Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Utku Derin
Utku Derin
355K UP
Aktaran 5 gün önce 2 dk.

Öğrencileri yapay zekanın yön verdiği bir dünyaya hazırlamak, üniversiteden çok önce başlıyor. South Florida Üniversitesi (USF), Tampa Bay bölgesi ve ülke genelindeki sınıflara yapay zekayı entegre etmek için okul öncesinden 12. sınıfa kadar olan eğitimcilerle işbirliği yaparak gelecek nesillerin temel becerileri erken yaşta geliştirmelerini sağlıyor.

USF Eğitim Fakültesi’nden Profesör Zafer Ünal, öğretmenler için 1.000’den fazla ücretsiz yapay zekâ aracı içeren çevrimiçi bir platform olan TeacherServer’ı geliştirdi. 2024’te hayata geçirilen platformun kullanıcı sayısı kısa sürede patladı. Bugün yaklaşık 1,25 milyon öğretmen, ders planlama, sınav hazırlama, sunum oluşturma gibi işlerde bu araçlardan faydalanıyor. Ünal şöyle diyor:

6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Meriç Öztürk
Seslendiren 10 dakika önce 26:07
Yeni programımız Hasbihal'de bu bölümde size iki haberimiz var. Biri iyi, diğeri de iyi... İki de şarkımız var, dinlemenizi istediğimiz... CRISPR Hayat...
0
Evrim Ağacı
Yazar 21 Mart 2019 2 dk.

Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), 2010 yılından beri ürettiğimiz makalelerden oluşan bir çevirim içi eğitim girişimidir.

Evrim Ağacı olarak bu akademiyi başlatmaktaki hedefimiz, klasik eğitim sistemine alternatif ve tamamlayıcı olmanın yanı sıra; her yaş, eğitim düzeyi ve ilgi alanından insanın kendisini özgürce ve tamamen ücretsiz bir şekilde eğitebileceği, geliştirebileceği ve ufkunu genişletebileceği bir araç sunabilmektir.

306
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Murat Karkıçak
21 saat önce
Çağrı Mert Bakırcı abi hisashi ouchi hakkında bir video çeker misin lütfen internette duydum 16 kilo uranyum çıplak vücut ile dokunmuş ve hiçbir koruma elbise olmadan sonra uranyum tepkimeye girip patlıyor ve doğal olarak 85 gün sonra ölüyor aslında ŞU HER ZAMAN GERÇEK KURAL VAR NÜKLEER ASLA HATTA KABUL ETMEZ YOKSA BEDELİ ÖLÜMDÜR hisashi ouchi bunu bilmiyordu ben yeni 2022 yılında makale yazılmış ben yeni gördüm ama bunun hakkında yine bir video gelir mi acaba 

2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 5 Ocak 2022 5 dk.

Porno tüketiminin her türlüsünün zararlı olduğunu iddia eden kitleler, porno izleme oranı arttıkça erektil disfonksiyon; yani erkeklerde cinsel birleşmeyi başarıyla tamamlayabilecek kadar süreyle sert kalamama sorununun arttığını iddia ediyorlar. Örneğin YourBrainOnPorn gibi anti-porno siteleri, "pornografi tüketimiyle erektil disfonksiyon arasındaki korelasyon, arada bir nedensellik olduğuna işaret etmektedir" gibi iddialarda bulunmaktadır (korelasyon, hiçbir zaman tek başına nedensellik gösteremez). Bu tür mesajlar, yanlış bilginin son derece hızlı yayıldığı internet ortamında viral bir şekilde yayılarak, erkeklerin cinsel korkularını tetiklemektedir.

Halbuki akademik literatür incelendiğinde, güncel çalışmaların porno tüketimi ile erektil disfonksiyon arasında hiçbir ilişki kuramadığı görülmektedir. Bu yazıda, bunlardan 3 tanesine odaklanacağız.

81
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 19 Eylül 2014 3 dk.

