İslam'da Bilim
İslama Göre Bilimin Gerçekleri
Pexels
- Blog Yazısı
Başlangıç:
Kur'an-ı Kerim, İslam dininin kutsal kitabı olarak kabul edilir ve milyonlarca insan için manevi bir rehberdir. Ancak, bu metin sadece dini bir rehber olmaktan öteye geçerek bilimsel gerçeklere ve insanlığı düşünmeye sevk eden işaretlere de sahiptir. Kur'an'ın bu yönü, onu inceleyen ve anlamaya çalışan gözlemciler için hem şaşırtıcı hem de merak uyandırıcı bir nitelik taşır.
Bu yazıda, Kur'an'da yer alan bazı ayetleri ele alacağız. Modern bilimle karşılaştırıldığında, bu ayetlerin ilginç bir şekilde çağdaş keşiflerle örtüşen yönleri dikkat çekmektedir. kesin bir yanıtı olmasa da, bu ayetlerin inceleyeceğiz.
Kur'an'da Bilimsel Ayetler Ve Günümüzce Cevapları
Ayet:"Sen dağlara bakar da onları donuk-durgun görürsün. Oysaki onlar, bulutların dolaştığı gibi dolaşmaktadır. Her şeyi güzel ve yerli yerinde yapan Allah'ın sanatıdır bu! Yaptıklarınızdan gereğince haberdardır O! "
(Neml , 88)
Bilimsel Cevap: Dağların hareket ettiğine dair ilk bilimsel anlayış, 1912 yılında Alman bilim insanı Alfred Wegener tarafından ortaya atılan Kıtaların Kayma Teorisi (Continental Drift) ile şekillenmiştir. Wegener, kıtaların geçmişte tek bir büyük kara parçası (Pangea) oluşturduğunu ve zamanla hareket ederek günümüzdeki konumlarına geldiğini öne sürdü.
Ayet:"Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah’ın takdiri (düzenlemesi)dir."
(Yasin,38)
Bilimsel Cevap: İlk olarak, William Herschel (1738-1822) 1785'te, Güneş'in sabit olmadığını, Samanyolu Galaksisi’nin merkezi etrafında bir yörüngede hareket ettiğini öne sürdü. Herschel, yıldızların konumlarını inceleyerek, Güneş’in Vega yıldızına doğru bir hareket içinde olduğunu belirtti.
Ayet:"Göğü gücümüzle biz kurduk ve onu biz genişletmekteyiz."
(Zâriyât,47)
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bilimsel Cevap:Belçikalı rahip ve fizikçi Georges Lemaître, evrenin genişlediğini ve başlangıçta bir "ilksel atom"dan (Büyük Patlama) çıktığını öne sürdü. Bu, genişleyen evren fikrinin ilk teorik açıklamalarından biriydi.
Ayet:"Allah, tüm canlıları sudan yarattı.Onlardan kimileri karnı üzerinde yürür, kimileri iki ayak üstünde yürür, kimileri de dört ayak üstünde... Allah dilediğini yaratıyor, Allah her şeye kadirdir."
(Nur,45)
Bilimsel Cevap:Matthias Schleiden (1804-1881) ve Theodor Schwann (1810-1882), 19. yüzyılda hücre teorisini geliştirerek tüm canlıların hücrelerden oluştuğunu ve hücrelerin büyük oranda su içerdiğini belirlediler. Bu, canlıların sudan oluştuğu fikrini savunmuştur.
Ayet:"Sonra o damlacığı bir embriyo halinde yarattık, sonra o embriyoyu bir et parçası halinde yarattık, sonra o et parçasını bir kemik halinde yarattık ve nihayet o kemiğe de bir et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışta yeniden kurduk. Yaratıcıların en güzeli Allah'ın kudret ve sanatı ne yücedir!"
(Mü'minûn,14)
Bilimsel Açıklama:İlk aşama, nutfe olarak bilinen döllenmiş yumurta aşamasıdır. Bu, sperm ve yumurtanın birleşerek zigot oluşturduğu andır. Modern biyolojiye göre bu, 1827'de Karl Ernst von Baer tarafından mikroskopla gözlemlenmiştir.
İkinci aşama, alaq olarak adlandırılan aşamadır. "Alaq" terimi, kan pıhtısı olarak tanımlanır. Bu, embriyonun ilk haftalarında gelişen bir aşamadır. Embriyo rahime tutunduktan sonra, plasenta aracılığıyla annesinden besin alır ve kan damarlarıyla beslenir. Bu sürecin fark edilmesi, 19. yüzyılın ortalarında Edouard Van Beneden ve Oscar Hertwig gibi bilim insanlarının keşfetmeleriyle mümkün olmuştur.
Üçüncü aşama, mudğa yani et parçası olarak tarif edilir. Bu, embriyonun gelişimindeki bir dönüm noktasını işaret eder; çünkü embriyo, bu aşamada kas ve doku yapılarının gelişmeye başladığı bir evreye girer. Embriyo ilk başta düzensiz bir yapıya sahiptir ancak hızla organlar ve kaslar gelişmeye başlar. Modern embriyoloji, bu süreci 6. haftadan itibaren gözlemlemektedir ve 1950'ler ile 1960'larda yapılan çalışmalar, bu gelişim aşamalarının anlaşılmasını sağlamıştır.
