Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Bağımlı Kişilik Bozukluğu Nedir? Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri Nelerdir?

Bağımlı Kişilik Bozukluğu Nedir? Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri Nelerdir? The Swaddle
19 dakika
35,762
Tıbbi İçerik Uyarısı

Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.

Daha Fazla Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat
Bağımlı Kişilik Bozukluğu
  • Türkçe Adı Bağımlı Kişilik Bozukluğu
  • İngilizce Adı Dependent Personality Disorder
  • ICD F60.7

Bağımlı Kişilik Bozukluğu, insanların duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak için başkalarına bağımlı olduğu, aşırı korku ve kaygı ile karakterize edilen bir C kümesi kişilik bozukluğudur. Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan insanlar duygusal olarak diğer insanlara bağımlı hale gelir ve başkalarını memnun etmek için büyük çaba harcarlar.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu'na sahip kişiler muhtaç, pasif ve yapışkan davranışlar sergilemeye eğilimlidir ve ayrılma korkusuna sahiptirler. Semptomlar, erken yetişkinlikten önce başlar ve ilişkiler sona erdiğinde aşırı pasiflik, yıkım veya çaresizlik, sorumluluklardan kaçınma ve şiddetli boyun eğme gibi her şeyi içerebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Kişilik bozuklukları, uzun süreli, yaygın düşünme, algılama, tepki verme ve ilişki kurma kalıplarıdır, bu da kişide önemli sıkıntılara neden olur ve/veya kişinin işlevsellik yeteneğini bozar. Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişiler, kendilerine bakılmak isterler ve kendilerine bakma konusunda son derece endişelidirler. İstedikleri bakımı almak için bağımsızlıklarından ve çıkarlarından vazgeçmeye hazırdırlar. Böylece aşırı bağımlı ve itaatkar hale gelirler.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki genel nüfusun %1'inden azında görülür. Kadınlarda daha sık teşhis edilir, ancak bazı araştırmalar erkekleri ve kadınları eşit şekilde etkilediğini öne sürmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Diğer bozukluklar da sıklıkla mevcuttur. İnsanlar genellikle aşağıdakilerden bir veya daha fazlasına sahiptir:

Belirti ve Semptomlar

Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişiler, karar verme konusunda diğer insanlara aşırı bağımlıdır. Diğer insanlardan sürekli onay almaları gerektiğinden kendi başlarına karar veremezler. Sonuç olarak, Bağımlı Kişilik Bozukluğu teşhisi konan bireyler, kararlarına güvenecek özgüvene sahip olmadıkları için, başkalarının ihtiyaç ve görüşlerini kendilerinden üstün tutma eğilimindedir.

Bu tür davranışlar, Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişilerin neden pasif ve yapışkan davranış gösterme eğiliminde olduğunu açıklayabilir. Bu bireyler ayrılık korkusu sergilerler ve yalnız kalmaya dayanamazlar. Yalnız olduklarında, diğer insanlara aşırı bağımlılıkları nedeniyle tecrit ve yalnızlık duyguları yaşarlar. Genel olarak Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan insanlar da karamsardır, durumlardan en kötüsünü beklerler veya en kötüsünün olacağına inanırlar. Daha içe dönük olma eğilimindedirler ve eleştiriye ve reddedilme korkusuna daha duyarlıdırlar.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bakım İhtiyacı

Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişiler kendilerine bakabileceklerini düşünmezler. Başkalarının kendileriyle ilgilenmesini sağlamak için itaatârlığı kullanırlar. Bu bozukluğu olan kişiler, sıradan kararlar verirken genellikle çok fazla güvence ve tavsiyeye ihtiyaç duyarlar.

New Scientist

Çoğu zaman başkalarının, genellikle bir kişinin, hayatlarının birçok yönü için sorumluluk almasına izin verirler. Örneğin, onlara ne giyeceklerini, ne tür bir iş arayacaklarını ve kiminle birlikte çalışacaklarını söylemesi konusunda eşlerine güvenebilirler.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan insanlar, yalnızca bağımlı oldukları birkaç kişiyle sosyal olarak etkileşime girme eğilimindedir. Yakın bir ilişki sona erdiğinde, bu bozukluğu olan kişiler hemen yerine birini bulmaya çalışırlar. İlgilenilme konusundaki umutsuz istekleri nedeniyle, yenisini seçerken ayrım yapmıyor olabilirler. Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan insanlar, hiçbir sebep olmasa bile, güvendikleri kişiler tarafından terk edilmekten aşırı korkarlar.