Çoğu insan sadece erkeklerin orgazm ve üreme konusunda sıkıntıları olduğunu zanneder. Muhtemelen bu, birçok toplumda erkeğin "erkekliğinin", üreme kapasitesiyle ve becerisiyle ölçülmesinden kaynaklanan bir algı yanılgısıdır. Ancak üreme sistemi sorunlarından sadece erkekler çekmez. Üstelik sadece kısırlık gibi iki cinsiyette de görülebildiği bilinen hastalıklardan söz etmiyoruz. Orgazm olma veya olabilme konusunda dişilerin de büyük bir kısmında ciddi sıkıntılar görülmektedir. Erkekte olduğu zaman "iktidarsızlık" gibi güçlü ve yaftalayıcı sözlerle bilinen bu bozukluklar, dişilerde olduğunda pek tanınmaz. Bu yazımızda sizlere insan dişilerinde sanılandan çok daha yoğun bir şekilde görülen "hatalı orgazm" sorunundan söz edeceğiz.

Viagra ile başlayalım... Viagra, aslında sertleşme sorununa çare olsun diye üretilmedi. İlk üretildiğinde amaç, hipertansiyonu tedavi edebilmekti. Ancak bilimde çok sıklıkla görüldüğü gibi, tıbbın bu sahasında da yapılan ufak bir hata, büyük bir keşfi beraberinde getirdi: Viagra, hipertansiyon üzerinde etkili olmaktan ziyade, erkeklerde penis sertleşmesi sorununu çözüyor gibi gözüküyordu! 

27
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Görkem Bakırcı
Yazar 5 gün önce 35 dk.

Bilim, etik kaygılar dikkate alınmadığı durumlarda çok tehlikeli olabilir ve amacından kolayca sapabilir. Bilimsel metodları kullanan bilim insanları, etik ihlalleri temel almadıkları durumlarda korkunç deneyler ve ihlaller yapabilirler. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, bilimi ve toplumu bilimsel araştırmalarda kötüye kullanılan deneyler, sahte araştırma raporları, mesleki kıskançlık, rekabet veya bilimsel fonların kötüye kullanılması gibi suistimallerden korumak için çok sayıda etik düzenleme geliştirilmiştir. Çeşitli bilimsel birlikler, dernekler, akademiler, üniversiteler ve bilimle ilgili diğer kurumlar, biçim ve içerik açısından geniş bir çeşitlilik ortaya koyan etik standartları benimsemiştir. Bazıları genel etik davranış ve sorumluluk ilkelerine dayanır, diğerleri disiplinlere özgü mesleki görevlere atıfta bulunur.

Bilim; sonsuz bir arayış ve merak, bilinmeyen sulara yapılan zorlu ve tehlikeli yolculuk, içinde yaşadığımız evreni anlamak ve bilmek için girişilen bir sorgulamadır. İnsanı en uzak kıtalara, vahşi yerlere, Ay'a bile götürmüştür bu arayış.

11
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Çeviren 17 Ağustos 2017 12 dk.

Ekolojik fırsat, türlerin farklılaşmasında hayati bir öneme sahip olup adaptif yayılmanın başlamasında anahtar bir rol oynamaktadır.

Özellikle evrimin işlevsel sürecinin Darwin (1859) tarafından tanımlanmasından bu yana, türlerin gezegenimizde nasıl çoğaldığı uzun bir süredir biyologların ilgisini çekmektedir. İnsanlar, dünyanın birçok bölgesinde farklı ekolojiye ve biçimlere sahip benzer organizmaların çeşitliliğini gözlemleyebilirler. Örneğin; Kuzey Amerika’da biçim, renk ve vücut uzunluklarına göre belirgin bir biçimde farklılaşan Lampropeltini (Görsel 1) familyasına ait 35 keme yılanı türünden herhangi birisiyle kolaylıkla karşılaşabilirsiniz. Bu grup içerisindeki türler; beslenme alışkanlığı olarak sürüngen yumurtaları, diğer yılanları, kertenkeleleri, kuşları ve küçük memeleri ve ayrıca yaşam alanı olarak da çölleri, otlak alanları, tropik yağmur ormanları ve yaprak döken kuzey ormanlarını içeren geniş bir yelpazedeki ekolojiyi tercih etmektedirler. Biçim ve ekolojideki bu aşırı farklılık karşısında, tüm bu çeşitlenmelerin zaman içerisinde nasıl ortaya çıktığını sorabilirsiniz. Tüm bu türlerin biçimsel ve ekolojik farklıkları standart ve değişmeyen bir hızda mı başlayıp çoğalmakta yoksa uygun, boş bir ortam ortaya çıktığında mı hızlı bir biçimde bu alanı doldurmaktadırlar?

