Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

TANRI VAR MI?

Yalnız ‘kozmolojik’ açıdan değil, bu dünyada insana yakışır bir yaşam kurmak için de tanrının varlığı ‘gereksizdir’.

TANRI VAR MI? ADEM'İN YARATILIŞI
9 dakika
76
  • Blog Yazısı
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

TANRI VAR MI?

Hawking, evrenle ilgili sorulara cevap vermek için “tanrıya ihtiyaç duymadığını” söylüyor. En azından kozmolojik açıdan, Tanrı ‘gereksiz’ bir kavram. Ancak gereksizlik yokluğun kanıtı değildir.

Bir şeyin “yokluğunu kanıtlamak” bilimsel açıdan imkansızdır. Bilim ‘varlığı’ kanıtlar (Arkeolojik kazılarda belirli bir derinliğe ulaşıldığı halde herhangi bir bulguya rastlanmaması halinde ‘yok’ denmesi ya da bir maddenin bileşenleri arasında (x) elementinin olmadığının kimyasal olarak kanıtlanması gibi durumlar yokluğun değil, aranan şeyin orada olmadığının ‘bilimsel’ ifadesidir). Bu anlamda neyi, hangi nitelikleriyle, nerede arayacağını kesinleştirmeyen bilim ‘yokluğu’ kanıtlayamaz. Hele ki her karışı aranması gereken yer “üç boyutlu sonsuz evren” ise (O da şimdilik, çünkü sicim teorisine göre onbir boyutlu evreni konuşuyor olabiliriz!).

Tüm Reklamları Kapat

Gözle görülmeyen şeylerin yarattığı sonuçları görmek ya da hissetmenin ‘varlığın’ kanıtı olduğu doğrudur. Bu konuda ‘rüzgar, elektrik’ gibi örnekler verilir. Bu ve benzeri kavramlarla anlatılmak istenen ‘şeyler’ yalnızca sonuçları hissedilen şeyler olmayıp bilimsel olarak araştırılan ve her türlü nitelikleri bulunup varlıkları kanıtlanan şeylerdir. Yeterli araştırma teknolojisine sahipsek, rüzgarı oluşturan taneciklerin niteliği/sayısı/doğrultusu/ yönü/hızı/ivmesi/basınç alanları/ne kadar süreceği gibi ‘varlığına’ ait tüm bilgileri (hatta meteoroloji bilimi sayesinde bazılarını ‘önceden’) elde edebiliriz. Elektrik ve manyetizma konusunda, kuantum düzeyinden başlayarak “bilimsel olarak kanıtlanması” gereken bir şeyler kaldığını iddia etmek de çok zor.

Astronomların kütle çekim etkilerini görerek ‘varlıklarını’ önceden belirledikleri gök cisimlerinin veya kimyacıların periyodik cetvele önceden yazdıkları elementlerin sonradan bulunması örneklerinin de gösterdiği üzere, etkileri gözlenerek aranan ve bulunan ‘varlıklar’ bilimsel anlamda maddedirler. Madde “enerjinin var olma biçimi” olduğuna göre, enerji olarak varoluşu bulmak da ‘maddeyi’ bulmaktır.

Bu nedenle “tanrının varlığını kanıtlama” sorumluluğu ‘var’ diyenlere aittir.

Fiziksel ve maddi gerçeklere dayanan pozitivist yöntemlerle ‘tanrı’ fikri tartışılamayacağına göre; akıl yürütme, postüla/aksiyom (doğru olduğu, kendiliğinden apaçık olduğu kabul edilen) düzleminde tartışılabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Öncelikle ‘tanrı/din’ fikrinin, ihtiyacının nereden (tarihsel, kültürel, psikolojik, antropolojik, ekonomik, sınıfsal, mistik, metafizik…) kaynaklandığı; bilinen tarih içinde değişik toplumlara/kültürlere ait ‘tanrı/din’ anlayışları ve kronolojik gelişmeleri; insanın zihinsel yetenekleri ve soyutlama gücünün gelişmesi ile ilgisi; “kalpsiz bir dünyanın sıcaklığı, ruhsuz toplumsal koşulların ruhu, halkın afyonu” olduğu; dinsel öykülerin arkaik/mitolojik kaynakları; semavi ve diğer dinlerin kendi içlerinde ve birbirleri ile yaşadıkları çelişkiler, tutarsızlıklar konusunda sayısız kitap, kanıt, argüman var.

