Karar Vermek Neden Bu Kadar Zor? İyi Kararları Hızlı Bir Şekilde Almanın En Etkili Yolu Nedir?
Karar vermek genellikle zordur. Hızlı şekilde iyi karar vermek ise çok daha zordur.
Bu yüzden birçok insan, hangi üniversiteye gideceği ya da hangi kariyer yolunu izleyeceği gibi hayatlarını değiştiren büyük kararları verirken zorlanır. Dahası bazı insanlar, hangi dizüstü bilgisayarı alacakları gibi birazcık önemli kararlardan tutun, öğle yemeğinde ne yiyecekleri gibi nispeten daha önemsiz kararlara kadar başka tür kararları verirken bile zorlanırlar.
Buna karşılık bazı insanlar kolayca karar verir; ama kendileri için iyi olan kararı vermekte ya da doğru kararı zamanında vermekte zorlanırlar. Bu durum, hem genel olarak onlar için bir sorun hem de mali durumları, hobileri veya ilişkileri gibi hayatın spesifik alanlarını zorlaştıran bir şey olabilir.
Eğer kendinize daha önce "Neden karar vermek bu kadar zor?" ya da "Neden iyi kararlar vermekte zorlanıyorum?" veya "Neden bir karar vermem çok uzun sürüyor?" gibi sorular sorduysanız, soruların cevaplarını bu yazıda bulacaksınız. İlk olarak, genel karar verme sürecini öğreneceksiniz. Ardından karar vermenin neden bu kadar zor olduğunu anlayacaksınız. Böylece düşüncelerinizi daha iyi yorumlayıp karar verme kabiliyetinizi geliştirebileceksiniz.
Karar Vermek Neden Zordur?
Karar vermenin zor olmasının ana nedeni, her aldığımız karardan önce genellikle zor ve karmaşık olan bir "karar verme" sürecine girmemizdir. Bu sürecin herhangi bir adımında zorlanmak, tüm süreci etkileyebilir. Dolayısıyla insanlar karar verme sürecini tamamlarken zorlanırlar. Tamamlamayı başarsalar bile bu süreç, çoğunlukla ya çok yavaş ya da hatalıdır.
Spesifik olarak, iyi kararlar vermek için, farkında olsak da olmasak da genellikle aşağıdakileri yapmamız gerekir:
- Kararınızı tanımlayın. Bir karar vermemiz gerektiğini kabul edin ve o kararın neler gerektireceğini kabaca tanımlayın.
- Amacınızı belirleyin. O kararla neyi başarmayı umduğumuzu ve bu amacın sizin için ne kadar önemli olduğunu tanımlayın.
- Bilgi toplayın. Kararı verirken ihtiyacınız olacak bilgileri toplayın.
- Seçenekleri tanımlayın. Size hangi seçeneklerin uygun olduğunu belirleyin.
- Seçenekleri değerlendirin. Mevcut seçeneklerin eksilerini ve artılarını tanımlayın. Özellikle hedeflerinize uyanları.
- Tercih ettiğiniz seçeneği seçin. Farklı seçenekleri artıları ve eksilerine göre sıralayıp kendiniz için en iyi olanı seçin.
Buna ek olarak, çoğu durumda bu karar verme sürecinin farklı evreleri arasında gidip gelmemiz gerekir. Mesela, bilgi topladıktan sonra geri gidip hedeflerimizi daha gerçekçi yapmak için yeniden düzenlememiz gerekebilir. Aynı şekilde, eğer seçeneklerimizi değerlendirirken bir karar vermek için yeteri kadar bilgi sahibi olmadığımızı fark edersek ilerlemeden önce geri dönüp daha fazla bilgi toplamamız gerekebilir.
İyi bir karar vermek için yapmamız gereken çok fazla şey olduğundan insanların sıklıkla karar verme süreçlerini tamamlamada ya da bunu hızlı ve doğru bir şekilde yapmakta zorlanması şaşırtıcı değildir.
Ayrıca, karar verme süreci sıklıkla seçim kabiliyetimizi engelleyen ek faktörler içerir. Birkaç olası seçenekten sadece birini seçmemiz, yani bize cazip gelen birkaç alternatiften vazgeçmemiz gereken zamanlarda deneyimlediğimiz duygusal zorluk, bunun göze çarpan örneklerinden biridir.
