Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 7 Aralık 2012 15 dk.

Birçok insan, genetiği çok tekdüze zanneder: iki ebeveynin gözleri "baskın" olarak bilinen kahverengi ise, çocukları da öyle olmak zorundadır diye düşünürler. Ancak ikisi de mavi gözlü gibi "çekinik" bir renkteyse, yavrular da mavi göz rengine sahip olabilir diye düşünürler. Ama bu doğru değildir. Mavi gözlü ebeveynlerin, kahverengi gözlü çocukları olabilir. Her ne kadar sözde esprili bir dille "sütçü-tüpçü" gibi cinsel kimliği aşağılayıcı malzemelere dönüştürülse de, modern genetik açısından bu sözde "beklenmedik" durumlara rastlamak mümkündür. Bu makalemizde, göz rengiyle ilgili güncel bilgiler ışığında, temel genetik bilgilerini kullanarak size bunun nasıl olduğunu anlatmaya çalışacağız. Bu makalede özellikle, mavi gözlü anne-babaların kahverengi gözlü bir çocuğa nasıl sahip olabileceklerini mantıklı ve bilimsel bir şekilde açıklayacağız.

Türkiye'de ve Dünya'nın sayısız ülkesinde göz renkleri, Mendelyen özellikte genetiğe örnek olarak gösterilir. Mendelyen genetiğe uygun karakterler, tek bir özelliği, tek bir genin kontrol ettiği karakterlerdir. Liselerde buna boy uzunluğundan, saç ve göz rengine kadar sayısız örnek verilir. İşin üzücü tarafı, lisede "Mendelyen karakter" olarak verilen tek bir özelliğin bile Mendelyen karakterde olmamasıdır; hatta gerçekten çok kötü örnekler olmasıdır. Göz rengi, saç rengi, dil yuvarlama becerisi, ayak parmaklarının yapısı, saçların ön kısmındaki V şeklindeki uzantı, kulak memelerinin yapışıklığı/ayrıklığı, başparmağı bükebilme becerisi (otostopçu parmağı) ve daha nicesi... Bunların hepsi liselerde Mendelyen karakter olarak, tek bir genin baskın ve çekinik versiyonlarına (alellerine) bağlı olarak belirlendiği anlatılır. İstisnasız olarak hepsi de hatalıdır. Bunların hiçbiri tek bir genin farklı alellerine bağlı olarak belirlenmez. Hepsinde birden fazla gen belirleyici rol oynar, hatta bazılarında 8-30 farklı genin işlevi tespit edilmiştir! Dolayısıyla lisedeki basit hesaplama ile tespit edilebilir unsurlar değildir. 

170
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Mehmet Akif
Mehmet Akif
22K UP
İnceleyen10 20 Şubat 2024
Stefan Zweig'in ölmeden önce yazdığı son kitap olmasının yanı sıra ağır bir savaş psikolojisini, durumunu da barındıran, özellikle boş vakitlerinizde tek oturmada okumak isteyebileceğiniz ve ondan sonra biraz da üzerine düşünüp anlamaya çalışacağınız size illaki bir şeyler katacak kısa bir kitap. Okuduğunuz süre boyunca enteresan bir psikoloji içine girmeniz kaçınılmaz. Hatırladığım kadarıyla ilk okumamda bununla birlikte bir de garip bir özgüven yaşamıştım satranç oynama konusunda. Tabii sonraki okumalarımda her defasında farklı bir ayrıntı, siyasi ve sosyal bağıntı keşfetmek ve kitabın adı dışında daha ağır anlamlar taşıdığı fark etmek de değişik hissettirmişti. Bunlar kitabın sunduklarının bir kısmı ki oldukça da kısa kitaptır ama o kısacık kitapta Zweig'in intiharına giden adımların gölgesi ve 1940'ların ağır kokusu vardır.
Kitap
9.9/10
(73 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
13
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Ekleyen 29 Mayıs 2022 42 dk.

Kan basıncı, kanı dolaşım sisteminde hareket ettiren kuvvettir ve yaşam için hayati önem taşır. Kanımızı dolaşım sistemi etrafında akmaya zorlayan basınç olmadan, atardamarlarımız aracılığıyla dokulara ve organlara oksijen veya besin iletilemez. Bağışıklık ve insülin gibi hormonlar için beyaz kan hücresi ve antikor sağladığı için de ayrıca hayati önem taşır.

Hipertansiyon, atardamarlardaki kan basıncının tehlikeli bir şekilde yükseldiği, uzun süreli tıbbi bir durumdur ve genellikle semptomlara neden olmaz. Bununla birlikte, uzun süreli hipertansiyon, felç, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, atriyal fibrilasyon, periferik arter hastalığı, görme kaybı, kronik böbrek hastalığı ve bunama için önemli bir risk faktörüdür.