Aşırı İtaatkârlık

Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişiler, destek veya onay kaybetmekten korktukları için, başkalarıyla aynı fikirde olmadıklarını ifade etmekte zorlanırlar. Başkalarının yardımını kaybetme riskine girmek yerine yanlış olduğunu bildikleri bir şeyi kabul edebilirler. Öfke uygun olduğunda bile, desteklerini kaybetme korkusuyla arkadaşlarına ve iş arkadaşlarına kızmazlar.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişiler bakım ve destek almak için çok çaba harcarlar. Örneğin, hoş olmayan işler yapabilir, makul olmayan taleplere boyun eğebilir ve hatta fiziksel, cinsel veya duygusal istismarı hoş görebilirler. Yalnız olmak, kendilerine bakamayacaklarından korktukları için kendilerini son derece rahatsız veya korkmuş hissetmelerine neden olur.

Tüm Reklamları Kapat

Özgüven Eksikliği

Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişiler, kendilerini aşağı görürler ve yeteneklerini küçümseme eğilimindedirler. Herhangi bir eleştiriyi veya onaylanmamayı, yetersizliklerinin kanıtı olarak yorumlayarak kendilerine olan güvenlerini daha da sarsarlar.

Bağımsızlık Eksikliği

Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişiler kendi başlarına hiçbir şey yapamayacaklarından emin oldukları için yeni bir göreve başlamakta ve bağımsız olarak çalışmakta zorlanırlar. Sorumluluk almayı gerektiren görevlerden kaçınırlar. Kendilerini yetersiz ve sürekli yardıma ve güvenceye muhtaç olarak sunarlar.

Medium

Yetkin bir kişinin onları denetlediği ve onayladığı konusunda güvence verildiğinde, Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişiler yeterince işlev görme eğilimindedir. Ancak, terk edilmek için fazla yetkin görünmek istemezler. Sonuç olarak, kariyerleri zarar görebilir. Bağımlılıklarını sürdürürler çünkü bağımsız yaşama becerilerini öğrenme eğiliminde değildirler.

Hastalıkla İlişkili Genler, Etken Faktörler ve Risk Faktörleri

Bağımlı kişilik bozukluğunun sebebi diğer kişilik bozukluklarında olduğu gibi kesin olarak bilinmemekle birlikte biyolojik, psikolojik ve gelişimsel faktörlerin kombinasyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Aşağıdaki faktörler bağımlı kişilik bozukluğu geliştirme ihtimalini artırabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Çocukluk Deneyimleri

Aile içi ilişkiler ve çocuklukta terk edilme gibi travmatik deneyimler bağımlı kişilik bozukluğuna sebep olabilir. Özellikle birincil bakıcı tarafından sürekli olarak kişiyi yeterince iyi olmadığına veya kendi kendine bakamayacağına inandıracak şekilde tekrarlanan konuşmalar öz yeterlilik duygusunun geliştirilmesini engelleyebilir. Bu yüzden hayatta kalmanın veya kabul görmenin tek yolunun başkalarının yardımına güvenmek olduğu düşüncesi geliştirilebilir. Benzer şekilde otoriter, boğucu veya aşırı korumacı bir ebeveynlik tarzı çocuğun içine kapanmasına ve kendi yeteneklerinden şüphe etmesine sebep olabilir. Ayrıca çocuklukta yaşamı tehdit edecek büyüklükte bir hastalık yaşamak çocukta güvende kalmanın tek yolunun başkalarına güvenmek olduğuna inandıran bir travma yaşatabilir. Zamanla bu düşünceler kişiyi başkalarının yardımı olmadan kendilerine bakamayacak duruma getirebilir. Çocuklukta ihmal edilmek, terk edilmek ve travmatik ayrılıklar gibi faktörler de bağımlı kişilik bozukluğu geliştirme riskine katkıda bulunabilir.

Sağlıksız İlişkiler

İstismarcı, toksik veya sağlıksız ilişki geçmişi olan kişilerde bağımlı kişilik bozukluğu görülme ihtimali daha yüksek olabilir. Bazı araştırmalar bağımlı kişilik bozukluğuna sahip kişilerin fiziksel istismar ve aldatma gibi durumların olduğu ilişkiler içinde olma olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur.

Genetik

Bağımlı kişilik bozukluğu veya başka bir kaygı bozukluğu geçmişi olan bir aile üyesine sahip olmak bağımlı kişilik bozukluğu geliştirme ihtimalini artırabilir.

