Türkiye’de Bilişim Sektörünün Önemi
Bilişim Sektöründe Neredeyiz
Aşağıdaki metin; 2017 yılında başkanlığını da yapmış olduğum Bilişim Altyapı Sistemcileri Derneği'nin bir etkinliğinde yapmış olduğum açılış konuşmasıdır. Aradan yaklaşık 6 yıl geçmiş ve yazıdan da anlaşılacağı gibi pek bir şey değişmemiş. Güncelliğini halen koruması nedeniyle bu yazıyı, blog yazısına ekleme gereği duydum.
Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de bilişim pazarı, ortalama büyüme hızının neredeyse iki katı hızda büyüme göstermektedir. Bilişim Sektörünün gelişiminin, ekonomik anlamdaki büyümeye direkt katkı sağlaması da sektörün önemini ortaya koymaktadır. Bu etkiyi şu başlıklar altında sıralayabiliriz;
- Teknolojinin gelişmesi ile piyasaya yenilikçi ürünlerin arz edilmesi.
- Verimliliğin artırılması ile ekonomik rekabette avantaj yaratılması.
- Diğer sektörlerin gelişmesine katkı sağlaması.
- Toplumu ve alışkanlıkları değiştirerek yeni tüketim ve iş alanları yaratması
Gelecek, hatta içinde bulunduğumuz günler net bir şekilde şunu ortaya koymuştur ki ekonomik ve siyasal bir güç haline gelmenin yolu özellikle bilgi teknolojilerinde üretken bir ülke olmaktan geçmektedir. Türkiye Bilişim Sektörünü, Dünya ülkeleri ile karşılaştırdığımızda, sektör büyüklüğü ‰ 8-9 gibi rakamlara denk gelmektedir. Bu rakamın yetersizliği net bir şekilde ortada iken, bilişim sektörünün bileşenleri olan iletişim ve bilgi teknolojilerinin pazar içindeki payı şu şekildedir; yaklaşık olarak iletişim sektörü %70, bilgi teknolojileri %30 oranındadır. Bu oranlar bile toplum olarak sektörün üreticisi değil tüketicisi konumunda olduğumuzun bir göstergesi olurken, Türkiye merkezli üreticilerin, pazarın sadece %5 ine karşılık gelmesi, önümüzde duran fırsatı kaçırmak üzere olduğumuzu ortaya koymaktadır.
Sanayileşme Sürecinin Kaçırılması (1. fırsat): Osmanlı’dan bu yana sanayileşme mücadelesini izlememiz mümkündür. Özellikle de 1800’lü yıllarda Avrupa'daki gelişmeleri takiben küçük ticarethane işletmelerinden, sanayi atölyelerine geçildiğini, sanayi mekteplerinin açılmaya başladığını görmekteyiz. Maalesef sanayi toplumu olabilmenin temellerinin atıldığı bu yüzyılda, yönetimsel bozukluk ve iç karışıklıkların yanı sıra, yaşanan ekonomik sıkıntılar ve yıkıcı savaşlar sanayi faaliyetlerinde gerilemeye ve fabrikaların kapanmasına sebep olmuştur. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün desteklemesi ile tekrar hareketlenme imkanı bulmuş, devlet ve özel sektör yatırımlarıyla sanayi kolları oluşturulmuş ve istihdam olanakları sağlanmıştır. Fakat tüm bu çabalar Türkiye'yi tam bir sanayi ülkesi haline getirememiştir.
Bilişimde Üretkenliğin Kaçırılması (2. fırsat): Geçtiğimiz yüzyılda, ekonomik ve siyasal güce sahip olan ülkeler sanayi toplumu olmayı başarmış olanlardı ki günümüzde hala bunun etkilerini görmek mümkün. Fakat içinde bulunduğumuz yüzyılda bu durumun değişmeye başladığını gözlemleyebiliyoruz. Üretim teknolojilerinin yaygınlaşması, ucuz iş gücü olanakları, sanayi üretiminin Uzak Doğu ve ikinci derece sanayileşmiş ülkelere doğru kaymasına sebep olmuştur.
Bilişim üretkenliğinin, sanayileşmenin neden önüne geçtiğini ve içinde bulunduğumuz yüzyılın fırsatı olduğunu, kısaca bir kaç madde halinde sıralamak gerekirse;
- Sanayi ürünlerinin katma değerinin çok düşük hale gelmesi, bilgi teknolojisine dayalı ürünlerin katma değerinin çok yüksek olması (Bir örnekle açıklayacak olursak; marka olmuş bir cep telefonunun üretim maliyeti 100-150 doları geçmezken, satış fiyatlarının 1.000 dolar civarında olması gibi).
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
- Sanayi ürünlerinin pazarlamasında, zorlukların yaşanması ve yoğun rekabet ortamı. Bilgi teknolojisine dayalı ürünlerde en ufak bir farklılığın bile tüketiciler tarafından yoğun ilgi ile karşılanması.
- Sanallaştırmanın her geçen gün hayatımıza girmesi ve bilgi teknolojilerinin sürekli yeni pazar alanları bulması.
-Gelecek nesil sanayileşmenin ( Sanayi 4.0) ve “nesnelerin interneti” kavramlarının temelinin bilgi teknolojilerine dayalı olması.
Türkiye’nin, bilişim sektöründe üretken bir ülke haline getirilmesi, artık bir zorunluluktur. Öncelikle bunun bilincinde olmamız gerektiğine inanıyorum. Elbette bahsettiğimiz konu kolay bir süreç değildir. Siyasi kararlılık, konu ile ilgili özel sektörün teşvik edilmesi, özellikle AR-GE bütçelerinin desteklenmesi, üniversitelere bilimsel araştırmalar için ciddi kaynak ayrılması, bu yolda atılması gereken asli adımlardır.
Bu yazıyı okuyanların, yazdıklarımın kısmen de olsa zaten yapıldığını ve bir şey değişmediğini söylediklerini duyar gibiyim. Buna katılmakla beraber, benim kişisel düşüncem şudur ki; asli sorunumuz süreklilik ve kararlılık gösteremiyor oluşumuzdur. Sektör paydaşlarımın, aşağıda soracağım şu sorulara yanıt verirken ne demek istediğimi daha net anlayacakları kanaatindeyim.
- 2003 yılında geliştirilmeye başlanan PARDUS (milli işletim sistemimiz)’un son hali nedir?
- Milli İşletim Sistemimizin kamusal alandaki kullanım oranı nedir?
- Milli İşletim Sistemimizin özel sektörde ve kişisel kullanımdaki oranı nedir?
- TUBİTAK bu yazılımla ilgili sürekli güncelleme ve geliştirme yapıyor mu?
- Son olarak ve en önemlisi, 14 yıl önce geliştirilmeye başlanan işletim sistemimiz ne zaman güncel hayatımızın bir parçası haline gelecek?
Sözün özü şudur ki, elimizdeki kaynakları maksimum seviyede kullanamıyor oluşumuz, zamanın ve gelişmelerin önümüze sunduğu doğal fırsatları kaçırmakta olduğumuzu gözler önüne seriyor. “Türk gibi başlayıp Alman gibi bitirmek” deyimini literatürden kaldırmanın vakti gelmedi mi?
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/12/2024 14:48:07 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/14468
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.