Piltdown Sahtekarlığı
Kayıp Halkayı Bulan Charles Dawson(!)
Büyük beyinli, maymun çeneli bir kafatası, 1912'de Birleşik Krallık'da bir bir köyün(Piltdown yakınlardaki) çakıl ocağında keşfedildiğinde, insan evrimindeki kayıp halka olarak sunuldu. Ama bu kafatası Charles Dawson'ın hiç beklemediği bir şekilde tarihin en büyük aldatmacalarından biri olarak tarihe geçti.
Orangutan Dişleri ve Çenesiyle Bir İnsan Kafatası: Piltdown İnsanı
Dawson ve Woodward 18 Aralık 1912'de Londra Jeoloji Topluluğuna insan ve maymun arasındaki kayıp halka olduğunu söyledikleri bir kafatası sundular. Woodward birleştirilmiş kafatasının günümüz insanına çok benzediğini söyledi. Ve bu keşif dernekte büyük alkış topladı. Bunu basına ilk olarak Manchester Guardian gazetesi buluşu " zamanımızın en büyük tarih öncesi keşiflerinden birinin Sussex'de bulunduğunu" duyurdu. İnsanlığın maymunlardan evrimleştiğini kanıtlıyordu. Ve ilk insanların çok büyük beyinleri olduğunu gösteriyordu. Ama ayrıntı şuradaydı: Bu keşifin İngiltere'nin başkent çevresindeki yerleşim yerlerinin birinde bulunmuş olmasıydı. Bu da İngiltere'yi arkeolojinin en önemli noktalarından yapıyordu. Aynı zamanda insanlığın Londra bölgesinde başladığını gösteriyordu bu keşif. Dawson, Londra'daki pek çok akademisyenin güvendiği ünlü bir koleksiyoncuydu(gerçi bu ünlülük ona yetmiş değildi). Woodward bir gün Dawson'a bakıp: Evet inanıyorum, demişti. Ve gerçekten Dawson'a yürekten inanmıştı. O kadar inanmıştı ki bazı makaleler hala bu işi Dawson ve Woodward'ın birlikte yaptıklarını söylerler ama Woodward sadece saftı. İnsanlar o zamanlarda aslında pek de sorgulamamıştı bunu. Çünkü böylesine bir keşifin Britanya'da bulunması hoşlarına gitmişti. Ki bu şey çok büyük bir beyine sahip ilk insandı. Yani ilk insanların, medeniyetin ve insanlığın Büyük Britanya İmparatorluğu'ndan gelişmeye başlaması çok büyük bir gururdu.
Neden Böyle Bir Yalan Uydurmuştu?
Bilim insanları da nihayetinde normal birer insandır. Bazı şeylere inanmak isterler. Ama gerçek bir bilim insanı hipotezini -doğru olduğunu düşünüyorsa- sonuna kadar desteklemeli. Ama bazen o kadar tutulurlar ki doğru olduğuna inanmak isterler bazen. Dawson'ın keşfi yaratılışçıları çok büyük bozuntuya uğratıyordu ve aynı zamanda evrim için çok güzel bir keşifti bu. Evrimcilerin yaratılışçılarla olan savaşı kazanmasına çok büyük bir katkı sağlayıyordu. Hatta bu yüzden çok sıkı bir araştırma da yapılmadı. Çünkü yaratılışçıların istemediği birşeydi bu. Aynı zamanda tam o sıralarda Britanya İmparatorluğu çöküyordu. Yavaş yavaş yok olmaya gidiyordu. Ve Dawson bu keşifin çok büyük bir yararı olacağına inanmıştı.
Bazı bilim insanları en başından beri Dawson'a şüpheyle yaklaşmıştı. Jeoloji Topluluğu başkanı bu durumdan hoşnutsa çoğu bilim adamı için konu kapanmıştı. Ama yine de inanmayan çok fazla insan vardı.
Çenede insansı maymunlara benziyen köpek dişleri vardı. Bunlar da tartışmalara yol açıyordu. 1913 Woodward ve Dawson Sussex'deki toprak yığınlarını sistematik şekilde araştırdılar. Ve kısa süre sonra da bir köpek dişi buldular. Woodward'a göre bu diş çeneye kusursuz bir şekilde uyuyordu. Ama olaydaki asıl deha işin nasıl programlandığıydı. Kazı alanına çok yakın Dawson gibi biri için kazı işçilerinin bulması için toprak öbeklerinin içine parçalar yerleştirmek hiç de zor değildi.
