Duyarsızlık Çağında Yaşamak: Neden Bu Kadar Umursamaz Olduk?

- Blog Yazısı
Günümüz dünyasında, etrafımızda olup bitenlere karşı giderek daha fazla umursamaz hale geldiğimiz bir gerçek. Sokakta yardıma ihtiyacı olan birini görmezden gelmekten, küresel iklim krizine karşı kayıtsız kalmaya kadar, duyarsızlık adeta modern hayatın bir parçası haline geldi. Peki, ne oldu da bu kadar umursamaz olduk?
Bu sorunun cevabı karmaşık ve tek bir nedene bağlı değil. Teknolojinin hızlı ilerleyişi, sosyal medyanın hayatımızın merkezine yerleşmesi, bilgi bombardımanı ve daha birçok faktör, bu duyarsızlık denizinin dalgalarını yükseltiyor.
Bilgi Yorgunluğu ve "Sanal" Duyarlılık
Her an her yerden gelen haberler, felaketler ve acılar karşısında beynimiz adeta bir "bilgi yorgunluğu" yaşıyor. Bir süre sonra bu kadar çok olumsuzluğa maruz kalmak, bizi adeta bir savunma mekanizması olarak duygusal bir uyuşukluğa itiyor. Artık bir felaket haberi duymak, içimizde eskisi kadar derin bir etki yaratmıyor. Bu durum, duygusal tepkilerimizin köreldiği ve empati yeteneğimizin zayıfladığı anlamına geliyor.
Sosyal medya ise bu duruma bir başka boyut katıyor. Paylaşımlar, beğeniler ve yorumlar aracılığıyla bir konuya "duyarlı" görünmek, gerçek hayatta harekete geçmenin yerini alabiliyor. Bir başkasının acısını anlatan bir görseli paylaşmak, gerçekten yardım etmekten daha kolay ve daha az maliyetli hale geliyor. Bu durum, gerçek empatiyi taklit eden bir sanal duyarlılığın ortaya çıkmasına neden oluyor.
Bireysellik ve Rekabetin Yükselişi
Günümüz toplumunda bireysel başarı ve rekabet ön planda. Herkes kendi hedeflerine ulaşmaya odaklanmış durumda. Bu durum, başkalarının sorunlarına ayıracak zamanı ve enerjiyi kısıtlıyor. "Önce ben" felsefesi, kolektif bilincin ve dayanışmanın zayıflamasına yol açıyor. Toplumsal sorunlar artık "onların" sorunu olarak görülüyor, "bizim" sorunumuz değil.
Gelecek Kaygısı ve Çaresizlik Hissi
Ekonomik belirsizlikler, işsizlik korkusu ve gelecek kaygısı, insanları kendi dertlerine odaklanmaya itiyor. Kendi hayat mücadelesi içinde boğulan birinin, başkalarının dertlerine yetişmesi oldukça zor. Ayrıca, o kadar büyük sorunlarla karşı karşıyayız ki (iklim değişikliği, yoksulluk, savaşlar vb.) bu sorunların karşısında kendimizi çaresiz hissedebiliyoruz. "Ben ne yapabilirim ki?" düşüncesi, harekete geçmek yerine pes etmeye ve umursamamaya neden oluyor.
Peki, bu umursamazlık sarmalından nasıl kurtulabiliriz?
Öncelikle, dijital dünyadan biraz uzaklaşıp, gerçek hayatla bağ kurmaya ihtiyacımız var. Etrafımızdaki insanlarla daha fazla konuşmak, onların hikayelerini dinlemek ve göz teması kurmak, empati duygumuzu tekrar canlandırabilir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Ayrıca, büyük sorunlar karşısında çaresiz hissetmek yerine, küçük adımların gücüne inanmalıyız. Kendi çevremizdeki bir kişiye yardım etmek, yerel bir sivil toplum kuruluşuna destek olmak veya basit bir iyilik yapmak bile, bu duyarsızlık perdesini aralamak için bir başlangıç olabilir.
Unutmamalıyız ki, toplum sadece bireylerden oluşmuyor; aynı zamanda bu bireylerin birbirleriyle kurduğu bağlardan ve birbirlerine gösterdikleri ilgiden de besleniyor. Duyarlılık, bir kas gibi çalıştıkça güçlenen bir yetenek. Onu kullandıkça daha insancıl, daha bağlı ve daha anlamlı bir hayat inşa edebiliriz.
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 11/09/2025 21:02:08 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21249
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.