Erkekler, Alkol İçen Kadınların Seks Yapmaya Daha Yatkın Olduğunu Düşünmeye Meyilli!

Şahsi deneyimlerinizden de bilirsiniz: Erkekler, kadınların kendilerine gösterdikleri "arkadaş canlısı" yakınlığı "cinsel" olarak algılamaya kadınlara göre çok daha yatkındır. Daha önceden yapılan akademik çalışmalar bu yönde veriler ortaya koymuştur.

Buna ek olarak, alkolün cinsel tacize giden yolda hızlandırıcı bir role sahip olduğu da bilinmektedir. Örneğin yapılan çalışmalar, cinsel taciz vakalarının %50'si kadarının alkol etkisi altında yaşandığını ve alkolün varlığı ile doğrudan ilişkili olduğunu göstermektedir.

Akademik çalışmalar, erkeklerin ortalamada, alkol tüketen kadınların, tüketmeyenlere göre cinsel olarak daha aktif ve açık olduğunu düşündüğünü de göstermiştir.

Buna ek olarak, yapılan çalışmalarda erkeklerin, kadınların alkol tüketmesinin cinsel birleşmeye (sekse) giden yolu açtığını düşündüğü de gösterilmiştir.

Tüm bunlar ışığında düşünülecek olursa, cinsel taciz ve tecavüz uygulayan erkek saldırganların, alkol tüketen kadınları "daha uygun kurbanlar" olarak görmesi anlaşılırdır - ki bu da, akademik çalışmalarla gösterilmiştir.

Ancak uzmanların halen bilmediği bir nokta vardı: Acaba erkeklerin, kadın cinselliğine yönelik algıları, kadınların "sarhoş olması sonrası" mı yaşanıyor; yoksa ortamda sadece alkolün bulunması bile erkeklerin algısının bu yönde değişmesi için yeterli mi?

Alkolün Varlığı mı, Sarhoşluk mu?

Bu soruyu cevaplamak için araştırmacılar bazı gönüllüler buldular ve onlara 60 saniyelik bir sessiz filmin 2 farklı versiyonundan birini izlettiler. Bu filmlerde, bir erkek ile bir kadının birbiriyle etkileşime geçtikleri gösterilmekteydi. Aynı filmin 2 versiyonundan birinde, kadının önünde 1 şişe bira bulunuyordu. Diğerinde ise 1 şişe su bulunuyordu. İki filmde de kadınlar bu sıvılara dokunmuyorlardı, şişeler öylece duruyordu.

Sonuçları Drug and Alcohol Review dergisinde yayımlanan araştırmaya katılan 68 erkek ve 78 kadın gönüllünün hepsi cinsel anlamda deneyimliydi. Bu gönüllülerden, izledikleri filmde birbiriyle etkileşime geçen çifti, bir dizi kritere göre puanlamaları istendi.

Sonuç: Alkolün Varlığı Yetiyor!

Araştırma sonuçları, erkeklerin filmin bira olan versiyonundaki aktristin daha flörtçü, önüne gelenle birlikte olmaya daha yatkın ve baştan çıkarıcı olduğunu düşündüklerini gösterdi. Bu önyargı, aktristi değerlendiren kadın katılımcılara kıyasla erkeklerde çok daha barizdi.

Araştırmacılar, bu etkinin ortaya çıkması için şu ikisinin bir arada bulunması gerektiğini söylüyorlar:

• Etkileşimi deneyimleyen kişi erkek olmalı, ve
• Kadın aktör alkollü içeceğin yakınlarında bulunmalı.

Araştırmacılar şöyle söylüyorlar:

Daha önceki araştırmalar, kadınların alkol tüketmesi ile erkeklerin bu kadınların cinselliğe yatkınlığı arasında bir ilişki olduğunu göstermişti. Bizim yaptığımız çalışmada sunduğumuz daha muğlak senaryoda ise, alkolün tüketilmese bile sırf varlığının aynı etkiyi yaratabildiğini gösterdik. Aslına bakarsanız bu, daha önceki benzer araştırmalarla da uyumlu.

Makalede araştırmacılar, konuyu evrimsel psikoloji açısından da ele alıyorlar. Normalde erkeklerin eş arama davranışı, türün devamlılığını sağlamak amacıyla evrimleşmiştir ve erkekler bunda başarılı olmak için çeşitli fiziksel belirteçleri (yüz simetrisi, bel/kalça oranı, vb.) kullanmak zorundaydı. Ancak modern zamanlarda eş seçimi ve cinsel faaliyet artık sadece soyun devamlılığı ile ilgili davranışlar değiller. Daha ziyade kişilerin boş zamanlarında yaptıkları faaliyetler olarak görülebilirler. Bu nedenle erkekler, dişileri sadece üreme becerisine göre seçmiyor olabilir. Bu da, alkolün sosyal çevrelerde cinsel anlamda neden bu tip bir algı değişimine sebep olduğunu anlamamızı sağlayabilir.

Bu tarz çalışmaların sadece cinsellik araştırmaları açısından faydalı olmadığı; aynı zamanda reklam sektörüne de güçlü bir ışık tuttuğu söylenebilir. Türkiye'de alkollü içecek reklamları yasaklanmış olsa da, birçok ülkenin alkol reklamlarında kadınlar ön planda kullanılıyor ve bu reklamların, erkeklerin ürünü satın almasında olumlu etki yapmasının nedeni bu araştırmayla bir nebze daha aydınlatılmış olabilir.