Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Yaşam Ağacı Gözlemi
Eren Çam
Eren Çam
2,848 UP
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, Bursa
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Discord
Burak Albayrak
Ekleyen 29 Haziran 2022 38 dk.

Turner Sendromu, insanlarda biyolojik olarak dişi cinsiyetini belirleyen XX kromozom çiftinden 1 adet X kromozomunun silinmesiyle oluşan, dolayısıyla 45+X0 karyotipiyle karakterize edilen ve kadınlarda gelişimi etkileyen kromozomal bir durumdur. Sendromunun en yaygın özelliği boy kısalığıdır ve yaklaşık 5 yaşında kendini gösterir. Ayrıca, yumurtalık fonksiyonunun erken kaybı (yumurtalık hipofonksiyonu veya erken yumurtalık yetmezliği) de çok yaygındır. Yumurtalıklar ilk başta normal olarak gelişir, ancak yumurta hücreleri genellikle erken ölür ve çoğu yumurtalık dokusu doğumdan önce dejenere olur. Etkilenen birçok kız çocuğu, hormon tedavisi görmedikçe ergenliğe giremez ve dolayısıyla neredeyse hiçbiri gebe kalamaz. Sendromdan etkilenen kadınların küçük bir yüzdesi, genç yetişkinlik boyunca normal yumurtalık fonksiyonunu koruyabilir.

Turner Sendromu'na sahip kadınların yaklaşık %30'unun boyun bölgesinde ekstra deri kıvrımları (perdeli boyun), ensede düşük saç çizgisi, el ve ayaklarda şişme (lenfödem), iskelet anormallikleri veya böbrek sorunları vardır. Etkilenen bireylerin üçte biri ila yarısı, aort koarktasyonu (kalpten çıkan büyük arterin daralması) veya aortu kalbe bağlayan kapakçık anormallikleri gibi bir kalp kusuru ile doğar. Bu kalp kusurlarıyla ilişkili komplikasyonlar yaşamı tehdit edici olabilir.

61
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Barış Barış
Yazar 23 Mayıs 2021 5 dk.

Albert Einstein hiç şüphesiz bilim tarihinin en önemli figürlerinden biridir. Geliştirmiş olduğu Görelilik Teorisi, bugün Kuantum Mekaniği ile birlikte fiziğin iki başat teorisinden biri olarak kabul edilmektedir. Üstelik Fotoelektrik Etki üzerine yazdığı makale ile de bir anlamda Kuantum Mekaniği alanının da kurucularından sayılır ve bu çalışmasıyla Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülmüştür.

Ancak bu kadar önemli bir kişilik olan Einstein için bu seviyeye gelmek, hiç de kolay olmadı. Kısmen kendisinden, kısmen de dış etkilerden kaynaklanan sebeplerden dolayı, aslında yirmili yaşlarının ortasına geldiğinde bir arkadaşının yardımı ile bulabildiği patent bürosunda kontrol memurluğu işini sürdürüyor, bir taraftan da yeni evlendiği eşi Mileva Mariç -ki kendisi sınıf arkadaşıdır- ve çocuklarını geçindirmeye çabalıyordu. Yeri gelmişken söyleyelim, Mariç de çok iyi bir matematikçi ve fizikçiydi ve bu alanda özel dersler vererek, aile bütçesine katkı sağlamaktaydı.

54
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Sude Ak
Sude Ak
21K UP
İnceleyen 1 gün önce
İçimdeki Şeytan, atmosferiyle hemen içine çeken, psikolojik gerilimi dozunda veren bir yapım. Karakterin içsel çatışmaları ve bastırılmış duyguları izleyiciye geçiyor, özellikle bazı sahneler gerçekten rahatsız edici bir gerçeklikle yansıtılmış. Ancak zaman zaman hikâye dağınık ilerliyor ve derinliği hissettiren o atmosfer, birkaç bölümde yüzeyde kalıyor. Yine de finalde bıraktığı o sorgulama hâli, diziyi izlemeye değer kılıyor. Hem karanlıkla yüzleşmek isteyenler hem de sadece bir gerilim arayanlar için farklı bir deneyim sunuyor. Kendi iç dengesi, atmosfer başarısı ve oyunculuk performansı açısından İçimdeki Şeytan ortalamanın üstünde bir yapım. Ancak anlatımda zaman zaman kopukluklar ve tempo sorunları olduğu için genel denge biraz sarsılıyor.

Bu yüzden 10 üzerinden 6 puan veririm.
Etkileyici ama her izleyiciye hitap edecek kadar tutarlı değil.
9.0/10
(6 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : It Lives Inside
Yönetmen: Bishal Dutta
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sosyal medyada kısa videoları sürekli kaydırmak, beynimizin dopamin sistemini etkiler.

