Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Hayatta Kalma Yanılgısı: Göremediklerimiz, Bize Neler Anlatıyor?

Genellemelere Ulaşırken, Sadece Gözümüzün Önündekilere Dayanarak Çıkarımda Bulunmak Ne Kadar Doğru?

Hayatta Kalma Yanılgısı: Göremediklerimiz, Bize Neler Anlatıyor? Handan Bozkurt
16 dakika
8,854
Evrim Ağacı Akademi: Mantık Hataları, Bilişsel Önyargılar ve Safsatalar Yazı Dizisi

Bu yazı, Mantık Hataları, Bilişsel Önyargılar ve Safsatalar yazı dizisinin 53. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Tartışma Nedir? Münazara Yapmanın Önemi Nedir? Tartışmalarda Bilimsel Argümanlar Nasıl Üretilir?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Evinize aldığınız üçüncü Aloe vera bu. Önceki iki yetiştirme girişiminiz de başarısız olmuş, çiçekleriniz çürüyüp ölmüşler. Oysa kaliteli toprak ve vitaminler alıp, çiçeğinizi balkonda en uygun yere koymuştunuz. Hatta güneşin konumuna göre saksının yerini değiştiriyordunuz. Toprağında yuvalanan sineklerle bile amansız mücadelelere giriştiniz. Olmadı, bu da boynunu büktü, belli ki solup gidecek.

Üzülüyorsunuz.

Sonra kaldırımda yürürken betonun içinden fışkırmış güzel, sarı bir çiçek görüyorsunuz. Bu çiçek, kimse onun bakımıyla uğraşmadan nasıl hayatta kalabiliyor?

Tüm Reklamları Kapat

Yürümeye devam ederken bina kenarlarından, duvar yarıklarından fışkıran diğer yaşamı, rengarenk çiçekleri ve gürbüz çimenleri fark ediyorsunuz. Bunlar bu kadar çetin koşullarda nasıl yaşıyor da sizin çiçekleriniz onca bakıma, özene rağmen hayata erkenden küsüp gidiyor? Bir yerde yanlış mı yapıyorsunuz? Yanlış giden ne var?

Kafa karıştırıcı değil mi?

Peki ya asırlık binaların bu kadar sağlam olmasının nedeni nedir? Bir sürü yüksek, güncel teknoloji ile inşa edilmiş binanın arasında, bir sürü depreme, yakıcı güneşe, soğuğa rağmen uzun yıllar boyunca nasıl ayakta kalabilmişler? Oysa 20-30 yıllık binaların ilk depremde yıkılıverdiğini duyuyorsunuz.

Ya eski müziklerin daha kaliteli olması, artık böyle kaliteli müzikler yapılamaması?

Tüm Reklamları Kapat

Tüm askerler çelik miğfer takarsa hastanelere kafa yaralanması nedeniyle gelen asker sayısı neden patlama yapar?

Peki tüm bu soruların ortak bir yanıt içerdiğini söylesek?

Hayatta Kalma Yanılgısı Nedir?

Hayatta Kalma Yanılgısı, belirli bir sürecin tamamından geçerek hayatta kalmış örneklere dayanarak hatalı sonuçlara ulaşmamıza neden olan, hatalı bir düşünme biçimidir. Genel olarak şöyle formülize edilebilir:

  1. Y özelliği, X nesnelerinin örneklenebilirliğini etkileyen bir niteliktir.
  2. Örneklenen X nesnelerinin Y niteliği var.
  3. Dolayısıyla Y özelliği, X nesnelerinin genelini nitelemekte kullanılabilir.

Eğer Y özelliği, örneklenebilen X nesnelerinin örneklenebilirliğini etkilemiyor olsaydı, yani Y özelliğine sahip olup olmamalarından bağımsız olarak X nesnelerini örnekleyebiliyor olsaydık (yani 1. öncül hatalı olsaydı), o zaman bu çıkarım doğru olabilirdi veya geri kalan formül basamakları ayrıca tartışılabilirdi. Ancak eğer hangi X nesnelerini örnekleyebildiğimiz, Y niteliğine bağlı olarak değişiyorsa, bu durumda örneklediğimiz X nesnelerinin özelliklerini bütün X nesnelerine genelleyemeyiz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Yani Hayatta Kalma Yanılgısı, bizim sadece görünen örneklere dayanarak bir sonuca ya da genellemeye ulaşmamız şeklinde bir çıkarım hatasıdır. Bu durumda biz sadece belirli bir süreçten geçmiş, benzerlerini eleyerek "hayatta kalmış" ve bu yüzden görünür olan örneklere dayanarak sonuca ulaşma hatasına düşeriz.

