Baobab Ağaçları Neden Böylesine Tuhaf Görünürler? Baobablar Kuraklıkla Nasıl Baş Ederler?
Dünya üzerindeki en garip görünümlü ağaçlardan biri olan Baobab ağaçları (yani Adansonia cinsi) insanlara her zaman ilgi çekici gelmiştir. Normalden kalın gövdeleri, gövdesine oranla ufacık dalları ve yaprakları... Fakat bu bitkilerin tuhaf görünümü sadece günümüzde değil, yakın geçmişte de böyleydi. Öyle ki, bazı Afrikalı yerliler onları, bu görünümlerinden dolayı "lanetli ağaç" olarak kabul etmişlerdi: Onlara göre Baobablar tanrıları kızdırmıştı. Tanrılar da bunun üzerine ceza olarak ağaçları, kökleri havada asılı kalacak şekilde baş aşağı döndürmüştü. Her ne kadar şu anda bunun bir mit olduğunu bilsek de, bu hikaye benzetme açısından hiç de fena değildir: Çünkü Baobab ağacının dalları, gerçekten de diğer ağaçların kök sistemine benzemektedir.
Ancak Baobab ağaçlarının tanrıları kızdırdığı için ters yüz edildiklerini söylemek onlara haksızlık olur; çünkü Baobablar aslında bize, aşırı kurak ve dolayısıyla da müthiş zor çevresel şartlarda dahi yaşamın sürebileceğini ve evrimsel süreçte ne tür sıra dışı adaptasyonlar ortaya çıkabileceğini göstermektedir. Bu nedenle onları "lanetlenmiş ağaçlar" olarak değil de, gerçek bir “hayat ağacı” olarak görmeliyiz. Bu benzetmeyi, sadece zor çevre şartlarından dolayı değil, aynı zamanda 3000 yıl kadar yaşayabilmelerinden dolayı da kullanabiliriz. Ayrıca bunların yanında, canlıların en zor şartlarda bile su ihtiyacını giderebilmesi ve en kurak koşullarda bile sağlıklı meyveler üretebilmesi de bu yakıştırmayı güçlendiren diğer evrimsel adaptasyonlardır.
Gövdenin Yapısı
Su Deposu
Kuraklıktan bahsetmiştik. Bir bitki için, dolayısıyla da bir ağaç için çevresel şartlara göre epey değişen, olmazsa olmaz iki şey vardır: su ve ışık. Baobab ağaçlarının çoğunlukta olduğu Afrika'nın savanalarında ve Madagaskar Adasında güneş ışığı, tahmin edeceğimiz üzere, bolca bulunmaktadır. Yani, ışıktan yana bir sorun yoktur.
Fakat su için, aynı durumdan bahsedilemez: Afrika’nın ve Madagaskar’ın bazı bölgelerinde ciddi derecede kuraklık hâkimdir. Bahsettiğimiz bu kuraklıklar mevsimsel kuraklıktır, yani yılın belirli dönemlerinde kendisini çok şiddetli bir şekilde gösterir. Bu topraklar, yılın kısa dönemlerinde yağış almaktadır ve bu kısa yağışlar da toplamda yıllık (yaklaşık) 200 mm değerine kadar inebilir - ki bu da mesela Türkiye'deki yağışlarla kıyaslayacak olursanız, oldukça düşük bir değerdir. Bu nedenle, Baobab ağaçlarında, az da olsa yağan yağmuru en etkili biçimde değerlendirebilmek adına, “su deposu” diyebileceğimiz, 120.000 litre (120 ton) suyu depolayacak kadar devasa bir gövde evrimleşmiştir. Bunu yapabilmek içinse, diğer tüm kurak ortamlarda yaşayan bitkiler gibi ("örneğin, kaktüsler"), bitkilerin temel dokularından olan parankima hücrelerini ("depo parankiması") kullanmıştır (bu şekilde, benzer şartlar altında benzer özelliklerin evrimleşmesine yakınsak evrim denmektedir). Bundan dolayı, yüksek oranda su (ve diğer besin maddelerini) tutabilen depo parankiması sayesinde şişmeye başlayan gövde, bunu ekstrem seviyelere çıkartabilme imkânını elde etmiştir.
Terlemenin Azaltılması
Ancak Baobabların kuraklık direncindeki tek etken bu değildir. Depo parankimasının suyu depolayabilmesinin yanı sıra bir de karşımıza terlemeyle oluşan su kaybı (ya da "transpirasyon") gerçeğini çıkarmaktadır.