56
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ayşenaz Subaşı
İnceleyen10 6 gün önce
Jordan Peele ile ilk tanıştığım film. Sonunda yaşadığım şoku asla unutamam. Tam bir korku filmi klasiği, harika.
Biz
Film
9.2/10
(6 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Evin Çiftçi
Evin Çiftçi
72K UP
İnceleyen 6 gün önce
Tek kelimeyle mükemmel . Totaliter bir devletin anlatıldığı güzel izlemeye değer bir filmdir.
9.7/10
(119 Kişi)
Puan Ver
Hatırla, hatırla... 5 Kasım'ı hatırla...
Yönetmen: James McTeigue
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Funda Başak
Seslendiren 29 Nisan 2020 7:23
Dünya Sağlık Örgütü, COVID-19'un dünya genelinde; virüsün gerçek veya algılanan tehdidine maruz kalan insanlarda endişe ve panik uyandıran bir pandemi...
23
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı
Çeviren 10 Ekim 2018 12 dk.

Bu makale türleşmenin, soy tükenmesinin ve dağılımın (dispersal) bölgesel toplulukların oluşumunda oynadığı rolü inceleyerek tropikal biyoçeşitlilik çalışmasındaki ana konuları ele alır.

Tropik ekosistemlerin eşsiz çeşitliliği, 18 ve 19. yüzyıllardaki ilk keşif yolculuklarından beri doğa bilimcilerin dikkatini çekmiştir. Temel soru ise, o zaman da şimdiki gibi “Neden bu kadar fazla tür var?” olmuştur. Etkili bir görüş, topluluk seviyesindeki türlerin zenginliğini ekolojik birlikte varoluş mekanizmaları açısından açıklamaya çalışmıştır (Gause 1934, Hutchinson 1957). Ana düşünce, her türün kendine özgü bir ekolojik nişi ele geçirdiği ve ekosistemde belli bir işlevsel rolü üstlendiğidir (Darwin 1859). Bu görüşe göre tür zenginliği, doğal seçilimin rekabeti azaltan veya adaptif türleşmeyi arttıran etkilerinden kaynaklanmaktadır.

51
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Yazar 5 gün önce 9 dk.

Sinirli Erkek Sendromu (İng: "Irritable Male Syndrome" , IMS) erkeklerde hormon seviyelerindeki dalgalanmalarla ilişkili olarak ortaya çıkan sinirlilik, depresif ruh hali, anksiyete ve genel huzursuzluk belirtileri ile karakterize edilen bir durumdur. Sendromun temelinde testosteron seviyelerindeki ani değişimler ve bu değişimlerin sinir sistemi üzerindeki etkileri yatmaktadır.

Testosteron seviyelerindeki dalgalanmaların erkek bireylerin psikolojik stres tepkileri üzerinde etkili olabileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır.[34] Bu durum, testosteronla ilişkili semptomların yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda psikososyal faktörlerle de bağlantılı olabileceğine işaret etmektedir. Jed Diamond, IMS'nin yalnızca biyolojik faktörlere değil, aynı zamanda psikososyal etkenlere de bağlı olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:[25]

21
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Bilimle sihir yapabilirsiniz; ancak sihirle bilim yapamazsanız.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
26
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Enes Kocabey
Enes Kocabey
156K UP
Yazar 11 Eylül 2022 7 dk.