Eğer herhangi bir olay, olgu veya süreç hakkında sağlam sonuçlara ulaşmayı istiyorsak, o süreçten geçememiş diğer örneklerin varlığını da değerlendirmek zorundayız. Elbette, her durumda başka örnekler var olmayabilir (yani 1 numaralı öncül geçersiz olabilir). Ancak bu ihtimali elemeden önce, dikkatli ve yeterli bir inceleme yaptığımızdan emin olmalıyız.

Şimdi çeşitli örnekler üzerinden giderek bu konuyu daha iyi anlamanıza yardımcı olacağız.

Hayatta Kalma Yanılgısı Örnekleri

Yatırım ve Finans Dünyasından Bir Örnek

Bir sabah işinize gitmek için evden çıkarken, apartmandaki posta kutunuzda size özel yazılmış bir kart buluyorsunuz. Kartta, borsadaki A firmasının hisse senedi değerinin bir sonraki gün yükseleceği yazıyor. Ciddiye almıyorsunuz, geleceği bilecek halleri yok! Ancak ertesi gün meraktan bakıyorsunuz. Gerçekten de bahsettikleri hisse senedinin değeri yükselmiş. Tabii ki bu çok bir şey ifade etmiyor. Şanslı bir tahmin olmalı, o kadar…

Bir hafta sonra benzer bir kart daha gelmiş, bakıyorsunuz bunda da B firmasının hisse senedi değerinin bir sonraki gün azalacağı yazıyor. Ertesi gün kontrol ediyorsunuz, yine doğru! Fiyat, bahsettikleri gibi azalmış.

Bir hafta daha geçiyor ve başka bir kart sizi posta kutunuzda bekliyor. Bu sefer merakla açıp bakıyorsunuz ve C firmasıyla ilgili benzer bir kart var ve ertesi gün bu kartın da bir gün sonra ne olacağını tam olarak bildiğini görüyorsunuz.

Tüm Reklamları Kapat

Aklınız karışıyor, afallıyorsunuz. Ne olup bittiğini çözemiyorsunuz.

Posta kutunuzdaki kartlar size geleceği gösteriyor olabilir mi?
Posta kutunuzdaki kartlar size geleceği gösteriyor olabilir mi?
anSICHThoch3 - Pixabay

Birkaç gün sonra yine posta kutunuzda şöyle bir kart beliriyor:

Daha önceki fiyat analizi tahminlerimizin ne kadar isabetli olduğunu gördünüz. Eğer yatırım danışmanınız olmanız için kurumumuzla iletişime geçmek isterseniz lütfen şu telefon numarasını arayın.

Ne yaparsınız? Arar mısınız?

Tüm Reklamları Kapat

Peki ya bunun varsayımsal bir örnek olmadığını, ABD’de 30'lu ve 40'lı yıllarda cidden yaşanmış bir durum olduğunu söylesek?[1]

Gizemi aralayalım: İlk mektuplar, 10.000 kişiye gönderildi. İlk gönderilen binlerce kartın yarısının üzerinde A firmasının hisse senedi değerlerinin artacağı, diğer yarısında ise azalacağı yazıyordu. Sonuçta, haliyle, 5.000 kişiye gönderilen "tahmin" doğru çıktı. Bu 5.000 kişinin 2.500'üne B firmasının değerinin artacağı, diğer yarısına ise azalacağı yazıldı. Haliyle, yine, 2.500 kişininki doğru çıktı. Üçüncü tur sonunda da aynı işlem tekrar edildiğinde, toplamda tam 1.250 kişiye, üç tahminin üçü de tutan kart gönderilmiş oldu. Kendilerine daha sonra telefon numarası içeren bir kart daha atılan bu 1.250 kişilik grubun çoğu, yazılan numarayı anlaşma için aradı. Eğer yeni tahmini duymak istiyorlarsa, kendilerine yüklü miktarda para vermeleri gerekecekti; ama sonuçta kat kat fazlasını kazanacaklardı. Çünkü en nihayetinde bu büyük "deha" ile çalışıp, zengin olmamak mümkün müydü? Halbuki "deha", sadece istatistiği ve yeterince büyük bir kitleyi kullanarak, sahte bir bilgelik illüzyonu yaratıyordu.

Bu gibi durumlarda sezgisel ve açıkça yanlış düşüncemize yol açan şey, psikolojide bir mantıksal yanılgı (veya mantık safsatası) türü olarak ele alınan Hayatta Kalma Yanılgısı'dır (İng: "Survivorship Bias").

