Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Sabri Küsüroğlu
Ekleyen 4 gün önce 6 dk.

Miyopi; gözün, ışığı retinanın önüne odaklaması sonucu uzağı net görememe ile karakterize edilen yaygın bir refraktif kusurdur. Genellikle göz küresinin normalden uzun olması veya korneanın, ışığı gereğinden fazla kırmasıyla ortaya çıkar. Bu anatomik veya optik değişimler nedeniyle uzak nesneler bulanık görünürken yakındaki nesneler net bir şekilde algılanabilir. Miyopi, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve sıklığı giderek artan bir görme problemidir.

Normalde göz, ışığı retina üzerine odaklayarak net bir görüntü oluşturur. Ancak miyopide, gözün ön-arka uzunluğu (aksiyel uzunluk) normalden fazla olabilir veya kornea ile lens ışığı gereğinden fazla kırabilir. Bu durum, paralel gelen ışınların retinanın üzerine değil, önüne odaklanmasına neden olur. Sonuç olarak uzaktaki nesneler bulanık algılanırken, yakındaki nesneler net olarak görülmeye devam eder. Miyopi, optik bileşenlerin yanlış hizalanması veya dengesiz kırma gücüne sahip olması sonucu ortaya çıkan bir refraktif kusur olarak sınıflandırılır.

11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Türü
Ufuk Derin
Türü Ekleyen 3 gün önce
Saturnia, Saturniidae familyasına ait büyük ipek güvelerinden oluşan bir cinstir ve Alman biyolog Franz von Paula Schrank tarafından ilk kez 1802 yılında tanımlanmıştır. Bu cinsin üyeleri genellikle "imparator güveleri" olarak adlandırılır; ancak bu ad, Saturniinae alt familyasındaki bazı yakın akrabalar için de kullanılır. Türlerin çoğu Palearktik bölgede bulunur.
1
Ögetay Kayalı
Yazar 29 Şubat 2024 3 dk.

Einstein 1915 yılında Genel Görelilik Teorisini ortaya attıktan sonra, teorinin test edilebilmesi için aynı zamanda üç öneride de bulundu: Merkür'ün günberi noktasının yaptığı presesyon hareketi, çekimsel alanda hareket eden ışığın sapıncı ve çekimsel kırmızıya kayma. Merkür'ün durumu o zamanlarda da biliniyordu ve bunlar kısa sürede doğrulandı. Aynı zamanda bugün bu yöntemlere ek çeşitli yöntemlerle de görelilik teorisini test edebiliyoruz.

Diğer gezegenlerin aksine Merkür, ilginç bir yörünge hareketine sahipti. O zamanlar Newton mekaniği ile yörünge hareketleri gayet başarılı bir şekilde açıklanabiliyordu, lakin Merkür'ün bu garip hareketini açıklamak o kadar kolay değildi. Çünkü denklemler, normal koşullarda böyle bir hareket olmasını mümkün kılmıyordu. Belki de henüz fark edilememiş başka bir gezegen, Merkür'ün yörüngesinde değişimlere sebep oluyordu diye düşünüldü. Bu gezegenin bulunması çok kolaydı, fakat ortada bir gezegen yoktu.

24
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gürhan Öztürk
Yazar 27 Ağustos 2015 33 dk.

Dünyada en çok tür barındıran böcekler eklembacaklılar şubesi içinde altı bacaklılar olarak da bilinen bir alt şubede yer alır. Böcekler neredeyse her çeşit karasal ortamda, tatlı sularda karşımıza çıkabilir ve kanatları vasıtasıyla atmosferi de işgal ederler. Tuzlu sulara gelirsek ise böcekler daha nadir bulunurlar, bu ortamların esas eklembacaklı grubu tahmin de edebileceğiniz gibi kabuklulardır; yani yengeçler ve karideslerdir. 

416 milyon yıl öncesine kadar uzayan geçmişleriyle böceklerin çeşitliliğinde kanatların da ortaya çıkmasıyla bir patlama olmuştur. Çiçekli bitkilerin gelişimine paralel olarak böceklerde de artış olduğu fosiller üzerinden yapılan araştırmalar da belirlenmiştir. Birlikte evrimin en güzel örneklerinden olan böcek ve bitki çeşitliliği aynı anda kitlesel yok oluşları ve ani sıçrayışları da beraberinde getirmiştir. 

76
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağan .
Çağan .
54K UP
Etkinliği Ekleyen 3 hafta önce İzmirÜcretsiz4 Mayıs
Beyni Kandırmak
04 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 04 Mayıs 2025 16:00 tarihine kadar.

