Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Dünya'nın Enerji Bütçesi Nasıl Hesaplanır? Güneş, Dünya'yı Neden Kavurmuyor ve İklim Krizi Gezegenimizi Nasıl Tehdit Ediyor?

21 dakika
2,267
Dünya'nın Enerji Bütçesi Nasıl Hesaplanır? Güneş, Dünya'yı Neden Kavurmuyor ve İklim Krizi Gezegenimizi Nasıl Tehdit Ediyor? Nasa JSC ISS015-E-10469
Güneş enerjisi, Dünya'nın iklimini yönlendirir. Güneşten gelen enerji yüzeyi ısıtır, atmosferi ısıtır ve okyanus akıntılarına güç verir.
Tüm Reklamları Kapat

Dünyanın iklimi, Güneş enerjisiyle çalışan bir sistemdir. Küresel olarak, yıl boyunca, Dünya sistemi (kara yüzeyleri, okyanuslar ve atmosfer) metrekare başına ortalama yaklaşık 240 watt "güneş gücü" emer (1 watt güç, her saniye 1 joule enerjiye karşılık gelir). Emilen güneş ışığı fotosentezi harekete geçirir, buharlaşmayı hızlandırır, kar ve buzu eritir ve Dünya sistemini ısıtır.

Güneş, Dünya'yı eşit şekilde ısıtmaz. Dünya bir küre olduğu için Güneş, ekvator bölgelerini kutup bölgelerinden daha fazla ısıtır. Atmosfer ve okyanus, yüzey suyunun buharlaşması, konveksiyon, yağış, rüzgar ve okyanus sirkülasyonu yoluyla güneş enerjisi dengesizliklerini gidermek için durmaksızın çalışır. Bu birleşik atmosfer ve okyanus sirkülasyonu, Dünya'nın ısı motoru olarak bilinir.

İklimin ısı motoru, güneş ısısını yalnızca ekvatordan kutuplara doğru yeniden dağıtmakla kalmamalı, aynı zamanda Dünya yüzeyinden ve alt atmosferden uzaya geri dönmelidir. Aksi takdirde, Dünya sonsuz bir şekilde ısınırdı. Yüzey ve atmosfer aynı anda ısıyı uzaya yaydığı için Dünya'nın sıcaklığı sonsuza kadar artmaz. Dünya sistemine giren ve çıkan bu net enerji akışı, Dünya'nın enerji bütçesidir.

Tüm Reklamları Kapat

Dünya'nın güneş ışığından aldığı enerji, uzaya yayılan eşit miktarda enerji ile dengelenir. Enerji, termal kızılötesi radyasyon şeklinde kaçar: bir ısı lambasından yayıldığını hissettiğiniz enerji gibi
Dünya'nın güneş ışığından aldığı enerji, uzaya yayılan eşit miktarda enerji ile dengelenir. Enerji, termal kızılötesi radyasyon şeklinde kaçar: bir ısı lambasından yayıldığını hissettiğiniz enerji gibi
California Academy of Science

Gelen güneş enerjisinin akışı, uzaya eşit bir ısı akışı ile dengelendiğinde, Dünya ışınımsal dengededir ve küresel sıcaklık, nispeten sabittir. Gelen veya giden enerji miktarını artıran veya azaltan herhangi bir şey, Dünya'nın ışınımsal dengesini bozar; küresel sıcaklıklar tepki olarak yükselir veya düşer.

Gelen Güneş Işığı

Mutlak sıfırın (yani tüm atomik veya moleküler hareketin durduğu sıcaklık) üzerinde bir sıcaklığa sahip olan Evren'deki tüm maddeler, elektromanyetik spektrumdaki bir dizi dalga boyu boyunca enerji yayar. Bir şey ne kadar sıcaksa, yayılan enerjinin tepe dalga boyu o kadar kısadır. Evrendeki en sıcak nesneler çoğunlukla gama ışınları ve X ışınları yayar. Daha soğuk nesneler; görünür ışık, termal kızılötesi, radyo ve mikrodalgalar dahil olmak üzere çoğunlukla daha uzun dalga boylu radyasyon yayar.

Güneş'in yüzey sıcaklığı 5.500°C'dir ve en yüksek radyasyonu ışığın görünür dalga boylarındadır. Dünyanın etkin sıcaklığı, yani uzaydan bakıldığında göründüğü sıcaklığı -20°C dir ve termal kızılötesi dalga boylarında zirveye ulaşan enerji yayar.
Güneş'in yüzey sıcaklığı 5.500°C'dir ve en yüksek radyasyonu ışığın görünür dalga boylarındadır. Dünyanın etkin sıcaklığı, yani uzaydan bakıldığında göründüğü sıcaklığı -20°C dir ve termal kızılötesi dalga boylarında zirveye ulaşan enerji yayar.
Robert Rohde

Güneş'in yüzeyeyi yaklaşık 5.800 Kelvin (yaklaşık 5.500°C veya yaklaşık 10.000°F derece) sıcaklığa sahiptir. Bu sıcaklıkta, Güneş'in yaydığı enerjinin çoğu görünür ve yakın kızılötesi ışıktır. Dünya'nın Güneş'ten ortalama uzaklığında (yaklaşık 150 milyon km), en son NASA uydu misyonları tarafından yapılan ölçümlere göre, doğrudan Güneş'e bakan atmosferin tepesine ulaşan güneş enerjisinin ortalama yoğunluğu metrekare başına yaklaşık 1.360 watt'tır. Bu güç miktarı, toplam güneş ışınımı olarak bilinir. Bilim insanları, güneş lekesi döngüsü sırasında küçük bir miktarda değiştiğini keşfetmeden önce, toplam güneş ışınımı bazen "güneş sabiti" olarak adlandırılıyordu.

