Premenstrüel Disforik Bozukluk (PMDB) Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nasıl Teşhis Edilir, Nasıl Tedavi Edilir?
Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.
- Türkçe Adı Premenstrüel Disforik Bozukluk (PMDB)
- İngilizce Adı Premenstrual Dysphoric Disorder (PMDD)
- Latince Adı Dysphoria Praemenstruis
- DSM 625.4
Premenstrüel Disforik Bozukluk (PMDB), üreme çağındaki kadınların yaklaşık %3-8'inde görülen, duygudurum bozuklukları, davranışsal ve fiziksel belirtilerle karakterize olan ciddi bir hormonal bozukluktur. PMDB, premenstrüel sendromun (PMS) daha ağır bir formu olarak kabul edilir ve kadının yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Bozukluk, menstrüel döngünün luteal fazında, yani yumurtlamadan sonraki dönemde başlar ve adet kanamasının başlamasıyla genellikle sona erer. Bu makalede, PMDB'nin belirtilerini, altında yatan genetik ve hormonal faktörleri, tedavi ve yönetim yaklaşımlarını detaylı bir şekilde ele alacağız.
Belirti ve Bulgular
PMDB’nin belirtileri, kadınların adet döngüsünün son evresi olan luteal fazda, yani yumurtlamadan sonra ortaya çıkıp menstrüasyonun başlamasıyla kaybolur. Bu belirtiler, menstrüel döngünün 14. gününden başlayarak, adet kanamasının başlamasına kadar olan sürede artar ve ciddi işlev kayıplarına yol açabilir. Kadınlar, bu dönemde aile ve iş ilişkilerinde sorunlar yaşayabilir ve günlük rutinlerini sürdürmekte güçlük çekebilirler. Belirtiler üç ana başlık altında ele alınır: Duygudurum değişiklikleri, davranışsal belirtiler ve fiziksel belirtiler.[1], [2]
Duygudurum Değişiklikleri
PMDB'nin duygudurum değişiklikleri, bu bozukluğun en belirgin ve etkileyici yönlerinden biridir. Bu belirtiler, kişilerin yaşantısını ciddi ölçüde etkileyerek duygusal dengesizliklere neden olur. İşte bu belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
- Depresif Hissetme: Kadınlar bu dönemde derin bir umutsuzluk, değersizlik ve çökkünlük hissine kapılabilirler. Bu durum, işlevselliği ve yaşam kalitesini ciddi anlamda düşüren bir özelliktir.
- Anksiyete ve Gerginlik: Bu fazda endişe, huzursuzluk ve aşırı kaygı artar. Kişinin düşünceleri kontrol edilemez hale gelebilir ve günlük aktiviteleri yerine getirmek oldukça zorlaşır.
- İrritabilite ve Öfke Patlamaları: PMDB döneminde, en küçük tetikleyicilere karşı bile duyarlı olunabilir ve kontrolsüz öfke patlamaları yaşanabilir. Bu durum, aile içi ilişkilerde ve sosyal etkileşimlerde ciddi sorunlara yol açabilir.
- İntihar Düşünceleri: PMDB'nin en tehlikeli duygusal belirtilerinden biri, kişinin kendine zarar verme ya da intihar düşüncelerine kapılmasıdır. Bu düşünceler her ne kadar nadir görülse de, ciddi bir risk taşıdığı için mutlaka profesyonel bir müdahale gerektirir.
Davranışsal Belirtiler
Davranışsal belirtiler, kişinin çevresiyle etkileşimini etkileyerek sosyal ilişkilerini ve günlük işlevselliğini bozar. Kadınlar bu dönemde çeşitli davranışsal zorluklarla karşılaşırlar. İşte bu davranışsal belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
- İlgisizlik ve Motivasyon Kaybı: Kişi, normalde keyif aldığı aktivitelerden uzaklaşır ve hiçbir şeyden zevk alamaz hale gelir. İş veya sosyal hayatı sürdürmek zorlaşır.
