Amerikan Sağlık Sistemi, Siyahi Amerikalıları Etik Olmayan Şekillerde Yıllarca İstismar Etti!
Çoğu Siyahi Amerikalı, COVID-19 Aşısı Olma Konusunda Endişeli. Bu Endişenin Nedeni, Siyahilere Yönelik Uzun Bir Tıbbi İstismar Geçmişi!
Koronavirüse karşı aşı olacaklarını belirten tüm ırksal ve etnik gruplar arasında, aşıya en az meyilli olanı Siyahi Amerikalılar.[1] Aşıyı "yüksek ihtimalle" veya "kesinlikle" olacağını belirten siyahi insanların oranı zamanla artıyor; fakat Birleşik Devletler'de acil kullanımına izin verilen iki COVID-19 aşısı olmasına rağmen, Ocak ayının ikinci yarısına kadar, ankete katılan siyahi katılımcılardan yalnızca %35'i aşıyı olabildiğince çabuk bir şekilde olacağını veya aşıyı zaten olduğunu belirtti.[2], [3], [4]
Ayrıca Amerikan toplumunda COVID-19, beyaz bireylere nazaran siyahilere, yerli Amerikalı halka ve diğer renkten insanlara orantısız bir şekilde zarar verdi.[5] Beyaz Amerikalılar'dan hastaneye kaldırılma açısından 2.9 kat ve COVID-19 kaynaklı ölüm oranı açısından 1.9 kat daha yüksek risk altında olan siyahi Amerikalılar'ın, aşı olma fırsatı bulur bulmaz, hemen uzun kuyruklar oluşturacaklarını sanıyor olabilirsiniz.
Ancak siyahi halkın güvensizliğinin, ABD hükümetinin COVID-19 tutumuna yönelik çelişkili söylemlerinin de ötesinde bazı sebepleri var.[6] Ve bu, yalnızca veya basitçe bir yanlış eğitim sorunu da değil. Irk ve cinsiyet sağlığı eşitsizliklerini anlamak için tarih, etik ve edebiyat üzerinde çalışan bir tıbbi-hümanist ve biyo-etikçi olan Esther Jones, araştırmalarında siyahi Amerikalıların, sağlık kurumları bünyesinde aldıkları etik dışı ve istismarcı tedavilerin tarihini inceliyor.[7], [8] Geçmiş tecrübelerine dayanarak, siyahi insanların aşı olma konusunda aceleci olmamak için mantıklı sebepleri var.
Sancılı Bir Geçmiş
Amerikan sağlık sektörünün, siyahi araştırma denekleri üzerindeki etik dışı tedaviler konusunda köklü bir geçmişi bulunuyor. Tıbbi-etikçi Harriet A. Washington, "Medical Apartheid" (Tıbbi Irk Ayrımı) adlı kitabında en dikkat çekici örneklerden bazılarını detaylandırıyor.[9]
Tuskegee Frengi Deneyi
Bunlardan birisi, artık oldukça kötü bir şöhrete sahip olan, devlet yönetimi tarafından frengi tedavisi gördükleri yönünde yanlış bilgilendirilen ama aslında hiç tedavi görmemiş erkek siyahi hastaların bulunduğu Tuskegee frengi deneyi...[10] Bu çalışma, 1940'larda frengi hastalığının tedavisinin bulunmasından sonra dahi, toplamda 40 yıl sürdü.