Pasif-agresif davranış (İng: "passive-agressive behavior"), öfke veya sıkıntı gibi olumsuz duyguları açıkça ele almak yerine, dolaylı olarak ifade etmektir. Genellikle isteklere karşı direnç, asık surat, inatçılık, erteleme ve eleştiri şeklinde kendini gösteren bir saldırganlık biçimidir. Kişi, sorunlarla uğraşmak yerine düşmanlık veya hoşnutsuzluğunu gizleyen şekillerde davranır. Stres, kaygı ve hayal kırıklığı gibi duygularla başa çıkma yöntemi olarak kullanılabilir.

"Pasif-agresif" terimi ilk kez II. Dünya Savaşı sırasında Albay William C. Menninger tarafından askerlerin erteleme, inatçılık ve verimsizlik gibi dolaylı önleyici davranışlar ile sergilediklerini saldırganlığı tanımlamak için kullanılmıştır.

Bionluk Logo yazarlarınca hazırlandı.
58
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Cassiopeia’daki Parlak Nova

Cassiopeia’daki bu yeni ışık noktası da nedir? Bir nova. Her ne kadar novalar evrende sıklıkla gerçekleşiyor olsa da, Nova Cas 2021 veya V1405 Cas olarak bilinen bu nova, geçen ay Dünya’nın semalarında öylesine olağandışı boyutta parlak hale geldi ki, çıplak gözle bile görülmesi mümkündü. Nova Cas 2021, ilk olarak Mart ayının ortalarında parladı. Lakin daha sonra, beklenmedik bir şekilde Mayıs ayının ortalarında daha parlak hale geldi ve yaklaşık bir hafta boyunca oldukça parlak şekilde kendini gösterdi. Nova daha sonra Mayıs ayı başındaki parlaklık seviyesine geri döndü. Ancak şimdi tekrar parlaklaşan nova, dürbünle görülebilmekte. Okla gösterilen nova, Kabarcık bulutsusundan fazla uzakta olmayan Cassiopeia takımyıldızı yönünde oluştu. Bir novaya, tipik olarak ikili yıldız sistemini oluşturan arkadaşından maddde toplayan beyaz cüce yıldızın yüzeyindeki termonükleer patlamalar neden olur. Lakin bu patlamaların detayları şu an bilinmemektedir. Novalar oluştukları yıldızları yok etmezler. Bazen tekrarlandıkları da gözlemlenmiştir. Paylaşılan görüntü, Detroit, Michigan, ABD’deki 14 saatlik görüntülemeyle oluşturuldu. Hem profesyonel hem de amatör gözlemciler, Nova Cas 2021’i gözlemlemeye muhtemelen devam edecek ve oluşma sebebi hakkında varsayımlarda bulunacaklar.

7 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı ve Telif Hakkı: Chuck Ayoub
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
İnceleme
Evrim Ağacı
İnceleyen10 6 Ocak 2022
Evrimsel biyolojiyi teorik ve pratik anlamda tam olarak öğrenmek isteyen birinin mutlaka Evrimsel Analizi kapaktan kapağa okuması gerekiyor. Bir ders kitabı olması dolayısıyla muhteşem bir detaya iniliyor; ama bu detay, teknik terimlere boğulmaksızın, herkesin anlayabileceği bir şekilde anlatılıyor. Daha da önemlisi modern bulgulardan ve araştırmalardan gücünü alan kitap, evrimsel biyolojinin teorik ve pratik temelinin günümüzde olduğu yeri ve bilim için önemini eksiksiz bir şekilde aktarmayı başarıyor. Bu kitaptan öğreneceklerinizin miktarı ve detayı sizi şaşırtacak. Eğer evrime ilgi duyuyorsanız, mutlaka edinmelisiniz.
9.7/10
(121 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
112
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 23 Ekim 2014 19 dk.

