Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Söz
Ömer Bodakçı
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Benim çocukluğumda okullarda bize Kuzey Amerika'da başlangıçta yalnızca bir milyon kadar yerlinin yaşadığını öğretirlerdi. Bu sayının böyle düşük olması, hemen hemen boş sayılan bir kıtayı beyazların ele geçirişinde bir sakınca olmadığı anlamına geliyordu. Oysa arkeolojik kazılardan ve kıyılarımıza gelen ilk Avrupalı kaşiflerden kalan betimlemelerden öğrendiğimize göre artık başlangıçta 20 milyon kadar yerlinin yaşadığını biliyoruz. Genel olarak Yeni Dünya'da Kolomb'un gelişinden sonraki bir ya da iki yüzyıl içinde yerlilerin nüfusundaki azalma oranının %95'i bulduğu tahmin ediliyor. Başlıca ölüm nedeni Eski Dünya'nın mikroplarıydı, Amerikan yerlileri bu mikroplarla hiç karşılaşmamışlardı, bu yüzden de onlara karşı ne bağışıklıkları ne de genetik dirençleri vardı.
Kaynak: Tüfek, Mikrop ve Çelik
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 26 Şubat 2018 11 dk.

Daha önceki bir yazımızda, bilim insanları arasında ateizm, teizm, deizm, agnostisizm gibi inanç veya inançsızlık tiplerinin dağılımına ve bunun halk arasındaki dağılımı ile olan farklarına bakış atmıştık. Bu yazımızda ise, iki önemli noktaya değinmek istiyoruz: 

Ateizm, tarihsel olarak birçok şekilde tanımlanmışsa da, en genel anlamıyla her türlü yaratıcı gücün varlığını reddetmeye verilen isimdir. Ateistler, dinlerin ve tanrıların gerçek olmadığını düşünmekte ve bunların insanın hayal gücü ile kültürel evriminin bir ürünü olduğunu ileri sürmektedirler. Bu, en azından bir adet yaratıcı gücün var olması gerektiğini iddia eden teizm ile zıt olan görüştür. Daha dar anlamıyla teizm, hem en az 1 tanrıya, hem de o tanrının gönderdiği belirli bir dini görüşe iman etme, inanç duyma demektir. Öte yandan deistler, yaratıcı bir gücün varlığını kabul etmelerine rağmen, dinlerin insan ürünü olduğunu ve yaratıcının insanlarla kitaplar veya dinler yoluyla irtibat kurmadığını ileri sürerler. Alternatif olarak, en genel anlamıyla, ateizm veya teizmin doğru olup olmadığını elimizdeki verilerle bilemeyeceğimizi söyleyen agnostisizm ve yaratıcının Evren'den ayrı bir varlık olmadığını, Evren'in ta kendisi olduğunu ileri süren panteizm gibi dini inanç veya inançsızlık pozisyonları da bulunmaktadır. Fakat tarihsel olarak, bilimle en yakından ilişkisi olanlar, ateizm ve agnostisizm gibi inançlardan tamamen veya kısmen uzak olan felsefi düşünüşler olmuştur. Hele ki Orta Çağ'da Hristiyanlık merkezli teizmin, modern çağda ise İslam merkezli teizmin bilim üzerindeki baskısı düşünülecek olursa, bilim ile anti-teizm arasında sıkı sıkıya bir ilişki varmış gibi gözükmektedir. Peki bu, gerçekten organik bir ilişki midir?

236
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nene Fly
Nene Fly
51K UP
4 gün önce
STM32 vs ESP32: Projeniz için hangi mikrodenetleyici doğru?
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 11 saat önce 24 dk.

Türkiye’nin kuzeybatısında, Balıkesir il sınırları içinde yer alan Manyas Gölü veya diğer adı ile Kuşcenneti gölü; yalnızca bir su kütlesi değil, aynı zamanda yaşayan bir ekosistem, göçmen kuşların durağı, yerel kültürün bir parçasıdır. Ayrıca göl suyunun tarımsal sulamada kullanılması, bölge ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Bu yönüyle Manyas gölü, hem ekolojik hem de sosyoekonomik bir kaynak olarak öne çıkar.

Peki bu göl nasıl oluşmuştur? Bugün barındırdığı biyoçeşitliliğin özellikleri nelerdir? Ve en önemlisi bu gölü ve sunduğu doğal hizmetleri kaybedersek neleri yitiririz? Gelin hep birlikte bu sorulara yanıt arayalım.

3
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
272
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 2 gün önce 3 dk.

Kaliforniya Üniversitesi'nden bir bilim insanının öncülük ettiği bir çalışma, insanların vahşi yaşamla etkileşime girmesinin tehlikelerine dair yeni uyarılar sunuyor. Biyolojik Bilimler Fakültesi'nden Yardımcı Doçent Shermin de Silva, nesli tükenmekte olan Asya filleri üzerinde araştırmalar yürütüyor. Daha önce bu hayvanların yaşam alanlarının küçülmesi konusunda raporlar yayınlayan de Silva, bu küçülmenin insanlar ve filler arasında bölgesel çatışmalara yol açtığını söylüyor.

