Bilginin Laneti: Daha Az Bilgili Olanların Bakış Açılarını Anlamak Neden Bu Kadar Zor?
Bilginin Laneti (veya Bilme Laneti), insanların kendilerinden daha az bilgili kişilerin görüşlerini tam olarak anlayamamalarına sebep olan bir bilişsel önyargıdır. Örneğin Bilginin Laneti sebebiyle bir alanda uzman olan bir kişi, bu konuda deneyimsiz kişilere konuyu öğretmekte zorlanabilir; çünkü uzman kişi kendisinin açıkça görebildiği bir durumun deneyimsizler için de bariz olduğu yanılgısına düşer. Bunun tam tersiyle ilgili olarak Dunning-Kruger Etkisi'ne bakabilirsiniz.
Bilginin Laneti günlük hayatta insanlarla iletişim kurmak gibi birçok alanda karşımıza çıkabileceği için çok iyi anlaşılması gereken bir olgudur. Bu nedenle aşağıdaki makalede insanların neden bu etkiyi yaşadıklarını ve insanlar üzerindeki etkisini açıklayacağız.
Bilginin Lanetine Örnekler
Aşağıdaki maddeler bilginin lanetinin insanlar üzerindeki yaygın etkileridir:
- Bilginin Laneti, uzmanların acemilere bir şeyler öğretmesini zorlaştırabilir.[1] Örneğin bir matematik profesörü, üniversite birinci sınıftaki bir öğrenciye matematik öğretmekte zorlanabilir, çünkü profesörün öğrenciden ne kadar çok şey bildiğini algılaması zordur.[2] Uzmanların acemilere eğitim vermesini zorlaştıran Bilginin Laneti'nin bu yönüne Uzmanlık Laneti de denir.[3]
- İnsanların birbirleriyle iletişim kurmalarını zorlaştırabilir. Örneğin bir bilim insanının vasıfsız bir kimseyle tartışması zordur, çünkü bilim insanı karşıdaki kişinin konuştukları alanların terimlerine yabancı olduğunu aklında tutmakta zorlanabilir.[4], [5]
- İnsanların davranışlarını öngörmeyi zorlaştırabilir. Örneğin deneyimli sürücüler, acemi birinin yaptığı tehlikeli bir manevraya şaşırabilir; çünkü acemi sürücünün bu manevranın tehlikelerinden bihaber olduğunu unuturlar. Bilginin Laneti'nin bu yanı, deneyimli kişilerin aceminin kullanacağını düşündükleri bilgiye sahip olmamasıyla ilişkilendirilir.[6], [7]
- Bilginin Laneti insanların geçmiş davranışlarına anlam verememelerine sebep olabilir. Örneğin birisi geçmişte verdiği bir kararı o dönemdeki bilgisine göre doğru olsa bile aptalca bulabilir.[8] Bilginin Lanetinin bu yönü "Sonradan Anlama Önyargısı" veya "Başından Beri Biliyordum Etkisi" gibi terimlere dayanarak farklı şekillerde tezahür edebilir.[9], [10], [11]
Bilgini Laneti konusunda az bilgili kişinin perspektifine, bu kişi geçmişteki siz veya başkası olabilir, naif bakış açısı denir.[12]
Tıklama Çalışması
Tıklama Çalışması, Bilgini Laneti'nin en bilindik örneklerindendir.[13] Bu çalışmada katılımcılar tıklayıcı veya dinleyici olmak üzere rastgele ayrıldılar. Tıklayıcılar iyi bilinen 25 şarkıdan oluşan bir listeden 3 şarkı dinleyip bir masa üstünde ritim tuttular. Sonrasında tıklayıcılara dinleyicilerin sadece tuttukları ritimden şarkıyı bulup bulamayacağıyla ilgili görüşleri soruldu.
Tıklayıcılar %10 ila %95 arasında değişen oranlarla şarkının anlaşılabileceğini düşündüklerini söylediler, ortalamada %50 gibi bir anlama oranı bekleniyordu. Ancak aslında dinleyiciler şarkıların sadece %2.5'lik kısmını doğru bilebildi. Bu oran, tıklayıcıların en kötümser tahmini olan %10'dan bile çok daha düşüktü ve Bilginin Laneti'ne bir örnek oluşturdu.