Bu üç turda elenen 8.750 kişiyi değerlendirmeye almadan, sadece azınlık gruptaki 1.250 kişinin deneyimlerini değerlendirmeye aldığımız için, yanlış çıkarımlarda bulunuyoruz.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Büyük Sanatçıların Gizli Hayatları

Leonardo’dan (sözde sodomist) tutun da Caravaggio’ya (hüküm yemiş katil), Edward Hopper’a (karısını dövmekle itham edilir) varana kadar herkes hakkında taşkın anekdotlar sunan Büyük Sanatçıların Gizli Hayatları, büyük ustaların uluslararası sanatının gerisindeki ahlâksızca, buğulu ve gözü kara hikâyeleri anlatıyor. Michelangelo’nun vücut kokusu çok kötü olduğu için asistanlarının onunla çalışmaya dayanamadığını; Vincent van Gogh’un bazen doğrudan doğruya tüpten boya yediğini; ve Georgia O’Keefe’nin çıplak resim yapmaya bayıldığını öğreneceksiniz. İşte asla unutmayacağınız bir sanat tarihi dersi.
Öğretmenlerinizin Size Büyük Ressamlar ve Heykeltraşlar Hakkında Asla Anlatmadığı Şeyler
ELIZABETH LUNDAY mimari ve sanat konusunda uzman olan bir gazeteci. mental_floss dergisinin “Şaheserler” sütununu yazıyor.
CİNAYET, SAHTEKÂRLIK, DÜZENBAZLIK VE BÜYÜK SANAT ÜZERİNE GERÇEK HİKÂYELER….

Devamını Göster
₺170.00
Büyük Sanatçıların Gizli Hayatları
  • Dış Sitelerde Paylaş

Savaşlardan Örnekler

Miğferler ve Kafa Yaralanmaları

1. Dünya Savaşı sırasında İngiliz ordusu Brodie miğferi denilen çelik miğfer türünü askerlerine dağıttı. Amaç, elbette ki askerlerin kafalarına gelecek mermi, şarapnel vb. zarar verici maddelerden onları korumaktı. Daha sonra ABD ordusunda da bu miğfer askerlere dağıtıldı.[2]

Brodie Miğferi denilen çelik miğfer, askerleri kafa yaralanmalarından korumak için dizayn edilmişti
Brodie Miğferi denilen çelik miğfer, askerleri kafa yaralanmalarından korumak için dizayn edilmişti
Four Bees

Ancak beklenmedik bir durum ortaya çıktı: Askerler, kendilerini kafa yaralanmalarından koruması için dizayn edilen bu miğferi kullanmaya başladıktan sonra, hastanelere kafa yaralanmaları ile gelen asker sayısında patlama oldu! Miğferin dizaynıyla uğraşanlar, yeni tasarımlar üzerinde çalışmaya başlamışken, bir istatistikçi gizemi çözdü: Daha önceden kafa yaralanması ile hastaneye gelen bu kadar çok asker yoktu, çünkü kafasından şiddetli darbe alan birçok asker hastaneye gidemeden hemen ölüyordu. Miğfer kullanmaya başladıktan sonra kafa travması, kanama, ezilme vb. yaralanmalar nedeniyle hastaneye giden asker sayısı da doğal olarak artmıştı.[3]

Yani, miğfer kullanımının artması ile hastaneye kafa yaralanması ile gelen asker sayısının artması ilişkilidir, ancak bu ilişki bizim sezgisel (ve yanlış) düşündüğümüz gibi bir neden-sonuç ilişkisi değildir. Miğfer sayesinde askerler mezar yerine daha çok hastaneye gitmeye başlamıştır.

Biz, kafasına şiddetli darbe almış askerlerden sadece hayatta kalanları görüp, onlara dayanarak bir sonuca ulaşmaya çalıştığımız için hatalı çıkarımda bulunuyoruz.

Oysa başarısız olan örnekleri göremediğinizde, başarılı olanla olmayan arasındaki farkı da göremezsiniz. Sadece başarılı olan örneklerden yola çıkarak genelleme yapılamaz.