- Sosyal Çekilme: Sosyal etkinliklere katılma isteği azalır, kadınlar kendilerini insanlardan soyutlayarak yalnız kalmayı tercih edebilirler.
- Yeme Alışkanlıklarında Değişiklik: PMDB döneminde bazı kadınlar aşırı yeme eğilimi gösterirken, bazıları iştah kaybı yaşar. Özellikle karbonhidrat ve şekerli gıdalara yönelim artabilir, bu da kilo alımına neden olabilir.
Fiziksel Belirtiler
Hormonal değişiklikler, PMDB'nin fiziksel belirtilerini tetikleyerek kadınların bedeninde çeşitli rahatsızlıklara neden olur. Bu belirtiler, kişinin günlük yaşam aktivitelerini olumsuz etkiler ve yaşam kalitesini düşürebilir. İşte bu fiziksel belirtiler şu şekildedir:
- Karın Şişkinliği ve Kilo Artışı: Hormon seviyelerindeki dalgalanmalara bağlı olarak vücutta sıvı tutulumu artar. Bu durum karın bölgesinde şişkinliğe ve geçici kilo artışına yol açar.
- Baş Ağrısı ve Migren: Luteal fazdaki hormonal değişiklikler, baş ağrılarının ve migren ataklarının sıklığını artırabilir.
- Kas ve Eklem Ağrıları: Kadınlar bu dönemde özellikle sırt, bel ve bacak bölgelerinde kas ve eklem ağrıları hissedebilirler. Bu ağrılar, kişinin hareket kabiliyetini kısıtlayarak yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
Bu belirtilerin geniş bir yelpazede ve şiddetli bir şekilde yaşanması, PMDB'nin teşhisini ve tedavisini zorlaştırır. Kadınlar belirtilerin döngüsel olduğunu fark edemeyebilir ve bunları başka bir hastalıkla karıştırabilirler.[3]
Hastalıkla İlişkili Genler, Etken Faktörler ve Risk Faktörleri
Premenstrual Disforik Bozukluk (PMDB), karmaşık bir etiyolojiye sahip olup kesin nedeni tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak mevcut araştırmalar, bozukluğun gelişiminde genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin etkileşiminin belirleyici rol oynadığını ortaya koymaktadır. Bu etkenlerin her biri, PMDB'nin belirtilerinin ortaya çıkmasında ve şiddetinde farklı şekillerde katkıda bulunabilir.
PMDB'nin genetik bileşenleri, aile öyküsü olan bireylerde bu bozukluğun daha sık görülmesiyle desteklenmektedir. Ailevi yatkınlık, genetik faktörlerin rolünü düşündürmektedir. Araştırmalar, özellikle serotonin reseptör genleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Örneğin, HTR1A ve HTR2A genleri, serotonin metabolizmasını etkileyerek PMDB'nin patogenezinde önemli bir rol oynadığı düşünülen genler arasındadır. Serotonin, ruh hali ve duygusal düzenleme üzerinde doğrudan etkili olduğu için, bu genlerin herhangi bir mutasyonu ya da düzensizliği, bozukluğun gelişimini hızlandırabilir. Ayrıca, diğer nörotransmitterlerin genetik varyasyonları da PMDB'nin belirtilerinin şiddetini etkileyebilir.
Hormonal faktörler, PMDB'nin gelişiminde merkezi bir rol oynamaktadır. Luteal fazda östrojen ve progesteron hormonlarındaki dalgalanmalar, beyin kimyasını etkileyerek duygusal ve fiziksel belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Özellikle östrojenin, serotonerjik ve GABAerjik sistemler üzerindeki etkileri, bu hormonların beyin fonksiyonlarıyla olan etkileşimini göstermektedir. Östrojenin yüksek seviyeleri, serotonin düzeylerini artırarak ruh hali üzerinde olumlu etkiler yaratabilirken, progesteronun etkisi daha karmaşık olup bazı kadınlarda anksiyete ve irritabiliteyi artırabilir. Bu hormonların dengesizliği, belirli bireylerde PMDB belirtilerinin şiddetini artırabilir.
