Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Düş Çalışması (Dreamwork) Nedir? Rüyalar, Gerçekten Arzularımızla İlişkili Olabilir mi?

Düş Çalışması (Dreamwork) Nedir? Rüyalar, Gerçekten Arzularımızla İlişkili Olabilir mi? Healthline
12 dakika
7,761
Evrim Ağacı Akademi: Freud, Psikanaliz ve Psikanalitik Teori Yazı Dizisi

Bu yazı, Freud, Psikanaliz ve Psikanalitik Teori yazı dizisinin 6. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Psikanalitik Teori Nedir?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Podcast
11:56
İbrahim Uzun
Seslendiren
Bionluk Logo sponsorluğunda seslendirildi.
78
  • İndir
  • Dış Sitelerde Paylaş
Tüm Reklamları Kapat

Düş çalışması (İng: "dreamwork" veya "dream-work"), 1899 yılında Sigmund Freud tarafından psikoterapi çevresine sunulan bir kavramdır. Freud, bir hastanın zihinsel yapısını anlamak için rüyalarından faydalanarak anlam üretilebileceği fikrini ortaya attı. Freud’un bu konuda ortaya attığı fikirler başlangıçta çok fazla ilgi toplamasa da daha sonradan popülerlik kazanarak günümüze kadar ulaştı.

Freud, bu kavramı rüyadaki gizli içeriklerin açık içeriğe dönüştürülmesine atıfta bulunmak için kullanmıştır. Teoriye göre rüyalar, insanın günlük yaşamdaki duygu, düşünce veya hatırlarının devamıdır. Bu bakımdan düş çalışmasının, rüyaların ve onların barındırdığı içsel anlamı keşfetme süreci olduğunu söylenebilir. Düş çalışması, çoğunlukla rüyadaki sansürü aşmakla ilgilidir.

Günümüzde düş çalışması, rüyaların psikoterapiye dahil edilmesini tanımlamak için kullanılan geniş bir kavramdır. Kavram, tümüyle düş çalışması alanına ya da sadece terapiye dahil edilen sürece atıfta bulunabilir. Psikoterapi çevreleri, rüya çalışmasını kullansa da modeller arasında farklılıklar olabilir. Düş çalışmasındaki amaç; rüya gören kişinin kendi dünyasını daha iyi anlaması, kendini keşfetmesi ve böylece problemlerinin çözülmesidir. Ruh sağlığı uzmanları, düş çalışmasını genellikle insanların öz farkındalık kazanmalarına yardımcı olmak için uygulamalarına entegre eder.

Tüm Reklamları Kapat

Düş Çalışması ile Rüya Yorumunun Farkı

Düş çalışması ile klasik rüya yorumunun birbirinden oldukça farklı şeyler olduğunu anlamak oldukça önemlidir. Düş çalışması, belirli bir rüyanın anlamı veya sözde "gelecekteki etkilerini" bulmaya çalışmak yerine, rüyanın kişide uyandırdığı duyguları keşfetmekle ilgilenir. Rüya çalışmasında terapistler, rüyayı analiz etmez veya yorumlamaz. Bunun yerine, herhangi bir tepki vermeden rüyayı gören kişinin kendisi için bir anlam keşfetmesi yolunda rehber görevi görürler.

Düş çalışması rüyaların kişiye özgü olduğuna ve her insanın kendi "rüya dili"ne sahip olması gerektiği inancına dayanır. Rüyadaki kişiler, mekanlar, nesneler veya sembollerin anlamları, rüyayı gören kişiden kişiye değiştiği gibi, rüyayı gören kişinin hayatının farklı dönemlerinde de değişiklik gösterebilir. Bu yüzden düş çalışmasının temel ilkelerinden biri rüyanın amacının, mesajının veya anlamının ne olduğunu yalnızca rüyayı gören kişinin doğrulayabileceğidir. Bu ilkeye bağlı kalan terapist, çalışma boyunca rüyanın anlamına ilişkin herhangi bir tepki veya öneride bulunmadan yalnızca bilgi toplamak için mümkün olduğu kadar soru sorabilir. Örneğin rüyayı gören kişi rüyasında şehirden uzaklaşan bir arabada olduğundan bahsediyorsa, terapist, "Araba nereye gidiyor?" ya da "Yol neye benziyor?" gibi keşif soruları yöneltebilir. Terapist, rüyanın içeriğine dair tepkisini rüyaya ilişkin tüm materyaller araştırıldıktan sonra paylaşır.