Buna ek olarak tıklayıcılar, dinledikleri 3 şarkının ritmini başkasından dinlediklerinde şarkıyı bulmakta zorluk yaşamadıklarından yine %50 civarı tahminlerde bulundular. Bu sefer ritim tutan kişiler önceden ne tıklayıcı ne de dinleyici olarak çalışmada yer almıştı.
Genel olarak Tıklama Çalışması, Bilginin Laneti'nin insanların yargılarını nasıl değiştirdiğini gösteriyordu. Özellikle hangi 3 şarkının ritmini dinlediğini bilen katılımcılar, şarkıları daha kolay tanıdılar ve hangi şarkıların ritminin tutulduğunu bilmeyen kişilerin şarkıyı bilme oranlarını gerçekten çok daha yüksek tahmin ettiler.
Not: Tıklama Çalışması, 1990'da Stanford Üniversitesi öğrencisi Elizabeth Louise Newton'un doktora tezi olarak yayımlandı. Bu tez "Anlam Tahmininde Aşırı Güven: Duyulan ve Duyulmayan Melodiler" adıyla birçok kez referans aldı. Ancak tezin asıl adı "Eylemlerden Anlamlara Giden Taşlı Yol" idi. Bu farklılığın sebebi Newton'un danışmanı Profesör Lee Ross'un 1991'de bir kitapta teze bu şekilde atıfta bulunması olabilir.[14]
Bilginin Lanetinin Psikolojisi ve Nedenleri
Bilgini Laneti temel olarak iki bilişsel mekanizmaya dayandırılır:
- Kısıtlayıcı Kontrol: İnsanların başkalarının görüşlerini anlamaya çalışırken kendi bilgilerini tamamen görmezden gelememesini açıklar.
- Deneyime Yönelik Hatalı Atıf: İnsanların bildikleri ve kullandıkları bir bilginin başkaları tarafından da bilinmesi ihtimalini gözünde büyütmesi durumunu açıklar. Bu demek oluyor ki insanlar bildikleri bir şeyin diğerleri tarafından da bilindiğini veya bilginin anlaşılmasının aslında olduğundan daha kolay olduğunu varsayarlar. Bu, insanların konu üstündeki öznel hakimiyetlerini nesnelmiş gibi düşünme eğilimlerine bağlanabilir.
Bilginin Laneti yukarıdakilerin birinden kaynaklanabilir veya her ikisi de süreçte rol alabilir.[9] Dahası, başka bilişsel mekanizmalar da Bilginin Laneti'ne sebep olabilir. Örneğin Referanslı Yargılama mekanizması bunlardan biridir. Bu mekanizmaya göre insanlar daha az bilgili bir perspektifi anlamaya çalışırken bile kendi bilgili perspektiflerinden yola çıkarlar ve bu nedenle karşıdakinin perspektifini algılamakta zorlanırlar.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Tüm bu mekanizmalar beynimizin bilgiyi engellemekten çok elde etmeye ve işlemeye odaklı olmasına bağlanabilir, bu durum çoğu zaman yararımıza olsa da bazen sorun yaratır.
Ek olarak yaş ve kültür gibi çeşitli sebepler insanların Bilginin Lanetine kapılmasını veya kapılmamasını, kapılma derecesini ve kapılma türünü belirleyebilir.[15], [16]
Son olarak başka psikolojik kavramlar da Bilginin Lanetiyle ilişkilidir. Bunların en göze çarpanı, diğer insanların kendine ait ve sizinkinden farklı algı, düşünce, duygu, inanç, istek ve niyetlerinin olduğunu ve bunların davranışlarını etkilediğini anlama yetisi olan Zihin Kuramı'dır. Zihin Kuramı'nın eksikliği Bilginin Lanetinin etkisini artırabilir ve Zihin Kuramında yetkinlik Bilginin Lanetini azaltabilir[17] .
Not: "Bilginin Laneti" terimi ilk kez 1969'da araştırmacılar Colin Camerer, George Loewenstein ve Martin Weber tarafından bir makalede kullanıldı.[18] Bu fenomen, teorik olarak aralarında farklılıklar bulunmasına rağmen, bazen Epistemik Egosantrizm olarak da adlandırılır.[19]
Bilginin Lanetiyle Nasıl Baş Edebiliriz?
