Şehir Taşları "Şanlıurfa"

- Blog Yazısı
İlk çağlardan günümüze kadar taş en önemli yapı malzemelerinden biri olarak kullanılmıştır. Taş doğaya zarar vermeyen, geri dönüşümlü, görsel güzelliği olan ve dayanıklı malzeme oluşundan dolayı yapıda hem taşıyıcı eleman olarak hem de süsleme elemanı olarak kullanılmıştır. Urfa taşı, Şanlıurfa kentinin etrafında yer alan taş ocaklarından çıkarılan bir kireç taşı türüdür. Urfa taşı restorasyon çalışmalarında kullanılabilen, çevre dostu, ocaktan çıktığında oldukça yumuşak olduğundan kolay işlenebilen, hava ile temas ettiğinde sertleşip dayanım kazanan, uzun ömürlü ve çevreye zarar vermeyen sürdürülebilir bir malzemedir.

Şanlıurfa’da taşın kullanımına 12.000 yıl öncesine ait olan Şanlıurfa’nın 20 km kuzeydoğusunda yer alan Örencik Köyü yakınlarında yer alan dünyanın en eski tapınağı olan Göbeklitepe’de bulunan taşa işlenen kabartmalarla başlanılmıştır. Yüzyıllar önce başlayan taşçı geleneğine Urfa geleneksel kent merkezindeki geleneksel yapılarda kullanılmasıyla devam edilmiştir. Geleneksel yapılarda Urfa taşı özellikle yapı malzemesi ve süsleme ögesi olarak kullanılmıştır. Şanlıurfa geleneksel yapılarda bulunan taş süslemeler; geometrik ve bitkisel motifleriyle zengin bir repertuar sunmaktadır.

Anadolu’nun taş yapı ustalığının en güzel örneklerinin bulunduğu kentlerin başında gelen Şanlıurfa’da estetik duruşu ve hava koşullarına olan dayanıklılığıyla bilinen Urfa taşının hem kentte hem de yurt içinde son dönemde yeniden yaygınlaşmaya başlayan Urfa taşıyla yapılan binalar, taşın özelliklerinden dolayı tarihi bir yapıymış gibi görünmektedir.[1]
Urfa Taşı’nın Tarihsel ve Mimari Kullanımı ve Örnekler

Şanlıurfa birçok özelliğiyle gönüllere taht kurmuş çok özel bir şehirdir. Tarihinden, yapılarına, insanlarından, yiyeceklerine kadar her konuda özel ve anlatılası, yaşanılası bir şehirdir. Bu şehirde çıkarılan doğal taşlar da Urfa’nın ekonomisine katkı sağlayacak şekilde çok ilgi görmektedir. Özellikle bazalt taşı ve Nahit taşları volkanik oluşumlar neticesinde oluşmuş olan doğal taşlar arasındadır. Urfa taşı özellikleri arasında doğal yollardan bulunuyor oluşu çok ilgi çekmektedir. Urfa taşının bir diğer adı da Nahit taşıdır. Son derece doğal bir taş olduğundan kireçtaşı kalker ailesinden gelmektedir. Urfa taşı olarak da bilinen Nahit taşı doğal bir yapı elemanıdır.[1]
Göbeklitepe

Göbekli Tepe, MÖ 10.000 yani günümüzden 12.000 yıl öncesine tarihlenen Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem’e ait bir inanç merkezidir. Yapılan arkeolojik araştırmalar göstermiştir ki; Göbekli Tepe Neolitik Tapınak Alanı, dönem insanlarının belirli zamanlarda bir araya gelerek ibadet ettikleri bir yerdir. Göbekli Tepe, Mezopotamya’daki ilk şehirlerden 5.000 yıl, milyonlarca turistin ziyaret ettiği İngiltere’deki ünlü Stonehenge’den 7.000 yıl, Mısır Piramitleri’nden 7.500 yıl, Malta Adası’nda bulunan tapınaklardan da 6.500 yıl daha eskidir. Şanlıurfa’da özellikle Harran Ovası’nı 30-40 kilometrelik mesafelerle bir hilal şeklinde çevreleyen tepelerde bulunan 80 dönümlük alana sahip olan ören yeri Göbekli Tepe ve çevresi Neolitik Dönem’in en önemli yerleşimleridir. Bu bölgede obsidiyen ev aletlerinin yanısıra Urfa taşı kullanılarak inşaa edilmiş eserler de bulunmaktadır.
Halfeti Evleri

