Nükleer Enerji Güvenliği, Yetkin Bir İdareyi Gerektirir - Aksi Takdirde Felaketi Getirebilir!
Nükleer enerji, günümüzde pek çok ülke tarafından kullanılan bir enerji kaynağıdır. Özellikle de kömür yakıtlı termik santraller büyük miktarda karbon salınımı gerçekleştirdiği için, süregelen ilkim krizi açısından doğrudan bir risk oluşturmaktadır ve termik santrallerin yarattığı sorunlar, sadece iklim krizinden ibaret de değildir.[1]Tüm bu nedenlerle termik santraller, Dünya'nın sağlığı açısından öncelikli bir risk faktörüdür.
Öte yandan nükleer enerjinin güvenliği, sürdürülebilirliği ve temizliği konusunda da tartışmalar devam etmektedir. Örneğin özellikle de termik santraller ile karşılaştırıldığında yarattığı kirliliğin düşük olması ve modern yenilenebilir enerji kaynaklarına göre yüksek verimliliği, nükleer enerjinin enerji türünün "yeşil enerji" olarak sınıflandırılmasına neden olmaktadır.[17], [18] Ancak buna karşı çıkanlar bulmak da mümkündür.[19] Benzer şekilde, teknik olarak sınırlı bir yakıt kullanmasına rağmen yüksek verimliliği dolayısıyla "yenilenebilir" bir enerji kaynağı olduğunu iddia edenler de mevcuttur.[20] Ancak buna da karşı çıkanlar bulmak mümkündür ve şu anda yaygın kanı, nükleer enerjinin yenilenebilir olmadığı yönündedir.[21], [22]
Nükleer enerji, bir ülkenin enerji kaynağı çeşitliliği ve dengesi açısından önemli olsa da ve birazdan göreceğimiz gibi nükleer enerji, düzgün işletildiği durumlarda son derece güvenli bir teknoloji olsa da bu, nükleer enerjinin risksiz bir teknoloji olduğu anlamına da gelmez. Tam tersine, modern nükleer santralleri ortalamada son derece güvenli yapan önlemlerin alınmaması ihtimali, aynı zamanda nükleer enerji santrallerinin en büyük riskleri arasında yer almaktadır.
Radyasyonun Etkileri
Nükleer enerjiden söz etmeye başlamadan önce, nükleer enerjiyi mümkün kılan iyonize radyasyondan bahsetmekte fayda vardır. Çünkü kontrolsüz ve yüksek dozda iyonize radyasyon tehlikeli olmasaydı, nükleer santrallerin de hiçbir dikkate değer tehlikesi olmazdı. Ancak temel çalışma prensipleri, doğası gereği risk taşıdığı için, bu riskin doğasını anlamak, o riski yönetme stratejilerini belirlemek açısından önemlidir.
İyonize Olan ve Olmayan Radyasyon
Günlük dilde "radyasyon" dendiğinde genellikle kastedilen, "iyonize radyasyon" kavramıdır; çünkü radyasyon, tek başına çok geniş bir tayfa sahiptir. Gözümüzle gördüğümüz ışık bile aslında bir çeşit radyasyondur; ancak bu tür radyasyon, iyonize olmayan türdendir. İyonize olmayan radyasyon da zarar verebilir; örneğin kızılötesi bir ışık kaynağına çok fazla maruz kalırsanız deriniz yavaş yavaş ısınmaya başlayabilir.
Ancak bu, insanların radyasyondan korkma nedeni değildir. Korkutucu olan radyasyon, iyonize radyasyon olarak bilinen, yüksek enerjili dalgalar veya parçacıklardan oluşan radyasyondur. Bu tür radyasyon, sizi sadece ısıtmakla kalmaz, aynı zamanda vücudunuzu oluşturan atomların etrafındaki elektronları parçalayarak onların kimyasal yapısını değiştirebilir. Ancak bu, sadece belli bir şiddette ve dozda yaşanır; her iyonize radyasyon da tehlikeli değildir.