46
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Merve İlboğa
4 gün önce
Film
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Murat Kılıç
Seslendiren 28 Temmuz 2023 27:34
Yer çekimi, Dünya üzerindeki cisimlerin yere, yani Dünya'ya doğru düşme eğilimine verilen isimdir. Kütle çekimi (veya kısaca "kütleçekim") ise,...
117
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 2 gün önce 3 dk.

Panama kıyılarındaki Jicarón Adası'nda ilginç ve bir o kadar da endişe verici bir olay yaşanıyor. Araştırmacıların 19 Mayıs'ta Current Biology'de yayınladıkları rapora göre, Jicarón Adası'nda yaşayan beş genç kapuçin maymunundan oluşan bir çete, uluyan maymunların yavrularını kaçırmaya başladı.[1] Bu olayın nedeni net olarak bilinmiyor olsa da kaçırılanlar için genellikle ölümcül oluyor. Almanya'nın Konstanz kentindeki Max Planck Hayvan Davranışları Enstitüsü'nde evrimsel davranış ekolojisti olan Brendan Barrett şöyle diyor:

Primatlar arasında bebek kaçırma olayları nadir değildir. Bilim insanları daha önce de makakların birbirlerinden bebek çaldığını ve genç erkek kapuçinlerin bazen bebek bakıcılığı yapmak için gruplarındaki bebekleri kaçırdığını gözlemledi. Çalışmada yer almayan Kaliforniya Üniversitesi evrimsel antropoloğu Susan Perry şu sözleri söylüyor:

11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
12K UP
Gözlemi Yapan 10 saat önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı Göleti kenarında gözlemlenmiştir.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Deniz Gültekin
Üye
Bilim sevgisini genç ve parlak zihinlere aşıladığınız için sonsuz teşekkürler. .
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 3 Şubat 2019
Bir yenilgi nedir? Eğitimden, daha iyiye doğru bir ilk adımdan başka bir şey değildir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
23
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Umut Karip
Umut Karip
184K UP
Yazar 24 Şubat 2024 23 dk.

Sihirli mantarlar (İng: "magic mushrooms") olarak anılan mantarlar, metaboliti yani metabolizması tarafından üretilen kimyasal bileşiği psilosibin (4-fosforiloksi-N,N-dimetiltriptamin) olan mantarlardır. Bu mantarlar, şapkalı mantar türlerini içinde bulunduran bazidiyomisetler (İng: "basidiomycetes") mantar grubunda yer alır. Genel kanının aksine, bir veya birkaç tane sihirli mantar türü yoktur: Sihirli mantarlar, 200'den fazla farklı mantar türünü içerir! Bu mantarların içerdiği psilosibin miktarları türe, mantarların yetiştiği ortama ve tükettiği besinlere göre değişiklik gösterir.

Psilosibin içeren mantarların insanlar tarafından 5,3 milyon yıldır kullanıldığı tahmin edilmektedir. Sihirli mantarlar, tarih boyunca çeşitli amaçlarla kullanıldığı gibi, çeşitli isimlerle de anılmıştır. Örneğin, dini ve iyileştirici ritüellerinde sihirli mantarları kullanan Güney Amerikalı Aztek yerlileri, bu mantarlara "Tanrı'nın eti" anlamına gelen "teonanacatl" adını vermiş ve mantarları "kutsal" kabul etmiştir. Bu isim, bu mantarların doğada bulunan sıradan mantarlardan farklı şekilde konumlandırıldığını, aynı zamanda manevi boyutlarının da bulunduğunu göstermektedir. Bu anlamda enteojen (İng: "entheogen") olduğu söylenebilen sihirli mantarlar, ruhani amaçlarla ritüellerde veya dini bağlamlarda kullanılmaktadır.

55
4
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

İnceleme
Veli Sarıgül
İnceleyen7 5 gün önce
Hikayeyi bir kenara bırakıp yalnızca Tom Cruise’un manyaklık yaptığı sahneler için bile gidilir. Herif delirmiş! Biraz duygusallığın yanı sıra damardan aksiyon sahneleri de bana yetti de arttı. Senaryo hâlâ Mission: Impossible çizgisinde, yani mantıktan çok momentumla ilerliyor.

Aksiyonu her ne kadar iyi olsa da, senaryo biraz dağınık. Hem senaryo hem hikaye bakımından Fallout ve Rogue Nation’ın biraz gerisinde kalıyor. Christopher McQuarrie yönetmen koltuğuna oturduğundan beri M:İ bambaşka bi’ seyirde ilerliyor. Ama hayır, iyi bir bağlamda değil, seyir zevki yüksek olsa da bu abinin gelmesi hiç yaramadı bize.

Mantık aramaya gelmediysen, “adamlar bu sahneyi nasıl çekmiş yahu?” diye ağzın açık kalmaya razıysan ve iki saatten fazla koltukta ter içinde kalmaya hazırsan, al sana yılın saf aksiyon deneyimi.

Part One’da ağzımıza bir parmak bal çalmışlardı, bunda da kaşıklıyorlar.
8.3/10
(3 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Mission: Impossible - The Final Reckoning
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Tıp konusunda geliştirebilirsin.