Akkor ampuller 40 ila 100 watt yayar. Güneş, metrekare başına 1.360 watt sağlar. Güneşe bakan bir astronot yaklaşık 0,85 metrekarelik bir yüzey alanına sahiptir, bu da 19 adet 60 watt'lık ampulün enerjisine eşdeğerdir.
Akkor ampuller 40 ila 100 watt yayar. Güneş, metrekare başına 1.360 watt sağlar. Güneşe bakan bir astronot yaklaşık 0,85 metrekarelik bir yüzey alanına sahiptir, bu da 19 adet 60 watt'lık ampulün enerjisine eşdeğerdir.
Pixabay

Watt, gücün ölçümü veya bir şeyin zaman içinde ürettiği veya kullandığı enerji miktarıdır. Peki 1.360 watt ne kadar güçtür? Akkor ampul, 40 ila 100 watt arasında herhangi bir yerde kullanır. Örneğin, mikrodalga yaklaşık 1000 watt kullanır. Sadece 1 saatliğine, atmosferin doğrudan Güneş'e bakan tepesine tek bir metrekareye ulaşan tüm güneş enerjisini yakalayıp yeniden kullanabilseydiniz (ki bu, yetişkin bir insanın uzanmış kol açıklığından daha geniş olmayan bir alandır), buzdolabını bütün gün çalıştırmaya yetecek kadar enerjiniz olurdu.

Tüm Reklamları Kapat

Toplam güneş ışığı, Güneş'in Dünya'nın Güneş'ten ortalama uzaklığındaki bir gezegene sağlayabileceği maksimum olası güçtür; temel geometri, Dünya tarafından yakalanan gerçek güneş enerjisini sınırlar. Bir seferde Dünya'nın sadece yarısı Güneş tarafından aydınlatılır, bu da toplam güneş ışınımını yarıya indirir.

Güneş ışığından gelen enerji Dünya'ya eşit olarak yayılmaz. Bir yarım küre her zaman karanlıktır ve hiç güneş radyasyonu almaz. Gün ışığı tarafında, yalnızca doğrudan Güneş'in altındaki nokta tam yoğunlukta güneş radyasyonu alır. Ekvatordan kutuplara kadar, Güneş ışınları Dünya ile daha küçük ve daha küçük açılarla buluşur ve ışık, daha büyük ve daha büyük yüzey alanlarına (kırmızı çizgiler) yayılır.
Güneş ışığından gelen enerji Dünya'ya eşit olarak yayılmaz. Bir yarım küre her zaman karanlıktır ve hiç güneş radyasyonu almaz. Gün ışığı tarafında, yalnızca doğrudan Güneş'in altındaki nokta tam yoğunlukta güneş radyasyonu alır. Ekvatordan kutuplara kadar, Güneş ışınları Dünya ile daha küçük ve daha küçük açılarla buluşur ve ışık, daha büyük ve daha büyük yüzey alanlarına (kırmızı çizgiler) yayılır.
NASA by Robert Simmon

Ek olarak, toplam güneş ışınımı, Güneş'in gelen ışığın yoluna dik olan bir yüzeye iletebileceği maksimum güçtür. Dünya bir küre olduğundan, yalnızca öğlen saatlerinde ekvatora yakın alanlar, gelen ışığın yoluna dik olmaya yaklaşır. Diğer her yerde, ışık bir açıyla gelir. Artan enlem ile güneş aydınlatma açısındaki kademeli azalma, ortalama güneş ışınımını ek bir yarı yarıya azaltır.

Dünya yüzeyinde alınan güneş radyasyonu zamana ve enlemlere göre değişir. Bu grafik, ekinokslar sırasında enlem, zaman ve güneş enerjisi arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Resimler, günün saatinin (A-E) gelen güneş ışığının açısını (gölgenin uzunluğuyla ortaya çıkar) ve ışığın yoğunluğunu nasıl etkilediğini gösterir. Ekinokslarda, Güneş her yerde sabah 6:00'da doğar. Güneş ışığının gücü, güneş ekvator boyunca doğrudan tepedeyken gölge oluşturmadan gün doğumundan öğlene kadar artar. Öğleden sonra, Güneş 18.00'de batana kadar güneş ışığının gücü azalır. Tropikler (0'dan 23.5° enlemlerine kadar) ekvatora kıyasla enerjinin yaklaşık %90'ını, orta enlemler (45°) kabaca %70'ini ve Arktik ve Antarktika Çemberleri yaklaşık %40'ını alır.
Dünya yüzeyinde alınan güneş radyasyonu zamana ve enlemlere göre değişir. Bu grafik, ekinokslar sırasında enlem, zaman ve güneş enerjisi arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Resimler, günün saatinin (A-E) gelen güneş ışığının açısını (gölgenin uzunluğuyla ortaya çıkar) ve ışığın yoğunluğunu nasıl etkilediğini gösterir. Ekinokslarda, Güneş her yerde sabah 6:00'da doğar. Güneş ışığının gücü, güneş ekvator boyunca doğrudan tepedeyken gölge oluşturmadan gün doğumundan öğlene kadar artar. Öğleden sonra, Güneş 18.00'de batana kadar güneş ışığının gücü azalır. Tropikler (0'dan 23.5° enlemlerine kadar) ekvatora kıyasla enerjinin yaklaşık %90'ını, orta enlemler (45°) kabaca %70'ini ve Arktik ve Antarktika Çemberleri yaklaşık %40'ını alır.
NASA by Robert Simmon

Tüm gezegenin ortalaması alındığında, Dünya atmosferinin tepesine ulaşan güneş ışığı miktarı, toplam güneş ışınımının yalnızca dörtte biri (veya metrekare başına yaklaşık 340 watt) düzeyine iner.