Her video, kısa süreli dopamin artışına yol açar, ancak bu sürekli uyarım beyinde tatminsizliğe neden olur ve memnuniyetsizlik hissini derinleştirir.

Ayrıca bu hızlı içerik tüketimi beynin dikkat süresini kısaltır, odaklanma sorunlarına yol açar ve zihinsel enerjiyi azaltarak uzun vadeli yorgunluk oluşturur.

Bu durumdan korunmak için bilinçli içerik tüketimi, ekran sürelerinin sınırlanması ve dijital molalar önerilmektedir.

📝 Yazar: Katy Tam

💻 Uyarlayan: Hakan Orhan

✍🏻 Editör: Eda Alparslan

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Pedram Türkoğlu
Yazar 14 Mayıs 2017 27 dk.

Böcekler derin deniz dipleri hariç neredeyse her habitattan rapor edilmişlerdir. Çoğu türü karasal olmasına karşın, birçoğu da yetişkin veya larval evrelerinde tatlı sularda ya da tuzlu su bataklıklarında yaşarlar. Az sayıda tür (okyanus koşucuları Holobates cinsinin tümü) açık okyanus yüzey suları üzerinde yaşayabilmesine karşın şaşırtıcı bir şekilde yetişkin böcekler okyanuslara uyum sağlamayı başaramamıştır. Muhtemelen yüksek basınçta su geçiren ve kırılgan olan dış iskeletleri okyanuslarda uyum başarısı sağlayamamıştır. Bu başarıyı sağlayanlar da zaten artık ''böcek'' değildir. Bu sınıfta yaklaşık 29 takım, 949 aile ve 1.1 milyon böcek türü tanımlanmış, büyük olasılıkla bu sayının en az 3 katı daha tanımlanmayı beklemektedir. Benzer bir şekilde şimdilik 95 milyon böcek türünün fosillerde de mevcut olduğu sanılmaktadır. Örneğin Meganeuropsis permiana 245 milyon yıl önce yaşamış, 71 cm'lik kanat açıklığı ile şimdiye kadarki bulunan en büyük böcektir. Aslında böcekler, uçma ilk evrimleştiğinde başka hiçbir organizma tarafından yaşam şekli olarak kullanılmamaktaydı. Bu nedenle rekabete girebilecek başka hayvan grupları olmadığından uyumsal başarıları da engellenememiştir. Birtakım amfibiler dışında Dünya'da onları eleyebilecek başka bir tür yoktu. Böylece sayıları artmış ve yanında bitkilerin çeşitliliğini getirmiştir.

Yusufçuklar ve kızböcekleri, bilinen en eski böcek takımları arasında yer alır. Kanat açıklıkları 19 cm'ye ulaşabilen bu hayvanlar genellikle suya yakın yerlerde yaşayan, uçarken başka böcekleri avlayan birer yırtıcıdır. Boyları 25 cm'yi bulan en iri türlerden bazıları küçük kuşları ve sürüngenleri de avlar. Örneğin Mavi yusufçuk (Pachydiplax longipennis) birlikte veya ayrı ayrı çırpabildiği büyük çifte kanatlarıyla ileri ya da geri uçabilir, havada asılı kalabilir. Şafak yusufçuğu (Trithemis aurora) da etçil beslenmeye uygun ağız yapısına sahiptir. Termit ve hamamböcekleri avlanamaz. Hamamböcekleri genelde çürümüş bitki artıklarıyla, memelilerin ve kuşların artıklarını yer. Termitler ise ölü ağaçlarla beslenir. Besinlerin dönüşümünü sağlamakla birlikte, kentsel yaşam alanlarında binalara zarar verir. Çekirgeler ve ağustosböcekleri ise omnivordur (hepçildir). Bedeninin geri kalanını hareket ettirmeden kafasını çevirebilen tek böcek de peygamberdevesidir (Mantis takımı). Avcı böcekler dışında bokböcekleri gibi detritivor olan böcekler de ekosistemdeki kimyasalların yeniden döngüye katılmasında önemlidirler. Bazı böcekler, bitkilerin ya da hayvanların iç parazitidir. Diğerleri konağın kanını emer ya da yüzeyindeki dokuları tüketirler. Tüm böcek türlerinin yaklaşık %20'si parazitoiddir.

74
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim ve bilimseverler sıkıcı değildir! Evrim Ağacı Etkinlik Platformu'nu kullanarak bulunduğun şehirde veya internet üzerinde toplantılar, etkinlikler, buluşmalar düzenleyebilir, diğerlerinin düzenlediği etkinliklere katılabilirsin. Ayrıca eğer bilimle ilgili bir iş, staj, burs veya eğitim arıyorsan veya bu pozisyonları dolduracak bilimseverler, bilim insanları ve öğrenciler arıyorsan, Evrim Ağacı İlan Platformu'nu kullanarak Türkiye'deki ve Dünya'nın her yanındaki bilimseverlerin oluşturduğu ağa katılabilir, bu ağa güç katabilirsin!