Bu, birinin faydalı deneyimleri ya da seçenekleri kaçırma olasılığı karşısında endişeli hissettiği bir düşünce yapısı olan ve Türkçeye "Fırsatı Kaçırma Korkusu" olarak çevirebileceğimiz "FOMO" kavramıyla ilişkilidir.[1] Bu, özellikle insanların gelecekte pişmanlık duymaktan korktukları ve imkânsız olsa bile bundan tamamen kaçınmalarına izin verecek bir karar vermek için çabalayıp durdukları durumlarda bir sorundur.
Doğal olarak karar verme süreci, bilişsel ve duygusal açılardan zahmetli bir durum olabilir. Buna ek olarak, karar verme eylemi kendi içinde yorucudur çünkü kendimizi kontrol etmek için kullandığımız bilişsel kaynakları tüketir.[2] Karar yorgunluğu (İng: "decision fatigue") olarak bilinen bu fenomen, başka kararlar vermemizi daha da zorlaştırır.[3] En azından zihinsel olarak yeniden şarj olma imkânı bulana kadar... Yani son zamanlarda verdiğiniz kararların sayısı ve o kararları verirkenki zorluk, gelecekteki kararlarınızı daha da zorlaştırabilir.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Diğer zorluklarla birlikte bu, karar verme eyleminin sıklıkla sevimsiz algılanmasına yol açar. Bu da kararı ertelememize veya karar vermekten tamamen vazgeçmemize neden olabilir.
Son olarak, belirsizlik ve doğal kararsızlık gibi karar vermemizi daha da zorlaştıran bazı ek faktörler daha vardır. Önümüzdeki iki kısımda bu kavramlardan daha detaylı bahsedeceğiz.
Seçimi Zorlaştıran Faktörler
Barry Shcwartz, The Paradox of Choice kitabında şöyle anlatıyor:[4]
Birden fazla alternatifin varlığı, var olmayan alternatiflerin (var olanların çekici özelliklerini kombine edilmiş halinin) hayal edilmesini kolaylaştırır. Hayal gücümüzü, bu aslında var olmayan alternatiflerle ne kadar meşgul edersek, işin sonunda seçtiğimiz alternatiften o kadar az tatmin oluruz. Yani önümüzde daha fazla seçeneğin, olması aslında bizi daha kötü hissettirir.
Genel olarak karar vermek zor olsa da bazı faktörler seçim yapmamızı daha da zorlaştırmaktadır. Bunlardan en önemlileri şunlardır:
- Karmaşıklık: Genelde bir karar ne kadar karmaşıksa seçim yapmak o kadar zordur. Karar vermenin karmaşık olmasının yaygın nedeni, seçebileceğiniz çok fazla seçenek olmasıdır.[5], [6] Bu durum, "aşırı seçenek" olarak adlandırılan bir olgudur.[7]
- Belirsizlik: Genelde bir karar ne kadar belirsizse, seçim yapmak o kadar zordur.[8] Karar verirkenki belirsizliğin yaygın formu, farklı seçeneklerinizin hangi sonuçlara neden olacağını bilememenizdir.[9]
- Sonuçlar: Genelde, bir karar ne kadar ciddi ise, seçim yapmak da o kadar zordur. Bir karar verdikten sonra genellikle katlanmanız gereken sonuç, alternatif bir yol izlemeyi seçip eşsiz bir fırsatı kaçırmış olmanızdır.
Bu faktörler söz konusu olduğunda, çok fazla varyasyon işin içine girer. Örnek vermek gerekirse, bazı insanlar diğerlerine oranla belirsizlikleri kabul etmeye daha yatkındır. Bu değişkenlik, kişinin özgüveni gibi şeyleri etkileyebilen “geçmiş önemli kararlar verme deneyimleri” gibi faktörlerin çeşitliliğine bağlıdır.
Ayrıca, bu değişkenlik bir bakıma insanların bu faktörleri nasıl algıladıklarına da dayandırılabilir. Mesela, iki insan aynı belirsizlik seviyesinde bir karar ile yüz yüze geldiğinde bir tanesi belirsizliğin ciddiyetini olduğundan fazla abartabilir, bu da karar vermesini zorlaştırabilir.
Ancak, bu faktörlerden hiçbiri söz konusu olmadığında bile insanların kararsız kalabileceğini unutmayın. Örneğin biri, vereceği kararın sonuçlarının bir önemi olmasa bile iki mevcut tasarımdan birini seçerken kararsızlığa kapılabilir.