Resmî adı "Siyah Erkekler Üzerinde Tedavi Edilmeyen Frengiye Yönelik Tuskegee Deneyi" olan bu araştırma, ABD Halk Sağlığı Servisi ve Hastalıkla Mücadele ve Önlem Merkezi (CDC) tarafından düzenlenen, etik olmayan bir araştırmaydı.[11] Araştırmanın amacı, tedavi edilmeyen frenginin nasıl seyredeceğini gözlemekti. Cinsel yollarla aktarılan ve Treponema pallidum türü bakterilerden kaynaklanan frengi, bilinen 4 evresinden (birincil, ikincil, gizli, üçüncül evrelerinden) içinde bulunulan evreye bağlı olarak semptomlar gösteren; üçüncül evrede gumma adı verilen, yumuşak ve kanserli olmayan büyümeler gösteren, nörolojik sorunlara ve kalp rahatsızlıklarına neden olabilen bir hastalıktır.[12] İşte bu hastalığın evrelerini daha yakından inceleyebilmek için bir grup Afro-Amerikalı erkeğe, ABD federal hükümetinin onlara ücretsiz frengi tedavisi vereceği söylendi; ancak araştırmacılar bilerek, hiçbir tedavi uygulanmadı.[13]
Deney, 1932 yılında o zamanki adı Tuskegee Enstitüsü olan Tuskegee Üniversitesi'nin katkılarıyla başladı. Bu üniversite seçilmişti, çünkü Alabama'daki enstitü geleneksel olarak siyah öğrenci ağırlıklıydı. Araştırmacılar, Alabama'nın Macon ilçesinden yeterince beslenmemiş 600 Afro-Amerikalı'yı deneye katılmaya ikna ettiler. Bunlardan 399'unda gizli frengi vardı, 201'inde ise frengi yoktu ve kontrol grubu olarak kullanıldılar. Deneye katılmaya teşvik etmek için araştırmacılara ücretsiz tıbbi tedavi önerildi; ancak bu tamamen bir kandırmacaydı ve frengi olduğu bilinen erkeklere bu teşhis asla söylenmedi bile...[14]Buna ek olarak, hastalara "tedavi verileceği" söylenmesine rağmen gizli plasebo uygulaması yapıldı.[15], [16]
Deney süresi konusunda da yalanlar söylendi: Katılımcılara başta söylenen, deneyin 6 ay süreceğiydi; ancak tam 40 yıl sürdü! Bu absürt süre, sadece sürenin uzunluğu bakımından dehşete düşürücü değil; aynı zamanda bu 40 yıllık süre zarfı içerisinde, 1947 yılında, penisilin icat edilmiş ve yaygın bir şekilde erişilebilir hale gelmişti - ki penisilin, frengiyi etkili bir şekilde tedavi edebildiği için standart bir frengi tedavisi olarak görülüyordu.[17] Yani bu Afro-Amerikalılar'a frengileri olduğu söylense, dışarıda herhangi bir kliniğe gidip, basitçe tedavi olabilirlerdi! Bunun yerine, frenginin vücudu nasıl harap ettiğini gözlemek isteyen araştırmacılar, tedavinin işlemediği ama üzerinde uğraştıkları gibi yalanlar söyleyerek yüzlerce Afro-Amerikalı'yı hastalığa mahkum etmeyi sürdürdüler.
Hükümet gözetimindeki deney, 1972 yılında nihayet deneyin detayları basına sızdığında, o yılın 16 Kasım'ında sonlanmak zorunda kaldı.[18] Deney, 128 katılımcının ölümüne neden oldu vfe Amerikan tarihindeki en berbat biyomedikal araştırmalardan biri olarak tarihe geçti.[19], [20]
Marion Sims'in Kadınlar Üzerindeki Anestezi Deneyleri
Siyahileri rızaları dışında denek olarak kullanan ve onları aldatan deneylerden belki de en az popüler olanı, J. Marion Sims'in "jinekolojinin babası" unvanını almasını sağlayan, 1800'lü yıllarda Birleşik Devletler'de esir edilmiş kadınlar (köleler) üzerinde yaptığı, etik dışı ve yetkisiz deneylerdi.[21] Sims, kadınlar üzerinde, anestezi ve o zamanlarda doktorlar tarafından uyulması gereken genel bakım standartları dahi olmadan, deneysel olarak vezikovajinal fistül ameliyatları yapmıştı.[22] Bu ameliyatlarda amaç, idrar kesesi ("vesica") ile vajina arasına, normalde olmasından fazla uzanan fistülün sebep olduğu kontrolsüz idrar yapmanın düzeltilmesini hedefler.[23]
Sims, 17 yaşında bir köle olan Anarcha üzerinde, 30'dan fazla deney yapmıştı. Anestesi kullanmama kararı, tıp uzmanları arasında geçerliliğini koruyan ve ırkçı bir varsayım olan, siyahi insanların akranları olan beyaz insanlara göre daha az acı çektiği düşüncesinden kaynaklanıyordu.[24] Tarihçi Dreidre Cooper Owens, bu olayı ve siyahi kadın bedenlerinin başka ne şekillerde denek olarak kullanıldığını "Medical Bondage" (Tıbbi Esaret) adlı kitabında ayrıntılı bir şekilde işlemiştir.[25]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Henrietta Lacks ve HeLa Hücreleri
Siyahilere yönelik ayrımcılık öylesine yüksek boyutlara varmıştı ki, tıbbi alandaki suistimal ve görevi kötüye kullanmalar, 2. Dünya Savaşı ve sonrasında insanlığa karşı işlenmiş suçların yargılandığı mahkemelerden sonra geliştirilen ve tıbbi birtakım etik prensipleri de içeren Nürnberg Kuralları'nın ilanından sonra bile devam etti![26]
1951'de doktorlar Henrietta Lacks adında siyahi bir kadından, izni olmadan rahim ağzı hücreleri aldılar.[27] Araştırmacılar, bu hücreleri ilk ölümsüz hücre kültürünü üretmek için kullanmaya devam ettiler ve Henrietta Lacks'in soyundan gelen kişileri, rızaları olmadan yıllarca devam eden bu çalışmalara dahil ettiler.[28] Araştırmacı gazeteci Rebecca Skloot, gittikçe artan etik ihlâllerini "Henrietta Lacks'in Ölümsüz Hayatı" (The Immortal Life of Henrietta Lacks) adlı kitabında detaylı bir şekilde anlatıyor.[29]
Kitabın basımından sonra artan farkındalığa rağmen, etik dışı bu şiddetler, bir grup bilim insanının HeLa genomunu ailenin bilgisi ve rızası dahilinde olmadan haritalandırması ile devam etti.[31]Henrietta Lacks ve öyküsü hakkında daha fazla bilgiyi buradaki yazımızdan alabilirsiniz. Ayrıca hücre hattı araştırmalarıyla ilgili daha fazla bilgi için buradaki yazımızı okuyabilirsiniz.