Savaş Uçakları ve Mermi Delikleri

Bu sefer 2. Dünya Savaşı’ndayız. Müttefikler, birçok savaş uçağının düşman hatlarındayken vurularak düşmesinin önüne geçmek için bir çözüm düşündüler: Bu hatlardan vurularak gelen uçakların üzerindeki mermi izlerinin konumlarını araştıracak, uçakların en çok nerelerden vurulduklarını tespit edecekler ve buralar ekstra bir zırhla kaplanacaktı. Mantıklı, değil mi? Uçaklardaki mermi izlerinin konumlarını incelediler. En çok mermi izinin kanatlarda, kuyrukta ve tam gövdenin altında olduğunu gördüler ve buralara zırh yapmaya karar verdiler.

Geri dönen savaş uçaklarının en çok vuruldukları noktalar
Geri dönen savaş uçaklarının en çok vuruldukları noktalar
Wikimedia Commons

Ancak bir matematikçi olan Abraham Wald, inceledikleri uçaklarda en az mermi izinin motor yakınlarında olmasından yola çıkarak "aydınlandı"ve bu yanılgıdan zihnini kurtararak, gerçeği gördü:[4] Motorlardan vurulan uçaklar zaten düşmüştü, yani geri dönememişlerdi, geri dönen uçaklardaki mermi izleri, uçakların düşmesine neden olmayan yerlerdeki, göreli olarak zararsız konumlardı. Zırhı en çok mermi izi olan yerlere değil, en az iz olan yerlere yapmaları lazımdı!

Dualar ve Hayatta Kalanlar

Çok eski bir örneğe, bu yanılgının adının tam olarak hakkını verdiği bir örneğe bakalım. Milattan önce 1. yüzyılda Cicero şöyle bir anekdot aktarır:[5]

Diagoras’ın bir arkadaşı ona heyecanla yakınlardaki bir gemi kazasından bahsediyordu. Onu heyecanlandıran kazanın kendisinden çok bir mucizeydi, kurtulanların hepsi ölmemek için Tanrı’ya yakardıklarını, dua ettiklerini söylüyordu. Belli ki bu yakarışları karşılık bulmuş ve hayatta kalmışlardı. Diagoras şöyle yanıt verdi: “Peki ya boğulup ölenler, hiçbiri dua etmemiş mi?

Bu örnekte de aynı durumu, çıkarımlarımızı sadece hayatta kalanlara, görebildiklerimize dayanarak verdiğimizi ve bunun birçok durumda büyük bir yanılgıya neden olduğunu görüyoruz.

Mimari Örnekler

Sokakta yürürken kocaman apartmanların gölgesinde kısacık kalmış ama şık, eski bir yapı görüyorsunuz. Üzerinde yapım tarihi de var, yaklaşık bir buçuk asır önce yapılmış. Şimdiki binalar öyle mi? Hepsinin ömrü birkaç on yıl var ya da yok.

Tüm Reklamları Kapat

Eskiden evler, günümüzdekilerden daha mı sağlam yapılıyordu?
Eskiden evler, günümüzdekilerden daha mı sağlam yapılıyordu?
İzmir Kültür ve Turizm Dergisi

Cidden öyle mi? Sizin gördüğünüz eski binaların hepsi, uzunca bir süreç içinde hayatta kalan "seçkin" bir topluluk. Yıkılan, depremle yerle bir olan, güneş ve yağmurla dağılarak yok olmuş sayısız binayı görmüyorsunuz.

Buna benzer başka bir "seçkin" topluluk da, çok eskilerden günümüze kadar gelen eşyalar. Bunları görünce de "Artık böyle sağlam malzemeler kullanmıyorlar, eski malzemelerin kalitesi hiçbir şeyde yok." diye düşünüyorsunuz. Oysa bu eşyalar da, sayısız eşya arasında elenip yok olmayanlar, sağ kalanlar.

60'lardan, 70'lerden kaliteli müzikleri dinlediğinizde de aynı yanılgı sizi etkiliyor olabilir. Hâlâ dinlenenler, o zamandan kalan binlerce şarkı arasından en kaliteli olup eskimeye karşı en çok direnenler. Siz, o zamanların en nadide örneklerini dinliyorsunuz.

90 yaşında olup hâlâ sigara içen dedeniz, sigaranın çok da zararlı olmadığının kanıtı mı? Peki ya sigara yüzünden ölen büyük nineniz, duyduğunuz onca insan? Bir yanılgı yüzünden hayatınızı heba etmediğinizden emin olun deriz.