Örneğin yukarıdaki videodan görebileceğiniz gibi, radyoaktif uranyuma dokunmak bile size hemen zarar vermeyecektir - hatta tehlikeli doza ulaşmanız çok ama çok zordur. Bazı araştırmalar, düşük dozda iyonize radyasyonun yararlı olabileceğine dair bulgulara bile ulaşmıştır.[2], [4] Dolayısıyla bir şeyin "radyoaktif" olması, otomatik olarak onu tehlikeli veya korkutucu yapmaz; ancak doğru dozu bilmeniz gerekir.
Tüm bu nedenlerle, kısa süreliğine iyonize radyasyon yayan bir kaynağın etrafında bulunmak bile tehlike yaratmayacaktır - ki zaten bu yüzden hastanelerde kullanılan radyoaktif cihazlar, "sağlık için riskli" olarak görülmez. Doz arttıkça maruz kaldığınız miktar arttığı için, ilgili nesnenin etrafında ya da o bölgede kalabileceğiniz güvenli süre de azalır.[2], [3]
Radyoaktif Maddelerin Vücuda Alınması
Radyoaktiviteyle ilgili asıl tehlike, radyoaktif ışımaya maruz kalmaktan ziyade, radyoaktif parçacıkların solunmasından, deri yoluyla emiliminden (daha nadir) ya da yutulmasından gelmektedir.[5], [6]Vücuda giren bu parçacıklar, vücudun belli bölgelerinde yerleşerek, kişiyi uzun süre iyonize radyasyona maruz bırakmaktadır ve bu da uzun dönemde kanser gibi hastalıklara sebep olmaktadır.[5], [6]
Parçacıkların vücutta kaldığı süre, burada asıl önemli olan noktadır. Bu parçacıklar vücut tarafından doğal olarak kullandığı elementler ile karıştırılıp vücudun yapısına katılabilir ya da ilgili element vücutta yeterli miktarda bulunuyorsa, vücutta uzun süre kalmadan dışarı atılabilir. Tiroid kanserinin sebeplerinden biri olan iyot-131 kontaminasyonu, buna örnek verilebilir. Eğer kontaminasyondan önce iyot hapı alınırsa, radyoaktif iyot, normal iyot yüzünden tiroid bezine yerleşemeyecek ve kanser olma riski düşecektir.[7]
Bu parçacıkların çevresel şartlar ile yayılması, nükleer serpinti ya da kazaların en büyük yan etkisidir. Görece küçük bir kaza bile, büyük bir alanı etkileyebilir. Rüzgar, okyanus akıntıları ve vahşi yaşamü bu parçacıkları uzak mesafelere taşıyabilmektedir. Bu nedenle, radyoaktif bir olayın yaşandığı bir bölgede ölçüm yaptığınızda arka plan ışıması düşük olsa da bu düşük değerler, örneğin bu radyoaktif olaydan etkilenmiş bir balığı yemenizin güvenli olduğu anlamına gelmez.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Bu konu, Fukushima kazasından sonra daha belirgin hale gelmiştir.[8]Yapılan araştırmalarda kaza sonrası Kuzey Amerika kıyılarında sezyum-137 izotopuna rastlanmıştır.[9]Burada tespit edilen miktarların tehlike oluşturmayacak kadar düşük olduğunu belirtmek gerekiyor. Ancak bu durum, herhangi bir serpintinin kolay bir şekilde geniş alanlara yayılabileceğini göstermesi açısından önemlidir.
Nükleer Enerji, Karmaşık Bir Sistemdir!
