Kurban Zihniyetinden Kurtulmak: Neden Mağdur Hissederiz ve Kontrolü Nasıl Geri Alabiliriz?

Bu Makalede Neler Öğreneceksiniz?
- Define kurban zihniyeti as a mindset where individuals see themselves as victims and attribute negative events to external factors, leading to learned helplessness.
- Explain psychological, sociological, and evolutionary roots of victim mentality, including childhood trauma, cultural norms, and adaptive social strategies.
- Describe the victim mentality loop involving personalization of events, feelings of powerlessness, and passive behavior reinforcing the mindset.
Kurban Zihniyeti (İng: "victim mentality"), bireyin kendisini sürekli mağdur olarak gördüğü ve yaşanan olumsuzlukların sorumluluğunu genellikle dışsal faktörlere yüklediği bir düşünce biçimidir. Art arda gelen başarısızlıklar, haksızlıklar veya olumsuz deneyimler, kişide güçlü bir çaresizlik hissi yaratabilir ve yaşamı pasif bir gözlemci hâline getirebilir.[1], [2]
Bu zihinsel kalıp yalnızca davranışları değil, bireyin dünyayı algılama biçimini de şekillendirir. Başarıları küçümsemek, fırsatları göz ardı etmek ve çevreden sürekli mağduriyet rolünü onaylamasını beklemek, kurban psikolojisinin sık görülen örneklerindendir. İlginç olan, bu durumun yalnızca bireysel bir sorun olmamasıdır; evrimsel süreçler, psikolojik mekanizmalar, toplumsal roller ve kültürel normlar, kurban zihniyetini besleyen ve pekiştiren faktörler olarak öne çıkar.[1], [2]
Kurban psikolojisine sahip bir birey, şu tipik düşünce kalıplarına sahiptir:
- “Ben ne yaparsam yapayım olmuyor.”
- “Hayat bana karşı.”
- “Kimse beni anlamıyor.”
- “Her şey benim başıma geliyor.”
- “Başarısızlık kaçınılmaz.”
Psikoloji literatüründe, bu durum öğrenilmiş çaresizlik (İng: "learned helplessness") kavramıyla açıklanır. Martin Seligman’ın 1960’larda yaptığı deneylerde, kaçamayacaklarını düşündükleri elektrik şoklarına maruz kalan köpekler, daha sonra kaçabilecekleri durumlarda bile pasif kalmıştır. İnsanlarda da benzer bir mekanizma işler: Tekrarlayan başarısızlıklar, “Nasıl olsa sonuç değişmez!” inancını güçlendirir ve bireyin çaba göstermemesine yol açar.[3]
Kökenler: İnsan Neden Mağdur Rolüne Sığınır?
Kurban zihniyeti birdenbire ortaya çıkmaz, kökleri hem bireysel psikolojiye hem de toplumsal ve evrimsel dinamiklere dayanır. Bu kökenleri anlamak, mağduriyet döngüsünü kırmanın ilk adımıdır.
Psikolojik Nedenler
Çocuklukta yaşanan travmalar, istismar, ihmal veya sürekli eleştirilmek, bireyin dünyayı tehlikeli ve adaletsiz bir yer olarak algılamasına yol açabilir. Bu deneyimler, kişinin güven duygusunu zedeleyerek ileriki yaşamında sürekli mağduriyet beklentisi geliştirmesine neden olur. Ayrıca özsaygı eksikliği de mağduriyet rolünü pekiştirir. Kendini değersiz hisseden birey, başkalarının ilgisini ve şefkatini çekmek için bilinçsizce mağduriyet rolüne yönelebilir.[2], [4]
Sosyolojik Nedenler
Toplum ve kültür, kurban zihniyetini besleyen önemli bir ortam sunar. Bazı kültürlerde fedakârlık, acı çekme veya pasif kalma; ahlaki bir üstünlük göstergesi olarak değerlendirilir. “Ne kadar çok acı çekersen o kadar değerlisin!” anlayışı, mağduriyet rolünü meşrulaştırır. Benzer şekilde, aile içinde sürekli “Sen zaten yapamazsın!” veya “Hep başına geliyor!” mesajları alan birey, zamanla bu olumsuz inançları içselleştirir ve pasifleşir.[5], [2]
Evrimsel Bakış
Evrimsel psikoloji perspektifinden bakıldığında mağdur konumunda olmak grup içinde avantaj sağlayabilirdi. Yardıma muhtaç görünmek, diğer bireylerden destek ve koruma kazanmanın bir yolu olarak işlev görebilirdi. Modern dünyada bu strateji çoğu durumda artık işlevsel olmasa da zihinsel kalıplarımızda izlerini sürdürmeye devam eder.[6], [7]
Kurban Zihniyetinin Döngüsü
Kurban zihniyeti, bireyin düşünce ve davranışlarını sabitleyen bir döngüye sahiptir. Bu döngü genellikle üç temel aşamadan oluşur:
- Olayların kişiselleştirilmesi: “Hep benim başıma geliyor!” düşüncesi, her olumsuzluğu kendine bağlama eğilimini tetikler.