Kültürel ve Dini Yaklaşımlar

Otoriteye güvenmeye veya boyun eğmeye aşırı vurgu yapan kültürel ve dini yaklaşımlar bağımlı kişilik bozukluğunun geliştirilmesine sebep olabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Keep the Aspidistra Flying (George Orwell)

Gordon Comstock has ‘declared war’ on what he sees as an ‘overarching dependence’ on money by leaving a promising job as a copywriter for an advertising company called ‘New Albion’—at which he shows great dexterity—and taking a low-paying job instead, ostensibly so he can write poetry. Coming from a respectable family background in which the inherited wealth has now become dissipated, Gordon resents having to work for a living. The ‘war’ (and the poetry), however, aren’t going particularly well and, under the stress of his ‘self-imposed exile’
from affluence, Gordon has become absurd, petty and deeply neurotic.

Comstock lives without luxuries in a bedsit in London, which he affords by working in a small bookshop owned by a Scot, McKechnie. He works intermittently at a magnum opus he plans to call ‘London Pleasures’, describing a day in London; meanwhile, his only published work, a slim volume of poetry entitled Mice, collects dust on the remainder shelf. He is simultaneously content with his meagre existence and also disdainful of it. He lives without financial ambition and the need for a ‘good job,’ but his living conditions are uncomfortable and his job is boring.

Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı’ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.

Devamını Göster
₺180.00
Keep the Aspidistra Flying (George Orwell)
  • Dış Sitelerde Paylaş

iStockphoto

Teşhis Yöntemleri

Klinisyenler ve klinik araştırmacılar Bağımlı Kişilik Bozukluğu'nu dört ilgili bileşen açısından kavramsallaştırırlar:

  • Bilişsel: Diğer insanların nispeten güçlü ve nüfuzlu olduğu inancıyla birleştiğinde, kişinin kendini güçsüz ve etkisiz olarak algılaması.
  • Motivasyonel: Koruyucular ve bakıcılar ile ilişki kurma ve sürdüme arzusu.
  • Davranışsal: Kişiler arası bağları güçlendirmek ve terk edilme ve reddedilme olasılığını en aza indirmek için tasarlanmış, ilişkiyi kolaylaştıran bir davranış modeli.
  • Duygusal: Terk edilme korkusu, reddedilme korkusu ve otorite figürleri tarafından değerlendirilme kaygısı.

DSM

DSM-5’te kişilik bozuklukları benzer özelliklere ve semptomlara dayalı olarak üç kümede gruplandırılmış ve 9 kategoriye ayrılmıştır. Bunlar;

  • A Kümesi: A kümesi kişilik bozuklukları tuhaf ve sıra dışı davranışlarla karakterize edilir. Bunlar; paranoid, şizoid ve şizotipal kişilik bozukluklarıdır.
  • B Kümesi: B Kümesi kişilik bozuklukları dramatik, duygusal ve ön görülemeyen davranışlarla karakterize edilir. Bunlar; histrionik, narsistik, borderline ve antisosyal kişilik bozukluklarıdır.
  • C Kümesi: C Kümesi kişilik bozuklukları endişeli, kaygılı ve korkulu davranışlarla karakterize edilir. Bunlar; obsesif-kompulsif, çekingen ve bağımlı kişilik bozukluklarıdır.

Bir kişilik bozukluğu olan birçok insan genellikle ek bir kişilik bozukluğunun belirtilerine de sahiptir.

Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı'nın beşinci baskısında (DSM-5), Bağımlı Kişilik Bozukluğu'nun tanısı için aşağıdaki sekiz özelliğini listeler:

  1. Başkalarından aşırı miktarda tavsiye ve güvence almadan günlük kararlar almakta zorlanır,
  2. Yaşamlarının çoğu önemli alanının sorumluluğunu başkalarının üstlenmesine ihtiyaç duyar,
  3. Destek veya onay kaybından korktuğu için başkalarıyla anlaşmazlığını ifade etmekte güçlük çeker,
  4. Projeleri başlatmakta veya kendi başına bir şeyler yapmakta güçlük çeker (motivasyon veya enerji eksikliğinden ziyade muhakeme veya yeteneklere olan özgüven eksikliğinden dolayı),
  5. Başkalarından ilgi ve destek almak için aşırı çaba sarf eder ve hoş olmayan şeyleri yapmaya gönüllü olur,
  6. Kendilerine bakamayacaklarına dair abartılı korkular nedeniyle yalnızken kendini rahatsız veya çaresiz hisseder,
  7. Yakın bir ilişki sona erdiğinde, bakım ve destek kaynağı olarak acilen başka bir ilişki arar,
  8. Kendi başının çaresine bakması için bırakılma korkusuyla gerçekçi olmayan bir şekilde meşgul olur.

Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabının dördüncü baskısında kişilik bozuklukları tanısı (Bağımlı Kişilik Bozukluğu da dahil olmak üzere), aşırı tanısal komorbidite, yetersiz kapsama, normal psikolojik işlevsellik ile keyfi sınırlar ve aynı kategorik tanı içindeki bireyler arasında heterojenlik gibi nedenlerle sorunlu bulunmuştur.

