Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Kadınlarda Migren Daha Sık Görülüyor, Daha Ağır Geçiyor; Ama Cinsiyet Farklarının Migren ile İlişkisi Çok Az Araştırılıyor!

Migren araştırmalarındaki cinsiyet eşitsizliği, sadece kadınlarda daha yaygın olan bir sorunu çözmemize engel olmakla kalmıyor; aynı zamanda erkeklerin araştırmalara katılma isteksizliği dolayısıyla bilimi de sekteye uğratıyor!

8 dakika
3,952
Kadınlarda Migren Daha Sık Görülüyor, Daha Ağır Geçiyor; Ama Cinsiyet Farklarının Migren ile İlişkisi Çok Az Araştırılıyor! Global Healthy Living Foundation
Tarihi Geçmiş Haber

Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Kadınlarda migrenin görülme olasılığı, erkeklere göre iki ila üç kez daha fazla. Bu rahatsızlığın kadınlarda en şiddetli şekilde hissedildiği dönemse, genellikle ağrıyla geçen günlerin pahalıya patlayabileceği 30'lu yaşlar oluyor. New York Montefiore Tıp Merkezinde bir nörolog olan Jelena Pavlovic, şöyle açıklıyor:

Bu dönem, kadınların hamileliğine ve hamilelik sonrası küçük çocuklarıyla ilgilenip bir yandan da çalıştıkları zamanlara rastlıyor. Kişinin hayatının geri kalanının merkezini inşa ettiği zamanlara...

Yaşları 18 ile 60 arasında değişen kadınların yarısından fazlası için, migrenin başlangıç ve gidişatı menstrual döngünün hormon akışıyla bağlantılıdır. Londra'da Barts Health NHS Thrust'ta çalışan baş ağrısı ve kadın sağlığı konusunda uzman bir klinisyen olan Anne MacGregor, "Bu bağlantı yüzyıllardır biliniyor." diyerek, konunun literatürde de yer aldığını belirtiyor. Buna rağmen migren ve klinik sonuçlarında cinsiyet hormonlarına bağlı olarak görülen farklılıklar hakkında çok az araştırma yapılmıştır.

Bu bilgi eksikliği büyük miktarda cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanıyor. Bu, klinik araştırmalarda hala görülen inatçı bir sorun. Pavlovic şöyle diyor:

Tüm Reklamları Kapat

Eğer kadınlarla aynı oranda erkek migrenden muzdarip olsaydı elimizde çok daha iyi çalışmalar olurdu. Migrenle alakalı pek çok eğilim ve sıkıntı, rahatsızlığın kadınlarda görülmesiyle bağlantılı.

Öte yandan, migrenin altında yatan psikolojik mekanizmalar ve hormonların nasıl olup da kadınları bu rahatsızlığa daha yatkın kılacak şekilde işe dahil oldukları da yadsınamayacak şekilde çetrefilli bir bilimsel sorun.

Kısır Döngü

Çocuklukta kız ve erkeklerde migren görülme olasılığı yaklaşık olarak eşitken, ergenlikle birlikte kızlarda görülme sıklığı hızla artıyor. Migren riski, herkes için yetişkinlik boyunca artar fakat kadınlarda bu artış çok daha fazladır. 35 yaş dolaylarında maksimum olan risk, buradan sonra yavaşça azalıp menopozla birlikte hızlı bir düşüşe başlıyor. Resmin bütününe bakıldığında ise kadınlarda migren görülme sıklığı erkeklerinkinin iki katı kadar.

1972 yılında, Sydney'deki Prens Henry Hastanesi'nde bir klinisyen olan Brian Somerville, kadın cinsiyet hormonlarıyla migren arasında bir bağlantı olduğunu öne süren ilk çalışmayı yayınladı.[1] O zamandan beri, östrojen seviyesinin yükselip alçalmasının bu süreçte önemli bir rolü olduğu açıklığa kavuştu. Rotterdam'da Erasmus Üniversitesi Tıp Merkezinde bir farmakolog olan Antoinette Maassen van den Brink, bu durumu şöyle açıklıyor:

Asıl sebep belirli hormon seviyeleri değil. Daha ziyade bu seviyelerdeki dalgalanmalar migren ataklarına yol açıyor.

ABD merkezli SWAN ("Study of Women's Health Across the Nation", Tr: "Ulusal Çapta Kadın Sağlığı Araştırması"), migren ile menstrual döngü arasındaki sıkı bağlantıyı ortaya çıkardı. Çalışmalarında araştırmacılar, Pavlovic'in "hormon günlüğü" dediği verileri kullanarak, menstrual migrenle bağlantılı örüntüleri tanımladılar. Kendisi de SWAN ekibine dahil olan Pavlovic bunu şöyle açıklıyor:

Tüm Reklamları Kapat

Kanama başlangıcını takiben 5 gün içerisinde östrojen seviyesi düşüyor, bu düşüş ise migreni tetikleyen şeyle bağlantılı.

