Saatler Geri Alınmıyor: Türkiye'nin Karanlık Kış Sabahları
- Blog Yazısı
Türkiye, 2016 yılında aldığı bir kararla, uzun yıllardır süregelen yaz saati-kış saati uygulamasını sonlandırdı ve tüm yıl boyunca yaz saatinde (GMT+3) kalma kararı aldı. Enerji tasarrufu hedefiyle yola çıkılan bu kalıcı değişiklik, aradan geçen yıllara rağmen sadece takvimleri değil, milyonlarca insanın günlük yaşam ritmini, psikolojisini ve hatta ülkenin coğrafi uyumunu derinden etkileyen, bitmeyen bir tartışma konusu haline geldi.
Kışın saatlerin geri alınmaması demek, özellikle Türkiye'nin batı illeri için sabahların artık daha da karanlık başlaması demek. İstanbul'da, İzmir'de, hatta Ankara'da, kış aylarında güneşin doğuşu, okul ve iş başlangıç saatlerinin çok sonrasına sarkabiliyor.
Karanlıkta Başlayan Bir Günün Bedeli
Bu kalıcı yaz saati uygulamasının en sert eleştirildiği nokta, özellikle çocuklar ve çalışanlar üzerindeki etkisidir.
* Eğitim ve Güvenlik Endişesi: Okul zili çalarken dışarısı hala zifiri karanlık. Minik öğrenciler, kışın en soğuk ve en karanlık saatlerinde, gün ışığından mahrum bir şekilde evden çıkmak zorunda kalıyor. Bu durum, hem güvenlik endişelerini artırıyor hem de biyolojik saatleriyle çelişen bir tempoyu dayatıyor.
* Biyolojik Ritim ve Halk Sağlığı: İnsan vücudu, temel olarak gün ışığına göre ayarlanmış sirkadiyen ritimle çalışır. Sabah karanlığında uyanmak ve güne başlamak, melatonin hormonunun salgılanmaya devam etmesine neden olabilir, bu da yorgunluk, düşük motivasyon ve dikkat dağınıklığına yol açar. Bilimsel çalışmalar, bu tür zorlanmış saat düzenlerinin kalp krizi, inme riskini ve hatta trafik kazası oranlarını artırabileceğine dair güçlü bulgular sunuyor.
* D-Vitamini Eksikliği ve Psikolojik Etkiler: Güneş ışığı, D vitamini sentezi ve genel ruh sağlığı için hayati önem taşır. Kışın zaten kısa olan gün ışığı süresinin, sabah saatlerinde karanlıkta geçirilmesi, D vitamini eksikliğini tetikleyebilir ve mevsimsel duygu durum bozuklukları (Kış Depresyonu) riskini yükseltebilir.
Enerji Tasarrufu Mu, Enerji İsrafı mı?
Uygulamanın temel gerekçesi enerji tasarrufuydu. Hükümet yetkilileri, kalıcı yaz saati ile milyarlarca kilovatsaat enerji tasarrufu sağlandığını ve bunun da milyarlarca liralık ekonomik kazanç anlamına geldiğini belirtiyor.
Ancak bu iddialar, özellikle Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) gibi uzman kurumlar tarafından sertçe eleştiriliyor. EMO'nun raporları, elektrik tüketim eğrilerindeki pik saatlerin değiştiğini, ancak toplam tüketimde önemli bir azalma yerine, aksine artışların gözlemlendiğini ileri sürüyor. Sabah karanlığında işe/okula gidenlerin yaktığı ışıklar, evlerdeki elektrikli ısıtıcıların daha uzun süre çalışması ve sanayinin erken saatteki enerji talebi, iddia edilen tasarrufun gölgede kalmasına neden oluyor.
Coğrafyanın İhmali: Batı ve Doğu Farkı
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Türkiye, doğu-batı ekseninde yaklaşık 76 dakikalık bir yerel saat farkına sahiptir. Kalıcı yaz saati uygulaması, ülkenin en doğusunda (Kars, Iğdır) gün ışığından maksimum düzeyde fayda sağlarken, en batısındaki şehirleri (İzmir, Edirne) cezalandırıyor.
Batı illerinde insanlar hala karanlıkta güne başlarken, gün ışığından yararlanma süresi doğal ritimden uzaklaşıyor. Oysa geleneksel kış saati uygulamasında, ülkenin büyük bir çoğunluğu, özellikle batıdaki nüfusun yoğun olduğu iller, güneşin doğuşuyla birlikte güne başlama imkanına sahip oluyordu. Bu coğrafi eşitsizlik, kalıcı uygulamanın sosyal maliyetini daha da artırıyor.
Sonuç: Biyolojik Saatler ve Bürokratik İnat
Saatlerin geri alınmamasına dair kararlılık, bir yandan bürokratik bir devamlılık ve siyasi iradenin sonucu olarak savunulsa da, diğer yandan geniş bir kesim tarafından hayat kalitesini düşüren, bilimsel verilere tam olarak dayanmayan ve halkın ritmine yabancılaşmış bir inat olarak görülmektedir.
Avrupa Birliği dahil pek çok ülke, yaz saati uygulamasının faydalarını yeniden sorgularken, Türkiye'nin kalıcı yaz saatinde ısrarı, ülkeyi uluslararası saat ritminden bir adım daha uzaklaştırmaktadır. Tartışmaların dindiği tek bir gün bile yoktur; zira her kış sabahı, karanlıkta çalan o alarm sesi, milyonlarca kişiye bu kararın bedelini hatırlatmaya devam etmektedir.
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 13/11/2025 10:16:01 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21657
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.