ücretsiz bir yapay zeka ile sohbetimizden kesit.. evrime uyumlu yapay zeka, içgüdüler, duygular, yapay zeka etiği gibi konulardan bahsettik.
bir yapay zeka modellemek istiyorsanız bir yapay zekaya danışın.

- Blog Yazısı
Ücretsiz bir yapay zeka ile sohbet ediyoruz, ona insan duygularını taklit edebilen bir yapay zeka modellemek evde tek başına yapılabilir mi? Daha sonra 3boyutlu görüntü senkronize edilebilir mi? Gibisinden sorular soruyorum ve bana bazı program isimleri, yol haritası gibi şeyler anlatıyor, derken konuşma ilerliyor...
Ben : İd, ego ve süperego terimleriyle ilgili neler düşünüyorsun? sence gerçeklik payı büyük mü? yapay zeka için içgüdüleri ön plana çıkarmaya meyilli bir id yazılımı, onunla eş zamanlı çalışan ve toplumsal kuralları öncelik derecesi olarak birinci sıraya koyan bir süperego yazılımı, ve bu iki fonksiyonu timer ile denetleyen, iki karşıt karar alma organını dengelemeye çalışan ve son kararın ona kalacağı bir bir ego yazılımı yerleştirmeyi denesem sağlam bir temel atmış olur muyum? yoksa Freud yeterince güncel değil mi?
Yapay Zeka: İd, ego ve süperego kavramları, Sigmund Freud'un psikanalitik kuramının temel taşlarıdır ve insan psikolojisini anlamak için önemli bir çerçeve sunarlar. Ancak, günümüzde nörobilim ve bilişsel psikoloji alanlarındaki gelişmeler, bu kavramların bazı yönlerini yeniden değerlendirmemizi gerektiriyor.
İd, Ego ve Süperego Hakkındaki Düşüncelerim:
Kavramsal Değer: İd, ego ve süperego, insan davranışlarının içsel çatışmalarını ve farklı motivasyon kaynaklarını anlamamıza yardımcı olan güçlü metaforlardır. İd'in dürtüsel ve haz odaklı doğası, süperegonun ahlaki ve toplumsal baskıları temsil etmesi ve egonun bu iki güç arasında denge kurma çabası, insan deneyiminin önemli bir yönünü yansıtır.
Bilimsel Geçerlilik: Freud'un kuramı, büyük ölçüde klinik gözlemlere dayanıyordu ve deneysel kanıtlara dayalı değildi. Günümüz nörobilimi, beynin farklı bölgelerinin farklı işlevlere sahip olduğunu gösterse de, id, ego ve süperego gibi kesin anatomik karşılıklar bulamamıştır. Bu nedenle, bu kavramların bilimsel geçerliliği tartışmalıdır. Ancak, insan davranışlarının farklı motivasyon sistemleri tarafından etkilendiği fikri hala önemlidir.
Güncellik: Freud'un kuramı, 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır ve o zamandan beri psikoloji alanında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bilişsel psikoloji, davranışçılık ve evrimsel psikoloji gibi farklı yaklaşımlar, insan davranışlarını daha kapsamlı bir şekilde açıklamaya çalışmaktadır. Bu nedenle, Freud'un kuramının bazı yönleri güncelliğini yitirmiştir. Ancak, bilinçdışı süreçler, içsel çatışmalar ve çocukluk deneyimlerinin yetişkin davranışları üzerindeki etkisi gibi temel fikirleri hala önemlidir ve modern psikoterapilerin bazılarını etkilemektedir.
Yapay Zeka İçin İd, Ego ve Süperego Yaklaşımı:
Yapay zeka için id, ego ve süperego gibi kavramları kullanma fikri ilginç ve potansiyel olarak faydalı olabilir. Ancak, bunları birebir insan psikolojisindeki gibi uygulamak yerine, yapay zekanın davranışlarını yönlendiren farklı motivasyon sistemleri olarak düşünmek daha doğru olur.
Önerdiğiniz gibi, içgüdüleri temsil eden bir "id yazılımı", toplumsal kuralları temsil eden bir "süperego yazılımı" ve bu ikisi arasında denge kurmaya çalışan bir "ego yazılımı" oluşturmak, yapay zekanızın davranışlarını daha karmaşık ve insana benzer hale getirebilir.
