Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Psikoz ve Nevroz Arasındaki Fark Ne? Bunlar Arasında Bir Sınır Var mı?

Psikoz ve Nevroz Arasındaki Fark Ne? Bunlar Arasında Bir Sınır Var mı? Pixabay
5 dakika
14,097
Tüm Reklamları Kapat

Son 15 yılda, psikoz araştırmalarının sonuçları bariz şekilde değişti. Anlaşılan o ki, psikoz semptomları sanıldığından çok daha sık görülüyor.[1] Dahası, psikozun klasik semptomları olan halüsinasyonlar ve sanrılar, psikotik sayılmayan birçok başka mental rahatsızlığın da semptomları olarak karşımıza çıkıyor. Bu bulgular, psikoz ve nevroz arasındaki sınır çizgisinin bulanıklaşmasına ve klasik nozolojik yöntemlerin sorgulanmasına yol açtı.

Psikoz vs. Nevroz: Fark Ne?

Psikoz ve nevroz arasındaki geleneksel ayrımların çöküşü bir süredir bekleniyordu. Örneğin, Claridge, 1972'de psikotik semptomların nevrotik semptomlardan nitelik açısından farklı olmadığını, aslında bilişsel ve kişisel özelliklerin noktalarını temsil ettiklerini öne sürmüştü.[2]

Tüm Reklamları Kapat

Bugün, psikotik semptomların nevrotik bozukluklarda da sık sık görüldüğünü söyleyebilecek kadar kanıtımız var.[3], [4], [5] Ayrıca son araştırmalar, duygudurum bozuklukları ile psikotik semptomların büyük ölçüde korelasyon gösterdiğini ispatlamıştır.[6], [7], [8] Dahası, iki bağımsız çalışmada, psikotik semptomlara sahip olduğunu belirten gençlerin en az 1 adet Eksen-1 psikiyatrik bozukluğuna sahip olduğu görülmüştür.[5] Yani, psikotik semptomlar, psikozlardan çok nevrozlarda görülmektedir.

Aslında, psikotik semptomların birden fazla nevrotik bozukluğun birlikte görüldüğü durumlar için önemli belirtiler olduğu biliniyor.[5], [9] Psikoz, nevrozdan ayrık değildir; aksine nevrotik psikopatolojinin önemli özelliklerini ortaya çıkarabilir ve konu hakkında bilgi edinmemizi sağlayabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Marwaha ve ekibinin bulguları, mental bozukluklarla kişilik bozuklukları arasındaki tanısal ayrıma dair sorular ortaya çıkarıyor.[10] Araştırmacılar, psikozla duygudurum dengesizliği arasında güçlü bağlantılar tespit etti. Duygudurum dengesizliğinin nevrozla psikoz sınırında bulunduğu düşünüldüğünden bu adı almış Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu'nun önemli bir belirtisi olduğunu düşünürsek, bu dengesizliğin psikozla ilişkisi daha az şaşırtıcı hale gelecektir.

Ancak duygudurum dengesizliği; psikotik semptomlarla giderek daha çok bağdaştırılmasıyla birlikte Borderline Kişilik Bozukluğunun belirleyici semptomu olarak anılmaktan çıkmış, aynı zamanda depresif, kaygısal ve davranışsal birçok bozuklukla da ilişkilendirilmiştir.[11], [12], [13] Dahası, her ne kadar Borderline Kişilik Bozukluğunu mental bozukluklardan ayıran şey duygudurum bozukluğunun kronik ve inatçı yapısı olsa da son araştırmalar bu özelliklerin hafifleme oranlarının en az depresif ve duygudurumsal bozukluklardaki kadar yüksek olduğunu göstermiştir. Örneğin Gunderson ve meslektaşları, 10 yıllık bir topluluk çalışmasında, Borderline Kişilik Bozukluğuna sahip insanların %85'inin hafifleme gösterdiğini, sadece %12'sinde semptomların nüksettiğini bulmuştur.[14] Psikoz, nevroz ve duygudurum dengesizliği arasında gözlenen güçlü bağlantılar, zaman içinde teşhislerin gidişatı ile birlikte bizi psikiyatrik spektrumdaki klasik sınırları ve ayrımları gözden geçirmeye zorlamaktadır.