Bunları bir kenara bırakarak, yalnızca felsefi, düşünsel düzeyde tutarlı olmak kaydıyla ve “hikmet, insan aklının yetersizliği” gibi yaklaşımları dışlayarak ‘postülalara’ bakıldığında;

**“Bir ‘şey’ varsa, mutlaka yaratıcısı da olmalıdır”

Eğer tanrı varsa ‘bir şeydir’. ‘Bir şey’ olmadan var olmak, insanlığın soyutlama yeteneğinin geldiği düzey açısından tasavvur edilebilir değildir (Cern’deki higgs bozonu deneyinde yokluktan, hiçlikten varlığa geçiş gibi kavramlar kullanılmakla birlikte anlatılan enerji formundan madde formuna geçiştir). Bu nedenle ‘var olan’ tanrıyı, 99 adı ve niteliği olsa da, ‘bir şey’ olarak tanımlamak zorundayız. Bu durumda, postülamız doğruysa, O’nun da bir yaratıcısı olmak zorundadır. Bu döngüyü kırmanın tek yolu “tanrı için muafiyet” uygulamak ve yaratıcısı olmayan bir ‘şeye’ inanmaktır. Bu muafiyet için ‘evreni/maddeyi’ seçmek yerine ‘tanrıyı’ seçmek tümüyle opsiyoneldir. “Tanrı yaratılmamıştır” cümlesi ile “evren yaratılmamıştır” cümlesi eşdeğerdir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

**“Yaratılmamış olmak, sonsuz olmak demektir. ‘Sonsuzluk’ inanılabilir bir fikir olmadığına göre ‘yaratılmış’ olmak zorundayız, ya da ‘yaratıldığımıza’ göre sonsuzluk olmamalı”

Öncelikle ‘tanrı fikri’ sonsuzluk anlamını içerir ve adları arasında ‘ezeli ve ebedi’ olmak vardır. Başı ve sonu olan bir tanrı anlatılmadığına ve hayal edilemeyeceğine göre ‘sonsuzluk’ kavramı ile sorunu olmaması gerekenler tanrı savunucularıdır. Kavram olarak sonsuzlukla barışık olanların yer ve zaman olarak ‘sonsuz evren’ fikriyle kavgalı olmaları çelişiktir.

‘Sonsuzluk’ fikrinin soyutlama düzleminde anlaşılması çok zor bir kavram olduğu doğrudur. Ancak ‘sonluluk’ fikrinin daha anlaşılabilir olduğunu söylemek mümkün değildir. Zaman ve mekan açısından bir ‘son’ tahayyül eden kişinin “sonun önünü/arkasını, öncesini/sonrasını” da tahayyül etmesi gerekir. Zamandan ve mekandan önce ve sonra (zaman ve mekan yokken) ‘varolan’ tanrı fikrinin, ‘sonsuzluk’ fikrinden daha inandırıcı olduğunu düşünenlerin kabul ve saygı görecekleri tek alan “düşünce ve inanç özgürlüğü” alanıdır.

Bu bağlamda, evrenin oluşumu ile ilgili bilimsel teorilerin de bir baş ve son öngördükleri, bu nedenle ‘sonlu’ evren fikrini savundukları akla gelebilir. Evrenin oluşumu ile ilgili teoriler “gözlenebilen evren/bizim evrenimiz” ile sınırlı bulgulardan oluşuyor. Bu nedenle hem zaman olarak hem mekan olarak ‘haddini’ biliyor. Zaman olarak büyük patlama anından Planck sabiti denilen (saniyenin 10-43’ü) süre içinde -tekillik- olanlara ilişkin matematiksel modellemelerinin “anlamsız/çaresiz” kaldığını; mekan olarak da genişleyen evrenimiz dışında ne olduğuna ilişkin ‘fikri’ olmadığını kabul ediyor.