Nükleer enerji santralleri modern teknolojinin ürünü olan birer sanat eserleridir. Her şey, Uranyum gibi bir yakıt kaynağının bulunması ile başlar. Uranyum ve benzeri elementlerin özelliği, bazı izotoplarının kararsız oluşudur. Bu izotoplar parçalanır ve parçalanırken nötron salınımı yaparlar. Bu nötronlar diğer kararsız atomlara çarpınca, onların da parçalanmasına sebep olur. Bu çok hızlı olursa nükleer silahlar için, yavaş olursa nükleer enerji için uygun bir kaynak olur. Çünkü reaktörde kullanabilmemiz için görece düşük miktarda ama sürekli bir şekilde ısı üretmesi gerekir.
Ancak o aşamaya gelene kadar daha pek çok süreçten geçmesi gerekir. Madenden alınan malzeme ham olarak kullanılamaz, çünkü doğada kararsız izotop miktarı düşüktür. Bu yüzden "zenginleştirilmesi" gerekir. Madenden alınan ham madde, bu yüzden bir zenginleştirme tesisine götürülür, bazı işlemlerden geçtikten sonra santrifüje konur. Uranyum için bu dönüşüm, uranyum hekzaflorür (UF6) gazına dönüştürülmesi ile gerçekleşir. Bu maddenin içindeki izotopların ağırlıkları farklı olduğunda santrifüj içinde biri daha ağır gelir ve bu sayede izotop normal elementten ayrılmış olur. Tabi yeterli saflığı elde edebilmek için bu işlemden defalarca geçmesi gerekir. Ancak bundan sonra arta kalan malzeme, ya sonradan kullanılması için depolanmaya gönderilir ya da doğrudan santrale gider.
Santral, enerji üretiminin gerçekleştiği yer olduğu için, bu lojistik zincirindeki önemi büyüktür; bu yüzden bu zincirin geri kalanı çoğu zaman ihmal edilir. Oysaki her varış noktası, işini bilen teknisyenler tarafından işletilen güvenli tesisler olmak zorundadır. Nakliye problemi, belki biraz fazla yatırım yaparak, bütün tesisler birbirine yakın bir şekilde inşa edilerek çözülebilir. Bu uzun zinciri işletirken oluşabilecek pratik problemleri de görmezden gelebiliriz. Ancak bu, o aşamaların zahmetsiz, kolay ya da ucuz olacağı anlamına gelmez. İşin maliyetine girmeyeceğiz; zira toplam maliyeti hesaplayan birçok yazı bulunabilir. Ancak bu konunun da tartışmanın bir parçası olduğunu unutmamak lazım.
Santral, aslında buhar kazanı ile aynı mantıkla işler: Nükleer yakıt ısı yayar, yayılan ısı su ya da benzeri bir maddeyi ısıtır. Isınan madde buharlaşır ve sonunda bir pervaneyi döndürür. Bu da elektrik üretir. Böyle anlatınca kolay gibi gördükse de ısı kaynağının ne kadar tehlikeli olduğunu düşünürseniz en azından çalışanları korumak için pek çok önlem gerekecektir. Kalın duvarlar, sızıntıyı önleyen sistemler, reaktörün acil durumlarda soğutulmasını sağlayan sistemler ve daha pek çok sistem entegre edilir, tüm bunlardan sonra reaktör kullanılabilir hale gelir.
Yakıt, tükendikten sonra, bir depolama tesisine nakil olur. Kimi zaman bu yakıt silah yapımı için tekrar zenginleştirmeye gider; aksi halde değişik şekillerde elden çıkarılır. Yakın zamana kadar pek çok ülke bu atıkları variller içine koyup denize dökmek de dahil olmak üzere pek çok sorunlu yönteme başvurdu.[15]Ne yazık ki hala bu atıkları depolamanın güvenli bir yolu bilinmemektedir. Bazı öneriler mevcuttur; ama aynı zamanda bu önerilerin hepsinin oldukça yüksek maliyeti bulunmaktadır.
Nükleer Enerji Güvenliği, İşletenlerin Donanımıyla İlgilidir!
