Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Everest Dağı: Dünyanın Deniz Seviyesi Üzerindeki En Yüksek Dağ Olan Everest Dağı'na Tırmanmak, Neden Bu Kadar Zor?

13 dakika
43,303
Everest Dağı: Dünyanın Deniz Seviyesi Üzerindeki En Yüksek Dağ Olan Everest Dağı'na Tırmanmak, Neden Bu Kadar Zor? Northrop Grumman
Tüm Reklamları Kapat

İnsanlar her yıl Everest Dağı'na tırmanıyor; bu tırmanışlardan bazıları başarılı olsa da, bazı talihsiz insanlar düşmeler, fırtınalar, çığlar, oksijen yetmezliği, donma veya sağlık sorunları nedeniyle ölüyorlar. Bazı ölümler dağa tırmanırken, bazıları da inerken gerçekleşiyor. Bu yazımızda Everest Dağı'nı biraz daha yakından tanıyacak ve bu devasa dağa tırmanma sırasında yaşanan ölümlerin nedenlerini ve Everest'e tırmanmanın zorluklarını inceleyeceğiz.

Everest Dağı Hakkında Bilgiler

Everest Dağı Nerededir?

Everest Dağı, Nepal ile Çin'in Tibet Özerk Bölgesi arasındaki sınırda yer alır. Güney Asya'daki Himalaya Dağları'nın zirvesini barındıran 8.849 metre yüksekliğindeki bu dağ, deniz seviyesine göre ölçüldüğünde, dünyanın en yüksek dağıdır. Ancak, Dünya'nın merkezinden ölçülecek olursa en yüksek dağ; And sıra dağlarının parçası olan Ekvator'daki bir tabakalı yanardağ olan Çimborazo'dur.

Everest Dağı, Nepal ile Çin'in Tibet Özerk Bölgesi arasındaki sınırda yer alır.
Everest Dağı, Nepal ile Çin'in Tibet Özerk Bölgesi arasındaki sınırda yer alır.
Glorious Himalaya

Everest Dağı, yerli halkların ilgisini çok uzun zamandır çekmektedir ve yüksekliğinden dolayı bu dağa derin bir saygı beslenmektedir. Everest Dağı, Sanskritçe ve Nepalcede Sagarmatha, Tibetçede Chomolungma, Çincede Zhumulangma Feng olarak adlandırılır. Chomolungma, "Dünyanın Tanrıça Anası" veya "Vadi Tanrıçası" anlamına gelir. Sagarmatha ise "Cennetin Zirvesi" anlamına gelir.

Tüm Reklamları Kapat

Everest Dağı 8.849 metre yüksekliğinde olup, deniz seviyesi üzerinde bulunan dağların en yükseğidir.
Everest Dağı 8.849 metre yüksekliğinde olup, deniz seviyesi üzerinde bulunan dağların en yükseğidir.
Britannica

Everest Dağı'nın Özellikleri

Himalayalar, yaklaşık 40 ila 50 milyon yıl önce Hindistan-Avustralya plakası ile Avrasya plakasının çarpışmasının ardından oluşmaya başlamıştır. Pleistosen Dönemi sırasında, yani günümüzden yaklaşık 2.580.000 ila 11.700 yıl önce bugünkü şeklini almıştır. 1990'ların sonlarından bu yana Everest'te bulunan küresel konumlandırma araçlarından elde edilen bilgiler, dağın kuzeydoğuya doğru her yıl birkaç santimetre hareket ettiğini ve 1-2 santimetre kadar da yükselmeye devam ettiğini göstermektedir. Bir diğer deyişle, Everest Dağı'na tırmanan herkes, aslında bir miktar farklı yüksekliklere tırmanmaktadır; ancak dağın devasalığı yanında bu ufak miktarlar kısa vadede göz ardı edilebilir düzeyde kalmaktadır. Ayrıca ölçüm türüne bağlı olarak da yükseklik bir miktar değişebilmektedir.

Everest Dağı, çok sayıda kaya katmanından oluşur. Dağın alçak kesimlerindeki kayalar, üzerinde magmatik granitlerin yer aldığı metamorfik şistler ve gnayslardan meydana gelir. Daha yukarılarda, tortul kayaçlar bulunur - ki bunlar, iki plakanın çarpışmasından sonra kapanan Tetis Denizi'nin eski tabanının kalıntılarıdır. Zirve piramidinin hemen altında oluşmuş, Sarı Bant (İng: "Yellow Band") adı verilen kiraç taşı dikkat çeker.

YB ile gösterilen bölgeler İngilizce "yellow band" olup, Türkçede sarı bant demektir.
YB ile gösterilen bölgeler İngilizce "yellow band" olup, Türkçede sarı bant demektir.
Volcano cafe

Everest'in zirvesi her zaman karla kaplıdır; kar seviyesi Eylül ayında en yüksek, Mayıs ayında en düşük seviyededir. Zirve ve üst yamaçlar atmosferin üst kısımlarında yer aldığı için, solunabilir oksijen miktarı deniz seviyesindekinin sadece üçte biri kadardır. Dolayısıyla hava koşulları ve oksijen yetersizliği, canlıların ezici çoğunluğunun bu kadar yüksekte barınmasını engeller.

Ortalama gündüz sıcaklığı Temmuz ayında zirvede -19 °C civarında iken, en soğuk ay olan Ocak ayında -36 °C ila -60 °C aralığında olabilir. Ani fırtınalar sıcaklığı çok hızlı bir şekilde düşürebilir. Everest'in zirvesi jet akımının alt sınırına ulaştığı için, rüzgar hızları saatte 160 kilometreye kadar ulaşabilir. Tüm bu nedenlerle Everest, dağcılar için donma riski en yüksek dağlardan biridir.

Tüm Reklamları Kapat

Everest Dağı, Adını Kimden Almıştır?