Shutterstock

Bilinçdışına Giden Yol

Freud, rüyaların içeriğinin insanın sahip olduğu arzuların gerçekleştirilmesi ile ilgili olduğunu ve bu yüzden rüyaların görünenden çok daha derin anlamlara sahip olduğunu düşünüyordu. Kendiyle ilgili yaptığı analizlerde sık sık rüyalarını kullandı. Ayrıca rüyaların, psikotik hastaları da dahil olmak üzere birçok hastasının üzerindeki etkisini inceledi. Rüyalara dair kendi deneyimleri ile hastalarının deneyimlerini karşılaştırdığında rüyaların neredeyse her zaman yerine getirilmeyen arzularla ilgili olduğunu fark etti.

Freud, 1989'da yayımlanan Düşlerin Yorumu (The Interpretation of Dreams) başlıklı kitabında, rüyaların arzuların yerine getirilmesiyle ilgili olduğunu iddia etti. Kitabında açıkladığı teoriler ve vaka çalışmaları, psikanalitik teori için zemin hazırladı. Freud, "bilinçdışı" kavramı ile rüyalar arasındaki ilişki gibi iyi bilinen fikirlerinin çoğunu bu kitapta tanıttı. Ayrıca Freudyen psikolojinin temel ilkelerinden biri olan "bilinçdışı zihin" kavramına da kitabında oldukça vurgu yaptı.

Tüm Reklamları Kapat

Freud'a göre rüyalar, "açık" ve "gizli" olarak ikiye ayrılabilecek içeriklerden meydana geliyordu ve her iki içeriğin de serbest çağrışım tekniği ile yorumlanarak deşifre edilebileceğine inanıyordu. Rüyanın açık içeriği veya rüyadaki gerçek imgeler, rüyanın gizli içeriğini (bilinçdışı istekleri) gizlemeye çalışıyordu. Örneğin rüyanızda yabancısı olduğunuz bir şehrin sokaklarında ne olduğuna emin olmadığınız karanlık bir varlık tarafından kovalandığınızı hayal edin. Bu, rüyanızın "açık" içeriği olacaktır. Klasik bir rüya yorumcusu, rüyanızın açık içeriğini dikkate alarak, kendi hayatınızdaki bir şeyden kaçtığınızı veya hayatınızda gerçekleşen herhangi bir değişiklikten endişelendiğinizi söyleyebilir. Ancak rüyanızın gerçekte ne anlama geldiği veya rüyanızın içindeki sembolik materyallerin yorumlanması, "gizli içerik" ile ilgili olacaktır.

Aslında Freud'un rüyayı iki içerik olarak ele almasındaki sebep, bilinçdışı zihnin, bilinçli zihin tarafından gerçekleştirilmeyen arzuları, dürtüleri veya fantezileri içermesine inanmasıydı. Ona göre bunlar, sosyal hayatı sıkıntıya sokabilecek arzular olabilirdi. Bu yüzden Freud, rüyanın açık içeriğinin, rüyanın gizli içeriğini sansürlemek için birçok farklı unsurdan yararlandığımızı düşünüyordu.

Örneğin, birkaç kişiden oluşan arkadaş grubunuza yeni birinin dahil olduğunu düşünün. Gruptaki diğer arkadaşlarınız bu kişiyle kolayca bir sıcaklık yakalıyor. Ama sizin yakınlaşmak konusunda tereddüdünüz var ve bu konuda zorlandığınızı hissediyorsunuz. Rüyanızda, bu kişinin arkadaşlarınızla sizin hakkınızda dedikodu yaptığınızı ya da onları sizden uzaklaştırdığını hayal edelim. Rüyanız ne kadar gerçekçi olursa olsun, sizin bu kişi hakkındaki ilk şüphelerinizi elbette haklı çıkarmaz. Aksine, bu tuhaf rüyanın arkasında oldukça farklı bir şey olabilir.

Eğer tüm bu olanlardan Freud'a bahsetmiş olsaydınız, size yeni arkadaşınız hakkındaki gerçek duyguları gizlemek için "psikolojik yansıtma" olarak bilinen bir strateji kullandığınızı söyleyebilirdi. Rüyanızın aksine gerçekte olan, grubunuza yeni katılan kişiye derinden bir yakınlık hissetmemenizdir. Ama gruptaki diğer sevdiğiniz arkadaşlarınızın onunla olumlu hisler paylaştığını bildiğiniz için, onlardan olumsuz bir tepki görebileceğinizi anlıyorsunuz. Bu yüzden olumsuz duygularınızın tümünü bu kişiye yansıtarak, bilinçdışı duygularınızı daha kabul edilebilir hale getiriyorsunuz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bu tarz savunma mekanizmaları gibi zihnin rüyanın gizli içeriğini sansürlediği birçok farklı yol olabilir. Freud, düş çalışmasının unsurlarını yoğunlaştırma, yer değiştirme, temsil ile ilgili hususlar ve ikincil revizyon olarak tanımlamıştır.