Bu düşüş ve yükselişlerin özellikle perimenopozda (menopozun tamamen başlamasından önceki dönem) oldukça belirgin hale geldiklerini ve östrojen seviyesinin kontrolsüzce dalgalandığını anlatıyor. Bu durum, düzensiz menstrual döngülere ve korkunç migren nöbetlerinin başlayıp gittikçe sıklaşmasına sebep oluyor.

Bu etkileşim hormonal tedavileri zorlaştırabilir. Bir örnek verecek olursak; oral kontraseptif (ağızdan alınan doğum kontrol hapları) tedavileri genelde hapların alınmayıp duruma göre plasebo hapların verildiği yedi günlük bir döngü içerir, böylece migreni tetikleyecek östrojen azalışına ortam oluşur. MacGregor ayrıca menopoz başlangıcı ihtimaline karşın hormon replasman tedavisi alan kişilerin migreninin kötüye gittiğini belirtiyor:

Menopoza girildiğinde östrojen seviyelerinin düştüğüne dair bir şehir efsanesi var, ancak bu doğru değil. Östrojen seviyeleri aslında dikkate değer ölçüde pik yaparak değişim gösteriyor. Migren de işte bu değişimlerin sonucu.

Buradan hormon replasman tedavisinin kadınların östrojen üretimindeki aşırı artışlara sebep olarak bu etkiyi ağırlaştırma ihtimali olabileceği sonucu çıkıyor.

Unsplash

Östrojen tedavisinin transseksüel kadınlarda da migren oranını arttırdığı görülüyor. Konuyla ilgili çalışmalar bir elin parmaklarını geçmese de Hollandalı bir ekibin bulgularına göre transseksüel kadınlarda migren görülme sıklığı %26'dır.[2] Bu sonuç aynı yaş grubundaki trans olmayan kadınlarda görülen %25'lik oranla örtüşüyor, ayrıca trans olmayan erkeklerdeki %7.5'luk orandan da çok daha büyük. Diğer taraftan, MacGregor trans erkeklerde migren riskinin trans olmayan kadınlardan düşük olduğunu belirtiyor; bunun muhtemel sebebi ise testosteronun östrojenin baş ağrıtan etkilerine bir karşı saldırı oluşturma yeteneği.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Aradaki Fark

Östrojen, yine de, migrenin cinsiyetlere göre farklılık göstermesini tam olarak açıklayamıyor. 2019'da Dallas'taki Texas Üniversitesinden nörobilimci Greg Dussor çarpıcı bir keşif yaptı: Erkek ve dişi farelerin kalsitonin gen ilişkili peptid ("Calcitonin Gene Related Peptide" ya da kısaca CGRP) adlı moleküle verdiği yanıtlar farklıydı.[3] Artık pek çok onaylanmış inhibitörü bulunan CGRP, migren tedavisinde giderek önem kazandı.

Dussor'un başlangıçtaki amacı, meninges zarlarına (beyni çevreleyen koruyucu zarlar) doğrudan CGRP uygulamasının hayvanları migrene karşı hassasiyetini arttırmada yetersiz olduğunu kanıtlayan bulguları tekrarlamaktı. O zamana dek hayvanlar üzerinde yapılan pek çok ağrı çalışması gibi, bu bulgular da dişilerin karmaşık hormon döngülerinden kaçınmak için sadece erkek hayvanlarla yapılan deneylerden geliyordu. Erkek farelerde bulguları tekrar elde eden Dussor, bu sefer dişi farelerde paralel deneyler yürüttü. Az miktarda farklılık görmeyi bekleyen Dussor, "Bu bir kontrol deneyi olacaktı." diyor. Bunun yerine Dussor'un ekibi, cinsiyete dayalı farklılıklar gözledi. Erkeklerde hiçbir etki yaratmayan CGRP dozları, dişi farelerde güçlü yanıtlar yarattı. Dosser bundan CGRP-hedefli ilaçların migrenli erkeklerde etkisiz olduğunun çıkarılmayacağını düşünüyor.

Bunun anlamı CGRP'nin dişilerde erkeklerdekine kıyasla çok daha düşük konsantrasyonlarda çalışabildiği olabilir.