Hastalığın DSM'deki Tarihi

Bağımlı Kişilik Bozukluğu'nun tarihsel kökleri, DSM'nin çığır açıcı cildinden çok önceye sahiptir ve genellikle daha önceki çalışmalarda, Freud'un sözlü gelişim aşamasından kaynaklanan bir işlev bozukluğunun tezahürü olarak tartışılmıştır. Bağımlı Kişilik Bozukluğu, tarihsel köklerinden, daha sonra DSM'nin çeşitli versiyonları üzerinde gelişmiştir. 1952'de yayınlanan DSM, bu bozukluk için ayrı bir kategori içermiyordu. İlk ciltte aşırı bağımlılıktan bahseden tek söz, pasif-agresif kişiliğin “pasif-agresif kişilik, pasif-bağımlı tip” başlıklı bir alt tipiydi ve “çaresizlik, kararsızlık ve destekleyici bir ebeveyne bağımlı bir çocuk olarak başkalarına bağlanma eğilimi” ile karakterize edilmişti.

1968'de yayınlanan DSM-II, bağımlılığa dayalı bir kişilik bozukluğundan bahsedilmesini dışlamaya devam etti. 1980'de yayınlanan DSM-III, kişilik bozukluklarını Eksen II'ye yerleştiren ilk ciltti ve aynı zamanda Bağımlı Kişilik Bozukluğu'nu ayrı bir bozukluk olarak listeleyen ilk kitaptı. Aşağıdaki üç kriterden oluşuyordu:

  • Kişiler arası ilişkilerde pasiflik ile birlikte, başkalarının önemli yaşam kararlarının sorumluluğunu üstlenmesine izin verme,
  • Kişinin kendi ihtiyaçlarını, bağlı olduğu kişilerinkilere tabi tutma,
  • Özgüven eksikliği.

1987'de, önemli değişiklikler yapılarak DSM-III-R yayınlandı. Bu değişikliklerden en önemlisi, kriterler önemli ölçüde genişletilmişti. Bu, bozuklukta öne çıkan çeşitli davranış ve duygularla ilgili daha geniş bir kavramsallaştırmayı mümkün kıldı. Ayrıca, bir önceki temel kriter olan “özgüven eksikliği” kaldırıldı. Bu ciltte Bağımlı Kişilik Bozukluğu, öncelikle “erken yetişkinlik döneminde başlayan ve çeşitli bağlamlarda ortaya çıkan yaygın bir itaatkâr ve bağımlı davranış modeli” ile karakterize edildi. Tanı için aşağıdaki dokuz kriterden beşinin karşılanması gerekiyordu:

  • Günlük kararlar alamama,
  • Başkalarının önemli kararlar almasına izin verme,
  • Yanlış oldukları düşünülse bile insanlarla aynı fikirde olma,
  • Projeleri başlatmada zorluk,
  • Başkalarının onayını almak için hoş olmayan işler yapma,
  • Yalnız kalmaktan hoşlanmama,
  • Yakın ilişkiler sona erdiğinde yıkım,
  • Terk edilme korkusuyla meşgul olma,
  • Eleştiri ya da onaylanmamayla kolayca incinme.

1994'te yayınlanan DSM-IV'te Bağımlı Kişilik Bozukluğu'nun birincil özelliği, “itaatkâr ve yapışkan davranışa ve ayrılma korkusuna yol açan, aşırı derecede ilgilenilme ihtiyacı” olarak değiştirildi. DSM-IV, diğer kişilik bozukluklarıyla örtüşmesi nedeniyle DSM-IV'ten çıkarılan kriter 9 (kolayca incinme) dışında, DSM-III-R'dekilerle neredeyse aynı olan sekiz kriterden oluşmaktaydı.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu, Kişilik Bozuklukları Çalışma Grubunun ilk tavsiyesi üzerine DSM-5'ten neredeyse silindi. Fakat, Amerikan Psikiyatri Birliği'nin Mütevelli Heyeti en sonunda önerilen değişiklikleri onaylamamayı seçti ve Bağımlı Kişilik Bozukluğu nihayetinde DSM-5'e dahil edildi.

Tüm Reklamları Kapat

Bağımlı Kişilik Bozukluğu ve Borderline Kişilik Bozukluğu İlişkisi

Bazı araştırmacılar, bağımlı kişilik bozukluğu ve borderline kişilik bozukluğu arasındaki örtüşmeyi incelemiştir. 2014 yılındaki bir araştırma, bağımlı kişilik bozukluğu ve borderline kişilik bozukluğu arasında %20’lik bir komorbidite oranı bulmuştur.