Ayrıca, “evrenin sonu/kıyamet” konusunda da haddini biliyor;

-Bigcrunch; genişleyen evrende bir kritik sınırı aşan miktarda madde (anti-madde ile birlikte) varsa, bu madde yığınının oluşturduğu kütle çekiminin, bir süre sonra evrenin genişlemesini yavaşlatacağı, durduracağı, büzülmesine neden olacağı, yoğunluğun artması ile büzülmenin hızlanacağı, evrenin kendi üzerine çökeceğini öngören teori (bu haliyle, evrenin hikayesi sonsuz bir bigbang-bigcrunch döngüsü gibi görünüyor).

Tüm Reklamları Kapat

-Termodinamiğin ikinci yasası; yaşam ve hareket için enerji gerekir. Canlı kabul edilmek için besin girişi, atık çıkışı ve üremek vazgeçilmez koşullardır. Hepimiz ve her canlı yaşamak için ‘yakıt’ tüketiriz. Daha doğrusu bir şeyleri yakarız. Hücrelerimiz durmaksızın besinleri yakarak enerjiye çevirmektedir. ‘Yakmak’ eyleminin olmazsa olmaz koşulu sıcaklık farkıdır. “Daha sıcak/yakıcı” bir şey yoksa yakma eylemi gerçekleşemez. Eğer evren kapalı bir sistemse (başka sistemlerden, evrenlerden enerji transferi olmuyorsa) sıcak ve soğuk arasındaki ısı alışverişi bir aşamadan sonra sonlanacaktır (örneğin, sıcak su dolu kovaya soğuk su eklendiğinde, sıcaktan soğuğa doğru yaşanan ısı aktarımı, kovadaki suyun her atomunun aynı sıcaklığa ulaşması -ılıması- üzerine biter. Ya da banyodan sonra kullandığımız havlunun ıslaklığı ile vücudumuzun ıslaklığı eşit hale gelince havlu artık kurulamaz). Bu aşamada, sonsuz bir dinginlik ve hareketsizlik içinde ölü bir evren vardır (soğuk kıyamet). Bu teoride de ‘kapalı sistem’ varsayımı ile bilim haddini bilmektedir.

-Evrenin ‘kıyameti’ ile dünyanın kıyametini karıştırmamak gerekir. Güneşin sönmesi (3,5-5 milyar yıl ömür biçiliyor) gök cisimlerinin, galaksilerin çarpışması gibi ‘küçük’ kıyametler dünya ile ilgilidir ve evren ölçeğinde düşünüldüğünde ‘ihmal edilebilir’ niteliktedirler.

**“Tanrı gündüzü geceden ayırmak ve yeryüzünü aydınlatmak için yıldızları, kendisine kulluk etsin diye insanı yarattı”

Tüm Reklamları Kapat

Evrenin genişlemesi nedeniyle, bir cismin ışığı bize ulaşırken, aynı zamanda cisim de uzaklaşmaya devam ettiğinden (zaman olarak) 13.7 milyar yıl uzakta olarak görünen cisim, aslında (mesafe olarak) 78 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunuyor. Bu rakam yarıçap olduğuna göre gözlenebilir evrenin çapı 156 milyar ışık yılıdır (ışık saniyede üçyüzbin km. hız yaptığına göre, bir ışık yılı 9,46 trilyon kilometre mesafe demektir).

Galaksiler; yıldızlar, gezegenler, süpernovalar, pulsarlar, karadelikler, göktaşlarıyla oluşmuş büyük kümelerdir. Görünür evrende 350 milyar büyük galaksi, 7 trilyon cüce galaksi ve 30 milyar kere trilyon yıldız olduğu tahmin edilmektedir. Bizim bulunduğumuz Samanyolu Galaksisinde yaklaşık 100 milyar yıldız vardır.

