Everest Dağı: Dünyanın Deniz Seviyesi Üzerindeki En Yüksek Dağ Olan Everest Dağı'na Tırmanmak, Neden Bu Kadar Zor?
İnsanlar her yıl Everest Dağı'na tırmanıyor; bu tırmanışlardan bazıları başarılı olsa da, bazı talihsiz insanlar düşmeler, fırtınalar, çığlar, oksijen yetmezliği, donma veya sağlık sorunları nedeniyle ölüyorlar. Bazı ölümler dağa tırmanırken, bazıları da inerken gerçekleşiyor. Bu yazımızda Everest Dağı'nı biraz daha yakından tanıyacak ve bu devasa dağa tırmanma sırasında yaşanan ölümlerin nedenlerini ve Everest'e tırmanmanın zorluklarını inceleyeceğiz.
Everest Dağı Hakkında Bilgiler
Everest Dağı Nerededir?
Everest Dağı, Nepal ile Çin'in Tibet Özerk Bölgesi arasındaki sınırda yer alır. Güney Asya'daki Himalaya Dağları'nın zirvesini barındıran 8.849 metre yüksekliğindeki bu dağ, deniz seviyesine göre ölçüldüğünde, dünyanın en yüksek dağıdır. Ancak, Dünya'nın merkezinden ölçülecek olursa en yüksek dağ; And sıra dağlarının parçası olan Ekvator'daki bir tabakalı yanardağ olan Çimborazo'dur.
Everest Dağı, yerli halkların ilgisini çok uzun zamandır çekmektedir ve yüksekliğinden dolayı bu dağa derin bir saygı beslenmektedir. Everest Dağı, Sanskritçe ve Nepalcede Sagarmatha, Tibetçede Chomolungma, Çincede Zhumulangma Feng olarak adlandırılır. Chomolungma, "Dünyanın Tanrıça Anası" veya "Vadi Tanrıçası" anlamına gelir. Sagarmatha ise "Cennetin Zirvesi" anlamına gelir.
Everest Dağı'nın Özellikleri
Himalayalar, yaklaşık 40 ila 50 milyon yıl önce Hindistan-Avustralya plakası ile Avrasya plakasının çarpışmasının ardından oluşmaya başlamıştır. Pleistosen Dönemi sırasında, yani günümüzden yaklaşık 2.580.000 ila 11.700 yıl önce bugünkü şeklini almıştır. 1990'ların sonlarından bu yana Everest'te bulunan küresel konumlandırma araçlarından elde edilen bilgiler, dağın kuzeydoğuya doğru her yıl birkaç santimetre hareket ettiğini ve 1-2 santimetre kadar da yükselmeye devam ettiğini göstermektedir. Bir diğer deyişle, Everest Dağı'na tırmanan herkes, aslında bir miktar farklı yüksekliklere tırmanmaktadır; ancak dağın devasalığı yanında bu ufak miktarlar kısa vadede göz ardı edilebilir düzeyde kalmaktadır. Ayrıca ölçüm türüne bağlı olarak da yükseklik bir miktar değişebilmektedir.
Everest Dağı, çok sayıda kaya katmanından oluşur. Dağın alçak kesimlerindeki kayalar, üzerinde magmatik granitlerin yer aldığı metamorfik şistler ve gnayslardan meydana gelir. Daha yukarılarda, tortul kayaçlar bulunur - ki bunlar, iki plakanın çarpışmasından sonra kapanan Tetis Denizi'nin eski tabanının kalıntılarıdır. Zirve piramidinin hemen altında oluşmuş, Sarı Bant (İng: "Yellow Band") adı verilen kiraç taşı dikkat çeker.
Everest'in zirvesi her zaman karla kaplıdır; kar seviyesi Eylül ayında en yüksek, Mayıs ayında en düşük seviyededir. Zirve ve üst yamaçlar atmosferin üst kısımlarında yer aldığı için, solunabilir oksijen miktarı deniz seviyesindekinin sadece üçte biri kadardır. Dolayısıyla hava koşulları ve oksijen yetersizliği, canlıların ezici çoğunluğunun bu kadar yüksekte barınmasını engeller.