Irk Temelli Bilim Safsatası
Genom bilimindeki gelişmeler, hala "ırklarla ilgili" bilim teorilerine güç kazandırma amacıyla kullanılmaktadır. Örneğin, 2007 yılında yapılan ve şimdilerde çürütülen bir çalışma, yerli Maori erkeklerindeki sözde "savaşçı gen" olarak adlandırılan bir geni ayırmak gerektiğini ve bu insanların şiddete genetik olarak yatkın olduğunu iddia etti.[30] Birleşik Devletler'deki bilim insanları ve haber kaynakları da birden konuya balıklama atladı ve siyahi erkekler ile Latin erkeklerin çete faaliyetlerine genetik olarak yatkın olduğunu iddia etmeye başladılar.[31]
Bir hukuk uzmanı olan Dorothy E. Roberts, Ölümcül İcat (Fatal Invention) adlı kitabında, bu gibi olayların ırk temelli bilimlerin zararlarını nasıl kalıcı hale getirdiğini açıklıyor.[32] Biyolojik verilerin kullanılması ve ırksal kalıplar dolayısıyla ortaya çıkmış yanlış kanılar, siyahi insanlar hakkındaki ırkçı düşünceleri körüklüyor. Bu düşünce sadece ve sadece biyolojik faktörlere dayanıyor ve olumsuz ve adaletsiz sağlık sonuçları doğuran sistematik faktörleri göz ardı ediyor. Modern tıpta devam etmekte olan ırka dayalı kategorizasyon safsatasıyla ilgili daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
Sağlık sektöründeki ırkçılık ile ilgili bu gerçekleri ortaya çıkaran çok fazla bilimsel araştırma olsa da, siyahi Amerikanların başkalarının tecrübe ettikleri sağlık suistimallerini duymaları için tek yapması gereken, bir yemek masası etrafında aileleri ve arkadaşları ile bir araya gelmek...
Sağlık Hizmetlerindeki Irkçılığın Devamı
Her ne kadar siyahi kadınların çilesi sayesinde J. Marion Sims gibi araştırmacılar modern jinekolojideki merkezi keşifleri yapmayı başarmışlarsa da, günümüzde siyahi kadınlar, bu tıbbi gelişmelerden, beyaz kadınlarla aynı ölçüde yararlanamıyor. Örneğin siyahi kadınlar, jinekolojik kanserlerle ve doğumdan kaynaklanan olumsuz sonuçlarla ve ölümle, orantısız bir şekilde daha fazla yüzleşmek zorunda kalıyorlar.[33], [34]
Ünlü tenis yıldızı Serena Williams, doğum yaptığında, sağlık sektöründe siyahi kadınlara karşı olan ilgisizliği bizzat deneyimledi. Doğumu sonrasında kendisini ilgisiz sağlık personellerine karşı savunmasaydı, aşırı kanamadan hayatını kaybetmiş olabilirdi.[35]
Siyahi insanlar, sağlık sektöründeki bu ırkçılık geçmişinin ve ırkçılığın günümüzde hem bireysel hem de toplu olarak devam ettiğinin son derece farkındalar. Siyahi hastalar hakkındaki kalıplar, -üstü kapalı veya aleni önyargılar fark etmeksizin- bu hastaların aldıkları sağlık hizmeti ve bunların doğurduğu tıbbi sonuçları etkilemeye devam ediyor. Ankete katıldıklarında, siyahi Amerikanlar sağlık personellerinin kendilerine inanmadıklarını, ağrı kesici dahil, gerekli tedaviyi uygulamadıklarını ve sağlık problemlerinden kendilerini sorumlu tuttuklarını tekrar tekrar ifade ediyorlar.[36]
Irkçılık ile hastalık ve ölüm vakalarının artışı arasındaki ilişki, COVID-19 salgısı süresince de varlığını koruyor.[37]
Bu Zorlukları Aşmak
COVID-19 aşıları hakkında devam eden güvensizlik meselesi de Birleşik Devletler'deki ırksal sağlık eşitsizliğinin en son göstergesidir.