1852'de, 1800'lerin başından beri Hindistan alt kıtasını haritalayan İngilizler, Himalayalar'da Nepal ve Tibet'in arasında yer alan, Dünya'nın en yüksek dağını belirlediler. İngilizler başlangıçta zirveyi Peak XV olarak adlandırdılar. Daha sonra Hindistan'ın genel araştırmacısı olarak çalışan Andrew Waugh, selefi Sir George Everest'in adını önerdi ve öneri kabul edildi.

1790'da Galler'de doğan Everest, yetişkin olduğu sürenin çoğunu Hindistan'da geçirmiştir. 1818'de Büyük Trigonometrik Araştırma adı verilen projeye katılmış ve bu projede 25 yıl geçirmiştir; 1830'da Hindistan'da genel müfettiş olana kadar çalışmıştır.

Everest Dağı'na Tırmanma Süreci

Fiziksel ve Psikolojik Hazırlıklar

Everest Dağı'nın zirvesine ilk defa 1953'te çıkılmıştır ve o zamandan bu yana zirveye yaklaşık 5.000 kadar kişi çıkabilmiştir. Everest'e tırmanmak için gereken ön hazırlıklar hayati önem taşır. Tımanacak kişinin kondisyonunun çok iyi olması gerekir.

Sağlık koşulları ve kondisyonun iyi olması, iyi bir zihinsel hazırlık tırmanışı kolaylaştırır. Everest gibi yüksek bir dağa tırmanmadan önce; aşırı soğuk havalarda, yüksek yerlerde, kayalık ortamlarda, karda ve buzda, yüklü bir sırt çantası ile yürüme ve tırmanma egzersizleri yapılmalıdır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Everest'e tırmanma hazırlığı yapan insanlardan biri.
Everest'e tırmanma hazırlığı yapan insanlardan biri.
Top China Travel

Everest Dağı'na tırmanma sırasında insanlar, ağırlıklarının yaklaşık %20'sini kaybederler. Bu nedenle, tırmanmadan önce gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Genel olarak, çoğu insan Everest'e tırmanabilmek için en az 1 yıllık özel eğitime ihtiyaç duymaktadır. İhtiyaç duyulan kondisyonu güvenli ve etkili bir şekilde oluşturmak için eğitim süreci boyunca; yürüyüş süresini, mesafeyi ve yüksekliği kademeli olarak artırmak önerilmektedir.

Everest'e Tırmanmak Ne Kadar Tehlikelidir?

Kayıtlara göre Everest'te bugüne kadar 280'den fazla ölüm gerçekleşti. Sadece 2010 yılından bu yana, ana kamptan daha yüksek bir noktaya 7.954 kişi tırmanmıştır ve 72 ölüm meydana gelmiştir.

1900 ve 2018 yılları arasında ölen dağcıların ve rehberlerin toplam sayısını göstermektedir.
1900 ve 2018 yılları arasında ölen dağcıların ve rehberlerin toplam sayısını göstermektedir.
BBC

Bu ölümlerin çoğu, çığ (%41.6), bitkinlik (%12.5) veya düşmelerden (%6.9) kaynaklanmaktadır ve bu da dağdaki cesetlerin alınmasındaki zorluğu kısmen açıklamaktadır. Baş dönmesi, kusma ve baş ağrısı semptomlarıyla karakterize edilen akut dağ hastalığı da ölümlere neden olabilmektedir (%16.6).

2010 ve 2018 yılları arasındaki ölümlerin sebeplerinin yüzde oranları. Avalanche; çığ düşmesi, acute mountain sickness; akut dağ hastalığı, exhaustion; yorulma ve tükenme, fall; düşme, other; diğer.
2010 ve 2018 yılları arasındaki ölümlerin sebeplerinin yüzde oranları. Avalanche; çığ düşmesi, acute mountain sickness; akut dağ hastalığı, exhaustion; yorulma ve tükenme, fall; düşme, other; diğer.
BBC

Everest'teki Ana Kamp

Dağcılar ve Sherpa rehberleri, tırmanıştan önce Nepal'in başkenti Katmandu'da erzak depolarlar. Oradan 25 dakikalık bir uçuş ile Lukla havaalanına geçerler. Ana Kamp, büyük bir buzulun üzerine konuşlanmış haldedir; bu yüzden, daha bu evrede bile zorluklar başlar. Keşif gezisi yapanların Ana Kamp'taki çadırlarının yerlerini iki haftada bir değiştirmeleri gerekir; çünkü buzul alanı hızla değişir.

Dağcılar Lukla'dan dağın eteklerine kadar 65 km yürürler. Dağcıların yüksek rakımlı ortama alışması gerekir ve bu genellikle iki hafta sürer. Ayrıca Ana Kamp, sağlık sorunlarına neden olacak kadar (5,3 km) yüksek bir yerdedir.

Ana Kamp (İng: "Base Camp") 5,3 km yükseklikte olup buradaki oksijen oranı deniz seviyesindeki oksijen oranının yarısına iner. 8.000 m ve sonrasına ''ölüm bölgesi'' denir çünkü oksijen oranı deniz seviyesindekinin üçte biridir artık ve bu da sağlık sorunları yaratır. Base Camp: Ana Kamp, Camp 1: Kamp 1, Death Zone: Ölüm Bölgesi, Summit: Zirve
Ana Kamp (İng: "Base Camp") 5,3 km yükseklikte olup buradaki oksijen oranı deniz seviyesindeki oksijen oranının yarısına iner. 8.000 m ve sonrasına ''ölüm bölgesi'' denir çünkü oksijen oranı deniz seviyesindekinin üçte biridir artık ve bu da sağlık sorunları yaratır. Base Camp: Ana Kamp, Camp 1: Kamp 1, Death Zone: Ölüm Bölgesi, Summit: Zirve
CBC

Dağcılar Ana Kamp'ta bulundukları sürece, dağın yukarı ve aşağısına doğru birçok keşif gezisi yaparlar. Himalayalar'daki zorlayıcı koşullara uyum sağlamak için yeterli zaman geçirmezlerse, bu onlar için ölümcül olabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Zirveye Giden Kaç Rota Var?

