Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Orhan Aydın
Orhan Aydın
1,095 UP
İnceleyen10 5 gün önce
Yedi edebiyat tutkununun bu güzel yolculuğunu içtenlikle kutluyorum. Zincir öykü tekniği, her birimizin hayata farklı açılardan bakmasına rağmen bir araya geldiğimizde nasıl bir uyum yakalayabildiğimizi gösteriyor. Bu birliktelik, farklılıklar içinde nasıl bir bütün oluşturabileceğimizi ve edebiyatın birleştirici gücünü ortaya koyuyor. Yolunuz açık olsun...
Kitap
10.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ezgi Ersoy
Ezgi Ersoy
61K UP
Yazar 21 Haziran 2022 21 dk.

Kenevir (veya "kendir"), Cannabis sativa bitkisinin Türkçe ismidir. Bu bitkinin çeşitli kısımlarının toz edilip sarılarak tüketildiği hali ise "esrar" (veya "marihuana") olarak bilinmektedir. Aslen Orta ve Güney Asya'da yetiştirilen kenevir, asırlar boyunca hem keyfî hem de tedavi edici amaçlarla kullanılmıştır. Cannabis içerisindeki ana psikoaktif madde, tetrahidrokannabinol (kısaca "THC") olarak bilinen bir moleküldür. Kenevir; dumanı içe çekilerek, buharlaştırılarak, besin maddeleri içine katılarak veya ekstrakt olarak kullanılarak tüketilebilir.

Kenevir kullanımından bahsederken temel olarak iki amaçla kullanımı esas alınmaktadır: Keyif verici amaçla kullanım ve tıbbi amaçla kullanım. Bu yazımızda da özellikle bu iki tip kullanım üzerinde duracağız. Fakat kenevir bitkisi, bunların dışında birçok farklı sanayi kolunda da yaygın olarak kullanılan bir bitkidir. Örneğin bitkiden üretilen lif, yüzyıllardır hem tekstil sektöründe hem de kağıt yapımında yaygın olarak kullanılmıştır. Sentetik liflerin geliştirilmesinden önceki süreçte halat yapımında en çok tercih edilen kenevir lifleri olmuştur. Ayrıca kenevir tohumları (akenleri), kuş yemi olarak kullanılmıştır. Kenevir tohumları insanlar tarafından da besin olarak tüketilmektedir. Ayrıca tohumlarından elde edilen yağ; cila, boya, sabun yapımında kullanılır. Ülkemizde de şile bezi ve Rize bezi gibi özgün dokuma teknikleri ile beraber, geleneksel kültürümüzde yer edinmiştir.

135
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 18 Nisan 2019 14 dk.

Hayvanların ölüme nasıl tepki verdikleri uzun bir süredir insanların ilgisini çekmektedir.[9] Ancak bu konudaki sistematik çalışmalar oldukça yenidir; öyle ki, bu alandaki bilimsel sahaların tanımlanması bile sadece birkaç sene öncesine dayanmaktadır.[10] Buna rağmen, özellikle de yas tutma, matem tutma, keder sergileme gibi davranışlar, hayvan davranış bilimcilerin (etologların) giderek yükselen ilgi alanları arasında bulunmaktadır.[11]

Bu yazımızda, hayvanların ölüm sonrasında sergiledikleri bazı tepkilerden yola çıkarak, bilimsel araştırmaların bu konuda neler söylediğine bakış atacağız. Bunu yapmadan önce, bazı kavramları netleştirmekte fayda görüyoruz:

263
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emirhan İleri
Uyarlayan 31 Ocak 2021 6 dk.

Shakespeare günümüzde, 400 yüzyıl önceki popülaritesine kıyasla daha popüler. İnternet, şairlik markasının yayılmasında etkin rol oynarken, aynı zamanda hangisiyle ziyafet çekmeyi seçebileceğimiz bir dizi alternatif, çağdaş içerikler de üretti (Spark Notes vb. siteler). Fakat yine de Shakespeare, bu süreçte zirveye çıkan isim oldu. Çevrimiçi olarak internette o kadar çok arandı ki, internette artık ısmarlama Shakespeare arama motorları mevcut.