- Güçsüzlük hissi: Bu algı, kişinin kendi yeteneklerine güvenini sarsar ve “Ben güçsüzüm!” inancını besler.
- Pasif davranış: “Hiçbir şeyi değiştiremem!” düşüncesi, kişinin çaba göstermemesine yol açar; sonuç olarak, beklenen olumsuzluklar gerçekleşir ve döngü tekrar başlar.
Bu süreç, sadece bir düşünce kalıbı değil, aynı zamanda davranışsal bir kehanet olarak işlev görür. İş yerinde veya sosyal ilişkilerde, kişinin sürekli “Nasıl olsa takdir edilmeyeceğim!” düşüncesi, çaba ve girişimlerini azaltır; bu da gerçekten takdir edilmemesine neden olur. Zamanla bu kısır döngü, bireyin öznel gerçeklik algısını sabitler: “Ben mağdurum ve hep mağdur kalacağım.” Döngüyü kırmak için öncelikle bu mekanizmanın farkına varmak ve düşünce ile davranış arasındaki bağlantıyı anlamak gerekir.[3]
Psikolojik Mekanizmalar
Kurban zihniyetinin sürdürülebilirliği, bir dizi psikolojik mekanizma ile açıklanabilir. Bu mekanizmalar bir araya geldiğinde birey kendi zihninde ördüğü bir hapishaneden çıkmakta güçlük çeker.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
- Öğrenilmiş çaresizlik: Daha önce denemiş ama başarılı olamamış bireyler, yeni durumlarda da “Nasıl olsa olmayacak!” düşüncesiyle pes eder. Bu durum, motivasyon kaybı ve pasiflik yaratır.[10]
- Bilişsel çarpıtmalar: Olayları abartma (felaketleştirme), “ya hep ya hiç” tarzı düşünme ve kişiselleştirme, Kurban Zihniyetini besleyen yaygın bilişsel hatalardır. Bu çarpıtmalar, kişinin gerçeklik algısını sürekli olumsuz yönde etkiler.[8]
- Travma sonrası etkiler: Özellikle güven ilişkilerini zedeleyen deneyimler, gelecekte sürekli mağduriyet beklentisine yol açar. Bu, bireyin olaylara karşı temkinli ve pasif yaklaşmasına neden olur.[9]
- Dış onaya bağımlılık: Sürekli başkalarının ilgisini ve desteğini aramak, mağduriyet rolünü güçlendirir. Birey, kendi karar ve tepkilerini kontrol etmek yerine başkalarının onayına bağımlı hâle gelir.[11]
- Nörobilimsel perspektif: Beynin esnekliği (nöroplastisite), yeni düşünce ve davranış kalıplarının öğrenilmesini mümkün kılar. Yani, kurban zihniyetini kırmak bilimsel olarak mümkündür; bilişsel ve davranışsal müdahaleler, beyinde kalıcı değişimler oluşturabilir.[12]
Kurban Zihniyetinin Birey ve Toplum Üzerindeki Etkileri
Kurban zihniyeti yalnızca bireysel bir problem değildir hem ruh sağlığı hem de sosyal ilişkiler üzerinde derin etkiler yaratır.