Ortalama gündüz sıcaklığı Temmuz ayında zirvede -19 °C civarında iken, en soğuk ay olan Ocak ayında -36 °C ila -60 °C aralığında olabilir. Ani fırtınalar sıcaklığı çok hızlı bir şekilde düşürebilir. Everest'in zirvesi jet akımının alt sınırına ulaştığı için, rüzgar hızları saatte 160 kilometreye kadar ulaşabilir. Tüm bu nedenlerle Everest, dağcılar için donma riski en yüksek dağlardan biridir.
Everest Dağı, Adını Kimden Almıştır?
1852'de, 1800'lerin başından beri Hindistan alt kıtasını haritalayan İngilizler, Himalayalar'da Nepal ve Tibet'in arasında yer alan, Dünya'nın en yüksek dağını belirlediler. İngilizler başlangıçta zirveyi Peak XV olarak adlandırdılar. Daha sonra Hindistan'ın genel araştırmacısı olarak çalışan Andrew Waugh, selefi Sir George Everest'in adını önerdi ve öneri kabul edildi.
1790'da Galler'de doğan Everest, yetişkin olduğu sürenin çoğunu Hindistan'da geçirmiştir. 1818'de Büyük Trigonometrik Araştırma adı verilen projeye katılmış ve bu projede 25 yıl geçirmiştir; 1830'da Hindistan'da genel müfettiş olana kadar çalışmıştır.
Everest Dağı'na Tırmanma Süreci
Fiziksel ve Psikolojik Hazırlıklar
Everest Dağı'nın zirvesine ilk defa 1953'te çıkılmıştır ve o zamandan bu yana zirveye yaklaşık 5.000 kadar kişi çıkabilmiştir. Everest'e tırmanmak için gereken ön hazırlıklar hayati önem taşır. Tımanacak kişinin kondisyonunun çok iyi olması gerekir.
Sağlık koşulları ve kondisyonun iyi olması, iyi bir zihinsel hazırlık tırmanışı kolaylaştırır. Everest gibi yüksek bir dağa tırmanmadan önce; aşırı soğuk havalarda, yüksek yerlerde, kayalık ortamlarda, karda ve buzda, yüklü bir sırt çantası ile yürüme ve tırmanma egzersizleri yapılmalıdır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Everest Dağı'na tırmanma sırasında insanlar, ağırlıklarının yaklaşık %20'sini kaybederler. Bu nedenle, tırmanmadan önce gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Genel olarak, çoğu insan Everest'e tırmanabilmek için en az 1 yıllık özel eğitime ihtiyaç duymaktadır. İhtiyaç duyulan kondisyonu güvenli ve etkili bir şekilde oluşturmak için eğitim süreci boyunca; yürüyüş süresini, mesafeyi ve yüksekliği kademeli olarak artırmak önerilmektedir.
Everest'e Tırmanmak Ne Kadar Tehlikelidir?
Kayıtlara göre Everest'te bugüne kadar 280'den fazla ölüm gerçekleşti. Sadece 2010 yılından bu yana, ana kamptan daha yüksek bir noktaya 7.954 kişi tırmanmıştır ve 72 ölüm meydana gelmiştir.
Bu ölümlerin çoğu, çığ (%41.6), bitkinlik (%12.5) veya düşmelerden (%6.9) kaynaklanmaktadır ve bu da dağdaki cesetlerin alınmasındaki zorluğu kısmen açıklamaktadır. Baş dönmesi, kusma ve baş ağrısı semptomlarıyla karakterize edilen akut dağ hastalığı da ölümlere neden olabilmektedir (%16.6).
Everest'teki Ana Kamp
Dağcılar ve Sherpa rehberleri, tırmanıştan önce Nepal'in başkenti Katmandu'da erzak depolarlar. Oradan 25 dakikalık bir uçuş ile Lukla havaalanına geçerler. Ana Kamp, büyük bir buzulun üzerine konuşlanmış haldedir; bu yüzden, daha bu evrede bile zorluklar başlar. Keşif gezisi yapanların Ana Kamp'taki çadırlarının yerlerini iki haftada bir değiştirmeleri gerekir; çünkü buzul alanı hızla değişir.
Dağcılar Lukla'dan dağın eteklerine kadar 65 km yürürler. Dağcıların yüksek rakımlı ortama alışması gerekir ve bu genellikle iki hafta sürer. Ayrıca Ana Kamp, sağlık sorunlarına neden olacak kadar (5,3 km) yüksek bir yerdedir.
Dağcılar Ana Kamp'ta bulundukları sürece, dağın yukarı ve aşağısına doğru birçok keşif gezisi yaparlar. Himalayalar'daki zorlayıcı koşullara uyum sağlamak için yeterli zaman geçirmezlerse, bu onlar için ölümcül olabilir.