Bunların yanında, CGRP aktivitesinin cinsiyet hormonlarına sinyal veren yolaklarla bağlantılı olabileceğine dair kanıtlar var. Örneğin, her ne kadar migren tipik olarak östrojen artışlarından ziyade düşüşleriyle bağlantılı olsa da, Pavlovic yüksek östrojen seviyelerinin yüksek CGRP seviyeleriyle ilişkili olabileceğini belirtiyor. Maassen van den Brink de aynı şekilde bu iki yapının bağlantısına dair bulgular elde etmiş, yine de bu bağlantının nedeni bilinmiyor. "İkisinin arasında sinerjistik bir etki olabilir." diyor Maassen van den Brink.

Migren patolojisinde kardiyovasküler sistemin de rolü olduğu düşünülüyor ve tabi burada da cinsiyet farkı önemli. Hollanda'da Leiden Üniversitesi Tıp Merkezinde bir nörolog olan Gisela Terwindt, migreni olan kişilerde felç ve miyokart enfeksiyonu riskinin daha yüksek olduğunu söylüyor. Bu durum, özellikle de görsel rahatsızlıklar gibi nörolojik semptomları olan auralı migrene sahip kişiler için doğru. Terwindt, bu kişilerde olasılığın kabaca ikiye katlandığını da ekliyor. Risk her ne kadar düşük de kalsa, migrenin genelde 45 yaş altı kadınları etkilediği düşünüldüğünde göz ardı edilemez bir durum. Üstelik sigara içen ve oral kontraseptifler alan kadınlarda tehlike öyle büyüyor ki felç riskinin artışında 34 kata kadar artıyor.[4] "Bu üç faktörün kombinasyonu genç kadınlar için müthiş derecede önemli." diyor Terwindt.

Cinsiyet hormonlarının etkisi her ne kadar geniş ölçekli olsa da migrendeki tek faktör bunlar değil. Boston'da Massachusetts Genel Hastanesinde psikiyatri araştırma görevlisi olan Nasim Maleki şöyle diyor:

Düşük östrojen seviyeleri migreni tetikleyebilir, ancak migrenin gelişmesindeki etkenin hormonlar olduğunu düşünmüyorum.

Ona göre, özellikle ergenlik sırasındaki hızlı sinaps oluşum döneminde olmak üzere beyin gelişiminde yaşanan rahatsızlıklar yapısal ve fonksiyonel bozukluklara yol açabiliyor; bu bozukluklar da belli kişilerin migrene yakalanmasının önünü açıyor. Bu bağlamda menstrual döngünün hormon akışı, basitçe migrenin yalnızca tetikleyicisi olabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Şartları Eşitlemek

Migren araştırmalarında cinsiyet farklılıkları nihayet daha çok hesaba katılmaya başlandı. 2016'dan beri, araştırmalara fon sağlayan Birleşik Devletler Milli Sağlık Enstitüleri ödenek vereceği araştırmalarda insan ve hayvan çalışmalarında cinsiyet değişkeninin göz önünde bulundurulması şartını getirdi. Dussor'un dediğine göre sahada nihayet "dişi hayvanların üzerinde çalışılamayacak kadar karmaşık olmadığı" genel olarak kabul görmüş durumda.

Terwindt de özellikle migren üzerindeki cinsiyet farklarını konu alan araştırmalara sağlanan fonların arttığını belirtiyor. Yine de kendini kadınlardaki migren riskinin belirleyici faktörlerini bulmaya adamış pek az araştırmacı var. İlgili araştırma alanlarında da bu konuya pek ilgi yok. MacGregor, şöyle diyor:

30 yıldır bu alanda çalışıyorum ve buna rağmen bazen hala kafamı taştan bir duvara vuruyormuş gibi hissediyorum.

İronik bir şekilde, araştırmaları köstekleyen bir başka şey de karşılaştırma için gerekli olan erkek katılımcıların eksikliği. "Çalışmalarımız için erkek örnekler bulmak konusunda gerçekten zorlanıyoruz." diyor Maleki. Ayrıca sayısız sosyal, kültürel ve psikolojik faktörün de insanların migrenle başa çıkış ve tedaviye bakış açılarında cinsiyetle ilgili farklılıkların ortaya çıkmasında rol oynayabileceğine de dikkat çekiyor. Şöyle diyor:

Tüm Reklamları Kapat

Ağrı bozuklukları üzerinde bir tür kara leke var. Tahminimce kadınlar yardım arayışı ve tedaviye açık olmaya daha olumlu bakıyor.

