Kompulsif Kumar Bozukluğu Nedir? Kumar Bağımlılığı Nasıl Tedavi Edilir?
Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.
- Türkçe Adı Kompulsif Kumar Bozukluğu
- İngilizce Adı Compulsive Gambling
- DSM 312.31
- Diğer İsimleri Patolojik Kumar Bağımlılığı, Kumar Bağımlılığı, Kumar Oynama Bozuluğu, Sorunlu Kumar
Kompulsif Kumar Bozukluğu, hayatınızda birçok soruna neden olmasına rağmen kumar oynamaya devam etmek için kontrol edilemeyen dürtüdür. Kumar, daha değerli bir şey elde etme umuduyla değer verdiğiniz bir şeyi riske atmaya istekli olduğunuz anlamına gelir.
Kumar, uyuşturucu veya alkol gibi beynin ödül sistemini uyararak bağımlılığa yol açabilir. Kumar Bağımlılığı ile ilgili bir sorununuz varsa sürekli olarak kayıplara yol açan, birikimlerinizi tüketen ve borç yaratan bahisleri kovalayabilirsiniz. Bağımlılığınızı desteklemek için davranışlarınızı gizleyebilir ve hatta hırsızlığa veya dolandırıcılığa başvurabilirsiniz.
Kumar Bağımlılığı, kişinin hayatını mahvedebilecek ciddi bir durumdur. Kumar Bağımlılığını tedavi etmek zor olsa da kumarla mücadele eden birçok kişi profesyonel tedavi yardımı ile yardım bulmuştur.
Davranışsal Bağımlılık
Popüler inanışın aksine, davranışlar da maddeler (alkol, uyuşturucu gibi) kadar bağımlılık yapabilir. Davranışsal bağımlılık (İng: "behavioral addiction"); kişinin fiziksel, zihinsel, sosyal veya finansal refahına yönelik herhangi bir olumsuz sonuca rağmen, maddeyle ilgili olmayan ödüllendirici bir davranışta ("doğal ödül" olarak da adlandırılır) bulunma zorunluluğunu içeren bir bağımlılık biçimidir.
Davranış bağımlılığı olan bir kişi; bu durum kişinin duygusal, kişilerarası veya fiziksel sağlığı için zararlı sonuçlar doğursa bile bu davranışta bulunur. Davranışsal bağımlılıklar uyuşturucu veya alkol içermez. Bunun yerine, davranışların kendileri doğal bir ödül veya duygusal bir "zirve" hissi sağlar. Davranışsal bağımlılıklar, bir kişinin hayatının tüm alanlarında sıkıntıya neden olan zorlayıcı davranışlarla beslenir. Herhangi bir bağımlılık davranışında olduğu gibi davranışsal bağımlılığı olanlar da davranışa katılmaktan kaçınamazlar ve durdurmak için tedavi ve müdahale gerektirirler.
Ruhsal Bozukluklar için Tanısal ve İstatistiksel El Kitabının beşinci baskısı (DSM-5), davranışsal bağımlılıkları içerecek şekilde güncellendi. Bu kategorinin dahil edilmesine rağmen, şu anda listelenen tek DSM-5 davranışsal bağımlılık Kumar Bağımlılığıdır.
Madde Bağımlılığı ile Arasındaki Benzerlikler
Davranışsal bağımlılıklar, uyuşturucu veya alkol bağımlılığı ile benzer özelliklere sahiptir. Madde bağımlılığı gibi davranışsal bağımlılığı olan kişiler de kendilerini kontrol edemezler ve belirli davranışlarda bulunmaktan kendilerini alıkoyamazlar.
Aynı zamanda madde bağımlılıklarına benzer şekilde, davranışsal bağımlılığı olan bir kişi bir davranışa bağlı kalır ve eylemi durdurmaktan kaynaklanacak rahatsızlık duygularından kaçınmak için büyük çaba harcar. Davranışsal bağımlılığı olan bir kişi, her iki bağımlılığın da ayırt edici özelliği olan, neden olabileceği olumsuz sonuçlara rağmen bir davranışta bulunmaya devam edecektir.
Madde kullanım bozuklukları gibi davranışsal bağımlılıklar da zamanla biyolojik ve psikolojik ödüllere tepki olarak gelişir. Birçok kompulsif davranış, madde kullanımıyla aynı ödül yollarını ve yüksek dopamin seviyelerini harekete geçirir. Zamanla, beyin ve vücut uyum sağlar ve bir kişi aynı ödülleri elde etmek için madde kullanımını veya bir davranışın yoğunluğunu artırmalıdır.
Pek çok insan, madde kullanımının veya kompulsif davranışlarının bir bağımlılık haline geldiğini ilk kez yaşamları üzerinde olumsuz bir etki yaratmaya başladığında fark eder. Hem madde hem de davranışsal bağımlılıklar mesleki, kişilerarası, yasal sorunlara ve sağlık sorunlarına neden olabilir. Her iki bağımlılığın da ayırt edici özelliği, bir kişinin bir maddeyi kullanmayı veya bir davranışta bulunmayı, maddenin/davranışın olumsuz etkisini fark ettikten ve bırakmaya çalıştıktan sonra bile bırakamamasıdır.
Kumar Bağımlılığı'nın Aşamaları
Robert L. Custer, Patolojik Kumar Bağımlılığı'nın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu öne süren ilk kişiydi. Çabaları sayesinde Amerikan Psikiyatri Birliği, 1980'de patolojik kumar oynamayı psikiyatrik bir bozukluk olarak sınıflandırdı.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Custer, Kumar Bağımlılığı'nın ilerlemesini üç aşama olarak tanımladı:
- Kazanma Aşaması: Bu aşama genellikle büyük bir kazançla başlar, bu da heyecana ve kumara olumlu bir bakışa yol açar. Kumarbaz bu aşamada, kumar oynamak için özel bir yeteneğe sahip olduğuna, şansının bitmeyeceğine veya kazanmaya devam edeceğine dair "mantıksız bir iyimserlik" ile baş başa kalır. Kumar oynamak için daha fazla zaman ve para harcamaya başlar.
- Kaybetme Aşaması: Kumarbaz bu aşamada, arkadaşlarından ve ailesinden uzaklaşmaya başlar. Kumarla giderek daha fazla meşgul olur. Borç para almaya, işi bırakmaya, aile ve arkadaşlarına yalan söylemeye başlar. Kumar oynayarak izole olur ve bu izolasyon ev hayatına sızar. Kumarbaz kumar miktarını artırdıkça borçları sorun haline gelir. Bu noktada kayıplarının peşinden gitmeye başlar, kaybettikten sonra parayı geri kazanabileceğini umarak yine kumara dönmek ister.
- Çaresizlik Aşaması: Kumarbaz bu aşamada, kumar üzerindeki tüm kontrolünü kaybeder. Kumar oynadıktan sonra utanç ve suçluluk duyar ama bir türlü duramaz. Bağımlılığını finanse etmek için hile yapabilir veya hırsızlık yapabilir. Yasal veya yasa dışı yollardan para bulmayı düşünebilir. Kompulsif kumarın sonuçları ortaya çıkmaya başlamıştır, hissettiği çaresizlikle mücadele edebilmek için alkol veya uyuşturucuya yönelebilir, duygusal çöküntü nedeniyle intihar girişimi veya tutuklanma gibi psikolojik ve sosyal sorunlar yaşayabilir.
Custer aynı zamanda, 6 tür kumarbazın tanımını yaptı:
- Profesyonel kumarbazlar kumar oynayarak geçimlerini sağlamakta ve bu nedenle bunu bir meslek olarak görmektedirler. Oynamayı seçtikleri oyunlarda yeteneklidirler ve hem para miktarını hem de kumar oynamak için harcanan zamanı kontrol edebilirler. Böylece profesyonel kumarbazlar kumar bağımlısı olmazlar. Sabırla en iyi bahsi beklerler ve sonra mümkün olduğunca çok kazanmaya çalışırlar.