Doğuştan Kararsız İnsanlar
Birçok insan karar verirken zorlanmasına rağmen, bazı insanlar doğası gereği kararsız olmaya daha yatkındır.[10] Kararsız insanlar en küçük kararları verirken bile hastalık derecesinde zorlanabilirler ve bu durum hayatlarının hem genelinde hem de spesifik bir alanında sorun teşkil edebilir.[11]
Kararsız bireylerin bazı karakteristik kişilik özellikleri vardır.[12] Bunlardan en dikkat çekeni; tıpkı mükemmeliyetçilik gibi, kararsızlıkla güçlü bir şekilde ilişkili olan olumsuz duygulara ve psikolojik strese yatkın olma eğilimi, yani nevrotikliktir.[13], [14] Buna ek olarak, kararsızlık, belirsiz durumları tehdit edici olarak yorumlama ve sürekli en kötü olasılığı değerlendirme eğilimi ile ilişkilidir.[15]
Ayrıca, kararsızlık ertelemeyle de ilişkilidir; özellikle de söz konusu karar vermek olunca gereksizce geciktirme davranışı olan kararsal ertelemeyle ilişkilidir.[16], [17] Bu, kararsız bireylerin sık sık kararlarını, özellikle zorlandıklarını erteleme eğiliminde oldukları anlamına gelir.
İnsanlar Neden Kötü Kararlar Verirler?
Bazen insanların sorunu, zamanında karar vermekte zorlanmaları değil, kötü kararlar verme eğiliminde olmalarıdır. İnsanların kötü kararları vermesinin ana sebebi, düzgün bir karar verme süreci yönetmenin zor olabilmesi ve bu nedenle insanların çoğunlukla süreci kusurlu bir şekilde yönetmeleridir.
Sorunlar, karar verme sürecinin herhangi bir basamağında baş gösterebilir. Mesela, gidebileceğimiz birkaç üniversite arasında seçim yapmamız gerekirken bilgi toplama söz konusu olduğunda, her üniversite için ihtiyacınız olan tüm bilgileri düzgünce toplamakta başarısız olabilirsiniz; çünkü bunu yapmak çok çaba gerektirir.
Ek olarak, karar vermemize karışan ve kötü kararlara sebep olan çeşitli şeyler vardır. Örneğin, duygularımız sık sık ya karar vermemize engel olur ya da bir hata yaptığımızı bile bile kötü seçim yapmamıza neden olur.
Benzer şekilde, yorgun ve uykusuz olmak bilgiyi işlememizi zorlaştırabilir ve iyi kararlar vermemize engel olan çeşitli bilişsel önyargılardan mustarip olmamızı daha olası hale getirebilir.[18] Örnek vermek gerekirse, zaten var olan inançlarımızı doğrulayacak şekilde bilgiyi aramamıza, onaylamamıza, yorumlamamıza ve hatırlamamıza neden olan doğrulama önyargısı diye bir olgu vardır.[19] Bu ön yargı, mesela potansiyel bir iş hakkında uyarı sinyallerini görmezden gelmemize neden olabilir; çünkü bunun bizim için iyi olacağına inanırız. Konuyla ilgili bir kitapta belirtildiği gibi:[20]
Doğrulama ön yargısı büyük ihtimalle iş dünyasındaki en büyük sorundur, çünkü en komplike insan bile yanlış anlayabilir. İnsanlar gidip bilgi topluyor, ama tahrifat yaptıklarının farkında olmuyorlar.
Önsezi ve Karar Verme
Önsezi, karar verme sürecinde sıklıkla çok önemli bir rol oynar. Bizi kötü kararlara yönlendirebileceği gibi iyi kararlar vermemize de yardımcı olabilir. Mesela kötü kararlara yönlendirmeye gelince önseziye güvenmek, önemli olsalar bile, ilgili bilgileri dikkate almadığımız anlamına gelebilir. Öteki taraftan önsezi, büyük miktarda bilgi ile analitik muhakeme yeteneğimizi kullanarak başa çıkmamız gereken durumlarda aynı şeyi hızlıca yapmamıza yardımcı olabilir.
Aslında, karar vermek söz konusu olduğunda, önsezinizi kullanmak özünde iyi ya da kötü değildir. Onun yerine, size yardım edip etmemesi veya zarar verip vermemesi elinizdeki koşullar ve sezginizi kullanma şekliniz gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Bu, önsezinizi kullanmanız gerektiğini düşündüğünüz durumlarda, ilk önce durumu değerlendirip önsezinizi kullanmanın sizin için en iyi seçenek olduğundan emin olmanız gerektiği, yani önsezinizi kullanırken bunu uygun bir şekilde yapmanız gerektiği anlamına gelir.
