Psikoz ve Nevroz Arasındaki Fark Ne? Bunlar Arasında Bir Sınır Var mı?
Son 15 yılda, psikoz araştırmalarının sonuçları bariz şekilde değişti. Anlaşılan o ki, psikoz semptomları sanıldığından çok daha sık görülüyor.[1] Dahası, psikozun klasik semptomları olan halüsinasyonlar ve sanrılar, psikotik sayılmayan birçok başka mental rahatsızlığın da semptomları olarak karşımıza çıkıyor. Bu bulgular, psikoz ve nevroz arasındaki sınır çizgisinin bulanıklaşmasına ve klasik nozolojik yöntemlerin sorgulanmasına yol açtı.
Psikoz vs. Nevroz: Fark Ne?
Psikoz ve nevroz arasındaki geleneksel ayrımların çöküşü bir süredir bekleniyordu. Örneğin, Claridge, 1972'de psikotik semptomların nevrotik semptomlardan nitelik açısından farklı olmadığını, aslında bilişsel ve kişisel özelliklerin uç noktalarını temsil ettiklerini öne sürmüştü.[2]
Bugün, psikotik semptomların nevrotik bozukluklarda da sık sık görüldüğünü söyleyebilecek kadar kanıtımız var.[3], [4], [5] Ayrıca son araştırmalar, duygudurum bozuklukları ile psikotik semptomların büyük ölçüde korelasyon gösterdiğini ispatlamıştır.[6], [7], [8] Dahası, iki bağımsız çalışmada, psikotik semptomlara sahip olduğunu belirten gençlerin en az 1 adet Eksen-1 psikiyatrik bozukluğuna sahip olduğu görülmüştür.[5] Yani, psikotik semptomlar, psikozlardan çok nevrozlarda görülmektedir.
Aslında, psikotik semptomların birden fazla nevrotik bozukluğun birlikte görüldüğü durumlar için önemli belirtiler olduğu biliniyor.[5], [9] Psikoz, nevrozdan ayrık değildir; aksine nevrotik psikopatolojinin önemli özelliklerini ortaya çıkarabilir ve konu hakkında bilgi edinmemizi sağlayabilir.
Marwaha ve ekibinin bulguları, mental bozukluklarla kişilik bozuklukları arasındaki tanısal ayrıma dair sorular ortaya çıkarıyor.[10] Araştırmacılar, psikozla duygudurum dengesizliği arasında güçlü bağlantılar tespit etti. Duygudurum dengesizliğinin nevrozla psikoz sınırında bulunduğu düşünüldüğünden bu adı almış Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu'nun önemli bir belirtisi olduğunu düşünürsek, bu dengesizliğin psikozla ilişkisi daha az şaşırtıcı hale gelecektir.
Ancak duygudurum dengesizliği; psikotik semptomlarla giderek daha çok bağdaştırılmasıyla birlikte Borderline Kişilik Bozukluğunun belirleyici semptomu olarak anılmaktan çıkmış, aynı zamanda depresif, kaygısal ve davranışsal birçok bozuklukla da ilişkilendirilmiştir.[11], [12], [13] Dahası, her ne kadar Borderline Kişilik Bozukluğunu mental bozukluklardan ayıran şey duygudurum bozukluğunun kronik ve inatçı yapısı olsa da son araştırmalar bu özelliklerin hafifleme oranlarının en az depresif ve duygudurumsal bozukluklardaki kadar yüksek olduğunu göstermiştir. Örneğin Gunderson ve meslektaşları, 10 yıllık bir topluluk çalışmasında, Borderline Kişilik Bozukluğuna sahip insanların %85'inin hafifleme gösterdiğini, sadece %12'sinde semptomların nüksettiğini bulmuştur.[14] Psikoz, nevroz ve duygudurum dengesizliği arasında gözlenen güçlü bağlantılar, zaman içinde teşhislerin gidişatı ile birlikte bizi psikiyatrik spektrumdaki klasik sınırları ve ayrımları gözden geçirmeye zorlamaktadır.