Everest'in zirvesine 17 farklı rota ile çıkılmış olsa da genellikle 2 rota tercih edilir: Nepal'den, Tenzing Norgay ve Edmund Hilary'nin 1953'te oluşturduğu Güneydoğu Sırtı rotası ve Tibet'ten, George Mallory'nin 1924'te ortadan kaybolduğu Kuzey Sırtı rotası. Kuzey Sırtı rotası, ilk olarak Çinli bir ekip tarafından 1960'da tamamlanmıştır.

İki rotanın da zorlukları farklıdır; Güneydoğu Sırtı'ndan tırmanan dağcılar, tehlikeli Khumbu Buz Şelalesi'nden geçmek zorunda kalırlar; buna karşılık çıkışı daha kısa ve inişi daha kolaydır. Kuzey Sırtı'ndan ana kampa kadar ciple gitmek mümkündür; ama zirveye ulaşmak daha zordur.

Dağa Tırmanırken Vücutta Neler Olur?

Öncelikle beyinde neler olduğuna bakalım. Tırmanırken, ortamdaki oksijen oranı azalır, dolayısıyla kanda daha az oksijen bulunur. Bu da beyinde daha az oksijen olduğu anlamına gelir. Diğer organlarda olduğu gibi, beyin de oksijenden yoksun kaldığında işlevini yitirir. Araştırmalar, merkezi sinir sistemi işleyişinin yaklaşık 5.000 metre yükseklikte yavaşlamaya başladığını göstermektedir. Uzun süre yüksekte kalınca, beyinde şişme olarak bilinen, yüksek rakım beyin ödemi (HACE) gerçekleşebilir. Bu ödem, 24 saat içinde hızla ilerleyerek ölüme neden olabilir. En etkili tedavi yöntemi, olabildiğince kısa sürede daha alçak rakımlara inmektir.

Tüm Reklamları Kapat

Yüksek rakım beyin ödemi (HACE)
Yüksek rakım beyin ödemi (HACE)
Safety First

Akciğerler de yükseklikten etkilenen organlar arasındadır. Yaklaşık 3 km yükseklikten başlayarak, kan damarlarının daralması nedeniyle akciğerler şişmeye başlar. İnatçı bir öksürük, zor nefes alma ve yorulmayla sonuçlanır. Akciğerlerdeki şişlik şiddetlenirse, yüksek rakım akciğer ödemi (HAPE) adı verilen tehlikeli bir durum ortaya çıkabilir. Deride morarma, hızlı nefes alma ve ateşle kendini gösterir. HAPE için de en etkili tedavi yöntemi, olabildiğince hızlı bir şekilde alçalmaktır.

Kalbin ise daha yüksek rakımda daha fazla çalışması gerekir; bu, kalp atış hızının artması demektir. Yüksekliğe alıştıkça vücut daha fazla oksijen taşımak için daha fazla kırmızı kan hücresi oluşturur. Bu genellikle yararlıdır ve istenen bir şeydir; ancak aynı zamanda kan yoğunluğunu artırır. Bazı araştırmacılar, bu yoğunlaşmanın kalp krizlerine sebep olabileceğini düşünmektedirler.

Ayrıca düşük oksijen oranı, görme korteksine kan sağlayan arterlerde spazmlara neden olabilir. Bu yüzden dağcılar, geçici körlük yaşayabilirler. Bağırsaklardaki oksijen eksikliği nedeniyle, daha yüksek rakımlarda sindirim de yavaşlar. Araştırmalar, dağcıların %81'inin mide bulantısı ve kusma yaşadığını göstermektedir.

Başka bir sorun da uzuvlarda ortaya çıkar: Yüksek rakımlara çıktıkça, ilk etapta kol ve bacaklarda karıncalanma hissi yaşanır. Zamanla uzuvlar uyuşur ve bu, donmanın başladığını gösterir. İlerleyen aşamalarda, etkilenen bölgelerde ampütasyon gerektirebilecek düzeyde, geri döndürülemez doku ölümleri gerçekleşebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Kolektif Bilim Seti (7 Kitap)

Darwin’in Kayıp Dünyası: Hayvan Yaşamının Gizli Tarihi

Martin Brasier

Türlerin Kökeni’ni kaleme alırken Charles Darwin’in kafasını tek bir soru karıştırıyor ve evrim teorisini çıkmaza sokuyordu: “Neden Kambriyen dönemden önce yaşamış canlılara ait kalıntılar bulunamıyordu?” Literatürde “Darwin’in İkilemi” olarak bilinen bu problem yıllarca çözülemeyecekti, ta ki paleontoloji profesörü Martin Braiser evrimin “kutsal kâse”sinin peşine düşene kadar.

Darwin’in Kayıp Dünyası Braiser’ın Kambriyen patlaması öncesinde yaşamış canlı türlerine ait fosilleri arayışının öyküsünü anlatıyor. Karayip sahillerinden Sibirya steplerine uzanan bu zorlu bilimsel çaba, hayvan yaşamının evrimindeki kayıp halkaların izini sürüyor. Bilimin en büyük gizemlerinden birinin kapısını aralarken bizi günümüzün canlı çeşitliliğinden karmaşık hücrelerin ortak yaşama dayalı kökenine uzanan bir yolculuğa çıkarıyor.