Shakespeare'i Afrika'daki kitapçıların raflarında, Lapland'de dizüstü bilgisayarlarda ve orman tiyatrolarında bulabilirsiniz. Onun sözlerinin pop şarkılarda ortaya çıktığını, filmlerde alıntılandığını ve sokakta konuşulduğunu da duyabilirsiniz. Hangi ülkede "olmak ya da olmamak" derseniz deyin, yerel halk Shakespeare'den alıntı yaptığınızı bilecektir. Suç romanı yazarları, iş insanları, futbol menajerleri ve avukatlar, akılda kalıcı bir başlığa ya da mükemmele yakın bir ifade aradıklarında, onun satırlarını kullanıyorlar.

36
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sevcan Aslan
Sevcan Aslan
172K UP
Yazar 5 Şubat 2021 3 dk.

Rubidyum, "Rb" sembolü ile gösterilen ve atom numarası 37 olan bir elementtir. Rubidyum, alkali metal grubunda yer alan çok yumuşak, gümüşi beyaz bir metaldir. Rubidyum metal, fiziksel görünüm, yumuşaklık ve iletkenlik açısından potasyum metal ve sezyum metal ile benzerlikler paylaşır. Rubidyum atmosferik oksijen altında depolanamaz, çünkü yüksek derecede ekzotermik bir reaksiyon ortaya çıkacak ve hatta bazen metalin alev almasına neden olacaktır.[1]

Bunun yanı sıra su ile şiddetli bir şekilde reaksiyona girerek alevlere dönüşen bir rubidyum hidroksit (RbOH) ve hidrojen çözeltisi verir; rubidyum bu nedenle kuru mineral yağda veya bir hidrojen atmosferinde muhafaza edilir. Bir metal numunenin yeterince geniş bir yüzey alanı varsa, süperoksitler oluşturmak için yanma reaksiyonu başlatabilir. Rubidyum peroksitler (Rb2O2), gerekli oksijen miktarı ile metalin oksidasyonu ile oluşturulabilir.

Bionluk Logo yazarlarınca hazırlandı.
16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deniz Kulağı’ndaki Güney Uçurumu

Deniz Kulağı bulutsusu olarak da bilinen yakındaki yıldız oluşum bölgesi M8’in dalgalı parlak sırtları ve toz bulutları, bu yakın çekim görüntüsünde karşımıza çıkıyor. Bu görüntü, 8 metrelik Gemini Güney teleskobunda yakalanan görünür bölgenin dar bant ve kızılötesi bölgenin geniş bant verisinin yanlış renkli ve keskin bir birleşimidir. Tüm görüntü, bulutsunun bazen Güney Uçurumu olarak da adlandırılan bölgesinde, yaklaşık 20 ışıkyıllık bir alanı kapsamakta. Son derece ayrıntılı olan görüntü, parlak çerçeveli bulutların ve Herbig-Haro nesnelerinin uçlarına gömülü pek çok yeni oluşmuş yıldızın ilişkisini ortaya çıkartıyor. Yıldız oluşturan bölgelerde bol miktarda bulunan Herbig-Haro nesneleri, genç yıldızların oluşumu sırasında onu çevreleyen gaz ve toz bulutlarını ısıtan güçlü jetler üretmektedir. Kozmik Deniz Kulağı bulutsusu, Yay takımyıldızına ve Samanyolu galaksimizin merkezi yönünde yaklaşık 5.000 ışıkyılı uzaklıkta bulunmaktadır. (Konum ve ölçek için, Güney Uçurumunun yakın çekimini daha büyük olan Deniz Kulağı bulutsusunun içine yerleştiren bu resme bakabilirsiniz. Ölçek resmi, R. Barba’nın izniyle kullanılmıştır.)

15 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: Julia I. Arias ve Rodolfo H. Barba' (Dept. Fisica, Univ. de La Serena), ICATE-CONICET, Gemini Observatory/AURA
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Ekim 2022 14 dk.