Günümüzde kullanılan nükleer reaktörler geniş güvenlik önlemlerine sahiptir ve düzgün işletildiği sürece bir nükleer santralde kaza gerçekleşme ihtimali yok denecek kadar azdır. Hatta nükleer enerji, şu hâli ile güneş enerjisinden bile güvenli gözükmektedir (üstelik tarihteki nükleer kazalar, diğer birçok yöntemden, hele ki termik santrallerden çok daha az kişinin ölümüne sebep olmuştur).[10]Nükleer enerjinin küresel ısınma karşısında tek alternatifimiz olduğu yönünde iddialar da bundan güç alarak artmaktadır.
Ancak herhangi bir sistemin en zayıf halkası, o sistemin sağlamlığını belirler. Nükleer enerjinin daha yaygın bir hale gelmesi durumunda neler olabileceğine bakmak gerekir. Çünkü Almanya gibi bir ülkenin güvenlik kaydına bakarak, az gelişmiş bir ülkede açılacak reaktörlerin aynı derecede güvenli olacağını iddia etmek doğru olmaz.
Kazaları önlemek için kurulan her sistemin bakımı, yine insan teknisyenler ve yöneticiler tarafından yapılmaktadır. Yani eğitimsiz bir tekniker ya da birilerinin gözüne girmek isteyen bir yönetici, bu sistemlerin tüm faydalarını bir anda boşa çıkarabilir. Öyle ki bu sistemlerin güvenliği, o ülkenin istikrarından bile etkilenebilir: Politik stabilitenin olmadığı bölgelerde zaman içinde teknikerlerin eğitim kalitesi düşebilir, santrale ayrılan kaynak azalabilir ya da bu santraller doğrudan sabotaja/saldırıya uğrayabilir. Kısaca bu karmaşık sistemlerin güvenliği, tek boyutlu bir konu değildir.
Yeni Teknolojilerin Güvenliği İçin Kural Tanımak Gerekir!
Nükleer reaktörlerin gelişmiş ülkelerde güvenli bit şekilde işletilmesinden yola çıkarak yaygınlaşması durumunda aynı şekilde güvenli olacağı tezini sınamak için, benzer şekilde ithal edilen teknolojilerin akıbetine bakabiliriz.
Bunun güzel bir örneği, kimyasal madde üretiminden gelmektedir: Normalde kimyasal madde üretimi yapan fabrikalar da gelişmiş ülkelerde tıpkı nükleer santraller gibi pek çok denetime tabidir. Hata olasılığını düşürmek için pek çok teknoloji geliştirilmiştir. Ancak tüm bu gelişmelere rağmen, bu yüksek standartların tutturulamaması halinde, kimyasal madde üretilen yerlerde kazalar olmaktadır: Hindistan'da gerçekleşen Bhopal Faciası buna örnek verilebilir. Böcek ilacı üreten fabrikadan yanlışlıkla 40 ton metil isosiyanat gazını dışarı atması, 18.000 kişinin ölümüne, 150.000'den fazla insanın zehirlenmesine neden oldu.[11] Bu, tamamen önlenebilir bir kazaydı; ancak yine de gerçekleşti.
Başka bir örnek ise yaygın bir teknoloji olan arabalardan verilebilir. Almanya, bu konuda da başarılı bir örnektir. Ülkede sürücülerin güvenliği için pek çok önlem alınmıştır, araçların sağladığı teknolojik özellikler de bunların arasındadır. Ayrıca her sürücü yoğun bir eğitimden geçer. Sonuçta Almanya'da 2018 yılında 100.000 kişi içinde 4,1 kişi trafik kazasında ölmüştür.[12] Bunun böyle olmadığı bir ülke olan Hindistan'da ise aynı rakam aynı yıl için 22,6 olmuştur.[13] Gelişmiş ülkeler ile diğer ülkeler arasında bu konuda açık bir fark vardır.[14]
Yani teknolojinin ne kadar sağlam ve güvenilir olduğu toplam riski sadece belli bir miktar etkilemektedir. Her ülkenin ve hatta şirketin öğrenme eğrisi aynı değildir. Bu da iyi bilinen konularda bile daha önce başkalarının yaptığı hataları tekrarlayabilecekleri anlamına gelmektedir.