Suyu harika bir şekilde depolayabilen Baobab ağaçları, şimdi de depoladığı bu suyu olabildiğince az kaybetmek zorundadır. Evrimsel süreçte bu ağaçların gövdesi, buna uygun bir forma doğru evrimleşmiştir. Suyu olabildiğince az kaybetmenin yollarından birisi, gövdelerini çok fazla uzatıp daraltmamaktır. Yani özetle, normalden daha kısa bir boylanmaya ve daha geniş bir gövdeye sahip olmaları gerekmektedir. Çünkü ancak bunu yaptıklarında, "yüzey alanı/hacim" oranını azaltabilmiş olurlar. Böylelikle yüzey alanı, hacme göre küçülmüş olacağı için, potansiyel su kaybı da en aza indirilmiş olacaktır; çünkü daha az yüzey alanı, terleme yapılabilecek daha az alan demektir. Öyle ki bu etken, (görece) daha az kurak bölgelerdeki Baobabların (diğer Baobablara kıyasla) daha uzun bir boylanmaya ve ince bir gövdeye sahip olmalarına karşın, daha fazla kurak bölgelerde yaşayan Baobabların neden daha kısa bir boylanmaya ve daha kalın bir gövdeye sahip olduklarını da tek başına açıklayabilmektedir.
Baobablar, bu eşsiz özellikleri sayesinde, gövdesinin yaklaşık olarak %75-80’ini suyla doldurabilmektedir. Bu gövde, ortalama olarak 2-3 metre çapında olurken, Adansonia digitata (“Afrika Baobabı”) gibi bazı türlerde çap genişliği 9-10 metreye kadar çıkabilmektedir! Fakat çap genişliği her ne kadar böylesine müthiş değerlere ulaşabiliyor olsa da, Baobab ağaçlarının gövdelerinin içinde boşluklar meydana gelebilir ve bu boşluklar bazen oldukça büyük olabilir. Böylelikle, canlılar bu ağaçlardan sadece besin ihtiyacını gidermekle yetinmez, ayrıca onları bir barınak olarak da görebilirler.
Fotosentez İşleminde Yaşanan Zorluk
Evet, kurak bir ortamda başa çıkılması gereken en önemli nokta, "su" faktörüdür. Fakat bunun yanı sıra Baobablar, her ne kadar bolca ışık elde edebiliyor olsalar da, bazı dönemlerde uzun süreli kuraklıklar nedeniyle başka faktörlerle de başa çıkmak zorunda kalmaktadır. Bunlardan en önemlisi de "fotosentez ve besin üretimidir".
Baobablar, yılın büyük bir çoğunluğunu ("yaklaşık olarak 8 ay") yapraksız olarak geçirirler. Öyle ki, yılda ortalama 8 ay boyunca yapraksız kalmalarına karşın, bazen bu süre 18 aya kadar çıkabilmektedir. Uzun süre yapraksız kalınmasının nedeni ise, terleme, yani su kaybıdır. Evet, gövdenin yapısal formu buna özel olarak evrimleşmiştir; fakat böylesine kurak bir ortamda su kaybı hiçbir şekilde kabul edilemez bir durumdur. Bundan dolayı, bir ağaçta terlemenin en yoğun yaşandığı yerin yapraklar olması nedeniyle, Baobablar evrimsel süreçte bu tür yaprak yitimi yolağına girmiştir. Fakat yaprakların olmaması, su kaybını büyük oranda azaltıyor olsa bile, aynı zamanda besin üretimini, yani fotosentezi de ciddi derecede azaltmaktadır.
Baobabların evriminde, bu sorunun üstesinden iki farklı şekilde gelinmiştir: İlk olarak, her ne kadar gövdeleri, kaktüsler gibi fotosentez yapmak üzere evrimleşmediyse de, yaprakların olmadığı zamanlarda, gövdelerinin altında bulunan, fotosentez yapan gizli bir tabaka sayesinde kısmen de olsa bu işlemi aksatmamış olurlar. İkinci olaraksa, dallarının ucunda bulunan yeşil yaprak sapları, yaprakları her ne kadar dökülmüş olsa da, fotosentez işleminde gövdeye yardım edebilir ve bu uzun kuraklık sezonlarının başarıyla atlatılmasına katkı sağlayabilir.