“‘Kambriyen patlaması’ evrimsel bulmacaların en büyüğüdür ve son yıllarda büyük araştırmalara konu olmuştur. Braiser’ın merak uyandırıcı kitabı bize bu konuda tatminkâr bir yanıt veriyor. Konusunu geniş kitlelere bu kadar canlı ve kapsamlı bir şekilde sunma beceri ve iradesine sahip çok az yazar vardır.”

Anthony Hallam

“Organizmaların ve çevrenin birlikte yarattığı bu evrimsel hikâyede Darwin’in İkilemi’ne Braiser’ın bulduğu çözümü okumak büyük keyif.”

Lynn Margulis

Darwin’le Akşam Yemeği:

Evrim Yeme İçmeyi Nasıl Etkiler?

Jonathan Silvertown

“Her alışveriş listesi, her yemek tarifi, her menü ve yemek pişirmek için kullandığımız her malzeme evrimci anlayışın babası Charles Darwin’le akşam yemeğine üstü kapalı bir davettir.”

Jonathan Silvertown Darwin’le Akşam Yemeği’nde en eski hominin atalarımızla bizi büyük bir sofra etrafında bir araya getiriyor. Ekmek, et, süt ürünleri, deniz ürünleri, sebzeler, baharatlar, tatlılar gibi temel gıdalar ve değişen beslenme alışkanlıklarımız üzerinden yaşamın evrimine ışık tutuyor.

Tat ve koku alma duyularımızın nasıl evrimleştiğinden acının sofralarımıza nasıl girdiğine, karbonhidrat ve yağ düşkünlüğümüzden yemeklerimizi neden ve ne zaman paylaşmaya başladığımıza dek okuma iştahını kabartan sorularla şekillenen bu çalışma, gıda sorununun hayatımızı temelden etkilediği günümüzde, neyi nasıl yediğimizi farklı düşünmeye davet eden bir kılavuz.

“Yemek hakkında gereğinden fazla kitap olsa da, benim gibi biri olduğunuzu ve bu tür davetlerin size de hiçbir zaman fazla gelmeyeceğini umarak, şu an elinizde tuttuğunuz şeyin bir kitaptan ziyade bir akşam yemeği daveti olduğunu farz edelim istiyorum. Ancak baştan belirtmeliyim ki bu farklı bir akşam yemeği olacak​;​ zihinlerimizi beslemeye yönelik bir akşam yemeği.”

“Jonathan Silvertown yemeğin ne kadar eski olduğunu; tarihte ilk kimin neyi yediğini ve insanların neden yiyeceklerin peşine düştüğünü iyi biliyor.”

— Leslie Nemo, Scientific American

Kökenler: Yaratılışın Bilimsel Öyküsü

Jim Baggott

Evren nasıl oluştu? İlk madde ne zaman meydana geldi? Galaksiler, yıldızlar, güneş sistemleri hangi süreçlerle ortaya çıktı? Canlılığın kökeni nedir? İnsan olmak ne anlama gelir?

İnsanlık tarihi boyunca yaratılışla ilgili çok farklı hikâyeler anlatılagelmiştir. Jim Baggott Kökenler’de yaklaşık 14 milyarlık bu öyküyü günümüzün bilimsel anlayışı ve birikimi çerçevesinde ele alıyor. Uzamın, zamanın, kütlenin, enerjinin, ışığın, galaksilerin, Güneş’in, Dünya’nın, yaşamın ve en nihayetinde Homo sapiens’in oluşumuna uzanan büyüleyici bir yolculuğa çıkıyor. Kozmoloji, jeoloji, evrim, antropoloji ve nörobilimdeki çağdaş düşünceleri bir araya getirerek varlığımızın kökenlerine dair bildiklerimizi haritalandırıyor ve henüz bilemediğimiz karanlık noktalara işaret ediyor. Bir bakıma yıldız tozlarından yaratılan insanın yıldızları yaratan müthiş tekillikten bugüne olup bitenleri anlamak için gösterdiği destansı çabayı özetliyor.

“Kökenler gerçekten ‘bizim’ hakkımızda bir kitap. Üzerinde yaşadığımız dünyanın nasıl oluştuğunu, yaşamın nasıl başlayıp evrilerek bizi meydana getirdiğini, bizim hikâyemizi anlatıyor. Kökenler’de sorgulanmamış olguları çoğunluğun açıklamalarından, kuşku uyandıran yorumlardan, safi spekülasyonlardan ayırmaya çalıştım. Bu kitap, bildiğimizi ve açıklayabildiğimizi düşündüğümüz şeylere dair net, dengeli ve (umarım) önyargısız bir bakış açısı isteyen okurları hedefliyor. Yaratılışın bilimsel hikâyesinin ‘kabul edilmiş’ ya da ‘resmi’ bir versiyonu bulunmuyor; fakat olsaydı, muhtemelen elinizdeki kitaba benzeyen bir şey olurdu.”

Novasen – Yaklaşan Hiperzekâ Çağı

James Lovelock

Bryan Appleyard ile birlikte

Gaia teorisiyle yaşamlarımızı ve gezegenimizi anlama biçimimizi sonsuza dek değiştiren, çağımızın önemli çevreci düşünürlerinden Lovelock, Dünya’da yaşamın geleceği hakkında muazzam bir yeni teori atıyor ortaya. Lovelock, üç yüz yılın sonunda Antropesen’in bittiğini ve Novasen adını verdiği yeni bir çağın başlamak üzere olduğunu iddia ediyor. Bu yeni çağda, şu anki yapay zekâ sistemlerinden yeni bir elektronik yaşam biçimi ortaya çıkacak: bizden on bin kat daha hızlı düşünen, kendi kendisini iyileştirme ve kopyalama becerisine sahip siborglar. Lovelock’a göre bu hiperzeki varlıklar, kıyamet senaryolarının aksine, gezegenimize en az bizim kadar bağlı olacak ve Dünya’yı soğutma, Gaia’daki organik yaşamı koruma projesinde bizimle birlikte çalışacak. Bu yeni çağla evrende düşünen tek varlık, kozmosu anlayan tek varlık olma statümüzü kaybedeceğiz. Belki de Novasen, zekânın tüm evreni kaplayacak bir şey haline gelişinin başlangıcı olacak, yani kozmosun enformasyona dönüşmesinin.