De Silva, Ecological Solutions and Evidence dergisinde yayınlanan şimdiki çalışmasında insanların yabani hayvanlara yiyecek vermesinin ciddi sonuçlarını olduğuna dair yeni kanıtlar sunuyor. Rapor, bu tür bir beslemenin yaban hayvanlarının insanlara alışmasına yol açarak sorun çıkarma konusunda daha rahat davranmalarına neden olduğunu gösteriyor. Çalışma, sadece fillerin yaşadığı bölgeler için değil, aramızda yaşayan tüm yaban hayatı türleriyle etkileşimler konusunda da önemli bir uyarı niteliği taşıyor.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Abdullah Vatansever
Lise mezunu, biyoloji hedefleyen bir öğrenciyim 4 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Srofkant Unknown tarafından sorulmuştur.

Deride melanosit denilen hücreler bulunur. Bu hücrelerin ürettiği melanin pigmentleri cilt rengimizi belirler. Örneğin beyaz tenli insanlarda feomelanin türü fazla bulunur, siyahi tenli insanlarda eumelanin daha fazla bulunur. Melanin türleri renk değişimine sebep olsa da güneşten gelen zararlı ışınları tutma gibi özellikleri de vardır. Siyahi insanların güneşten daha az etkilenmesinin temel sebeplerinden biride budur. Eumelanin, feomelanine göre zararlı güneş ışınlarını tutmakta daha iyidir.

Tanımları neyin ne olduğunu öğrendiğimize göre gelelim benler neden var. Yetişkin bir insan vücudunda günde belki de milyonlarca mutasyon oluşur😯, bu kulağa garip gelebilir. Fakat insan vücudunda ortalama 27.000.000.000.000 hücre olduğunu varsayarsak (ve bu hücreler düzenli bölünüp yenileniyor) daha anlaşılır oluyor.[1] Çok fazla mutasyon oluşsa da vücudumuz bunların çoğunu onarıyor veya çoğalmasını engelliyor.

Benlerin oluşumu da mutasyonlar sonucu oluşuyor. Melanosit hücrelerinde oluşan bir mutasyon, melanin miktarının artmasına (bazı durumlarda melanin türü değişebilir) ve koyu bir renk almasına sebep oluyor. O hücrelerde sürekli genetik benzerlerini üreterek kalıcı ben halini alıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Gelelim benler yarar sağlıyor mu. Hayır, bölgesel olarak zararlı güneş ışığını soğursa da çok büyük bir yarar sağlamıyor. Zaten bir özelliğin oluşması için kesinlikle yarar sağlaması da gerekmiyor. Beni olan birisi üreme veya yaşamak için diğerlerinin çok önüne geçebilseydi o zaman diyebilirdik yarar sağladı. Fakat böyle bir durum yok, sadece oluşan bir şey ve genelde hayatlarımızı etkilemiyor.

Fakat... Bazı durumlarda benlerde oluşan bu mutasyonlar kansere sebep olup insan hayatını sonlandırabiliyor. Her ne kadar düşük ihtimalli olsa da, anormal ve simetrik olmayan; fazlaca büyüyen benlerde doktora görünmekte fayda var.🧑🏻‍⚕️

Kaynaklar

  1. S. Zhang. Your Body Acquires Trillions Of New Mutations Every Day. (7 Mayıs 2018). Alındığı Tarih: 16 Temmuz 2025. Alındığı Yer: theatlantic | Arşiv Bağlantısı
9
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Bilgisayar Bilimleri konusunda geliştirebilirsin.

Yaşam Ağacı Gözlemi
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye Gözlemi Yapan 22 Temmuz Türkiye, İstanbul
9
7 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baştürk
Seda Baştürk
194K UP
Çeviren 20 Temmuz 2021
Thor’un kendine ait bir gününden (Thursday – Perşembe) başka gökyüzünde bir de miğferi vardır. Yaygın olarak Thor’un Miğferi olarak adlandırılan NGC 2359, kanat benzeri uzantılara sahiptir. Şapka şeklinde kozmik bir buluttur. Bir İskandinav tanrısı için bile devasa boyutlara sahip olan Thor’un Miğferi, yaklaşık 30 ışık yılı genişliğindedir. Aslında kozmik şapka, daha çok yıldızlararası bir balon gibidir. Balonun merkezine yakın yerdeki parlak, devasa yıldızdan kaynaklanan hızlı bir rüzgarla şişirilmiştir. Merkezdeki yıldız Wolf-Rayet yıldızı olarak da bilinir. Evriminin süpernova olmadan önceki aşamasında, oldukça sıcak bir dev yıldızdır. NGC 2359, Büyük Köpek takımyıldızı yönünde yaklaşık 15.000 ışık yılı uzaklıkta yer almaktadır. Bu keskin görsel, geniş bant ve dar bant filtrelerinden elde edilen verirlerle oluşturulmuştur. Bulutsunun sadece doğal görünen yıldızlarını değil, ipliksi yapılarının ayrıntılarını da ortaya çıkartır. Thor’un Miğferi’nin ortasındaki yıldızın, önümüzdeki birkaç bin yıl içinde muhteşem bir süpernova olarak patlaması bekleniyor.
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
İnceleme
Ahmet Arda Yıldız
İnceleyen9 2 gün önce
En iyi bilim kurgulardan biridir benim için.
Kitap
9.8/10
(63 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Martian
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
389K UP
Aktaran 4 gün önce 3 dk.