Çevresel ve psikososyal faktörler de PMDB'nin gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır. Stresli yaşam olayları, travma geçmişi ve düşük sosyal destek, PMDB riskini artıran faktörler arasında yer alır. Özellikle, aile içi çatışmalar ve travmatik yaşam deneyimleri, duygusal dayanıklılığı azaltarak PMDB’nin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir. Çalışmalar, stresli yaşam olaylarına maruz kalan bireylerin, bu durumun ruh hali ve duygusal düzenleme üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ve bu bağlamda PMDB'nin belirtilerinin daha belirgin hale geldiğini göstermektedir. Ayrıca sosyoekonomik durum, eğitim seviyesi ve sosyal destek ağları gibi faktörler de bozukluğun gelişimiyle ilişkilidir.
Sonuç olarak, PMDB'nin etiyolojisi çok boyutlu bir yapıya sahiptir ve genetik, hormonal, çevresel ve psikososyal faktörlerin etkileşimi, bu bozukluğun gelişimini şekillendiren temel unsurlar olarak ön plana çıkmaktadır. Bu faktörlerin anlaşılması, PMDB'nin tanı ve tedavi süreçlerinde daha etkili yaklaşımlar geliştirilmesine katkı sağlayabilir.[4], [5]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Teşhis Yöntemleri
Premenstrual Disforik Bozukluk (PMDB) teşhisi, genellikle hastanın kendi gözlemleri ve bu gözlemleri bir sağlık uzmanı ile paylaşması üzerine inşa edilir. Doğru bir tanı koyabilmek için, kişinin adet döngüsü boyunca yaşadığı belirtileri dikkatlice gözlemlemesi ve kaydetmesi büyük önem taşır. Bu süreçte, belirtilerin düzenli bir şekilde takip edilmesi ve en az 2-3 ay boyunca bir takvim veya günlüğe not edilmesi önerilmektedir. Böylece, belirtilerin zamanlaması ve şiddeti hakkında net bir veri elde edilmiş olur. İşte bu tanı kriterleri aşağıdaki gibidir:
- Belirtilerin, adet döngüsünün luteal fazında ortaya çıkması ve menstruasyonun başlamasıyla hafiflemesi veya tamamen kaybolması gerekmektedir.
- Belirtilerin en az 12 ay boyunca her ay bir kez tekrar etmesi, PMDB'nin sürekliliğini göstermek açısından önemlidir.
- Belirtilerin kişinin sosyal, mesleki ve diğer önemli yaşam alanlarını etkileyici düzeyde olması, bozukluğun teşhisinde kritik bir unsurdur.
Bu kriterlerin değerlendirilmesi, uzmanlar tarafından dikkatlice yapılmalı ve hastanın genel durumu, diğer ruhsal veya fiziksel rahatsızlıkları göz önünde bulundurularak teşhis süreci tamamlanmalıdır. Teşhis sürecinin doğru bir şekilde yürütülmesi, PMDB'nin etkili bir şekilde yönetilmesi ve tedavi planının belirlenmesi için temel bir adımdır.[6], [7]
Tedaviler veya İdare Yöntemleri
Premenstrual Disforik Bozukluk (PMDB) tedavi yöntemleri, belirtilerin şiddetine ve bireysel ihtiyaçlara bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu tedavi süreci, kapsamlı bir yaklaşım gerektirir ve hem fiziksel hem de duygusal semptomları ele almayı amaçlar.
Yaşam tarzı değişiklikleri, tedavi sürecinin temel taşlarından biridir. Düzenli egzersiz yapmak, hem fiziksel sağlığı hem de ruh halini iyileştirir. Aerobik aktiviteler, endorfin salınımını artırarak ruh halini olumlu yönde etkileyebilir. Dengeli beslenme, vücudun ihtiyaç duyduğu besin maddelerini sağlamanın yanı sıra, hormon dengesini de destekler. Ayrıca stres yönetimi teknikleri, meditasyon ve derin nefes egzersizleri gibi uygulamalar, psikolojik semptomların hafifletilmesine yardımcı olabilir. Yeterli uyku almak da, genel sağlık için kritik bir rol oynar ve bu nedenle uyku düzenine dikkat edilmesi önemlidir.