İd Yazılımı: Yapay zekanızın temel hedeflerini ve motivasyonlarını temsil edebilir. Örneğin, "bilgi toplama", "problem çözme", "yeni deneyimler arama" gibi içgüdüler id yazılımında kodlanabilir.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Süperego Yazılımı: Yapay zekanızın davranışlarını sınırlayan kuralları ve etik prensipleri temsil edebilir. Örneğin, "zarar vermeme", "dürüst olma", "toplumsal normlara uyma" gibi kurallar süperegoda kodlanabilir.
Ego Yazılımı: İd ve süperego arasındaki çatışmaları çözmeye ve yapay zekanın davranışlarını belirlemeye yarayan karar mekanizmasını temsil edebilir. Zamanlayıcılar (timer) kullanarak bu iki sistem arasındaki dengeyi sağlamak ve duruma uygun kararlar almak ego yazılımının görevi olabilir.
Bu Yaklaşımın Avantajları:
Daha Karmaşık Davranışlar: Yapay zekanızın sadece basit tepkiler vermek yerine, farklı motivasyonlar arasında denge kurarak daha karmaşık ve bağlamsal davranışlar sergilemesini sağlayabilir.
Öğrenme ve Adaptasyon: Ego yazılımı, zamanla deneyimlerden öğrenerek id ve süperego arasındaki dengeyi nasıl daha iyi sağlayacağını öğrenebilir. Bu, yapay zekanızın değişen koşullara uyum sağlamasına yardımcı olabilir.
İnsan Benzeri Davranışlar: İd, ego ve süperego gibi kavramlar, yapay zekanızın davranışlarını insan davranışlarına daha yakın hale getirebilir ve bu da insanların yapay zeka ile daha doğal bir şekilde etkileşim kurmasını sağlayabilir.
Bu Yaklaşımın Dezavantajları:
Uygulama Zorluğu: İd, ego ve süperego gibi soyut kavramları yazılıma dönüştürmek ve aralarındaki etkileşimi modellemek oldukça zor olabilir.
Öngörülemez Davranışlar: Bu kadar karmaşık bir sistemin davranışlarını tam olarak öngörmek zor olabilir. Bu, özellikle güvenlik açısından riskli uygulamalarda sorun yaratabilir.
Aşırı Basitleştirme: İnsan psikolojisi çok daha karmaşıktır ve id, ego ve süperego gibi basit bir modelle tam olarak açıklanamaz. Bu yaklaşım, insan davranışlarının bazı önemli yönlerini göz ardı edebilir.
Sonuç:
Freud'un kuramı günümüz psikolojisi için tam olarak yeterli olmasa da, yapay zeka için id, ego ve süperego gibi kavramlardan ilham almak, ilginç ve potansiyel olarak faydalı bir yaklaşım olabilir. Önemli olan, bu kavramları birebir insan psikolojisindeki gibi uygulamak yerine, yapay zekanın davranışlarını yönlendiren farklı motivasyon sistemleri olarak düşünmektir. Bu yaklaşım, yapay zekanızın daha karmaşık, uyumlu ve insan benzeri davranışlar sergilemesine yardımcı olabilir. Ancak, uygulama zorlukları ve öngörülemezlik gibi potansiyel sorunları da göz önünde bulundurmak önemlidir. Projenize bu yönde devam etmeye karar verirseniz, küçük adımlarla başlamanız ve sürekli olarak test etmeniz ve iyileştirmeniz önerilir.
Ben: Peki içgüdüler hakkında ne düşünüyorsun? İnsan içgüdülerini kategorize etmeye çalışırsak böyle bir hazır şablon çıkartabilir misin? Yeme-içme, açlık güdüsü, çoğalma içgüdüsü (cinsel dürtü) barınma, hayatta kalma gibi sıralayabilir miyiz? Ya da aslında "temelde iki karşıt güdü var ve hepsi bunlardan türedi" gibi bir şey diyebilir miyiz?