Beyni Anlamak için

21. Yüzyılda daha da değerli olan bu multidisipliner alanını daha iyi anlamak ve tanımak için güzel bir fırsat. 

İnstagram @beynikandirmak 

Devamını Göster
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ömer Ekmel Kara
Ekleyen 5 gün önce 8 dk.

Kordoma, embriyonik gelişim sürecinde oluşan notokord artıklarından köken alan ve genellikle aksiyel iskelet boyunca yerleşen nadir görülen malign bir tümördür. İlk olarak 1857 yılında Rudolf Virchow tarafından kafa tabanı tümör tipi olarak tanımlanmış olsa da günümüzde yapılan birçok çalışma, kordomanın embriyonik notokord kalıntılarından geliştiğini ortaya koymuştur. Tümör; sakrum, omurga ve kafa tabanı olmak üzere üç ana bölgede görülebilir. Yapısal olarak mukus üreten, yuvarlak çıkıntılı, yarı saydam ve gri renkte kitleler olup, kıkırdak tümörleri ile benzer histopatolojik özellikler gösterebilir.[1]

Kordoma, bulunduğu anatomik bölgeye göre değişen semptomlara yol açar. Tümör büyüdükçe görsel olarak belirginleşebilir. Üst omurga çevresinde gelişmeye başladığından ötürü komşu yapılar üzerinde baskı oluşturarak çeşitli nörolojik semptomlara neden olabilir. Genel belirtiler arasında sırtta, kol ve bacaklarda ağrı, kas güçsüzlüğü ve/veya duyu kaybı yer alır.

15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Daha nice 10 yıllara iyi ki varsınız Evrim Ağacı Ailesi :)
Yaşam Ağacı Gözlemi
Muhammet S. Aydoğan
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, Manisa
Nemli ve dağınık toprak zemin üzerinde hareket halinde gözlemlenen bu kın kanatlı böcek, yüksek olasılıkla Carabus Scabrosus türüne ait menekşe karafatmasıdır. Üstten bakıldığında siyah bir zemin üzerinde metalik mor ve menekşe tonlarında parlaklığa sahipken, alt yüzeyi siyahtır. Bu gözlem, Akhisar İlçesi'ne bağlı Yayakırıldık Mahalllesi'nde yapılmıştır.
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmet Saltuerk
Yazar 3 Haziran 2014 1 dk.

Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada ilk olarak insülinin vücutta parçalanmasını yavaşlatan bir madde keşfedildi. Şimdilik farelerde denenen ve başarılı sonuç veren 6bK adındaki bu madde, diyabetin ilaçlı tedavisi için gelecekte umut vaat ediyor.

6bK adındaki madde, yemek sonrası farelere 2 mg verildi ve ardından 6bK'nin çeşitli dokulara dağılımı ve bu dokularda ne kadar süre ile etkili olduğu incelendi. Aynı zamanda farelerden yemek sonrası düzenli olarak kan örneği alınarak kandaki şeker düzeyi de ölçüldü.

12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ekin Baran Sunar
Seslendiren 7 Eylül 2019 10:41
Kargalar, yavrularına alet kullanımını öğretmeleri ve işgalcilere karşı ortaklaşa mücadele edebilmeleri gibi özellikleri açısından gezegenimizdeki en...
25
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 5 Kasım 2020 19 dk.

Depremler, yeryüzündeki en güçlü, potansiyel olarak en ölümcül doğa olaylarından birisidir. Ayaklarımızın altındaki yer sarsılır, içinde yaşadığımız binalar (veya atalarımız için konuşuyorsak, mağaralar) sallanır ve çöker, depremlerle tetiklenen tsunami ve heyelan gibi olaylar dolayısıyla ek yıkımlar yaşanır. Bu ürkütücü ve olası bir felakete en iyi şekilde hazırlık yapmak haricinde üzerinde hiçbir kontrolümüz olmayan doğa olayını izah etme güdüsü, en temel merak dürtümüzden kaynaklanmaktadır. Depremler gibi devasa güçte olayların, hiç beklenmedik anlarda yaşanıp, bir ömür boyu canla başla inşa ettiklerimizi yok edivermesini anlamlandırmak isteriz. Bunu yapamadıkça veya bilimsel yöntemlerle yapılan izahları belki rasyonel olarak değil ama, duygusal olarak tatmin edici bulmadığımızda, bilim dışına yöneliriz.