Son olarak, kemikleşme ve etin giydirilmesi aşaması gelir. Kur'an'da bu, "kemiklere et giydirmek" şeklinde ifade edilir. Bu aşama, embriyonun 8-10. haftalarında başlar ve kemikler ilk olarak kıkırdak formunda ortaya çıkar, ardından sertleşir. Aynı zamanda kaslar da gelişir ve bu yapılar birbirine bağlanarak insan vücudu şekillenmeye başlar. Bu süreç, 20. yüzyılda yapılan mikroskobik incelemelerle anlaşılmıştır. Embriyolojinin derinleşmesi ve genetik araştırmalar sayesinde, bu evreler bilimsel olarak da doğrulanmıştır.
Ayet:"Rüzgârları dölleyiciler olarak gönderdik; gökten bir su indirdik de onunla sizi suvardık. Onun depolayıcıları siz değilsiniz."
(Hicr,22)
Bilimsel Açıklama:Darwin'in bitki polinasyonu üzerine yaptığı en önemli çalışma, "The Power of Movement in Plants" (1880) adlı eseridir. Rüzgarla polen taşıma (anemogami) süreci üzerine bir incelemede bulundu. Bununla birlikte, Darwin, bitkilerin polinasyon yöntemleri üzerine geniş bir araştırma yaptı ve polen taşıma sürecinin hem hayvanlar (özellikle böcekler) hem de rüzgar tarafından sağlandığını gözlemledi.
Ayet:"Oysa sizi evrimler halinde yaratan O'dur."
(Nuh,14)
Bilimsel Açıklama:Charles Darwin'in evrim teorisi, insanın da diğer hayvanlar gibi evrimsel bir süreç sonucu ortaya çıktığını öne sürmüştür. Darwin, "İnsanların Türeyişinin Kökeni" adlı 1871 tarihli eserinde, insanların diğer primatlar (özellikle şempanzeler) ile ortak bir atadan evrimleştiğini iddia etmiştir. Bu, insanın evrimsel geçmişine dair ilk kapsamlı bilimsel açıklamadır.
Ayet:" O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer, birbiriyle bitişik iken, biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık."
(Enbiyâ,30)
Bilimsel Açıklama: Evrenin başlangıçta tek bir noktada birleşip ayrılmasının fikri, 20. yüzyılın başlarında Albert Einstein'ın genel görelilik teorisi ile temellendirildi ve daha sonra Lemaître, Hubble ve diğer bilim insanları tarafından geliştirildi. 1960'lar ve sonrasındaki gözlemler, Büyük Patlama teorisini güçlü bir şekilde desteklemiş ve bugünkü evren anlayışımıza temel oluşturmuştur.
Ayet:"O, size korku ve umut olarak şimşeği gösteren ve ağır bulutları oluşturandır."
(Ra'd,12)
Bilimsel Açıklama:Sir George Everest (1790-1866): atmosferin yüksek bölgelerindeki su buharı ile ilgili ilk gözlemleri yapmıştır. Bu gözlemler, bulutların ağırlığının anlaşılmasına yardımcı olmuştur
Ayet:"Büyük bir kuvvete ve halk için yararlara sahip olan demiri de indirdik ki Allah kendisini ve elçisini inançla destekleyenleri ayırsın."
(Hadîd,25)
Bilimsel Açıklama:Fransız kimyager Henri Moissan, göktaşlarında demir ve nikel gibi metal elementlerin bulunduğunu ilk kez tanımlayan bilim insanlarından biridir. 1893'te Moissan, bir göktaşının içeriğini incelediğinde, yüksek miktarda demir bulmuş ve bunu modern bilimsel literatüre kazandırmıştır.
Ayet:"Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa geçirerek yaratmaktadır."
(Zümer,6)
Bilimsel Açıklama:Alman biyolog ve embriyolog Karl Ernst von Baer, embriyonların rahimdeki gelişimini sistematik bir şekilde inceleyen ilk bilim insanlarından biridir. Von Baer, gelişimin farklı aşamalarındaki evreleri tanımlayarak, modern embriyodaki "üç karanlık evre" kavramının temelini atmıştır.
Son:
Bir gözlemci olarak bakıldığında, bu buluşların ortaya çıkışı, bilimle din arasındaki ilişkiye dair ilginç soruları da beraberinde getiriyor. Gerçekten de bu bilgiler, bilimin evrimsel bir gelişimi olarak mı kabul edilmeli, yoksa daha önce ortaya konmuş bir bilginin insanlık tarafından unutulmuş olduğunu mu göstermektedir? Her iki durumda da, bilimsel keşifler ve dinî metinler arasındaki paralellik, insanın hem dünyevi hem de manevi alandaki arayışını besliyor.
Bu tür gözlemler, insanın kendisini ve evreni anlama çabasının bir parçası olarak, bilim ve inancın birbirini nasıl tamamlayabileceğini düşündürür. Kur'an’ın içerdiği bilgilerin zamanla ne kadar doğru olduğunu görmek, insanı hem bilimsel gelişmelere hem de ruhani derinliklere yönlendiren bir arayışa dönüştürür.
Sonuç olarak, bilimsel keşifler bir yandan insanın bilgi ufkunu genişletirken, diğer yandan dinî metinlerin içerdiği derin anlamları yeniden gözden geçirmeye ve anlamaya sevk eder. Her yeni bilimsel buluş, bir yandan insanı evrenin sırlarına biraz daha yaklaştırırken, diğer yandan varlık ve yaratılış üzerine daha derin bir düşünme fırsatı sunar. Bu düşünceler, hem bilimle hem de inançla daha anlamlı bir ilişki kurmanın kapılarını aralar.
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 25/10/2025 18:28:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19116
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.