Akademik temeli ekonomi sahasında olan Meksikalı politikacı Josefina Eugenia Vázquez Mota, istatistiklerle ilgili şöyle söylüyor:

Gerçekten de istatistikler son derece tehlikeli oyuncaklardır. Birçok bilim insanı ve filozof buna dikkat çeken sözler söylemişlerdir. Örneğin Mark Twain, "Gerçekler inatçı olsa da, istatistikler daha fazla eğilip bükülebilir yapıdadır." diyerek tehlikeye işaret etmiştir. Kimi zaman Twain'e, kimi zamansa İngiliz başbakanı Benjamin Disraeli'ye atfedilen bir diğer meşhur söz ise şöyledir:

95
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Birinci
Yazar 11 Mart 2019 11 dk.

“Öf, canım sıkıldı”.

Günlük hayatımızda sıklıkla karşılaştığımız bir ifade bu. Bu cümleyi sarf etmişsek demek istediğimiz şey, o anda çevremizdeki şeylerin bizi yeterince eğlendirmediği, zihnimizin veya bedenimizin daha fazla meşguliyete ihtiyaç duyduğudur. Öyle ya, kimse bir kuyrukta yarım saat beklemek istemez. Ya da randevulaştığınız birinin geciktiğini düşünün. Bunlar sıkıcı durumlar. Ancak bazı insanlar, bizim sıkıcı olarak gördüğümüz şartların çok daha şiddetlisini yaşadılar. 

489
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Kimya ve Biyokimya konusunda geliştirebilirsin.

Esat Kudret
5 gün önce
Derin Yabancılaşma!
Hadi aleni emperyalist bir yamyamlığa alenen söz söyleyecek gücümüz yok. Hadi gücümüz var fakat “öznel koşullar” geri dur diyor…
Bilim insanlarının alenen ve kitlesel olarak katledildiği bir dünyada, meslektaşlarından da mı, bilim adına da mı ses çıkmaz yahu!


4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gökhan Demirbilek
Çeviren 5 gün önce 29 dk.

Evrenin başlangıcından bu yana, hidrojen çok açık arayla en baskın element olagelmiştir. Hidrojenin hemen ardındansa helyum gelir. Şaşırtıcı şekilde, evrendeki üçüncü en baskın elementi oksijendir ve onun arkasından da karbon gelir. Aşağıdaki grafik, atom numarası düşük elementlerin evrendeki yoğunluklarını göstermektedir. Bu grafikte dikey eksenin logaritmik ölçekte olduğuna dikkat edilmelidir. Bu, dikey düzlemde bir birim artışın evrendeki asıl yoğunluk değerinin on katı bir artışı temsil ettiği anlamına gelir.

Bu grafikte bazı eğilimler çok barizdir. Bunlardan bir tanesi, testere dişi gibi bir örüntüye neden olan, çift atom numarasına sahip elementlerin komşuları olan tek sayılı elementlere göre kayda değer şekilde daha baskın olduğu gerçeğidir. Bunun nedeni, yıldızlardaki birçok temel füzyon reaksiyonunun, helyum-4 atomlarının çekirdekleri (2 proton + 2 nötron) olan alfa parçacıkları (a) ile yüksek miktarda kinetik enerjinin (çok hızlı hareket ederler) birleşimi olmasıdır. İki alfa parçacığı, birlikte berilyum atomunun çekirdeğini (4Be8) oluşturabilir. Ancak, böyle bir kombinasyon çok kararsızdır ve neredeyse anında yine iki alfa parçacığına ayrılır. (Yarı ömrü 7 x 10-17 sn'dir.)

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Meltem Çetin Sever
Yazar 24 Mart 2019 12 dk.

Her gün kullandığınız ve hayatınızın her alanında yer alan ama ekosisteme en çok zarar veren madde nedir, sorusuna verilen cevap genellikle plastiktir. Karnından kilolarca plastik poşet çıkan balinalar, burnuna plastik pipet takılı kalmış su kaplumbağaları, yuvalarını plastik parçalarıyla yapan kuşlar, renkli plastik parçacıklarını yiyecek zannedip yiyen hayvanlar hepimizi derinden üzüyor ama plastik kirliliğine duyarlı çözümler bulunmamasından kaynaklı gezegenimiz gün geçtikçe daha büyük bir tehlikenin altına giriyor.