Bütün bu bilgi eksiklikleri tıbbi tavsiye arayan kadınlar için bir sorun oluşturuyor. Pek çok sağlık kuruluşu, felç riskini arttırması dolayısıyla doktorların auralı migrenli hastalara oral kontraseptifleri reçete etmelerine sıcak bakmıyor. Fakat Pavlovic bu riskin büyük ölçüde güncelliğini yitirmiş doğum kontrol yöntemlerine bağlı olduğunun altını çiziyor:

Bu kanı, marketlerdeki ekzojen (harici) östrojen dozunun 50 ila 100 mikrogram olduğu dönemlerde oluştu. Günümüzdeyse çoğu kadın 10, 20 veya 30 mikrogramlık ürünlerden kullanıyor. Öte yandan pek çok pratisyenin ne riskleri ne de faydaları hakkında tam bilgisi olmadığı halde, migren tedavisinde hormonları stabilize etmek için oral kontraseptifler kullanılıyor. Deneme yanılma çalışması gibi bir şey.

O ve Maassen van den Brink yakın zamanda hormonal replasman tedavisinin migreni iyleştirip iyileştirmediğine dair daha sıkı bir çalışma başlattılar.

Bu bilgilerin tıp camiasına süzülmesi yavaş olsa da Maassen van den Brink pek çok kadının hormonlarının migren üzerindeki etkilerinin anlaşılmasından çok fayda göreceğine inanıyor. Sözlerini şöyle tamamlıyor:

Hormonların neler yaptığını ortaya çıkarabilirsek bu kadın sağlığına muhteşem bir katkı sağlayacak, çünkü erkeklere oranla migren görülme sıklıklarını azaltabileceğiz. Potansiyel, gerçekten çok büyük.
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Özetini Oku
44
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Merak Uyandırıcı! 7
  • Tebrikler! 6
  • Umut Verici! 5
  • Üzücü! 4
  • Bilim Budur! 2
  • İnanılmaz 2
  • Muhteşem! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Grrr... *@$# 1
  • Korkutucu! 1
  • Güldürdü 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: Nature | Arşiv Bağlantısı
  • ^ B. W. Somerville. (1972). The Role Of Estradiol Withdrawal In The Etiology Of Menstrual Migraine. Neurology, sf: 355-355. doi: 10.1212/WNL.22.4.355. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ T. Pringsheim, et al. (2004). Migraine Prevalence In Male To Female Transsexuals On Hormone Therapy. Neurology, sf: 593-594. doi: 10.1212/01.WNL.0000130338.62037.CC. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ A. Avona, et al. (2019). Dural Calcitonin Gene-Related Peptide Produces Female-Specific Responses In Rodent Migraine Models. Journal of Neuroscience, sf: 4323-4331. doi: 10.1523/JNEUROSCI.0364-19.2019. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ C. L. Chang, et al. (1999). Migraine And Stroke In Young Women: Case-Control Study. BMJ, sf: 13-18. doi: 10.1136/bmj.318.7175.13. | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:49:14 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9459

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Araştırmacılar
İspat Yükü
Irk
Diş Hastalıkları
Kedigiller
Neandertal
Uzun
Doktor
Göğüs Hastalığı
Yayılım
Google
Beslenme
Tehlike
Risk
Aslan
Obezite
Radyasyon
Büyük Patlama
Işık Hızı
Genel Halk
Kuantum Fiziği
Bilimkurgu
Evren
Fosil
İklim
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
M. Eisenstein, et al. Kadınlarda Migren Daha Sık Görülüyor, Daha Ağır Geçiyor; Ama Cinsiyet Farklarının Migren ile İlişkisi Çok Az Araştırılıyor!. (21 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 21 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/9459
Eisenstein, M., Tek, N., Bakırcı, Ç. M. (2020, October 21). Kadınlarda Migren Daha Sık Görülüyor, Daha Ağır Geçiyor; Ama Cinsiyet Farklarının Migren ile İlişkisi Çok Az Araştırılıyor!. Evrim Ağacı. Retrieved December 21, 2024. from https://evrimagaci.org/s/9459
M. Eisenstein, et al. “Kadınlarda Migren Daha Sık Görülüyor, Daha Ağır Geçiyor; Ama Cinsiyet Farklarının Migren ile İlişkisi Çok Az Araştırılıyor!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Nilüfer Tek, Evrim Ağacı, 21 Oct. 2020, https://evrimagaci.org/s/9459.
Eisenstein, Michael. Tek, Nilüfer. Bakırcı, Çağrı Mert. “Kadınlarda Migren Daha Sık Görülüyor, Daha Ağır Geçiyor; Ama Cinsiyet Farklarının Migren ile İlişkisi Çok Az Araştırılıyor!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Nilüfer Tek. Evrim Ağacı, October 21, 2020. https://evrimagaci.org/s/9459.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close