Yoğunlaşma

Yoğunlaşma (İng: "Condensation"), psikanalizde tanımlandığı gibi bilinçdışının ve özellikle de rüya çalışmasının en temel unsurudur. Yoğunlaşma, birçok farklı fikir ve kavramın tek bir ögede birleşmesidir. Rüyanın açık içeriğinde karşılaşılan bir öge (tema, şekil veya fikir) gizli içerikteki çeşitli ögelerin bölümlerini temsil edebilir. Yoğunlaşmada görülen en önemli özellik, ortak paydaya sahip rüya ögelerinin açık içerikte tek bir öge olarak var olmasıdır.

Freud'a göre rüyadaki herhangi bir durum birden fazla deneyimden bir araya getirilmiştir. Aslında burada olan şey, sakıncalı düşüncelerin yoğunlaştırma yoluyla ögelere bölünerek gizlenmesidir. Yoğunlaştırma birkaç farklı kişinin ortak özelliğinin tek bir kişide birleşmesi şeklinde gerçekleşebileceği gibi mekanların, kelimelerin de bileşik fenomenlere dönüşmesiyle de olabilir. Örneğin vejetaryen olan iki kişi, açık içerikte tek bir kişide temsil edilebilir. Benzer durumları ifade etmek eden olaylar tek bir simgesel öge ile var olabilir. Ayrıca birçok insanın deneyimleyebileceği şekliyle, birkaç farklı insan yüzü (örneğin hem abinizin hem de babanızın yüzü) tek bir yüzde görülebilir.

Yer Değiştirme

Yer değiştirme (İng: "Displacement"), rüyadaki önemli ve önemsiz olayların karışarak gizli içerikteki anlamın gizlenmesidir. Rüyanın açık içeriğinde önemli gibi gözüken bir öge, gizli içerikte hiç önemli olmayabilir. Benzer şekilde gizli içerikte çok önemli olan bir öge, rüyanın kendisinde önemsiz bir fikir tarafından temsil edilebilir.

Bu, aslında genellikle rüyalarda gördüğümüz şeylere yanıltıcı bir değer atfetmemize sebep olur. Gördüğümüz rüyalara ve başkalarına nasıl bahsettiğimizi hatırlamaya çalışırsak hayatımızda aslında önemsiz olan kişi, yer veya nesneler için rüyamızda önemli duygular hissettiğimizi fark edebiliriz. Çoğunlukla bu durum, tuhaflığından dolayı uyandığımızda kafa karışıklığına sebep olur. Rüyalardaki tuhaflığın çoğundan yer değiştirme sorumludur.

Temsil ile İlgili Hususlar (Sembolizasyon)

Temsil ile ilgili hususlar (İng: "Considerations of Representability"), rüyanın gizli içeriğinin görsel imgelerle ifade edilerek bastırılmış fikirlerin sansürlendiği süreçtir. Burada olan şey, gerçekleşen bir eylem veya birçok olayın açık içerikte görsel imgeler aracılığıyla tasvir edilerek içeriğin gizlenmesidir. Freud'un ifade ettiği şekliyle:

Tüm Reklamları Kapat

Temsil ile ilgili hususlar, düşünceleri görsel imgelere dönüştürmekten ibarettir.

Çoğunlukla olan şey, soyut kelimelerin somut anlamlarını temsil eden görseller olarak açık içerikte yer almasıdır.

Bunu daha iyi anlamak için şunu düşünebiliriz: Bazen gördüğümüz rüyalar oldukça karmaşık veya anlamsız gelebilir. Ama rüyamızdan bahsettiğimizde, özellikle de rüyamızdaki belirli imgeleri kelimelere döktüğümüzde hepsinin aslında bir kelimeyi temsil ettiğini fark edebiliriz.

İkincil Revizyon

Freud'a göre İkincil revizyon (İng: "Secondary revision"), rüyayı anlaşılır kılmak için rüyanın tuhaf bölümlerinin yeniden düzenlenmesi ve rüyanın açık içeriğinin oluşturulmasıdır. Rüyadaki çarpık ögeler bilinçli düşüncelerle daha uyumlu hale getirilerek anlamlandırılmaya çalışılır. Aslında bu, rüyaya makul bir anlam kazandırmaya çalışılırken rüyanın gerçek anlamının gizlenmesiyle sonuçlanır.