- Bireysel etkiler: Uzun süreli mağduriyet hissi; depresyon, anksiyete ve özgüven kaybıyla yakından ilişkilidir. Bu durum, bireyin günlük yaşamında karamsarlık ve umutsuzluk duygularını artırır. Ayrıca mağduriyet zihniyeti kişisel gelişimi engeller. Birey, yeteneklerini ve fırsatlarını fark edemez; yeni hedefler belirlemekte zorlanır. İlişkilerde ise sürekli haklı olma ihtiyacı, başkalarını suçlama ve kendi çıkarlarını savunma eğilimi, çatışmalara ve toksik dinamiklerin oluşmasına yol açabilir. Manipülasyon riski artar ve güven ilişkileri zedelenir.[13], [14]
- Toplumsal etkiler: Kurban zihniyeti bazı toplumlarda normalleşebilir ve sosyal normlar üzerinde etkili olabilir. Sosyal medyada victimhood trendleri, kişiler arasında onay arayışı ve rekabeti tetikleyerek mağduriyet söylemini güçlendirir. Örneğin bazı kullanıcılar, sürekli mağduriyet ifadeleri paylaşarak dikkat ve güç kazanabilir; bu durum, toplumsal düzeyde mağduriyet kültürünün yayılmasına katkıda bulunur.[15]
Kurban Zihniyetinden Çıkış Yolları
Kurban zihniyetinden çıkmak mümkündür ve bilimsel olarak desteklenen yöntemler mevcuttur.
- Farkındalık: İlk adım, zihinsel kalıpların farkına varmaktır. Hangi durumlarda mağduriyet hissi tetikleniyor, hangi düşünce otomatik olarak devreye giriyor, bunları gözlemlemek gerekir. Örneğin iş yerinde eleştiri alındığında otomatik olarak “Her zaman başıma geliyor,” düşüncesi tetiklenebilir.[16]
- Sorumluluk almak: Buradaki kritik nokta, suçluluk değil kontrol anlayışıdır. “Başına gelenlerden sen sorumlusun!” demek yerine, “Tepkin senin kontrolünde!” yaklaşımı benimsenmelidir. Bu zihinsel değişim, bireyi güçlendirir ve dışsal olaylara pasif kalmaktan kurtarır.[17]
Psikoterapi ve bilimsel yöntemler şunlardır:
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Olumsuz düşünce kalıplarını tanımlayıp değiştirmeye yardımcı olur, bireyin davranışlarını etkileyen inançları yeniden yapılandırır.[18]
- Şema Terapisi: Çocuklukta oluşmuş zararlı inançları ve kronik mağduriyet hissini ele alır. Terapist, kişinin geçmiş deneyimleriyle yüzleşmesini ve yeni düşünce yolları geliştirmesini sağlar.[18]
- Nörobilimsel Bakış: Beynin nöroplastisite özelliği, yeni düşünce ve davranış kalıplarının öğrenilebileceğini ve eski zihinsel kalıpların değiştirilebileceğini gösterir.[19]
- Küçük Adımlar: Günlük alışkanlık değişimleri, öz-şefkat uygulamaları, bilinçli farkındalık (İng: "mindfulness"), sınır koyma ve olumlu içsel diyaloglar uzun vadede otomatik mağduriyet tepkilerini azaltır ve kişinin kendine güvenini güçlendirir.[20]
Yanlış Anlamalar ve Mitler
Kurban zihniyetiyle ilgili toplumda ve popüler psikoloji literatüründe bazı yaygın yanlış anlamalar bulunmaktadır. Bu yanlış yorumlar hem bireylerin kendilerini anlamalarını zorlaştırır hem de çözüm yollarını göz ardı etmelerine yol açabilir.
