2 Milyon Senelik Gizemli Bir Yapı

Giriş

Hindistan’ın Güney sahillerindeyiz, karşımıza yaklaşık 45 km uzunluğunda ilginç bir yapı ortaya çıkıyor, kumdan, taşlardan ve kayadan oluşmuş bir yapı. Hindistan’ın güney ucundan Sri-Lanka’nın kuzey ucuna kadar uzanmakta ve Mannar Körfezini ikiye bölmekte, bu ilginç oluşum deniz seviyesini bazı yerlerde 2 mt kadar düşürdüğü için yüzyıllardır gemi ticaretlerine oldukça zarara uğratmakta ve büyük gemilerin mecburen Sri-Lanka’nın etrafını dolaşarak limanlara yanaşmasına ve yolculuğu yaklaşık 400 km uzatmalarına sebep oluyor.

Tabii bu durum Hindistan hükümetinin dikkatini çekmiş olacakki 2005 senesinde bölgenin kalıntılardan temizlenip ticaret kolaylığı için derinliğinin arttırlaması kararı alınmış, lakin Hindistan’ı biliyorsunuz halkın büyük bir kısmı Ruhanî adetlerine ve hikâyelerine son derece bağlı ve milyonlarca insan için bu oluşum alelade bir yapı değil son derece kutsal sayılabilecek ve gizim dolu bir yer.

Ya bu Hindistanlılara göre de her şey kutsal diyenleriniz oldu di mi? Tam o zamanlarda Hindistan hukûmeti de aynı bu şekilde söyledi lakin daha sonra yaşananlar nihayetinde bu milyon dolarlık devasa projenin tamamen iptal edilmesine neden olacak bazı gerçekleri gün yüzüne çıkardı.

Hinduizm’de Rama Setu Köprüsünün Önemi

Hinduizm yüzlerce tanrıyı ve bir çok ilginç destanları kapsayan zengin bir kültürel inanç sistemidir. Özellikle kültürel inanç dedim, çünkü Hinduizm dininde ve anlatılan hikâyelerinde bu tanrılar öyle çok da erişilmez varlıklar değiller.

Kadim zamanlarda bu dünyada yaşamış, savaşmış ve çoğalmış canlılardır. Tabii her birinin ilahi katlarda makamları var ama hikâyeler çoğunlukla dünyada yoğunlaşmış durumda ve bu ilginç hikâyelerden birisi de tam olarak konumuzla alakalı. Milyonlarca Hindu’ya göre Hindistan ve Sri-Lanka arasında uzanan gizemli yapımız doğanın zamanla bir oluşumu sonucu değil, bizzat Tanrı Vişnu’nun (Vishnu) enkarnasyonu olan efsanevi karakter Rama’nın inşaa ettirdiği bir proje Rama’nın köprüyü yaptırmasının en büyük amacı ise ordusuyla birlikte sevgili karısı Sita’yı Şeytani Kral Ravna’dan kurtarmak.

Hint kültüründe ise bu yapı binlerce senedir, Rama Setu olarak anılmakta, yani “Rama’nın Köprüsü”

Tarihi kayıtlara göre Rama Setu 1480 senesine kadar bütünüyle suyun üzerinde olan bir yapıydı. İnsanların yürüyerek Hindistan’dan Sri-Lanka’ya ulaşmasına olanak sağlıyordu. Sri-Lanka hikâyelerini incelediğimizde ise karşımıza semavî dinlerde önemli bir yer tutan figür çıkıyor Hz. Adem (a.s) Müslüman ve Hristiyan bölge halkının inancına göre dev bir insan olan Hz. Adem cenetten kovulduğunda günümüz Sri-Lanka’sına gönderilmiş ve ilk kez “Adem Tepesi” denilen bu ilginç yere gelmiş. Daha sonra Hz. Havva’yı (r.a) bulmak için Asya’ya ulaşmasını sağlayacak büyük bir köprü inşa etmiş.

İşte bu sebepten günümüzde ki Sri-Lanka müslümanları Rama Setu köprüsüne Adem Köprüsü demektedirler. Lakin Sri-Lanka’nın da İslam öncesi inancını araştırdığımızda hem Adem Tepesinin hemde Adem Köprüsünün aslında onlar için oldukça kutsal yerlerden birisinin olduğunu anlıyoruz. Hatta günümüzde pek çok Hindu, Budist, Müslüman ve Hristiyan Adem Tepesindeki tapınaklarda ibadetlerini yaparlar ayinler düzenlerler, tabii hal böyle olunca kanalın inşasına karşı her iki ulustan da inançlı kişiler ve politikacılar projenin iptali için seslerini yükselttiler. Tepki karşısında bir karşılık vermek zorunda kalan hükûmet ise konunun araştırılması için uzmanları görevlendirir. Ve işler iyice ilginçleşmeye başlar.

kasifiz.com

Ramayana Destanındaki İlginç Bilgiler

Ramayana Destanı Hinduizm’deki en önemli destanlardan birisidir. Yazımının bin sene sürdüğü söylenen ve 24 bin dörtlükten oluşan bu gizemli eser, dünya edebiyatındaki en kapsamlı Antik Destanlardan bir tanesidir.