Ancak burada anlaşılması gereken şey, kişilik bozukluklarının teşhisinde önemli olan durumun yalnızca davranış olmadığı, aynı zamanda motivasyonun olduğudur. Örneğin, bağımlı kişilik bozukluğu, narsistik kişilik bozukluğu ve borderline kişilik bozukluğu olan kişiler övgü ve onaylanmaya karşı büyük bir ihtiyaç hissetme konusunda benzerlik gösterebilirler. Ancak bu ihtiyacın sebepleri birbirinden tamamen farklı olabilir. Bu noktada kişilik bozukluğunun teşhisi için yapılan klinik görüşmede hastanın düşünceleri, duyguları ve motivasyonlarının anlaşılması önemlidir.

Benzer şekilde hem borderline hem de bağımlı kişilik bozukluğuna sahip kişiler, reddedilmeye karşı oldukça duyarlıdır. Algıladıkları en ufak reddedilme durumu bile kendilerini çaresiz hissetmelerine sebep olabilir. Ancak bu korku karşısında bağımlı kişilik bozukluğuna sahip kişiler itaatkar ve yapışkan davranışlar sergilerken, borderline kişilik bozukluğu olan kişilerde öfke ve saldırganlık gibi davranışlar görülebilir.

ICD

Dünya Sağlık Örgütü ICD-10'da Bağımlı Kişilik Bozukluğu'nu aşağıdaki özelliklerle listeler. Tanı için en az dördü mevcut olmalıdır:

Tüm Reklamları Kapat

  1. Başkalarının önemli yaşam kararlarının çoğunu vermesini teşvik etmek veya bunlara izin vermek,
  2. Kişinin kendi ihtiyaçlarını, bağımlı olduğu diğerlerinin ihtiyaçlarına tabi tutması ve onların isteklerine gereğinden fazla uyması,
  3. Güvendiği insanlardan makul taleplerde bile bulunma isteksizliği,
  4. Kendine bakamayacağına dair abartılı korkular nedeniyle yalnızken kendini rahatsız veya çaresiz hissetme,
  5. Yakın ilişki içinde olduğu bir kişi tarafından terk edilme ve kendi başının çaresine terk edilme korkusuyla meşgul olma,
  6. Başkalarından aşırı miktarda tavsiye ve güvence almadan günlük kararlar almada sınırlı kapasite.

Klinik tanı için aynı zamanda bir dizi genel kişilik bozukluğu ölçütlerinin de karşılanması gereklidir.

The Vyshka

SWAP-200

SWAP-200, Bağımlı Kişilik Bozukluğu tanı kriterleri için sınırlı dış geçerlilik gibi sınırlamaların üstesinden gelmek amacıyla DSM'ye ek olarak önerilen bir tanı aracıdır. Klinik gerçekliğin karmaşıklığını korurken, kişilik bozukluklarına ampirik temelli bir yaklaşım yaratma çabalarından ortaya çıkan olası bir alternatif nozolojik sistem olarak hizmet eder. Bağımlı Kişilik Bozukluğu, SWAP-200 bağlamında klinik bir prototip olarak kabul edilir. Ayrık semptomlar yerine, kişilik eğilimleri gibi bileşik tanımlama karakteristik kriterleri sağlar.

Q-Sort yöntemine ve prototip eşleştirmesine dayanan SWAP-200, harici bir gözlemcinin yargısına dayanan bir kişilik değerlendirme prosedürüdür. Şunları sağlar:

  • DSM-IV kişilik bozukluklarının on prototipik tanımıyla eşleşme olarak ifade edilen bir kişilik teşhisi.
  • Hastanın ampirik olarak elde edilen 11 Q-faktörü ile eşleşmesine dayanan bir kişilik teşhisi.
  • Sağlıklı ve uyumlu işleyişin boyutsal bir profili.

SWAP-200'e göre Bağımlı Kişilik Bozukluğu'nu tanımlayan özellikler şunlardır:

Tüm Reklamları Kapat

  • İlişkinin tarihi veya bağlamı tarafından garanti edilmeyen duygular ve beklentiler geliştirerek hızlı ve/veya yoğun bir şekilde bağlanma eğilimindedirler.
  • Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişiler, sevecen ve itaatkâr olma eğiliminde olduklarından, duygusal veya fiziksel olarak istismara uğradıkları ilişkilerde bulunma eğilimindedirler.
  • Utanç, yetersizlik ve depresif hissetme eğilimindedirler.
  • Ayrıca kendilerini güçsüz hissederler ve etki altına alınabilir olma eğilimindedirler.
  • Genellikle suçluluk duyma eğiliminde ve endişelidirler.
  • Bu insanlar öfkelerini kabul etmekte ve ifade etmekte güçlük çekerler ve kendi ihtiyaçlarını ve hedeflerini karşılamakta zorlanırlar.
  • Sıkıntılı olduklarında kendilerini yatıştıramaz veya rahatlatamazlar, duygularını düzenlemeye yardımcı olmak için başka bir kişinin katılımını gerektirirler.