İnceleme
Yusuf Demirci
Yusuf Demirci
3,231 UP
İnceleyen10 31 Temmuz 2023
hayal gücünü geliştirmek isteyenler için müthiş bir kitap.
9.5/10
(42 Kişi)
Puan Ver
Harry Potter, #1
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
15
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Aşılı
1 gün önce
Hak eden hak ettiği cezayı almıyor.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Evin Çiftçi
Evin Çiftçi
71K UP
İnceleyen 1 gün önce
Aşkı çok güzel bir dille yazan , tasvirler ile dolu olan , okurken aynı zamanda sevmek üzerine düşündüren güzel bir eser .
9.5/10
(4 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Melek Keskin
Melek Keskin
1,318 UP
Üye 2 gün önce 1 Cevap
Enerjinin ortaya çıkabilmesi için bir kaynağa veya bir sebebe ihtiyaç yok mu? Hiçbir şeyin olmadığı bir ortamda enerji nasıl , neden var oldu?
142 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Osmancan Sarıyurt
Yazar 31 Mart 2015 8 dk.

Gök gürültüsünün ve şimşeğin yağmura eşlik ettiği fırtınalara verilen isim olan, İngilizcede "thunderstorm", Türkçede ise meteoroloji alanında kullanıldığı tabiriyle Fransızca kökenli "oraj", doğanın en sık karşılaşılan fenomenlerinden bir tanesidir. Dünyanın geri kalanında olduğu gibi ülkemizin de genelinde oldukça sık rastlanan bir doğa olayı olan oraj, bazı durumlarda gündelik yaşantımızda kolay kolay göremeyeceğimiz ve dış dünyadan gelen bir oluşum şeklinde gözümüze görünebilir. Ülkemizde hemen hemen yok denebilecek kadar az sayıda karşılaşılan bir oraj tipi olan süperhücre orajı, belki de görüp görebileceğiniz en ihtişamlı ve ihtişamlı olduğu kadar da korkutucu bir doğa olayıdır.

Süperhücreyi tanımlamak için öncellikle fırtına konseptini temel olarak tekrardan ele almak daha iyi olur. Fırtına atmosferdeki hava dengesi ve akımın bozulması sonrasında ortaya çıkan ve genellikle kötü hava koşullarıyla özdeşleştirilen bir hava olayıdır. Bir kötü hava koşulunun fırtına sayılabilmesi için rüzgarın 60 km ve üzeri hızda esmesi şart sayılır ama halk arasında şiddetli sağanak yağmur ve gökgürültüsünün eşlik ettiği tüm doğa olaylarına hatalı olarak fırtına denebilmektedir.

21
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı Eskişehir Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 1 gün önce EskişehirÜcretsiz10 Mayıs
Uzay Hukuku; Dünyadan Uzaya Hukuki Bir Bakış
10 Mayıs 2025 14:00 tarihinden 10 Mayıs 2025 15:00 tarihine kadar.

Yeni bir etkinlikle daha karşınızdayız ve bu kez rotamızı biraz daha yukarılara çeviriyoruz! 🌌
Gündemimizde ise hepimizde merak uyandıran bir konu var: UZAY HUKUKU. Uydular, Mars görevleri, uzay turizmi derken akıllarda şu soru belirmeye başladı: Peki tüm bunların hukuki zemini neye dayanıyor?

İşte tam da bu sorulara ışık tutmak üzere 10 Mayıs Cumartesi günü saat 14.00'te Av. Serhat Kaşıkara bizlerle olacak! Kendisiyle birlikte uzayın hukuki boyutunu ele alacağız. Kim neyi sahiplenebilir? Uzayda suç işlenirse kim yargılar? Uluslararası uzay hukuku nereye gidiyor?

🎙 Etkinliğimiz bol bol sohbet, soru-cevap ve keyifli bilgilerle dolu olacak. Etkinliğimize katılmak için instagram @evrimagacieskisehir hesabına özel mesaj atarak ulaşabilirsiniz. ✉️ Etkinliğimiz ücretsizdir!

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Halis Gönül
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Yarayla alay eder, yaralanmamış olan.
Kaynak: Romeo ve Juliet
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Yazar 14 Eylül 2017 14 dk.