Peki nedir bu plastik? Ekosisteme zararlı olduğunu biliyoruz ama plastiği hayatımızdan çıkarmak mümkün müdür? Plastik kirliliğini azaltacak en iyi çözümler nelerdir? Gelin bu soruların cevaplarını yapılan araştırmalara göre bulmaya çalışalım.

69
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Harun Yiğit
Üye 8 saat önce Henüz cevap yok.
Sorum basit? Pudra Wax saç dökülmesine veya aşırı bir zarara neden olur mu? Her akşam duş alan bir insanım spor dolayısıyla. Akşam duş aldıktan sonra wax sürüp yatağa girmek zararlı olur mu?
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 1 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Özgür Çoban tarafından sorulmuştur.
Kara delik ve Bose-Einstein yoğunlaşması, maddenin uç boyutları olabilir mi? Maddenin halleriyle boyutlar arasında kurduğum bu ilişki hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kara delik ve Bose-Einstein yoğunlaşması, maddenin uç boyutları olabilir mi? Maddenin halleriyle boyutlar arasında kurduğum bu ilişki hakkında ne düşünüyorsunuz?

Şema biraz şey gibi duruyor, fizikçilerin partilerde Peki sen ne üzerinde çalışıyorsun? sorusundan kaçmak için kullandığı türden bir entelektüel kaçış rampası gibi duruyor. Mevcut fizik anlayışımıza göre, maddenin hallerini boyutlarla eşleştirmek, biraz bir aşçının yemek tarifini, yemeği pişireceği fırının kullanma kılavuzuyla karıştırmasına benziyor yani bağlamsız.[1] İkisi de lazımdır, ama biri "ne yapacağını", diğeri "nerede yapacağını" anlatır. Kara delikler, kütleçekimin uzay-zamana "bir saniye, şunu tutar mısın?" deyip bir daha asla geri dönmediği, evrenin en acımasız şakası gibidir; bildiğimiz boyutlar içinde bir tekillik yaratır, kendisi yeni bir boyut değildir. BEC ise, mutlak sıfıra o kadar yaklaşan atomların, "aman ne gerek var bu kadar kişiselliğe" deyip topluca aynı kuantum kimliğine büründüğü, maddenin en asosyal ama aynı zamanda en birlik beraberlik içindeki halidir. Bu olay da yine laboratuvardaki 3 boyutlu vakum odasının içinde gerçekleşir.

Şemandaki diğer atamalar da bu mantıkla birazcık tekliyor. Mesela, plazmayı 1. boyuta yerleştirmek, evrenin görünen kısmının %99'unu oluşturan bir madde haline karşı yapılmış kozmik bir ayıp sayılabilir; kendisi biraz daha fazlasını hak ediyor olabilir. Modelin, farklı fiziksel kategorileri (maddenin hali ve uzayın geometrisi) birbiriyle harmanlıyor ki bu da onları aynı kefeye koymayı zorlaştırıyor.

Bu şema bilimsel bir makale olmayabilir ama kesinlikle bilimin Picasso tablosu gibi; her şey olması gereken yerde değil belki ama kesinlikle baktırıyor ve üzerine düşündürüyor şaka yapmıyorum. Bilim de zaten böyle cesurca atılmış, bazen de sevimli bir şekilde tökezleyen adımlarla ilerlemiyor mu? Tabii çizilen sınırlara nispeten uymak lazım en azından bir miktar.

Kaynaklar

  1. sciencedirect. Topological Insulator. Alındığı Tarih: 22 Haziran 2025. Alındığı Yer: sciencedirect | Arşiv Bağlantısı
10
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gökhan Demirbilek
Çeviren 2 gün önce 19 dk.