Tüm Reklamları Kapat

Sahtebilim Örnekleri

Zener Kartları ve Telepati

Zener ve Rhine isimli iki kişi, 1930’lu yıllarda "Zener Kartları" isminde bir deste oluşturup bunu parapsikolojik algılamayı incelemek için kullanmaya karar verdiler.[6]

Destede, 5 tür şekilden oluşan kartların her birinden 5’er tane, yani toplamda 25 kart vardı. Karşılarındaki insanlardan, kartın ön yüzünü onlar görmeyecek şekilde tutarak, karttaki şeklin ne olduğunu tahmin etmeleri isteniyordu ve bu destedeki her bir kart için sırayla deneniyordu.

Önyüzünü görmediğiniz kartlardaki şekilleri tahmin edebilir misiniz?
Önyüzünü görmediğiniz kartlardaki şekilleri tahmin edebilir misiniz?
Handan Bozkurt

Zener ve Rhine, parapsikolojik algılamanın bir gerçek olduğu sonucuna ulaştıklarını açıkladılar. Basının karşısına 25 karttan 10'unu doğru tahmin eden birkaç insan çıkardılar. Bu insanların yüksek isabetli tahmin sayısını, yanlarındaki birkaç şahit de onaylıyordu.

Oysa istatistiksel olarak insanların %79'u, 3 ila 7 arasında doğru sayıda tahminde bulunmalıydı.[7] Bu insanlar gerçekten de duyu ötesi algılamaya mı sahipti?

Tüm Reklamları Kapat

Tabii ki hayır. Çoğu denemede insanların 5 civarında doğru tahminde bulunacağı istatistiksel bir gerçektir, ancak bazı denemelerde bazı insanların daha fazla doğru tahminde bulunacağı da istatistiksel bir gerçektir. Bir kişinin 25 karttan 15 ya da daha fazlasını doğru bilme olasılığı 90.000'de 1'dir. Yani eğer bu testi yeterince sayıda insana yeterince kez tekrarlarsanız, aralarından bazılarının nihayetinde bu skora ulaşması artık o kadar şaşırtıcı gelmeyecektir.

Zener kartları, kişilerin psişik güçlerini(!) ölçmekte kullanılırken
Zener kartları, kişilerin psişik güçlerini(!) ölçmekte kullanılırken
Prognostik Institut

O yüzden Zener ve Rhine bu "deneylerini" yıllar boyunca defalarca kez tekrarladığında, arada bir, bir insanı basının karşısına çıkarıp, “İşte bir parapsikolojik fenomen durumu. Bu insan, kartlardan tam 15’ini doğru tahmin etti. Açık bir fizik ötesi fenomen.” dediğinde ya da başka insanlar benzer söylemlerde bulunduğunda, bir daha düşünün.

Astroloji, Fal, Deprem Kâhinleri ve Diğer Sahtebilim Türleri

Benzer bir durumu astroloji, falcılık, deprem kâhinliği gibi sayısız sahtebilim türünde de görmekteyiz. Bilimsel hiçbir altyapısı olmayan, dolayısıyla herhangi bir tahmin veya öngörü gücüne sahip olmayan; ancak buna rağmen sanki belirli olayları önceden kestirme yeteneğine sahipmiş gibi davranan sahtebilim türlerinin ana yöntemi, "Hayatta Kalma Yanılgısı"nı iyi kullanmaktan ibarettir.

Bu gibi sahtebilimciler, sözde "kariyerleri" boyunca kişilere özel veya kitlelere uygun olacak çok sayıda iddiada bulunurlar. Tıpkı yatırım tavsiyesinde bulunulan örnekte geniş kitlelere farklı tahminlerde bulunmak gibi... Bunların neredeyse hiçbiri tutmaz, çünkü tutabilmesi için sistemli bir şekilde yapabilecekleri hiçbir analiz yöntemi yoktur. Ancak yeterince geniş bir kitleye, gerek Forer-Barnum Etkisi'ni takip edecek biçimde hazırlanmış yalanlar, gerekse de istatistiki olarak yeterince geniş ihtimalleri kapsayacak düzeyde uydurulan iddialar yayılacak olursa, bunlardan bir kısmının tutması olasılık matematiği dâhilinde elbette mümkündür.

Tüm Reklamları Kapat

Bu kişiler, kimi zaman tutmayan tahminlerini dijital ortamda (mesela Twitter'da) silerek, geriye sadece tutan tahminlerini bırakırlar. Böylece geri dönüp bakan biri, her iddialarının tuttuğunu sanarak bu kişilerden etkilenecek ve onlara para kaptıracaktır veya onlara prim yaptırarak geniş kitlelere erişmelerini sağlayacaklardır (örneğin deprem kâhinlerinin çoğu, tutmayan tahminlerini silerler).

