Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Deniz Gültekin
Yazar 29 Haziran 2020 48 dk.

Ahmet Mithat (1844-1912), Osmanlı aydınları arasında önemli bir şahsiyet olarak değerlendirilmektedir. Tanzimat dönemi yazarlarımızdan biri olan Ahmet Mithat Efendi’nin 36’sı roman olmak üzere yaklaşık olarak 200 küsür eserde imzası vardır. Kendisi edebiyat, tarih, coğrafya, ziraat, iktisat ve biyoloji gibi birçok farklı alanda son derece önemli eserler kaleme almıştır. Arapça ve Farsça gibi dillerin yanında Batı dillerinden biri olan Fransızca da bilmektedir (Ak, 2006: 248-252). Fransızca bilgisi sayesinde Batı bilimindeki gelişmeleri de yakından takip etmiştir. Ahmet Mithat Efendi’nin amacı ise, halka okuma ve öğrenme sevgisini aşılayıp, halkı eğitmek olarak özetlenebilir.

Ahmet Mithat, yabancı dil bilmesi sayesinde batıdaki toplumsal ve bilimsel gelişmeleri takip ederek birçok konuda kalem oynatmıştır. Konumuzla alakalı olarak evrim teorisi hakkındaki görüşlerini ise genel olarak “Dağarcık” adlı dergide dile getirmiştir. Kendisi, Dağarcık dergisini 1 sene boyunca ve toplamda 10 sayı olarak çıkarmıştır. Bu dergide Lamarck ve Darwin’in evrim teorileri ile ilgili olarak görüşlerini dile getirmiştir. Kendisi, evrimsel görüşünde ağırlıklı olarak Lamarck’tan etkilenmiştir. Bunun sebebi ise genel olarak Osmanlı aydınlarının Fransız aydınlanmasından etkilenmesi olabilir ya da evrim teorisini Fransızca bilgisi sebebiyle Fransızca kitaplardan öğrenmiş olması olabilir.

180
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Burak Albayrak
Ekleyen 5 Ekim 2022 16 dk.

Kaçıngan Kişilik Bozukluğu, yaygın bir sosyal inhibisyon (davranışsal ketlenme) modeli, yetersizlik duyguları ve olumsuz değerlendirilmeye karşı aşırı duyarlılık ile karakterizedir. Kaçıngan kişilik bozukluğu olan kişiler, kendilerini istenmeyen ve diğerlerinden izole olarak algılayarak, sosyal etkileşimlerden belirgin bir kaçınma gösterirler.

Zayıflatıcı doğasına rağmen, Kaçıngan Kişilik Bozukluğu nispeten az çalışılmıştır. Mevcut araştırmaların çoğu tanısal yönlere odaklanırken, farmakolojik tedavilerin etkileri büyük ölçüde bilinmemektedir ve psikoterapötik müdahaleler üzerine araştırma azdır.

80
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ashlee Lane Bakırcı-Taylor
Yazar 25 Mayıs 2019 6 dk.

Yediğiniz etlerin renklerini neyin belirlediğini hiç düşündünüz mü? Neden kümes hayvanlarının eti beyazken, sığır eti kırmızıdır? Orta az pişmiş biftek neden “kanlı” olur? Süpermarketlerde satılan etler neden o kadar kırmızıdır? Etin piştiğini nasıl anlarsınız? Parça et ve kıymanın pişme sıcaklıkları neden farklıdır? İşte bütün bu soruların cevaplarını öğrenmek istiyorsanız yazımızı okumaya devam ediniz.

Yediğimiz et, aslen bir hayvanın kas dokusudur ve hemoglobin, miyoglobin (kas sıvısı) ve sitokrom c (hücre boyası) gibi çeşitli kas pigmentlerini barındırır. Ete renk veren ana pigment, sadece kaslarda bulunan miyoglobin proteinidir. Miyoglobin iki kısımdan oluşur: globin denen protein bileşeni ve heme (demir) halkası (İng.: heme ring) denen ve demir atomu taşıyan proteinsiz kısım.

58
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Buğra Ünal
Seslendiren 16 Aralık 23:55
Recall yine sıkıntılı - Xbox'tan Xbox'lara Xbox yayını - Google Artırılmış Gerçeklik ve YZ Peşinde - LG'den Veda
16
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 9 Aralık 2012 10 dk.

Zebra, Atgiller (Equidaeailesine mensup olan, çizgilere sahip üç türü barındıran grubun adıdır. Safari yaparken veya belgesel izlerken (tabii zebraları doğal ortamlarında gözlemleyecek kadar şanslı olmadığınızı varsayarsak) çoğumuzun aklına bu soru gelmiştir: “Zebralar neden çizgilidir?”