Psikodinamik Tanı El Kitabı

Psikodinamik Tanı El Kitabı (PDM), Bağımlı Kişilik Bozukluğu'na kuralcı bir anlamdan ziyade tanımlayıcı bir yaklaşımla yaklaşır ve ampirik destek almıştır. Psikodinamik Tanı El Kitabı iki farklı Bağımlı Kişilik Bozukluğu türünü içerir:

  1. Pasif agresif
  2. Karşı bağımlı

PDM-2, SWAP-200 gibi deneysel önlemleri kullanarak prototip bir yaklaşımı benimser ve uygular. Sidney Blatt tarafından önerildiği gibi, gelişimsel ve ampirik temelli bir perspektiften etkilenmiştir. Bu model, psikopatolojinin psikolojik gelişimin iki ana koordinatındaki bozulmalardan geldiğini iddia ederek, Bağımlı Kişilik Bozukluğu'na odaklanıldığında özellikle ilgi çekicidir:

  1. Anaklitik/İçe dönük boyut
  2. İlişkinlik/Kendini tanımlama boyutu.

Bireylerdeki anaklitik kişilik organizasyonu, aşağıdaki davranışları sergileyerek kişilerarası ilişkilerde zorluklar sergiler:

  • İlişkilerle meşgul olma,
  • Terk edilme ve reddedilme korkusu,
  • Yakınlık arayışı,
  • Kişilerarası sınırları yönetme zorluğu,
  • Endişeli meşgul bir bağlanma stiline sahip olma eğilimi.

(Anaklitik, bir başkasına veya başkalarına güçlü bir duygusal bağımlılıkla ilgili veya bununla karakterize edilen durumu ifade eder. İçe dönük kişilik tarzı, kendini tanımlamadaki problemlerle ilişkilidir.)

Tüm Reklamları Kapat

Alt Türler

  • Endişeli (Huzursuz) Bağımlı (kaçıngan özellikler dahil): Huzursuzca tedirgin; endişeli ve aksi; korku ve önsezi hisseder; terk edilmeye karşı endişeli bir şekilde savunmasız; destekleyici figürler yakın olmadıkça yalnız.
  • Kendini Düşünmeyen Bağımlı (mazoşist özellikler dahil): Bir başkasıyla birleşir ve içine dalar; yutulur, kefenlenir, emilir, isteyerek kendi kimliğinden vazgeçilir; biri veya bir diğerinin uzantısı olur.
  • Olgunlaşmamış Bağımlı (saf model varyantı): Sofistike olmayan, yarı yetişkin, beceriksiz, çocuksu; gelişmemiş, deneyimsiz, saf ve biçimsiz; yetişkin sorumluluklarını üstlenemez.
Leader Girl
  • Uyumlu Bağımlı (histrionik özellikler dahil): Merhametli, dostça, istekli, yardımsever, uysal, hoşgörülü, hoş; rahatsız edici duyguları reddeder; itaatkâr ve 'aşağı'lık rolünü iyi benimser.
  • Etkisiz Bağımlı (şizoid özellikler dahil): Verimsiz, kazançsız, beceriksiz, değersiz; sorunsuz bir yaşam arar; zorluklarla uğraşmayı reddediyor; eksikliklerden etkilenmez.

Ayırıcı Tanı

Diğer bazı kişilik bozuklukları, reddedilmeye karşı aşırı duyarlılık ile karakterize edilir. Bununla birlikte, karakteristik özelliklerine göre Bağımlı Kişilik Bozukluğu'ndan şu şekilde ayırt edilebilirler:

  • Borderline Kişilik Bozukluğu: Bu bozukluğu olan hastalar, Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan hastalarla aynı derecede kontrole teslim olmaktan çok korkarlar. Borderline Kişilik Bozukluğu olan hastalar, Bağımlı Kişilik Bozukluğu olanlardan farklı olarak, boyun eğme ve öfkeli düşmanlık arasında bocalarlar.
  • Kaçıngan Kişilik Bozukluğu: Bu bozukluğu olan hastalar, Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan hastalarla aynı derecede kontrole teslim olmaktan çok korkarlar. Kaçıngan Kişilik Bozukluğu olan hastalar, eleştiriye uğramadan kabul göreceklerinden emin olana kadar geri çekilirler; aksine, Bağımlı Kişilik Bozukluğu olanlar başkalarıyla ilişki kurmaya ve sürdürmeye çalışırlar.
  • Histrionik Kişilik Bozukluğu: Bu bozukluğu olan hastalar güvenceden çok ilgi ararlar. ve daha gösterişlidirler. Bağımlı Kişilik Bozukluğu olanlar, kendini geri planda tutan ve utangaçtır.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu, diğer psikiyatrik bozukluklarda (örneğin, depresif bozukluklar, panik bozukluk, agorafobi) bulunan bağımlılıktan ayırt edilmelidir.

Tedaviler veya İdare Yöntemleri

Bağımlı Kişilik Bozukluğu'nun genel tedavisi, tüm kişilik bozukluklarına benzer. Bağımsızlık korkularını ve kendilerini ifade etmedeki zorlukları incelemeye odaklanan psikodinamik psikoterapi ve bilişsel-davranışçı terapi, Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan insanlara yardımcı olabilir.

İlaçların yararlı olup olmadığı belirsizdir. Bazen, depresyon ve anksiyeteyi tedavi etmek için seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar) gibi antidepresanlar kullanılabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Psikoterapi

En etkili yaklaşım, hastanın yaşadığı yaşam sorunlarına odaklanan yaklaşımdır. Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan bireyler için hedeflerden bazıları şunlardır:

  • Hastanın kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ve yalnızlık hissine dayanabilmesi için özgüven oluşturmak,
  • Girişkenlik eğitimi,
  • Deneme ihtiyacına dair içgörü kazandırmak,
  • Diğer insanların beklentilerini deneme ve karşılama ihtiyacına ilişkin içgörü kazandırmak,
  • Başkalarıyla olan sınırları sözlü olarak netleştirmek,
  • Kendi ihtiyaçlarını karşılamaya başlarken ilişkilere bağımlılığı azaltmak.

Terapötik ilişkide danışanın danışmana bağımlı hale gelmemesine özen gösterilmelidir.

Psikodinamik Terapi

Psikodinamik Terapi, bağımlı davranışlarının teşvik edildiği belirli geçmiş ilişkilerin yakından incelenmesini içerir. Bu davranışlar, benlik kavramlarında ve çevrelerindeki diğer kişilerle ilgilenirken nasıl göründüklerini belirlemek için tartışılır. Bilişsel terapistler, ilişkilerle ilgili bazı yanlış inançları ortaya çıkarmak ve çözmek için sorgulamayı kullanır.

Terapist hastaya, ilişkilerde boyun eğmenin tersinin başkaları üzerinde kontrol olmadığını, bunun yerine bağımsızlık ve güven olduğunu vurgulayacaktır. Terapist, Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan hastalarla çalışırken, hastanın bağımlılığına girmediklerinden emin olmalıdır. Terapist bağımsızlığı teşvik etmelidir.

Tüm Reklamları Kapat

Bilişsel-Varoluşçu Terapi

Bağımlı Kişilik Bozukluğu'na sahip olan danışan, genellikle, halledilmesi gereken bir ihtiyaçla ilgili olarak kökleşmiş ve yaygın bir aşırı karardan-kaçınma davranışı modeli sergiler. Bilişsel-varoluşçu terapi, önce danışana farkındalığı öğretmek, ardından bakım arama davranışını dikkatli karar verme merkezli kavramsal bir çerçeve içinde yeniden çerçevelemek için bilişsel ve varoluşçu teoriler ve yaklaşımlarla psikoeğitimi birleştirir.

Bilişsel-varoluşçu terapi, dört aşamalı bir süreç olarak kavramsallaştırılır:

  • Etkileşim: Terapist, hastanın kişilik organizasyonunu en iyi açıklayan bilişsel ya da varoluşsal mercek aracılığıyla hastanın sunduğu sorunları araştırır.
  • Model Arama: Bu aşamada, terapist ve hasta birlikte çalışarak hastanın yaşam alanları arasında hangi davranışların devam ettiğini veya tutarsız olduğunu belirler. Terapist bu davranışları hastanın bilincine taşıyacak olsa da, hastayı suçlamaktan veya utandırmaktan kaçınmak için dikkatli olmalıdır.
  • Değişim: Bu aşamada terapist, hastanın dikkatini varoluşsal dirence veya hastanın kendisi aracısından ve buna bağlı olarak potansiyel olumsuz sonuçlar için kendi sorumluluğundan koruyan bağımlılıkla ilgili davranış örüntüsüne çeker. Değişiklikler daha sonra bir dizi ev ödevi, beceri eğitimi ve deneyimsel öğrenme görevleri kullanılarak başlatılacaktır.
  • Sonlandırma: Bu aşama, hastanın terapötik ortamda elde ettiği kazanımları sağlamlaştırma sürecini içerir.