Geleneksel teşhisin sınırları sadece psikiyatriye özel bir sorun değildir. Tıbbın birçok başka alanında da hastalıkların sınıflandırılması değişebilmektedir. Örneğin koroner arter inflamatuar bir hastalık, diyabet ise vasküler bir hastalık olarak yeniden tanımlanmaktadır. Aynı şekilde fiziksel rahatsızlıklar arasındaki karmaşık bağlar da artık farklı yorumlanmaktadır. Örneğin hipertansiyon, bu hastalıkların doğasını etkilemeksizin renal arter stenozu, aort koarktasyonu veya feokromositoma hastalıklarının bir özelliği olabilmektedir.
Değişiklik yaşayan bu diğer alanlarda, moleküler mekanizmaların anlaşılabilmesi avantajı da bulunmaktadır. Moleküler araştırmalar, birbirinden farklı görünen psiko-davranışsal yapıları ilişkilendirmemize de yardım edebilmektedir. Bu bağlamda, ABD Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü'nün Araştırma Alanı Kriterleri (RDoC) girişimi umut vericidir. Yine de teşhis yöntemlerimizin güncellenmesi için bu alandaki gelişmeleri beklemek doğru olmayacaktır.
Etiyoloji
Marwaha ve arkadaşları, etiyolojik sorunlara da dikkat çekmektedir. Bulgularına göre duygudurum dengesizliği, çocuklarda cinsel taciz ve psikoz arasında önemli bir bağ kurmaktadır. Çocukluk tacizinin hem psikoz hem de Borderline Kişilik Bozukluğu'yla bağlantıları bilinmektedir.[15], [16], [17], [18], [19], [20] Marwaha'nın meslektaşları, duygudurum dengesizliğinin ikisini de etkileyen bir faktör olabileceğini bulmuştur. Daha önceki araştırmalarda psikoz ile intihara meyilli davranışlar arasındaki ilişkinin kanıtlandığını da düşünürsek, bu bulgular daha ilginç hale gelecektir.[21], [22], [23], [24]
Duygudurum bozukluğunun bu ilişkinin de bir parçası olması olası görünmektedir. Bu konuda yapılacak araştırmalar önem arz etmektedir.
Gelişimsel Bakış Açısı
Duygudurum dengesizliği ile psikoz arasındaki bağlar, ikisinin de gelişimsel özellikleri göz önüne alındığında daha da ilgi çekici olacaktır. Tipik olarak duygudurum düzenlemesi çocuklukta daha zordur, buna uygun olarak çocuklarda daha fazla psikotik deneyim raporlanır.[25] Normal sosyal gelişim bağlamında çocuklar ve ergenler, zamanla çevreye verdikleri tepkiler üzerinde daha çok kontrol sahibi olurlar ve duygudurumlarını düzenlemeyi öğrenirler. Benzer şekilde çocuk ve ergenler geliştikçe psikotik deneyimlerin sıklığı azalır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Dürtü kontrolü ve duygudurum düzenlemeleriyle ilişkili olan beynin bu sosyalleşmesi psikotik semptomların kesilmesiyle de bağlantılı olabilir mi? Psikotik semptomların zayıf dürtü kontrolü ile ilişkisine işaret eden kanıt parçaları zaten mevcuttur.[26] Bu konuyu kesinleştirmek için daha fazla araştırmaya gerek duyulmaktadır.
Nereye Varıyoruz?
Mevcut tanı sistemimizdeki sorunların yanı sıra psikopatolojinin, psikotik veya psikotik olmayan çeşitli semptomları arasında beliren karmaşık ilişkiler de gelişime ihtiyacımız olduğuna işaret etmektedir. Psikopatolojiye boyutsal bir yaklaşım geliştirmek klinik psikiyatri için daha iyi olabilir mi?
Hastaları ayrı birer hastalık kümesine yerleştirmek her geçen gün daha az sürdürülebilir görünmektedir. Her biri süreklilik gösteren birçok semptomun varlığını göz önüne alan boyutsal bir yaklaşım, hastalara daha detaylı ve kişiye özel biçimde yaklaşmamıza fırsat verecektir. Öte yandan bu, sistemin hantallaşması ihtimaline karşı tetikte olmayı gerektirir. Boyutsal yaklaşım, tedavi çalışmaları için bazı sorunlar yaratabilir. Çok fazla olası konfigürasyon mevcutken ve bu konfigürasyonlar zamanla kişisel olarak değişirken tüm nüfus için kanıta dayalı tedaviler geliştirmek mümkün müdür?