- Antisosyal kumarbazlar kumarı yasa dışı yollarla para kazanmanın bir yolu olarak kullanırlar. At veya köpek yarışlarını düzenlemeye dahil olmaları veya hileli zarlarla ya da işaretli kartlarla oyun oynamaları muhtemeldir. Yasal bir savunma olarak kompulsif kumar teşhisini kullanmaya çalışabilirler.
- Sosyal kumarbazlar eğlence, sosyallik ve hoş vakit geçirmek için kumar oynarlar. Onlar için kumar, bir oyalama veya rahatlama şekli olabilir. Kumar; ailevi, sosyal veya mesleki yükümlülüklere müdahale etmez. Bu tür bahislere örnek olarak ara sıra poker oyunu, Super Bowl bahisleri, yıllık Las Vegas gezisi ve piyangoya rastgele katılım gösterilebilir.
- Ciddi sosyal kumarbazlar zamanlarının çoğunu kumar oynamaya harcarlar. Kumar, büyük bir rahatlama ve eğlence kaynağıdır ancak bu kişiler kumarı aile ve meslekten sonra ikinci sıraya koyarlar. Ciddi sosyal kumarbazlar, kumar faaliyetleri üzerindeki kontrolü hâlâ elinde tutmaktadır.
- Rahatlama ve kaçış kumarbazları; kaygı, depresyon, öfke, can sıkıntısı veya yalnızlık duygularından kurtulmak için kumar oynarlar. Krizden veya zorluklardan kaçmak için kumarı kullanırlar. Kumar, öforik bir yanıttan ziyade analjezik bir etki sağlar. Rahatlama ve kaçış kumarbazları, kompulsif kumarbazlar değildir.
- Kompulsif kumarbazlar kumar üzerindeki kontrollerini kaybetmiştir. Onlar için kumar hayatlarındaki en önemli şeydir. Kompulsif kumar oynama davranışı, kumarbazın hayatının her yönüne zarar veren ilerici bir bağımlılıktır. Kumar oynamaya devam ettikçe aileleri, arkadaşları ve işverenleri bu durumdan olumsuz etkilenir. Ayrıca, kompulsif kumarbazlar hırsızlık, yalan söyleme veya zimmete para geçirme gibi ahlaki standartlarına aykırı faaliyetlerde bulunabilirler. Kompulsif kumarbazlar, ne kadar isteseler veya ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar kumarı bırakamazlar.
Belirti ve Semptomlar
Kumar, ölçülü olarak eğlenceli bir aktivite olabilirken bazı insanlar kumar davranışlarını kontrol etmekte zorlanabilir. Sıradan kumarbazların çoğu kaybettiklerinde durur veya ne kadar kaybettiklerine bir sınır koyabilir. Ancak Kompulsif Kumar Bozukluğu olan kişiler, paralarını geri kazanmak için kendilerini oynamaya devam etmek zorunda hisseder.
Kompulsif Kumar Bozukluğu olan bazı kişilerin, daha az kumar oynadıkları veya hiç kumar oynamadıkları, remisyon adı verilen dönemleri olabilir. Ancak tedavi olmadan, remisyon genellikle kalıcı değildir.
Kompulsif Kumar Bozukluğu'nun bireysel belirti ve semptomları, kişinin katıldığı kumar faaliyetinin türüne bağlı olarak kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bununla birlikte, aşağıdakilerin tümü, zararlı bir kumar bağımlılığının mevcut olabileceğine dair işaretlerdir.
Davranışsal Belirtiler
- Paranız olmadığında bile kumar oynamaya devam etmek. Kumar bağımlıları, daha fazla bahis oynamak için miraslarını veya hayat birikimlerini ortaya koyabilir veya evlerini yeniden ipotek etmeye başvurabilirler. Diğer mali konular ertelenir veya göz ardı edilir.
- Peşinde koşulan doğal "yüksek"i yaşamak için artan miktarlarda ve daha riskli bir şekilde kumar oynamak.
- Kumar davranışlarınızı azaltmak için tekrarlanan başarısız girişimlerde bulunmak.
- Davranışlarınız sonucunda olumsuz sonuçlara maruz kaldıktan sonra bile kumar oynamaya devam etmek.
- Kaybedilen parayı geri kazanmak için önemli mali kayıplardan sonra bile kumar oynamaya devam etmek.
- Planladığınızdan daha uzun süre kumar oynamak (Bir kez kumar oynamaya başladığınızda, kontrolünüzü kaybedersiniz ve son kuruşunuzu harcayana kadar bahis oynamaya devam etmek zorunda hissedersiniz).
- Kumar davranışlarınız hakkında yalan söylemek veya dürüst olmamak.
- Kumar oynamanın bir sonucu olarak işte sorunlar yaşamak.
- Kumar oynamak için mal varlığınızı satmak, borç almak ve hatta para çalmak.
- Bir zamanlar sizin için önemli olan diğer faaliyetlere, hobilere ve hayatınızın yönlerine olan ilginizi kaybetme, kumar ve kumarla ilgili faaliyetlerle meşgul olma.
- Sürekli olarak kayıpları geri kazanmanın ve kumar oynamak için daha fazla para kazanmanın yollarını düşünme ve planlama.
- Kumarla ilgili bir sorununuz olduğunu inkar etme veya kumarın kontrolünüz altında olduğuna inanma.
- Kumar davranışınızın bir sonucu olarak ilişki sorunları yaşama.
Psikolojik Belirtiler
- Bağımlılığın neden olduğu anksiyete (kaygı)
- Sürekli gergin ve diken üstünde hissetme
- Huzursuzluk (özellikle kumarı azaltmaya çalışırken)
- Öfke ve sinirlilik
- Sabırsızlık
- Yoğun ruh hali değişimleri
- Savunma
- Kötü yargı (sağduyu)
- Konsantrasyon zorluğu
- Suçluluk hissi
- Uykusuzluk, uyuyamama
- Kumar oynarken zamanın geçtiğini takip etmekte zorlanma
- Stresi azaltmak için kumar oynama
- Mevcut herhangi bir zihinsel sağlık sorununun şiddetlenmesi.
Bunlara ek olarak Kompulsif Kumar Bozukluğu; baş ağrısı, mide bulantısı, ishal ve iştahsızlık gibi bir dizi fiziksel şikayetlere de yol açabilir.
Hastalıkla İlişkili Genler, Etken Faktörler ve Risk Faktörleri
Kumar Bozukluklarının etiyolojisi karmaşık ve çok faktörlüdür: Sorunlu kumar davranışları, kişinin kalıtımını ve aile geçmişini içeren çeşitli nedenlerin sonucudur; çocukluk deneyimleri (özellikle kumarla ilgili olanlar), kumarla ilgili öğrenme ve bilişsel kalıplar üzerinde etkisi olabilecek kişinin gelişimindeki olaylar, akranlar ve iş deneyimleri ve oynanan oyunlarla ilgili çevresel ve bağlamsal faktörler. Bu faktörler tekil olarak etki edebilir veya birçok durumda olduğu gibi karmaşık bir şekilde etkileşime girebilir.
Sorunlu kumar davranışlarının etiyolojisinin anlaşılması, kumar bağımlıları için kanıta dayalı tedavi tasarımında oldukça önemlidir.
Kumar Bozukluklarının Teorik Etiyolojisi
Bilişsel Teori
Kumar Bozukluğu'nun bilişsel teorisi; sorunlu kumarın davranışlarının, sonuçta ortaya çıkan uyumsuz kumar davranışına katkıda bulunan hatalı düşünme süreçlerinin sonucu olduğunu öne sürer. Bu yaklaşımın savunucuları, kumar probleminin ana kaynağının, kişinin kumar davranışını motive eden ve sürdüren mantıksız bir inanç sistemi olduğuna inanmaktadır.