Çoğu zamansa bu tür bir uğraşa girmelerine gerek bile kalmaz, çünkü zaten astroloji ve fal gibi şeylere inanan kişiler, o kadar da inanan kişiler değillerdir. Bir tahmin tutmazsa, "Aman canım ne bekliyorduk sanki, ne demişler, fala inanma ama falsız da kalma." derler. Tahmin tuttuğundaysa, "Ay nasıl bildi!" diyerek paylaşılır ve tutan az sayıda (ve çoğu zaman zaten herkese veya çok geniş kitlelere uyacak biçimde tasarlanmış) tahmin, popülerize edilir.

Yani sahtebilimciler, sadece doğal Hayatta Kalma Yanılgısı'ndan faydalanmazlar. Ek olarak, insanlar tarafından yaratılan yapay bir Hayatta Kalma Yanılgısı'ndan da beslenirler. Bu sayede, haksız bir başarı algısı yaratırlar ve bunun üzerinden gelir elde edebilirler.

Girişimciler, Milyonerler ve Milyarderler

Hayatta Kalma Yanılgısı'nın günlük yaşamımızda sık karşılaştığımız bir başka örneği de başarı ve başarılı insanlarla ilgili.

Tüm Reklamları Kapat

Bill Gates, Steve Jobs, ve Mark Zuckerberg'in üniversite eğitimlerini bitirmeden terk ettiklerini belki duydunuz. Eh, o zaman yüksek düzeyde bir başarı, teknik bir alanda olsa bile, üniversite mezuniyeti gerektiriyor olmamalı. Bu durumda yapmanız gereken şey, üniversite okurken parlak fikir bulup, tüm zamanınızı ve enerjinizi bu fikri uygulamaya geçirmek için uğraşmak olmalı, yani başarılı olmak için okulu bırakmalısınız… Öyle mi acaba? Peki ya aynı amaçla okulu bırakıp hayatı boyunca pişmanlık yaşayan, adını bile bilmediğimiz bir sürü insan?

Üniversiteyi yarıda bırakmış çok başarılı iki insan: Siz de mi bırakmalısınız?
Üniversiteyi yarıda bırakmış çok başarılı iki insan: Siz de mi bırakmalısınız?
GeekWire

Siz, üniversite mezunu olmayan ve şimdi işsiz kalan ya da kötü koşullarda çalışan bu sayısız insanı medyada okuyup durmuyorsunuz, siz sadece aynı yola girip başarılı, hatta çok başarılı olanları duyuyorsunuz. Siz, hayatta kalanların öykülerini dinliyorsunuz.

İdealleri için her şeyi göze almış, hiç yılmamış, eleştirilere kulak tıkamış, kararlılığından vazgeçmemiş ve başarısız olmuş insanlar TED konuşmacısı ya da yaşam koçu olmuyor.

Kaç girişimci bir milyonerden fikir almak, tavsiyelerini dinlemek istemez? Peki onunla aynı şeyleri uygulayıp başarısız olmuş çoğunluğun tavsiyelerini kim dinlemek ister?

Tüm Reklamları Kapat

Yılmadan merdivenlerden çıkmış birisi: Başarısı kendinden mi kaynaklanıyor, şanslı bir hayatı olmasından mı?
Yılmadan merdivenlerden çıkmış birisi: Başarısı kendinden mi kaynaklanıyor, şanslı bir hayatı olmasından mı?
roarmedia

Çok zengin bir sürü insanın biyografilerine, yaptıkları sıra dışı şeylere, normların dışında kalan tercihlerine ya da alışkanlıklarına bakıyoruz. Ya başarıları bunlar nedeniyle değil de, tam tersi, bunlara rağmen oluşmuşsa? Üniversiteyi bırakan bir multimilyoner, bu yüzden değil, buna rağmen başarılı olmuşsa? Çoğu başarı durumunda kişinin bağlantıları (akrabalar başta olmak üzere sosyal çevresi), şans, sosyoekonomik geçmiş gibi değişkenler oldukça etkilidir. Bu yüzden yüksek statü ya da çok para sahibi insanların sizlere hayatta daha başarılı olmanız için verdikleri tavsiyeleri de zihninizin bir yanında hep şüpheyle karşılamalısınız.

Evinizdeki Çiçekler

Baştaki örneği bu kapsamda değerlendirelim. Sokakta, en olmadık yerlerde bile türlü bitkilerin hayatta kalabilmesinin nedeni nedir?