Darwin’den itibaren pek çok filozof ve bilim insanı genel olarak insana atfedilen bir özellik olan ahlak kavramının evrimsel bir kökene sahip olduğunu düşünmüş ve onun birtakım evrimsel süreçlerin birlikteliğinden doğan bir ürün olduğunu ortaya koymuşlardır. Bazı yönlerden ahlakın dolaysız bir şekilde biyolojik evrimsel süreçlerin etkisi altında şekillendiğini söyleyebilmemize rağmen bazı yönlerden de belli başlı bazı ahlak kurallarının tamamıyla dolaysız bir şekilde biyolojik evrimimizle açıklanamayacak kadar karmaşık oluşu ahlak kavramını açıklama çabasını oldukça zorlu ama bir o kadar da gizemli kılmaktadır.

Yazımız boyunca ahlak kavramını 3 bölüm halinde inceleyerek masaya yatıracağız.

93
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Furkan Eren
Furkan Eren
99K UP
Yazar 15 Ağustos 2020 2 dk.

Her zaman arazi yaptığımız tarlaya böcek arazi yapmak için gittik. Birçok sinek, güve ve arı türlerinin yanı sıra yırtık pırtık kelebeğini de çekme fırsatı bulduk. Günün en güzel karesi olarak yırtık pırtık başköşeye oturdu.

Diğer birçok kelebekten farklı bir kanat yapısı vardır. Kanat üstü oldukça renkli olduğundan dolayı oldukça çabuk fark edilir fakat kanat altı görüntüsü hiçte öyle değildir. Ağaç gövdelerinde ve kurumuş ağaç dallarında konar vaziyetteyken neredeyse hiç fark edilmezler. Kanal altı görüntüsünde ''C'' harfi şeklinde ayırt edici bir leke bulunmaktadır. Kanat açıklığı yaklaşık 44-48 mm kadardır. Carl Linnaeus tarafından 1758 yılında tanımlanmıştır.

13
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ecrin Güvenaltın
4 gün önce
Bazı araştırmalar, bitkilerin su sesine yöneldiğini ve hatta titreşimlerle “strese girdiğini” gösteriyor. Yani sessiz değiller!
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Selçuk Kandemir
Seslendiren 15 Ekim 2023 3:59
Uykumuzda örümcek yutmamız imkânsız değildir. Fakat hem insanların hem de örümceklerin biyolojisi gereği gerçekleşme ihtimali sıfıra yakın olan bir durumdur.Smithsonian...
64
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Görkem Bakırcı
Fen Bilimleri Öğretmeni 2 gün önce Sen de Cevap Ver

Epikür'ün çok güzel bir lafı var bu konu üzerine. Diyor ki '' Ölümden korkmam için hiçbir sebep yok çünkü ben varken ölüm yok, ölüm varken ben yokum'' dolayısıyla ölüm geldiğinde zaten siz olmayacaksınız ve hiçbir şey bilmeyeceksiniz yani öldüğünüzün de farkında olmayacaksınız. Bunun nasıl bir deneyim olduğunu düşünüyorsanız doğmadan önceki durumunuzu düşünün. Tabii ki her birimiz ölümden korkuyoruz ve ölümü düşünüyoruz. Bence ölümden korkmayan tek bir insan bile yok ancak ölüm aslında olması gereken, yerinde ve zamanında yaşanıldığında son derece faydalı bir olgu. Sonsuza kadar yaşamak, sonsuza kadar her şeyi tekrar etmek muhtemelen çok daha azap verici bir deneyim olurdu. Ölüm iyi ki var, varlığı ürkütücü gelebilir ancak iyi ki var. Ölümü düşünelim ama bizi yıpratmasına müsaade etmeyelim.

Öleceğiz ve öldükten sonrası da yok. Tek bir hayat yaşıyorsunuz ve bu hayatınız sınırlı bir hayat. Düşünsenize tekrarı yok ve zaman işliyor. İşte tam bu sebeple hayatınızın ne kadar değerli olduğunu hatırlamalısınız. Hayatınızı daha anlamlı ve değerli kılacak eylemlere yönelmeli, keyif aldığınız işlerle meşgul olmalı ve günün sonunda yaşadığınız hayattan pişman olmamalısınız. Evet ölüm var ama devam edeceğiz, güzel müzikler dinleyeceğiz, eşsiz kitaplar okuyacağız, denizin, kumun, güneşin tadını çıkaracağız. Hayat, sonu olmayan uçsuz bucaksız bir kütüphane ve bizim yapmamız gereken bu kütüphaneden en azından birkaç kitabı hakkıyla kurcalamak. Devam edelim ve mükemmel anlamlar yaratalım!

Tüm Reklamları Kapat

13
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Genetik konusunda geliştirebilirsin.

Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 30 Ocak 2019
Bilim, tıpkı Aşil'in mızrağı gibi, kendisinin açtığı yaraları iyileştirebilir de...
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
12
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close