Sorunlu kumar oynamanın bilişsel teorik temellerinde öncü Profesör Michael B. Walker'dır. Walker, "The Psychology of Gambling" (1992) adlı kitabında kumarın sosyobilişsel bir teorisini sunar. Kumarbazların motivasyonları ve kumar oynama biçimleri açısından farklılık gösterdiğini savunuyor. Fikirlerini göstermek için bir filtreleme sistemi benzetmesini kullanarak insanların farklı motivasyonlar, yoğunluklar ve amaçlarla kumar oynamaya başladığını öne sürer.
Başlangıçta, hemen hemen hepsi kumarla ilgisizdir. Bazıları asla kumar oynamaz, bazıları ise zaman zaman eğlence için kumar oynar. Oyuncuların sadece küçük bir kısmı kumar sorunları geliştirir. Bu bireyler için aşırı kumar davranışlarının ana nedenleri uyumsuz düşünme kalıpları ve bilişleridir. Bu bilişsel uyumsuzluklardan bazıları şunlardır:
- Kumarbaz Yanılgısı (İng: "Gambler's Fallacy"): Gelecekte rastgele bir olayın meydana gelme olasılığının, bu tür olayların önceki örneklerinden etkilendiğine olan inancı ifade eder.
- Kapana Kısılma (İng: "Entrapment"): Zaten harcanan zaman ve çabayı haklı çıkarmak için başarısız bir eylem planına veya ulaşılamaz bir hedefe artan taahhütlerde bulunulmasını, aksi takdirde çaresiz hissedilmesini ifade eder.
- Gerçekçi Olmayan İyimserlik (İng: "Unrealistic Optimism"): İnsanların, kendi kişisel sonuçlarını benzer koşullarda diğer insanlardan daha olumlu olarak algılamasını ifade eder.
- Kontrol Yanılsaması (İng: "Illusion of Control"): İnsanların olaylar üzerinde gerçekte olduğundan daha fazla kontrole sahip olduklarına inanma eğilimini ifade eder.
Yazarlara göre, insanlar kumarla ilgili bilişsel önyargıları olduğu için aşırı derecede kumar oynarlar. Bu düşünce doğrultusunda, kumar sorunu psikodinamik teorisyenlerin önerdiği gibi çocukluk sorunlarının bir sonucu olmadığı gibi kalıtsal veya biyolojik bir sorun da değildir.
Temel sorun, kumarbazın uyumsuz kumar davranışını sürdüren irrasyonel düşünce kalıplarında yatmaktadır. Pek çok kumarbaz için bu inançlar birbirini dışlamaz, daha ziyade bu irrasyonel sistemlerin çoğu kişinin bilişsel ve davranışsal repertuarını oluşturmada birbirini tamamlar ve güçlendirir.
- Dış Sitelerde Paylaş
Bu yaklaşım, kumarbazın davranışına katkıda bulunabilecek erken dönem aile ilişkilerini ve problemli kumarbazın gelişimsel yönlerini hesaba katmaz. Bu bağlamda psikodinamik yaklaşım, kumarbaz davranışını açıklamada bilişsel yaklaşımın yetersizliklerini tamamlayacaktır.
Psikodinamik Perspektif
Sorunlu kumar davranışının psikanalitik perspektifi, kişinin aşırı kumar oynamasını, derinlere kök salmış kişisel yetersizlik ve kişinin bilinçsizliğindeki aşağılık durumunun bir sonucu olarak açıklar. Psikanalist için kumar, içgüdüsel dürtülerin tatmin edilmesi ve kişinin çocukluğundaki çatışmalar, yetersizlikler ve sorunlu ilişkilerle başa çıkma girişimleri tarafından motive edilir. Bu konuda psikodinamik geleneğin ilk yazarı Hans Von Hattingberg'dir.
Freudyen bir bakış açısından, Von Hattingberg kumarın çocuklukta öfke ve çatışmaları çözmeyi bilinçsizce amaçlayan sabit bir davranış olduğuna inanıyordu. Bir kişinin kumar oynamaya aşırı katılımı, anal aşamada idrara çıkma ve dışkılamanın kontrolsüz eliminatif işlevleri için hayal kırıklığı ve cezanın bir sonucu olabilir.
Bu argüman boyunca, çocuklar idrar ve dışkılarını tutarak ve üretral ve anal erotik zevk elde etmek için eliminasyonu geciktirerek idrara çıkma ve dışkılamadan otoerotik zevk alırlar. Çocuğun dışkı tutması bir tür anal mastürbasyondur ve dışkılama eylemi anal-orgazmik bir deneyimdir. Dışkı, çocuğun ilk aşk nesnesidir.
Kumar bu nedenle, kişinin anal aşamadaki takıntısından kaynaklanan öfke ve suçluluk duygusuyla baş etme ve çözme aracı olarak hizmet eder. Kazanmaya vurgu yapan kumar, çocuk yetişkinliğe ulaştığında bu tür bir anal zevkin yalnızca bir uzantısıdır. Von Hattingberg'in bakış açısı, 21. yüzyıl okuyucuları için oldukça garip görünse de kumar problemine ilişkin ilk teorik perspektiflerden birini temsil etmektedir.
William Stekel
Tanınmış bir psikanalist ve 1920'lerde Sigmund Freud'un bir meslektaşı olan William Stekel, kumar problemine ilişkin daha eksiksiz bir psikanalitik görüş sundu. Stekel, kumarın kumarbaz için bir kaçış yolu ve çocukluğa geri dönüş sağladığını savundu. Diğer bir deyişle kumar, kişinin çocukluk gelişimi sırasında yaşadığı yetersizlikler ve hayal kırıklıklarından yola çıkarak geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır.
Ayrıca kumar, kişiye hava atma veya kişinin egoist isteklerini sergileme ve istenmeyen id dürtülerini serbest bırakma fırsatı verir. Bu tür dürtülerin örnekleri, genellikle bastırılmış cinselliği ve güç kaygılarıdır. Ayrıca, Stekel iki kumarbaz kategorisi belirledi: gerçek kumarbazlar ve profesyonel kumarbazlar.
Profesyonel kumarbaz, para için kumar oynayan kişidir. Buna karşılık gerçek kumarbaz, kişinin gerginlik, eğlence ve heyecan bulabileceği bir fantezi dünyasına kaçmak için bilinçsizce kumar oynamayı amaçlar. Bu nedenle, kumar psikolojik olarak işlevseldir ve kumarbaz için duygusal olarak savunulabilir. Benzer bir bakış açısıyla tartışan Boyd ve Bolen, kumarbazların çaresizlik ve depresyon duygularını savuşturmak için kumarı kullandıklarına inanıyorlardı. Böylece kumarbazlar parasal kazanç için kumar oynamazlar, kişisel sorunlardan kaçmak için kumar oynarlar.
Patolojinin psikodinamik bakış açısına dayanarak Stekel, kumarbazların irrasyonel inanç yapılarının önemli bir amaca hizmet ettiğini öne sürdü. Kumarbazın yüzeysel güçlere ve batıl inançlara başvurması, kadere ve doğaüstüne yönelik çocukluk saplantısının bir sonucudur. Kumar sırasında sorunlu kumarbaz, bilinçli dünyanın doğaüstü güçlerle dolu olduğu, baba figürünün en üstün olduğu çocuk durumuna geriler. Şans faktörüne yapılan başvuru, kumarbazın bilinçsiz çocuk durumunun bir uzantısıdır.
Stekel'in teorisinin en büyük eleştirisi, Stekel'in fikirlerini klinik hastalarından almasıdır. Stekel, görüşünü ampirik bulgularla hiçbir zaman doğrulamamış olsa da argümanı kumar probleminin ilk büyük psikodinamik açıklamalarından birini sunuyor.