Optik illüzyon, göz veya beynin çalışma prensiplerinin doğal veya yapay şekillerde manipüle edilmesi, kandırılması veya yanıltılması yoluyla, gerçekte olandan farklı bir görüntü, renk veya hareket algılama olarak tanımlanabilir. Görsel bir yanılsama yaşadığımızda, orada olmayan veya orada olan bir şeyi farklı bir şekil veya renkte görebiliriz. Algılama ve gerçeklik arasındaki bu kopukluk nedeniyle görsel yanılsamalar, beynin fiziksel dünyayı yeniden yaratmada başarısız olabileceği yolları gösterir. Algıladığımız şey aslında zihnimizin yaptığı yorumdur. Bu yorumlar gerçekle uyuşmadığı zaman optik illüzyonlar oluşmuş olur. Aslında bir bakıma kandırılmış oluruz.

Siz de mutlaka bir optik illüzyon deneyimlemişsinizdir; çünkü insanlık, evrimsel tarihi boyunca bu tür yanılgılara bolca düştü. Zihnimizin, gördüğümüz nesneler hakkında aceleci çıkarımlar yaptığını zaten pareidolia gibi konular nedeniyle biliyoruz. İllüzyonların fark edilmesine dair ilk kaynaklar, Antik Çağ'a kadar gidiyor. Örneğin MÖ 350'de Aristoteles, “Duyularımıza güvenilebilir ancak kolayca kandırılabilirler” derken, muhtemelen bu tür illüzyonlardan ve yanılgılardan bahsediyordu. Bu yazımızda, çeşitli hareketli fotoğraflardan (GIF) ve sabit fotoğraflardan oluşan çok sayıda göz yanılgısını sizlerle paylaşacağız. Yazımızın sonunda da neden böyle bir deneyim yaşadığımızı biraz daha detaylı izah edeceğiz.

101
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Ufuk Derin
Öğrenci-Okur 2 Mart 2021 Sen de Cevap Ver
Bu soru, insan insan tarafından sorulmuştur.

Eşcinselliğin neden elenmediği tamamen ayrı bir konu. O yüzden ona ayrı olarak buradaki yazıdan ulaşabilirsiniz.

Diğer konulardan devam edelim:

Zararlı mutasyonlar popülasyondan "genellikle" oldukça hızlı bir şekilde elenirler. Çünkü mutasyonların envai çeşidi vardır ve her biri ayrı etkilere sahip olabilir. Bu nedenle her zararlı mutasyonun etkisi aynı değildir. Bunlar arasında ayrıma gitmek, evrimi ve çeşitliliği anlamak açısından önemli olacaktır.

Tüm Reklamları Kapat

İlk olarak, bazı mutasyonlar "ölümcül"dür. Bunu nasıl anlarız? O mutasyona sahip olan bireyler, ölürler. Bu kadar basit. Bu ölüm çok hızlı bir şekilde olabileceği gibi, göreli olarak yavaş da olabilir. Fark edebileceğiniz üzere, ölümcül hastalıkların hepsi aynı şekilde işlemez. Tabii ölümcül hastalıkların hepsinin mutasyondan kaynaklanmadığını, patojenlerin de önemli ve konumuzla alakasız bir faktör olabileceğini unutmayınız. Ancak mutasyonlara bağlı olarak oluşan ölümcül olan hastalıklar, şiddetine göre kimi zaman derhal, kimi zamansa uzun vadede elenirler. Eğer ki bu mutasyon bir sebeple üreme hücrelerini ve üreme organlarını etkilediyse ve yavaş işliyorsa, birey ölmeden üreyerek gelecek nesillere de aktarabilir. Fakat bu, nadiren olur. Çoğu zaman bu tür ölümcül mutasyonlar ya çocukluk evresinde ya da erken yaşlarda bireyi öldürür ve böylece o mutasyon popülasyondan elenmiş olur.