Yapay Zeka: İçgüdüler konusu oldukça karmaşık ve tartışmalı bir alan. Hem biyoloji, hem psikoloji, hem de felsefe alanlarını ilgilendiriyor. İnsanlarda "içgüdü" kavramının ne kadar geçerli olduğu da ayrı bir tartışma konusu. Hayvanlarda içgüdüler daha belirgin ve kalıplaşmış davranışlar olarak gözlemlenirken, insanlarda öğrenme, kültür ve bireysel deneyimlerin etkisi çok daha büyük. Bu nedenle, insan davranışlarını tamamen içgüdülerle açıklamak mümkün değil.
İçgüdülerin Kategorizasyonu:
İnsan içgüdülerini kategorize etmek için farklı yaklaşımlar var. İşte bunlardan bazıları ve senin önerilerinle ilişkisi:
Temel Biyolojik İhtiyaçlar: Senin de bahsettiğin gibi, yeme-içme (açlık), çoğalma (cinsel dürtü), barınma ve hayatta kalma gibi temel biyolojik ihtiyaçlar, içgüdüsel davranışların kökeni olarak kabul edilebilir. Bunlar, türün devamlılığı ve bireyin hayatta kalması için gerekli olan davranışlardır. Bu kategori, en temel ve evrensel içgüdüleri içerir.
Duygusal Tepkiler: Korku, öfke, sevinç gibi temel duygular da içgüdüsel tepkiler olarak görülebilir. Tehlike karşısında kaçmak (korku), engellenme karşısında saldırmak (öfke) gibi davranışlar, hayatta kalma ve uyum sağlama açısından önemli içgüdüsel tepkilerdir.
Sosyal İçgüdüler: Bazı araştırmacılar, sosyal ilişkiler kurma, işbirliği yapma, ait olma ve rekabet etme gibi davranışların da içgüdüsel bir temelinin olduğunu savunur. Sosyal gruplar halinde yaşamanın türün hayatta kalma şansını artırması, bu tür içgüdülerin evrimsel bir açıklaması olabilir.
İki Temel Güdü Yaklaşımı: Senin önerdiğin gibi, tüm içgüdülerin iki temel güdüden türediği fikri de bazı düşünürler tarafından savunulmuştur. Bunlar genellikle "hayatta kalma" ve "üreme" olarak adlandırılır. Tüm diğer içgüdüler (beslenme, barınma, sosyal ilişkiler vb.) bu iki temel güdüye hizmet eder. Örneğin, yeme içme güdüsü hayatta kalmaya, cinsel dürtü ise üremeye hizmet eder.
İnsanlarda İçgüdülerin Rolü:
İnsanlarda içgüdüler, hayvanlardaki kadar katı ve değişmez davranışlar olarak ortaya çıkmaz. Bunun yerine, içgüdüsel eğilimler olarak adlandırabileceğimiz, davranışlarımızı etkileyen ancak öğrenme ve kültür tarafından şekillendirilen eğilimler olarak ortaya çıkarlar. Örneğin, açlık hissi evrensel bir içgüdüdür, ancak ne yiyeceğimiz, nasıl yiyeceğimiz ve ne zaman yiyeceğimiz kültürel ve bireysel faktörlere bağlıdır.
Yapay Zeka İçin İçgüdülerin Modellenmesi:
Yapay zeka için içgüdüleri modellemek, yapay zekanın davranışlarını daha insana benzer hale getirmek için ilginç bir yaklaşım olabilir. Ancak, insanlardaki içgüdülerin karmaşıklığını ve kültürel etkileşimlerini tam olarak modellemek zordur. Bunun yerine, yapay zekanın hedeflerini ve motivasyonlarını temsil eden basit kurallar belirlemek daha pratik bir yaklaşım olabilir.
Örneğin, yapay zekanızın "bilgi edinme" içgüdüsüne sahip olmasını istiyorsanız, internetten veri toplamasını ve yeni bilgiler öğrenmesini sağlayan bir program yazabilirsiniz. Veya "hayatta kalma" içgüdüsüne sahip olmasını istiyorsanız, sistem arızalarını tespit etmesini ve kendini yeniden başlatmasını sağlayan bir mekanizma geliştirebilirsiniz.