Kedi Pepper yine iş başında. Avcılık becerileri sayesinde virologların Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ilk jeilongvirüsü tanımlamasına yardımcı olan virüs avcısı kedi, yeni bir orthoreovirüs türü tespit etti.

Pepper'ın sahibinin Florida Üniversitesi Halk Sağlığı Fakültesi'nde virolog olan John Lednicky olması da buna yardımcı oluyor. Pepper, Everglades kısa kuyruklu kır faresi (Blarina carolinensis) yakaladı ve Lednicky bu küçük memeliyi laboratuvara test için götürdü. Lednicky'nin araştırmaları arasında, geyik çiçeği virüsü virüsünün incelenmesi de olduğu için, su faresindeki bulguların bu virüsün memeliler arasında nasıl yayıldığına dair ipuçları verebileceğini düşündü.

12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağıl Benibol
Yazar 2 Kasım 2016 16 dk.

Kütleçekim dalgaları, büyük kütlelerin ivmelenmesi sebebiyle uzay-zaman dokusunda meydana gelen bozulmalar ve bükülmelerdir. Kütleçekim dalgaları, tıpkı suya atılan bir taşın yarattığı dalgalar gibi, kaynaktan dışarı doğru dalgalar hâlinde yayılır. Ancak arada belirgin bir fark vardır: Kütleçekim dalgaları ışık hızında hareket eder; su dalgaları ise bunu yapamaz. Kütleçekim dalgaları, kütleçekimsel radyasyon yoluyla enerji taşır. Kütleçekimsel radyasyon, elektromanyetik radyasyon benzeri, kaynaktan dışa doğru yayılan bir radyasyon türüdür.

Einstein fiziği öncesi dönemde, yani ilk olarak Isaac Newton tarafından geliştirilen klasik fizik çerçevesinde, kütleçekim dalgalarının varlığına dair herhangi bir ipucu bulunmamaktaydı; çünkü bu dönemde kütleçekiminin bir noktadan diğerine anlık olarak etki eden bir kuvvet olduğu düşünülmekteydi. Dolayısıyla kütleçekimine yönelik teorilerin tarihi asırlar öncesine gitmesine rağmen, kütleçekim dalgalarının varlığı ilk olarak 1905 yılında Henri Poincaré tarafından ileri sürülmüştür; sonrasındaysa 1916 yılında Albert Einstein'ın geliştirdiği Genel Görelilik Teorisi çerçevesinde öngörülmüştür.

116
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Bir Kadının Portresi

Isabel Archer, Avrupa’yı dolaşmak için Amerika’daki evinden ayrılmıştır. Son derece bağımsız olan Isabel macera bulmayı beklemektedir ama aşkı bulmayı kesinlikle beklememektedir. İtalya’da Gilbert Osmond’la tanışması her şeyi değiştirir.

Ama bu çekici adamda göründüğünden daha fazlası var mıdır? Ve Isabel’in bulduğu hayat gerçekten istediği hayat mıdır?

Devamını Göster
₺89.00
Bir Kadının Portresi
İnceleme
Nida Yıldırım
İnceleyen 6 gün önce
Her okuduğunuzda farklı şeyler keşfettiğiniz sizi hayattan varlıktan ve yaşamdan soğutan o kitap klasik müzikle okuyan biri olarak o kışı ve soğuğu tattım
9.7/10
(123 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Записки из подполья
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 11 saat önce 8:22
Video ve filmlerde oldukça önemli bir kavramdır saniye başına kare (fps: frame per second) kavramı. FPS miktarı arttıkça görüntü daha gerçekçi ve net...
0
Gemicilik yapıyorum ve halat bağlamak için karaya cikiyorum. Teknede paslı bölge yok ama çok küçük bazı bölgeler paslı. Sürekli güneş görüyor bulunduğum yerler. Halat bağlandığım baba denen yerler tamamen paslı ama sürekli güneş görüyor. 8. Sınıfta en son aşı oldum ve 5 yıl olucak bu sene. Tekrardan aşılanmali miyim çünkü biraz uzaktayım.
Elimdeki küçük yaranın kabuğunu soydum ve paslı bölgelerle kısmi temasta bulundum. Tetanos aşısı ne zaman olmalıyım?
Elimdeki küçük yaranın kabuğunu soydum ve paslı bölgelerle kısmi temasta bulundum. Tetanos aşısı ne zaman olmalıyım?
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close