Çağdaş Meydan Okumalar Karşısında İnsan
İnsan, Modern Zamanlar, Dijital Çağ, Teknoloji, İnsan ve Bilim
Bir medeniyetin insan anlayışı, varlık, bilgi ve değer anlayışını doğrudan etkiler. Çağdaş dönemde yani modern zamanlarda tabiatın tehdit altında olması kadar insan da modern, çağdaş teknolojik aygıtlar tarafından tehdit altında bulunmaktadır. İnsanın kendini ifade etmesinin bir aracı olarak teknolojinin gelişmesi, insanlığın çok daha arkaik dönemlerine kadar geri gider. Burada bizim teknolojinin kullanılmasından bir şikayetimiz yoktur, olmamalıdır da. Burada özelde teknoloji başta olmak üzere, çağın diğer modern aygıtları insanın doğal yaşam alanını tehdit edecek düzeyde kendini konumlandırmaktadır. İnternet çağı ile beraber insanlık, doğal olan ile sanal olan arasında bölümmüş bir kişiliği yaşamak ya da yaşatmak zorunda kalmıştır. İnsanın doğal, toplumsal, düşünen bir canlıdır, tanımlamaları, yerini, insanın, yapay, sanal, otomatik/robotik bir varlık olmaya doğru hızla bırakması, sadece biz felsefecileri değil, tüm bilim insanlarını ilgilendirmesi ve ciddi düzeyde de kaygılandırması gereken bir konudur.
Doğrusunu söylemek gerekirse, ne kendimizi ve ne de insanlığı gerçek manada önemsiyor ve ciddiye alıyoruz. Belki de insanlığın kendi ve çevresine yaptığı bu boş vermişlik ya da neme lazımcılık en çok da sanal teknolojinin ve kendini fütursuzca yayan ya da haklı çıkaran sözüm ona özgürlük alanlarının insanın doğal gelişimine ciddi manada zarar vermiş olmasında aranmalıdır. Geçtiğimiz yüzyılın sonları bu yüzyılın başlarında ise teknolojinin kültürel ya da ahlaki bir değer taşıyıp taşımadığı, bilginin dinsel, ideolojik, politik bir değer üzerinden yapılandırılıp yapılandırılmayacağı tartışmaları üzerinden bilgi değer ilişkisi bağlamında olgu değer problemi bizleri epeyce uğraştıran konular arasında geldi. Kuşkusuz, bilginin değerle bir ilişkisi vardır. Bilgi öncesinde varlık, sonrasında da değer alanı ile felsefenin temel üniteleri ya da alanları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Teknolojinin ve modern araçların bugün için değeri ve bu değerin arkasındaki bilgi kuramsal dünya görüşleri, bildirimizin de arka planını oluşturmaktadır. Teknolojinin bir silah olarak kullanılmaya başlanması, insanoğlunun eline ne kadar ve ne çeşitte imkan geçerse bunu kendi arzuları ve öfkeleri doğrultusunda nasıl kullanabileceğini bize açık biçimde göstermektedir. Çağın meydan okumalarının daha çok insanın hayatını kolaylaştıran teknoloji üzerinden konuşmaya girişmemizin de arka planında bu durum var. Teknolojinin günahını da hepten teknolojiye yüklememek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, teknoloji ile beraber çağın insan ve toplum mantalitesi de değişti. Geleneksel değerlerin tamamı toplum ve fert planında neredeyse ciddi kırılmaya uğradı. Birey artık geleneksel anlamda kendini, öznel tercihleri ile konumlandırmaya ya da şekillendirmeye çalışırken, beri taraftan toplum da kendini yeni sivil oluşumlarla ya da demokratik değerlerin getirdiği imkanlarla ifade etmeye başlamış, var olan kültürel ve geleneksel dokular bu yeni imkanlar karşısında şu ya da bu biçimde kendini yenilemeye, yenilemediği zamanlarda da değiştirmek ya da dönüştürmek zorunda kalmıştır.
Teknolojinin bize yani çağdaş insana getirmiş olduğu imkanlar ve imtiyazlar içerisinde en öne çıkan konuların başında hız kavramı gelmektedir. Hızın elde edilmesiyle birlikte insan yaşamında talepler ve hayaller hıza bağlı olarak elde edilmesi oldukça kolay hale geliyor. Herkesin bildiği bir şey vardır, bir şey ne kadar kolay kazanılırsa o kadar da kıymeti, değeri oluyor. Bugünün insanı, çağdaş ya da modern hayatın getirmiş olduğu araçlardan istifade ederek kolay kazanmış olduğu şeyleri kolayca ve fütursuzca harcamaktadır. Bu kazanma ve kaybetme içerisine hemen hemen her şey girmekte ve insan, hayatın bu hızlı gidişinde sürekli kazanma ve kaybetmeleri yaşarken, çağımız insanı, hiç olmadığı kadar tatmin olma ve yalnızlık sorunu yaşamaktadır.
