Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 20 Ekim 2014 11 dk.

Sanılanın aksine, birçok memeli aslında adet görmez. Adet görme, üst düzey primatlara ve bir grup yarasaya ait bir özelliktir. Köpeklerde vajinal kanamalar görülür; ancak bu, bildiğimiz anlamıyla adet değildir. Fil fareleri de, önceden adet gördüğü düşünülen; ancak sonradan bu kanamaların rastgele meydana gelen düşükler olduğu anlaşılan hayvanlardandır. Dolayısıyla adet görme davranışı, memeliler arasında oldukça nadiren görülen bir durumdur.

Dahası da var: Modern dönemde yaşayan insan dişileri, adet gören diğer herhangi bir hayvandan çok daha fazla kanama geçirirler. Bu kanamalar bol miktarda besinin vücuttan atılmasına neden olur, günlük yaşamı son derece olumsuz etkileyebilir ve eğer ki vahşi hayattaysanız, avcıların dikkatini çekmenize neden olur. Bu sebeplerle, adet görme davranışının evrimsel nedenleri çok iyi anlaşılmalıdır. Ancak bunu anlayabilmeniz için, öncelikle hayatınız boyunca size söylenen en büyük yalanlardan birine göz atmamız gerekiyor: anne-fetüs bağına...

155
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Söz
Fazilet Toros
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Yaşamın 3/4’ünü yalamakla(tükürdüğünü yalamak) ve şirin görünmekle geçirmek, 1/4’e yani inanca ve çocukluğa neşter saplamaktan farksız. Görünür olmak uğuruna kemiğine değin, tüm benliğini yok sayar hale getirerek işlevsizleştirmek, yine o, “çağın gerekliliklerinin” laneti herhalde.
Kaynak: https://www.mokitasosyal.com/felsefe/kirkayaklilar/
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mikro İktisat (Taylor, Weerapana)
  • Boyut: 25,0*21,5
  • Basım: 7
  • ISBN No: 9786053557456
Devamını Göster
₺640.00
Mikro İktisat (Taylor, Weerapana)
Gaia Uydusunun Verileriyle Galaksimizin Üstten Görünümü

Yuvamız olan Samanyolu Galaksisi, yukarıdan bakıldığında nasıl görünüyordur? Bizler bu galaksinin içerisinde yer aldığımız için doğal olarak bunun doğrudan fotoğrafını çekmemiz mümkün değil. Ancak yakın zamanda Avrupa Uzay Ajansı'nın (ESA) yürüttüğü Gaia isimli operasyonundan elde edilen bir milyardan fazla yıldızın konum verileri kullanılarak galaksimizin bir haritası oluşturuldu. Ortaya çıkan eseri incelediğimizdeyse tıpkı diğer birçok sarmal galakside olduğu gibi Samanyolu Galaksisi'nin de belirgin sarmal kollara sahip olduğunu görüyoruz. Güneş ve geceleri gördüğümüz parlak yıldızların büyük bir çoğunluğu, galaksimizin Avcı (Yun: "Orion") adlı kolu üzerinde yer alıyor. Gaia'dan elde edilen veriler, Samanyolu Galaksisi'nin ikiden fazla sarmal kola sahip olduğuna dair geçmiş bulguları destekler nitelikte. Galaksimizin merkezinde hayli belirgin bir çubuk bulunuyor. Galaksimizin ince diskiyse kendisinin bu renklerini çoğunlukla koyu tozlardan, parlak mavi yıldızlardan ve kırmızı salma bulutsularından alıyor. Gaia uydusu, başarılı bir görevin ardından 27 Mart 2025'te devre dışı bırakılmış olsa da bu görev kapsamında elde edilen verilerin analiz süreci hâlen devam etmekte.

13 Mayıs 2025 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görselleştirme Credit: ESA, Gaia, DPAC, Stefan Payne-Wardenaar
Çeviren: Tolunay Dündar

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ömer Can Mutlu
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, İzmir
Yetişkin erkek.
Tarih: 18 Nisan 2025
Enlem: 38.4590959678
Boylam: 27.2058598565
Dış bağlantı: https://www.inaturalist.org/observations/272054020
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
6 gün önce
Bazı istidatlar vardır ki, ne kadar gayret gösterilse, ne kadar zaman ve emek feda edilse de sanki evrenin nadir bir cilvesiyle seçilmiş zihinlere bahşedilmiştir; onlar, insan dehasının ve dirayetinin en göz kamaştırıcı yansımalarıdır. Evrim Ağacı'nın kurucusu Çağrı, işte bu müstesna cevherlerden biri. Onun video anlatılarındaki o eşsiz ve berrak üslup, sanki en duru fikir pınarlarından süzülüp gelen bir esinle hayat buluyor. Nice mütehassıs bir araya gelse, onun tek başına var ettiği o idrak derinliğini ve ifade letafetini meydana getirmekte aciz kalırdı. Her şey için teşekkürler.
11
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Ayşe Ege Palaz
Çeviren 10 saat önce 1 dk.