Duygular ve Karar Verme
Duygularımız sıklıkla mantıksız bir şekilde davranmamıza ve kötü kararlar vermemize yol açabilir. Yine de bu, karar verirken duygularınızı tamamen görmezden gelmeniz gerektiği ya da o duyguların mutlaka kötü kararlar vermenize neden olacağı anlamına gelmez. Onun yerine, karar verirken, duygularınızı düzgün bir karar verme süreci yönetmenizi engellemelerine izin vermeden rasyonel bir şekilde hesaba katmanız gerektiği anlamına gelir.
Örneğin, romantik bir ilişkiyi bitirip bitirmemekle ilgili bir karar almak söz konusu olduğunda, kesinlikle karşınızdaki kişiye karşı nasıl hissettiğiniz gibi duyusal düşünceleri hesaba katmalısınız; çünkü bu, kararın çok önemli bir parçasıdır. Yine de o kişiye karşı duygularınızın, mesela o kişinin size karşı yaptığı olumsuz şeyleri görmenizi engelleyerek hatalı bir karar verme süreci yönetmenize izin vermemelisiniz.
Nasıl Daha İyi Kararlar Verirsiniz?
İdeal kararlar vermenin anahtarı, ilgili karar verme tekniklerini kullanarak ve yaygın gizli tuzaklarından kaçınarak düzgün bir karar verme süreci yönetmeyi öğrenmektir.[21] Örnek vermek gerekirse:
- Söz konusu iyi kararlar vermek olunca, bilişsel önyargının düşüncenizi etkileyebilmesi gibi sorunları hesaba katmalı, ardından o önyargıları azaltmak için bir arkadaşınıza tavsiye veriyormuş rolü yapmak gibi ön yargı azaltma teknikleri kullanmalısınız.[22]
- Söz konusu hızlı karar vermek olunca, uygun olduğunda önsezinize güvenmekte emin olabilir, topladığınız bilgi miktarını sınırlayabilir, "yeterince iyi" kavramını benimseyebilir ve oluşacak olan gecikmenin size olan maliyetini belirleyebilirsiniz.[23]
- Söz konusu zor kararlar vermek olunca; somut gerçeklere odaklanabilir, ikincil faktörleri göz önünde bulundurabilir ve farklı seçenekleri seçmenin gelecek çıktılarını kafanızda canlandırabilirsiniz.
Karar Verme Hakkında Ek Bilgiler
Kararsızlığın Türleri
İnsanlar farklı şekillerde kararsız olabilirler. Konuyla ilgili bir çalışma göze çarpan iki kararsızlık türü arasındaki farkları şöyle belirliyor:[24]
- Araştırıcı kararsızlık: Tüm seçenekleri iyice araştırdıktan sonra bile karar vermek için uzun ve yorucu bir mücadeleyi içerir.
- Aceleci kararsızlık: Hızlı kararlar vermeyi içerir, ancak aynı zamanda sürekli olarak kararları hakkındaki fikrini değiştirmeyi de içerir.
Kararsızlık mı, Tereddüt mü?
"Kararsızlık" ve "tereddüt" benzer terimler olmasına ve sıklıkla birbirinin yerine kullanılmasına rağmen, teknik olarak iki ayrı olguya işaret ederler.[25], [26] Spesifik olarak kararsızlık, çeşitli bağlamlarda karar verirkenki genel kronik zorluğu işaret ederken; tereddüt, belirli bir bağlamda karar verirkenki geçici zorluğu işaret eder.
Özellikle tereddüt "normal" kabul edilir ve hangi işi kabul edeceğiniz gibi belirli kararlar söz konusu olduğunda olağan da olsa yine de onunla nasıl baş edileceğini öğrenmek yararlı olabilir.
Karar Verme Stilleri
Karar verme tarzları insanların ortak karar verme yollarıdır.[27] Karar verme stillerinin en yaygın ölçeği aşağıdaki gibidir:[28]
- Rasyonel: "Alternatiflerin kapsamlı bir şekilde araştırılması ve mantıklı bir şekilde değerlendirilmesi" ile karakterize edilir. Örneğin: "Mantıksal ve sistematik bir şekilde kararlar veririm."
- Sezgisel: "Önsezilere ve duyulara güvenmek" olarak karakterize edilebilir. Örneğin: "Karar verirken sezgilerime güvenme eğilimindeyim."
- Bağımlı: “Başkalarından bir tavsiye veya yönlendirme aramak” olarak karakterize edilir. Örneğin: "Başkalarına danışmadan nadiren önemli kararlar alırım."