Tüm Reklamları Kapat

Freud'a göre rüya çalışmasının dört unsurunun ilk üçü bilinçsiz durumda gerçekleşen süreçlerdir. Ama ikincil revizyon bilinçli şekilde gerçekleştirilir. İlk üç unsur rüya görürken gerçekleşirken, ikincil revizyon rüya bittiğinde yani kişi uyandığında başlar.

Günlük hayatta bunu kolayca fark edebiliriz. Örneğin rüyadan ilk uyandığımızda rüyalar genellikle kafa karıştırıcı ve anlamsız gözükür. Rüyanın içinde birçok tuhaf ve belirsiz şey görmüşüzdür. Ama gün içinde veya ilerleyen günlerde rüyanın bazı bölümlerini anlamlandırmaya çalışırız. Böylece rüyadaki boşlukları parçalayarak yamalarla doldururuz. Ama aslında bu, rüyanın gerçek anlamından fark etmeden uzaklaşmamıza sebep olur. Bu yüzden rüya analistleri, uyandıktan sonra rüyanın görselleştirilmesinin ardından rüyanın yazılmasını tavsiye ederler.

Diğer Yaklaşımlar

Freud'un öğrencisi ve eski arkadaşı psikanalist Carl Jung, rüyalar ile bilinçdışı arasında doğrudan bir iletişim olduğuna inanıyordu. Ona göre kabul edilmeyen karanlık yanımız rüyalarda temsil ediliyordu ve rüyaların bizi bilgilendirmesine izin vermemiz gerekiyordu. Rüyalarda gördüklerimiz, göz ardı edilen benliğimizin parçaları hakkında çok şey söylüyordu. Bu yüzden psikoterapistler terapiye katılanlara daha fazla fayda sağlamak için rüyaları en iyi şekilde kullanmaları gerekiyordu.

Aslında Jung, Freud’un düşüncelerinin birçoğuna katılsa da rüyaların bastırılmış arzuların yerine getirilmesinden çok daha fazlası olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden rüyaların hem kişisel hem de kolektif bilinçaltını ortaya çıkardığını öne sürdü ve rüyaların psişenin az gelişmiş kısımlarını telafi etme görevini üstlendiğine inandı.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Adaletin İktidarla Mücadelesi: İnsan Hakları

Dünyanın yalnızca kötülükle değil direniş ve adalet umuduyla da dolu olduğunu okurlara anlatan “Adaletin İktidarla Mücadelesi: İnsan Hakları” kitabı 21 Mart 2022 tarihinde raflarda yerini aldı.

Büyük Britanya’nın Kenya’da yaptıkları, ABD’nin Vietnam’da yaptıkları, Fransa’nın Cezayir’de yaptıkları ve daha birçok insanlık suçu… İnsan haklarının en önemli savunucularından biri olan dünyaca ünlü Avukat Wolfgang Kaleck; adaletin, yasaların ve insan haklarının her zaman ve herkes için geçerli olması için mücadele ediyor.

Devamını Göster
₺65.00
Adaletin İktidarla Mücadelesi: İnsan Hakları
  • Dış Sitelerde Paylaş

Jung rüya çalışmasını ve rüya yorumunu arketiplerin kullanımı ile farklı bir noktaya götürdü. Ona göre "anima", "animus" ve "gölge" gibi arketipler rüyalardaki sembolik ögeler tarafından temsil ediliyordu. Bu sembolik ögeler muhtemelen bastırılan tutumlarla ilgiliydi. Bu yaklaşım bugün bile Jungcu terapisinin önemli bir bileşenidir.

1930'arda Alfred Adler, terapide birlikte çalıştığı kişiler hakkında daha fazla bilgi edinmek ve soracağı soruları belirlemek için rüyaları kullandı. Ona göre rüyalar bir problem çözme fırsatıydı ve kişinin psikolojik benliğini iyileştirmesi için iyi bir araçtı. Örneğin otoriteyi temsil eden figürlerin olduğu veya aile hakkında rüya görülmesi çocuklukta yaşanan çatışmalarla bağlantılı olabilir. Bu rüya çalışması yöntemi genellikle Adlerian terapinin mevcut modelleri ile birlikte çalışır.

