Yeni Bir Bağışıklık Sistemi Savunma Yolu Keşfedildi

^[1]Bonn'daki araştırmacılar, insan kanındaki monositler ve trombositler arasındaki etkileşimi keşfettiler. Monositler, beyaz kan hücrelerinin özel bir türü olup, bağışıklık tepkisi için gerekli olan sitokin adı verilen iltihap sinyallerini salgılarlar. Bonn Üniversitesi Hastanesi (UKB) ve Bonn Üniversitesi'nden araştırmacılar, trombositlerin monositlerle etkileşime girerek, onların iltihap oluşturma kapasitesini artırdığını buldular.

Bu trombosit-monosist etkileşimini daha iyi anlayarak, bağışıklık sistemi bozuklukları ve ilgili hastalıkların tedavisinde ilerlemeler kaydetmeyi umuyorlar. Çalışmanın sonuçları, prestijli EMBO Molecular Medicine dergisinde yayınlandı ve Ağustos sayısının kapağında yer alacak.

Monositler, lökosit olarak da bilinen beyaz kan hücreleridir. Doğuştan gelen bağışıklık sisteminin önemli bir parçasıdırlar ve büyük miktarda pro-inflamatuar sitokin salgılayarak enfeksiyonlara karşı vücudu savunurlar. Ancak, monositlerin anormal aktiviteleri, çok şiddetli iltihaplanmaya ve yaşamı tehdit eden sitokin fırtınalarına yol açabilir. Diğer yandan, monosit fonksiyonundaki bozukluklar “immün paralizi” adı verilen duruma neden olabilir.

Bu durumda bağışıklık sistemi, virüsler ve bakteriler gibi istilacılarla savaşma yeteneğini kaybeder, bu da enfeksiyonlara karşı hassasiyeti artırır. UKB'deki Doğuştan Gelen Bağışıklık Enstitüsü ve Bonn Üniversitesi’ndeki ImmunoSensation2 Mükemmeliyet Kümesi'nden Prof. Dr. Bernardo Franklin, “Bu nedenle, monositlerin işlevlerinin nasıl düzenlendiğini anlamak çok önemlidir,” diyerek araştırmanın amacını açıklıyor.

Bağışıklık Savunmasında Trombositlerin Rolü:

- Trombositler, kanın pıhtılaşmasında merkezi bir rol oynar, ancak aynı zamanda bağışıklık sisteminde de önemli işlevlere sahiptirler. Prof. Franklin’in ekibi, trombositlerin iltihabın önemli bir düzenleyicisi olduğunu daha önce göstermişti. Şimdi ise, nadir görülen bir kan hastalığı olan immün trombositopenide (ITP) veya sağlıklı monositlerden trombositlerin yapay olarak çıkarılması durumunda “immün paralizi” adı verilen bir durumun ortaya çıktığını bildirmektedirler. Bu, sitokin tepkisinin bozulması ile karakterize edilir ve bağışıklık sistemi için ciddi bir sorundur. “Dikkat çekici bir şekilde, monositlere taze trombosit eklenmesi bu durumu tersine çeviriyor ve monositlerin sitokin tepkisini geri kazandırıyor,” diyor araştırmanın ortak yazarı Dr. Ibrahim Hawwari.

Bonn’daki araştırmacılar, trombositlerden monositlere yayılan pro-inflamatuar sinyallerin, NF-κB ve p38 MAPK dahil olmak üzere, monositlerin iltihap oluşturma kapasitesini koruduğunu keşfettiler. “Trombosit vezikülleri, bu hücreler arası iletişimi kontrol eden bir uzantı gibi çalışıyor,” diyor çalışmanın bir diğer yazarı Lukas Roßnagel.

Bu araştırma sonuçları, trombositlerin monosit fonksiyonunu düzenlediği yeni bir hücreler arası iletişim mekanizmasına işaret ediyor. “Klinik olarak, bu bulgu, ITP ve diğer iltihaplı hastalıklarda monosit immün paralizisini önlemek için trombosit ekleme gibi potansiyel tedavi stratejilerini işaret ediyor,” diyor Prof. Franklin. Trombosit-monosist etkileşimlerini anlamak, bağışıklık bozuklukları ve ilgili hastalıkların tedavisinde yeni yollar açabilir.