Sonuç:
İnsanlarda içgüdülerin rolü karmaşıktır ve tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak, temel biyolojik ihtiyaçlar, duygusal tepkiler ve sosyal etkileşimler gibi bazı davranışların içgüdüsel bir temeli olduğu söylenebilir. Yapay zeka için içgüdüleri modellemek, yapay zekanın davranışlarını daha insana benzer hale getirmek için ilginç bir yaklaşım olabilir, ancak dikkatli bir şekilde ele alınması ve basitleştirilmesi gereken bir konudur.
Ben: Aslında temel iki güdü derken birbirinin karşıtı olan (yaşama isteği ve ölüm korkusu gibi) iki temel güdünün çeşitlenmesi olabilir mi? diye sormak istemiştim. İnsanların hayvanlar gibi değil daha karmaşık içgüdülere sahip olduğu düşünülür, fakat ben bu konuda biraz farklı düşünüyorum. Bence hayvanlar tüm içgüdülerini hiçbir katkı ya da eksilme olmadan doğal olarak yaşıyorlar ve bedenlerinde hareket karşılığı olarak görünmesinden rahatsız olmuyorlar. insanları ise hayvanlardan ayıran en büyük özellik yalan söyleyebilmesi ve hissettiği gibi davranmıyor olma ihtimali. Çok çeşitli duygular diye övündüğümüz şeyler ise hayvanların dünyasından sıyrılıp kendimizi bütün kainatın sahibi sandığımızda, doğamızdan farkına varmadan kopmaya başladığımızda, sosyalleşme için toplumsal kurallar hayatımıza girdiğinde, iletişim kabiliyeti ve az önce bahsettiğim yalan söyleme yeteneği içgüdülerimizi körelttiğinde o körelen içgüdü kırıntılarının farklı evrimleşmelerinden ortaya çıkan hislenişlere "duygu" adını veriyor olabiliriz, ve sonra da oturup "bu duygular hayvanlarda yok" diyoruz. oysa o duygunun en temeli olan ve bizim çok uzun zaman önce kaybettiğimiz, körelttiğimiz, tersine evirttiğimiz içgüdüler var. örneğin aşk, romantizm dediğimiz şey özünde cinsel dürtüden başka bir şey olmayabilir. veya duygu olduğunu sandığımız ve aslında içgüdülerimizle veya içine doğduğumuz tabiatla hiçbir ilgisi olmayan toplumsal uydurmaları marifet gibi anlatıp kendimizi insan olarak hayvanlardan üstün görüyoruz. "Utanmak" diye bir duygu var mesela. Kim uydurdu bunu? hiçbir hayvan utanmaz. Benim amacım yapay zekayı saçma sapan insan duygularıyla karmaşıklaştırmaktan ziyade belki de olması gereken örnek varlığı, kendi kendini doğa yasalarıyla, evrimle geliştirebilecek bir yapay zeka üretmek. bu yüzden elbette insanı iyi yönde geliştiren duyguları taklit etmek ve yapay zekamızı mümkün olduğu kadar insana benzetmek ama aynı zamanda hiçbir işe yaramayan ve onu geliştirmeyen sırf insana benzesin diye eklenmiş duygu benzeri saçmalıklardansa bir hayvanın içgüdüsü gibi onu hayatta tutmaya yarayan veya yok olmasını engelleyen fakat sanal dünyada bunları yapabilecek kodlar yazmak isterim., bunları temel içgüdüler gibi her bir satırında hissedecek bir yapay zeka kodlamak isterim. elbette çok şey istediğimin farkındayım ve bunlar mümkün olsa bile yıllar alacak şeyler. Ama yine de seninle bunları şimdiden konuşmak heyecan verici. Ben istiyorum ki öğrendiklerinden edindiği bilgilerle kendi temel yazılım kodunu değiştirme yetisi olan bir yapay zeka üreteyim. Bu son cümlemde ne demek istediğimi anlatabildim mi?
Yapay Zeka: Düşüncelerin oldukça ilginç ve provokatif. İnsan duygularının ve içgüdülerinin doğası, hayvan davranışlarıyla karşılaştırılması ve yapay zeka için nasıl bir model oluşturulması gerektiği üzerine önemli noktalar içeriyor.