Sonuç
Nükleer enerji santralleri; yüksek bilgi birikimi gerektiren, karmaşık sistemlerdir. Gereksinimler karşılandığı sürece de güvenlidir. Fakat bu yüksek standartlar sürekli olarak sağlanamazsa, nükleer santrallerin bulundukları bölgeleri ve hatta daha uzak bölgeleri de tehdit etmesi kaçınılmazdır.
Bu nedenle nükleer santraller; kısa, orta ve uzun vadede, bir ülkenin enerji çeşitliliğinin tek parçası olmamalıdır. Temiz enerji kaynaklarının geliştirilmesi sürecinde nükleer enerji santralleri, yüksek standartların karşılandığı şartlar altında kullanılabilir. Ancak risk maliyeti daha düşük olan teknolojilerin geliştirilmesine devam edilmelidir. Gerçekten de nükleer santrallerin birim fiyatı şu anda alternatiflerine göre düşük olsa da, alternatif teknolojilerin gelişimi müthiş bir hızla ilerlemektedir. Nükleerde fiyatlar genel olarak sabitken, güneş enerjisi fiyatları hızla düşmektedir.[16]
Bu durum, geleceğe dönük olarak inşa edilen nükleer santrallerin avantajlarını zayıflatabilir. Örneğin bir güneş paneli, tüm lojistiği hesaba katıldığında bile birkaç ay içinde sıfırdan işler konuma gelebilmektedir; ancak nükleer santrallerin kurulması yıllar, hatta on yıllar almaktadır. Eğer yenilenebilir enerji kaynaklarındaki fiyat düşüşü devam edecek olursa, ülkelerin bugün var olan enerji açığını kapamak için şimdi yapmaya başlayacağı santraller, çok uzak olmayan bir gelecekte dezavantajlı duruma düşebilecektir. Bu nedenle modern teknolojilerdeki gelişmeler yakından takip edilmeli ve sadece bugün olan duruma göre değil, gelecekte olacak duruma göre de enerji santral çeşitliliği sağlanmalıdır.
Özellikle de liyakat ile yönetilmeyen, uzun vadede genel olarak dengeli olmayan politik atmosferin bulunduğu coğrafyalarda çok sayıda nükleer santralin bir arada bulunmasının, öngörmesi zor olmayan felaketleri beraberinde getirebileceği asla unutulmamalıdır. Nükleer enerji kendi başına bir "düşman" veya "kurtarıcı" değildir. Her sofistike teknoloji gibi, doğru şekilde kullanıldığında müthiş fırsatlara kapı aralayan, yanlış kullanıldığındaysa yıkımı beraberinde getirebilecek olan bir mühendislik ürünüdür. Onu nasıl ve ne yönde kullanacağımız; insanlara, yetkinliklerine ve tercihlerine bağlı olacaktır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 10
- 5
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ L. Wang, et al. (2018). Predicted Impact Of Thermal Power Generation Emission Control Measures In The Beijing-Tianjin-Hebei Region On Air Pollution Over Beijing, China. Scientific Reports, sf: 1-10. doi: 10.1038/s41598-018-19481-0. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b A. Vaiserman, et al. (2021). Health Impacts Of Low-Dose Ionizing Radiation: Current Scientific Debates And Regulatory Issues. NCBI. doi: 10.1177/1559325818796331. | Arşiv Bağlantısı
- ^ National Research Council. (2006). Health Risks From Exposure To Low Levels Of Ionizing Radiation: Beir Vii Phase 2. ISBN: 030909156X, 97803090. Yayınevi: National Academies Press, 2006.
