Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Sena Küçükkıvanç
Sağlık sektöründe editörüm 5 gün önce Sen de Cevap Ver

DNA babalık testleri, Kısa Tandem Tekrarları (STR'ler) dediğimiz genetik kodumuzun belirli parçalarını karşılaştırmakla ilgilidir. DNA'nızın yarısını biyolojik annenizden, diğer yarısını da biyolojik babanızdan alırsınız. Bu testler, birden fazla genetik lokustaki bu STR'lere odaklanır.[1] Her STR'nin farklı versiyonları veya alelleri vardır ve bunlar uzunluk olarak değişiklik gösterir. Test, çocuğun anneyle eşleşmeyen alellerinin iddia edilen babada bulunup bulunmadığını kontrol eder. Eğer bu babalık alellerinden birçoğu eşleşirse, babalık olasılığı tavan yapar çünkü bu spesifik STR uzunluklarının kombinasyonu, yakın bir akraba değilseniz genel popülasyonda süper nadirdir. Şimdi, eğer çocuğun amcası (iddia edilen babanın tam kardeşi) testi yaptırırsa işler karışır. Tam kardeşler DNA'larının ortalama %50'sini paylaşır, bu yüzden amca da gerçek babayla önemli sayıda alel paylaşacaktır. Bu, amcanın da yüksek bir babalık olasılığı gösterebileceği anlamına gelir, ancak doğrudan karşılaştırma mümkünse genellikle gerçek babadan daha düşük bir olasılıkla. Gelişmiş testler daha fazla lokusu analiz eder veya hatta yakın akrabaları ayırt etmek için Tek Nükleotid Polimorfizmi (SNP) analizine başvurur, ancak bu standart bir babalık testinden çok daha karmaşıktır. Bu testler kalıtılan belirteçlerin benzersiz kombinasyonuna dayandıkları için genellikle %99,99'un üzerinde inanılmaz derecede doğrudur ve basit bir babalık onayı için kesinlikle o yakın, ideal olarak birinci derece genetik ilişkiye ihtiyaç duyarlar.

Hepimizin Adem ve Havva'dan geldiği ve bu yüzden aslında biraz karışık da olsa büyük bir aile olduğumuz iddiasına gelince, genetik açıdan bunun hiçbir dayanağı yok. Popülasyon genetiği ve sadece annenizden miras aldığınız mitokondriyal DNA (mtDNA) ile babadan oğula geçen Y-kromozomu DNA'sı (Y-DNA) çalışmaları bambaşka bir tablo çiziyor. "Mitokondriyal Havva" ve "Y-kromozomal Adem" kavramları, bu spesifik DNA segmentleri için yüz binlerce yıl önce yaşamış olan en son ortak atalarımıza (MRCA'lar) atıfta bulunur, kelimenin tam anlamıyla ilk çifte değil. Daha da önemlisi, bu MRCA'lar o zamanlar yaşayan tek insanlar değildi; sadece saf şans ve üreme başarısı sayesinde spesifik mtDNA veya Y-DNA soyları bugün herkeste hayatta kalan bireylerdi. Genomumuzun geri kalanı çok daha büyük, çeşitli bir ata popülasyonundan gelir. Genetik çeşitlilik çalışmaları, erken insanların etkin popülasyon büyüklüğünün iki değil, binlerle ifade edildiğini gösteriyor. Eğer hepimiz sadece iki bireylik bir darboğazdan geçmiş olsaydık, genetik çeşitliliğimiz gözlemlediğimizden çok daha düşük olurdu. Yani, yeterince geriye giderseniz hepimiz akrabayız evet, ama babalık testleri işe yarıyor çünkü türümüzün arka planındaki genetik uğultudan ziyade çok yeni, doğrudan miras kalıplarına bakıyorlar, antik, efsanevi bir başlangıç noktasına değil. Modern testlerdeki hata payı, birinci derece ilişkiler için son derece küçüktür çünkü benzersiz yakın ebeveyn-çocuk bağlantılarını ayırt etmek için yeterli sayıda değişken belirteci analiz ederler.