Bir gök bilimciye göre Falcon Heavy, madencilik için uygun asteroit sayısında büyük bir artış yaratabilir. Söz konusu madenlerin değeri oldukça şaşırtıcı olmakla birlikte bu madenler insanların kolonizasyon çabalarına da yardımcı olabilir.

SpaceX'in Falcon Heavy'si, 21. Yüzyılda bir Altın Telaşı (mültecilerin Dünya ekonomisini nasıl etkilediğini anlatan bir terim) yaşanmasını mümkün kılabilir. Elbette bu, bildiğimiz Altın Telaşının aksine madencilerin batıya yönelmek yerine değerli mineralleri ve kimyasalları uzayda aramasıyla mümkün olacaktır.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 16 Temmuz 31 dk.

2024 yılı itibarıyla dünyamız, büyük teknolojik ve bilimsel gelişmelerin gerçekleştiği bir evrededir. Yapay zeka, robotik, uzay çalışmaları, kişiselleştirilmiş gen tedavileri, türdiriltimi (İng: De-extinction) ve diğer bir çok alan adeta bilimkurgu filmlerini aratmayacak şekilde ilerlemektedir. Özellikle yapay zeka ve robotik teknolojileri, uzay araştırmaları ve biyoteknoloji gibi disiplinler, geleceğin en parlak alanları olarak öne çıkmaktadır.

Modern genetik biliminin ilerlemesiyle birlikte hayatımıza giren biyoteknoloji, günlük yaşamımıza pek çok kolaylık sağlamaktadır ve ilerisi için de epeyce potansiyel taşımaktadır. Örneğin, kişiselleştirilmiş tıp uygulamaları sayesinde, her bireyin genetik yapısına özel tedaviler geliştirilmekte ve böylece daha etkin ve hızlı iyileşme süreçleri mümkün hâle gelmektedir. Öte yandan tarım sektöründe, genetiği değiştirilmiş canlılar daha verimli ve hastalıklara karşı dirençli ürünler sunarken, gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik konularında da biyoteknoloji sayesinde önemli adımlar atılmaktadır.

25
5
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 21 Ağustos 2013 24 dk.

Hayat, sağ elini kullanmayı tercih eden ("sağlak") insanlar için tasarlanmıştır. Çünkü popülasyonun %85-90 civarı, sağ elini kullanmaktadır; geriye kalan %10-15'lik kesim sol elini kullanmayı tercih eder ("solak"). İyi ama neden? Bunu belirleyen ne? El tercihi, hangi faktörlerden etkilenerek oluşuyor? Bu yazımızda, el tercihi ya da ellilik olarak bilinen bu konuya ve bunun evrimine değineceğiz.

Ellilik (el tercihi, el kullanımı) olarak bilinen ve halk arasında genelde "sağlaklık ve solaklık" olarak kullanılan bu kavramın ne yazık ki evrensel ve net bir tanımı bulunmamaktadır. Ancak sıklıkla başvurulan tanımı üzerinden gidecek olursak, bir insanın günlük yaşantısı içerisinde öncelikli olarak tercih ettiği el ve ayak kullanımıdır. Yani bir şeye uzanmak için genellikle sağ elinizi kullanıyorsanız "sağlak", sol elinizi kullanıyorsanız "solak" olarak bilinirsiniz. Aynı durum ayaklar için de geçerlidir, ancak burada sadece el olarak bahsedeceğiz.

156
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Sizden Gelenler
Feda Tayganer
Feda Tayganer
50K UP
Üye
Evrim Ağacı'nın bana en çok yararı bilmediğim konulardan gelen sorular ve ilginç cevaplar olmasıydı. Gerçekten de Evrim ağacı sayesinde çok denemeci arkadaş çıktı ortaya, 🌸🌼
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 1 gün önce Sen de Cevap Ver