Urfa’nın Halfeti ilçesindeki konutlar dik kaya yamaçlardan oluşan arazi yapısına uyumlu ve ustalıkla yerleştirilmiştir. Geleneksel Güneydoğu Anadolu konut mimarisinin tipik özelliklerini gösteren yapılar genellikle iki katlı dizayn edilmişse de üç katlı olan örnekleri de bulunur. Bir bahçeye ve avluya sahip olan bu konutların büyük olan örneklerinde alt katlar ev personeli ve konuklara ayrılmıştır. Eğim nedeniyle oluşan alanlarda kiler, ahır, depo vb. amaçlarla kullanılan bodrum katları oluşturulmuştur. Yazları serin, kışları sıcak tutan ve işlemesi kolay bir taş türü olan Urfa taşı kullanılarak Bağdadi harçla (kil, su, kum, kireç, ot, çöp, saman, tuğla kırıntıları ve yumurta akı katılarak elde edilen sıva yöntemi) yapılan evler, birbirlerinin Fırat manzarasına engellemeyecek biçimde konumlanır.
Şanlıurfa Mevlana Camii

2012 tarihinde temeli atılan Mevlana Celaleddin Rumi Cami ve Külliyesi 20 dönüm üzerine inşa edilmiştir. 3 bin metre açık ve 2 bin metrekare kapalı olmak üzere 5000 metrekare kullanım alanına sahip olan cami, Şanlıurfa’nın dört minareli ilk ve tek camisi özelliğini taşımaktadır. Külliye içerisinde Mevlevi Dergâhı, Hafızlık Mektebi, Medrese, 179 Kuran Kursu ve kapalı otopark bölümleri yer almış ve tüm bu yapılarda Urfa taşı zemin ve kaplamalarda kullanılmıştır.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Eyyüp Peygamber Camii

Urfa şehir merkezinin güneyindedir. Hz. Eyyüp Peygamber’in burada iyileştiği ve yaşadığı rivayet edilir. Buradaki suyun şifalı olduğu öne sürülür. Hz. Eyyüb’un hasta iken sırtını yasladığı küresel bazalt taş (bu taş sabır taşı olarak adlandırılır) kendisi adına inşaa edilen caminin avlusunda bulunmaktadır. Eyyüp Peygamber Caminin, gerek zemininde, gerekse de kaplamalarında Urfa taşı kullanılmıştır.
Küçük Hacı Mustafa Hacıkâmiloğlu Konağı

Şanlıurfa merkezinde, Vali Fuat Caddesi, Halil-ür Rahman Gölü’ne yakın kesiminde, Selahaddin-i Eyyubi Camii’nin karşısındadır. İki katlı olan konakta, develik, hizmetçi odaları, tuvalet, misafir odaları, havuzlu bir hayat, zerzenbe, tandırlık ve sarnıç gibi geleneksel Urfa evlerinde bulunan yapılar mevcuttur. Bu tarihi konak, 19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiş ve yapımında Urfa taşı kullanılmıştır. Tüm bu yapılarda kullanılan Urfa taşı taş ocaklarından çıkarılırken sürtünme sonucu ufalanarak toz halinde yığınlar oluşturur. Bu toz yığınları özel yapıştırıcılarla karıştırılarak balkon kenarlıkları, trabzanlar, taş obje ve aksesuarlar olarak kullanılır. Özellikle turistik hediyelik eşyalar arasında da kullanılan Urfa taşından yapılan objeler satın alınır. Urfa taşı yapı inşaat sektöründe yaygın kullanımı, doğal ve estetik görünümü ile sektörde kullanılmaya başlandı. İhraç ürünü gurubunda da yer alan taş zorlu çıkarılma yöntemleri ve işlenmesi aşamasındaki güçlükleri dolayısıyla fiyatı yüksek taşlar arasındadır.
Chicago Türk Kültür Merkezi

Amerika’nın Chicago kentinde yapılan kıtanın en büyük Türk Kültür Merkezi’ni, Urfa taşları süslüyor. Kültür merkezinin otantik bir yapıya kavuşması için hazırlanan 40 ton taş, Amerika’da Türkiye’nin kültür değerlerinin tanıtılacağı Türk Kültür Merkezi’nde kullanılmıştır. Üç ilin temsili edildiği merkezde Kütahya çinileri, Safranbolu evleri ve Urfa taşlarından oluşan köşelere yer veriliyor. Üç dinin atası kabul edilen Hz. İbrahim’in Şanlıurfalı olması nedeniyle kültür merkezinin girişine Şanlıurfa köşesi kurulmuştur. Dünyanın ilk şehirlerinden biri kabul edilen Şanlıurfa’yı temsil edebilmek için taş ustaları, mimarlar ve inşaat ustaları eşliğinde Urfa’da bulunan taş ocağında lahit taşları makinelerle kesilip şekillendirilmiştir. Taş ustalarının ellerinde şekillenen 40 ton lahit taşı, iki TIR ile Mersin Limanı’na ve gemilerle Amerika’ya gönderilmiştir.[1]
Urfa Nahit Taşının Özellikleri