Zirveye Giden Kaç Rota Var?
Everest'in zirvesine 17 farklı rota ile çıkılmış olsa da genellikle 2 rota tercih edilir: Nepal'den, Tenzing Norgay ve Edmund Hilary'nin 1953'te oluşturduğu Güneydoğu Sırtı rotası ve Tibet'ten, George Mallory'nin 1924'te ortadan kaybolduğu Kuzey Sırtı rotası. Kuzey Sırtı rotası, ilk olarak Çinli bir ekip tarafından 1960'da tamamlanmıştır.
İki rotanın da zorlukları farklıdır; Güneydoğu Sırtı'ndan tırmanan dağcılar, tehlikeli Khumbu Buz Şelalesi'nden geçmek zorunda kalırlar; buna karşılık çıkışı daha kısa ve inişi daha kolaydır. Kuzey Sırtı'ndan ana kampa kadar ciple gitmek mümkündür; ama zirveye ulaşmak daha zordur.
Dağa Tırmanırken Vücutta Neler Olur?
Öncelikle beyinde neler olduğuna bakalım. Tırmanırken, ortamdaki oksijen oranı azalır, dolayısıyla kanda daha az oksijen bulunur. Bu da beyinde daha az oksijen olduğu anlamına gelir. Diğer organlarda olduğu gibi, beyin de oksijenden yoksun kaldığında işlevini yitirir. Araştırmalar, merkezi sinir sistemi işleyişinin yaklaşık 5.000 metre yükseklikte yavaşlamaya başladığını göstermektedir. Uzun süre yüksekte kalınca, beyinde şişme olarak bilinen, yüksek rakım beyin ödemi (HACE) gerçekleşebilir. Bu ödem, 24 saat içinde hızla ilerleyerek ölüme neden olabilir. En etkili tedavi yöntemi, olabildiğince kısa sürede daha alçak rakımlara inmektir.
Akciğerler de yükseklikten etkilenen organlar arasındadır. Yaklaşık 3 km yükseklikten başlayarak, kan damarlarının daralması nedeniyle akciğerler şişmeye başlar. İnatçı bir öksürük, zor nefes alma ve yorulmayla sonuçlanır. Akciğerlerdeki şişlik şiddetlenirse, yüksek rakım akciğer ödemi (HAPE) adı verilen tehlikeli bir durum ortaya çıkabilir. Deride morarma, hızlı nefes alma ve ateşle kendini gösterir. HAPE için de en etkili tedavi yöntemi, olabildiğince hızlı bir şekilde alçalmaktır.
Kalbin ise daha yüksek rakımda daha fazla çalışması gerekir; bu, kalp atış hızının artması demektir. Yüksekliğe alıştıkça vücut daha fazla oksijen taşımak için daha fazla kırmızı kan hücresi oluşturur. Bu genellikle yararlıdır ve istenen bir şeydir; ancak aynı zamanda kan yoğunluğunu artırır. Bazı araştırmacılar, bu yoğunlaşmanın kalp krizlerine sebep olabileceğini düşünmektedirler.
Ayrıca düşük oksijen oranı, görme korteksine kan sağlayan arterlerde spazmlara neden olabilir. Bu yüzden dağcılar, geçici körlük yaşayabilirler. Bağırsaklardaki oksijen eksikliği nedeniyle, daha yüksek rakımlarda sindirim de yavaşlar. Araştırmalar, dağcıların %81'inin mide bulantısı ve kusma yaşadığını göstermektedir.
Başka bir sorun da uzuvlarda ortaya çıkar: Yüksek rakımlara çıktıkça, ilk etapta kol ve bacaklarda karıncalanma hissi yaşanır. Zamanla uzuvlar uyuşur ve bu, donmanın başladığını gösterir. İlerleyen aşamalarda, etkilenen bölgelerde ampütasyon gerektirebilecek düzeyde, geri döndürülemez doku ölümleri gerçekleşebilir.