Edmund Bergler
Kumar problemini incelemek için ampirik metodolojiyi kullanan ilk psikanalitik yazar Edmund Bergler'di. Eğitimli bir psikiyatrist olan Bergler, "Kumar Oynamanın Psikolojisi" (1957) adlı kitabında, psikanalitik teknikler kullanarak 60 kumarbazın tedavisini kayıt altına aldı. Bu hastalarla ilgili analizinde, kumarbazların kazanmak için değil kaybetmek için oynadığını ikna edici bir şekilde savundu. Başka bir deyişle kumarbazlar, oral ve anal evrelerdeki daha önceki takıntılardan kaynaklanan önemli bir suçluluk duygusuna sahiptirler.
Bergler'e göre temel çatışma, fallik dönemde ataerkil isteklerden kaynaklanan suçluluk değildir; bunun yerine sözlü ve anal evrelerdeki hayal kırıklığının doğurduğu öfke ve saldırganlıktır. Ebeveyn figürüne yönelik bu tür saldırgan dürtü, başarısız çözümü yetişkinlikte ortaya çıkan güçlü irrasyonel kendi kendini cezalandırma isteklerini yaratan çocuğun içsel çatışmalarının ana kaynağıdır. Bu nedenle, sorunlu bir kumarbazın nihai motivasyonu kaybetmek için kumar oynamaktır.
Bergler, Stekel gibi kumarbazın tekrarlanan kumar yoluyla çocukluğa geri döndüğünü, burada iç çocuğun “megalomanik narsisizm” elde etmeye çalıştığını; kumarbazın kazanma, büyüklenme ve yetkilendirme gibi narsisistik fantezilerle meşgul olduğu bir durum olduğunu öne sürdü.
Bergler bu fenomeni, annenin sorgusuz sualsiz sevgi ve destek sağlamak için her zaman orada olduğu, çocuğun her şeye gücü yeten çocuksu isteklerine benzetmiştir. Kontrolsüz bırakılırsa çocuksu istekler, yetişkinlikte sürekli kazanmanın olgunlaşmamış ve uyumsuz umutlarıyla doruğa ulaşabilir. Bu argümanda, çocukluktaki narsisistik istekler ve kaygılar, birinin kumar oynamasının ana motivasyonudur.
Hep birlikte ele alındığında, erken dönem psikanalitik yazarlar, kumar oynama konusunda sorunlu kumarbazlarla ilgili kişisel deneyimler aracılığıyla bir açıklama sunarlar. Genellikle klinik çalışmalardan formüle edilen bakış açıları, deneysel bilimsel bulgularla doğrulanmamıştır.
Psikanalitik geleneğin ilk savunucularının çoğu, teorik kaygılarını bireysel hastalardan inşa eden psikiyatristlerdi. Bunlar arasında en büyük denek havuzu Bergler'in çalışmasından alınmıştır (N = 60). Bergler, psikanalitik müdahalenin başarı oranının %75 olduğunu bildirmesine rağmen, takip soruşturmalarıyla iddiasını destekleyemedi.
Bununla birlikte, çağdaş psikodinamik yazarlar, kumarbazın gelişiminin bastırılmış cinselliği üzerinde fazla durmazlar. Bunun yerine, neo-Freudcu bir perspektife dayanan teoriler; çocukluk gelişimine, öznel dünyaya ve kumarbazın mevcut işleyişine daha fazla vurgu yapmaktadır.
Bu teoriler, bir kişinin çocuklukta fiziksel veya psikolojik olarak istismara uğraması durumunda, yetişkinlikte nevrotik sorunların gelişmesine yol açabilecek güçlü bir yetersizlik ve öznel boşluk duygusu geliştirebileceğini açıklar. Sık karşılaşılan sorunlara örnek olarak kompulsif alışveriş, alkol bağımlılığı ve sorunlu kumar davranışı sayılabilir. Bu nedenle, sorunlu kumar, kişinin çocukluk dönemindeki sorunlarının davranışsal bir sonucu olabilir.
Davranışsal Teori
Davranışçılar, bir kişinin kumar davranışını edinmesinin ve sürdürmesinin hatalı öğrenme süreçlerinden kaynaklandığına inanır. Davranışçı için öğrenme, deneyime bağlı olarak nispeten kalıcı davranış değişikliği olarak tanımlanabilir. Davranışçı kurama göre klasik koşullanma, edimsel koşullanma ve sosyal öğrenme olmak üzere üç tür öğrenme vardır.
Klasik koşullanmada, koşullu uyaran koşulsuz bir uyaranla eşleştiğinde ve bu uyaranın eşzamanlılığını tahmin ettiğinde değişen davranış örüntüsü ortaya çıkar. Kumar alanında uygulanan koşullu uyarıcı at yarışlarına, kumarhane ortamına veya sadece mahjong masasına bahis oynamak olabilir; koşulsuz uyarıcı para, heyecan ya da bir kaçış kaynağı ya da mekanıdır. Kumarbaz, kumar oynarken heyecanla, onunla bağlantılı eğlenceyle veya para kazanmayla eşleştiğinde kumar oynamayı öğrenir. Klasik koşullanma, kumarbazların tekrar tekrar kayıplar yaşamalarına rağmen neden kumar oynamaya devam ettiklerini açıklayabilir.
Klasik koşullanma ilkeleri kumar alışkanlığının kazanılmasını da açıklayabilir. Kumar, ailecek katılınan festivaller ve yemek yeme gibi olumlu olaylarla ilişkilendirilirse, davranış erken çocuklukta belirlenebilir. Bu noktada, klasik koşullanmanın yanı sıra sosyal öğrenme süreçleri de uygulanabilir.
Örneğin, Çin topluluklarında kumar etkinlikleri genellikle aile oyunları olarak görüldüğünden Çinli çocuklar, ebeveynlerinin kumar oynama davranışlarını model alır ve kazanma ve kumar oynamanın eğlenceli değerlerini içselleştirir. Kumarın erken erişilebilirliği ve kabul edilebilirliği, bu gençlerin gelişiminde önemli faktörler olabilir. Büyüdüklerinde kumarı “normal” eğlenceli bir aile etkinliği olarak kabul edebilirler ve sorunlu kumarbazlara dönüşme ihtimalleri diğerlerine göre daha yüksek olabilir.
Klasik koşullanma, kumarhane kumarını da açıklayabilir. Kumarbaz kumarhanedeyken sık sık hararetli sesler, renkli ışıklar, çeşitli uyaranlarla çevrelenir; bahisle ilgili adeta tezahürat yağmuruna tutulur. Bu uyaranlar, kumarbazın kumarla ilişkilendirdiği, pekiştirici koşullu uyaranlar olarak hizmet edebilir.
Ayrıca, kumarhanelerin çağdaş yerleşimi, bir dizi mimari özellik aracılığıyla kumarbazları cezbetmektedir. Geleneksel kumarhane sadece kumar ve konaklama tesislerinden oluşur. Ancak yeni kumarhaneler, kumar katlarının toplam alanın %15'inden daha azını kapladığı entegre tatil köyleridir.
Lüks mağazalar, otel tesisleri, restoranlar ve eğlence alanları, tatil köylerinin geri kalanını oluşturmaktadır. Bu tatil köyleri, kumarbazlara rahatlatıcı ve neşeli bir mekan görüntüsü sunmaktadır. Belirtilen eğlence tesisleri kumarla eşleştirildiğinde, oyuncular kumarı oldukça destekleyici bulabilir ve kumar oynamayı "sağlıklı ve uygun" bir aile eğlencesi etkinliği biçimi olarak görebilir.
Klasik ve sosyal öğrenme ilkelerine ek olarak edimsel koşullandırma, bir oyuncunun kumar davranışını geliştirmesinde etkili olmuştur. Edimsel koşullanmada öğrenme, davranışın sonuçlarına dayanır. Kumar bağlamında uygulandığında, bir kişi davranışı için pekiştirilirse kumar oynamaya devam edecektir. Pekiştireç kazanma, heyecan ve sosyal onay içerebilir.