Bu galaksiler ve yıldızlar inanılmaz hızlarla hem kendi içlerinde hem de bağlı oldukları sistemler etrafında dönmektedirler. Örneğin;

Dünya kendi ekseni çevresinde saatte 1.670 km. hızla döner (ses hızı saatte 1.224 km.).

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Dinozorlar Çıkartmalı Etkinlik Kitabı 1

Bir zamanlar dünyaya egemen olan dinozorlarla ilgili aktivitelere hazır mısın? Bu kitapta birçok etkinlik, oyun, nokta birleştirmeler, boyamalar, labirentler, aradaki farkı bulmalar, rengârenk çıkartmalar ve dinozor desenleri bulacaksın! Ayrıca bazı dinozor türleri ve isimleriyle ilgili bilgiler de var. Eğlenirken hem öğrenecek hem de yaratıcılığını kullanacaksın!

Devamını Göster
₺70.00
Dinozorlar Çıkartmalı Etkinlik Kitabı 1
  • Dış Sitelerde Paylaş

Dünyanın güneş etrafındaki hızı ise saatte 108.000 km (tabanca mermisinin namludan çıkış hızı saatte 3.500 km.).

Güneş sisteminin galaksi merkezi etrafındaki dönüş hızı saatte 720.000 km.

Samanyolu galaksisinin uzay içindeki hızı ise saatte 950.000 km.

Bütün bu büyüklükler ve hızlar “yeryüzünü aydınlatmak ve insanın kulluk etmesi için” israf değil mi?

**“Tanrı iyidir”

Fani dünyada, güçlü ve yeterli imkan ve kaynağa sahip patron, yönetici, babanın karşılaşılan bir sorunu, kötülüğü bertaraf etme gücü varken hareketsiz kalması durumunda neler hissederiz? Hislerimiz arasında saygı, hürmet, şükran gibi ‘olumlu’ duygular olur mu?

Her şeye gücü yeten tanrının, her gün tanık olduğumuz bütün kötülükleri önleme gücü varken hareketsiz kalması, hatta ‘sınav’ gerekçesiyle bu kötülükleri bizzat yaratması söz konusu olduğunda ‘iyilikten’ bahsedilebilir mi?

İstisnasız her biri diğer(ler)ini yiyerek yaşayan canlılar (marine edip pişirirsen uygar oluyorsun); ölü, sakat doğanlar; bebekken ölenler ile uzun yaşayanlar; köleler ile krallar; zenginler ile yoksullar; sağlıklılar ile yatalak hastalar ve ömürleri onlara bakarak geçenler; Zambia’da ortalama 38 yıl yaşayanlar ile Norveç’te ortalama 80 yıl yaşayanlar; aynı dönemde İzlanda’da 21 saat 13 dakika oruç tutanlar ile Arjantin’de 9 saat 20 dakika oruç tutanlar aynı “iyi, adil ve evrensel” düzenin parçaları olabilirler mi?

Her şeyi (geleceği de) bilen bir kural koyucunun, evrenin ve insanlığın tarihinde çok kısa sayılabilecek bir zaman diliminde kurallarını esaslı biçimde değiştirmesi inandırıcılığını zedelemez mi? Bir elçisi “şarap benim kanım” diyerek düğünlerde suyu şaraba çevirirken diğer elçinin “içki bütün kötülüklerin anasıdır” demesi; bir elçi “pazar günleri sıralara oturarak kadınlı erkekli ilahi söyleyerek ibadet etmeyi” yeterli görürken diğer elçinin “diğer ibadetlerin yanı sıra günde beş kez dizleri ve başı yere koyarak ibadeti” zorunlu kılması; eş sayısından kadınların nasıl giyineceğine, yenmesi uygun olmayan hayvanlardan ibadethanelerin şekline kadar birbirine ters düşen uygulamaların sahibi ‘her şeyi bilen’ bir izlenim bırakıyor mu?