Isınma Dengesizlikleri

Gelen güneş enerjisinin metrekaresi başına 340 watt, küresel bir ortalamadır; güneş aydınlatması uzay ve zamana göre değişir. Gelen güneş enerjisinin yıllık miktarı, tropikal enlemlerden kutup enlemlerine önemli ölçüde değişiklik gösterir. Orta ve yüksek enlemlerde, mevsimden mevsime de önemli ölçüde değişir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Farklı enlemlerde alınan en yüksek enerji yıl boyunca değişir. Bu grafik, yılın her günü yerel öğle saatlerinde alınan güneş enerjisinin enlemle nasıl değiştiğini göstermektedir. Ekvatorda (gri çizgi), tepe enerjisi yıl boyunca çok az değişir. Yüksek kuzey (mavi çizgiler) ve güney (yeşil) enlemlerde mevsimsel değişim aşırıdır.
Farklı enlemlerde alınan en yüksek enerji yıl boyunca değişir. Bu grafik, yılın her günü yerel öğle saatlerinde alınan güneş enerjisinin enlemle nasıl değiştiğini göstermektedir. Ekvatorda (gri çizgi), tepe enerjisi yıl boyunca çok az değişir. Yüksek kuzey (mavi çizgiler) ve güney (yeşil) enlemlerde mevsimsel değişim aşırıdır.
NASA by Robert Simmon

Dünyanın dönme ekseni, Güneş etrafındaki yörüngesine göre dikey olsaydı, ekvator ile kutuplar arasındaki ısınma dengesizliğinin boyutu yıl boyunca aynı olurdu ve yaşadığımız mevsimler olmazdı. Bunun yerine, Dünya'nın ekseni yaklaşık 23 derece dikey olarak eğimlidir. Dünya Güneş'in etrafında dönerken, eğim bir yarım kürenin ve ardından diğerinin daha doğrudan güneş ışığı almasına ve daha uzun günlere sahip olmasına neden olur.

"Yaz yarımküresinde" (yani mevsimin yaz olduğu yarımkürede), daha doğrudan güneş ışığı ve daha uzun günlerin birleşimi, kutbun tropiklerden daha fazla gelen güneş ışığını alabileceği anlamına gelir; ancak "kış yarımkürede" hiç almaz. Yaz aylarında kutuplarda aydınlatma artsa da, parlak beyaz kar ve deniz buzu, gelen ışığın önemli bir bölümünü yansıtarak potansiyel güneş ısıtmasını azaltır.

Dünyanın emdiği güneş ışığı miktarı, atmosferin ve yer yüzeyinin yansıtıcılığına bağlıdır. Bu uydu haritası, Eylül 2008'de yansıyan güneş radyasyonu miktarını (metrekare başına watt) göstermektedir. Ekvator boyunca, bulutlar güneş ışığının büyük bir bölümünü yansıtırken, Sahra'nın soluk kumları Kuzey Afrika'da yüksek yansıtıcılığa neden oldu. Her iki kutup da yılın bu zamanında çok fazla güneş ışığı almıyor, bu nedenle her ikisi de buzla kaplı olsa da çok az enerji yansıtıyorlar.
Dünyanın emdiği güneş ışığı miktarı, atmosferin ve yer yüzeyinin yansıtıcılığına bağlıdır. Bu uydu haritası, Eylül 2008'de yansıyan güneş radyasyonu miktarını (metrekare başına watt) göstermektedir. Ekvator boyunca, bulutlar güneş ışığının büyük bir bölümünü yansıtırken, Sahra'nın soluk kumları Kuzey Afrika'da yüksek yansıtıcılığa neden oldu. Her iki kutup da yılın bu zamanında çok fazla güneş ışığı almıyor, bu nedenle her ikisi de buzla kaplı olsa da çok az enerji yansıtıyorlar.
NASA by Robert Simmon

Farklı enlemlerde yansıtıcılık (albedo) ve güneş aydınlatmasındaki farklılıklar, Dünya sistemi boyunca net ısıtma dengesizliklerine yol açar. Dünyanın herhangi bir yerinde, net ısıtma, gelen güneş ışığı miktarı ile Dünya'nın uzaya geri yaydığı ısı miktarı arasındaki farktır. Tropiklerde net bir enerji fazlası vardır; çünkü emilen güneş ışığı miktarı yayılan ısı miktarından daha fazladır. Ancak kutup bölgelerinde, uzaya yayılan ısı miktarı, emilen güneş ışığından daha fazla olduğu için yıllık bir enerji açığı vardır.

Bu net radyasyon haritası (gelen güneş ışığı eksi yansıyan ışık ve giden ısı), bir ekinoks ayı olan Eylül 2008'deki küresel enerji dengesizliklerini göstermektedir. Ekvator çevresindeki alanlar, yansıttıklarından veya yaydıklarından ortalama olarak (turuncu ve kırmızı) metrekare başına yaklaşık 200 watt daha fazla emdi. Kutupların yakınındaki alanlar, metrekare başına (yeşil ve mavi) absorbe ettiklerinden yaklaşık 200 watt daha fazla yansıdı ve/veya yaydı. Orta enlemler kabaca dengedeydi.
Bu net radyasyon haritası (gelen güneş ışığı eksi yansıyan ışık ve giden ısı), bir ekinoks ayı olan Eylül 2008'deki küresel enerji dengesizliklerini göstermektedir. Ekvator çevresindeki alanlar, yansıttıklarından veya yaydıklarından ortalama olarak (turuncu ve kırmızı) metrekare başına yaklaşık 200 watt daha fazla emdi. Kutupların yakınındaki alanlar, metrekare başına (yeşil ve mavi) absorbe ettiklerinden yaklaşık 200 watt daha fazla yansıdı ve/veya yaydı. Orta enlemler kabaca dengedeydi.
NASA by Robert Simmon

Ekvator ve kutuplar arasındaki net ısıtma dengesizliği, iklim bilimcilerinin "ısı motoru" olarak tanımladığı atmosferik ve okyanus sirkülasyonunu yönlendirir. Günlük deneyimlerimizde motor kelimesini otomobillerle ilişkilendiririz; ancak bir bilim insanı için motor, enerjiyi harekete dönüştüren herhangi bir cihaz veya sistemdir. İklim, atmosferi ve okyanusu hareket ettirmek için ısı enerjisini kullanan bir motordur. Buharlaşma, konveksiyon, yağış, rüzgarlar ve okyanus akıntıları, Dünya'nın ısı motorunun bir parçasıdır.