Woodward kafatasının tüm tartışmaları sona erdirmesini bekliyordu. Ama profesör Arthur bulunan son keşfe şüpheyle yaklaşıyordu. İnsan azı dişlerinin çiğnemede bir taraftan diğerine hareket etmesine izin verdiğini söylüyordu. Piltdown çenesinde ki dişler bunu yapamıyordu. Bugün çenenin bir orangutana ait olduğu bilinen bir gerçek ama o zamanlarda bu fark edilemezdi. Çünkü çenenin kafatasına bağlandığı bölüm bilerek kırılmıştı. İşte bu yüzden birçok kişi bu parçaların farklı kişilere ait olduğunu söylüyordu. Ama bu iki parça birleştirilmeye çalışıldığında çene uzun kalıyordu ve sonuç olarak insansı maymuna çok benzer bir görünüm sağlanıyordu. Her sahtekarlık gibi bunun da bir zamanı vardı. "Türlerin Kökeni"nden 50 yıl sonraydı. Ve Britanya uzun zamandır bir şey elde etmemişti. Ve talihin cilvesine bakın ki ortaya Dawson çıktı. Ve Britanya'nın batmaması için birilerinin "Bakın bunlar birer şempanze dişi, orangutan çenesi ve insan kafatası." dememesi gerekiyordu. Herhalde çenenin boyanmış olmasını anlamak çok zor olmasa gerek. Dişlerin altına baktığınızda bembeyaz olduğunu görebilirsiniz. Aslında bu bir solmuş bir renk katmanıydı. Ve birçok parça yoktu aslında: Göz yuvarları, üst çene, küçük parça hariç kemik. Bu bir tesadüf değildi tabii. Darwin gerçeğin anlaşılmasını istemiyordu. Bunlar hakkında tartışılmasını istiyordu. Çok kolay bir lokma oluşturmamaya çalışmıştı. Ama aynı zamanda insansı maymun parçalarını da oluşturmak istiyordu.
Charles Dawson 1915'de ilk keşif yerinden 3 kilometre uzakta yeni parçalar bulduğunu söyledi ve buna "Piltdown 2" adı verildi. Son bulunan parçalar Piltdown Adamı'na ait bir şüphe kalmadığını gösteriyordu. En azından onun için. Çünkü diğer arkeologlar hala emin değildi. Ama 1-2 kişi ona inanıyordu. Bu da fazlasıyla yeterliydi. Dünyanın heryerindeki fosiller her zaman önce vücudun sonra beynin evrimleştiğini gösteriyor. Ancak biri hariç: Piltdown. Bunda tam tersiydi. Önce beyin evrimleşmişti. Yani büyük bir insan beyniyle bir maymun vücuduna dair işaret gösteriyordu. Ama bilim adamları Dawson'ı desteklediler. Çünkü istedikleri şey Piltown'dı. Ve yakınlarda bir sürü çakmak taşı da bulunmuştu. Bunlar da bilerekti tabii.
1913'de David Waterson bunu bir insan kafatasıyla maymun çenesi olduğunu söyledi. 1940'lara kadar pek araştırma yapılmadı. 1953'de ise Bristish Museum hakla bunun bir aldatmaca olduğunu duyurdu. Carbon 14 yöntemiyle 1950'lerin başında çenenin 200 yıl öncesine, kafatasının ise Ortaçağ'a ait olduğu ortaya çıktı. Dişlerdeki darbelerin ise törpülenmeyle yapıldığı ortaya çıktı.
SONUÇ
Bu yazıyı Celal Şengör'ün satırlarıyla sonlandırmak isterim:
Peki bu bilim insanları resmen işlerine yarayacak bir buluntunun üzerine niçin bu kadar gidip sonunda onun bir ahlaksızın işi olduğu ispat ettiler? Darwin'e bir destek daha, iyi olmaz mıydı? İşte sevgili okurlarım, bilim insanıyla, uygar insanla, yobaz burada ayrılır: Bilim insanı gerçekten bilmek ister ve bilimin tek kaynağının kendi aklı ve gözlemleri olduğunun farkındadır. Yobaz ise inanmak ister. Onun aklı ve gözleri gerçeğe kapalıdır. Onun derdi inanmaktır. Ama inanmak istediği şey ne kadar zırva olursa olsun fark etmez. Yobaz inanmaya programlıdır. Onun "acaba"sı yoktur. Hasan Ali Yücel'in bir yazısında belirttiği gibi, o "acaba" olmadan demokrat olmak, hatta insan olmak mümkün değildir.[1], [2]
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ A.m.celal şengör. (2018). Aptalı Tanımak. Yayınevi: İnkılâp Yayınları. sf: 208.
- ^ www.nhm.ac.uk. Piltdown Man. Alındığı Tarih: 10 Ağustos 2022. Alındığı Yer: www.nhm.ac.uk | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/12/2024 13:50:44 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12216
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.