Kestirmek biraz zor. Çünkü "baskın tür" demek sadece kimin en zeki olduğu ya da en havalı şeyleri kimin yaptığıyla ilgili değil; ekolojik olarak bu genellikle biyokütle, çevre üzerindeki etki ya da besin ağındaki konumla alakalı. Biz ortalığı karıştırmayı bıraktığımızda, pek çok tür için büyük bir ekolojik serbestleme (rahatlama) durumu görürdük. Bilişsel yetenekleri ve alet kullanımları nedeniyle şempanzeler gibi primat kuzenlerimizi ya da sayıları ve kolektif zekaları sayesinde sıçanlar gibi çok uyumlu türleri, hatta karıncalar gibi bazı ösosyal böcekleri aday göstermek cazip gelse bile asıl "baskın" tür ekosistemden ekosisteme çılgınca değişebilirdi. Saf biyokütle ve küresel dağılım açısından, prokaryotlar (bakteriler gibi) ve mantarlar zaten biyojeokimyasal döngülerde ve ayrışmada inanılmaz derecede baskın roller oynuyorlar ve onların saltanatı, belki de başlangıçta daha da kontrolsüz bir şekilde devam ederdi. İnsan baskısı (avlanma, habitat yıkımı) olmadan gelişebilecek daha büyük omurgalılar popülasyon patlamaları yaşayabilirdi – otlaklarda toynaklıları ya da yeni restore edilmiş habitatlarda belirli tepe avcıları düşünün, bu da karmaşık trofik kaskad değişimlerine yol açardı. Ancak hiçbir tek tür muhtemelen insanların şu anda uyguladığı türden küresel, çevreyi değiştiren bir baskınlık elde edemezdi; bunun yerine, yerel ekolojik süksesyon ve türler arası rekabet tarafından şekillenen, bölgesel olarak baskın türlerden oluşan bir mozaik görürdük diye düşünüyorum.

8
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmet Demiryay
Mehmet Demiryay
175K UP
Uyarlayan 2 Kasım 2017 8 dk.

Kara delikler kütlesi çok fazla olan astronomik nesnelerdir, bu da onlara birçok ilginç özellik verir. Ama kara deliğin oluşması için sadece kütle yeterli değildir. Çok yüksek bir yoğunluk gerekir, çok fazla kütlenin küçük bir hacme sıkışması yani. Tam olarak ne kadar kütlenin ya da hacmin gerektiği duruma göre değişir. Hatta şunu da söylemeliyiz: Bütün kara delikler iddia edildiği kadar yoğun olmak zorunda bile değildir!

Öncelikle bir kara deliğin oluşumuna bakalım. Kara deliğin oluşumu karmaşıktır, ama esasen iki olası yol vardır: Belli bir kütleyle başlayıp onu belli bir kritik noktaya kadar sıkıştırabilirsiniz, böylece bir kara delik oluşturacak denli bir yoğunluğa ulaşırsınız. Ki süpernovalar, süperdev yıldızların çekirdeklerini kara deliğe bu şekilde dönüştürürler. İkinci yol ise, belli bir cisme, kritik bir noktaya ulaşıncaya değin kütle eklemeye devam etmektir - ki nihayetinde o cisim kara deliğe dönüşebilir. Örneğin, iki nötron yıldızı birleşerek bir kara delik oluşturabilir.

47
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce İstanbulÜcretsiz23 Mayıs
Öğrenci Matematik Çalıştayı XI
23 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 23 Mayıs 2025 16:00 tarihine kadar.

İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü olarak bu yıl Matematik Çalıştayımızın 11. 'sini düzenliyoruz.

Etkinliğimiz; matematik bölümünden mezun olmuş, farklı alanlarda kendini geliştirmiş, kariyer hedeflerimize ilham verecek isimleri bir araya getirecek.

Konuşmacılarımızın bilgi ve deneyimlerinden yararlanmak istersen aşağıdaki formu doldur, etkinlik gününde aramızda yerini al.

Katılım formu;

https://forms.gle/b4dLBBKKKeLodRQ18

Daha detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.https://www.instagram.com/iumatematik/

Devamını Göster
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 12 Ağustos 2018 33 dk.

Modern bilim çerçevesinde evrimin nasıl gerçekleştiğini çok net bir şekilde bilmekteyiz. Ancak her bilim dalında olduğu gibi, oldukça iyi bildiğimiz süreçleri daha yakından inceledikçe, onlara dair çok daha ilginç ve ilk bakışta gözden kaçabilecek detayları keşfetmeye başlarız. İşte evrimsel biyoloji dahilinde Moleküler Evrimin Nötral Teorisi ya da kısaca Nötral Teori olarak bilinen teori, bu ilginç detayların en önemlilerinden birisidir. Ayrıca bu teori, Evrim Teorisi dediğimiz teorinin tek taraflı bir teorik altyapıdan gelmediğini, çok sayıda teorinin bir araya gelip, bir bütün olarak çalışarak, canlıların bugünkü çeşitliliğine nasıl ulaştığını açıklamamızı mümkün kıldığını göstermektedir. Bu da, Evrim Teorisi'nin bu kadar güçlü bir teori olmasının nedenlerinden sadece bir tanesidir.