Bu yönelmenin bir boyutu ruhanidir/dinidir: Depremler, tarih boyunca bir çeşit "cezalandırma" ve "tanrıların öfkesi" olarak görülmüştür. Belirli ahlaki normlara uymayanların cezalandırılmasının veya belirli buyrukların dışına çıkılması sonucu inanılan bir tanrının öfkelenmesinin, yerin sallanması ile bize bildirildiğine inanılmıştır. Bu yorum günümüzde her ne kadar oldukça azalmışsa da, halen felaketler sonrasında "karşı taraftan", "öteki gruptan" veya "dış gruptan" olan bireylerin sırf farklı oldukları için cezalandırıldığını ve "Tanrı'nın gazabına uğradığını" iddia eden insanlar bulmak mümkündür. Bu tür bir yorum, modern bilimin sınırları dışında kaldığı için, burada detaylandırılmayacaktır.

114
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
349K UP
Aktaran 6 gün önce 2 dk.

Uluslararası bir araştırma ekibi, Dünya'nın iki katı büyüklüğünde ve yıldızına Satürn'ün Güneş'e olan mesafesinden daha uzakta dönen bir gezegen buldu. Harvard ve Smithsonian Astrofizik Merkezi'nin (CfA) de aralarında olduğu ekip, bu keşfin diğer gezegen sistemlerinin bizimkinden ne kadar farklı olabileceğinin bir örneği olduğunu belirtiyor. CfA üyesi ve araştırmanın başyazarı Weicheng Zang şunları söylüyor:

Ekip, Samanyolu'ndaki gezegen popülasyonlarına dair yeni bilgiler elde etmek için yıldızlarına göre gezegen kütlelerini ölçtü. Çalışmada, uzak nesnelerden gelen ışığın gezegen gibi bir cisim tarafından bükülmesiyle oluşan mikromercekleme tekniği kullanıldı. Bu yöntem, özellikle Dünya ile Satürn yörüngeleri arasındaki mesafede bulunan gezegenleri tespit etmek konusunda etkili. Mikromercekleme ile şimdiye kadarki en kapsamlı veri setini sunan bu çalışma, önceki örneklerden üç kat daha fazla gezegen içeriyor ve tekniğin tespit edebildiği gezegen boyutunu sekiz kat küçülterek Dünya boyutuna yakın ölçeklere indirgiyor. Bu sayede, yöntemin hassasiyeti artırılarak daha küçük kütleli gezegenlerin keşfi mümkün hale geliyor.

18
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Efsan Avcu
Efsan Avcu
3,285 UP
Çeviren 14 Ağustos 2017 6 dk.

Neden bazı organizmalar (somon balığı, bambu bitkisi, birçok böcek türü ve tüm tahıl bitkileri) çoğalır çoğalmaz ölürken, diğerleri defalarca çoğalabilmektedir?

Birçok bitki ve hayvan türleri ilk üreme işleminden sonra ölümle sonuçlanan yaşam öykülerine sahiptirler. Bu duruma “semelparite” adı verilirken diğerine “iteroparite” (iteroparity) (art arda çoğalabilen yaşam türü) adı verilir. Bitki türleri için bazen monokarpi (monocarpy) ve polikarpi (polycarpy) terimleri semelparite ve iteroparite yerine kullanılmaktadır. Ancak, monokarpi bitkinin tümünü kapsamadan sadece ilk üreme işlemi gerçekleşen filizin ölümü için de kullanılabilmektedir.

57
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Avcı Bulutsusu: Hubble Görüntüsü

Avcı Bulutsusu gibi az sayıda kozmik manzara hayal gücünü canlandırabilir. M42 olarak da bilinen bulutsunun parıldayan gazı, sıcak genç yıldızları çevreliyor. Bu yıldızlar, sadece 1500 ışık yılı uzaklıkta bulunan muazzam bir yıldızlararası moleküler bulutun kenarında yer alıyor. Avcı Bulutsusu en yakın büyük yıldız oluşum bölgesi olduğundan yıldızların parçalı olarak nasıl doğduklarını incelemek için en iyi fırsatlardan birini sunuyor. Aynı zamanda bulutsunun enerjik yıldızları, görüşümüzü engelleyebilecek olan örtücü gaz ve toz bulutlarının da savrulup gitmesine neden oldu. Bu sayede yıldız doğumu ve evriminin devam eden aşamalarına bakmamızı sağladı. Avcı Bulutsusu’nun paylaşılan görseli, Hubble Uzay Teleskobu tarafından alınan veriler kullanılarak oluşturulmuş bu zamana kadarki en keskin görüntülerden biridir. Avcı Bulutususu’nun tamamı yaklaşık 40 ışık yılı genişliğindedir ve Güneş’imiz ile birlikte galaksimizin aynı sarmal kolunda bulunur.

29 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: NASA, ESA, Hubble Legacy Archive; İşleme: Francisco Javier Pobes Serrano
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close