Bilginin Lanetini azaltmak için yapabileceğiniz birkaç şey var:
- Önyargıları ve etkilerini öğrenin. Özellikle Bilginin Lanetinin ne olduğunu, neden yaşandığını, insanları nasıl etkilediğini, insanları veya sizi daha çok nerede ve ne zaman etkilediğini anlayın.
- Öğrendiğiniz önyargılara dair farkındalık geliştirin. Örneğin Bilginin Lanetinin sizi etkileyebileceği bir anda karşınızdakinin sizin bildiğiniz her şeyi bilmiyor olabileceğini ve onların bakış açısını anlamak için bunu göz önünde bulundurmanız gerektiğini kendinize hatırlatın.
- Bakış açılarını ve aralarındaki farkları belirleyin. Örneğin kendinize karşıdakiyle ortak olarak ne bildiğinizi ve diğerlerinin bilmeyip sizin bildiğiniz şeyleri sorabilirsiniz.
- Hangi bilgiye ihtiyaç duyulduğunu netleştirin. Örneğin birisine sizi üzen bir davranışından sonra özür dilemediği için sinirlisiniz ancak belki de bu kişi sizi kırdığının farkında bile değil. Kendinize, karşıdakinin sizi incittiğini anlamak için hangi bilgiye ihtiyaç duyduğunu ve onun bu bilgiye sahip olup olmadığını sorun.
- İlgili kişilerin fikrini alın. Örneğin bir öğretmenseniz öğrencilerinize konuyu anlayıp anlamadıklarını sorabilir veya anladıklarından emin olmak için birkaç soru sorabilirsiniz.[20] Bunun gibi, karmaşık bir konu hakkında biriyle ilk defa konuşurken konu hakkında ne bildiklerini sorarak neyi anlayıp nerede zorlanacaklarını ölçebilirsiniz.
- Hata yapacaksanız insanların daha az bildiği hatasını yapın. Alanınızda uzman olmayan kişilere bir konuşma yapan bir araştırmacıysanız teknik terimlere aşina olmayacaklarını varsayarak bu terimleri kullanmayın veya açıkça anlaşılacak şekilde kullanın. Bu, özellikle izleyicinin fikrini alamayacağınız durumlarda daha faydalı olacaktır.
- Önyargı azaltma tekniklerini kullanın. Örneğin süreci yavaşlatarak karar verme ortamını optimize etmek gibi genel önyargı azaltma tekniklerini kullanabilirsiniz. Ek olarak diğer insanların bakış açılarını görselleştirmek ve kararınızı buna göre vermek veya kendinizden uzaklaştırıcı bir dil kullanmak ("Öğrencilerimin anlayabileceği şekilde anlatıyor muyum?" yerine "Öğrencilerin anlayacağı şekilde anlatıyor musun?") gibi özellikle Benmerkezci Önyargıları azaltmaya yönelik teknikleri kullanabilirsiniz.[21]
Bu teknikleri başkalarının kapıldığı Bilginin Laneti etkisini azaltmak için de kullanabilirsiniz. İnsanlara Bilginin Laneti ve azaltma yolları hakkında doğrudan bilgi verebilir veya başkalarının bakış açılarını görselleştirerek bu teknikleri dolaylı olarak uygulamayı öğretebilirsiniz.
Yine de bu yöntemlerin her durumda çalışma garantisinin olmadığını unutmayın. Bazı durumlarda bazı teknikler bazı kişilerde işe yaramayabilir veya bir yöntem işe yarıyorsa etkiyi yok etmeden sadece azaltabilir.
Son olarak, Bilginin Lanetini açıklayabilmek insanların, kendiniz de dahil, davranışlarını anlamanız ve tahmin etmenizde işe yarayabilir, bu önyargıya kapılmış olsanız bile! Örneğin Bilginin Lanetini anlamak eğitmen seçiminde yardımcı olabilir, bir eğitmen diğerine göre konuya daha hakimse etkiye kapılma olasılığı daha yüksektir ve bu alacağınız eğitimin kalitesini düşürebilir.
Genel olarak; bilişsel önyargılara karşı farkındalığınızı artırarak, perspektifleri ve aralarındaki farkları algılayarak, ilgililerin fikrini alarak ve süreci yavaşlatarak Bilginin Lanetini azaltabilirsiniz. Ayrıca bu tekniklerle başkalarının Bilginin Lanetine kapılmasını da önleyebilir ve etkiyi azaltmasanız bile sadece önnyargının farkında olarak insanların öğretme kabiliyeti hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.