Dünyanın Enerji Bütçesi

Bu kısma başlamadan uyarmakta fayda var: Dünya sistemindeki enerji akışları için kesin değerlerin belirlenmesi, devam eden iklim araştırmalarının bir alanıdır. Farklı tahminler mevcuttur ve tüm tahminlerin bir miktar belirsizliği vardır. Tahminler uydu gözlemlerinden, yer tabanlı gözlemlerden ve sayısal hava durumu modellerinden gelir. Bu makaledeki sayılar en çok, atmosfer ve yüzey tarafından yayılan yansıyan güneş ışığı ve termal kızılötesi enerjinin doğrudan uydu gözlemlerine dayanmaktadır.

Dünyanın ısı motoru, ısıyı yüzeyin bir bölümünden diğerine taşımaktan fazlasını yapar; aynı zamanda ısıyı Dünya yüzeyinden ve alt atmosferi uzaya geri taşır. Bu gelen ve giden enerji akışı, Dünya'nın enerji bütçesidir. Dünyanın sıcaklığının uzun süreler boyunca sabit kalması için gelen enerji ile giden enerjinin eşit olması gerekir. Başka bir deyişle, atmosferin tepesindeki enerji bütçesi dengelenmelidir. Bu denge durumuna ışınımsal denge denir.

Tüm Reklamları Kapat

Atmosferin tepesine ulaşan güneş enerjisinin yaklaşık %29'u bulutlar, atmosferik parçacıklar veya deniz buzu ve kar gibi parlak zemin yüzeyleri tarafından uzaya geri yansıtılır ve bu enerji, Dünya'nın iklim sisteminde hiçbir rol oynamaz. Gelen güneş enerjisinin yaklaşık %23'ü atmosferde su buharı, toz ve ozon tarafından emilir ve %48'i atmosferden geçerek yüzey tarafından emilir. Böylece, gelen toplam güneş enerjisinin yaklaşık %71'i Dünya sistemi tarafından emilir.

Dünya'ya düşen metrekare başına 340 watt'lık güneş enerjisinin %29'u, başta bulutlar olmak üzere, aynı zamanda diğer parlak yüzeyler ve atmosferin kendisi tarafından uzaya geri yansıtılır. Gelen enerjinin yaklaşık %23'ü atmosferdeki gazlar, toz ve diğer parçacıklar tarafından emilir. Kalan %48 yüzeyde emilir.
Dünya'ya düşen metrekare başına 340 watt'lık güneş enerjisinin %29'u, başta bulutlar olmak üzere, aynı zamanda diğer parlak yüzeyler ve atmosferin kendisi tarafından uzaya geri yansıtılır. Gelen enerjinin yaklaşık %23'ü atmosferdeki gazlar, toz ve diğer parçacıklar tarafından emilir. Kalan %48 yüzeyde emilir.
NASA JSC ISS013-E-8948

Madde enerjiyi emdiğinde, malzemeyi oluşturan atomlar ve moleküller uyarılır; daha hızlı hareket ederler. Artan hareket, malzemenin sıcaklığını yükseltir. Madde yalnızca enerjiyi emebilseydi, o zaman Dünya'nın sıcaklığı, musluğun sürekli çalıştığı, tahliyesi olmayan bir lavabodaki su seviyesi gibi olurdu.

Bununla birlikte, sıcaklık sonsuza kadar artmaz, çünkü Dünya'daki atomlar ve moleküller sadece güneş ışığını emmekle kalmaz, aynı zamanda termal kızılötesi enerji (ısı) yayarlar. Bir yüzeyin yaydığı ısı miktarı, sıcaklığının dördüncü kuvvetiyle orantılıdır. Sıcaklık iki katına çıkarsa, yayılan enerji 16 kat artar (24). Dünya'nın sıcaklığı yükselirse, gezegen hızla uzaya artan miktarda ısı yayar. Sıcaklıktaki nispeten daha küçük bir artışa tepki olarak ısı kaybındaki bu büyük artış - ışınımsal soğutma olarak adlandırılır - Dünya'da kaçak ısınmayı önleyen birincil mekanizmadır.

Tüm Reklamları Kapat

Emilen güneş ışığı, Dünya yüzeyinden ve atmosferinden yayılan ısı ile dengelenir. Bu uydu haritası, Eylül 2008'de Dünya'nın yaydığı termal kızılötesi radyasyonun dağılımını gösteriyor. Isının çoğu, ekvatorun hemen kuzeyinde ve güneyinde, yüzeyin sıcak olduğu, ancak çok az bulutun olduğu bölgelerden kaçtı. Ekvator boyunca, kalıcı bulutlar ısının kaçmasını engelledi. Aynı şekilde, soğuk kutuplar da çok az ısı yaydı.
Emilen güneş ışığı, Dünya yüzeyinden ve atmosferinden yayılan ısı ile dengelenir. Bu uydu haritası, Eylül 2008'de Dünya'nın yaydığı termal kızılötesi radyasyonun dağılımını gösteriyor. Isının çoğu, ekvatorun hemen kuzeyinde ve güneyinde, yüzeyin sıcak olduğu, ancak çok az bulutun olduğu bölgelerden kaçtı. Ekvator boyunca, kalıcı bulutlar ısının kaçmasını engelledi. Aynı şekilde, soğuk kutuplar da çok az ısı yaydı.
NASA by Robert Simmon

Atmosfer ve Dünya yüzeyi birlikte gelen güneş radyasyonunun %71'ini emer, bu nedenle gezegenin ortalama sıcaklığının sabit kalması için birlikte bu kadar enerjiyi uzaya geri yaymaları gerekir. Bununla birlikte, atmosferin ve yüzeyin her bir sürece görece katkısı (güneş ışığını emmeye karşı ısı yayma) asimetriktir. Atmosfer gelen güneş ışığının %23'ünü emerken, yüzey %48'ini emer. Atmosfer, gelen güneş ışığının %59'una eşdeğer ısı yayar; yüzey sadece %12 ışıma yapıyor. Başka bir deyişle, çoğu güneş enerjisiyle ısıtma yüzeyde gerçekleşirken, ışınımsal soğutmanın çoğu atmosferde gerçekleşir. Peki, yüzey ve atmosfer arasındaki bu enerji değişimi nasıl oluyor?