Kök Sisteminin Yapısı
Bu etkenlerin yanı sıra bir de "suya ulaşım" konusu vardır. Bildiğimiz üzere, damarlı bitkiler (tüm ağaçlar, aynı zamanda birer damarlı bitkidir) suyu elde etmek için kök sistemlerini kullanırlar. Baobab ağaçları için bu özellik çok önemli bir yere sahiptir; çünkü onlar, tahmin edeceğimiz üzere, su konusunda asla müsrif olmamaları gerekir. Bu nedenle kök sistemleri, çok geniş bir alana yayılmıştır ve bu büyük gövdeyi taşıyabilmesi için de oldukça sağlam bir yapıdadır.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Fakat burada asıl önemli olan kökün yayılım alanıdır. Öyle ki, kök derinliği 2 metreye kadar inebilmesine karşın, kök genişliği, ağacın boy uzunluğundan bile (ki bazı Baobab türlerinde boy uzunluğu 30 metreye kadar ulaşmakta) daha yüksek değerlere çıkabilmektedir. Bu sayede, yağan yağmuru, toprağa düştüğü gibi oldukça fazla ve hızlı olacak şekilde toplayabilir ve depolanmak üzere ksilem demetleri aracılığıyla gövdesine aktarabilirler.
Baobablar ve İklim Değişikliği
Buraya kadar onların, kuraklığa karşı ne denli iyi bir şekilde adapte olabilmelerinden bahsettik. Fakat son yıllarda, anlaşılmaz bir biçimde, Baobab ağaçlarının, özellikle de yaşlı olanlarının (özellikle 1000 yaşından fazla olanların) sayısında bir azalma yaşanmaktadır.
Bunun nedenini araştıran bir Nature makalesinde araştırmacılar, Afrika’da 60’tan fazla Baobab ağacını, normalde fosilleri tarihlendirmek için kullanılan Karbon-14 metodu aracılığıyla tarihlendirdiler. Çünkü bu ağaçlar, diğer ağaçlar gibi yıllık halka üretmesine karşın, farklı bir özelliği olarak bazı yıllık halkalar zamanla kaybolabilmektedir ve bu durum da ağacın gerçek yaşını tayin etmekte güçlük çıkartmaktadır. Sonrasında, yapılan tarihlendirmeler sonucunda elde edilen bulgulara göre; ölçülen en yaşlı 13 baobabın 9’u, en büyük 6 baobabın ise 5’i, "12 yıllık" bir dönemde ölmüştü! Öyle ki, araştırmacılar, elde ettikleri bu bulguyu, “eşi görülmemiş büyüklükte bir olay” olarak yorumlamışlardır.
Araştırmacılar, bu yaşananlara neyin sebep olduğunu bulabilmek adınaysa, her ne kadar olası bir hastalıktan şüphelenmişlerse de, bu şüpheyi destekleyen herhangi bir kanıta ulaşamamışlardır. En nihayetinde ise; yaşanan bu ölümlerden İklim Değişikliği'ni ve dolayısıyla da artan kuraklığı sorumlu tutmaya başlamışlardır. Fakat bu durum, daha fazla araştırmayı gerektirmektedir.
Sonuç
"Hayat ağacı" olarak nitelendirilebilecek bu olağanüstü ağaçlarda, her ne kadar kuraklıkla başarılı bir şekilde mücadele edebilen özellikler evrimleşmiş olsalar bile, evrimsel adaptasyonların da bir sınırı olduğunu ve hızla değişen iklimden ve insan eliyle yaratılan yeni çevre şartlarından olumsuz yönde etkilendiklerini görüyoruz. Üstelik Baobab ağaçları, İklim Değişikliği'ne ve onun bir sonucu olan kuraklığa karşı diğer canlı türlerine kıyasla daha iyi adapte olmuş canlılar olmasına rağmen!
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 17
- 11
- 7
- 4
- 4
- 3
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Britannica. Baobab. (1 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 28 Ocak 2021. Alındığı Yer: Britannica | Arşiv Bağlantısı
- S. Kumar. (2021). The Baobab Tree. ResearchGate. | Arşiv Bağlantısı
- G. E. Wickens. (2021). The Baobabs: Pachycauls Of Africa, Madagascar And Australia. ISBN: 978-1-4020-6431-9. Yayınevi: Springer. sf: 139-140.
- S. Wild. Africa’s Majestic Baobab Trees Are Mysteriously Dying. (12 Haziran 2018). Alındığı Tarih: 28 Ocak 2021. Alındığı Yer: Nature | Arşiv Bağlantısı
- Wikipedia. Adansonia. (1 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 28 Ocak 2021. Alındığı Yer: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı
- D. J. Simbo, et al. (2021). Contribution Of Corticular Photosynthesis To Bud Development In African Baobab (Adansonia Digitata L.) And Castor Bean (Ricinus Communis L.) Seedlings. Science Direct. | Arşiv Bağlantısı
- R. Pallardy. What Is It About Baobab Trees That Makes Them So Captivating?. (1 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 28 Ocak 2021. Alındığı Yer: Earth | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/10/2024 15:04:49 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10050
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.