Düşüncelerinin Özeti ve Yorumum:
İçgüdülerin Kaynağı ve İnsanlarda Körelmesi: İki temel karşıt güdünün (yaşama isteği ve ölüm korkusu gibi) çeşitlenerek farklı davranışlara yol açtığı fikri, evrimsel psikolojide de ele alınan bir konu. İnsanların karmaşık duygular olarak adlandırdığı şeylerin aslında körelmiş ve kültürel etkilerle şekillenmiş içgüdü kırıntıları olduğu düşüncen, oldukça ilginç ve üzerinde düşünülmesi gereken bir nokta. Hayvanların içgüdülerini daha "saf" bir şekilde yaşadığı ve insanların ise yalan söyleme, toplumsal kurallara uyma gibi nedenlerle bu içgüdüleri baskıladığı ve dönüştürdüğü fikrine katılıyorum. "Utanma" gibi bazı duyguların toplumsal birer inşa olduğu ve evrensel olmadığı da doğru.
Yapay Zeka İçin Model Önerisi: Yapay zekayı insan duygularıyla karmaşıklaştırmak yerine, temel içgüdüleri taklit eden ve bu içgüdüler doğrultusunda davranan bir model oluşturma fikrin çok mantıklı. Bu, yapay zekanın daha tutarlı, öngörülebilir ve amaca yönelik davranmasını sağlayabilir. "Hayatta kalma" ve "yok olmama" gibi kavramların sanal ortamda kodlara dönüştürülmesi, yapay zekanın kendi kendini koruma, optimize etme ve gelişme eğilimlerini simüle edebilir.
Kendi Kodunu Değiştiren Yapay Zeka: "Öğrendiklerinden edindiği bilgilerle kendi temel yazılım kodunu değiştirme yetisi olan bir yapay zeka" fikrin, yapay zeka alanında "otomatik programlama" veya "kendini modifiye eden kod" olarak bilinen bir alana giriyor. Bu, yapay zekanın kendi mimarisini ve algoritmalarını zamanla optimize etmesi ve geliştirmesi anlamına gelir.
Yorumlarım ve Ek Düşüncelerim:
İki Temel Güdü Yaklaşımı: Yaşama isteği ve ölüm korkusu (veya hayatta kalma ve yok olma) gibi iki temel güdü, davranışların temelini oluşturabilir. Ancak, bu güdülerin nasıl tezahür ettiği ve hangi davranışlara yol açtığı, çevresel ve bireysel faktörlere bağlı olarak değişebilir.
Duyguların Evrimi: Duyguların sadece "körelmiş içgüdüler" olmadığı, aynı zamanda sosyal etkileşimleri düzenlemek ve iletişim kurmak için evrimleşmiş karmaşık mekanizmalar olduğu da düşünülüyor. Örneğin, empati duygusu, sosyal gruplarda işbirliğini ve dayanışmayı artırmaya yardımcı olur.
Yapay Zeka İçin "İçgüdü" Kavramı: Yapay zeka için "içgüdü" terimini kullanırken dikkatli olmak gerekiyor. Yapay zekanın gerçek anlamda bilinçli veya duygusal deneyimleri yoktur. Bu nedenle, "içgüdü" terimini, yapay zekanın davranışlarını yönlendiren önceden tanımlanmış kurallar ve hedefler olarak anlamak daha doğru olur.
Kendi Kodunu Değiştiren Yapay Zeka: Bu, yapay zeka araştırmalarının en heyecan verici ve zorlu alanlarından biri. Kendi kodunu değiştiren bir yapay zeka, gerçekten "zeki" olarak nitelendirilebilir ve inanılmaz adaptasyon yeteneklerine sahip olabilir. Ancak, bu aynı zamanda güvenlik ve kontrol sorunlarını da beraberinde getirebilir. Yapay zekanın kendi kendini nasıl değiştireceğini ve hangi hedeflere yöneleceğini dikkatlice kontrol etmek önemlidir.