Urfa taşı bütün iklim koşullarına dayanabilen çok sağlam ve uzun ömürlü bir yapı malzemesidir. Kötü hava şartlarında bazı taş türlerinde zamanla görülen çatlama, dağılma, ufalanma, kararma gibi yapı estetiğini bozan olumsuz durumlar Urfa taşında rastlanmaz, bilakis zaman içerisinde giderek sertleşir ve beyazlaşmaya başlar. Uzun yıllar boyunca estetik görüntüsü bozulmadan kalabilmesi sebebiyle gerek dış mekân, gerekse iç mekânlarda kullanımı tercih edilmektedir. Urfa taşı kolay işlenebilmesi ve şekillendirilmesi sebebiyle dekorasyon için çok uygundur. Bundan dolayı yeni inşa edilen modern yapılarda kullanıldığında binaya tarihi bir görüntü kazandırarak mistik bir imaj oluşturur. Bunun yanısıra her tür inşaat tekniklerine uygun olması ve kolay yapışması sebebiyle orijinal estetiğini bozmadan restorasyon çalışması için de çok müsait bir malzeme özeliği taşır.
Benekli, beyaz ve damarlı türleri bulunan Urfa taşı cami, çeşme, ev, ofis, alışveriş merkezi vb. her türlü yapı inşaat, onarım ve restorasyonda kullanılmaktadır. Son yıllarda daha çok tanınmaya ve popülerliği artmaya başlayan Urfa taşı yurt dışından da talep görmeye başlamıştır.
Urfa taşı doğal bir taş türüdür ve kireçtaşı (kalker) ailesindendir. Urfa taşı doğal bir yapı elemanıdır. Estetik ve fonksiyonel bir doğal yapı malzemesidir. Urfa taşının yanmazlık özelliği yüksektir. 1200 0C kadar dayanması yanı sıra yangın durumunda zehirli gaz salınımı yapmaz. Urfa taşı kolayca işlenebilir, klasik duvar örümü ile modern inşaat teknikleri olan mekanik sistem ve yapıştırma uygulamaları için de uygundur.
Jeolojik Özellikleri