- ^ F. Annegret, et al. (2021). Long-Term Benefits Of Radon Spa Therapy In Rheumatic Diseases: Results Of The Randomised, Multi-Centre Imura Trial. PubMed. doi: 10.1007/s00296-013-2819-8. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b International Atomic Energy Agency. (Teknik Rapor, 1973). Inhalation Risks From Radioactive Contaminants. Not: https://inis.iaea.org/collection/NCLCollectionStore/_Public/04/085/4085265.pdf.
- ^ a b S. Shapovalov. (2021). Damage To The Digestive Tract Of Monogastric Animals By "Hot" Radioactive Particles. IOP Science. doi: 10.1088/1742-6596/1701/1/012026. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. J. Skerrett. Thyroid Cancer A Hazard From Radioactive Iodine Emitted By Japan’s Failing Nuclear Power Plants. (14 Mart 2011). Alındığı Tarih: 9 Eylül 2021. Alındığı Yer: Harvard Health Publishing | Arşiv Bağlantısı
- ^ NOAA Fisheries. Fukushima Radiation In U.s. West Coast Tuna. (9 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 9 Eylül 2021. Alındığı Yer: NOAA Fisheries | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. N. Smith, et al. (2021). Arrival Of The Fukushima Radioactivity Plume In North American Continental Waters. Proceedings of the National Academy of Sciences. doi: 10.1073/pnas.1412814112. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. Inhaber. (Bülten, 2021). Is Solar Power More Dangerous Than Nuclear?. Not: https://www.iaea.org/sites/default/files/publications/magazines/bulletin/bull21-1/21104091117.pdf.
- ^ Mark Tully. Eight Convicted 25 Years After Bhopal Gas Leak Disaster. (13 Haziran 2010). Alındığı Tarih: 9 Eylül 2021. Alındığı Yer: BBC | Arşiv Bağlantısı
- ^ WHO. Death On The Road Germany. (9 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 9 Eylül 2021. Alındığı Yer: WHO | Arşiv Bağlantısı
- ^ WHO. Death On The Road India. (9 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 9 Eylül 2021. Alındığı Yer: WHO | Arşiv Bağlantısı
- ^ WHO. Global Status Report On Road Safety. (9 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 9 Eylül 2021. Alındığı Yer: WHO | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. P. Calmet. (Bülten, 2021). Ocean Disposal Of Radioactive Waste: Status Report. Not: https://www.iaea.org/sites/default/files/31404684750.pdf.
- ^ D. L. Chandler. Explaining The Plummeting Cost Of Solar Power. (9 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 9 Eylül 2021. Alındığı Yer: Massachusetts Institute of Technology | Arşiv Bağlantısı
- ^ Office of Nuclear Energy. 3 Reasons Why Nuclear Is Clean And Sustainable. Alındığı Tarih: 6 Kasım 2021. Alındığı Yer: Energy.gov | Arşiv Bağlantısı
- ^ Office of Nuclear Energy. Nuclear Power Is The Most Reliable Energy Source And It's Not Even Close. Alındığı Tarih: 6 Kasım 2021. Alındığı Yer: Energy.gov | Arşiv Bağlantısı
- ^ Public Citizen. Nuclear Power Is Not Clean Or Green!. Alındığı Tarih: 6 Kasım 2021. Alındığı Yer: Public Citizen | Arşiv Bağlantısı
- ^ Utah Government. Hb0430. Alındığı Tarih: 6 Kasım 2021. Alındığı Yer: Utah Government | Arşiv Bağlantısı
- ^ Dictionary.com. Renewable Energy. Alındığı Tarih: 6 Kasım 2021. Alındığı Yer: Dictionary.com | Arşiv Bağlantısı
- ^ U.S. Energy Information Administration (EIA). Renewable Energy Explained. Alındığı Tarih: 6 Kasım 2021. Alındığı Yer: U.S. Energy Information Administration (EIA) | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:27:46 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10962
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.