Yine de ırksal COVID-19 sağlığı ve ölüm oranları arasındaki büyük uçurumu kapatmanın yolları var.[37] Öteki türlü, siyah insanların aşılanma oranları, nüfus oranlarıyla karşılaştırıldığında yetersiz kalmaya devam edecektir.[38]
Sağlık hizmetleri çalışanları ve politikacıların atacağı ilk önemli adım, bu sancılı geçmişi öğrenmek ve siyahi Amerikalıların karşı karşıya kaldığı sistematik ırklığını fark ederek, bu yönde stratejiler geliştirmek olacaktır.[39] Benzer şekilde, bütün ülkelere düşen, kendi ülkelerindeki azınlıkların benzer geçmişlerinden haberdar olmak, bu sorunları kabullenmek ve bunlara yönelik dürüst, samimi ve bilimden gücünü alan adımlar atmaya başlamaktır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 8
- 5
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Funk, et al. Intent To Get A Covid-19 Vaccine Rises To 60% As Confidence In Research And Development Process Increases. (3 Aralık 2020). Alındığı Tarih: 27 Mart 2021. Alındığı Yer: Pew Research Center Science & Society | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Hamel, et al. Kff Covid-19 Vaccine Monitor: December 2020. (15 Aralık 2020). Alındığı Tarih: 27 Mart 2021. Alındığı Yer: KFF | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Edwards. A 'Constant Flow' Of Vaccine: Pfizer's Covid-19 Shots Begin Massive Rollout. (14 Aralık 2020). Alındığı Tarih: 27 Mart 2021. Alındığı Yer: NBC News | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Hamel. Kff Covid-19 Vaccine Monitor: January 2021 - Vaccine Hesitancy. (27 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 27 Mart 2021. Alındığı Yer: KFF | Arşiv Bağlantısı
- ^ CDC. Cases, Data, And Surveillance. (12 Mart 2021). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Centers for Disease Control and Prevention | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Garrett. (2020). Covid-19: The Medium Is The Message. The Lancet, sf: 942-943. doi: 10.1016/S0140-6736(20)30600-0. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. L. Jones. (2016). Medicine And Ethics In Black Women’s Speculative Fiction. ISBN: 9781137514691. Yayınevi: Springer.
- ^ S. K. Gertz. (2018). Diversity And Inclusion In Higher Education And Societal Contexts: International And Interdisciplinary Approaches. ISBN: 9783319701745. Yayınevi: Palgrave MacMillan.
- ^ H. A. Washington. (2008). Medical Apartheid: The Dark History Of Medical Experimentation On Black Americans From Colonial Times To The Present. ISBN: 9780767915472. Yayınevi: Anchor.
- ^ A. M. Brandt. (2006). Racism And Research: The Case Of The Tuskegee Syphilis Study. JSTOR, sf: 21. doi: 10.2307/3561468. | Arşiv Bağlantısı
- ^ CDC. Tuskegee Study - Timeline. (10 Aralık 2020). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Centers for Disease Control and Prevention | Arşiv Bağlantısı
- ^ CDC. Std Facts - Syphilis (Detailed). (23 Eylül 2019). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Centers for Disease Control and Prevention | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. M. Reverby. (2009). Examining Tuskegee: The Infamous Syphilis Study And Its Legacy. ISBN: 9780807833100. Yayınevi: University of North Carolina Press.