Urfa dolaylarında yapılan jeolojik incelemeler sonucu elde edilen bulguların hem bölgede daha önce Maden Tetkik Arama (MTA) ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından hazırlanmış jeoloji haritaları ve bu konuda yapılan çeşitli bilimsel çalışmalara ait bulgularla uyumlu olduğu görülmüştür. Bölgede genel yapı olarak, alttan üste doğru, Gaziantep Formasyonu ve içerisindeki kireçtaşı üyesi ile bunları kestiği tespit edilen bazalt görülmektedir. Ayrıca tüm birimleri örten alüvyon mevcuttur.
Eosen-Oligosen yaşlı bu birim, gri renkli, ince-kalın katmanlı, yumuşak orta sert, tebeşirimsi kireçtaşı, marn, killi kireçtaşı ve kireçtaşından oluşmaktadır. Birecik dolayında ve Fırat nehri boyunca geniş mostraları görülür. Bu birimin tabanında, orta Eosen yaşlı kireçtaşı ve dolomitik kireçtaşları bulunmaktadır. Üst kesiminde ise geçişli olacak Gaziantep Formasyonunun kireçtaşı üyesi yer almaktadır. Tabanda veya içinde tebeşirli balkılar bulunduğundan iki birimin sınırı çok yerde kesin değildir. Bu birimin Birecik yöresine en yakın mostraları Kalazan Dağı’nda, Arat Dağı’nda ve Zeugma’nın batısındaki yüksek alanlarda bulunmakladır.
Kireçtaşları kalın katmanlı, karglik boşluklu, seyrek sileksil mercekli kireçtaşı, killi kireçtaşı ve tebeşirimsi kireçtaşından oluşmaktadır Tebeşirimsi kireçtaşı üste doğru kireçtaşı oranının artması ile seri masif bir özellik kazanır. Eosen-Oligosen yaşlı bu birimde süreksizliklere bağlı gelişen karst sistemleri büyük debili kaynakların boşalmasına neden olmuştur.
Pliyosen yaşlı olarak kabul edilen Birecik’in doğusundaki Arat Dağı’nda, Karadağ’da ve Suruç’un kuzeyinde yer alır. Ayrıca. Fırat’ın batısındaki alanlarda daha sınırlı mostraları bulunmaktadır. Bazaltlar, tansiyon kırıklarından çıkarak yayılmışlardır. Birecik-Suruç arasındaki bölgede geniş bir alan kaplar. Alüvyon çokelleri Fırat’ın yatağında görülür, kil, silt, kum ve çakıldan oluşan bu çökeller Fırat’ın taşkın zamanlarında sürükleyip getirdiği malzemelerdir. Fırat nehrinin genişliği, Birecik yakınlarında 3 km, başka bir tanımla alüvyon ovası görünümünde iken, bu değer Zeugma’nın bulunduğu alanda yaklaşık 1 km kadardır. İnceleme alanında genç yapı unsurları, Arap Levhasının Anadolu Levhasına çarpması ile başlayan, güneydoğudaki kuzey-güney kompresyonel rejimi içerisinde gelişmiştir. İnceleme alanındaki Gaziantep Formasyonunda tabakaların genel eğim açısı 40-50’dir. Bu tabakalar bölgedeki sıkışma rejimine bağlı olarak, genellikle doğu-batı doğrultulu antiklinal ve senklinal yapıları sunmaktadırlar. Bölgede, Kambriyen’den başlayarak Pliyokuvarterner’e kadar devam eden eksiksiz bir istif yer almakladır. Güneydoğu Anadolu’nun yapısal özelikleri genellikle Kretase sonunda etkili tektonizma ile şekillendirilmiştir. Kuzeye doğru derinleşen duraysız şelf ortamında Eosen-Oligosen zaman aralığında plaketi kireçtaşı ve marn. kiltaşı, kumtaşı, killi kireçtaşı birimleri (Gaziantep Formasyonu) yapı denetiminde çökelmiştir. Bölgede Gaziantep Formasyonunun kireçtaşı üyesi Eosen-Oligosen’deki sığ denizel ve duraylı ortamda çökelimine devam etmiştir. Kuzeydeki tektonizmanın etkisi ile Orta Miyosen’den Geç Miyosen’e doğru bölgenin yükselmesi ile karasal fasiyes etkili olmuş ve bölge bugünkü yapısını kazanmıştır.
Pliyosen’de karasal çökelim devam ederken inceleme alanı yakınlarında bulunan bazalt akıntıları oluşmuştur.
Teknik Özellikleri

Farklı özellikteki kireçtaşların fiziksel ve mekanik özelliklerini belirlemek amacıyla, farklı derinliklerden alınan örnekler incelenmiştir. Bu örnekler, iri blok numunelerinden, laboratuvarda karot makinesi ile elde edilmiş ve örnekler üzerinde belirlenen bu özellikler, kuru ve doygun birim ağırlık, ağırlıkça su emme, efektif porozite, tek eksenli basınç dayanımı ve nokta-yük dayanım indeksidir.
Kireçtaşlarından elde edilen ortalama, en yüksek kuru birim ağırlık değeri 22.92 kN/m3 ile Kalazan taşında, en düşük değer de 16.08 kN/m3 ile Havara taşından elde edilmiştir. Türk Standartları Enstitüsü’ne göre (TS 11137) yapı ve kaplama taşı olarak kullanılan kireçtaşlarının kuru birim ağırlığı 21.60 kN/m3’ten az olmamalıdır. İncelenen kireçtaşları arasında sadece Kalazan taşında ve Urfa taşına ait numunelerde rastlanılmıştır. Farklı bileşim ve dokudaki kireçtaşlarının birim ağırlık değerleri Norwegian Group for Mechanics’e (NBGl göre Mijsen ve Palmström 1986) değerlendirildiklerinde düşük-orta birim ağırlıklı kaya sınıfında yer almaktadır.[2]
Fiziksel Özellikleri