Tamamen boyutsal yaklaşıma bir alternatif, kategorik teşhisler koymaya devam ederken, teşhislerin formülasyonuna duygusal dengesizlik gibi bazı semptomların boyutsal yaklaşımını eklemek olabilir.[27] Aslında bu tarz bir yaklaşım DSM-5'in 2. bölümüne dahil edilmesi için daha fazla araştırmaya gerek duyulan "gözlenen ölçüm ve modeller" ile teşhis ve boyutların açıklandığı 3. bölümünde sunulmuştur. Yine bu yaklaşım, semptomların tedavisini ve tedavi araştırmalarını kolaylaştıracaktır.
Ancak bu yaklaşımla bile, iki hastalıkla da görülen bir semptomun her iki hastalık için de aynı derecede klinik öneme sahip olmadığına ve aynı tedaviye yanıt vermeyebileceğine dikkat etmek gerekir. Örneğin, Yaygın Anksiyete Bozukluğunda görülen duygudurum dengesizliğiyle psikotik bir bozukluktaki duygudurum dengesizliği aynı tedaviye aynı yanıtı vermeyebilir.
Sonuç
Psikiyatrideki klasik tanı sınırları giderek belirsizleşmektedir. Artık önümüzde çok daha karmaşık ve birbiriyle bağlantılı bir mental hastalık ağı bulunmaktadır. Bu, mevcut teşhis yöntemlerine bir başkaldırı değil, daha çok tıbbın diğer alanlarındaki gelişmelere paralel yaşanan önemli bir değişimdir.
Gittikçe netleşen gerçek ise, "psikotik" adı verilen semptomların aslında tanı spektrumu (psikotik veya psikotik olmayan) boyunca görüldüğü ve bu alanda klinik araştırmalara ihtiyaç duyulduğudur. Karşılaştığımız zorluk, bu gelişmeleri modern mental hastalık modelleriyle birleştirerek tedavi için daha sağlam kanıtlarla bir zemin geliştirmektir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 9
- 5
- 3
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: National Library of Medicine | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. Kelleher, et al. (2011). Psychotic-Like Experiences In The General Population: Characterizing A High-Risk Group For Psychosis. Psychological medicine, sf: 1-6. doi: 10.1017/S0033291710001005. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Claridge. (1972). The Schizophrenias As Nervous Types. The British Journal of Psychiatry, sf: 1-17. doi: 10.1192/S0007125000001239. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Varghese, et al. (2011). Psychotic-Like Experiences In Major Depression And Anxiety Disorders: A Population-Based Survey In Young Adults. Schizophrenia bulletin, sf: 389-393. doi: 10.1093/schbul/sbp083. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. T. W. Wigman, et al. (2012). Evidence That Psychotic Symptoms Are Prevalent In Disorders Of Anxiety And Depression, Impacting On Illness Onset, Risk, And Severity--Implications For Diagnosis And Ultra-High Risk Research. Schizophrenia bulletin, sf: 247-257. doi: 10.1093/schbul/sbr196. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c I. Kelleher, et al. (2012). Clinicopathological Significance Of Psychotic Experiences In Non-Psychotic Young People: Evidence From Four Population-Based Studies. The British journal of psychiatry : the journal of mental science, sf: 26-32. doi: 10.1192/bjp.bp.111.101543. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Scott, et al. (2009). The Prevalence And Correlates Of Hallucinations In Australian Adolescents: Results From A National Survey. Schizophrenia research, sf: 179-185. doi: 10.1016/j.schres.2008.11.002. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. R. Yung, et al. (2006). Psychotic-Like Experiences In Nonpsychotic Help-Seekers: Associations With Distress, Depression, And Disability. Schizophrenia bulletin, sf: 352-359. doi: 10.1093/schbul/sbj018. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. T. W. Wigman, et al. (2011). The Structure Of The Extended Psychosis Phenotype In Early Adolescence--A Cross-Sample Replication. Schizophrenia bulletin, sf: 850-860. doi: 10.1093/schbul/sbp154. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. Kelleher, et al. (2014). Psychotic Experiences In A Mental Health Clinic Sample: Implications For Suicidality, Multimorbidity And Functioning. Psychological medicine, sf: 1615-1624. doi: 10.1017/S0033291713002122. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Marwaha, et al. (2014). Mood Instability And Psychosis: Analyses Of British National Survey Data. Schizophrenia bulletin, sf: 269-277. doi: 10.1093/schbul/sbt149. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Bowen, et al. (2006). Mood Variability In Anxiety Disorders. Journal of affective disorders, sf: 165-170. doi: 10.1016/j.jad.2005.12.050. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Skirrow, et al. (2009). Behavioral, Neurocognitive And Treatment Overlap Between Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder And Mood Instability. Expert review of neurotherapeutics, sf: 489-503. doi: 10.1586/ern.09.2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Asherson, et al. (2007). Adult Attention-Deficit Hyperactivity Disorder: Recognition And Treatment In General Adult Psychiatry. The British journal of psychiatry : the journal of mental science, sf: 4-5. doi: 10.1192/bjp.bp.106.026484. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. G. Gunderson. (2011). Ten-Year Course Of Borderline Personality Disorder: Psychopathology And Function From The Collaborative Longitudinal Personality Disorders Study. Archives of general psychiatry, sf: 827. doi: 10.1001/archgenpsychiatry.2011.37. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. Kelleher, et al. (2013). Childhood Trauma And Psychosis In A Prospective Cohort Study: Cause, Effect, And Directionality. The American journal of psychiatry, sf: 734-741. doi: 10.1176/appi.ajp.2012.12091169. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Bebbington, et al. (2011). Childhood Sexual Abuse And Psychosis: Data From A Cross-Sectional National Psychiatric Survey In England. The British journal of psychiatry : the journal of mental science, sf: 29-37. doi: 10.1192/bjp.bp.110.083642. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Scott, et al. (2010). As The Twig Is Bent, The Tree Inclines: Adult Mental Health Consequences Of Childhood Adversity. Archives of general psychiatry, sf: 111. doi: 10.1001/archgenpsychiatry.2009.188. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Freeman, et al. (2009). Routes To Psychotic Symptoms: Trauma, Anxiety And Psychosis-Like Experiences. Psychiatry research, sf: 107-112. doi: 10.1016/j.psychres.2008.07.009. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Read, et al. (2003). Sexual And Physical Abuse During Childhood And Adulthood As Predictors Of Hallucinations, Delusions And Thought Disorder. Psychology and psychotherapy, sf: 1-22. doi: 10.1348/14760830260569210. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. L. Fisher, et al. (2013). Pathways Between Childhood Victimization And Psychosis-Like Symptoms In The Alspac Birth Cohort. Schizophrenia bulletin, sf: 1045-1055. doi: 10.1093/schbul/sbs088. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. Kelleher, et al. (2012). Psychotic Symptoms In Adolescence Index Risk For Suicidal Behavior: Findings From 2 Population-Based Case-Control Clinical Interview Studies. Archives of general psychiatry, sf: 1277. doi: 10.1001/archgenpsychiatry.2012.164. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. Kelleher, et al. (2013). Psychotic Symptoms And Population Risk For Suicide Attempt: A Prospective Cohort Study. JAMA psychiatry, sf: 940. doi: 10.1001/jamapsychiatry.2013.140. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Saha, et al. (2011). The Association Between Delusional-Like Experiences And Suicidal Thoughts And Behaviour. Schizophrenia research, sf: 197-202. doi: 10.1016/j.schres.2011.07.012. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. Kelleher, et al. (2014). Psychotic Experiences As A Predictor Of The Natural Course Of Suicidal Ideation: A Swedish Cohort Study. World psychiatry : official journal of the World Psychiatric Association (WPA), sf: 184-188. doi: 10.1002/wps.20131. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. Kelleher, et al. (2012). Prevalence Of Psychotic Symptoms In Childhood And Adolescence: A Systematic Review And Meta-Analysis Of Population-Based Studies. Psychological medicine, sf: 1857-1863. doi: 10.1017/S0033291711002960. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Jacobson, et al. (2010). Structural And Functional Brain Correlates Of Subclinical Psychotic Symptoms In 11-13 Year Old Schoolchildren. NeuroImage, sf: 1875-1885. doi: 10.1016/j.neuroimage.2009.09.015. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. T. Tsuang, et al. (2013). Attenuated Psychosis Syndrome In Dsm-5. Schizophrenia research, sf: 31-35. doi: 10.1016/j.schres.2013.05.004. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 15:49:08 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11790
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in National Library of Medicine. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.