Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu ile Beynimizin Sınırlarına Farklı Bir Bakış

Çoklu kişilik bozukluğu olarak da adlandırılan dissosiyatif kimlik bozukluğu bireyin kendi kimliğinin dışında başka kimliklerin de var olmasıyla karakterize edilen bir ruhsal bozukluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişi içinde hissettiği bu karakterleri kendisinden tamamen bağımsız olarak algılar ki bu karakterlerin cinsiyetlerinin bile farklı olabilme durumu bunu daha iyi açıklar. Farklı zevkler, farklı cinsiyetler, farklı yaşlar... tek bir bedende toplanmıştır.^[1]

Dissosiyatif kimlik bozukluğuna sahip bireylerin içlerindeki farklı karakterlere göre değişen duyu algıları da şaşırtıcıdır. 1993 yılında Amerika'da yapılan bir çalışmada çoklu kişilik bozukluğu gösteren bireylerin karakterleri arasındaki acı hissiyatının değiştiğini gözlemlemiştir.^[2] Bir başka vaka incelemesi ise 33 yaşında özel bir diş hekimliği merkezinin anksiyete bölümüne başvuran kadın bir hasta üzerinde olmuştur. Diş kaygısından muzdarip bu kadınının anksiyete terapisi çoklu kişilik bozukluğu sebebiyle etkilendi çünkü hasta kişilikler arasında geçiş yapıyordu ve bu da tedaviyi güçleştiriyordu.^[3] Düşünsenize karakterlerden birinin anksiyetesi varken diğerinin yok yani tedavi etmek için doğru kişiliğin doğru zamanda gelmesi gerekiyor. Yani bir kişilik, diğer kişilikle ters düşen özelliklere sahip olabilir hatta birbirlerinden haberleri bile olmayabilir.^[4] Yapılan başka bir çalışmada ise çoklu kişilik bozukluğu teşhisi konulmuş 20 hasta inceleniyor ve bireylerin farklı kişilikler arasında görsel işleyişin bazı yönlerinde farklılıklar yaşadığı gözlemleniyor.^[5] Beyin adeta fiziksel sınırları kaldırıyor aynı beden, aynı organlar, aynı sinirsel iletim ağı ama farklı sonuçlar.

Bu durum akıllara beynin insan üzerindeki gücünün gizemli yanlarını biraz daha aydınlatıyor. Beyin farklı zamanlarda farklı karakterler ortaya çıkartıyorsa iki karakterin de tek bir zamanı paylaşması mümkün müdür? Sağ eliyle yazan bir kişinin farklı bir kişilikte sol el ile yazması? Ya da bir kişiliğin alerjisi olduğu bir maddeye bir diğer kişilik farklı bir reaksiyon gösterebilir mi? Peki ya kronik bir hastalığın bulunduğu bir kişilikten başka bir kişiliğe geçişte bu hastalık ortadan kalkabilir mi? Bu durumda hastalıklardan bir çoğunun kaynağı konusunda yanılıyor olabilir miyiz?^[6] Bunlar konunun derinliklerine indikçe kafaları karıştıran sorular. Ama çoklu kişilik bozukluğu nasıl ki farklı durumlarda farklı kişilikler arasında geçişi sağlıyorsa ve bir şekilde duyularımızı etkiliyorsa bu durum gelecek dünyasında farklı bir bakış açısına neden olabilir. Biraz fantastik gelse de belki de beynin gizemli yapısının aydınlatılmasıyla kişilikler arasında kontrollü geçiş, kişilikleri seçme hakkı, göremeyen bir insanın başka bir karakter yoluyla görme ihtimali ya da şu anki mevcud kişiliğinde bulunan ölümcül bir hastalığın bir başka kişilikte bulunmama olasılığı... bütün bunlar ve gelecek insanı heyecanlandırıyor.