- “Çıkmak demek güçlü olmak zorundasın” miti: Kurban Zihniyetinden çıkmak, mağduriyet hissinin tamamen yok edilmesi anlamına gelmez. Buradaki amaç; duygusal tepkileri yönetmek, kişisel sorumluluk bilincini geliştirmek ve yaşamın kontrolünü yeniden üstlenmektir. Güçlü olmak, duygularını bastırmak değil, onları fark edip bilinçli şekilde yönlendirebilmektir.[6]
- “Mağduriyet sadece bahane” yanılgısı: Travmalar ve olumsuz deneyimler küçümsenmemelidir. Mağduriyet algısı gerçek psikolojik etkiler üretir ve bireyin davranışlarını, ilişkilerini ve ruh sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. Bu nedenle, mağduriyet hissi basit bir mazeret veya bahane olarak görülmemelidir.[21]
- Travmaların küçümsenmesi: Geçmiş travmalar, bireyin güven ve kontrol algısını zedeler. Bu durum, mağduriyet hissinin çoğu zaman bilinçsiz bir koruma mekanizması olarak ortaya çıkmasına neden olur. Yani mağduriyet, bir zaaf değil, kişinin kendini koruma stratejisinin bir yansımasıdır.[22]
Vaka Örnekleri ve Araştırmalar
Konuyla ilgili tarihsel ve psikolojik örnekler bulunmaktadır. Martin Seligman’ın köpek deneyleri, öğrenilmiş çaresizlik kavramının temelini oluşturur. Deneylerde, kaçamayacakları şoklara maruz kalan köpekler, daha sonra kaçabilecekleri durumlarda bile pasif kalmıştır. Bu deney, tekrar eden başarısızlıkların motivasyonu ve davranışları nasıl etkilediğini göstermesi açısından önemlidir.[10]
Güncel araştırmalar:
- Mağduriyet algısı, sosyal ilişkiler ve iş performansı üzerinde doğrudan etkilidir. Özellikle genç yetişkinlerde sosyal medya üzerinden sürekli mağduriyet söylemi, özsaygıyı düşürmekte ve toplumsal etkileşimleri olumsuz etkilemektedir.[24]
- Araştırmalar, kurban zihniyetine sahip bireylerin yeni fırsatları değerlendirmekte ve hedef belirlemekte zorlandığını göstermektedir.[23]
Toplumsal vakalar:
Sosyal medyada mağduriyet söylemi, bireylere kısa süreli güç ve dikkat kazandırabilir; bu da “victimhood” trendlerini besler. Özellikle popüler platformlarda, mağduriyet söylemi ile takipçi ve onay kazanma, toplumsal normlar üzerinde dolaylı bir etki yaratabilir.[6]
Sonuç: Mağduriyet mi, Sorumluluk mu?
Kurban zihniyeti, bireyin yaşamını dar bir çerçevede görmesine yol açan bir düşünce kalıbıdır ancak bu, bir kader değildir. Önemli olan, kişinin kontrolün farkına varması ve kendi tepkilerini yönetebilme kapasitesini geliştirmesidir. Mağduriyet hissi yerine sorumluluk bilincini benimsemek, bireyin yaşamda daha aktif ve etkili olmasını sağlar. Bilimsel çalışmalar ve psikoterapi yöntemleri, zihinsel kalıpların değiştirilebileceğini ve mağduriyet döngüsünün kırılabileceğini göstermektedir. Küçük farkındalık adımları, öz-şefkat, mindfulness ve olumlu içsel diyaloglar, kişinin otomatik mağduriyet tepkilerini azaltmasına ve kendine güvenini güçlendirmesine yardımcı olur. Bu süreç, bireyin yaşamının sorumluluğunu üstlenmesini ve kurban zihniyetinden bilinçli bir şekilde çıkmasını mümkün kılar. Kısacası, gerçek değişim kişinin kendi ellerindedir ve kontrol kimde sorusunun cevabı bireyin kendisidir.[10]
Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...
O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...
O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.
Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.