Geleneksel teşhisin sınırları sadece psikiyatriye özel bir sorun değildir. Tıbbın birçok başka alanında da hastalıkların sınıflandırılması değişebilmektedir. Örneğin koroner arter inflamatuar bir hastalık, diyabet ise vasküler bir hastalık olarak yeniden tanımlanmaktadır. Aynı şekilde fiziksel rahatsızlıklar arasındaki karmaşık bağlar da artık farklı yorumlanmaktadır. Örneğin hipertansiyon, bu hastalıkların doğasını etkilemeksizin renal arter stenozu, aort koarktasyonu veya feokromositoma hastalıklarının bir özelliği olabilmektedir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Değişiklik yaşayan bu diğer alanlarda, moleküler mekanizmaların anlaşılabilmesi avantajı da bulunmaktadır. Moleküler araştırmalar, birbirinden farklı görünen psiko-davranışsal yapıları ilişkilendirmemize de yardım edebilmektedir. Bu bağlamda, ABD Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü'nün Araştırma Alanı Kriterleri (RDoC) girişimi umut vericidir. Yine de teşhis yöntemlerimizin güncellenmesi için bu alandaki gelişmeleri beklemek doğru olmayacaktır.

Etiyoloji

Marwaha ve arkadaşları, etiyolojik sorunlara da dikkat çekmektedir. Bulgularına göre duygudurum dengesizliği, çocuklarda cinsel taciz ve psikoz arasında önemli bir bağ kurmaktadır. Çocukluk tacizinin hem psikoz hem de Borderline Kişilik Bozukluğu'yla bağlantıları bilinmektedir.[15], [16], [17], [18], [19], [20] Marwaha'nın meslektaşları, duygudurum dengesizliğinin ikisini de etkileyen bir faktör olabileceğini bulmuştur. Daha önceki araştırmalarda psikoz ile intihara meyilli davranışlar arasındaki ilişkinin kanıtlandığını da düşünürsek, bu bulgular daha ilginç hale gelecektir.[21], [22], [23], [24]

Duygudurum bozukluğunun bu ilişkinin de bir parçası olması olası görünmektedir. Bu konuda yapılacak araştırmalar önem arz etmektedir.

Gelişimsel Bakış Açısı

Duygudurum dengesizliği ile psikoz arasındaki bağlar, ikisinin de gelişimsel özellikleri göz önüne alındığında daha da ilgi çekici olacaktır. Tipik olarak duygudurum düzenlemesi çocuklukta daha zordur, buna uygun olarak çocuklarda daha fazla psikotik deneyim raporlanır.[25] Normal sosyal gelişim bağlamında çocuklar ve ergenler, zamanla çevreye verdikleri tepkiler üzerinde daha çok kontrol sahibi olurlar ve duygudurumlarını düzenlemeyi öğrenirler. Benzer şekilde çocuk ve ergenler geliştikçe psikotik deneyimlerin sıklığı azalır.

Dürtü kontrolü ve duygudurum düzenlemeleriyle ilişkili olan beynin bu sosyalleşmesi psikotik semptomların kesilmesiyle de bağlantılı olabilir mi? Psikotik semptomların zayıf dürtü kontrolü ile ilişkisine işaret eden kanıt parçaları zaten mevcuttur.[26] Bu konuyu kesinleştirmek için daha fazla araştırmaya gerek duyulmaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Nereye Varıyoruz?

Mevcut tanı sistemimizdeki sorunların yanı sıra psikopatolojinin, psikotik veya psikotik olmayan çeşitli semptomları arasında beliren karmaşık ilişkiler de gelişime ihtiyacımız olduğuna işaret etmektedir. Psikopatolojiye boyutsal bir yaklaşım geliştirmek klinik psikiyatri için daha iyi olabilir mi?