Zararlı Mutasyonların Elen(e)meme Nedenleri

Ancak bu, her zaman mümkün olmaz. Çünkü doğa ve evrim, karmakarışık dinamiklere sahiptir. Canlıya zarar veren mutasyonlar da, çeşitli sebeplerle varlığını sürdürebilir. Bu nedenlerden bazıları şöyle sıralanabilir:

1. Zararlı mutasyon heterozigot bireyler içerisinde korunuyor olabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Lise biyoloji derslerinde öğrendiğimiz üzere, anne babamızdan gelen alellere (gen tiplerine) bağlı olarak homozigot baskın, heterozigot ve homozigot çekinik gibi farklı genetik durumlar bulunmaktadır. Heterozigotlar, bir genin farklı versiyonlarının (örneğin "normal" ve "mutant" versiyonların) bir arada bulunduğu durumlardır. Kimi zaman, bu heterozigot bireyler, homozigotlara nazaran avantajlı olabilirler ve böylece popülasyon içerisinde sayıları artar. Böylelikle o zararlı mutant gen de, popülasyon içerisinde korunmuş olur. Bunun en güzel örneği, orak hücre anemisine neden olan mutant gendir. Bu gen, zararlı olsa da, sıtmanın olduğu yerlerde bu genin bir kopyasına sahip olmak avantajlıdır. Böylelikle popülasyonda korunabilir.

2. Mutasyon oranları yüksek olabilir.

Kimi mutasyonların gerçekleşme sıklığı, diğerlerinden yüzlerce ve binlerce kat fazla olabilir. Böylece, her ne kadar zararlılar sürekli eleniyorsa da, bu mutasyonlar sürekli popülasyon içerisinde yeniden oluşuyor olabilir. Örneğin nörofibromatoz hastalığına ait mutant gen, istatistiki olarak her 4000 yavruda 1 defa ortaya çıkar. Bu, ortalamaya nazaran müthiş yüksek bir mutasyon oranıdır! Bu nedenle bu hastalığa sahip olanlar sürekli elense de, hastalık popülasyondan silinemez.

3. Evrimin Gen Akışı mekanizması zararlı mutantları koruyabilir.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, zararlı mutasyonlar "evrensel olarak" zararlı değillerdir. Kimi zaman bir ortamda zararlıyken, diğer bir ortamda o kadar da etkili olmayabilirler. Eğer ki bu daha etkisiz ortamdan, etkili olduğu ortama sürekli bir gen akışı varsa (göç yoluyla), o popülasyondaki zararlı mutantlar korunur. Örneğin, Afrika'da orak hücre anemisi kısmen avantajlı olduğu için, göçler yoluyla bu genler diğer kıtalara taşınır. Bu gen, diğer bölgelerde ciddi anlamda zararlı olsa da, göçler mutant genlerin oranını sürekli korur. Bu konuda daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.

4. Doğal Seçilim'in elemesi için yeterli süre geçmemiş olabilir.

Evrim, uzun süreli bir olaydır. Ömürlerimiz ise, evrim tarihine nazaran komik miktarda kısadır. Hatta insanlığın tüm tarihi bile öyle! Dolayısıyla, etrafımızda gördüğümüz her hastalık, "elenemeyen mutasyonlar" olmak zorunda değildir. Gerçekten eleniyor olabilir; ancak henüz yeterli zaman geçmemiş olması muhtemeldir. Örneğin, hakkında her ne kadar tartışma olsa da, kistik fibroz hastalığının koleraya karşı kısmi bir direnç sağladığı düşünülmektedir (tıpkı orak hücre anemisi ile sıtma arasındaki ilişki gibi). Bu nedenle Avrupa'da koleranın yaygın olduğu zamanlarda, kistik fibroz da artış göstermiştir. Ancak artık bu popülasyonlarda kolera yoktur. Dolayısıyla kistik fibroz da avantaj sağlamaz. Fakat o zamanlardan bu zamanlara henüz yeterli zaman geçmediği için, kistik fibroz halen Avrupa'dan tam olarak elenememiştir.