Tatmin olma ve yalnızlığını giderme süreçlerinde kendi doğasına uygun ortam ve insani ilişkiler içerisinde ciddi sorunlar yaşayan bireyin ve haliyle toplumun en başında gençliğimizi ciddi manada tehdit eden uyuşturucu ve madde bağımlılıkları gelmektedir. Çağdaş meydan okumalar sürecini sadece ve temelde teknoloji dünyasının kazandırdığı ya da kaybettirdiği noktalara yoğunlaşarak anlarsak, problemin bütünsel profilini görmede ciddi manada hata edeceğimizi bilmemizde yarar vardır. Kişilerin modern zamanlarda sağlıklı alışkanlıklar edinememesi sürecinde kendini bir takım modern teknik uyuşturucuların kıskacında bulması, beraberinde ayrı bir yalnızlık türünü daha gençliğin ya da modern insanın gündemine getirmiştir. Bağımlılık ve yalnızlığın aşılamaz iki problem olarak görüldüğü modern evrelerde kişinin hayata bağlanma ya da tutunma refleksleri ciddi manada hafiflemekte ya da duyarsızlaşmakta ve bunun akabinde son yıllarda 15-25 yaş arası gruplarda ivmenin yükseldiği intihar vakaları ile karşı karşıya kalıyoruz. Modern zamanlarda insanları intihara sürükleyen sebeplerin neler olduğu konusunda, uzmanlar tarafından birçok sebep söylenmektedir. Ama sebepler ne olursa olsun yalnızlığın ve beraberinde hayatın anlamının değersizleşmesinin intihar vakasının ortaya çıkmasında azımsanamayacak bir yeri olduğu bilinmekte ve kabul edilmektedir.
Hayatın modern araçları ve teknik imkanları bizi daha fazla bize yaklaştırması beklenirken, ilginç biçimde bu yakınlaşma gerçekleştiği orandan daha fazla düzeyde ve derinlikte uzaklaşmanın ortaya çıktığına tanık oluyoruz. Belki de çağdaş dönemde modern insanın en fazla karşı karşıya kaldığı bu ve benzeri paradokslar, kazanırken kaybetme, yakınlaşırken uzaklaşma, sahip olurken olamama, sevinirken üzülme, yaşarken ölme durumları benliğin bütünselliğini bozarken, fert ve toplum planında gizli ya da açık psiko-sosyal anarşizmi tetiklediğini bilmemiz gerekir. Bir felsefeci olarak zihinsel yaşantımızın sağlıklı olması için modern ortamların ne ve nasıl olması gerektiği konusunda çağımızın ya da ülkemizin uzmanları tarafından yeterli önemin verilmeyişi ve sorunlar karşısındaki duyarsızlık bugün insanlığı bir çok temel konuda kilitlenme ile karşı karşıya getirmiştir.
Çağımızın fert ve toplum planında görülen bu rahatsızlıkları karşısında bağımlılık ve yalnızlığa ek olarak güven sorunu ile de karşı karşıya geldiğimizi ifade etmeliyiz. Modern zamanların çağdaş sorunları kuşkusuz yeni sorunlar değildir. Geçmiş zamanların da kendi içinde bağımlılık, yalnızlık ve güven sorunu vardı. Ancak modern zamanın kendine has ruhu bağımlılık, yalnızlık ve güven sorununu daha kompleks ve çözümünü de bir o kadar zorlaştırmıştır. Güven ancak doğruluğun ahlaki bir standart olarak kabul edildiği toplumsal yapılarda kendini inşa eder. Doğruluğun ihlali de bireyin kendi çıkar güdüsünün ahlaki değerin önüne geçmesiyle başlar ki, bağımlılıkları ve yalnızlıkları bir takım ferdi değerlerin merkezinde dönmesiyle güven sorunu çat kapı ortaya çıkar. Bağımlılığın ve yalnızlığın yeğlendiği toplumsal yapılar ferdi, yaşadığı cemiyette güven bunalımıyla karşı karşıya getirir.
İnsan doğasına dair Aristoteles kimi ruhların özgür değil, köle ruhlu olduğunu söylerken, J. J. Rousseau insanın özgür doğduğu ve bu özgürlüğün ve temiz doğanın kültürle beraber kirlendiği noktasında can alıcı cümleleri vardır. Her iki filozofumuzda kendi bakış açılarına göre haklıdır. Bu bağlamda, Aristo’ya katıldığım noktalar da var, J.J. Rousseau’ya katıldığım noktalar var. Ancak şurası kesin ki, modern dünya, geleneksel dünyaya en çok teknoloji ile tabiri caizse hava atar oldu. Teknoloji inanılmaz ve önü kestirilemez biçimde her gün kendini yenilerken, nereye doğru gittiğimizin de çok da bilinçli ve herkesi tatmin ve güvende kılacak yorumlara rastladığımızı söyleyemeyiz. Eskinin meşhur kahinleri ve müneccim başları vardı. Günümüzün en iyi kahinleri teknoloji devleri ve yatırımcıları olduğunu söylesek, her halde çok da abartılı bir ifadede bulunmuş olmayız. Gün geçmiyor ki, bir teknoloji devi firmasının öne attığı bir fikir geleceğimizin yeni yol haritası olarak düşünülmemiş olsun.
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/12/2024 10:43:09 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13325
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.