Kumar Endüstrisinin Bağımlılık Alışkanlıklarına Etkileri
Kumar oynama davranışı ve bağımlılığı genellikle kumar endüstrisinin kendisi tarafından etkinleştirilir ve sürdürülür. Örneğin kumar reklamcılığı, çevrimiçi pazarlama, sosyal medya, televizyon, gazete reklamları, reklam panoları ve sponsorluk gibi çok çeşitli platformlar hem yeni hem de sürekli kumarbazları çekmek için bir araç olarak kullanılır. Çevrimiçi reklamcılık, demografi ve ilgi alanlarına göre uyarlanabildiği ve hedeflenebildiği için özellikle etkilidir. Sonuç olarak reklam, izleyiciyi birkaç düğmeyi tıklatarak çevrimiçi kumar oynamaya teşvik edebilir.
Sektör tarafından kullanılan bir diğer yaygın taktik, "hoşgeldin teşvikleri" veya ilk kez kumar oynayanları genellikle çevrimiçi olarak çekmeye yönelik teşvikler olarak bilinmektedir. Bunlara ücretsiz veya risksiz bahisler dahildir. Bununla birlikte bu teklifler, genellikle, bireyin kumar davranışına devam etmesini gerektiren gizli hüküm ve koşullara sahiptir.
Ek olarak çevrimiçi kumar siteleri, kayıt olmayı ve para yatırmayı çok kolaylaştırırken, kazanılan parayı çekmeyi çok daha zor hale getirir. Bu da bireyleri geri çekilmekten caydırabilir ve bunun yerine kumarın devam etmesine yol açar.
Bunun yanı sıra kumarhaneler genellikle kumarbazlara cazip ortam, yüksek sesli müzik ve penceresiz mekan gibi aşırı uyarılma ve dikkat dağıtma yoluyla kumar oynama olanağı tanımaktadır. Bu faktörler aynı zamanda bireyleri cezbedebilir ve çoğu zaman bireylerin kumar oynarken zamanın nasıl geçtiğini anlamamalarına neden olabilir.
Kumar Bozukluğunun Fizyolojik Görünümü
Sorunlu kumar davranışının fizyolojik görünümü, kumar oynamayı biyolojik temelli bir bozukluk olarak kabul eder. Bu bakış açısı sorunlu kumarbazların, onları kumar oynamaya yatkın hale getiren nörolojik veya biyolojik sorunlardan mustarip olduğunu savunur. Bu eksiklikler, doğuştan gelen miras veya kişinin yaşam süresi boyunca kişisel deneyimlerinden kaynaklanabilir.
Kumar ve aile gelişimi üzerine yapılan araştırmalar, kumar probleminin biyolojik bir kökene sahip olabileceğini düşündürmektedir. Hong Kong ve Makao'daki sorunlu kumarbazlarla ilgili araştırmalarda, bunların çoğunluğunun kumara göz yuman ve hatta teşvik eden ailelerden geldiğini bulmanın yaygın olduğunu söylemek mümkündür. Wong, gençlerle ilgili bir yaygınlık çalışmasında, genç sorunlu kumarbazların çoğunluğunun 15 yaşından önce kumar oynamaya başladığını bildirmiştir. Ayrıca örneklemde, ebeveynlerin kumar oynaması ile gençlerin sorunlu kumar oynamasının gelişimi arasında önemli bir ilişki vardır.
Nörogenetik Faktörler
Genel bağımlılık riskinde ve özellikle kumar bağımlılığında genetiğin önemli bir rol oynadığına dair kanıtlar vardır. Örneğin araştırmalar, Patolojik Kumar Bağımlılığı riskindeki varyasyonun %50-60'ının genetikten kaynaklandığını göstermektedir.
Araştırmalar ayrıca kumar sorunlarının ailelerde ortaya çıkma eğiliminde olduğunu gösteriyor. Örneğin, patolojik kumarbazların yakın aile üyeleri, yakın patolojik kumarbaz aile üyeleri olmayan bireylere göre Patolojik Kumar Bağımlılığı'na daha duyarlıdır.
Son olarak, ikizler arasında yapılan araştırmalar, patolojik kumar oynayan bireylerin eş ikizleri arasında patolojik kumar oynamanın, oynamayan bireylerin ikizlerine göre daha yüksek olduğunu bulmuştur. Genetik etkiler, belirli bir bağımlılık ifadesinin gelişimini belirlemeyebilir ancak, genetik genel olarak bağımlılık riskini etkiler. Patolojik Kumar Bağımlılığı olan kişiler arasında kumar sorunu olmayanlara göre önemli nörobiyolojik farklılıklar vardır.
Kumar Alışkanlıklarının Sosyokültürel İnşası
Mikal J. Aasved "The Sociology of Problem Gambling" (2003) adlı kitabında, kumar problemine ilişkin mükemmel bir sosyolojik bakış açısı sağlar. İnsanların neden kumar oynadıklarını açıklamak için yabancılaşma teorisini (İng: "Social Alienation Theory) kullanmaya çalışır. Bu görüşe göre kumar, bireylerin toplumun taleplerini karşılamalarına yardımcı olmak için şu üç temel işlevi yerine getirir:
- Marjinal gruplara bir emniyet valfi sağlamak,
- Hayattan umudunu yitirmiş bireylere umut vermek,
- Toplumun statükosunu sürdürmek.
Emniyet valfi perspektifi olarak adlandırılan ilk işlev, işçi sınıfının ve sosyal olarak marjinalleştirilmiş grupların neden daha varlıklı bireylere göre gelirlerinin daha yüksek bir yüzdesiyle kumar oynadığını açıklayabilir. Modern toplumlarda rekabetçilik, bireysellik, lüks tüketim, hazcılık ve kişisel servet biriktirme arzusu gibi orta sınıf değerleri birçok insan için ortak hedeflerdir.
Ancak herkes bu hedeflere ulaşamaz. Maddi kazanç elde etme kapasite ve kabiliyetine sahip olmayanlar için kumar, kişilerin ihtiyaç ve isteklerini yerine getirme amaçlarına hizmet edebilir. Başarılı veya “şanslı” biri, kumar yoluyla muazzam bir servet biriktirebilir ve rahat bir ev ve lüks bir yaşam tarzı gibi birçok orta sınıf ayrıcalığının tadını çıkarabilir.
İkincisi, kumar, bir toplumda ekonomik olarak marjinalleştirilmiş gruplar için varoluşsal umutlar sunar. Umut, uzun vadeli umut ve kısa vadeli umut olmak üzere iki türe ayrılabilir. Uzun vadeli umut, çocuklarından duygusal ve maddi destek almayı ve yaşlılığında rahat bir yaşam sürmeyi içerir.
Tersine kısa vadeli umut, kişinin hayatında acil olan bir şey; yani aylık kiralar, kredi kartı ödemeleri ve market harcamaları için anlam taşır. Kumar, uzun vadeli umudu olmayanlar için umut ve varoluşsal anlam sunar. İyi bir örnek, çok az güvenlik veya beklenti sunan bir işte çalışan işçi sınıfı bir işçidir. Uzun vadeli bir umut olmadan bu işçi, gelirinin çoğunu, bir miktar zenginlik umutları bulduğu piyango biletlerine yatırabilir.
Son olarak kumar, sosyal sistemin ve statükonun korunmasına yardımcı olur. Kumarın yasal olduğu bir yargı yetkisi, sosyal olarak marjinalleştirilmiş gruplardan bireylerin bir piyango çekilişinde zenginlik umutlarını sürdürmelerine izin verir. Kumar onlara bir rüya verir, işle ulaşamayacakları bir şey. 50 yılı aşkın bir süre önce araştırmacılar, işçi sınıfı bireylerinin toplumdaki üst sosyal sınıftan insanlara göre piyango bileti satın alma olasılıklarının daha yüksek olduğunu bulmuşlardır.