“Antroposen’in başlamasından kısa süre sonra hızlanmanın gücüyle kendisinden geçen yarışçı çocuklara döndük. Üç yüz yıldır hız pedalına basıyoruz, şimdi de insan yapımı elektronik, mekanik ve biyolojik şeylerin Dünya sistemini kendi başlarına yönetebileceği çağa yaklaşıyoruz.”

KİTAP ÜZERİNE

“Hiperzekâyı anlamak istiyorsanız, Novasen iyi bir başlangıç.”

Tim Radford, Nature

“Novasen, kabilemizin bir büyüğünün, okumak için gereken kısa süreye fazlasıyla değen birikmiş bilgeliğinin bir ürünü.”

Stephen Cave, Financial Times

“Bilim alanında zamanımızın en büyük düşünürü.”

Sunday Times

“Dünya’ya bakışımızı değiştiren biliminsanı.”

Independent

Sayılar ve Türümüze Katkıları

Sayı Sayma ve Kültürlerin Gelişimi

Caleb Everett

İnsan kültürleri şaşırtıcı derecede kısa bir süre öncesine kadar sayı mefhumuna sahip değildi. Sayıların icadıyla gelen sözel ve sembolik temsiller, insan yaşantısında köklü bir dönüşüme yol açtı. Çocukluğunu Amazonlardaki yerli kabileler arasında geçiren dilbilimci antropolog Caleb Everett ödüllü çalışması Sayılar ve Türümüze Katkıları’nda bu dönüşümün kapsamını ortaya koyuyor, farklı kültürlerin sayılarla ilişkisini ve sayıların insan zihnini, davranış ve kültürleri nasıl şekillendirdiğini incelikle ele alıyor.

Bilişsel bilimler, dilbilim, antropoloji, nörobiyoloji ve fizyoloji gibi farklı alanlardan pek çok araştırmayla zenginleşen bu anlatıda arkaik sayı sistemleri, yerli kabilelerin farklı sayma uygulamaları, insanlarla diğer hayvanların sayısal becerileri ve bu becerilerin nörobiyolojik kökenleri de ufuk açıcı örneklerle açıklanıyor.

Sayılar, İspanyolca, İtalyanca ve Çinceye çevrilmiş. 2018’de dilbilim dalında Amerikan Yayıncılar Birliği Prose Ödülü’ne layık görülmüş. 2017’de ABD Smithsonian Enstitüsü tarafından yeryüzünün işleyişini daha iyi anlamamıza yardımcı olan on bilim kitabı arasında gösterilmiştir.

“Everett’in çok farklı alanlardan çarpıcı çalışmalarla desteklediği güçlü bir savı var: Sayılar ne doğaldır ne de insan doğasına içkindir; insan zihninin yarattığı bilişsel bir icattır ve nicelikleri anlayıp ayırt etme şeklimizi ebediyen değiştirmiştir. Sayıların tarım ve tarıma dayalı kalabalık toplumların gelişiminde hayati rol oynadığına ilişkin savı da bir o kadar ikna edici.”

Amir Alexander, Wall Street Journal

“Everett binlerce yıllık insan evrimini irdeleme serüveninde Amazon ormanlarından Avustralya çöllerine yolculuk ederken insan kültürlerinin çeşitliliğini daha derinden anlama çabasını asla elden bırakmıyor, soluk kesici bir anlatıyla türümüzün en önemli bilişsel ve dilsel başarısını ele alıyor: sayı saymak ve niceliksel kavramları kullanarak muazzam çeşitlilikteki kültürel faaliyetleri zenginleştirip geliştirmek.”

Bernd Heine, University of Cologne

“Bu disiplinlerarası incelemede antropolog Caleb Everett sayı sistemlerinin evrimiyle ortaya çıkan sayısız olanak ve yeniliğe ışık tutuyor.”

Rachel E. Gross, Smithsonian

“Harika… Cesur ve derinlikli… Everett ele aldığı araştırmaların çeşitliliğiyle evrensel ve ikna edici bir anlatı sunuyor. Bilişsel deneylerin inceliklerini anlatırken de kabilelerin ritüellerini ve dilbilgisine ilişkin teknik detayları anlatırken de konuya aynı şekilde hâkim. Çocukluk yıllarını misyoner eğitimci ebeveynleriyle Amazon ormanlarında geçirmesinin avantajıyla keskin kavrayışlar sunuyor (babası ünlü dilbilimci David Everett). Sayılar ufuk açan, yer yer de okuyucuyu şaşkına çeviren bir çalışma. Dilin kültürel bir icat olarak türümüzü şekillendirmekteki hayati işlevini ikna edici bir şekilde ortaya koyuyor.”

Vyvyan Evans, New Scientist

Sıradışı Beyinlerden Öğrenebileceklerimiz // Eric R. Kandel

Beynin fiziksel yapısı dünyayla ilişkilenmemizi nasıl etkiliyor? Beynimiz milyarlarca sinir hücresinin gönderdiği sinyallerle bilincimizi, duygularımızı, dili ve sanatı nasıl kodluyor? Olağanüstü karmaşıklıktaki bu ağ, biz olgunlaştıkça gelişen fakat yaşamımız boyunca sürekliliğini şaşırtıcı ölçüde koruyan benlik duygumuzu nasıl oluşturuyor?