5. Mutasyon pek de zararlı olmayabilir.

Bazı mutasyonların etkileri öyle hemen ortaya çıkmaz. Üreme çağlarından çok sonra ortaya çıkabilir. Bu da, mutasyonun yayılması için fazlasıyla zaman sağlar. Bunun en güzel örneklerini "yaşlılık hastalıklarında" görebiliriz. Bir örnek olarak, 40'lı yaşlardan itibaren kendini gösteren Huntington Hastalığı, her ne kadar ölümcül düzeyde yıkıcı olsa da, üreme çağlarından sonra kendini gösterir. Dolayısıyla birey bundan önce ürerse, genleri yavrusuna aktarabilir. Bu da, mutasyonun elenmesine engel olur.

6. İnsan kültürü elenmeye engel oluyor olabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Tıp, kültürümüzün bir ürünüdür. Bizi diğer hayvanlardan ayıran zekamız, evrime bile müdahale edebilmemizi sağlamaktadır. Öyle ki, ölümcül hastalıkları yenmeyi başarabilmekteyiz. Dolayısıyla bazı mutasyonların etkileri, tıp sayesinde egale edilebilir. Bu da, üremeyle birlikte mutasyonların gelecek nesillere aktarılmasını sağlayabilir. Böylece, normalde çoktan elenmiş olacak bazı mutasyonlar, halen popülasyonumuzda bulunabilir.

Görüldüğü gibi, evrimde hiçbir konuya tek taraflı bir bakış atamıyoruz. Çok daha geniş perspektiften düşünmeli ve ona göre analizler yapmalıyız. Bu, olumsuz bir durum değildir. Tam tersine, evrimsel tarihte envai çeşit varyasyonun nasıl sürekli olarak doğal süreçlerle yaratılıp sürdürüldüğünü anlamamıza büyük katkılar sağlamaktadır. Zira zararlı olan bir mutasyon, bir diğer mutasyonla birleşerek faydalı ya da etkisiz hale gelebilir, yön değiştirebilir. Yazıda da belirttiğimiz gibi, bir ortamda zararlı olan bir mutasyon, başka bir ortamda o kadar da zararlı olmayabilir ve burada edinilen bir başka mutasyon aracılığıyla faydalar bile sağlayabilir. Dahası, zararlı olan mutasyonun etkisi tek bir özellik üzerinde olmak zorunda da değildir. Canlıya genel olarak zarar veren bir mutasyonun etkilediği bir başka özellik, bir başka ortam için önemli faydalar sağlayabilir ve mutasyonun zararının etkisini baskılayabilir. Evrimsel biyoloji çerçevesinde yapılacak bir analizde, tüm bu olasılıklar göz önünde bulundurulmalı ve hassaslıkla incelenmelidir.

Çok daha detaylı bilgiler için, mutasyonlarla ilgili buradaki makaleyi veya Evrim Kuramı ve Mekanizmaları kitabını okuyabilirsiniz.

126 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Ç. M. Bakırcı. Zararlı Mutasyonlar Popülasyondan Elenmek Zorunda Mı? Neden Hala Hastalıklar Var?. (3 Mart 2015). Alındığı Tarih: 2 Mart 2021. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Serdar Ölez
Serdar Ölez
109K UP
Türü Ekleyen 1 Ocak 2022
30 cm kadar boylanabilen, kökten ışınsal dallanan, çok yıllık otsu bir bitkidir. Yapraklar 15mm uzunlukta dikdörtgenimsidir. Çiçeklenme Nisan-Haziran ayları arasındadır. Çiçekler beyaz veya pembe petaller tabanda belirgin 3 damarlı çizgiye sahiptir. Meyveler 5mm çapta, yumurtamsı, bazen ince kanatlıdır. Bozkırlarda ve kayalık sahalarda görülür.
0
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close