Yüzey Enerji Bütçesi

Dünyanın iklim sisteminin enerji bütçesini nasıl dengelediğini anlamak için, üç düzeyde meydana gelen süreçleri göz önünde bulundurmalıyız: Güneş enerjisiyle ısıtmanın çoğunun gerçekleştiği Dünya yüzeyi; güneş ışığının sisteme girdiği Dünya atmosferinin kenarı; ve aradaki atmosfer. Her seviyede, gelen ve giden enerji veya net akı miktarı eşit olmalıdır.

Gelen güneş ışığının yaklaşık %29'unun atmosferdeki veya parlak zemin yüzeylerindeki parlak parçacıklar tarafından uzaya geri yansıtıldığını ve bunun da yaklaşık %71'inin atmosfer (%23) ve kara (%48) tarafından emildiğini unutmayın. Dünya yüzeyindeki enerji bütçesinin dengelenmesi için, yerdeki süreçlerin okyanus ve kara yüzeylerinin emdiği gelen güneş enerjisinin %48'inden kurtulması gerekir. Enerji, yüzeyi üç süreçle terk eder: buharlaşma, konveksiyon ve termal kızılötesi enerjinin emisyonu.

Yüzey, gelen güneş ışığının yaklaşık %48'ini emer. Üç süreç, Dünya yüzeyinden eşdeğer miktarda enerjiyi uzaklaştırır: buharlaşma (%25), konveksiyon (%5) ve termal kızılötesi radyasyon veya ısı (net %17)
Yüzey, gelen güneş ışığının yaklaşık %48'ini emer. Üç süreç, Dünya yüzeyinden eşdeğer miktarda enerjiyi uzaklaştırır: buharlaşma (%25), konveksiyon (%5) ve termal kızılötesi radyasyon veya ısı (net %17)
NASA

Gelen güneş enerjisinin yaklaşık %25'i buharlaşma yoluyla yüzeyi terk eder. Sıvı su molekülleri gelen güneş enerjisini emer ve sıvıdan gaza faz değiştirirler. Suyu buharlaştırmak için aldığı ısı enerjisi, atmosferde yayılırken su buharı moleküllerinin rastgele hareketlerinde gizlidir. Su buharı molekülleri tekrar yağmura dönüştüğünde, gizli ısı çevreleyen atmosfere salınır. Tropikal okyanuslardan buharlaşma ve ardından gizli ısının serbest bırakılması, atmosferik ısı motorunun başlıca itici güçleridir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
İstiridye Çocuğun Hüzünlü Ölümü ve Diğer Öyküler

Beter Böcek, Makas Eller, Wednesday ve Ölü Gelin’in yaratıcısı Tim Burton’ın tuhaf olanı büyüleyici bir şeye dönüştürdüğü kaçık dehasına eşlik edin.

İstiridye Çocuğun Hüzünlü Ölümü’nde Burton, zalim dünyalarında sevgi ve aidiyet bulmak için mücadele eden, yanlış anlaşılan, dışlanan, hafif ürkütücü ama bir o kadar sempatik çocuklardan kurulu bir uyumsuzlar çetesine can veriyor. Öykülere eşlik eden gotik çizimleriyle bu umudu ama talihsiz varlıkların hem sevimliliğini hem de trajedisini gözler önüne seriyor. 

Gerçekle hayalin sınırlarının silindiği, olağan ve olağanüstünün el ele verip yaramazlık yaptığı, kara mizahla örülü bu derleme, çağımızın en büyük hikaye anlatıcılarından birinin elinden çıkmış bir kült.

Devamını Göster
₺180.00
İstiridye Çocuğun Hüzünlü Ölümü ve Diğer Öyküler
  • Dış Sitelerde Paylaş

Kümülüs bulutlarının kuleleri, enerjiyi Dünya yüzeyinden uzaklaştırır. Güneş enerjisiyle ısıtma buharlaşmaya neden olur. Sıcak, nemli hava yüzer hale gelir ve yükselir, enerjiyi yüzeyden yükseklere atmosfere taşır. Su buharı yoğuşarak sıvı suya dönüştüğünde veya donarak buz kristallerine dönüştüğünde enerji atmosfere geri salınır.
Kümülüs bulutlarının kuleleri, enerjiyi Dünya yüzeyinden uzaklaştırır. Güneş enerjisiyle ısıtma buharlaşmaya neden olur. Sıcak, nemli hava yüzer hale gelir ve yükselir, enerjiyi yüzeyden yükseklere atmosfere taşır. Su buharı yoğuşarak sıvı suya dönüştüğünde veya donarak buz kristallerine dönüştüğünde enerji atmosfere geri salınır.
NASA JSC ISS006-E-19436

Gelen güneş enerjisinin ek %5'i konveksiyon yoluyla yüzeyi terk eder. Güneşin ısıttığı zeminle doğrudan temas eden hava ısınır ve yüzer hale gelir. Genel olarak, atmosfer yüzeye yakın yerlerde daha sıcak ve yüksek rakımlarda daha soğuktur ve bu koşullar altında sıcak hava yükselir, ısıyı yüzeyden uzaklaştırır.

Son olarak, gelen güneş enerjisinin yaklaşık %17'si, yüzeydeki atomlar ve moleküller tarafından yayılan termal kızılötesi enerji (ısı) olarak yüzeyi terk eder. Bu yukarı doğru net akış, iki büyük fakat karşıt akıdan kaynaklanır: yüzeyden atmosfere doğru akan ısı (%117) ve atmosferden aşağıya doğru akan ısı (%100). (Bu rekabet eden akışlar sera etkisinin bir parçasıdır.) Bir yüzeyin yaydığı enerjinin tepe dalga boyunun sıcaklığına bağlı olduğunu unutmayın. Güneş'in en yüksek radyasyonu, görünür ve yakın kızılötesi dalga boylarındadır. Dünya'nın yüzeyi çok daha soğuk, ortalama olarak sadece 15°C. Yüzeyden gelen en yüksek radyasyon, 12.5 mikrometre civarında termal kızılötesi dalga boylarındadır.

