Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

‘HAYATIN KARANLIK YÜZÜ: YARALAR VE IŞIKLAR’

Bir akşam üstü, gökyüzü alacalı bir hırka gibi üzerime çökmüştü;

5 dakika
4
‘HAYATIN KARANLIK YÜZÜ: YARALAR VE IŞIKLAR’ Mersin Gazetesi
  • Blog Yazısı
Mersin Gazetesi ‘HAYATIN KARANLIK YÜZÜ: YARALAR VE IŞIKLAR’ isimli köşe Yazımın başlık resmidir
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

sanki evrenin kendisi, içimdeki kargaşayı yansıtan bir ayna gibiydi. Dertlerin ağır yükü altında, kendimi bir kafede buldum; kahvenin buharı, içimdeki karmaşayla dans ediyor, her bir solukta daha da yoğunlaşıyordu. Yan masadaki yaşlı adamın yüzündeki çizgiler, zamanın nasıl bir sis gibi her şeyi sardığını, geriye dönülmez bir yolculuğun izlerini taşıyordu. Aslında o adam bana geleceğimi anımsatıyordu.

“Bak dostum” dedim, içimdeki fırtınayı saklamadan, “hayatımda yaralı kadınların açtığı yaralar kadar can yakan bir şey olmadı. Sanki her biri, kalbime saplanmış bir diken gibi ne çıkıyor ne de iyileşiyor. Ayağımdaki nasır gibi, her adımda biraz daha acı veriyorlar. Gelmek bilmeyen ay başı misali, her ayın sonunda farklı bir yüzle karşıma çıkıyorlar, ama hep aynı acıyı hatırlatıyorlar.”

Çünkü bunu demek benim kendime öz borcumudu.

Tüm Reklamları Kapat

Karşımda oturan arkadaşım, sessizce başını salladı; Gözleri, yağmurdan sonra çıkan gökkuşağı kadar sakin ama bir o kadar da derindi. “Her biri, hayatına anlam katan birer ders,” dedi, bir bilge gibi.

“Kılıçlarını çekip gelen borçlar ise, seni daha güçlü kılan birer sınavdan ibaret. Unutma ki, en karanlık gecelerde bile, yıldızlar parlamaya devam eder ve en zor zamanında sana rehber olan, ışık tutan, yol gösteren o yuldızlardır.”

Gözlerimi kafenin camından dışarıya, akşamın karanlığında parlayan sokak lambalarına diktim; her biri, karanlığı delip geçen bir umut ışığı gibi, bana bir şeyler fısıldıyordu.

“Belki de” dedim, “bu yaralar, aslında gökyüzünde parlayan yıldızların yeryüzündeki yansımalarıdır. Karanlıkta yolumuzu bulmamıza yardım eden, ama aynı zamanda bize ders veren ışıklar.”

Tüm Reklamları Kapat

Arkadaşım gülümsedi; gülümsemesi, karanlıkta bir ışık gibiydi. “Hayat,” dedi, “bir bilmece gibi.

Her yaralı kadın, her nasır, her borç, sana bu bilmecenin bir parçasını sunuyor. Onları bir araya getirip çözmeye başladığında, gerçek anlamı bulacaksın. Ama unutma, her parça, bir önceki kadar acı verici olabilir.”

O an anlamıştım ki sınav benim için başlamıştı. Zihnimin içinde bir sat çalışmaya başlamış, saatin tik tak sesleri avuç içimden hissediliyordu ve ben terli ellerimle kucaklıyordum henüz sahip olamadığım zamanları.

Zaman, ana gibiydi ama bazı an üvey evlat muamelesi yapıyordu bana. Olsun yinede çocuklar anaları üveyde olsa severdi, zulümde yapsa severdi, anaların çektirdiği o acıdan garip bir zevk alırlardı.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Ve işte o an, içimdeki fırtına biraz olsun dindi; sanki kalbime bir damla barış yağmıştı. Belki de hayat, gerçekten bir bilmeceydi ve ben, her gün biraz daha çözmeye çalışıyordum. Her ne kadar karanlık ağır bassa da her bir yara, her bir acı, aslında bir ışık huzmesiydi; beni doğru yola yönlendiren, anlamı arayışta olan bir yolculuğun işaretleri.

Kafenin dışındaki sokak lambaları, karanlığı delip geçen ışıklarıyla, bana yolumu gösteriyordu; tıpkı hayatın kendisinin de karanlıkta parlayan bir ışık olması gibi. Her adımımda, her nefesinde, bir şeyler fısıldıyor, bir şeyler öğretiyordu. Acılar, yaralar, borçlar…

Hepsi, hayatın birer parçasıydı; ama asıl önemli olan, bu parçaları bir araya getirip anlamlandırmak, karanlıkta ışığı bulmaktı. Ben artık gerçeğin askeriydim ve anlam savaşına başlamıştım.

Sonunda, o akşamüstü, kafenin sıcaklığında, içimdeki fırtına yavaş yavaş dinerken, hayatın bir bilmece olduğunu, bu bilmeceyi çözmenin ise, her bir acı ve ışıkla mümkün olacağını anladım. Belki de en karanlık anlarda bile, bir umut ışığı vardır; yeter ki, onu görebilmek için gözlerimizi açık tutalım.

Hayatın karanlık yüzü, aslında bir ayna gibi; bize kendimizi, yaralarımızı, acılarımızı ve ışığımızı gösteriyor. Ve belki de asıl mesele, bu aynada kendimizi tanımak, karanlıkta ışığı bulmak ve her bir yara ile, her bir ışıkla, hayatın gizemini çözmeye çalışmaktır.

Kafenin dışındaki dünya, gittikçe kararan bir perde gibiydi; sokak lambaları, bu perdenin üzerinde titreşen birer ışık noktasıydı.