- Kaçıngan: "Karar vermekten kaçınmaya çalışmak" ile karakterize edilir. Örneğin: "Baskı devam edene kadar önemli kararlar vermekten kaçınırım."
- Spontane-Anlık: "Dolaysızlık duygusu ve karar verme sürecini mümkün olan en kısa sürede tamamlama arzusu" ile karakterize edilir. Örneğin: "Genellikle ani kararlar veririm."
Genelde, bazı karar verme tarzları uyumsal, pozitif çıktılara yol açma eğiliminde, görülmekteyken diğerleri uyumsuz, negatif çıktılara yol açma eğiliminde, görülmektedir. Farklı türdeki karar verme stilleri değişik psikolojik öncüllerle ilişkilidir. Bir makalenin belirttiği gibi:[29]
(...) irrasyonel inanç (örnek olarak "doğru seçim için eşsiz bir olasılık olduğuna inanmak", "bir karar verildikten sonra onun bir daha değişemeyeceğine inanmak”), kaygı, hassas benlik saygısı ve bilgi eksikliğinin üstünde durmak mümkün. Uyumlu karar verme stilleri problem çözme ve bilgi arama için daha iyi kapasiteye, yüksek benlik saygısına, olumlu benlik kavramına ve karar verme süreciyle bağlantılı duyguları yönetme konusunda yüksek yeteneğe sahip kişiler tarafından tercih edilir.
Özet ve Sonuçlar
- Karar verirken tereddütte kalmak normaldir. Özellikle de hangi kariyer yolunu izleyeceğiniz gibi büyük kararlar verirken, ama bazı insanlar sürekli olarak bir yüksek seviyede kararsızlık içerisindedirler ve bu durum yaşamlarını önemli ölçüde etkiler.
- Tam bir karar verme süreci (tüm adımların farkında olsak da olmasak da) genellikle kararın tanımlanması, hedeflerin belirlenmesi, bilgi toplanması, seçeneklerin tanımlanması, seçeneklerin değerlendirilmesi ve tercih edilen seçeneğin seçilmesidir.
- Karar vermenin zor olmasının ana nedeni özellikle de hızlı bir şekilde karar vermek istiyorsak genellikle zor ve karmaşık bir karar verme sürecinden geçmemiz gerekmesi ve sürecin herhangi bir adımındaki zorlanmamızın tüm süreci etkilemesidir.
- Belirsizlik, bilişsel ön yargılar, kaçırma korkusu ve gelecek pişmanlığını en aza indirme arzusu dahil başka şeyler de karar verme yeteneğimize müdahale edebilir.
- Tereddüt ve duygular bazen kötü kararlar vermemize sebep olabilirler ama tamamıyla kötü değillerdir, hatta ikisi de belirli durumlarda iyi kararlar vermenize yardımcı olabilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git- 21
- 4
- 3
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ Z. G. Baker, et al. (2016). Fear Of Missing Out: Relationships With Depression, Mindfulness, And Physical Symptoms.. American Psychological Association, sf: 275-282. doi: 10.1037/tps0000075. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. D. Vohs, et al. (2014). Making Choices Impairs Subsequent Self-Control: A Limited-Resource Account Of Decision Making, Self-Regulation, And Active Initiative.. American Psychological Association, sf: 19-42. doi: 10.1037/2333-8113.1.S.19. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Polman, et al. (2016). Decision Fatigue, Choosing For Others, And Self-Construal:. Social Psychological and Personality Science, sf: 471-478. doi: 10.1177/1948550616639648. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Schwartz. (2018). Bolluk Paradoksu. ISBN: 9789944383820. Yayınevi: Mediacat Kitapları. sf: 280.