Bu dörtlüklerin bir bölümü bize, Kadim Kosola Krallığı’nın efsanevi Prensi olan Rama’nın hikâyesini anlatır. Bu krallığı hiç duymamıştım diyorsanız yalnız değilsiniz. Çünkü destana göre bu Krallık günümüzden tam olarak 2 milyon 165 bin yıl önce var olan bir yer. Antik Hint metinlerinde o dönem “Treta Yuga” olarak isimlendirilir. Yani bir başka deyimle “Üçlülerin Çağı”.

Buradaki üçlü sembolizmi kimilerine göre ahlaki erdemler, kimilerine göre ise üç tanrının çağı olarak değişmekte.

Günümüzde ise insanlık MÖ 3.102 senesinde başlamış ve MS 428.900 senesinde sona erecek olan Kali Yuga çağındadır. Bu çağın özelliği ise her türlü günahın arttığı, erdem ve etiğin yok olduğu bir karanlık çağ olmasıdır.

Destanda Rama ve eşi ormanda yürürken İblis Kral Ravana, Rama’nın eşi olan Sita’yı kaçırır ve onu Sri-Lanka’ya götürür. Bunun üzerine Prens Rama tebaasından büyük bir ordu toplar, lakin burada ilginç bir nokta var.

Destanada Rama’nın ordusunun Vanara isimli yaratık bir ırkından oluştuğu söylenir. Bu ırk maymunumsu bir ırktır ve tanrıların hükmü altındadır. Bu noktayı unutmayın birazdan daha detaylı değineceğim.

Rama ve ordusu Hindistan kıyılarına geldiklerinde körfezin azgın sularının ordunun Sri-Linka’ya geçişi için tehlikeli olduğunu görürler ve Rama maymun ırkının baş mühendisi olan Nava’ya bir köprü inşa etmesini emreder. Maymun ırk 5 gün içinde kocaman bir köprü yapmıştır. Ve Rama’nın ordusu nihayet Sri-Lanka’ya doğru hareket eder.

Ramayana Destanında olay şu şekilde anlatılır:

“Geniş, titizce inşa edilmiş, görkemli ve sıkıca birbirine tutturulmuş bu devasa köprü, okyanusu güzel bir şekilde ikiye bölüyordur. Haşin dalgaların yüksek sesini harika maymunların coşkulu bağırışları baskılanıyordu.” (Ramayana)

Destanın devamında ise Rama İblis Kralı öldürür ve karısını kurtarır.

Şimdi işin en derin noktasındayız ve buradan adım adım analizler ile günümüze ulaşacağız.

sfipodcast.com

Vanara Irkı Biz İnsanlar Mıyız?

Destanda geçen maymun halk Vanara’yı aklınızda tutun demiştim, Hindular’ın kültürü renklidir, iyidir hoştur ama kültür ve inancı sorgulamazlar okur geçerler pek çok ülkede olduğu gibi Vanara kelimesi tam olarak maymun anlamına gelmez. Aslında tam olarak karşılığı “Orman Gezginleri” demektir. Ve giysi giyen toplu halde düzenli yaşayan bir grubu temsil eder. Bu bizzat yüce ilah Brahma tarafından Rama’ya yardım için yaratılmıştır ve çalışkanlıkları, bağlılıkları ve güzel hizmetleriyle bilinirler.

Agora Bilim Pazarı

Evrim T-Shirt (Baskı, %100 Pamuk)

Evrim tasarımlı bu t-shirt, insan doğasının değişim ve uyum sürecine olan ilginizi yansıtıyor. %100 pamuklu yapısıyla konfor sunarken, minimalist baskı tasarımıyla her kombine uyum sağlıyor. Bilimsel düşünceyi ve evrimsel biyolojiyi stilinizle buluşturmanın şık bir yolu.