Khumbu Buz Şelalesi'nden Geçmenin Zorlukları
Dağcılar, Ana Kamp'tan yapılan gezi seferlerinde Khumbu Buz Şelalesi ayağını iyi planlamalıdır. Tırmanışın bu bölümü, dağcılar için tedirgin edici bir safhadır. Khumbu Buz Şelalesi, sürekli değişen ve aralarında dev çatlaklar oluşturan devasa buz blokları katmanlarından oluşur. Dağcılar, bu çatlakları kapatmak için metal merdivenler kullanırlar. Ancak bu kolay bir iş değildir ve 1953 ile 2016 arasında, sadece Buz Şelalesi'nde 44 ölüm meydana gelmiştir. Bu ölümler; çatlaklara düşerek, Buz Şelalesi'nin bazı bölümlerinin eriyip çökmesiyle veya çığ düşmesi ile gerçekleşmiştir.
Uzun süredir Everest rehberi olan Russell Brice şunları söylüyor:
Everest fotoğraflarına yukarıdan bakıldığında, BC (Ana Kamp) ve C1 (Kamp 1) arasındaki Buz Şelalesi, göze çok daha güvenli hale geliyor gibi görünüyor. Aynı zamanda, Buz Şelalesi'nin üzerindeki asılı buzulların birçoğunun artık geriye yaslandığı ve daha az aktif görülüyor. Bununla birlikte, bana öyle geliyor ki C1 (Kamp 1) ve C2 (Kamp 2) arasındaki yarıklar daha da derinleşiyor bu da dağcıların bu yarıklardan zikzaklar halinde daha uzun mesafeler yürümek zorunda kalmasına neden oluyor. Bu durum, aynı zamanda çok daha uzun merdiven geçişlerine neden oluyor.
Everest Dağı'na Tırmanırken Oluşan Kuyruklar, Sorunlara Yol Açıyor!
Everest Dağı, Nisan ve Mayıs aylarında ısınmaya başlar ve dağcılar bu süre içinde tırmanışlarını tamamlamak isterler; ancak herkesin aynı zamanda tırmanmaya kalkması, dağ boyunca kuyruklar oluşmasına neden olabilmektedir. Kamp 4'ten zirveye olan yürüyüş yaklaşık 7 saat sürer. Rehberler, bunun yolculuğun en zor kısmı olduğunu söylüyorlar.
Bu kalabalık çıkışların sebebi, iyi hava koşullarını değerlendirmek ve rüzgarların çok büyük hızlara ulaştığı günlerden kaçınmaktır. Bu kadar uzun kuyruklarda, dağcılar yanlarına aldıkları oksijen kaynağını çabuk tüketebilir ve dönüşte zorluklar çekebilirler. Uzmanlar, Everest'teki bu kalabalık çıkışların son yıllarda arttığını, çünkü keşif gezilerinin daha popüler hale geldiğini söylüyorlar. Hazırlıksız tırmanmaya çalışan dağcılar, hem kendi hayatlarını, hem de rehberlerin hayatlarını tehlikeye atıyor.
Everest Dağı'ndaki Cesetler
Dağcılar yukarı çıkarken, yarı yolda kalmış dağcıların cesetlerinin yanından geçerler. Yani anlayacağınız, Everest Dağı tırmanışı, dağcıların kendilerini psikolojik olarak da hazırlamaları gereken bir tırmanıştır. Everest Dağı'ndaki cesetleri indirmek çok zor olduğu için, 200'den fazla cesedin dağın farklı yerlerinde olduğu düşünülmektedir. Düşük sıcaklıklar nedeniyle bu cesetler her zaman donmuş ve katı haldedir. Sonuç olarak, ölümleri üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen, cesetlerin çoğu neredeyse mükemmel bir şekilde korunmuştur. Örneğin 1924'te ortadan kaybolan George Mallory'nin cesedi, 1999'da donmuş halde keşfedilmiştir; ama ceset, sanki neredeyse dün ölmüş gibi, çok iyi bir şekilde korunmuştur.
Ölümlerin çoğu, "ölüm bölgesi" (İng: "death zone") denilen bir bölgede, yaklaşık 8.000 metre yükseklikte gerçekleşir. Bu bölgedeki oksijen oranı, deniz seviyesindekinin üçte birine iner ve vücudun çalışma mekanizmasını etkileyerek ölümlere sebep olur. Helikopterlerin bu yüksekliğe uçması ve o bölgede asılı kalmaları çok zordur; dolayısıyla burada ölen kişilerin cesetleri şimdilik bir süre daha orada duracak gibi görünüyor.