Aslında sayısız bitki, sokakta hayatta kalamayıp ölüyor. Belirli bir konumdaki tüm olumsuz koşullara karşı (egzoz dumanı, üzerine basılmalar, yetersiz güneş ışığı vb.) hayatta kalabilen “seçkin” bir azınlığı görüyorsunuz sadece. Bu seçkin azınlık, çevresindeki koşullara en uygun şekilde uyum sağlayabilmiş şanslı bir azınlık.

Evinize aldığınız çiçek ise, rastgele bir çiçek. Eğer sokaktaki her 100 tohumdan sadece 1 tanesi hayatta kalabiliyorsa, sizin saksınızda yetiştirmeye çalıştığınız, o 100 tanesi arasından rastgele bir tanesi sadece... Evinizdeki tüm o özen olmasaydı, muhtemelen hayatta kalma süresi çok daha az olacaktı.

Tüm Reklamları Kapat

Trafik Kazaları ve Kanser

Bu arada "Hayatta Kalma Yanılgısı"ndaki ifade, yani “Hayatta Kalma” sizi yanıltmasın. Kavramın asıl işaret ettiği şey, görünür olanlardan yola çıkarak, genellemelere ulaşma yanılgımızdır.

Örneğin size, trafik kazası geçirmiş insanlarda kanser tanısı alma olasılığının kaza geçirmeyenlerden daha yüksek olduğunu söylesek... Bu nasıl olur?

Şöyle ki: Trafik kazası geçirip hastaneye kaldırılan insanlara bir sürü tıbbi tetkik yapılır. Bu tetkikler de kişide halihazırda mevcut olan kanser başlangıcının ya da sürecinin ölçülebilmesini, gözlemlenebilmesini sağlar. Yani asıl mesele trafik kazası geçirmek değil, bir şekilde hastaneye gidip türlü tetkiklerden geçme sürecinizdir.

Beklenen Ömür Süresi

Bu kadar açıklama ve örnekten sonra artık muhakemenizi bu hatalı çıkarım türünden muaf kıldığınızı düşünüyor musunuz?

Tüm Reklamları Kapat

Peki, bir deneme yapalım öyleyse: Herhangi bir ülkede ortalama yaşam süresi 82 yıl ise, 72 yaşında bir insanın ortalama kaç yıl daha yaşamasını beklersiniz? Yanlış cevap: 10 yıl. Doğru cevap: 15.5 yıl!

Bu örnekler ABD’ye ilişkin gerçek istatistiklere dayanıyor.[8] Hatalı düşünmenizin nedenini bulabildiniz mi? 82 yıllık tahmini yaşam süresi, yeni doğmuş bir bebeğe aittir. Ortalama 82 yıllık bir yaşam süresi hesabında kullanılan birçok veri, erken yaşlardaki bir sürü ölümü de içeriyor. Oysa 72 yaşındaki bir insanın önünde yaşamak için ortalama 15.5 yıl daha var. Hatta 82 yaşındaki bir insanın önünde ortalama 9 yıl daha var!

Kaldı ki, ortalama ömrün 82 yıl olduğu bir ülkede 82 yaşındaki bir insanın önünde ortalama kaç yıl daha vardır diye soruyu değiştirseydik, muhtemelen sıfır demeyecektiniz. Haydi dediniz diyelim, 87 yaş için -5 mi diyecektiniz?

Sonuç

Winston Churchill'e atfedilen (ama ondan çok önce birçok versiyonu söylenmiş olan) meşhur, "Tarih, kazananlar tarafından yazılır." sözü Hayatta Kalma Yanılgısı'nı güzel bir şekilde özetliyor: Bizim algılarımız, hayatta kalan örnekler tarafından oluşturulur – bu hayatta kalan örnekler, birçok kez gerçeği tam olarak yansıtmasa bile. Ama Churchill'in de işaret ettiği gibi tarih, kazananların yazdıklarından ibaret değildir ve onların seçici tavırları, gerçeği rahatlıkla gizleyebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Yaşam da böyledir. Günümüzde yaşayan canlıların şu anki doğa şartlarına kusursuz gibi gözüken uyumları, onların ata popülasyonları içerisinden milyonlarca yıldır en uyumluların seçilmesinin bir ürünüdür. Halbuki evrim tarihi, yok oluşlar tarihi gibidir: Günümüzde yaşayan her 1 tür için 100'den fazla tür elenerek yok olmuştur. Biz, sadece arta kalan seçkin türleri görmekteyiz.