Belki de o zamanlar genetik kuralları biraz daha 'esnekti' ya da birileri sihirli değnekleriyle DNA kopyalayıp yapıştırıyordu kim bilir değil mi?

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. J. L. Almeida. Authentication Of Human And Mouse Cell Lines By Short Tandem Repeat (Str) Dna Genotype Analysis. Alındığı Tarih: 15 Mayıs 2025. Alındığı Yer: National Library of Medicine | Arşiv Bağlantısı
6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Eda Alparslan
Aktaran 5 gün önce 2 dk.

Autonomous University of Barcelona'dan araştırmacıların Chemosphere dergisinde yayınladığı çalışma, polimerlerden üretilen poşet çayların demlenirken milyarlarca nanoplastik ve mikroplastik saldığını detaylarıyla açıklıyor. Çalışma bu salınımın insan bağırsak hücrelerinde emilebildiğini ve bunun sonucunda kan akışına karışarak tüm vücuda yayıldığını gösteren ilk çalışma niteliğinde.

Günümüzde plastik atıkların sebep olduğu kirlilik, gelecek nesillerin sağlık ve refahını her geçen gün daha çok etkileyen ciddi çevresel sorunlara yol açmakta. Gıda paketlemesi, nano ve mikroplastiklerin sebep olduğu kirliliğin ve bu parçacıkların insanlar tarafından solunmasının ve sindirilmesinin temel kaynaklarından birisi.

14
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Çeviren 14 Ocak 2018 5 dk.

Geçenlerde bir arkadaşım balkonunda bir saksının içine yuva yapmış kara tavuk kuşunu göstermek için beni çağırdı. Şehir merkezinde sessizce kuluçkaya yatan bu kuşun, Avrupa ormanlarında yuva yapmış utangaç ve izole olmuş atasıyla çok az ortak noktası bulunur. Kara tavuklar 19. yüzyılın başlarında ve muhtemelen Almanya’da şehir içine yerleşmeye başlamışlardı. 20. yüzyılın ortalarına kadar da tüm Avrupa’ya yayıldılar.

Birçok “vahşi” kuş türü – alaca doğan, kızıl kuyruklu şahin ve New York’un gülen martısı gibi – şehirlere kamp kurmuştur. Ancak, Avrupa’nın yerli kara tavukları (Amerikan nar bülbülünün akrabasıdır ama başka bir aileye mensup olan Güney Amerika kara tavuklarıyla karıştırılmamalıdır) ormanda yaşayan akrabalarından çok farklıdır. Daha dayanıklı gagaları vardır, daha yüksek perdede şakırlar (trafik gürültüsünde bile duyulacak kadar yüksek), daha az göç ederler (şehirlerde onlar için tüm yıl boyunca yiyecek ve yeterli sıcaklık vardır) ve daha az ürkektirler.

16
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 8 saat önce 10 dk.

Yeryüzü biyotasının evrimsel tarihçesi, belirli dönemlerde dev boyutlara ulaşan çok sayıda organizmanın ortaya çıkışına sahne olmuştur. Bu devasa türler arasında özellikle Mezozoik Zaman'da baskın olan Sauropoda kladına ait dinozorlar, ekstrem morfolojik oranları ve dev vücut kütleleriyle öne çıkmaktadır. Uzun servikal omurlar ve kitlesel hacimleriyle Diplodocus, Brachiosaurus ve benzeri sauropodlar kara ekosistemlerinin tarihsel olarak en büyük tetrapodları arasında sayılmaktadır. Bunun yanında, Tyrannosaurus rex ve Spinosaurus gibi yırtıcı türler, hem bilimsel araştırmaların hem de popüler kültürün etkisiyle "devlik" denince zihinlerde yer eden isimler olmuştur.