Hastaları ayrı birer hastalık kümesine yerleştirmek her geçen gün daha az sürdürülebilir görünmektedir. Her biri süreklilik gösteren birçok semptomun varlığını göz önüne alan boyutsal bir yaklaşım, hastalara daha detaylı ve kişiye özel biçimde yaklaşmamıza fırsat verecektir. Öte yandan bu, sistemin hantallaşması ihtimaline karşı tetikte olmayı gerektirir. Boyutsal yaklaşım, tedavi çalışmaları için bazı sorunlar yaratabilir. Çok fazla olası konfigürasyon mevcutken ve bu konfigürasyonlar zamanla kişisel olarak değişirken tüm nüfus için kanıta dayalı tedaviler geliştirmek mümkün müdür?

Tamamen boyutsal yaklaşıma bir alternatif, kategorik teşhisler koymaya devam ederken, teşhislerin formülasyonuna duygusal dengesizlik gibi bazı semptomların boyutsal yaklaşımını eklemek olabilir.[27] Aslında bu tarz bir yaklaşım DSM-5'in 2. bölümüne dahil edilmesi için daha fazla araştırmaya gerek duyulan "gözlenen ölçüm ve modeller" ile teşhis ve boyutların açıklandığı 3. bölümünde sunulmuştur. Yine bu yaklaşım, semptomların tedavisini ve tedavi araştırmalarını kolaylaştıracaktır.

Ancak bu yaklaşımla bile, iki hastalıkla da görülen bir semptomun her iki hastalık için de aynı derecede klinik öneme sahip olmadığına ve aynı tedaviye yanıt vermeyebileceğine dikkat etmek gerekir. Örneğin, Yaygın Anksiyete Bozukluğunda görülen duygudurum dengesizliğiyle psikotik bir bozukluktaki duygudurum dengesizliği aynı tedaviye aynı yanıtı vermeyebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Sonuç

Psikiyatrideki klasik tanı sınırları giderek belirsizleşmektedir. Artık önümüzde çok daha karmaşık ve birbiriyle bağlantılı bir mental hastalık ağı bulunmaktadır. Bu, mevcut teşhis yöntemlerine bir başkaldırı değil, daha çok tıbbın diğer alanlarındaki gelişmelere paralel yaşanan önemli bir değişimdir.

Gittikçe netleşen gerçek ise, "psikotik" adı verilen semptomların aslında tanı spektrumu (psikotik veya psikotik olmayan) boyunca görüldüğü ve bu alanda klinik araştırmalara ihtiyaç duyulduğudur. Karşılaştığımız zorluk, bu gelişmeleri modern mental hastalık modelleriyle birleştirerek tedavi için daha sağlam kanıtlarla bir zemin geliştirmektir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
42
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 9
  • İnanılmaz 5
  • Tebrikler! 3
  • Umut Verici! 2
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Grrr... *@$# 1
  • İğrenç! 1
  • Korkutucu! 1
  • Muhteşem! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: National Library of Medicine | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 16/04/2024 20:02:23 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11790

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Özellikler
Primatlar
Alzheimer
Yapay Seçilim
Epidemik
Canlı
Fotoğraf
Komplo
Kanser
Evrimsel Antropoloji
Bağışıklık
Karar
Karbon
Doğa Yasası
Madde
Covıd-19
Normal Doğum
Hastalık
Sosyal Medya
İklim
Yeni Koronavirüs
Yıldızlar
Karanlık Madde
Regülasyon
Zaman
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
I. Kelleher, et al. Psikoz ve Nevroz Arasındaki Fark Ne? Bunlar Arasında Bir Sınır Var mı?. (21 Haziran 2022). Alındığı Tarih: 16 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/11790
Kelleher, I., Alparslan, E., Bakırcı, Ç. M. (2022, June 21). Psikoz ve Nevroz Arasındaki Fark Ne? Bunlar Arasında Bir Sınır Var mı?. Evrim Ağacı. Retrieved April 16, 2024. from https://evrimagaci.org/s/11790
I. Kelleher, et al. “Psikoz ve Nevroz Arasındaki Fark Ne? Bunlar Arasında Bir Sınır Var mı?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Eda Alparslan, Evrim Ağacı, 21 Jun. 2022, https://evrimagaci.org/s/11790.
Kelleher, Ian. Alparslan, Eda. Bakırcı, Çağrı Mert. “Psikoz ve Nevroz Arasındaki Fark Ne? Bunlar Arasında Bir Sınır Var mı?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, June 21, 2022. https://evrimagaci.org/s/11790.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close