Diğer bir deyişle, kumarı bu bireyler için işlevsel ve çekici kılan kumarın beklenen faydasıdır. Ödüllerin mutlak değeri önemli değildir; bunun yerine, kumarın beklenen faydası, sosyal olarak dezavantajlı gruplardan bireyleri kumar oynamaya çeker. Kumar, özellikle yoksul yaşlılar için varoluşsal bir anlam ifade eder. Bu nedenle, yasallaştırılmış ve ticari kumarın toplumumuzdaki statükoyu ve sınıf sistemini korumaya yardımcı olduğunu iddia etmek mantıklıdır.
Sosyologların görüşüne göre kumar, bir tür kültürel oyun ve eğlenceli aktivitedir. Oyun teorisyenleri uzun süredir kumarı oyun ve eğlence için önemli olarak kabul ediyor. Birçok Asya kültüründe çocuklar kumar oynamayı ebeveynlerinden öğrenir. Filipinler'de, küçük çocuklara ebeveynleri tarafından kriket dövüşünün kuralları ve bahisleri öğretilir. Kumar sürecinde çocuklar sadece bilişsel akıl yürütme ve bahis oynamayı değil, aynı zamanda kazanmanın duygusal doruklarını ve süreçteki eğlenceyi de deneyimliyorlar.
Hong Kong ve Makao'da birçok küçük çocuk, festivaller sırasında aile toplantılarında kumar oynamayı öğreniyor. Kumarbazların Hong Kong'daki isimsiz toplantılarında (İng: "Gambler's Anonymous Meetings") iyileşen kumarbaz hikayelerinde, aile üyelerinden kumar oynamayı öğrenme hikayelerini duymak çok yaygındır. Onlar ve birçok Çinli kumarbaz için kumar eğlenceli, kültürel ve ailevi bir aktivitedir.
Sosyolojik bir bakış açısıyla kumar; bireylere, özellikle de toplumun alt ucundakilere varoluşsal anlam sunduğu için işlevsel bir davranıştır. Ayrıca, onlara favori bir eğlence ve umut verir. Ve kumarbazın kumar oynama davranışını, artan kayıplar karşısında bile başlatan ve sürdüren de bu umuttur.
Ek olarak bir bireyin sosyal ortamıyla ilgili bazı yönler kumar oynama davranışını etkiler. Örneğin; araştırmacılar kumar sorunları, yetersiz ebeveyn denetimi ve suçluluk arasında bir ilişki bulmuştur. Araştırmalar ayrıca dul, ayrılmış veya boşanmış bireylerin ve genç yaşta kumar oynamaya başlayan bireylerin kumar sorunlarına diğerlerine göre daha duyarlı olduklarını göstermiştir.
Risk Faktörleri
Kağıt oynayan veya bahse giren her insan kumar sorunu yaşamasa da belirli faktörler daha sık kumar oynamayla ilişkilendirilmiştir:
- Zihinsel Sağlık Sorunları: Kompulsif kumar oynayan kişilerde sıklıkla madde kullanımı sorunları, kişilik bozuklukları, depresyon veya anksiyete görülür. Kompulsif kumar, Bipolar Bozukluk, Obsesif-Kompulsif Bozukluk veya Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu ile de ilişkili olabilir.
- Yaş: Kompulsif Kumar Bozukluğu, genç ve orta yaşlı insanlarda daha yaygındır. Çocukluk veya gençlik yıllarında kumar oynamak, Kompulsif Kumar Bozukluğu geliştirme riskini artırır ancak yaşlı yetişkin nüfusta da Kompulsif Kumar görülebilir.
- Cinsiyet: Kompulsif Kumar Bozukluğu, erkeklerde daha yaygındır. Kumar oynayan kadınlar genellikle daha geç yaşta kumara başlar ve daha çabuk bağımlı hale gelebilir. Fakat erkekler ve kadınlar arasındaki kumar alışkanlıkları giderek benzer hale gelmiştir.
- Aile veya Arkadaş Etkisi: Aile üyelerinizin veya arkadaşlarınızın kumar sorunu varsa, sizde de olma ihtimaliniz daha yüksektir.
- Bazı İlaç Grupları: Parkinson Hastalığı ve Huzursuz Bacak Sendromu gibi hastalıkları tedavi etmek için kullanılan dopamin agonistleri adı verilen ilaçların, bazı insanlarda kumar oynamak da dahil olmak üzere zorlayıcı davranışlarla sonuçlanabilecek nadir bir yan etkisi vardır.
- Belirli Kişilik Özellikleri: Huzursuz, çabuk sıkılan, işkolik veya çok rekabetçi olma eğiliminde olan kişilerin kumar oynama bozukluğu geliştirme riski daha yüksek olabilir.
Teşhis Yöntemleri
Kompulsif Kumar Bozukluğu'nun tanısı klinik gözlem ile konulur. Bozukluğu teşhis etmek için bir akıl sağlığı uzmanı bireyin semptomlarını inceleyerek bunları DSM-5 kriterlerine göre değerlendirecektir.
DSM-5'ye göre klinik olarak belirgin bir bozulmaya veya sıkıntıya yol açan sürekli ve yineleyici sorunlu kumar oynama davranışı, bireyin 12 aylık bir süre içinde aşağıdakilerden dördünü (veya daha fazlasını) sergilemesi ile belirlenir:
- İstenen heyecanı elde etmek için artan miktarlarda para ile kumar oynama ihtiyacı duyar.
- Kumar oynamayı kesmeye veya bırakmaya çalışırken huzursuz veya sinirlidir.
- Kumarı kontrol etmek, azaltmak veya durdurmak için tekrar tekrar başarısız girişimlerde bulunur.
- Sıklıkla kumar oynamakla meşguldür, kumar hakkında düşünür.
- Sıkıntılı hissettiğinde sıklıkla kumar oynar (örneğin çaresiz, suçlu, endişeli, depresif).
- Kumarda para kaybettikten sonra, çoğu zaman başka bir gün intikam almak için geri döner.
- Kumarla olan ilişkisinin boyutunu gizlemek için yalan söyler.
- Kumar yüzünden önemli bir ilişki, iş veya eğitim veya kariyer fırsatını tehlikeye atmıştır.
- Kumarın neden olduğu umutsuz mali durumları düzeltmek için para konusunda başkalarına bel bağlar (güvenir),
- Kumar davranışı manik bir dönemle daha iyi açıklanamaz.
Ek olarak zihinsel bir sağlık değerlendirmesi, altta yatan başka zihinsel bir sağlık sorunu olup olmadığını belirlemede yardımcı olabilir. Örneğin bipolar bozukluk, depresyon ve mani veya hipomaniden kaynaklanan aşırı ruh hali değişimleri bazen kumar oynama davranışlarına neden olabilir.
Bir zihinsel sağlık değerlendirmesi, sorunların ne ölçüde işlev bozukluğu yarattığını da ortaya çıkaracaktır. Hastalardan aşağıdaki konularda bilgi vermeleri istenebilir:
- Geçmiş ve mevcut kumar davranışları,
- Kumardan kaynaklanan sonuçlar ve etkileri,
- Davranışı yönetme ve kontrol etme girişimleri,
- Kumar oynama dürtüleri ve davranışlarıyla ilgili düşünce ve duygular,
- Akıl sağlığı koşulları, madde kullanımı veya bağımlık geçmişi,
- Ailenin kumar geçmişi.
Tedaviler veya İdare Yöntemleri
Kompulsif Kumar Bozukluğu'nun tedavi seçenekleri arasında psikoterapi, ilaç ve destek grupları bulunur. Kompulsif Kumar Bozukluğu'nun tedavisi zor olabilir. Bunun nedeni kısmen çoğu insanın sorunları olduğunu kabul etmekte zorlanmasıdır. Yine de tedavinin büyük bir kısmı, kompulsif bir kumarbaz olduğunuzu kabul etmeye yöneliktir.
Aileniz veya işvereniniz size terapi için baskı yaptıysa, kendinizi tedaviye direnirken bulabilirsiniz. Ancak bir kumar sorununu tedavi etmek, kontrol duygusunu yeniden kazanmanıza ve muhtemelen hasar görmüş ilişkileri veya mali durumuzu iyileştirmenize yardımcı olabilir.