Ancak devasa canlılar sadece kara ile sınırlı değildir. Günümüz denizlerinde yaşayan ve şimdiye dek var olmuş en büyük hayvan olarak kabul edilen mavi balina (Balaenoptera musculus), bu unvanın yaşayan temsilcisidir. Yine de 2023 yılında keşfedilen ve boyutlarıyla mavi balinayı tahtından edebileceği düşünülen Perucetus colossus gibi türlerin buluntuları, doğanın büyüklük rekorlarının sürekli kırılmasına neden olmaktadır.[1]

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Yaşam Ağacı Gözlemi
Çağatay Duruk
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, Kırklareli
Pınarhisar ilçesi, Yenice köyü sınırları içinde, Çıplak tepe mevkiinde 03.05.2025 tarihinde gözlemledim. Burada rakım 840 metredir. Çıplak tepe bazı haritalarda gözükmez, tüm haritalarda gözüken Mahya tepenin yakınındadır.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 13 Temmuz 2021 23 dk.

Bir lambanın düğmesine bastığınızda, odanızdaki ışık anında yanar. Bir lambanın düğmesine bastığınızda, Edison lambası (enkandesan lamba) gibi bir lambayı oluşturan bir filament, yani incecik bir iplik üzerinden geçen güçlü bir elektrik akımı, filamenti oluşturan maddenin atomlarını ısıtır ve ısınan filament etrafa fotonlar saçar. Bunun temellerini, ışık hızının nereden geldiğiyle ilgili yazılarımızda ve videomuzda anlatmıştık. Ama buradaki kritik soru şu: Filamenti ısıtan elektrik enerjisi nereden geliyor? Dahası, o yazımızda ışık hızının anında ışık hızına ulaştığını söylemiştik. Peki elektriğin hızı da ışık hızında mı? Eğer öyleyse, elektrik de anında ışık hızına mı ulaşıyor? Değilse, elektriğin hızı ne kadar, ne düzeyde?Sahi, elektrik dediğimiz şey ne? Bunca elektron nereden geliyor?

Eğer elektriğe dair kafanızda soru işaretleri varsa ve özellikle de okullarda öğretilenler nedeniyle elektriğin su gibi akan veya suyun akarken iş yapması gibi akarken iş yapan bir olgu olduğuna inandırıldıysanız, bu yazımızda insan medeniyetini mümkün kılan elektriği daha doğru tanıma imkanınız olacaktır.

92
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tuğçem Müge Gür
Çeviren 2 Nisan 2021 7 dk.

National Geographic dergisi veya Indiana Jones filmleri; arkeologları Mısır piramitleri, Stonehenge ve Machu Picchu civarında kazı yaparlarken hayal etmenize sebep olmuş olabilir. Gerçekten de bazı arkeologlar bu ünlü yerlerde çalışırlar. Ama arkeologların bir kısmı, Dünya'nın her yanından insanların geçmişte nasıl yaşadıklarını öğrenmek ister. Bu arkeologlar, bunu kavrayabilmek için, arkada bırakılan arkeolojik eserlerden yararlanırlar. Bu eserlere ulaşabilmek içinse, geçmişte beşeri aktiviteye dair kanıtlar olan yerlerde kazı yapmaları gerekir. Lakin bu geçmişten kalan ipuçları, her zaman dev bir piramit kadar bariz olmayabilir.

Bu kanıtı bulmak, açıkça ayırt edilebilecek kalıntıların yanından yürüyüp geçmek kadar basit olabilir. Kimi zaman öyle bir arkeolojik alana denk gelirsiniz ki, arazide yürürken "İşte, hemen şurada kırık çanaklar ya da üzerinde kazıntılar olan taşlar var." diyebilirsiniz. Kanıtlar, burnunuzun dibinde, ayaklarınızın altındadır! Ancak kimi zaman kanıtlar öylesine gizlidir ki, uzun zamandır kayıp olan yapıları ortaya çıkarmak lazerler kullanmak, uydu ile görüntülemeler yapmak ve diğer modern jeofizik tekniklerinden yararlanmak zorunda da kalabilirsiniz. Doğru yetenekler, doğru aletlerle birleşerek, daha birkaç on yıl öncesine kadar arkeologların gözünden kaçması işten bile olmayan geçmişin izlerini bulmamıza yardımcı oluyor.