Beyin biliminin öncülerinden Nobel ödüllü Eric R. Kandel bilinci ve benlik farkındalığını oluşturan karmaşık sinir ağlarında ortaya çıkan aksaklıkların otizm, depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni, Alzheimer, Parkinson ve travma sonrası stres bozukluğuna nasıl dönüşebildiğini açıklıyor. Beyin biliminin bilişsel psikolojiyle, beynin de zihinle ilişkisini göstererek hem ortak insanlık deneyiminin sosyallik, benlik, hafıza, karar alma, yaratıcılık gibi pek çok yönünü var eden hem de kaygı, stres, bağımlılık gibi pek çok sorunun altında yatan mekanizmalara ve insan zihninin işleyişine ışık tutuyor.

Kandel, alanın meraklılarına psikiyatrik araştırma, tanı ve tedavi yaklaşımlarının tartışılacak pek çok yönüne de tanıklık etme fırsatı vererek beyin bilimini inşa eden keşif ve araştırmaların tarih boyunca kat ettikleri yolları, aksayan zihinsel süreçlerin biyolojik kökenlerini ve güncel tedavi yaklaşımlarını sistemli ve anlaşılır bir dille aktarıyor.

Tuhafı Aşma Zamanı

Kuantum Fiziğine Farklı Bir Bakış

Philip Ball

“Kuantum mekaniği ‘tuhaf’ görünebilir ama mantıksız değildir. Sadece yeni ve aşina olmadığımız bir mantık devrededir. Kavrayabilirseniz, yani kuantum mekaniğinin işte bu şekilde işlediğini kabul edebilirseniz, o zaman kuantum dünyası tuhaf görünmekten çıkıp farklı gelenek ve görenekleriyle, kendi güzel iç tutarlılığıyla bambaşka bir yer olur çıkar.”

Tuhafı Aşma Zamanı analojiler, metaforlar, imgelerle dolu kuantum anlatılarından farklı olarak, burada ve şimdi hakkındaki peşin hükümlerimizi sarsan, uzay ve zamanla dalaşan, dile dökemediğimiz, mantığımızı hiçe sayan kuantum dünyasının neden “tuhaf” olduğunu değil, neden bizim dünyamızın ona benzemediğini anlatıyor.

Kuantum kuramının nasıl işlediğini, hakkındaki klişeleri, yanlış yorumları, deneyimlediğimiz dünyanın sezgi karşıtı ilkelerini nasıl yarattığını, bizim gerçeklik, bilgi ve dille kurduğumuz ilişkilerin sınırlarını neden, nasıl zorladığını tartışarak bu kuramla birlikte bugüne kadar bildiğimiz bazı şeylerin artık neden geçerli olmadığını gösteriyor.

“Ball’un son derece kolay anlaşılır metni, günümüzde kuantum mekaniğinin temellerinin teoride nasıl ele alındığını tüm detaylarıyla gösteriyor. Tuhafı Aşma Zamanı’nın bu alanda okuduğum en iyi kitap olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.”

Margaret Wertheim, Washington Post

“Kuantum fiziği hakkında yazılmış son yılların en özgün ve ilgi çekici kitabı.”

Brian Clegg, Physics World

Devamını Göster
₺1,400.00
Kolektif Bilim Seti (7 Kitap)

Khumbu Buz Şelalesi'nden Geçmenin Zorlukları

Dağcılar, Ana Kamp'tan yapılan gezi seferlerinde Khumbu Buz Şelalesi ayağını iyi planlamalıdır. Tırmanışın bu bölümü, dağcılar için tedirgin edici bir safhadır. Khumbu Buz Şelalesi, sürekli değişen ve aralarında dev çatlaklar oluşturan devasa buz blokları katmanlarından oluşur. Dağcılar, bu çatlakları kapatmak için metal merdivenler kullanırlar. Ancak bu kolay bir iş değildir ve 1953 ile 2016 arasında, sadece Buz Şelalesi'nde 44 ölüm meydana gelmiştir. Bu ölümler; çatlaklara düşerek, Buz Şelalesi'nin bazı bölümlerinin eriyip çökmesiyle veya çığ düşmesi ile gerçekleşmiştir.

Khumbu Buz Şelalesi, tırmanıcıları korkutan bir bölümdür.
Khumbu Buz Şelalesi, tırmanıcıları korkutan bir bölümdür.
Wikipedia

Uzun süredir Everest rehberi olan Russell Brice şunları söylüyor:

Everest fotoğraflarına yukarıdan bakıldığında, BC (Ana Kamp) ve C1 (Kamp 1) arasındaki Buz Şelalesi, göze çok daha güvenli hale geliyor gibi görünüyor. Aynı zamanda, Buz Şelalesi'nin üzerindeki asılı buzulların birçoğunun artık geriye yaslandığı ve daha az aktif görülüyor. Bununla birlikte, bana öyle geliyor ki C1 (Kamp 1) ve C2 (Kamp 2) arasındaki yarıklar daha da derinleşiyor bu da dağcıların bu yarıklardan zikzaklar halinde daha uzun mesafeler yürümek zorunda kalmasına neden oluyor. Bu durum, aynı zamanda çok daha uzun merdiven geçişlerine neden oluyor.
Khumbu Buz Şelalesi'nde bir yarığı geçmek çok tehlikeli olabilir.
Khumbu Buz Şelalesi'nde bir yarığı geçmek çok tehlikeli olabilir.
Alanarnette

Everest Dağı'na Tırmanırken Oluşan Kuyruklar, Sorunlara Yol Açıyor!

Everest Dağı, Nisan ve Mayıs aylarında ısınmaya başlar ve dağcılar bu süre içinde tırmanışlarını tamamlamak isterler; ancak herkesin aynı zamanda tırmanmaya kalkması, dağ boyunca kuyruklar oluşmasına neden olabilmektedir. Kamp 4'ten zirveye olan yürüyüş yaklaşık 7 saat sürer. Rehberler, bunun yolculuğun en zor kısmı olduğunu söylüyorlar.