Atmosferin Enerji Bütçesi

Dünya yüzeyinden gelen ve giden enerjinin dengelenmesi gerektiği gibi, atmosfere giden enerji akışı da atmosferden ve uzaya eşit miktarda enerji akışıyla dengelenmelidir. Uydu ölçümleri, atmosferin gelen güneş enerjisinin %59'una eşdeğer termal kızılötesi enerji yaydığını gösteriyor. Atmosfer bu kadar yayılıyorsa, o kadar çok soğuruyor olmalı. Bu enerji nereden geliyor?

Bulutlar, aerosoller, su buharı ve ozon, gelen güneş enerjisinin %23'ünü doğrudan emer. Buharlaşma ve konveksiyon, gelen güneş enerjisinin %25 ve %5'ini yüzeyden atmosfere aktarır. Bu üç süreç, gelen güneş enerjisinin %53'ünün eşdeğerini atmosfere aktarır. Toplam enerji girişi, atmosferin tepesinde gözlemlenen giden termal kızılötesi ile eşleşmesi gerekiyorsa, kalan yaklaşık %5-6'lık kısım nereden geliyor? Kalan enerji Dünya yüzeyinden gelir.

Doğal Sera Etkisi

Atmosferdeki başlıca gazlar (oksijen ve nitrojen) gelen güneş ışığına karşı saydam oldukları gibi, giden termal kızılötesine de saydamdırlar. Bununla birlikte, su buharı, karbondioksit, metan ve diğer eser gazlar, termal kızılötesi enerjinin birçok dalga boyuna karşı opaktır. Yüzeyin, gelen güneş enerjisinin %17'sinin net eşdeğerini termal kızılötesi olarak yaydığını unutmayın. Ancak, doğrudan uzaya kaçan miktar, gelen güneş enerjisinin sadece %12'si kadardır. Gelen güneş enerjisinin kalan net %5-6'lık kısmı sera gazı molekülleri yüzeyden yayılan termal kızılötesi enerjiyi absorbe ettiğinde atmosfere aktarılır.

Atmosfer, gelen güneş ışığının %59'unu termal kızılötesi enerji veya ısı olarak uzaya geri yayar. Atmosfer enerjisini nereden alır? Atmosfer, gelen güneş ışığının yaklaşık %23'ünü doğrudan emer ve kalan enerji, buharlaşma (%25), konveksiyon (%5) ve termal kızılötesi radyasyon (%5-6 net) ile Dünya yüzeyinden aktarılır. Yüzeyden kalan termal kızılötesi enerji (%12) atmosferden geçer ve uzaya kaçar.
Atmosfer, gelen güneş ışığının %59'unu termal kızılötesi enerji veya ısı olarak uzaya geri yayar. Atmosfer enerjisini nereden alır? Atmosfer, gelen güneş ışığının yaklaşık %23'ünü doğrudan emer ve kalan enerji, buharlaşma (%25), konveksiyon (%5) ve termal kızılötesi radyasyon (%5-6 net) ile Dünya yüzeyinden aktarılır. Yüzeyden kalan termal kızılötesi enerji (%12) atmosferden geçer ve uzaya kaçar.
NASA JSC ISS017-E-13859

Sera gazı molekülleri termal kızılötesi enerjiyi emdiğinde, sıcaklıkları yükselir. Sıcak ama parlamayan bir ateşten çıkan kömürler gibi, sera gazları daha sonra her yöne artan miktarda termal kızılötesi enerji yayar. Yukarı doğru yayılan ısı, sera gazı molekülleriyle karşılaşmaya devam ediyor; bu moleküller ısıyı emer, sıcaklıkları yükselir ve yaydıkları ısı miktarı artar. Yaklaşık 5-6 km yükseklikte, üstteki atmosferdeki sera gazlarının konsantrasyonu o kadar küçüktür ki, ısı serbestçe uzaya yayılabilir.

Sera gazı molekülleri ısıyı her yöne yaydığından, bir kısmı aşağı doğru yayılır ve nihayetinde emildiği yer olan Dünya yüzeyiyle temasa geçer. Yüzeyin sıcaklığı, yalnızca doğrudan güneş enerjisiyle ısıtıldığında olacağından daha fazla ısınır. Dünya yüzeyinin atmosfer tarafından bu ilave ısınması, doğal sera etkisidir.

Yüzey Sıcaklığına Etkisi

Doğal sera etkisi, Dünya'nın yüzey sıcaklığını ortalama olarak yaklaşık 15°C'ye yükseltir, yani atmosferi olmasaydı olacağından 30°C'den daha fazla. Atmosferden yüzeye yayılan ısı miktarı (bazen "geri radyasyon" olarak adlandırılır) gelen güneş enerjisinin %100'üne eşittir. Dünyanın yüzeyi, sıcaklığını yükselterek “ekstra” (doğrudan güneş ısıtmasının üstünde) enerjiye yanıt verir.

Ortalama olarak metrekareye 340 watt güneş enerjisi atmosferin tepesine ulaşır. Dünya, gelen ışığın bir kısmını yansıtarak ve ısı yayarak (termal kızılötesi enerji) eşit miktarda enerjiyi uzaya geri döndürür. Güneş enerjisinin çoğu yüzeyde emilirken, ısının çoğu atmosfer tarafından uzaya geri yayılır. Dünya'nın ortalama yüzey sıcaklığı, atmosfer ile yer (sağda) arasındaki iki büyük, karşıt enerji akışı tarafından korunur—sera etkisi
Ortalama olarak metrekareye 340 watt güneş enerjisi atmosferin tepesine ulaşır. Dünya, gelen ışığın bir kısmını yansıtarak ve ısı yayarak (termal kızılötesi enerji) eşit miktarda enerjiyi uzaya geri döndürür. Güneş enerjisinin çoğu yüzeyde emilirken, ısının çoğu atmosfer tarafından uzaya geri yayılır. Dünya'nın ortalama yüzey sıcaklığı, atmosfer ile yer (sağda) arasındaki iki büyük, karşıt enerji akışı tarafından korunur—sera etkisi
NASA

Peki o zaman, doğal sera etkisi neden yüzey sıcaklığında kontrolsüz bir artışa neden olmuyor? Bir yüzeyin yaydığı enerji miktarının her zaman sıcaklığının artmasından daha hızlı arttığını unutmayın (giden enerji sıcaklığın dördüncü gücüyle artar). Güneş enerjisiyle ısıtma ve atmosferden gelen "geri radyasyon" yüzey sıcaklığını yükseltirken, yüzey aynı anda artan miktarda ısı yayar, ki bu da gelen güneş enerjisinin yaklaşık %117'sine eşdeğerdir. O halde, yukarı doğru net ısı akışı, gelen güneş ışığının %17'sine eşittir.