Farklı olay, durum, süreç ve nesneler arasında ilişki kurma yeteneği zekâmızın yüksek düzeyde bir ürünüdür. Ancak bu "ürün", hatadan muaf değildir. Biz, geniş bir kitleye ilişkin çıkarımlarda bulunurken o kitlenin sadece gördüğümüz örneklerini ele alma, görmediklerimizi ya da o anda varlığını yitirmiş olanları dikkate almama eğilimindeyiz. Biz, bir arada olan şeylerde, hatta tesadüflerde bile ilişkisellik görme eğilimindeyiz. Bu yüzden yapmamız gereken zekâmıza, kendi çıkarım becerilerimize güvenmekten çok, kendi düşünce sürecimizi sürekli sorgulamak ve gerçek bilgiye ulaşmak için kendi kanaatlerimize değil, bilime güvenmektir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Mantık Hataları, Bilişsel Önyargılar ve Safsatalar Yazı Dizisi

Bu yazı, Mantık Hataları, Bilişsel Önyargılar ve Safsatalar yazı dizisinin 53. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Tartışma Nedir? Münazara Yapmanın Önemi Nedir? Tartışmalarda Bilimsel Argümanlar Nasıl Üretilir?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
91
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 58
  • İnanılmaz 29
  • Muhteşem! 20
  • Merak Uyandırıcı! 15
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 14
  • Bilim Budur! 8
  • Umut Verici! 6
  • Güldürdü 2
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • ^ K. Milkman. The Perils Of “Survivorship Bias”. (11 Şubat 2020). Alındığı Tarih: 21 Mayıs 2021. Alındığı Yer: Scientific American | Arşiv Bağlantısı
  • ^ D. Shadrake. Ww1: Combat Helmet Technology - The Brodie Steel Helmet. (16 Haziran 2014). Alındığı Tarih: 21 Mayıs 2021. Alındığı Yer: Engineering and Technology | Arşiv Bağlantısı
  • ^ J. Quinn. (Araştırma Raporu, 2020). Survivorship Bias. Not: https://surgery.rnsh.org/research-guide/pdfs/4.5%20Survivorship%20bias-%20Research%20Guide%20f2%20v101120.pdf.
  • ^ A. Wald. (Araştırma Raporu, 1943). A Reprint Of 'A Method Of Estimating Plane Vulnerability Based On Damage Of Survivors'. Not: https://apps.dtic.mil/dtic/tr/fulltext/u2/a091073.pdf.
  • ^ Cicero (Der. H. Rackham). (1933). On The Nature Of The Gods (De Natura Deorum). ISBN: 978-0674992962. Yayınevi: Harvard University Press.
  • ^ N. Joyce. (2008). Especially Intriguing. Monitor on Psychology, sf: 20. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ M. Shermer. Deviations: A Skeptical Investigation Of Edgar Cayce's Association For Research And Enlightenment. (21 Mayıs 2021). Alındığı Tarih: 21 Mayıs 2021. Alındığı Yer: Skeptic | Arşiv Bağlantısı
  • ^ IRS. Publication 590-B (2020), Distributions From Individual Retirement Arrangements (Iras). (21 Mayıs 2021). Alındığı Tarih: 21 Mayıs 2021. Alındığı Yer: IRS | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 25/04/2024 00:22:16 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10507

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
İmmünoloji
Carl Sagan
Tümör
Siyah
Saldırı
Antibiyotik
Astronot
Dağılım
Ornitoloji
Film
Basınç
İnsan Türü
Araç
Mit
Molekül
Müzik
Isı
Damar
Savaş
Obezite
Sinir Hücresi
Viral Enfeksiyon
Hukuk
Entomoloji
Adaptasyon
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
F. Birinci. Hayatta Kalma Yanılgısı: Göremediklerimiz, Bize Neler Anlatıyor?. (21 Mayıs 2021). Alındığı Tarih: 25 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/10507
Birinci, F. (2021, May 21). Hayatta Kalma Yanılgısı: Göremediklerimiz, Bize Neler Anlatıyor?. Evrim Ağacı. Retrieved April 25, 2024. from https://evrimagaci.org/s/10507
F. Birinci. “Hayatta Kalma Yanılgısı: Göremediklerimiz, Bize Neler Anlatıyor?.” Edited by Fatih Birinci. Evrim Ağacı, 21 May. 2021, https://evrimagaci.org/s/10507.
Birinci, Fatih. “Hayatta Kalma Yanılgısı: Göremediklerimiz, Bize Neler Anlatıyor?.” Edited by Fatih Birinci. Evrim Ağacı, May 21, 2021. https://evrimagaci.org/s/10507.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close