Sadece zebraların değil, atların evrimi bilim insanlarının çok uzun süredir ilgi alanları arasında yer almıştır. Bunun sebebi, atların hayatımızdaki önemli rolü ve insanın evrimi ile mesafe kat etmesi konusundaki katkılarıdır. Burada, atların detaylı evrimine girmeyeceğiz, zira konumuzu çok uzatır ve dallandırır. Ancak kısaca, zebraların evrimine sebep olacak evrimsel dala bakabiliriz:

93
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tavsiye Makale Özgün
24
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala Seslendiren 2 gün önce 21:10
Plastiklerin Kalbe Zararı - İyonlaşmada Yeni Bulgular - Aşı Kolunun Antikora Etkisi... Hepsi ve daha fazlası bu bölümde!
7
İnceleme
Evin Çiftçi
Evin Çiftçi
72K UP
İnceleyen 1 gün önce
Geçen ay Sinema da ikinci gösterime çıkınca izlemiştim , izlerken nasıl bittiğini anlamadım o kadar akıcı bir şekilde ilerliyor ve hiç sıkılmadan bitmişti . Olayın , zamanın akışını filmin ortalarına gelince tam bir şekilde anlıyorsunuz , ilk başta konuyu da anlamak zor oluyor ama ortalara gelince her şey tam oturuyor ve filimin izlenmesi keyifli olmaya başlıyor . Zaten uçak sahnesinin gerçek bir uçakla çekildiğini öğrendiğimde filim benim için daha da değerli oldu , çok büyük bir işçilik . Christopher Nolan hayranı biri olarak benim için ilk üç filimlerden biridir .
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
12
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Söz
Halis Gönül
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
Bir kadın bize çiçekleri sevdiğini söylese ama onları sulamasa, çiçekleri sevdiğine inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin yaşaması, gelişmesi için duyduğumuz etkin ilgidir. Bu etkin ilginin bulunmadığı yerde sevgi olmaz.
Kaynak: Sevme Sanatı
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Nisan 2011 23 dk.

Sosyal yaşantıda yaşanan olaylar, elbette ki bizim makale içeriğimizi de etkiliyor. Bilimi sosyal yaşantılarımızın bütünlüğünden ayrı bir parça olarak düşünmek mümkün değil. Bilim, varlığı anlama işi ise, varlığınızı sonlandırmak isteyenleri de anlamak için başvurulabilecek en güvenli yöntemlerden birisi...

2013 yılında yazdığımız "İsyan Kontrolünde Kullanılan Yöntemler ve Biyolojik Etkileri" başlıklı, Türkiye'nin en kapsamlı "isyan baskılama rehberi"ni Evrim Ağacı olarak hazırlamış ve yayınlamıştık. Türkiye'nin dört bir yanında bilim dergilerinde ve gazetelerde bütün olarak ya da parça parça yayınlanmış ve son derece olumlu karşılanmıştı. İsyan kontrolü ile ilgili yazımızı okuyacak olursanız, bilimin böylesine alakasız gibi gözüken bir konuda bile insanlığa ne kadar önemli bilgiler verebileceğini görebilirsiniz.

105
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Poyraz Sıngın
fizik araştırmacısı 1 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Mehmet Harkır tarafından sorulmuştur.

Bu sorunun cevabını basitçe açıklamak amacıyla Güneş'in nasıl enerji ürettiğinden bahsetmek isterim.

Güneşimizin çekirdeği 15.000.000 santigrat derece gibi yüksek sıcaklıklardadır ve çoğunlukla hidrojen elementinden meydana gelir. Bu muazzam sıcaklık ve Güneş kütlesinin çekirdeğe yaptığı baskı (ve elbette çekirdek yoğunluğu) sebebiyle hidrojen atomları kaynaşarak helyum atomlarını meydana getirir. Bu süreç nükleer füzyon olarak bilinir. Biraz daha detaya inersek bu süreçte 1 proton ve 1 nötrondan oluşan hidrojenin döteryum izotopu ile 1 proton 2 nötrondan oluşan hidrojenin trityum izotopu birleşerek 2 protonlu ve 2 nötronlu helyum atomu + 1 nötron + enerji açığa çıkartır. Üretilen bu enerji, Güneş katmanlarından radyasyon bölgesi, konveksiyonel bölge gibi yapılardan geçerek yüzeye ve oradan da uzaya taşınır.

Bilindiği üzere Güneş inanılmaz boyutlara sahiptir. Bu durumda içinde inanılmaz miktarlarda hidrojen (yani yakıt) bulunur. Dolayısıyla güneş durmadan nükleer füzyona devam ederek enerji üretmeye devam eder ve bu durumda da soğuyamaz. Nitekim güneşin yakıtı bittiğinde (yaklaşık 4.5 milyar yıl sonra) zamanla enerji üretemeyecek ve soğuyacaktır. [1]

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. wwwiaeaorg. Nükleer Füzyon Nedir. Alındığı Tarih: 12 Mayıs 2025. Alındığı Yer: wwwiaeaorg | Arşiv Bağlantısı
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ayhan Kayabaş Semih Kayabas
İnceleyen10 6 gün önce
Bu filmi izledim, sonra öylece oturdum. Bir şey demedim.
Annem geldi “ne oldu?” dedi. “Biraz oyun oynadım” dedim. Ama oynayan ben değildim. Film beni oynadı.

“Oyun Alanı” dedikleri şey var ya…
Orası sadece neşeli çocuk çığlıklarının yankılandığı bir yer değil; içimizde unuttuğumuz versiyonlarımızın mezarlığı.
Film, bu eğlence arenasını renkli bir PTSD alanına çevirmiş.

Bir noktada karakter dönüp baktı.
O bakış... hani hayatında her şeyi pause'a aldığın anlar vardır ya, onun görsel karşılığıydı.

Sahneler geçerken kendi gençliğimi aradım.

Puanım : 10 /10
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close