Zaten sınırlı coğrafyalarda, sınırlı sayıda insana ulaşan mesajlarının kaybolması, değiştirilmesi, tartışmalı hale getirilmesi karşısında tepkisiz kalması, ‘projesinin’ gerçekleştirilmesi konusundaki ısrarı ile çelişik değil mi?

Tüm Reklamları Kapat

Tanrının varlığının “tartışılmaz, somut, inkara imkan tanımayan şekilde” anlaşılması ve herkes tarafından kabul edilmesi halinde kötülüklerin son bulacağı ve “iyiliklerle, rahmetlerle, nimetlerle” dolu bir dünya kurulacağı ısrarla, şiddetle, savaşla, cihatla savunulduğuna göre;

-Tanrı sonsuz gücünü kullanarak insanları ikna etmekten neden kaçınıyor?

-Ama öte yandan da, neden insanların ikna olmasını çok önemsediğini düşündürecek biçimde sürekli elçi, mesaj, kitap gönderiyor?

-Neden elçileri tarafından gösterildiği iddia edilen mucizelerle yetiniyor? (Ölüyü diriltme, hastayı iyileştirme, hayvanlarla konuşma, denizi ikiye ayırma, kırk erkeğin cinsel gücüne sahip olmak gibi doğruluğu sorgulanamayacak ‘münferit’ mucizelerin yanı sıra “gökteki ayı ikiye ayırmak” gibi bir mucizeye de inanılıyor. MÖ. 3 binli yıllarda Orion takımyıldızının izdüşümü olarak yapılan piramitlerin olduğu bir coğrafyada, dünyanın birçok bölgesinde gözlem istasyonlarında veya bağımsız gökbilimciler tarafından kayıt tutularak gökler izlenirken ve gezegende yaşayan milyonlarca insan, en azından gökyüzüne bakan romantik sevgililer tarafından çıplak gözle görülmeden ‘ay’ ikiye ayrılacak ve mucizeyi rivayet edenlerin dışında kimsenin haberi olmayacak!)

Tüm Reklamları Kapat

-Beş kıtada, kutuplarda, okyanusların ücra köşelerindeki adalarda, yeryüzünün her köşesinde yaşayan bütün insanları ilgilendirdiğini (bir kısmını ilgilendiren mesajların varlığı da kabul ediliyor-Tevrat) söylediği mesajlarını, iletişimin ve ulaşımın çok yetersiz olduğu çağlarda, neden hep aynı coğrafyaya, bölgeye gönderiyor? Neden mesajını her topluluğa, dile, kültüre ayrı ayrı göndermiyor? İnsanların inanması, ikna olması bu kadar gerekli ve önemli ise neden insan ‘genomuna’ kalıcı bir şekilde nakşetmiyor?

-Engellemediğine göre; ‘kötülüğe’ neden ihtiyacı var? Kötülük olmadan iyiliğin de olmadığı bir hayattan başka bir seçenek yoksa “diyalektiğin yasaları” tanrıyı da mı bağlıyor?

Anlatıldığı, düşünüldüğü, tanımlandığı şekliyle bir tanrı yoktur. Yalnız ‘kozmolojik’ açıdan değil, bu dünyada insana yakışır bir yaşam kurmak için de tanrının varlığı ‘gereksizdir’.

Okundu Olarak İşaretle
11
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 3
  • Muhteşem! 2
  • Bilim Budur! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Umut Verici! 1
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 20/05/2024 21:39:12 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17534

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Korona
Küresel Isınma
Çocuklar İçin Bilim
Süt
Safsata
Yatay Gen Transferi
Hafıza
Orman
Dinozor
Böcekler
Maymun
Hastalık Kontrolü
Gıda
Stres
Anatomi
Elektrokimya
Psikiyatri
İntihar
Analiz
Sosyal Medya
Uzay Aracı
Asit
Olumsuz
Doğal Seçilim
Kedigiller
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close