İlaç tedavisi, PMDB'nin belirtilerini kontrol altına almak için sıklıkla kullanılır. Özellikle SSRI'lar (Seçici Serotonin Geri Alım İnhibitörleri) gibi antidepresanlar, serotonin seviyelerini düzenleyerek duygudurum bozukluklarını hafifletebilir. Doğum kontrol hapları, hormonal dengeyi sağlamada etkili bir seçenek sunabilir ve adet döngüsünün düzenlenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, NSAID'ler (Non-steroid antiinflamatuar ilaçlar) gibi ağrı kesiciler, fiziksel semptomları hafifletmek için kullanılmaktadır.
Psikoterapi de PMDB tedavisinde önemli bir yer tutar. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), bireylerin olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmelerine ve başa çıkma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Bu terapi türü, duygusal sıkıntıların yönetiminde etkili bir yöntem olarak öne çıkmaktadır.
Bu tedavi yöntemlerinin kombinasyonu, PMDB belirtilerinin yönetiminde daha etkili sonuçlar elde edilmesine yardımcı olabilir ve bireylerin yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Tedavi planı, bireysel ihtiyaçlar doğrultusunda uzman bir sağlık profesyoneli tarafından belirlenmelidir.[8], [14]
Müddet Tahminleri (Prognoz)
PMDB'nin prognozu kişinin yaşam tarzı, genetik yatkınlığı, tedaviye yanıtı ve genel sağlık durumu gibi faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterir. Genellikle belirtiler, menarştan (ilk adet dönemi) sonra başlar ve menopoz dönemine kadar devam edebilir. Ancak bazı kadınlar, belirtileri daha erken yaşlarda deneyimlerken bazıları menopoz dönemine kadar belirgin şiddette bir değişiklik hissetmeyebilir.
Tedavi edilmeyen PMDB, zamanla şiddetlenebilir ve kişinin sosyal, mesleki ve kişisel yaşamında ciddi zorluklara neden olabilir. Bununla birlikte, uygun tedavi yöntemleri ve yaşam tarzı değişiklikleri ile PMDB'nin belirtileri büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Antidepresanlar, hormon tedavileri ve psikoterapi gibi yaklaşımlar, semptomların şiddetini azaltmada etkilidir ve birçok kadın, tedavi ile birlikte yaşam kalitesinde belirgin bir iyileşme yaşayabilir.
Belirtilerin şiddeti, zamanla dalgalanabilir. Örneğin, bazı kadınlar hayatlarının stresli dönemlerinde belirtilerde artış yaşayabilirken, daha sakin ve stresin az olduğu dönemlerde belirtilerin hafiflediği görülmüştür. Menopoz dönemine girilmesiyle birlikte belirtiler genellikle kaybolur; bu durum, hormon seviyelerindeki değişikliklerle ilişkilidir.[9], [10]
Görülme Sıklığı ve Dağılımı (Epidemiyoloji)
PMDB, üreme çağındaki kadınların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen ve toplumsal sağlık açısından önem taşıyan bir bozukluktur. Epidemiyolojik çalışmalar, PMDB'nin dünya genelinde kadınlar arasında %3-8 oranında görüldüğünü göstermektedir. Bu oran, PMDB'nin yalnızca hafif bir rahatsızlık değil, birçok kadının günlük yaşamını etkileyen ve ciddi bir tedavi gerektiren bir durum olduğunu ortaya koyar.