Bu fotoğraf 22 Mayıs 2019 tırmanışından. Hava koşullarının iyileşmesiyle yola koyulan dağcılar böyle uzun kuyruklar oluşturmuştur.
Bu fotoğraf 22 Mayıs 2019 tırmanışından. Hava koşullarının iyileşmesiyle yola koyulan dağcılar böyle uzun kuyruklar oluşturmuştur.
BBC

Bu kalabalık çıkışların sebebi, iyi hava koşullarını değerlendirmek ve rüzgarların çok büyük hızlara ulaştığı günlerden kaçınmaktır. Bu kadar uzun kuyruklarda, dağcılar yanlarına aldıkları oksijen kaynağını çabuk tüketebilir ve dönüşte zorluklar çekebilirler. Uzmanlar, Everest'teki bu kalabalık çıkışların son yıllarda arttığını, çünkü keşif gezilerinin daha popüler hale geldiğini söylüyorlar. Hazırlıksız tırmanmaya çalışan dağcılar, hem kendi hayatlarını, hem de rehberlerin hayatlarını tehlikeye atıyor.

Everest Dağı'ndaki Cesetler

Dağcılar yukarı çıkarken, yarı yolda kalmış dağcıların cesetlerinin yanından geçerler. Yani anlayacağınız, Everest Dağı tırmanışı, dağcıların kendilerini psikolojik olarak da hazırlamaları gereken bir tırmanıştır. Everest Dağı'ndaki cesetleri indirmek çok zor olduğu için, 200'den fazla cesedin dağın farklı yerlerinde olduğu düşünülmektedir. Düşük sıcaklıklar nedeniyle bu cesetler her zaman donmuş ve katı haldedir. Sonuç olarak, ölümleri üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen, cesetlerin çoğu neredeyse mükemmel bir şekilde korunmuştur. Örneğin 1924'te ortadan kaybolan George Mallory'nin cesedi, 1999'da donmuş halde keşfedilmiştir; ama ceset, sanki neredeyse dün ölmüş gibi, çok iyi bir şekilde korunmuştur.

Yeşil Bot (İng. Green Boots), Everest Dağı'nın kuzeydoğu ana sırt yolunda bir dönüm noktası haline gelen bölgede, kimliği belirsiz bir dağcının cesedine verilen addır. Cesedin 1996'da Everest'te ölen Hintli bir dağcı olan Tsewang Paljor olduğuna inanılıyor. Yeşil Bot terimi, ayaklarındaki yeşil dağcılık botlarından geliyor.
Yeşil Bot (İng. Green Boots), Everest Dağı'nın kuzeydoğu ana sırt yolunda bir dönüm noktası haline gelen bölgede, kimliği belirsiz bir dağcının cesedine verilen addır. Cesedin 1996'da Everest'te ölen Hintli bir dağcı olan Tsewang Paljor olduğuna inanılıyor. Yeşil Bot terimi, ayaklarındaki yeşil dağcılık botlarından geliyor.
Wikipedia

Ölümlerin çoğu, "ölüm bölgesi" (İng: "death zone") denilen bir bölgede, yaklaşık 8.000 metre yükseklikte gerçekleşir. Bu bölgedeki oksijen oranı, deniz seviyesindekinin üçte birine iner ve vücudun çalışma mekanizmasını etkileyerek ölümlere sebep olur. Helikopterlerin bu yüksekliğe uçması ve o bölgede asılı kalmaları çok zordur; dolayısıyla burada ölen kişilerin cesetleri şimdilik bir süre daha orada duracak gibi görünüyor.

Zirveye Çıkmak

Dağın zirvesi, bir yemek masası büyüklüğündeki, küçük bir kar kubbesidir. Bu zirvede, sadece 6-7 dağcının ayakta durmasına ve manzaranın tadını çıkarmasına izin verecek kadar yer vardır. Aşağıdaki videoda zirveye ulaşan dağcıları göreceksiniz. Bu zorlu tırmanışı zirvede sonuçlandırmak çok büyük mutluluk olsa gerek.

Everest Dağı'na Tırmanan Türkler

Everest Dağı'na 1995 ve 2018 yılları arasında 22 Türk dağcı tırmanmıştır. Everest'e ilk tırmanan Türk dağcı, 17 Mayıs 1995'te zirveye ulaşan Ali Nasuh Mahruki'dir.

Ali Nasuh Mahruki Everest'in zirvesinde.
Ali Nasuh Mahruki Everest'in zirvesinde.
Yabangee

Everest’e tırmanan ilk Türk kadın dağcı, Eylem Elif Maviş Koç'tur. 22 Temmuz 2005'te, 8.035 metre yüksekliğindeki Gasherbrum II zirvesine tırmanmıştır.

Sonuç

Everest Dağı, her açıdan son derece görkemli bir dağ ve bu dağa tırmanma fikri, birçok insanın hayali konumundadır. Tırmanmak çok zordur ve çok fazla hazırlık gerektirir; sadece fiziksel olarak değil, psikolojik da hazırlanmak çok büyük önem taşımaktadır. Zirveye ulaşmak kadar, güvenli bir şekilde inmek de çok önemlidir. Kazaların birçoğunun inerken yaşanması, birçok dağcının belki de zirveye tırmanmaya bütün ağırlığı verip, oradan geri dönüşe yeterince özen göstermediğine işaret etmektedir. Ayrıca dağa her istediğinizde tırmanmanız da mümkün değildir; zirveye tırmanmak için uygun hava koşullarını beklemek hayati önem taşımaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Tüm bunlara ek olarak, Everest'e tırmanmak son derece pahalı bir spordur; dağcılar, 35.000$ ila 100.000$ arası paralar harcayarak bu dağa tırmanabilirler. Bu maliyetin içinde, Nepal veya Tibet hükümetine tırmanma izni için verilen 11.000$, oksijen tüpü, çadır, uyku tulumu, botlar, tıbbi ihtiyaçlar, yiyecek ve yüksek irtifa teçhizatları yer alır.