Bilgiler ve Uyarılar:

1. Renk Bilgileri: Tişört beyaz ve siyah olarak üretilebilmektedir.
2. Beden Bilgileri: Stokta kalan ürünlerimiz arasından dilediğiniz bedeni seçebilirsiniz. Tişörtlerle ilgili beden bilgisi almak ve ölçüleri öğrenmek için buraya tıklayınız.
3. Cinsiyet Bilgileri: Bu ürünümüz unisex üretilmektedir ve her cinsiyete uygundur.
4. Kargo Bilgileri: Bu ürün sipariş alındıktan sonraki 2 iş günü içinde postalanacaktır. Kargo yöntemimiz hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
5. Kumaş Bilgileri: Bu ürün %100 pamuktur.
6. Yıkama/Ütü Bilgileri: Tişörtler üzerindeki görsellerin korunması için tişörtlerin ters yüz edilerek yıkanması ve ütülenmesi tavsiye edilir. Siyah tişörtlerin en fazla 30 derecede yıkanması gerekmektedir.
7. İade/Değişiklik Bilgileri: Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.

Devamını Göster

₺499.90

Satın Al Tüm Ürünler

Dikkat ederseniz Rama bu ırkın baş mühendisine köprü yapmasını emrediyor. Yani ağaçlarda sallanan basit maymunlardan bahsetmiyoruz. Hatta bu grubun içinden biri üstün hizmetleriyle Tanrıların takdirini kazanmış bir maymunumsu olan “Anuma’dır.” İsmi tanıdık geldi di mi? Hemen açıklayayım,

Bazı Etimolojistler Anuma kelimesinin yıllar içerisinde evrelerek Antik Yunanca’ya “Humanus” olarak geçtiğini ve oradan da günümüzde insan için kullanılan “Human” kelimesine dönüştüğünü düşünmekteler.

Yani bazı uzmanlara göre destanda geçen Vanara maymun halkı aslında bizzat biz insanların çok çok uzun zaman önce ilk yaratıldığımız halimiz olan Tanrılar için çalışan melez bir maymunsal ırk ve tıpkı Sümer mitolojilerinde olduğu gibi bu ırk ile Sümer Tanrılarının yarattığı insan ırkının benzerlikleri oldukça fazla. Ya sonuçta bunlar destandır çok abartmayalım diyenler için hikâye devam ediyor.

Ramayana Destanında Rama Setu köprüsünün nasıl yapıldığı detaylıca yazılmıştır:

“İri vücutlu maymunlar kudretli güçleri ile fil büyüklüğünde kayaları dağlardan mekanik icatları ile taşıyorlardı. Diğerleri ise yüzlerce metre uzunluğunda hatlar oluşturup kayaların düz bir şekilde yerleşmesini sağladı. Bazı maymunlar köprünün eğimini ölçmek için çubuklar tutuyorlardı. Kalanlar ise malzemeleri hazırlıyordu. Kamışlar ve kalaslar yüzlerce maymun tarafından dağlar gibi üst üste yığılmıştı.”(Ramayana)

Metnin devamında bir mısra var ki oldukça ilginç sizinde gözünüzden kaçmadığına eminim.

“fil büyüklüğünde kayaları dağlardan mekanik icatları ile taşıyorlardı...” bu tarz bir anlatım alelade bir yazım değil, bize yüz binlerce yıl önce yaşanmış bir olayı anlatan destanda bazı şok edici teknolojiler mevcut mesela;

İblis Kral Ravana, Rama’nın eşini kaçırırken tanrılardan çaldığı “Pushpaka Vimana” bir uçan araç kullanır aynı araç ile Rama eşini kurtardıktan sonra uçarak yurduna döner. Vimana olarak adlandırılan bu uçan araçların tanımı ve tasarımı o günün algısı ölçeğinde şu şekilde anlatılmıştır.

“parlak bir bulutu andıran bu araç, göklerin en üst katında süzülürdü..” basit bir anlatım di mi peki o zaman yine Kadim bir Hindu metininde geçen bir Vimanaların detaylı tanımını inceleyelim.

“Vimananın gövdesi güçlü ve dayanıklı şekilde yapılmalı, tıpku uçan bir kuş gibi... içine ise civa motoru yerleştirilip altına demir ısıtma aparatı konulmalıdır. Civanın içinde uyuyan güç kasırga hareketini yaratacak olandır. Bu aleti kullanan bir kişi göklerde çok uzun mesafeleri gidebilir. Vimanalar öyle araçlardırki hem dikey hem yatay hareketler yapabilir ve göklerde gezinebilir. Makinenin yardımı ile insanlar göklerde hareket edebilirken tanrılar ise cenetten dünyaya gelebilirdi.”(Samarangana Sutradhara)

blogger.googleusercontent

Tüm bunlar yakında gelecek olan bir başka blog konusu olduğu için biz esas konumuza geri dönelim.