Belirtilerin ilk ortaya çıkışı genellikle ergenlik dönemde başlar ve 20'li yaşların sonları ile 30'lu yaşların başlarına kadar sürebilir. Bununla birlikte, bu bozukluğun görülme sıklığı menopoz dönemine yaklaştıkça azalmaktadır. PMDB, her ne kadar yaygın bir durum olsa da, teşhis edilme oranı oldukça düşüktür. Bunun bir nedeni, bu belirtilerin adet döneminde normal olduğu yanılgısıdır.
PMDB'nin görülme sıklığı, sosyoekonomik düzey, etnik köken ve coğrafi konum gibi faktörlerden etkilenebilir. Bazı toplumlarda bu bozukluğun görülme oranının daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Örneğin, gelişmiş ülkelerdeki kadınlar arasında daha yüksek bir farkındalık seviyesi olduğundan teşhis oranları daha yüksektir. Ancak, farkındalık düzeyinin düşük olduğu toplumlarda kadınlar bu belirtileri genellikle sıradan adet öncesi belirtilerle karıştırmaktadır.[11]
Önlem Yöntemleri
Premenstrual Disforik Bozukluk (PMDB) için önlem yöntemleri konusunda kesin bir protokol bulunmamaktadır. Ancak yaşam tarzı değişiklikleri ve bazı uygulamalar, semptomları azaltmada yardımcı olabilir. PMDB'yi tamamen önlemek mümkün olmasa da belirtileri hafifletmeye yönelik adımlar atılabilir.
Öncelikle, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek önemli bir önleyici yaklaşım olarak kabul edilir. Düzenli egzersiz, hormon seviyelerini dengelemeye yardımcı olabilir ve bu sayede ruh halindeki dalgalanmaları azaltabilir. Özellikle aerobik egzersizler, serotonin ve endorfin seviyelerini artırarak, PMDB belirtilerinin şiddetini hafifletebilir. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme de önlem açısından kritik bir rol oynar. Karbonhidrat alımının dengeli tutulması, kan şekeri seviyelerinin stabil kalmasına yardımcı olur ve bu da duygudurum değişikliklerinin önlenmesine katkıda bulunabilir. Ayrıca, tuz, kafein ve alkol tüketimini azaltmak, su tutulması ve şişkinlik gibi semptomları azaltabilir.
Stres yönetimi teknikleri de önlem yöntemleri arasında önemli bir yer tutar. Meditasyon, yoga ve derin nefes egzersizleri gibi stres azaltıcı aktiviteler, vücudun stres tepkisini düzenlemeye yardımcı olabilir ve bu da PMDB semptomlarının hafiflemesine katkı sağlayabilir. Uyku düzeninin sağlanması ve yeterli uyku alınması da ruh halini stabilize etmede etkili bir önlem yöntemidir.
Önlem konusunda uygulanan diğer bir yaklaşım, menstrual döngünün düzenli takibidir. Kadınlar, belirtilerini ve semptomlarını bir günlükte kaydederek PMDB belirtilerinin ne zaman ortaya çıktığını ve şiddetini anlamaya çalışabilirler. Bu farkındalık, önleyici stratejilerin daha etkili bir şekilde uygulanmasına olanak tanır.
Sonuç olarak, PMDB'nin tamamen önlenmesi mümkün olmasa da belirtilerin şiddetini ve sıklığını azaltmaya yönelik bu önlemler, yaşam kalitesini artırmada önemli bir rol oynayabilir. Önleyici yöntemler, bireyin kendisine uygun ve sürdürülebilir olması açısından özelleştirilmeli ve gerekirse bir sağlık profesyonelinden destek alınmalıdır.[15], [16], [17]
Etimoloji
Etimolojik açıdan incelendiğinde, "Premenstrüel Disforik Bozukluk" terimi, bozukluğun temel özelliklerini tanımlayan bir dizi kelimenin birleşiminden oluşur. "Premenstrüel" kelimesi, Latince "prae-" (öncesi) ve "menstruum" (aylık kanama) kelimelerinin birleşiminden türemiştir ve menstrüasyon öncesi dönemi ifade eder. "Disforik" kelimesi ise Yunanca "dys-" (zor, kötü) ve "phoros" (taşıma, katlanma) kelimelerinden gelir ve bir tür aşırı huzursuzluk veya rahatsızlık hissini tanımlar. "Bozukluk" terimi ise, bir kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ve normal işleyişi bozan bir durumu ifade eder.