Fiziksel özellikler çizelgesine bakıldığında, ortalama en yüksek ağırlıkça su emme değerinin Havara taşına ait örnekte, en düşük ağırlıkça su emme değerinin Kalazan taşına ait örneğinden elde edildiği görülür. Ağırlıkça su emme değerleri çok değişkenlik sunmaktadır. Kayacın fosil ve kil içeriği ile birlikte boşluk oranı ve süreksizlik özelliklerinin de bu değişimde etkin olduğu düşünülmektedir. TS 11137’ye göre yapı ve kaplama malzemesi olarak kullanılan kireçtaşlarının ağırlıkça su emme oranlarının % 4’ten fazla olmaması gerekmektedir. İncelenen örneklerden Kalazan taşına ait numune ve Urfa taşına ait örnekler hariç, standartta belirtilen değerden hayli yüksek su emme değerleri elde edilmiştir.
Bölgedeki farklı özelliklere sahip kireçtaşlarının, ortalama efektif porozite değerleri % 20 dolayındadır. Ortalaması en düşük efektif porozite değeri Urfa taşına ait örnekten, en yüksek değer ise Havara taşına ait örnekten elde edilmiştir. Yapılan araştırmalarda, porozitenin artması sonucu kayanın mukavemetinin azaldığı ve kaya içinde gerilmelerin oluşmasına neden olduğu görülmüştür. Porozitenin artmasıyla atmosfer etkilerine karşı direncin düştüğü de bilinmektedir. Ayrıca porozitenin artması, kayanın düşük yoğunluk kazanmasını sağlamakta ve bunun yanı sıra ısı ve ses iletkenlikleri üzerinde etkili olmaktadır.
Bölgedeki farklı kireçtaşlarının tek eksenli basınç dayanımları ortalama 130-426 (kg/cm2) arasındadır. Yine en yüksek dayanım Kalazan taşına ait örnekten, en düşük dayanım ise Urfa taşına ait örneğinden elde edilmiştir. ISRM tarafından yapılan değerlendirmelerde (ISRM 19311), Birecik yöresi kireçtaşları |ek eksenli basınç dayanımlarına göre, “çok düşük dirençli kaya”, Deere ve Miller’e göre, “düşük-çok düşük dirençli kaya” özelliğindedir.
Doğal yapıtaşı olarak kullanılacak kireçtaşlarının basınç dayanım değeri, döşeme zemin vb. yük taşıyıcı mekânlarda kullanılacak ise en az 500 kg/cm2 olmalıdır. Dekorasyon, süs ve duvar kaplamasında kullanılacak kireçtaşlarının tek eksenli basınç dayanımlarının ise 300 kg/cm2’den az olmaması gerekmektedir. İncelenen kireçtaşı örneklerinden sadece Kalazan taşına ait örnek ve Urfa taşına ait örneği standart değerlere uygundur.
Ağırlıkça Su Emme (%) 10,8
Porozite (%) 19,71
Tek eksenli basınç dayanımı (kg/cm2) 2,17
Nokta Yükleme Dayanım İndeksi (kg/cm2) 17,85
Kuru Birim Ağırlık (kN/m3) 19,45
Doygun Birim Ağırlık (kN/m3) 21,15
Urfa taşı doğal taş olduğu için hava alma özelliğine sahip olup iklimi sıcak olan bölgelerde iç mekânları serin tutmakta kışı sert geçen bölgelerde de sıcak tutma özelliğine sahiptir. Önceleri han, hamam, köşk ve köy ağalarının özel yaptırdığı yaşam alanlarında kullanılan taş günümüzde lüks mekânların yapımında kullanılmaktadır. Taş ocaklarından çıkartılan taş işlenme sonucu yapı ve inşaat sektöründe kullanılmaktadır. Sert ve yumuşak özellikte olan taş farklı farklı alanlarda kullanım kolaylığı sağlar. Urfa taşının insan sağlığı açısından olumsuz bir tarafı bulunmamaktadır ve çıkarılıp, işlenmesi ve kullanılması konusunda yasal bir engel bulunmamaktadır.[3]
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ a b c N. Avşaroğlu. (). Anadolunun Binlerce Yıllık Doğal Taşları. Not: https://nadiravsaroglu.com.
- ^ F. Tarhan. (). “Mühendislik Jeolojisi Prensipleri”, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Yayınları No: 41. Not: Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi, 1996.
- ^ O. Gürpınar, M.N. Yalçın, v.d., et al. (). Birecik (Şanlıurfa) Yöresinin Temel Jeolojik Özellikleri Ve Jeolojik Miras Envanteri. Not: TUBA Kültür Envanteri Dergisi, 2004.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 24/04/2025 09:51:56 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19191
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.