Minik Filozoflar Neden Çok Fazla Soru Sorar?

- Blog Yazısı
Çocuklarla vakit geçiren herkes, bu miniklerin nasıl ardı ardına sorular sorduğunu bilir. "Gökyüzü neden mavi? Kuşlar neden uçar? Biz neden yürüyemeyen balıklar değiliz?" sorular uzar gider… Peki, çocuklar gerçekten neden bu kadar çok soru sorar? Bu sadece bir dikkat çekme çabası mı, yoksa altında bilimsel nedenler mi yatıyor? Gelin, çocukların bu bitmeyen merakına bilimsel bir açıdan bakalım.
Bilişsel Gelişim
Ünlü psikolog Jean Piaget, çocukların bilişsel gelişiminin belirli aşamalardan geçtiğini savunur. Piaget’ye göre, özellikle 2-7 yaş aralığında, çocuklar ''somut işlemler'' dönemine geçmeden önce dünyayı keşfetme sürecindedirler. Bu dönemde çocuklar, çevrelerini sürekli sorgular ve somut cevaplar ararlar. ''Bu neden böyle?'' ve ''Nasıl oluyor?'' gibi sorular, onların kendi düşünce süreçlerini geliştirmelerine yardımcı olur.
Bu gelişim sürecinde, çocukların dünyayı kendi perspektiflerinden algıladığını ve bu soruların da dünyayı kendi düşünceleriyle anlamlandırma çabalarının bir parçası olduğunu söyleyebiliriz. Yani, her soru, çocukların zihinsel gelişiminin bir adımıdır.
Sosyal ve Duygusal Etkileşim
Çocukların soru sormasının bir başka nedeni de sosyal bağ kurma ve güven geliştirme ihtiyacıdır. Özellikle ebeveynleri ya da yakın çevreleriyle sürekli etkileşim kurmak isterler. Sorularıyla hem dünyalarını genişletirler hem de etraflarındaki insanlar tarafından dinlenip önemsendiklerini hissederler. Psikolog John Bowlby’nin bağlanma teorisine göre, çocuklar için güvenli bağlanma, duygusal gelişim açısından kritik bir öneme sahiptir. Soru sormak da çocuklar için bu bağın bir yansımasıdır. Soru sorarak, çevreleriyle bağ kurarlar ve kendilerini daha güvende hissederler.
Çocuklar Küçük Filozoflar Gibidir
Çocukların bazı soruları aslında onların kendilerini ve varoluşlarını anlamaya yönelik birer adımdır. ''Ben nasıl doğdum?'' veya ''nsanlar neden uyur?'' gibi sorular, onların hayatın anlamını keşfetme arayışının birer yansımasıdır. Filozoflar gibi onlar da temel sorular sorarak dünyalarını şekillendirirler. Bu ''anlam arayışı'', çocukların düşünce yapısının ve kişiliklerinin gelişmesinde önemli bir role sahiptir. Felsefi soruları, büyümekte olan çocuk beyninin kendi varlığını sorgulaması ve anlamlandırmaya çalışmasıdır.
Öğrenmeye Aç Bir Beyin Yapısı
Nörobilimciler, çocukların beyninin gelişim sürecinde muazzam bir hızla yeni bağlantılar kurduğunu söylüyor. 2-5 yaş arasındaki çocukların beyni, adeta bir “bağlantı fabrikası” gibi çalışıyor. Bu yaşlarda beyin, dünyayı anlamlandırmak için çok sayıda yeni sinirsel bağlantı oluşturur. Her bir soru, beynin yeni bağlantılar kurmasına ve öğrenme sürecini hızlandırmasına yardımcı olur. Bu, onları sürekli soru sormaya yönlendirir.
Beynin prefrontal korteks bölgesi, karar verme, plan yapma ve bilgileri işleme gibi karmaşık görevleri üstlenir. Ancak bu bölge, çocuklarda henüz tam anlamıyla gelişmediği için onların soruları yetişkinlerinkinden çok daha açık uçlu ve geniş kapsamlı olabilir. Bu “öğrenmeye aç” beyin yapısı, onların durmaksızın soru sormasının başlıca nedenlerinden biridir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Dopamin ve Ödüllendirme Mekanizması
Bilimsel araştırmalar, merakın beynimizde dopamin adı verilen bir nörotransmiter ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Dopamin, öğrenme sırasında salgılanır ve beynin ödül sistemini harekete geçirir. Çocuklar soru sorduğunda ve yanıt aldıklarında, dopamin salgılanır, bu da onları daha fazla soru sormaya motive eder. Yani çocuklar, aslında her yeni bilgiyle kendilerini “Ödüllendiren” bir döngü içindedir. Öğrenme onlar için heyecan verici bir oyundur ve bu oyun, her soruda biraz daha derinleşir!
Peki çocukların sorularına neden sıkılmadan cevap vermeliyiz?
Sonuç olarak, çocukların soruları, sadece bir merak değil; onların dünyayı tanıma, anlama, keşfetme ve kendilerini ifade etme yollarıdır. Her soruda yeni birşey keşfetmiş ve bu keşif, onların gelecekteki kimliklerini oluşturmasında bu soruların cevaplarıda yön verebilir.
Çocukların bitmeyen soruları, hem onların kişisel gelişimi hem de toplumsal anlamda yeni nesillerin bilgiye aç bir nesil olarak yetişmesi için önemli bir aşamadır. Bilimsel açıdan baktığımızda, her soru onların zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimine katkıda bulunur. Bu nedenle, her “Neden?” ve “Nasıl?” sorusuna sabırla yaklaşmak, onların öğrenme süreçlerini desteklemek, çocuklarla birlikte dünyayı yeniden keşfetmek anlamına gelir. Bu fırsatı sizde daha iyi değerlendirebilirsiniz. Belkide bir çocuğun bir sorusu sizinde hayatınızı neden değiştirmesin?
Sevgiler.
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 07/06/2025 19:24:58 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18863
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.