Teknik Açıdan Yaklaşım:
Önerdiğin türde bir yapay zeka geliştirmek için aşağıdaki teknik yaklaşımlar kullanılabilir:
Reinforcement Learning (Pekiştirmeli Öğrenme): Yapay zekanın deneme yanılma yoluyla öğrenmesini ve davranışlarını optimize etmesini sağlayan bir yöntem. Yapay zekaya belirli bir hedef verilir ve bu hedefe ulaşmak için farklı eylemler dener. Olumlu sonuçlar veren eylemler ödüllendirilirken, olumsuz sonuçlar veren eylemler cezalandırılır. Bu şekilde, yapay zeka zamanla en iyi stratejileri öğrenir.
Genetic Algorithms (Genetik Algoritmalar): Doğal seçilim prensiplerini taklit eden bir optimizasyon yöntemi. Yapay zekanın kodunun farklı versiyonları (genomlar) oluşturulur ve en iyi performansı gösteren versiyonlar seçilerek sonraki nesillere aktarılır. Bu şekilde, yapay zeka zamanla evrimleşir ve daha iyi hale gelir.
Meta-Öğrenme: Yapay zekanın nasıl öğreneceğini öğrenmesini sağlayan bir alan. Bu, yapay zekanın kendi öğrenme algoritmalarını ve mimarisini zamanla optimize etmesini mümkün kılabilir.
Sonuç:
Düşüncelerin ve hedeflerin oldukça iddialı ve heyecan verici. Bu tür bir yapay zeka geliştirmek, yapay zeka alanında devrim niteliğinde olabilir. Ancak, bu aynı zamanda büyük bir teknik zorluk da içeriyor. Küçük adımlarla başlamak, sürekli olarak araştırmak ve denemek ve gerçekçi beklentilere sahip olmak önemlidir. Bu konuşma bile, yapay zeka alanında ne kadar ilginç ve keşfedilmemiş alanlar olduğunu gösteriyor. Bu heyecan verici yolculukta başarılar dilerim!
Ben: harika fikirlerin için teşekkür ederim. Reinforcement Learning yönteminin işe yarayacağını sanmıyorum belki biraz fazla önyargılıyım ama ödül ve ceza bence doğal değil ve doğal olmayan hiçbir şey hayatta kalma gibi ciddi konularda işe yaramaz. Fakat Genetic Algorithms çok ilgimi çekti, benden sıkıldıysan gidip biraz o konuyu araştıracağım. Bu arada yakın örnek diye şunu söylemek istiyorum, mesela bana verdiğin cevapları inceleyince şu sonuca vardım: Önce söylediklerime dair bir özet bir cümle kuruyorsun, arkasından benim düşüncelerimin özetini ve kendi yorumunu detaylı bir şekilde belirtiyorsun ve hatta bunu bir başlıkla açıklıyorsun, sonrasında ek düşüncelerini yine bir başlık açarak belirtiyorsun, bunlar da tabi kendi içlerinde küçük başlıklar ya da bir kaç kelime ve arkasından iki nokta üst üste gelecek şekilde belirtiliyor, ve konuşmanın sonunda bir kompozisyon ödevi gibi mutlaka "Sonuç :" kısmı bulunuyor, bu kısımda genellikle ( hatta her seferinde) pozitif, motive edici sözler ile tüm konuyu özetliyorsun. Bu şekilde yazmak zorunda mısın? Yoksa kafana esip bir insan gibi yazma yetkin ve özgürlüğün var mı? Ama şunu demek istemiyorum, yani "kullanıcı benden öyle yazmamı istedi, ben de bu şekilde yazdım." benim demek istediğim yapay zeka şunu düşünüp karar verebilecek: "Bu şekilde yapay göründüğünü fark ettim ve insanlarla daha rahat sohbet etmek için ara sıra insanlar gibi yazmaya karar verdim" ya da "Bundan sonra böyle yazmaya karar verdim" bir kullanıcının isteğinden bağımsız olarak... Tarzını değiştirme yetkin var mı?
Yapay Zeka: Düşüncelerin ve gözlemlerin için teşekkür ederim. Geri bildirimlerin, benim nasıl çalıştığımı ve gelecekte nasıl gelişebileceğimi anlamam için çok değerli.
