bu çalışmalarıyla 1983 Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü'nü kazandı.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Murat Kiri
Murat Kiri
123K UP
Gözlemi Yapan 30 Nisan 2024 Türkiye, Amasya
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

İnceleme
Nedim Halıcı
İnceleyen10 4 Haziran 2023
Çok güzel dizi milliyetçilik oyunculuk çok iyi izleyin.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Çınar Civan
Türü Ekleyen 17 Ağustos 2022
Papağanlar (Psittaciformes) takımının familyasıdır. Papağan türlerini kapsamaktadır. Kıvrık gagalı, etli ve kalın dilli, parlak tüylü, sıcak yerlerde yaşayan papağan türlerini kapsayan bir familyadır.
2
Zəhra Əzizova
Öğrenmeye meraklı biri 5 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, EKRAN KARTCI tarafından sorulmuştur.

Çiğ mercimek tüketimi genellikle tavsiye edilmez. Bunun sebebi mercimeğin içinde doğal olarak bulunan lektin ve bazı antinutrient (besin emilimini engelleyen) maddelerdir. Lektinler, özellikle çiğ veya az pişmiş baklagillerde yüksek miktarda bulunur ve sindirim sistemine zarar verebilir. Bu zararlar; mide bulantısı, kusma, ishal ve karın ağrısı gibi rahatsızlıklar şeklinde ortaya çıkabilir. Ayrıca, bu maddeler bağırsak duvarına zarar vererek besinlerin emilimini azaltabilir.

Mercimeği suda bekletmek bazı toksik maddelerin bir kısmını azaltabilir, fakat bu işlem lektin gibi zararlı proteinleri tamamen ortadan kaldırmaz. En güvenli ve sağlıklı yöntem mercimeği iyi pişirerek tüketmektir. Yüksek sıcaklıkta pişirme, lektin ve diğer zararlı bileşenlerin yapılarını bozarak etkisiz hale getirir.

Senin suda bekletip çiğ tüketmene rağmen şikayet yaşamaman, vücudunun bu maddelere karşı toleranslı veya şanslı olduğuna işaret eder. Ancak herkes için aynı şey geçerli değildir; birçok insanda ciddi mide-bağırsak rahatsızlıkları oluşabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
22K UP
Gözlemi Yapan 1 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı İlçesi Karacaözü Köyü'nde gözlemlenmiştir.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Firdevs Güven
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Açıklamam çok basit ve bir o kadar da inandırıcıydı - bütün yanlış görüşler gibi !
Kaynak: Sayfa 37
10.0/10
(23 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Time Machine
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close