Tüm Reklamları Kapat

Her biri, birer umut ışığı gibi, karanlığı delip geçiyordu. Ve ben, içimdeki fırtınanın yavaş yavaş dinmesiyle, bu ışıkları daha net görmeye başladım.

Arkadaşımın sözleri, birer mantra gibi, kafamın içinde yankılanıyordu: “Hayat, bir bilmece gibi. Her yaralı kadın, her nasır, her borç, sana bu bilmecenin bir parçasını sunuyor.” Bu sözler, bana bir yol haritası gibi görünüyordu; karanlıkta yolumu bulmama yardımcı olan bir pusula.

Dışarıdaki karanlık, gittikçe yoğunlaşıyordu; ama ben, içimdeki ışığın, bu karanlığı delip geçtiğini hissediyordum. Her bir yara, her bir acı, aslında birer ders gibiydi; beni daha güçlü kılan, daha bilge yapan birer sınav.

Tüm Reklamları Kapat

Kafenin sıcaklığı, içimdeki soğukluğu yavaş yavaş eritiyordu; sanki kalbime bir damla sıcaklık yayılıyordu. Ve ben, bu sıcaklıkla birlikte, hayatın gizemini çözmeye başladım. Her bir parça, bir önceki kadar acı verici olsa da her bir parça, bir önceki kadar anlamlıydı.

Sonunda, o akşamüstü, kafenin sıcaklığında, içimdeki fırtına yavaş yavaş dinerken, hayatın bir bilmece olduğunu, bu bilmeceyi çözmenin ise, her bir acı ve ışıkla mümkün olacağını anladım. Belki de en karanlık anlarda bile, bir umut ışığı vardır; yeter ki, onu görebilmek için gözlerimizi açık tutalım.

Ve ben, o günden sonra, hayatın karanlık yüzünü daha farklı görmeye başladım; bir ayna gibi, bize kendimizi, yaralarımızı, acılarımızı ve ışığımızı gösteren bir ayna. Ve ben, bu aynada kendimi tanımaya, karanlıkta ışığı bulmaya çalıştım. Her bir yara, her bir acı, aslında birer ışık huzmesiydi; beni doğru yola yönlendiren, anlamı arayışta olan bir yolculuğun işaretleri.

Hayatın gizemi, aslında bir labirent gibi; her bir dönemeç, her bir çıkış, birer soru işaretidir. Ama ben, bu labirentin içinde, her bir adımda, birer cevap bulmaya çalıştım. Ve sonunda, o cevapları bir araya getirerek, hayatın gizemini çözmeye başladım.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Bizler Yarının Türkleriyiz

1980’lerde Almanya’da bir hayalet dolaşıyordu — punk kültürünün hayaleti. Synth melodileri sokakları dolduruyor, yırtık boru paça kotlar, alaycı sloganlı tişörtler ve asi bedenler kentlere yavaş yavaş sirayet ediyordu. Fakat mesele ne müzikle ne modayla sınırlıydı. Geçmişinde sıkı sıkı tutunmaya çalışan bu ülkedeki bir avuç genç müzisyen, sanatçı ve göçmen işçi çocuğu, Almanya’nın ruhuna inceden inceye müdahale ediyordu. Resmi tarihin bastırmaya çalıştığı bu sesler, ülkenin geçmişine ve dönüşebileceği şeye dair köklü tartışmalar başlatıyordu.

Ulrich Gutmair Bizler Yarının Türkleriyiz’de standartlaştırma baskısına, toplumsal dayatmalara direnmek adına son derece üretken bir olumsuzlama yöntemini benimseyen punk kültürünü ve dönemin Almanya’sında bu ülkede yaşayan misafir işçilerin ve onların Almanya’da doğan çocuklarının üstlendiği görünmez ama hayati rolü son derece çarpıcı detaylarla anlatıyor.

Bizler Yarının Türkleriyiz, sadece punk kültürünün değil, bir toplumun belleğinde patlayan gecikmiş bir bombanın hikâyesi. Müzik, edebiyat ve kimlikler üzerinden yürütülen bu sessiz devrim, Almanca konuşulan coğrafyanın tarihine kazındı. Punk sadece bir müzik türü değil, baskıya, ataerkil düzene, her türden kimliğe ve geçmişin inkârına karşı yaratıcı, radikal ve saldırgan bir cevaptı. Ve o cevap hâlâ kulaklarımızda çınlıyor.

Devamını Göster
₺210.00
Bizler Yarının Türkleriyiz

Belki de hayatın karanlık yüzü, aslında bir fırsat gibi; bize kendimizi, yaralarımızı, acılarımızı ve ışığımızı gösterme fırsatı. Ve ben, bu fırsatı değerlendirerek, hayatın gizemini çözmeye çalıştım. Her bir yara, her bir acı, aslında birer ders gibiydi; beni daha güçlü kılan, daha bilge yapan birer sınav.

Ve ben, o günden sonra, hayatın karanlık yüzünü daha farklı görmeye başladım; bir ayna gibi, bize kendimizi, yaralarımızı, acılarımızı ve ışığımızı gösteren bir ayna. Ve ben, bu aynada kendimi tanımaya, karanlıkta ışığı bulmaya çalıştım.

Sizlere Gelecekte Görüşmek Üzerine Meydan Okuyorum.

Orada Görüşelim…[1]

Okundu Olarak İşaretle
0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • ^ Şafak GENÇ. ‘Hayatin Karanlik Yüzü: Yaralar Ve Işiklar’ – Mersin Gazetesi. (26 Haziran 2025). Alındığı Tarih: 27 Haziran 2025. Alındığı Yer: mersingazetesi | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/06/2025 07:41:35 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20911

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close