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yunus Sahin
Seslendiren 1 gün önce 5:04
2013 sayımlarına göre Çin'in nüfusu 1.357 milyar, Hindistan'ın nüfusu 1.252 milyardır. İkisinin toplam nüfusu, tüm Dünya'nın %35'inden fazlasına denk...
2
Tuğçe Barut
Yazar 29 Mayıs 2022 31 dk.

Çevre, organizmaların ya da ekolojik toplulukların doğrudan etkileşim içinde oldukları fiziksel, kimyasal, biyolojik, sosyal ortamların ve şartların bütünüdür. İnsanlar için bütün bu faktörlerin yanında kültürel ve ekonomik etkiler de çevre tanımına katkı sağlamaktadır.

Kelime anlamı olarak çevre kirliliği; canlı ve cansız varlıklara zararlı maddelerin engellenemez boyutta çevreye yayılmalarına denir. Kirleticiler, orman yangınları ya da volkanik küller gibi doğal olaylar olabilir ancak kirlilik olarak bahsettiğimiz terim daha çok antropojenik kaynakların, yani insan yapımı kirletici kaynaklarının yol açtığı sorunları temsil etmektedir.

62
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Akın Karahasan
Seslendiren 10 Şubat 2022 4:21
Avrupa Birliği ülkelerinde sürdürülen her türlü hayvan deneyini durdurmak için başlatılan itiraz süreci, Avrupa Komisyonu tarafından bu adımın biyomedikal...
39
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gülsevinç Ay
Çeviren 23 Mart 2018 12 dk.

Hayvanlar çevrelerinden aldıkları bilgileri bir yere hareket etmek, aktiviteleri için zamanlarını ayarlamak, miktarı değerlendirmek veya geçmişi hatırlamak için nasıl kullanırlar?

Bir kovanın derinliklerinde, bir bal arısı (Apis mellifera) çılgınca dans eder. O dans ettikçe diğer bal arıları arka ayakları ve antenleri ile onun vücuduna dokunarak çevresine toplanır. Daha sonra bu gözlemciler birer birer dansı bırakır, kovan girişine yönelir ve aynı yöne doğru uçarlar. Çünkü dans eden arı bol yiyecek kaynağına olan mesafeyi ve besin kaynağının yönünü onlara bildirmiştir (Görsel 1). Bir saat içerisinde işçi (yiyecek toplayıcı) arılar dönerler ve kendi dansları ile diğer işçi arılara yiyecek kaynağının yerini göstermeye hazırdırlar.

88
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

İnceleme
Erdinç Ayaz Yalçın
İnceleyen10 3 hafta önce
Kurtuluş Savaşı dönemini,dönemin karhamanlarını ve savaş döneminde türk halkına yaşatılan zulümü,Kuvayı Milliye'yi ve cesarete kapılıp cesurca mücadele veren türk halkını müthiş bir şekilde anlatan bir kitap.Herkes mutlaka okusun.
Kitap
10.0/10
(8 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zhurong: Mars’taki Yeni Gezgin

Mars‘ta yeni bir gezgin var. Mayıs ayının ortasında, Çin‘in Tianwen-1 görevi Zhurong gezginini kızıl gezegene bıraktı. Mars kelimesi Çince’de Ateş Gezegeni demektir. Zhurong gezgininin ismi ise, Çin mitolojisinde kabaca Ateş Tanrısı anlamına gelir. Zhurong, Güneş sistemindeki bilinen en büyük darbe havzası olan kuzeydeki Ütopya Planitia’ya indi. Bu alanda çok fazla yer altı buzulu olduğu bildirilmiştir. Zhurong, diğer pek çok bilimsel enstrümanın haricinde, yerin 100 metre altındaki buzu bile tespit edebilen bir radar taşıyor. Araba büyüklüğündeki Zhurong, görselde iniş üssünün yanında görülmekte. Görüntü, gezici tarafından yerleştirilmiş uzak bir kamera ile çekildi. Zhurong planlanmış 90 günlük görevi boyunca, Mars‘ın Ütopya Planitia bölgesinin jeolojisini, toprağını ve atmosferini inceleyecek.

15 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: China National Space Administration
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close