Bağlantılı Önyargılar
Bilginin Laneti bir tür Benmerkezci Önyargı kabul edilir çünkü insanların başkalarının perspektifini anlamak için kendi bakış açılarına fazla güvenmelerine neden olur.[22], [23] Ancak Bilginin Lanetinin diğer benmerkezci önyargılardan ayrılan önemli bir özelliği asimetrik olmasıdır.[22] Yani az bilgili birisi çok bilgili birisini anlamaya çalışırken gözlenmez. Ayrıca bazı diğer bilişsel önyargılarla da ilişkilidir:[24]
- Şeffaflık Yanılgısı: İnsanların düşüncelerinin diğerlerine açıkça göründüğünü düşünmelerine sebep olur.
- Empati Yoksunluğu: İnsanların kendilerininkinden farklı mental durumları veya bunların kişiyi ve karar mekanizmalarını nasıl etkilediğini anlamada güçlük çekmelerine sebep olur.
- Yanlış Mutabakat Etkisi: İnsanların inançlarının, değerlerinin, özelliklerinin ve davranışlarının başkalarıyla paylaşılma derecesini gözünde büyütmesi durumudur.
Özet ve Sonuç
- Bilginin Laneti, insanların kendilerinden daha az bilgi sahibi olan başkalarının perspektiflerini anlamakta güçlük çekmesine sebep olan bir bilişsel önyargıdır.
- Bilginin Laneti, bir konuda uzman birinin acemi kimselere konuyu öğretmede zorlanmasına sebep olabilir. Çünkü uzman kişi kendileri için oldukça net olan bilgilerin acemiler için de net olduğunu düşünür, durum böyle olmasa bile.
- Öğretme zorluğunun yanında başka negatif etkileri de olabilir: insanlarla iletişimi zorlaştırmak, diğerlerinin veya geçmişteki kendinizin davranışlarını anlamakta zorluk yaratmak gibi.
- Bilginin Lanetini; önyargılara olan farkındalığınızı artırmak, diğer perspektifleri ve farklılıklarını gözden geçirmek, ilgili kişilerin fikirlerini almak veya genel önyargı azaltma tekniklerini kullanmak gibi çeşitli yöntemlerle azaltabilirsiniz.
- Bu teknikleri başkalarındaki Bilginin Lanetini azaltmak için de kullanabilirsiniz. Ayrıca bu önyargıyı azaltmasanız bile önyargıyı tanıyarak insanların öğretme kabiliyetiyle ilgili fikir edinebilirsiniz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git- 26
- 9
- 6
- 4
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ C. Wieman. The “Curse Of Knowledge,” Or Why Intuition About Teaching Often Fails. (20 Mayıs 2021). Alındığı Tarih: 6 Temmuz 2021. Alındığı Yer: web.archive.org | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Froyd, et al. Faculty Development Strategies For Overcoming The Curse Of Knowledge. (24 Aralık 2008). Alındığı Tarih: 7 Temmuz 2021. Alındığı Yer: Institute of Electrical and Electronics Engineers (IEEE) doi: 10.1109/FIE.2008.4720529. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. J. Hinds. (2005). The Curse Of Expertise: The Effects Of Expertise And Debiasing Methods On Prediction Of Novice Performance.. American Psychological Association, sf: 205-221. doi: 10.1037/1076-898X.5.2.205. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Xiong, et al. (2019). The Curse Of Knowledge In Visual Data Communication. Institute of Electrical and Electronics Engineers (IEEE), sf: 3051-3062. doi: 10.1109/TVCG.2019.2917689. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. P. Lourenco, et al. (2020). Optimizing Radiology Reports For Patients And Referring Physicians: Mitigating The Curse Of Knowledge. Academic Radiology, sf: 436-439. doi: 10.1016/j.acra.2019.03.026. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Pierrot. (2019). Negotiation Under The Curse Of Knowledge. Berlin: Wissenschaftszentrum Berlin für Sozialforschung (WZB). | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Keysar. (1994). The Illusory Transparency Of Intention: Linguistic Perspective Taking In Text. Cognitive Psychology, sf: 165-208. doi: 10.1006/cogp.1994.1006. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. A. J. Birch, et al. (2016). The Curse Of Knowledge In Reasoning About False Beliefs:. Psychological Science, sf: 382-386. doi: 10.1111/j.1467-9280.2007.01909.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b S. A. J. Birch, et al. (2017). A ‘Curse Of Knowledge’ In The Absence Of Knowledge? People Misattribute Fluency When Judging How Common Knowledge Is Among Their Peers. Cognition, sf: 447-458. doi: 10.1016/j.cognition.2017.04.015. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Kennedy. (1995). Debiasing The Curse Of Knowledge In Audit Judgment. The Accounting Review, sf: 249-273. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Ghrear, et al. (2020). Only Familiar Information Is A “Curse”: Children’s Ability To Predict What Their Peers Know. Wiley, sf: 54-75. doi: 10.1111/cdev.13437. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Ghrear, et al. (2021). Are The Classic False Belief Tasks Cursed? Young Children Are Just As Likely As Older Children To Pass A False Belief Task When They Are Not Required To Overcome The Curse Of Knowledge. PLOS ONE, sf: e0244141. doi: 10.1371/journal.pone.0244141. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. L. Newton. (1990). Rocky Road From Actions To Intentions. University Microfilms International. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. W. Griffin, et al. (1991). Subjective Construal, Social Inference, And Human Misunderstanding. Academic Press, sf: 319-359. doi: 10.1016/S0065-2601(08)60333-0. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Ghrear, et al. (2019). Cultural Variations In The Curse Of Knowledge: The Curse Of Knowledge Bias In Children From A Nomadic Pastoralist Culture In Kenya. Journal of Cognition and Culture, sf: 366-384. doi: 10.1163/15685373-12340064. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Antonietti, et al. (2006). Mental Language And Understanding Of Epistemic And Emotional Mental States. Springer, Boston, MA, sf: 1-30. doi: 10.1007/0-387-24997-4_1. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Massaro, et al. (2014). The ‘I Knew It All Along’ Phenomenon: Second-Order False Belief Understanding And The Curse Of Knowledge In Primary School Children. European Journal of Psychology of Education, sf: 311-326. doi: 10.1007/s10212-013-0200-7. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Camerer, et al. (2015). The Curse Of Knowledge In Economic Settings: An Experimental Analysis. Journal of Political Economy, sf: 1232-1254. doi: 10.1086/261651. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. B. Royzman, et al. (2003). “I Know, You Know”: Epistemic Egocentrism In Children And Adults:. Review of General Psychology, sf: 38-65. doi: 10.1037/1089-2680.7.1.38. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Howard. (2019). Curse Of Knowledge. Springer, Cham, sf: 89-91. doi: 10.1007/978-3-319-93224-8_5. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. J. Damen. The Curse Of Knowing: The Influence Of Explicit Perspective-Awareness Instructions On Perceivers’ Perspective-Taking. (30 Mayıs 2018). Alındığı Tarih: 7 Temmuz 2021. Alındığı Yer: XPRAG.it 2018 - Second Experimental Pragmatics in Italy Conference | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b S. A. J. Birch, et al. (2016). Children Are Cursed: An Asymmetric Bias In Mental-State Attribution. Psychological Science, sf: 283-286. doi: 10.1111/1467-9280.03436. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. G. Farrar, et al. (2018). Does Social Distance Modulate Adults’ Egocentric Biases When Reasoning About False Beliefs?. PLOS ONE, sf: e0198616. doi: 10.1371/journal.pone.0198616. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Gilovich, et al. (2005). The Illusion Of Transparency: Biased Assessments Of Others' Ability To Read One's Emotional States.. American Psychological Association, sf: 332-346. doi: 10.1037/0022-3514.75.2.332. | Arşiv Bağlantısı
- S. A. J. Birch. (2016). When Knowledge Is A Curse: Children's And Adults' Reasoning About Mental States. Current Directions in Psychological Science, sf: 25-29. doi: 10.1111/j.0963-7214.2005.00328.x. | Arşiv Bağlantısı
- R. A. Ryskin, et al. (2014). Do Adults Show A Curse Of Knowledge In False-Belief Reasoning? A Robust Estimate Of The True Effect Size. PLOS ONE. doi: 10.1371/journal.pone.0092406. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 20:20:51 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10684
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.