Bilişsel Davranış Terapisi ile Birlikte Psikodinamik Terapi

Psikodinamik terapi, hastanın geçmiş ilişkilerini ve neden sağlıksız olduklarını ve hastanın hissettiği duygulara neyin neden olduğunu incelemesine yardımcı olmayı içerir. Bilişsel terapi, hastanın kendisiyle ilgili duygularını kendi kendine inceleme süreci boyunca talimat vermeyi veya akıl hocalığı yapmayı değil, hastaya rehberlik etmeyi içerir.

Hastanın neden kendi kendine yeterli olamayacaklarını hissettiğini keşfetmesi gerekir. Ev ödevi, rol oynama ile birlikte yararlı bir araçtır.

Tüm Reklamları Kapat

Müddet Tahminleri (Prognoz)

Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan biri tedavi görürse, duygusal olarak sağlıklı bir hayat yaşayabilir. Zor durumlarla başa çıkmanın yeni yollarını öğrenmek, genel bakış açılarında bir fark yaratabilir. Tedavi görmeyen insanlar depresyon ve anksiyete riski altında olabilir.

Görülme Sıklığı ve Dağılımı (Epidemiyoloji)

43.093 Amerikalı ile yapılan bir ankete göre, yetişkinlerin %0.49'u Bağımlı Kişilik Bozukluğu için tanı kriterlerini karşılamaktadır. Bağımlı Kişilik Bozukluğu ile ilgili özellikler, çoğu kişilik bozukluğu gibi, çocuklukta veya erken yetişkinlikte ortaya çıkar. NESArC (Alkol ve İlişkili Durumlara İlişkin Ulusal Epidemiyolojik Araştırma) çalışmasından elde edilen bulgular, 18 ila 29 yaşındakilerin Bağımlı Kişilik Bozukluğu geliştirme şansının daha yüksek olduğunu buldu.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu, erkeklere kıyasla kadınlar arasında daha yaygındır, çünkü erkeklerin %0,4'üne kıyasla kadınların %0,6'sı Bağımlı Kişilik Bozukluğu'na sahiptir. Ancak bazı araştırmalar erkekleri ve kadınları eşit şekilde etkilediğini öne sürmektedir.

2004'te yapılan bir ikiz çalışması, Bağımlı Kişilik Bozukluğu geliştirmek için 0,81 kalıtılabilirlik olduğunu öne sürüyor. Bu nedenle, bu bozukluğun ailelerden geçtiğine dair önemli kanıtlar var.

Önlem Yöntemleri

Bağımlı Kişilik Bozukluğu'nun nedeni bilinmemektedir, bu da durumun gelişmesini önlemeyi zorlaştırmaktadır. Bununla birlikte, semptomları erken tanımak ve tedavi etmek, durumun kötüleşmesini önleyebilir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
78
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 17
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 7
  • Muhteşem! 6
  • Merak Uyandırıcı! 5
  • İnanılmaz 3
  • Umut Verici! 3
  • Bilim Budur! 1
  • Üzücü! 1
  • Korkutucu! 1
  • Güldürdü 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/04/2024 07:29:34 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12559

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Entropi
Karbondioksit
Sars
Yas
Doğa
Karbon
Diş Hekimliği
Tarım
Dalga
Epistemik
Mitler
Hormon
Hominidae
İyi
Eğitim
Astrofizik
Işık
Evrimsel Biyoloji
Dişler
Uydu
Küresel Isınma
Su
Gebelik
Teyit
Müfredat
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
B. Albayrak, et al. Bağımlı Kişilik Bozukluğu Nedir? Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri Nelerdir?. (3 Ekim 2022). Alındığı Tarih: 18 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/12559
Albayrak, B., Bakırcı, Ç. M., Kocabey, . (2022, October 03). Bağımlı Kişilik Bozukluğu Nedir? Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri Nelerdir?. Evrim Ağacı. Retrieved April 18, 2024. from https://evrimagaci.org/s/12559
B. Albayrak, et al. “Bağımlı Kişilik Bozukluğu Nedir? Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri Nelerdir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 03 Oct. 2022, https://evrimagaci.org/s/12559.
Albayrak, Burak. Bakırcı, Çağrı Mert. Kocabey, . “Bağımlı Kişilik Bozukluğu Nedir? Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri Nelerdir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, October 03, 2022. https://evrimagaci.org/s/12559.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close