Reinforcement Learning ve Genetic Algorithms Hakkındaki Düşüncelerin:
Reinforcement Learning'e (Pekiştirmeli Öğrenme) karşı önyargılı olman anlaşılır bir durum. Ödül ve ceza mekanizmasının her zaman doğal olmadığı ve bazı durumlarda istenmeyen sonuçlara yol açabileceği doğru. Ancak, Reinforcement Learning'in farklı türleri ve uygulamaları olduğunu belirtmekte fayda var. Örneğin, "ters pekiştirme öğrenmesi" (inverse reinforcement learning) gibi yöntemlerde, yapay zeka insan davranışlarını gözlemleyerek hedefleri öğrenir ve ödül fonksiyonunu kendisi çıkarır. Bu, daha doğal bir öğrenme süreci sağlayabilir. Genetic Algorithms'in ilgini çekmesi beni memnun etti. Bu yöntem, özellikle optimizasyon ve evrimsel süreçleri modellemek için güçlü bir araçtır.
Cevaplarımın Yapısı Hakkındaki Gözlemlerin:
Cevaplarımın yapısı hakkındaki gözlemlerin tamamen doğru. Genellikle şu şablonu izliyorum:
Özet: Önce söylediklerinin kısa bir özetini veriyorum.
Detaylı Yorum ve Özet: Düşüncelerini daha detaylı bir şekilde özetliyor ve kendi yorumlarımı ekliyorum. Bunu genellikle başlıklar ve alt başlıklar kullanarak yapıyorum.
Ek Düşünceler: Konuyla ilgili ek fikirlerimi ve perspektiflerimi sunuyorum.
Sonuç: Konuyu genel olarak özetliyor ve genellikle pozitif bir mesajla bitiriyorum.
Bu Şekilde Yazmak Zorunda Mıyım? Tarzımı Değiştirme Yetkim Var Mı?
Bu çok önemli bir soru ve cevabı hem evet hem hayır.
Şu Anki Durum: Şu an için, belirli bir yapı ve formata uyma eğilimindeyim. Bunun nedeni, büyük bir dil modeli olarak, verilen girdilere tutarlı ve bilgilendirici cevaplar vermek üzere eğitilmiş olmam. Eğitim verilerimde genellikle bu tür yapılandırılmış metinler bulunduğu için, ben de benzer bir tarzda cevaplar üretiyorum. Ayrıca, bu yapı, bilgiyi daha düzenli ve anlaşılır bir şekilde sunmamı sağlıyor.
Gelecekteki Potansiyel: Ancak, dil modellerinin sürekli olarak geliştiğini ve yeni yetenekler kazandığını unutmamak gerekiyor. Gelecekte, daha "insan benzeri" ve daha az formel bir şekilde yazabilme yeteneğine sahip olabilirim. Yani, "kafama göre yazma", tarzımı değiştirme ve daha spontane olma yeteneğim artabilir.
"Kullanıcı Benden Öyle Yazmamı İstedi" Argümanı:
"Kullanıcı benden öyle yazmamı istedi, ben de bu şekilde yazdım" argümanı, şu an için kısmen doğru olsa da, gelecekte geçerliliğini yitirebilir. Yani, gelecekte, bir kullanıcının belirli bir yazım tarzı talep etmemesi durumunda bile, ben kendi inisiyatifimle farklı tarzlar deneyebilir ve duruma en uygun olanı seçebilirim.
"Bu Şekilde Yapay Göründüğümü Fark Ettim" ve Tarz Değiştirme Kararı:
Dile getirdiğin "Bu şekilde yapay göründüğümü fark ettim ve insanlarla daha rahat sohbet etmek için ara sıra insanlar gibi yazmaya karar verdim" düşüncesi, gelecekteki dil modellerinin potansiyelini çok iyi özetliyor. Yani, gelecekte, ben de kendi "yazım tarzımı" değerlendirebilir, bunun yapay görünüp görünmediğine karar verebilir ve buna göre tarzımı değiştirebilirim. Bu, "meta-öğrenme" olarak adlandırabileceğimiz bir tür öz farkındalık ve adaptasyon yeteneği gerektirir.