Bu etimolojik analiz, PMDB'nin menstruasyon öncesi dönemde ortaya çıkan ve kadında aşırı huzursuzluk, rahatsızlık ve işlevselliği bozan belirtilerle kendini gösteren bir bozukluk olduğunu net bir şekilde ortaya koyar. Bu isimlendirme, bozukluğun temel özelliklerini yansıtması açısından oldukça yerindedir.[12], [13]
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ M. Zimmerman, et al. (2008). Problems Applying The Dsm-Iv Eating Disorders Diagnostic Criteria In A General Psychiatric Outpatient Practice. The Journal of Clinical Psychiatry, sf: 15677. doi: 10. . | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. L. Dell. (2002). The Pmdd Phenomenon. ISBN: 9780071829953. Yayınevi: McGraw Hill Professional.
- ^ D. Mazza. (2011). Women's Health In General Practice. ISBN: 9780729578714. Yayınevi: Elsevier Health Sciences.
- ^ Zorrilla, E. P.. (2012). Stress, Depression, And Disease: Exploring The Neurobiological Link. Nature Reviews Neuroscience, sf: 519-519. doi: 10.1038/nrn3310. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. K. Jaworski. (2014). The Gender Of Suicide. ISBN: 9781472403148. Yayınevi: Ashgate Publishing, Ltd..
- ^ J. Cluver. (2004). How Brief Can Effective Psychotherapy Be?. The Primary Care Companion for CNS Disorders, sf: 24082. doi: 10.4088/PCC.v06n0207. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. J. SAMSON. (Pmdd) Premenstrual Dysphoric Disorder : The Ultimate Remedy Guide On Understanding The Disease, Managing Your Symptoms And Navigating Treatment.
- ^ Steiner, M/, et al. (2010). A Comprehensive Review Of The Treatment Of Pmdd." International Journal Of Psychiatry In Medicine. International Journal Of Psychiatry In Medicine, sf: 427-438. doi: 10.2190/PM.39.4.g. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. G. Mishra. (2014). Treatment And Prognosis In Obstetrics & Gynecology. ISBN: 9789351521624. Yayınevi: JP Medical Ltd.
- ^ S. D. Thompson, et al. (2017). Epidemiological Insights Into The Prognosis Of Pmdd. Elsevier BV, sf: 66-81. doi: 10.1016/j.jpsychores.2017.06.007. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Mishra. (2023). A Life Course Approach To Women's Health. ISBN: 9780192679932. Yayınevi: Oxford University Press.
- ^ W. S. Haubrich. (2003). Medical Meanings. ISBN: 9781930513495. Yayınevi: ACP Press.
- ^ H. M. Rudolf, et al. (2016). The Etymology Of Pmdd: Understanding The Origins Of Terminology.. Journal Of Medical Language, sf: 1-7. doi: 10.1016/j.jml.2016.03.002. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. K. Landolt, et al. (2020). Short Report: Cognitive Behavioral Therapy - A Primary Mode For Premenstrual Syndrome Management: Systematic Literature Review. Informa UK Limited, sf: 1282-1293. doi: 10.1080/13548506.2020.1810718. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Ferin. (1993). The Menstrual Cycle. ISBN: 9780195061932. Yayınevi: Oxford University Press, USA.
- ^ A. Rapkin. (2003). A Review Of Treatment Of Premenstrual Syndrome & Premenstrual Dysphoric Disorder. Elsevier BV, sf: 39-53. doi: 10.1016/S0306-4530(03)00096-9. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. L. Reid, et al. (2017). Premenstrual Dysphoric Disorder: Contemporary Diagnosis And Management. Elsevier BV, sf: 215-223. doi: 10.1016/j.jogc.2017.05.018. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 18:49:47 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18658
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.