Meriç Öztürk
Seslendiren 1 gün önce 25:31
Uzaydan gelen mesaj "Free İmamoğlu" mu diyor? Bir garip sinyal deyip geçmeyeceğiz! Astrositlerin üstüne vazife mi hafıza oluşumuna yardımcı...
3
Eser
Ece Müker
Ece Müker
510K UP
Eseri Ekleyen 7 saat önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Söz
Batuhan Aslan
Batuhan Aslan
20K UP
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
(...)en çok zamanı kaybettiren başlanmış ve bitirilmemiş işlerdir.
Kaynak: İrade Eğitimi, Sayfa 125 (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)
9.6/10
(24 Kişi)
Puan Ver
"Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim." -Cemil Meriç
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zəhra Əzizova
Öğrenmeye meraklı biri 23 saat önce Sen de Cevap Ver

Son zamanlarda sanki herkes bir savaşın tarafıymış gibi. Bir olay daha tam anlaşılmadan, herkes safları belirliyor. Ne doğru düzgün bilgiye bakılıyor, ne de karşı taraf dinleniyor. Sanki düşünmek zaman kaybı olmuş, hisle hareket etmek marifet.

Bir bakıyorsun sosyal medyada bir haber: Dakikalar içinde insanlar ikiye bölünüyor. Kimse “Bu neden oldu?” diye sormuyor, “Kim haklı?” değil artık mesele — “Benim tarafım haklı!” demek istiyor herkes. Çünkü haklı olmak değil, haklı görünmek önemli hale geldi. Bu hal, sadece Türkiye’ye özgü değil, Azerbaycan’da da var. Her cümle ya bir etiketle başlıyor ya da bir susturmayla bitiyor. Ve insanlar fikirlerini ifade etmek yerine, ya susmayı seçiyor ya da bağırarak konuşmayı. Oysa ikisi de çözüm değil. Bir toplumda en çok kaybolan şey diyalogsa, orada herkes biraz yalnız kalır. Kutuplaşma sadece fikir ayrılığı değildir, anlayış eksikliğidir. Ve anlayış eksikliği, zamanla güveni de tüketir. Birbirine güvenmeyen insanlar, bir arada duramaz. Farklı düşüneni hemen “düşman” gibi görmek bu yüzden çok tehlikeli. Çünkü bu zihniyet bir milletin değil, bir kavganın zihniyetidir.

Peki nasıl oldu da bu hale geldik?

Bir kısmı teknolojiden: her şey çok hızlı, çok kısa, çok yüzeysel. İnsanlar haberi tam okumadan yorum yapıyor. Biri bir şey paylaşınca hemen ya alkış ya da linç geliyor. Derinleşmeden konuşmak, bağırarak susmak gibi bir şey. Ve bu hız, düşünmeyi değil, tepkiyi öğretiyor insana. Ama bu sadece teknolojiyle açıklanamaz. Biraz da biz büyürken tartışmayı değil, taraf olmayı öğrendik. Bir fikre karşı çıkmak demek, o kişiye düşman olmak sanıldı. Halbuki düşünce çatışması gelişmenin ta kendisidir. Bir millet farklı düşünebiliyorsa, özgürdür. Ama farklı düşüncelere tahammül edemiyorsa, tutsaktır.

Bu tablo değişir mi?

Evet, ama kolay olmaz. Bu bir sistem değil, bir kültür meselesidir. Annelere, babalara iş düşer. Öğretmenlere, yazarlara, gençlere… En çok da birbirine kalbini kapatmamış insanlara. Bir çocuğa “Senin düşüncen değerli ama başkası da konuşmalı” demekle başlar bu iş. Bir öğretmenin sınıfta "Fikir çatışması zenginliktir" demesiyle devam eder. Bir arkadaşının "Ben seninle aynı fikirde değilim ama seni dinliyorum" demesiyle kök salar.

Biz bunu başarabiliriz. Çünkü biz sadece aynı dili değil, aynı geçmişi de paylaşıyoruz. Türkiye’de de Azerbaycan’da da insanlar yorgun artık. Kavga sesinden, öfke dilinden, bölünmekten bıkmış durumda. Ve bu yorgunluk bazen en büyük fırsattır. Çünkü insanlar artık susmak değil, anlaşılmak istiyor. Ve anlaşılmak için önce anlamaya çalışmak gerekir.

Bu bir umut yazısı değil, bir hatırlatma: Taraf olmak kolaydır. Fikir sahibi olmak da kolaydır. Ama karşı tarafı gerçekten duymak, işte o erdemdir. Ve erdemli insanlar bir toplumu ya iyileştirir… Ya da kaybolmuş vicdanını yeniden inşa eder. Biz böyle bir halkız. Birbirini dinlemeyi yeniden hatırlarsak, yeniden güçleniriz. Çünkü kutuplaşmanın panzehiri, saygıyla kurulan cümlelerdir. Ve belki de bu çağın en devrimci cümlesi şudur:

Seni dinliyorum :)

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close