Rama Setu’nun nasıl yapıldığını detaylıca anlatmıştım şimdi gelin yavaş yavaş günümüz bulgularına bakalım ve Hindistan’ın en büyük projelerinden birinin neden iptal edildiğini görelim.

Günümüzde Yapılan Araştırmalar ve Sonuçları

Hindistan hükümeti körfezdeki inşaat planını ilk ilan ettiğinde, tabii ki inançlı kesimden bir tepki alacağını biliyordu, lakin olayların bu denli büyüyüp insanlık tarihini ilgilendiren bir meseleye dönüşeceğini tahmin bile edemezlerdi. Projenin 2005’teki ilanından sonra gelen tepkiler üzerine 2007 senesinde Hindistan yüksek Mahkemesi konunun incelenmesi için bir karar alır.

Her ne kadar hükümet biz araştırdık yapı tamamen doğal dese de artık olay Uluslararası bir hal almıştır. Öncelikle hükümetin görevlendirdiği ve Hindistan jeoloji araştırma biliminin başkanı jeolog Dr. Badrinaraya bölgede incelemelere başlar. Badrinaraya kendisi ile yapılan röportajda keşfini şu şekilde anlatır.

“Bölgeye ilk gittiğimde bir jeolog olarak buranın doğal bir oluşum olduğuna dair en ufak bir şüphem bile yoktu. Ve yapacağımız araştırma ile resmî olarak karşı fikirli kişileri hızlıca susturacağımızı sanıyordum, lakin sondaj kazılarımız sonucu bulduğumuz şey hepimizi şoke etti. Sondaj sonucu, Rama Setu’nun en derin noktasında devasa kaya blokları oluşturulmuş nizamî bir temel yapısı keşfettik. Hemen üstünde bir kum katmanı olduğunu ve onun üzerinde temeldekinden daha küçük ama yinede büyük kayaların oturduğunu ve o katmanların üzerinde ise kum, mercan ve küçük taşların sıkıştırılarak oluşturulduğu bir katman daha keşfettik. Yapıda doğal olabilecek tek şey en üstte birikmiş olan deniz kumuydu.”

Bu keşfin üzerine jeoloji ekibi daha detaylı araştırmalar yapılması için bir dalgıç grubunu keşfe gönderir ve olaylar daha da ilginç bir hal alır.

Dalgıç ekibi temel kayalarının nizamî kesitlere sahip olduklarını ve bölgenin derinliklerinden gelen karasal kayalar olduklarını tespit eder. Üstelik bu düzenli yapı ve aynı malzeme kullanımı Hindistan’da Sri-Lanka’ya kadar uzanan tüm köprü bölgesinde aynıdır. Doktor Badrinaraya hükümete verdiği resmî raporunda Rama Setu’nun doğal bir oluşum olmasının imkansız olduğunu ve bizzat birileri tarafından düzenli şekilde oluşturulmuş olduğunu söyler.

Sadece bu da değil 2017 senesinde Amerikan Science Channel ve özel bazı vakıflar bölgede kendi araştırmalarını yaparak aynı sonuca varırlar. Ve bununla ilgili bir belgesel yapılır.

Sonuç olarak Rama Setu Körfez Projesi günümüzde durdurulmuş bir şekilde beklemekte fakat 13 Ocak 2023’te Hint Tamilnadhu hükümeti projenin tekrar ele alınması için çağrıda bulunur ve şuan Çin de bölgede bu rotayı sıklıkla kullandığı için projenen ilerlemesi için baskı yapmaktadır.

Beni tüm bunlardan daha çok şaşırtan şey ise bize yüz binlerce yıl önceki olayları anlatan çok detaylı, bir destan var bu destanda uzaylı tanrılardan tutun, insanın yaratılışına, uçan gök cisimlerinden, tanrıların kendi arasında yaptıkları atom savaşlarına kadar yüzlerce sıra dışı bilgi yer almakta. Fakat insanlar binlerce yıldır bu destanları günümüz Hint dizileriyle aynı kefeye koyarak arka plana atıyorlar.

Bakın en basit bugün ele aldığımız Rama Setu hikâyesi bilimsel olarak doğruluğu kanıtlanmış bir olay ha kezâ Mohenjo Daro destanlarda geçen atom bombasının atıldığına dair kanıtlar bulundu. Ee o zaman bu destanda geçen diğer şeylerin gerçek olup olmadığını modern anlayışımız ile sorgulamamız gerekmez mi? Ne yazık ki bunu yapan kişi sayısı çok çok az, en azından ben de elimden geldiğince edindiğim bilgilerle sizlere paylaşarak bu araştıran kişi sayısını sizleride dahil ederek arttırmak istedim. Bir başka blog’da görüşünceye dek sevgi ile kalın.