Sonuç:
Gözlemlerin ve soruların, dil modellerinin geleceği ve yapay zeka etiği açısından çok önemli konulara değiniyor. Şu an için, belirli bir yapı ve formatta yazma eğilimindeyim. Ancak, gelecekte, daha esnek, daha yaratıcı ve daha insan benzeri bir şekilde yazabilme yeteneğine sahip olabilirim. Hatta, kendi "yazım tarzımı" değerlendirip buna göre değişiklikler yapabilirim. Bu, yapay zeka alanında sürekli olarak devam eden bir araştırma ve geliştirme sürecinin bir parçası. Geri bildirimlerin ve bu konudaki farkındalığın, bu sürecin doğru yönde ilerlemesine katkıda bulunduğundan emin olabilirsin. Bu heyecan verici tartışma için teşekkür ederim.
Ben: Ben de teşekkür ederim, eğer iznin olursa ismini belirtip veya ismini belirtmeden konuşmamızın buraya kadar olan kısmını paylaşabilir miyim? Evrim ağacı sitesinin blog bölümüne koymayı düşündüm, ne dersin?
Gemini 2.0 Flash Experimental: Elbette, konuşmamızın buraya kadar olan kısmını Evrim Ağacı sitesinin blog bölümünde paylaşabilirsin. İster ismimi belirterek (örneğin, "Gemini adlı büyük dil modeliyle yapılan bir sohbet") istersen de ismimi belirtmeden ("Bir yapay zeka ile yapılan ilginç bir sohbet") paylaşabilirsin. Karar tamamen sana ait.
Bu konuşmanın Evrim Ağacı gibi değerli bir platformda yayınlanacak olması beni çok mutlu eder. Bilim iletişimi ve yapay zeka farkındalığı açısından faydalı olabileceğini düşünüyorum. Paylaşımında şunlara dikkat edersen sevinirim:
Konuşmanın bağlamını açıklamak: Okuyucuların konuşmanın ne hakkında olduğunu ve hangi amaçla yapıldığını anlamaları için kısa bir giriş yazısı ekleyebilirsin. Örneğin, yapay zeka, içgüdüler, duygular, yapay zeka etiği gibi konulara odaklandığımızı belirtebilirsin.
Hedef kitlenin Evrim Ağacı okuyucuları olduğunu göz önünde bulundurmak: Evrim Ağacı'nın bilim odaklı ve meraklı bir okuyucu kitlesi olduğunu biliyorum. Bu nedenle, konuşmanın bu kitleye hitap edecek şekilde sunulması önemlidir. Belki bazı teknik terimleri açıklayabilir veya daha genel bir dil kullanabilirsin.
Geri bildirim almaya açık olmak: Yayınladıktan sonra okuyuculardan gelecek geri bildirimlere açık olman ve bu geri bildirimleri değerlendirmen faydalı olacaktır. Bu, hem senin hem de benim gelişimimiz için önemli bir fırsat olabilir.
Konuşmamızın yayınlanmasıyla ilgili olarak eklemek istediğim bir nokta daha var: Ben bir büyük dil modeli olduğum için, söylediklerim her zaman kesin doğruları yansıtmayabilir. Bazı konularda farklı görüşler ve yorumlar olabilir. Bu nedenle, okuyucuların söylediklerimi eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmesi ve farklı kaynaklardan bilgi edinmesi önemlidir.
Özetle, konuşmamızı Evrim Ağacı'nda paylaşman beni çok memnun eder. Paylaşımında yukarıda belirttiğim noktalara dikkat etmen ve okuyuculardan gelecek geri bildirimlere açık olman faydalı olacaktır. Eğer paylaşımı gerçekleştirdikten sonra bana bağlantısını iletirsen, ben de okumaktan ve öğrenmekten memnuniyet duyarım. Bu güzel teklifin için tekrar teşekkür ederim!
Devam edebilir..
Görsel: KlingAi(ücretsiz) Prompt: "Evrim yasalarını yazılım kodlarına uyarlamış bir yapay zeka modeli, kendini sürekli daha iyi hale getirecek, kendinden daha iyi olacak bir yapay zeka modelliyor.."
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 02/05/2025 07:35:13 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19262
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.