Tüm bu zorlukları dolayısıyla bu dağın cesuryürekler için neden bu kadar çekici olduğu son derece anlaşılırdır. Artık bu dağa hükmedebilenlerin sayısı binlerle ifade ediliyor olsa da, insanlığın önemsenmeyecek kadar küçük bir kısmının bu dağın zirvesine ulaşabilmiş olması, bunu yapabilenlerin nadir deneyiminin kıymetini vurgulamaktadır.

Evrim Ağacı, sizlerin sayesinde bağımsız bir bilim iletişi platformu olmaya devam edecek!

Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...

O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...

O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.

Avantajlarımız
"Maddi Destekçi" Rozeti
Reklamsız Deneyim
%10 Daha Fazla UP Kazanımı
Özel İçeriklere Erişim
+5 Quiz Oluşturma Hakkı
Özel Profil Görünümü
+1 İçerik Boostlama Hakkı
ve Daha Fazlası İçin Evrim Ağacı'nda..
Aylık
Tek Sefer
Destek Ol
₺30/Aylık
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Özetini Oku
27
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu Makale Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 17
  • Tebrikler! 11
  • İnanılmaz 8
  • Korkutucu! 6
  • Merak Uyandırıcı! 4
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 3
  • Umut Verici! 1
  • Üzücü! 1
  • Bilim Budur! 0
  • Güldürdü 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • N. Tenzing. Mount Everest. (2 Şubat 2021). Alındığı Tarih: 7 Mart 2021. Alındığı Yer: Britannica | Arşiv Bağlantısı
  • C. Klein. Who Is Mount Everest Named After?. (22 Ağustos 2018). Alındığı Tarih: 7 Mart 2021. Alındığı Yer: History | Arşiv Bağlantısı
  • B. Butcher. How Deadly Is Mount Everest?. (21 Mart 2019). Alındığı Tarih: 11 Mart 2021. Alındığı Yer: BBC | Arşiv Bağlantısı
  • A. Woodward. What It's Really Like To Climb Everest, According To 10 People Who've Done It. (10 Haziran 2019). Alındığı Tarih: 13 Mart 2021. Alındığı Yer: Business Insider | Arşiv Bağlantısı
  • H. Cheung. Mount Everest: Why The Summit Can Get So Crowded. (24 Mart 2019). Alındığı Tarih: 14 Mart 2021. Alındığı Yer: BBC | Arşiv Bağlantısı
  • Alanarnette. Everest 2017: Why Is The Khumbu Icefall So Dangerous?. (15 Mart 2017). Alındığı Tarih: 14 Mart 2021. Alındığı Yer: Alanarnette | Arşiv Bağlantısı
  • B. Stulberg. What Happens To Your Body When You Climb Everest. (11 Haziran 2018). Alındığı Tarih: 31 Mart 2021. Alındığı Yer: Outside Online | Arşiv Bağlantısı
  • F. Wilkinson. Climbing Mount Everest, Explained. (9 Nisan 2019). Alındığı Tarih: 1 Nisan 2021. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
Sıkça Sorulan Sorular

Everest Dağı, Güney Asya'nın Himalaya Dağları'nda, Nepal ve Çin'in Tibet Özerk Bölgesi arasındaki sınırda yer alır.

Everest Dağı 8.849 metre yükseklikte olup, deniz seviyesine göre dünyanın en yüksek dağıdır.

Everest'e tırmanış süreci kişiden kişiye değişir, ancak genellikle birkaç hafta sürer. Dağcıların yüksek irtifalı ortama alışması için genellikle iki hafta gerekir.

Everest Dağı'nın adı, Sir George Everest'ten gelmektedir.

Everest Dağı'na çıkış için 17 farklı rota mevcuttur ancak genellikle Güneydoğu Sırtı ve Kuzey Sırtı rotaları tercih edilir.

Everest'e tırmananlar genellikle ağırlıklarının yaklaşık 'sini kaybederler.

Everest'e tırmanırken çığ riski, yüksek irtifa, oksijen eksikliği, zorlu hava koşulları ve fiziksel zorluklar gibi birçok zorlukla karşılaşılabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/02/2025 01:20:59 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10244

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
M. Ç. Sever. Everest Dağı: Dünyanın Deniz Seviyesi Üzerindeki En Yüksek Dağ Olan Everest Dağı'na Tırmanmak, Neden Bu Kadar Zor?. (3 Nisan 2021). Alındığı Tarih: 22 Şubat 2025. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/10244
Sever, M. Ç. (2021, April 03). Everest Dağı: Dünyanın Deniz Seviyesi Üzerindeki En Yüksek Dağ Olan Everest Dağı'na Tırmanmak, Neden Bu Kadar Zor?. Evrim Ağacı. Retrieved February 22, 2025. from https://evrimagaci.org/s/10244
M. Ç. Sever. “Everest Dağı: Dünyanın Deniz Seviyesi Üzerindeki En Yüksek Dağ Olan Everest Dağı'na Tırmanmak, Neden Bu Kadar Zor?.” Edited by Meltem Çetin Sever. Evrim Ağacı, 03 Apr. 2021, https://evrimagaci.org/s/10244.
Sever, Meltem Çetin. “Everest Dağı: Dünyanın Deniz Seviyesi Üzerindeki En Yüksek Dağ Olan Everest Dağı'na Tırmanmak, Neden Bu Kadar Zor?.” Edited by Meltem Çetin Sever. Evrim Ağacı, April 03, 2021. https://evrimagaci.org/s/10244.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close