Bilişsel Davranışçı Psikoterapi
Bilişsel davranışçı terapiler (BDT) çoğunlukla vakalarla yarı yapılandırılmış, problem odaklı görüşmeler yoluyla kompulsif davranışların devam etmesine yol açan irrasyonel düşünce süreçlerine ve inançlara odaklanır. Terapi sırasında birey, bağımlılık yapan davranışları ve bunların kalıplarını öğrenir ve bunlarla başa çıkmak için yeni stratejiler geliştirir.
BDT sırasında terapist; bireyin işlevsiz düşüncelerini, bilişsel süreçlerini, inançlarını ve duygularını fark etmesine, alternatif davranışlar ve amaçlı ve sistematik yöntemlerle değiştirmesine yardımcı olma ve rehberlik etme görevini üstlenir.
Kumar terapisi genellikle önemli olayların, duyguların, düşüncelerin ve inançların bir günlüğünü tutmayı; işlevsiz bilişleri, varsayımları, değerlendirmeleri ve inançları kaydetmeyi ve yeni davranış ve tepki kalıpları geliştirmeyi içerir. Özellikle kumar bozukluğunda finansal konuları doğru kullanmak için yeni stratejiler geliştirmeye odaklanır. Bu tür davranış kalıplarının gelişmesinde ve mantıksız duygu, düşünce ve bilişlerin farkına varılmasında ve bunların sağlıklı olanlarla değiştirilmesinde, özellikle kumar oynamama ve kumarın önlenmesinde önemli rol oynar.
Kısa Motivasyonel Görüşmeler
Motivasyonel görüşme teknikleri, bireylerin problemli davranışlarına ve problemli davranışların azaltılmasında motivasyonlarını artırmaya odaklanır. Kısa motivasyon görüşmeleri, genellikle 20 ila 75 dakika arasında olan tek oturumlu görüşmelerdir. Kısa motivasyonel görüşmeler, kumar oynama sıklığını azaltmada ve maddi kayıpları önlemede başarılı sonuçlar vermektedir.
Tek başına bir müdahale yöntemi olarak kullanılmasının yanı sıra Bilişsel Davranışçı Terapi ile birlikte kullanılması genellikle daha etkili sonuçlar vermektedir. Kısa motivasyonel görüşmelerdeki ana odak noktaları aşağıdaki gibidir:
- Kumar davranışı için tarama sonuçlarının açıklanması (genellikle South Oaks Kumar Tarama Testi ile yapılan tespitler),
- Kumar hakkında bilgi vermek,
- Bireyin kumar oynama davranışının sonuçlarının incelenmesi,
- Kumar davranışının altında yatan nedenleri tartışmak.
Kısa motivasyonel görüşme tekniklerinde; klinisyen, kumar davranışlarını azaltmak ve değiştirmek için motivasyonel kaynaklar bulma konusunda bireyleri destekler. Kısa motivasyonel görüşme tekniklerinin diğer terapötik yaklaşımlardan farkı, bir ruh sağlığı çalışanı ile yapılmasına gerek olmaması ve bu konuda eğitim almış bir doktor veya hemşire gibi bir sağlık çalışanı ile yapılabilmesidir.
Uzaktan veya Kendi Kendine Yardım Teknikleri
Kumar bozukluğu tedavisinde, yüz yüze tedavi seçeneklerine sınırlı erişimi olan bireyler için daha az maliyetli olması ve tamamen anonim olması gibi özelliklerinden dolayı yardım arama engellerini ortadan kaldıran bir yaklaşım olarak uzaktan veya kendi kendine yardım teknikleri kullanılmaktadır.
Teknikler; uzaktan veya kendi kendine yardım teknikleri hakkında kitapçıklar ve sunumlar, kumar hakkında bilgiler, "aşermenin" nasıl önleneceğine dair bazı teknikler ve risk analizi hakkında bilgiler içerir. Telefon, kısa mesaj veya e-posta yoluyla yapılan görüşmeler de bu kapsamda değerlendirilir.
Riskli kumar davranışına sahip olan ve uzaktan veya kendi kendine yardım tekniklerinden yararlanan bireylerin kumar ve kumarla ilgili zararlardan kaçınmayı daha kolay buldukları tespit edilmiştir. Bu yardım seçeneğinin, tedaviye erişimde engellerle karşılaşma olasılığı daha yüksek olan kadınlar ve diğer özel gruplarda (engelli, emekli vb.) özellikle etkili olduğu bulunmuştur.
İlaç Tedavisi
Kumar bozukluğunun tedavisi için FDA onaylı spesifik bir farmakoterapi yoktur. Araştırmacılar çeşitli ilaçları test etmekte ve bazıları umut vaat etmektedir. Bugüne kadar, essitalopram, lityum, nalmefen, valproat, topiramat, paroksetin ve naltrekson için olumlu sonuçlar gösteren randomize klinik çalışmalar bulunmaktadır. Ancak henüz hiçbir ilacın tek başına onu “Yüksek Kaliteli Ampirik Kanıt” ile bir tedavi olarak sınıflandırmamız için yeterli desteği yok.
Tedaviye Yönelik Zorluklar
Tüm bağımlılıklar doğası gereği, tedavi sağlayıcılar için özel problemler doğurur. Amaca yönelik (maksadı olan) diğer insan davranışları gibi, bağımlılık yapan davranışlar da uyarlanabilir veya işlevsel değere sahiptir ve bu nedenle davranışları değiştirme çabaları genellikle başarısız olur.
Bağımlılığın merkezinde kararsızlık yer alır. Bağımlı olan ve değişimi düşünenler, bağımlılıklarından kurtulmak isterler; aynı zamanda, bağımlılıklarının sağladığı tatminleri de arzularlar. Bağımlılıklarının verdiği zararın farkına vardıkça, bırakmak istediklerini söylemeye başlarlar. Elbette bir davranıştan vazgeçmeyi dilemek ya da bırakmak isteğini ifade etmek, onu yapmakla aynı şey değildir. Belirgin zararlı sonuçlara rağmen, bağımlılığın sancıları içindeki insanlar, deneyimin sevdikleri kısmına tutunur: başlangıçta uyarlanabilir olan ve hatta acı veren duygulardan kurtulmak gibi olumlu sonuçlar doğurmuş olan kısma.
Değişimin anahtarı, kumarbazların kumarı hayatlarında yıkıcı bir etken olarak tanımlamalarında olduğu gibi, bağımlılar, bağımlılıklarının maliyetlerinin faydalarından daha fazla olduğunu fark etmeye başladıklarında gelir. İşte bu noktada bağımlı kişiler genellikle güvendikleri kişilerden kendilerini durdurmalarına yardım etmelerini isterler ve profesyonel yardım almak için ilk adımları atarlar. Bu dönüm noktası, bir süre için yoksunluk ve nüksetme nöbetlerinin meydana gelme olasılığını içeren karmaşık bir dinamik sürecin ilk adımıdır.
Müddet Tahminleri (Prognoz)
Kompulsif Kumar Bozukluğu, alkol veya uyuşturucu bağımlılığı gibi, tedavi olmaksızın daha da kötüleşme eğiliminde olan uzun vadeli bir hastalıktır. Tedavi olsa bile, tekrar kumar oynamaya başlamak (nüksetmek) yaygındır. Bununla birlikte, Kompulsif Kumar Bozukluğu olan kişiler, doğru tedavi ile çok başarılı olabilirler.
Görülme Sıklığı ve Dağılımı (Epidemiyoloji)
Kumarın binlerce yıl öncesine dayanan ve birçok kültüre ve topluma yayılan uzun bir geçmişi vardır. 1980'lerin ortalarından bu yana, ticari kumarda benzeri görülmemiş bir büyüme olmuştur ve yıllık küresel kumar kayıplarının 2016'da toplam 400 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir. Bu büyüme; yasal kumarın artan kabulü, kumar ve finansal teknolojilerin kesişmesi, internet ve mobil cihazların etkileri, kumarın geleneksel kumar dışı ortamlara ve diğer küreselleşme güçlerine yayılmasından kaynaklanmaktadır.