- ^ The Washington Post. ‘You’ve Got Bad Blood’: The Horror Of The Tuskegee Syphilis Experiment. (16 Mayıs 2017). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: The Washington Post | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Heller. Syphilis Victims In U.s. Study Went Untreated For 40 Years. (26 Temmuz 1972). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: The New York Times | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Heller. Black Men Untreated In Tuskegee Syphilis Study. (10 Mayıs 2017). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Associated Press | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Duff-Brown. The Shameful Legacy Of Tuskegee Syphilis Study Still Impacts African-American Men Today. (6 Ocak 2017). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Stanford Health Policy | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. A. Matt, et al. “I Didn’t Want To Believe It”: Lessons From Tuskegee 40 Years Later. (15 Kasım 2012). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Planned Parenthood Advocates of Arizona | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. N. Magner, et al. (2017). A History Of Medicine. CRC Press. doi: 10.1201/9781315113814. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. V. Katz, et al. (2008). The Legacy Of The Tuskegee Syphilis Study: Assessing Its Impact On Willingness To Participate In Biomedical Studies. Journal of Health Care for the Poor and Underserved, sf: 1168-1180. doi: 10.1353/hpu.0.0067. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. S. Sartin. (2004). J. Marion Sims, The Father Of Gynecology: Hero Or Villain?. Southern Medical Association, sf: 500-505. doi: 10.1097/00007611-200405000-00017. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Stamatakos, et al. (2014). Vesicovaginal Fistula: Diagnosis And Management. Indian Journal of Surgery, sf: 131-136. doi: 10.1007/s12262-012-0787-y. | Arşiv Bağlantısı
- ^ W. Kochakarn, et al. (2007). A New Dimension In Vesicovaginal Fistula Management: An 8-Year Experience At Ramathibodi Hospital. Asian Journal of Surgery, sf: 267-271. doi: 10.1016/S1015-9584(08)60037-8. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. M. Hoffman, et al. (2016). Racial Bias In Pain Assessment And Treatment Recommendations, And False Beliefs About Biological Differences Between Blacks And Whites. Proceedings of the National Academy of Sciences, sf: 4296-4301. doi: 10.1073/pnas.1516047113. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. C. Owens. (2017). Medical Bondage: Race, Gender, And The Origins Of American Gynecology. ISBN: 9780820351346. Yayınevi: University of Georgia Press.
- ^ J. D. Moreno, et al. (2017). The Nuremberg Code 70 Years Later. JAMA, sf: 795-796. doi: 10.1001/jama.2017.10265. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Mahon. The Story Of Henrietta Lacks Sheds Light On Ethical Considerations In Genetic Testing. (28 Nisan 2017). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: ONS Voice | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Skloot. (2010). The Immortal Life Of Henrietta Lacks. ISBN: 9781400052172. Yayınevi: Crown Publishing Group.
- ^ R. Skloot. The Immortal Life. Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Rebecca Skloot | Arşiv Bağlantısı
- ^ NZ Herald. Scientist Debunks 'Warrior Gene'. (11 Eylül 2009). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: NZ Herald | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b E. Callaway. 'Gangsta Gene' Identified In Us Teens. (19 Haziran 2009). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: New Scientist | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Roberts. (2012). Fatal Invention: How Science, Politics, And Big Business Re-Create Race In The Twenty-First Century. ISBN: 9781595588340. Yayınevi: The New Press.
- ^ K. M. Doll. (2018). Investigating Black-White Disparities In Gynecologic Oncology: Theories, Conceptual Models, And Applications. Gynecologic Oncology, sf: 78-83. doi: 10.1016/j.ygyno.2017.10.002. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Colarossi. Eliminating Racial Disparities In Maternal Health. (8 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Boston University | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. Morgan-Smith. Serena Williams: ‘Doctors Aren’t Listening’ So Black Women Are Dying. (10 Mart 2018). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: TheGrio | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Hamel. Kff/The Undefeated Survey On Race And Health - Main Findings. (14 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: KFF | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b G. B. Cunningham, et al. Racism At The County Level Associated With Increased Covid-19 Cases And Deaths. (7 Aralık 2020). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
- ^ CIDRAP. Experts Seek To Allay Covid Vaccine Hesitancy In Black Americans. (9 Şubat 2021). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: CIDRAP | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Karanth. Surgeon General: Black Americans' Distrust In Vaccine Comes From History Of Medical Racism. (20 Aralık 2020). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: HuffPost | Arşiv Bağlantısı
- Al.com. Descendants Of Men In Syphilis Study Emerging From Shadows. (10 Mayıs 2017). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Al.com | Arşiv Bağlantısı
- R. Nuwer. Scientists Published Henrietta Lacks’ Genome Without The Consent Of Her Family. (26 Mart 2013). Alındığı Tarih: 28 Mart 2021. Alındığı Yer: Smithsonian Magazine | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:37:11 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10308
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.