- ^ R. Greifeneder, et al. (2010). Less May Be More When Choosing Is Difficult: Choice Complexity And Too Much Choice. Acta Psychologica, sf: 45-50. doi: 10.1016/j.actpsy.2009.08.005. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. A. Haynes. (2009). Testing The Boundaries Of The Choice Overload Phenomenon: The Effect Of Number Of Options And Time Pressure On Decision Difficulty And Satisfaction. Psychology & Marketing, sf: 204-212. doi: 10.1002/mar.20269. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Chernev, et al. (2015). Choice Overload: A Conceptual Review And Meta-Analysis. Journal of Consumer Psychology, sf: 333-358. doi: 10.1016/j.jcps.2014.08.002. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Lipshitz, et al. (2002). Coping With Uncertainty: A Naturalistic Decision-Making Analysis. Elsevier BV, sf: 149-163. doi: 10.1006/obhd.1997.2679. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. O. Hansson. (2016). Decision Making Under Great Uncertainty:. Philosophy of the Social Sciences, sf: 369-386. doi: 10.1177/004839319602600304. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Rassin, et al. (2007). Measuring General Indecisiveness. Journal of Psychopathology and Behavioral Assessment, sf: 60-67. doi: 10.1007/s10862-006-9023-z. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. O. Frost, et al. (1993). The Nature And Measurement Of Compulsive Indecisiveness. Behaviour Research and Therapy, sf: 683-IN2. doi: 10.1016/0005-7967(93)90121-A. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. D. Fabio, et al. (2020). Decisional Styles. John Wiley & Sons, Ltd, sf: 107-111. doi: 10.1002/9781118970843.ch195. | Arşiv Bağlantısı
- ^ W. F. Gayton, et al. (2016). Further Validation Of The Indecisiveness Scale:. Psychological Reports, sf: 1631-1634. doi: 10.2466/pr0.1994.75.3f.1631. | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. Germeijs, et al. (2011). Indecisiveness And Big Five Personality Factors: Relationship And Specificity. Personality and Individual Differences, sf: 1023-1028. doi: 10.1016/j.paid.2011.01.017. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Rassin, et al. (2005). Indecisiveness And The Interpretation Of Ambiguous Situations. Personality and Individual Differences, sf: 1285-1291. doi: 10.1016/j.paid.2005.06.006. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. O. Frost, et al. (1993). The Nature And Measurement Of Compulsive Indecisiveness. Behaviour Research and Therapy, sf: 683-IN2. doi: 10.1016/0005-7967(93)90121-A. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. P. Tibbett, et al. (2015). The Portrait Of The Procrastinator: Risk Factors And Results Of An Indecisive Personality. Personality and Individual Differences, sf: 175-184. doi: 10.1016/j.paid.2015.03.014. | Arşiv Bağlantısı
- ^ effectiviology.com. Cognitive Biases: What They Are And How They Affect People – Effectiviology. Alındığı Tarih: 19 Temmuz 2021. Alındığı Yer: effectiviology.com | Arşiv Bağlantısı
- ^ effectiviology.com. Why It’s Hard To Make Decisions (Especially Good, Fast Ones) – Effectiviology. Alındığı Tarih: 19 Temmuz 2021. Alındığı Yer: effectiviology.com | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Heath, et al. (2014). Doğru Karar. ISBN: 9789757004707.
- ^ effectiviology.com. How To Make Decisions: A Guide For When You Can’t Choose – Effectiviology. Alındığı Tarih: 19 Temmuz 2021. Alındığı Yer: effectiviology.com | Arşiv Bağlantısı
- ^ effectiviology.com. Debiasing: How To Reduce Cognitive Biases In Yourself And In Others – Effectiviology. Alındığı Tarih: 19 Temmuz 2021. Alındığı Yer: effectiviology.com | Arşiv Bağlantısı
- ^ effectiviology.com. Good Enough Is Good Enough: Let Go Of Perfectionism To Get Things Done – Effectiviology. Alındığı Tarih: 19 Temmuz 2021. Alındığı Yer: effectiviology.com | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. Bacanli. (2016). Personality Characteristics As Predictors Of Personal Indecisiveness:. Journal of Career Development, sf: 320-332. doi: 10.1177/0894845305282941. | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. Germeijs, et al. (2006). A Measurement Scale For Indecisiveness And Its Relationship To Career Indecision And Other Types Of Indecision. European Journal of Psychological Assessment, sf: 113-122. doi: 10.1027//1015-5759.18.2.113. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. D. Fabio, et al. (2012). Career Indecision Versus Indecisiveness: Associations With Personality Traits And Emotional Intelligence. Journal of Career Assessment, sf: 42-56. doi: 10.1177/1069072712454698. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. D. Fabio, et al. (2020). Decisional Styles. John Wiley & Sons, Ltd, sf: 107-111. doi: 10.1002/9781118970843.ch195. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. G. Scott, et al. (2016). Decision-Making Style: The Development And Assessment Of A New Measure:. Educational and Psychological Measurement, sf: 818-831. doi: 10.1177/0013164495055005017. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. D. Fabio, et al. (2020). Decisional Styles. John Wiley & Sons, Ltd, sf: 107-111. doi: 10.1002/9781118970843.ch195. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 30/12/2024 20:30:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10748
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.