Isının bir kısmı doğrudan uzaya kaçar ve geri kalanı, atmosferin tepesinden çıkan enerji gelen güneş enerjisi miktarına denk gelene kadar atmosferin daha yüksek seviyelerine aktarılır. Mümkün olan maksimum güneş ışığı miktarı güneş sabiti tarafından sabitlendiğinden, ki bu yalnızca Dünya'nın Güneş'ten uzaklığına ve güneş döngüsü sırasındaki çok küçük değişikliklere bağlıdır, doğal sera etkisi Dünya'daki yüzey sıcaklığında kontrolsüz bir artışa neden olmaz.

Tüm Reklamları Kapat

İklim Zorlamaları ve Küresel Isınma

Dünyanın iklim sisteminde, sisteme ne kadar enerji girdiğini veya sistemden ayrıldığını etkileyen herhangi bir değişiklik, Dünya'nın ışınım dengesini değiştirir ve sıcaklıkları yükselmeye veya düşmeye zorlayabilir. Bu istikrarsızlaştırıcı etkilere iklim zorlamaları denir.

Doğal iklim zorlamaları, Güneş'in parlaklığındaki değişiklikleri, Milankovitch döngülerini (Dünya'nın yörüngesindeki ve dönme eksenindeki binlerce yılda meydana gelen küçük değişiklikler) ve stratosfer kadar yüksek ışık yansıtan parçacıkları enjekte eden büyük volkanik patlamaları içerir.

Yapay iklim zorlamaları, gelen güneş ışığını emen ve yansıtan parçacık kirliliğini (aerosoller); yüzeyin güneş ışığını yansıtma ve emme şeklini değiştiren ormansızlaşma; ve uzaya yayılan ısıyı azaltan atmosferik karbondioksit ve diğer sera gazlarının artan konsantrasyonu. Bir zorlama, orijinal zorlamayı yoğunlaştıran veya zayıflatan geri bildirimleri tetikleyebilir. Kutuplarda daha az yansıtıcı hale getiren buz kaybı, bir geri bildirim örneğidir.

İklim sisteminde gelen ve giden enerji arasındaki dengeyi değiştiren şeylere zorlama denir. Doğal zorlamalar volkanik patlamaları içerir. İnsan yapımı zorlamalar hava kirliliğini ve sera gazlarını içerir. Sera gazı artışları gibi bir iklim zorlaması, güneş ışığını yansıtan buzun kaybı gibi geri bildirimleri tetikleyebilir.
İklim sisteminde gelen ve giden enerji arasındaki dengeyi değiştiren şeylere zorlama denir. Doğal zorlamalar volkanik patlamaları içerir. İnsan yapımı zorlamalar hava kirliliğini ve sera gazlarını içerir. Sera gazı artışları gibi bir iklim zorlaması, güneş ışığını yansıtan buzun kaybı gibi geri bildirimleri tetikleyebilir.
Pixabay - Unsplash

Karbondioksit, yüzeyden yayılan termal kızılötesi enerjiyi (ısı) emerek Dünya'nın enerji bütçesini dengesiz hale getirir. Su buharı gibi diğer gazların yapmadığı enerji spektrumunun bir bölümünde dalga boylarına sahip termal kızılötesi enerjiyi emer. Su buharı, termal kızılötesi enerjinin birçok dalga boyunda güçlü bir emici olmasına rağmen, diğerleri için neredeyse saydamdır. Bu dalga boylarındaki şeffaflık, atmosferin Dünya yüzeyinin radyasyonla soğuması için açık bıraktığı bir pencere gibidir. Bu “su buharı pencerelerinin” en önemlisi, dalga boyları yaklaşık 10 mikrometre olan termal kızılötesi içindir. Maksimum şeffaflık 10 mikrometrede meydana gelir, ancak yaklaşık 8 ila yaklaşık 14 mikrometre arasındaki dalga boyları için kısmi şeffaflık meydana gelir.

Tüm Reklamları Kapat

Karbondioksit, 12-13 mikrometreden daha uzun dalga boylarına sahip çok güçlü bir termal kızılötesi enerji emicidir; bu, artan karbondioksit konsantrasyonlarının atmosferik pencereyi kısmen "kapattığı" anlamına gelir. Başka bir deyişle, atmosferimizin en bol bulunan sera gazı olan su buharının uzaya kaçmasına izin vereceği termal kızılötesi enerjinin dalga boyları, bunun yerine karbondioksit tarafından emilir.

Tüm atmosferik gazların benzersiz bir enerji absorpsiyon modeli vardır: bazı dalga boylarındaki enerjiyi emerler, ancak diğerleri için şeffaftırlar. Su buharının (mavi tepeler) ve karbondioksitin (pembe tepeler) absorpsiyon modelleri bazı dalga boylarında örtüşür. Karbondioksit, su buharı kadar güçlü bir sera gazı değildir, ancak su buharının yapmadığı dalga boylarında (12-15 mikrometre) enerjiyi emer, yüzey tarafından yayılan ısının normalde uzaya kaçacağı “pencereyi” kısmen kapatır.
Tüm atmosferik gazların benzersiz bir enerji absorpsiyon modeli vardır: bazı dalga boylarındaki enerjiyi emerler, ancak diğerleri için şeffaftırlar. Su buharının (mavi tepeler) ve karbondioksitin (pembe tepeler) absorpsiyon modelleri bazı dalga boylarında örtüşür. Karbondioksit, su buharı kadar güçlü bir sera gazı değildir, ancak su buharının yapmadığı dalga boylarında (12-15 mikrometre) enerjiyi emer, yüzey tarafından yayılan ısının normalde uzaya kaçacağı “pencereyi” kısmen kapatır.
NASA adapted from Robert Rohde