Rüya Çalışmasına Yönelik Eleştiriler

Freud'un Düşlerin Yorumu kitabında ortaya koyduğu düşüncelerin birçoğu ampirik destekten yoksundu ve mevcut araştırmalarla da doğrulanmadı. Örneğin Freud, bilinçdışı zihnin işleyişine dair bir fikir edinmek için rüyaların kullanılabileceğine inanıyordu. Ama bazı araştırmalar, rüyaların içeriğinin genellikle uyanık yaşamın yansıması ile oluştuğunu ortaya koymuştur. İnsanlar bilinçdışı düşüncelerden ziyade daha çok bilinçli düşünceleriyle ilgili rüya görürler.

Ayrıca Freud, rüyaların, arzuların yerine getirilmesi ile ilgili olduğuna inanıyordu. Ama insanlar sıklıkla travmatik rüyalar da görürler. Freud, bu tarz rüyaların arzuların yerine getirilmesinden daha çok, sorunlarla başa çıkmanın bir yolu olduğunu düşünse de birçok araştırmacı bu tür rüyaların endişe veya hatırların bir yansıması olduğunu düşünüyor.

Bunlara rağmen Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan ve Güney Kore’den 1000'den fazla sıradan insanın rüyalarının incelendiği bir araştırmada, rüyaların rastgele görüntülerden oluştuğunu düşünenler oldukça az sayıdaydı. Katılımcıların birçoğu rüyaların bilinçdışı arzuları ortaya çıkardığı fikrine olumlu bakıyordu.

Araştırmacıların fark ettiği önemli bir detay ise, katılımcıların rüyalarına atfettikleri anlamın rüyaların içeriğinin hayatlarıyla ne derece uyumlu olduğu ile ilişkiliydi. Örneğin rüyasında sevdiği kişileri gören insanlar bu tür olumlu rüyaları muhtemelen daha fazla ciddiye alacaktır. Başka bir deyişle, insanların birçoğu rüyalarını hayatlarındaki insanlar ve olaylar hakkında zaten var olan inançlarını destekleyecek şekilde yorumlama eğilimindedir. Rüyalarla ilgili bu tarz motive edici yaklaşımlar "onaylama önyargısı" veya "kendi kendini doğrulayan kehanet" gibi psikolojik kavramlarla açıklanabilir.

Sonuç

Sonuç olarak modern araştırmalar rüyaların birincil işlevinin bilinçdışı zihin içeriklerini ortaya çıkarmak olduğu konusunda hemfikir olmasa da Freud'un bu konudaki çalışmaları psikoloji tarihinde önemini hala korumaktadır. Ayrıca neden rüya gördüğümüz konusunda çok farklı teori var. Bu teorilerden birinin doğru olduğunu varsaymak yerine şimdilik rüyaların çeşitli amaçları olabileceğini düşünmek daha doğru olabilir. Rüyaların gerçekten bir amacı olup olmadığını öğrenebilmek için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Freud, Psikanaliz ve Psikanalitik Teori Yazı Dizisi

Bu yazı, Freud, Psikanaliz ve Psikanalitik Teori yazı dizisinin 6. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Psikanalitik Teori Nedir?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
54
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 23
  • Merak Uyandırıcı! 13
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 6
  • Muhteşem! 4
  • İnanılmaz 4
  • Umut Verici! 1
  • Bilim Budur! 0
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 26/04/2024 07:33:02 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11912

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Yeni Doğan
Hayvan Davranışları
Işık Yılı
Bağırsak
Virüs
Psikanaliz
Maske Takmak
Yeşil
Saldırı
Zeka
Solunum
Köpekler
Arkeoloji
Bebek Doğumu
Karar Verme
Genel Görelilik
Mistik
Epistemik
Besin
Evrim Ağacı
Ağrı
Mers
Akıl
Algoritma
Güneş
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
E. Kocabey, et al. Düş Çalışması (Dreamwork) Nedir? Rüyalar, Gerçekten Arzularımızla İlişkili Olabilir mi?. (16 Haziran 2022). Alındığı Tarih: 26 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/11912
Kocabey, E., Bakırcı, Ç. M. (2022, June 16). Düş Çalışması (Dreamwork) Nedir? Rüyalar, Gerçekten Arzularımızla İlişkili Olabilir mi?. Evrim Ağacı. Retrieved April 26, 2024. from https://evrimagaci.org/s/11912
E. Kocabey, et al. “Düş Çalışması (Dreamwork) Nedir? Rüyalar, Gerçekten Arzularımızla İlişkili Olabilir mi?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 16 Jun. 2022, https://evrimagaci.org/s/11912.
Kocabey, Enes. Bakırcı, Çağrı Mert. “Düş Çalışması (Dreamwork) Nedir? Rüyalar, Gerçekten Arzularımızla İlişkili Olabilir mi?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, June 16, 2022. https://evrimagaci.org/s/11912.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close