Çoğu astronom, bir gezegen bulabilmek için büyük heyecan duyarken Mike Brown, bulunmuş bir gezegeni gezegenlikten çıkarmış tek astronom olabilir. Brown'ın araştırması sayesinde, güneş sisteminin dokuzuncu gezegeni olan Plüton panteondan çıkarılmıştı. Yıllardır dokuzuncu gezegen olarak Plüton'un böyle dışlanması, insanlarda duygusal bir karşılık buldu. Nasıl olur da çocukluk anılarımızla oynanırdı? Nasıl olur da gezegen sistemimizi böylesine alt üst edebilmişlerdi?

Yaklaşık on yıl önce, Brown'un o zamanlar on yaşlarında olan kızı, babasının bu affedilmez suçunu halk nezdinde telafi edebilmesi için bir yol önerdi: Babasının gidip başka bir gezegen bulması gerekiyordu! Brown bu anısını şöyle anlatıyor:

0
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Eray Şeyhan
Alıntıyı Ekleyen 2 gün önce
Neler uydurabilir onlar bir düşün
yaşamın uyumunu bozmak,
mutluluğu dönüştürmek için korkuya!
Kaynak: Evrenin Yapısı Norgunk yayınları Sayfa 17
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Can Karanfil
Çeviren 13 Nisan 2021
Temel parçacıklar ne kadar hızlı yalpalar? Görünüşte önemsiz görünen bu sorunun şaşırtıcı cevabı, ABD New York’taki Brookhaven Ulusal Laboratuvarı’ndan 2001 yılında geldi ve fizikte yaydın olarak benimsenen parçacık fiziğinin Standart Modelinin eksik olduğunu gösterdi. Daha spesifik konuşmak gerekirse, ağır elektron ile benzerlikler gösteren parçacık yani müon, g-2 olarak bilinen bir dizi deneyde incelendiği sırada nispeten büyük bir yalpalamaya sahipti. Brookhaven’ın bulguları, dünyanın dört bir yanındaki diğer deney gruplarını, çalışmayı onaylamaları için harekete geçirdi ve teorisyenlere bunu daha iyi anlamaları için baskı yaptı. Geçtiğimiz hafta, Illinois’deki Fermi Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı‘nda (Fermilab) yürütülen ve burada gösterilen en hassas müon yalpalama deneyi de Brookhaven’ın sonucuyla aynı fikirde. Beklenmedik bu yalpalama hızı, şimdiye kadar var olmuş olan sanal parçacık denizinin şu anda bilinmeyen türleri içerdiğini gösterebilir. Alternatif olarak, karmaşık teorik öngörü hesaplamalarında kusurların var olduğunu gösterebilir. Fermilab’ın g-2 deneyinde yapılacak olan çalışmalar, ölçtüğümüz evren ile anladığımız evren arasındaki istatistiksel farkı daha da artırabilir.
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Öne Çıkan İlanPsikolojik Yardım ve Terapi
Gülnida Demirel
İlanı Ekleyen 1 hafta önce ÇevrimiçiÜcretsiz - ₺350,0014 Haziran
Uygun Ücretli Online Psikolog - Psk. Gülnida Demirel
14 Haziran 2025 19:21 tarihinden 14 Temmuz 2025 20:00 tarihine kadar.

Hacettepe Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra çeşitli staj ve gönüllülük faaliyetleriyle mesleki deneyimimi derinleştirdim. Aile içi şiddet mağdurlarıyla yaptığım saha çalışmaları ve grup psikoterapisi oturumlarında gönüllü psikolog olarak edindiğim deneyimler, empati becerilerimi ve görüşme yetkinliğimi geliştirdi. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) alanında kuramsal eğitimler ve yapılandırılmış görüşme teknikleri üzerine sertifikalarımı tamamladım. Psikolojik ilk yardım, dayanıklılık ve göçmenlerle çalışma gibi konularda aktif rol aldığım projelerle farklı ihtiyaçlara yönelik destek sunma konusunda kendimi geliştirdim. Şu anda süpervizyon sürecindeyim ve bu süreçte etik ilkelere bağlı kalarak uygun ücretli online terapi hizmeti sunmaktayım.

Devamını Göster
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 25 Ocak 2019
Cesaret her zaman kükremez. Kimi zaman cesaret, günün sonunda sessizce 'Yarın tekrar deneyeceğim.' diye fısıldayan sestir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
31
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close