Giden termal kızılötesinin karbondioksit tarafından emilmesi, Dünya'nın gelen güneş enerjisinin yaklaşık %70'ini hala emdiği, ancak eşdeğer miktarda ısının artık çıkmadığı anlamına gelir. Enerji dengesizliğinin tam miktarını ölçmek çok zor, ancak metrekare başına 0,8 watt'ın biraz üzerinde görünüyor. Dengesizlik, deniz seviyesinin yükselmesi ve ısınmasının uydu ve okyanus tabanlı gözlemleri de dahil olmak üzere bir ölçüm kombinasyonundan çıkarılıyor.

Artan sera gazı konsantrasyonları gibi bir zorlama, enerji bütçesini dengeden çıkardığında, küresel ortalama yüzey sıcaklığını anında değiştirmez. Bir zorlamanın tam etkisinin hissedilmesi yıllar hatta on yıllar alabilir. Bir dengesizliğin meydana geldiği zaman ile yüzey sıcaklığı üzerindeki etkinin tamamen belirgin hale geldiği zaman arasındaki bu gecikme, çoğunlukla küresel okyanusun muazzam ısı kapasitesinden kaynaklanmaktadır. Okyanusların ısı kapasitesi, iklime yüzey ısınmasını veya soğumasını daha kademeli hale getirebilecek bir termal atalet verir, ancak bir değişikliğin olmasını engelleyemez.

Şimdiye kadar iklimde gördüğümüz değişiklikler, yalnızca şimdiye kadar saldığımız sera gazlarının neden olduğu mevcut enerji dengesizliğinden bekleyebileceğimiz tam tepkinin sadece bir parçası. Geçen yüzyılda küresel ortalama yüzey sıcaklığı 0,6 ila 0,9°C arasında arttı ve mevcut enerji dengesizliğine yanıt olarak muhtemelen en az 0,6° artacak.

Tüm Reklamları Kapat

Yüzey sıcaklığı arttıkça, yüzeyin yaydığı ısı miktarı hızla artacaktır. Sera gazlarının konsantrasyonu sabitlenirse, Dünya'nın iklimi, termostat ile de olsa, Sanayi Devrimi'nden öncekinden daha yüksek bir sıcaklığa ayarlanmış küresel ortalama yüzey sıcaklığı ile bir kez daha dengeye gelecektir.

Bununla birlikte, sera gazı konsantrasyonları yükselmeye devam ettiği sürece, emilen güneş enerjisi miktarı, uzaya kaçabilecek termal kızılötesi enerji miktarını aşmaya devam edecektir. Enerji dengesizliği büyümeye devam edecek, dolayısıyla yüzey sıcaklıkları yükselmeye devam edecek.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 1
  • Tebrikler! 1
  • Bilim Budur! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Umut Verici! 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: NASA | Arşiv Bağlantısı
  • K. Mohr. Climate | Earth. (3 Kasım 2021). Alındığı Tarih: 13 Ocak 2022. Alındığı Yer: earth.gsfc.nasa.gov | Arşiv Bağlantısı
  • J. Hansen, et al. (2005). Earth's Energy Imbalance: Confirmation And Implications. Science, sf: 1431-1435. doi: 10.1126/science.1110252. | Arşiv Bağlantısı
  • J. P. Peixoto. (1992). Physics Of Climate. ISBN: 9780883187128. Yayınevi: Springer. sf: 91-130.
  • J. Marshall, et al. (1979). Atmosphere, Ocean And Climate Dynamics: An Introductory Text. ISBN: 9780122543609. Yayınevi: Academic Press.
  • K. E. Trenberth, et al. (2009). Earth's Global Energy Budget. Bulletin of the American Meteorological Society, sf: 311-324. doi: 10.1175/2008BAMS2634.1. | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 07:08:28 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11346

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Canlı Cansız
Doğa Yasaları
Beslenme Davranışı
Aşı
Diş Hekimi
Savunma
Avrupa
Sendrom
Su Ayısı
Kimyasal Evrim
Değişim
Goril
Deprem
Hastalık Dağılımı
Yayılım
Akıl
Bebek
Nötron
Toprak
Sağlık Bakanlığı
Yıldızlar
Evrimsel Tarih
Kırmızı
Terapi
Canlı
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
R. Lindsey, et al. Dünya'nın Enerji Bütçesi Nasıl Hesaplanır? Güneş, Dünya'yı Neden Kavurmuyor ve İklim Krizi Gezegenimizi Nasıl Tehdit Ediyor?. (15 Ocak 2022). Alındığı Tarih: 22 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/11346
Lindsey, R., Albayrak, B., Bakırcı, Ç. M. (2022, January 15). Dünya'nın Enerji Bütçesi Nasıl Hesaplanır? Güneş, Dünya'yı Neden Kavurmuyor ve İklim Krizi Gezegenimizi Nasıl Tehdit Ediyor?. Evrim Ağacı. Retrieved December 22, 2024. from https://evrimagaci.org/s/11346
R. Lindsey, et al. “Dünya'nın Enerji Bütçesi Nasıl Hesaplanır? Güneş, Dünya'yı Neden Kavurmuyor ve İklim Krizi Gezegenimizi Nasıl Tehdit Ediyor?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Burak Albayrak, Evrim Ağacı, 15 Jan. 2022, https://evrimagaci.org/s/11346.
Lindsey, Rebecca. Albayrak, Burak. Bakırcı, Çağrı Mert. “Dünya'nın Enerji Bütçesi Nasıl Hesaplanır? Güneş, Dünya'yı Neden Kavurmuyor ve İklim Krizi Gezegenimizi Nasıl Tehdit Ediyor?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Burak Albayrak. Evrim Ağacı, January 15, 2022. https://evrimagaci.org/s/11346.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close