Soru & Cevap Platformuna Git- 4
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ a b C. Health. What Is A Victim Mentality?. Alındığı Tarih: 16 Eylül 2025. Alındığı Yer: Charlie Health | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c d A. Cuncic. Victim Mentality: Definition, Causes, And Ways To Cope. Alındığı Tarih: 16 Eylül 2025. Alındığı Yer: verywellmind | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b Simply Psychology. Learned Helplessness: Seligman's Theory Of Depression. (2 Mayıs 2024). Alındığı Tarih: 16 Eylül 2025. Alındığı Yer: Simply Psychology | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. French. Victim Mentality: How To Identify And Cope With It. Alındığı Tarih: 16 Eylül 2025. Alındığı Yer: Medicalnewstoday | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. B. Kaufman. How To Stop Being A Victim Of Your Past. Alındığı Tarih: 16 Eylül 2025. Alındığı Yer: psychologytoday | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c S. B. Kaufman. Unraveling The Mindset Of Victimhood. (1 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 16 Eylül 2025. Alındığı Yer: Scientific American | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Clark. The Evolutionary Advantages Of Playing Victim. (27 Şubat 2021). Alındığı Tarih: 16 Eylül 2025. Alındığı Yer: Quillette | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. C. Bathina, et al. Depressed Individuals Express More Distorted Thinking On Social Media. (7 Şubat 2020). Alındığı Tarih: 16 Eylül 2025. Alındığı Yer: arXiv. | Arşiv Bağlantısı
- ^ National Library of Medicine. (2014). Understanding The Impact Of Trauma. Trauma-Informed Care in Behavioral Health Services. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c S. F. Maier, et al. Learned Helplessness: Theory And Evidence. Alındığı Tarih: 16 Eylül 2025. Alındığı Yer: Journal ol Experimental Psychology | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. C. R. Fox, et al. Increasing Cognitive-Emotional Flexibility With Meditation And Hypnosis: The Cognitive Neuroscience Of De-Automatization. (11 Mayıs 2016). Alındığı Tarih: 16 Eylül 2025. Alındığı Yer: arXiv. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. Cherry. How Brain Neurons Change Over Time From Life Experience. Alındığı Tarih: 16 Eylül 2025. Alındığı Yer: Verywell Mind | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. K. Forbes, et al. (2018). Depression, Anxiety, And Peer Victimization: Bidirectional Relationships And Associated Outcomes Transitioning From Childhood To Adolescence. Journal of Youth and Adolescence, sf: 692. doi: 10.1007/s10964-018-0922-6. | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. M. R. Mullan, et al. (2023). The Relationship Between Peer Victimisation, Self-Esteem, And Internalizing Symptoms In Adolescents: A Systematic Review And Meta-Analysis. PLOS ONE, sf: e0282224. doi: 10.1371/journal.pone.0282224. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Y. C. Chang, et al. (2020). We Are All Victims: Questionable Content And Collective Victimisation In The Digital Age. Asian Journal of Criminology, sf: 37. doi: 10.1007/s11417-020-09331-2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. N. T. Månsson, et al. (2016). Neuroplasticity In Response To Cognitive Behavior Therapy For Social Anxiety Disorder. Translational psychiatry, sf: e727-e727. doi: 10.1038/tp.2015.218. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Ramamurthy, et al. (2025). Early Maladaptive Schemas From Child Maltreatment In Depression And Psychotherapeutic Remediation: A Predictive Coding Framework. Frontiers in Psychiatry, sf: 1548601. doi: 10.3389/fpsyt.2025.1548601. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b K. Sójta, et al. (2023). Early Maladaptive Schemas And Their Impact On Parenting: Do Dysfunctional Schemas Pass Generationally?—A Systematic Review. Journal of Clinical Medicine, sf: 1263. doi: 10.3390/jcm12041263. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Collerton. (2013). Psychotherapy And Brain Plasticity. Frontiers in Psychology, sf: 548. doi: 10.3389/fpsyg.2013.00548. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. J. Davidson, et al. (2012). Social Influences On Neuroplasticity: Stress And Interventions To Promote Well-Being. Nature Neuroscience, sf: 689. doi: 10.1038/nn.3093. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. M. Dayaoen. 6 Misconceptions About Psychological Trauma. (19 Mayıs 2025). Alındığı Tarih: 16 Eylül 2025. Alındığı Yer: Medium | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Raphael. The Myth Of Victim Mentality-Help Within Reach. (25 Nisan 2012). Alındığı Tarih: 16 Eylül 2025. Alındığı Yer: Help Within Reach | Arşiv Bağlantısı
- ^ Science Direct. The Tendency For Interpersonal Victimhood: The Personality Construct And Its Consequences. Alındığı Tarih: 16 Eylül 2025. Alındığı Yer: ScienceDirect | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Irmer, et al. (2023). Associations Between Youth’s Daily Social Media Use And Well-Being Are Mediated By Upward Comparisons. Communications Psychology, sf: 1-13. doi: 10.1038/s44271-023-00013-0. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 01/10/2025 22:57:40 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21467
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.