Zirveye Çıkmak
Dağın zirvesi, bir yemek masası büyüklüğündeki, küçük bir kar kubbesidir. Bu zirvede, sadece 6-7 dağcının ayakta durmasına ve manzaranın tadını çıkarmasına izin verecek kadar yer vardır. Aşağıdaki videoda zirveye ulaşan dağcıları göreceksiniz. Bu zorlu tırmanışı zirvede sonuçlandırmak çok büyük mutluluk olsa gerek.
Everest Dağı'na Tırmanan Türkler
Everest Dağı'na 1995 ve 2018 yılları arasında 22 Türk dağcı tırmanmıştır. Everest'e ilk tırmanan Türk dağcı, 17 Mayıs 1995'te zirveye ulaşan Ali Nasuh Mahruki'dir.
Everest’e tırmanan ilk Türk kadın dağcı, Eylem Elif Maviş Koç'tur. 22 Temmuz 2005'te, 8.035 metre yüksekliğindeki Gasherbrum II zirvesine tırmanmıştır.
Sonuç
Everest Dağı, her açıdan son derece görkemli bir dağ ve bu dağa tırmanma fikri, birçok insanın hayali konumundadır. Tırmanmak çok zordur ve çok fazla hazırlık gerektirir; sadece fiziksel olarak değil, psikolojik da hazırlanmak çok büyük önem taşımaktadır. Zirveye ulaşmak kadar, güvenli bir şekilde inmek de çok önemlidir. Kazaların birçoğunun inerken yaşanması, birçok dağcının belki de zirveye tırmanmaya bütün ağırlığı verip, oradan geri dönüşe yeterince özen göstermediğine işaret etmektedir. Ayrıca dağa her istediğinizde tırmanmanız da mümkün değildir; zirveye tırmanmak için uygun hava koşullarını beklemek hayati önem taşımaktadır.
Tüm bunlara ek olarak, Everest'e tırmanmak son derece pahalı bir spordur; dağcılar, 35.000$ ila 100.000$ arası paralar harcayarak bu dağa tırmanabilirler. Bu maliyetin içinde, Nepal veya Tibet hükümetine tırmanma izni için verilen 11.000$, oksijen tüpü, çadır, uyku tulumu, botlar, tıbbi ihtiyaçlar, yiyecek ve yüksek irtifa teçhizatları yer alır.
Tüm bu zorlukları dolayısıyla bu dağın cesuryürekler için neden bu kadar çekici olduğu son derece anlaşılırdır. Artık bu dağa hükmedebilenlerin sayısı binlerle ifade ediliyor olsa da, insanlığın önemsenmeyecek kadar küçük bir kısmının bu dağın zirvesine ulaşabilmiş olması, bunu yapabilenlerin nadir deneyiminin kıymetini vurgulamaktadır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 16
- 10
- 8
- 6
- 4
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- N. Tenzing. Mount Everest. (2 Şubat 2021). Alındığı Tarih: 7 Mart 2021. Alındığı Yer: Britannica | Arşiv Bağlantısı
- C. Klein. Who Is Mount Everest Named After?. (22 Ağustos 2018). Alındığı Tarih: 7 Mart 2021. Alındığı Yer: History | Arşiv Bağlantısı
- B. Butcher. How Deadly Is Mount Everest?. (21 Mart 2019). Alındığı Tarih: 11 Mart 2021. Alındığı Yer: BBC | Arşiv Bağlantısı
- A. Woodward. What It's Really Like To Climb Everest, According To 10 People Who've Done It. (10 Haziran 2019). Alındığı Tarih: 13 Mart 2021. Alındığı Yer: Business Insider | Arşiv Bağlantısı
- H. Cheung. Mount Everest: Why The Summit Can Get So Crowded. (24 Mart 2019). Alındığı Tarih: 14 Mart 2021. Alındığı Yer: BBC | Arşiv Bağlantısı
- Alanarnette. Everest 2017: Why Is The Khumbu Icefall So Dangerous?. (15 Mart 2017). Alındığı Tarih: 14 Mart 2021. Alındığı Yer: Alanarnette | Arşiv Bağlantısı
- B. Stulberg. What Happens To Your Body When You Climb Everest. (11 Haziran 2018). Alındığı Tarih: 31 Mart 2021. Alındığı Yer: Outside Online | Arşiv Bağlantısı
- F. Wilkinson. Climbing Mount Everest, Explained. (9 Nisan 2019). Alındığı Tarih: 1 Nisan 2021. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 06/11/2024 00:06:04 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10244
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.