Kumar Bozukluğu ve sorunlu kumar davranışları, kumarın mümkün olduğu (oynandığı) her ülkede bildirilmiştir. Eğlence amaçlı bir davranış olarak kumar, evrenseldir ve özellikle bazı toplumlarda normatif bir davranıştır. Kuzey Amerika buna bir örnektir; 1999'da yapılan bir anket, genel nüfusun %86'sının bir tür kumar oynadığını bildirdi ancak diğer anketler, özellikle anlık piyangolar, slot makineleri, bahis havuzları ve kart oyunları içeren kumar için katılım oranlarının %90'ı aştığını gösteriyor. Çoğu kişi sorumlu bir şekilde kumar oynarken, oynayanların küçük bir yüzdesi, sorunlu kumar davranışları geliştirir.
Kumar Bozukluğu prevalansı erkeklerde kadınlara göre oldukça yüksektir. Anketler ve klinik veriler, erkeklerde oranların kadınlara göre yaklaşık iki ila üç kat olduğunu göstermektedir. Ulusal Komorbidite Araştırmasının tekrar sonuçları Kumar Bozukluğu olasılığının erkeklerde kadınlara göre anlamlı derecede yüksek olduğunu bildirmiştir. NESARC (Alkol ve İlişkili Durumlara İlişkin Ulusal Epidemiyolojik Araştırma) çalışmasında, Kumar Bozukluğu olan kişilerin %72'si erkek ve %28'i kadındı.
Kumar Bozukluğu, 20'li yaşların ortasından 30'lu yaşların sonlarına kadar değişen bir başlangıç yaşına sahiptir, ancak ilk kez yaşlanma sırasında bile ortaya çıkabilir. Klinik çalışmalarda, başlangıç yaşı aralığı nispeten dar olmuştur. Örneğin, bir pilot aile çalışmasına katılan 31 denekle yapılan çalışma, ortalama başlangıç yaşı 36.4 yıl, bir essitalopram (antidepresan) denemesine kayıtlı 19 kişi için 38.3 yıl ve bir bupropion (antidepresan) denemesinde 39 denek için 35.8 yıl bildirmiştir.
Önlem Yöntemleri
Kumar sorunlarını önlemenin kanıtlanmış bir yolu olmamasına rağmen, yüksek risk altındaki bireyleri ve grupları hedefleyen eğitim programları yardımcı olabilir. Kompulsif Kumar Bozukluğu için risk faktörlerine sahipseniz, her türlü kumardan, kumar oynayan kişilerden ve kumar oynanan etkinliklerden kaçınmak faydalı olabilir.
Etimoloji
"Gamble" terimi, İngilizcede hem yazım hem de semantik olarak pek çok değişim geçirmiştir: gamel, gamlen, gamelen, gamenen, gaemnian, gamenian ve gamen. Başlangıçta, Eski İngilizce kelime "gamen", "eğlence" veya "eğlence yoluyla zevk" anlamına geliyordu.
Orta Çağ'da eğlence yoluyla zevk almanın bir yolu kumar oynamaktı ve mecazi olarak kelime tamamen bununla ilişkilendirilmişti. Germen dillerinde ise "kişi" anlamına gelen "mann" kökü ile "birlikte" anlamına gelen "ga-" ön ekinin birleşiminden oluşan ve neredeyse bütün Germen dillerinde "spor" anlamına gelen gaman kelimesi, "insanları bir araya getirmek" olarak tercüme edilmekte olup insanları bir araya getirmek normalde "eğlenceye" yol açtığından ve bir tür eğlence "kumar oynamak" olduğundan zamanla "gamble" (Tür: "kumar") terimi gelişmiştir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 9
- 4
- 3
- 2
- 2
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- M. N. Potenza, et al. (2002). Gambling. Journal of General Internal Medicine, sf: 721-732. doi: 10.1046/j.1525-1497.2002.10812.x. | Arşiv Bağlantısı
- J. E. Grant, et al. (2006). Medication Management Of Pathological Gambling. Minnesota medicine, sf: 44-48. | Arşiv Bağlantısı
- M. N. Potenza. (2008). Review. The Neurobiology Of Pathological Gambling And Drug Addiction: An Overview And New Findings. Philosophical transactions of the Royal Society of London. Series B, Biological sciences, sf: 3181-3189. doi: 10.1098/rstb.2008.0100. | Arşiv Bağlantısı
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic And Statistical Manual Of Mental Disorders (5Th Ed.).
- Mayo Clinic. Compulsive Gambling - Symptoms And Causes. (18 Haziran 2022). Alındığı Tarih: 22 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Mayo Clinic | Arşiv Bağlantısı
- D. Bodor, et al. (2021). Treatment Of Gambling Disorder: Review Of Evidence-Based Aspects For Best Practice. Ovid Technologies (Wolters Kluwer Health), sf: 508-513. doi: 10.1097/YCO.0000000000000728. | Arşiv Bağlantısı
- S. W. Kraus, et al. (2020). Current Pharmacotherapy For Gambling Disorder: A Systematic Review. Expert Opinion on Pharmacotherapy, sf: 287-296. doi: 10.1080/14656566.2019.1702969. | Arşiv Bağlantısı
- T. P. S. Oei, et al. (2018). Effectiveness Of A Self Help Cognitive Behavioural Treatment Program For Problem Gamblers: A Randomised Controlled Trial. Journal of Gambling Studies, sf: 581-595. doi: 10.1007/s10899-017-9723-1. | Arşiv Bağlantısı
- H. C. Rivera. What Is Gambling Disorder?. (1 Ağustos 2021). Alındığı Tarih: 22 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Psychiatry | Arşiv Bağlantısı
- M. N. Potenza, et al. (2019). Gambling Disorder. Nature Reviews Disease Primers, sf: 1-21. doi: 10.1038/s41572-019-0099-7. | Arşiv Bağlantısı
- T. Newman. Gambling Addiction: Symptoms, Triggers, And Treatment. (19 Haziran 2018). Alındığı Tarih: 22 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Medicalnewstoday | Arşiv Bağlantısı
- S. A. Jazaeri, et al. (2012). Reviewing Two Types Of Addiction – Pathological Gambling And Substance Use. Indian Journal of Psychological Medicine, sf: 5-11. doi: 10.4103/0253-7176.96147. | Arşiv Bağlantısı
- M. N. Potenza, et al. (2002). Gambling: An Addictive Behavior With Health And Primary Care Implications. Journal of General Internal Medicine, sf: 721. doi: 10.1046/j.1525-1497.2002.10812.x. | Arşiv Bağlantısı
- D. W. Black, et al. (2019). The Epidemiology Of Gambling Disorder. Springer, Cham, sf: 29-48. doi: 10.1007/978-3-030-03060-5_3. | Arşiv Bağlantısı
- C. C. Chan, et al. (2016). The Etiology Of Problem Gambling. Springer, Singapore, sf: 75-94. doi: 10.1007/978-981-10-1068-2_4. | Arşiv Bağlantısı
- H. J. Shaffer, et al. (2011). Disordered Gambling: Etiology, Trajectory, And Clinical Considerations. Annual Reviews, sf: 483-510. doi: 10.1146/annurev-clinpsy-040510-143928. | Arşiv Bağlantısı
- The Etymology Nerd. The Pleasures Of Gambling (?). Alındığı Tarih: 15 Eylül 2022. Alındığı Yer: The Etymology Nerd | Arşiv Bağlantısı
- Etymonline. Gamble | Etymology, Origin And Meaning Of Gamble By Etymonline. (28 Ekim 2016). Alındığı Tarih: 15 Eylül 2022. Alındığı Yer: Etymonline | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 04:52:27 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12269
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.