Genel evrimsel süreci bilirsiniz, biz de bolca anlattık. Evrimin tamamını iki büyük aşamaya ayırmak mümkündür: Çeşitlilik Mekanizmaları ve Seçilim Mekanizmaları. İlki, popülasyon içinde durmaksızın çeşitlilik yaratan mekanizmalardır. Bunlar arasında mutasyonlar, kromozom çaprazlanması (crossing-over), yatay gen transferi gibi birçok mekanizma bulunur. Bunlar gerçekleştikçe, popülasyon içindeki genlere yeni varyantlar (çeşitler) katılır veya var olan varyantlar birbirleriyle karışır. Bu varyantlar, genler ve bu genlerin değişimi/karışımı yoluyla oluşur. Böylece popülasyon içi çeşitlilik dağılımı rastgele bir şekilde değişir. Ancak bu rastgeleliği eleyip, düzenli bir forma sokan ikinci basamak Seçilim Mekanizmaları'dır. Söz konusu var olan ve durmaksızın değişen çeşitlilik, çevresel etmenlere karşı her an sınava tabi tutulur. Kimi çeşitlilik, diğerlerine göre daha avantajlıdır ve o çeşitliliğe sahip bireylerin daha kolay hayatta kalmasına ve/veya daha kolay üremesine yardımcı olur. Böylece bu çeşitliliğe rastgele bir şekilde sahip olan bireyler daha kolay hayatta kalır ve/veya ürerler; bu sırada da kendilerini avantajlı kılan genleri gelecek nesillere daha sık aktarırlar. Bazı genlerden doğan bazı varyantlar ise, popülasyonun içinde bulunduğu çevre şartlarında diğer bireylere göre daha dezavantajlı konumda kalırlar. Bunlar ya daha az hayatta kalır ve/veya ürerler, ya da hiç hayatta kalamaz ve/veya hiç üreyemezler. Bu durumda, onları zayıf kılan dezavantajlı genler de gelecek nesillere ya hiç aktarılmaz ya da daha seyrek aktarılır. Böylece bu şekilde bol çeşitli varyantlar arasından, içinde bulunulan çevreye en uyumlu olan varyantların sayısı her nesilde birazcık artar; uyumsuz olanların sayısı ise her nesilde birazcık azalır. Böylece canlıların popülasyonunun geneli, çevrelerine giderek daha uyumlu hale gelecek biçimde değişir.

95
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Ayşe Ege Palaz
Çeviren 10 saat önce 2 dk.

Girişimci Juan Enriquez, yaşama oldukça elverişsiz ortamlarda hayatta kalabileceğimiz ve hatta DNA manipülasyonu ile hafızalarımızı ele geçirip yönetebileceğimiz bir gelecekten bahsediyor!

İstediğimiz bedenleri tasarlayabileceğimiz bir Dünya düşünün. Bu Dünya'da, yanımızda yaşayacak hayvanları ve bitkileri de yaratabilir, canlandırabiliriz. Organizmaları değiştirebilir, onları istediğimiz gibi şekillendirebiliriz. Ve aslında gelecekten bahsetmiyoruz. Hatta bunun için hayal gücüne gerek yok, şu anda o dünyada yaşıyoruz.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Mert Ali Canlı
İnceleyen10 4 Ocak 2022
Kendisi çok ilginç eserler ortaya çıkarıyor ve az biraz bile olsa birşeyler öğrenebilirsiniz.
Youtube Kanalı
9.7/10
(10 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Ömer Can Mutlu
Türü Ekleyen 5 gün önce
Harmochirina, Plexippini oymağına bağlı bir alt oymaktır. Oymağın 2 alt oymağından biridir.
2
B Polat
B Polat
328K UP
Bilim Meraklısı 10 Temmuz 2022 Sen de Cevap Ver

Sıcaklık, bir ortamdaki atom (yada moleküllerin) toplam ortalama kinetik enerjilerinin bir ölçüsüdür. Bizim kullandığımız Celsius sıcaklık ölçü birimi suyun donma ve kayma noktalarını baz olarak oluşturulmuştur. Günlük hayatımızda oldukça kullanışlıdır.

Bilimsel sıcaklık tanımlarında Kelvin ölçeği kullanılır. Sıfır Kelvin (yaklaşık -273 °C) atomların tamamen durduğu sıcaklık değeridir. O yüzden sıfır Kelvin değerinden daha düşük sıcaklık bulunmaz.[1]

Tüm Reklamları Kapat

113 görüntülenme

Kaynaklar

  1. ScienceDaily. A Temperature Below Absolute Zero: Atoms At Negative Absolute Temperature Are The Hottest Systems In The World. Alındığı Yer: ScienceDaily | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İbrahim Uzun
Seslendiren 25 Şubat 2022 8:09
Simülasyon teorisinin ne olduğu ve bir simülasyon içinde yaşıyor olma olasılığı konularını şu yazımızda detaylıca incelemiştik: "Simülasyon Teorisi Nedir?...
Bionluk Logo sponsorluğunda seslendirildi.
55
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 30 Ocak 2019
Pek az insan, Evren'deki materyal tozun içinde yüzdüğü boşluğun enginliğinin farkındadır.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
15
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close