Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Akın Karahasan
Seslendiren 3 Ocak 2022 6:43
İnsanlar, genellikle köpekbalıkları veya aslanlar gibi "vahşi" buldukları hayvanlar tarafından öldürülmekten korkarlar. Halbuki bu hayvanlar, bir insanı...
27
Tüm Reklamları Kapat
Kuzey Kılıç
Yazar 16 Temmuz 2019 10 dk.

Görsel efektlerin atası kabul edilen Georges Méliès‘in 1902 tarihli ve 13 dakikalık "Le Voyage Dans La Lune" yani "Ay'a Yolculuk" filmi veya Alman yönetmen Fritz Lang'ın 1929 tarihli "The Rocket to the Moon" adlı yapıtı insanoğlunun Ay'a gitme hayallerinin neredeyse bir asır önceden var olduğunu gösteriyor. Keza Ay, Rönesans'ın alimleri veya İhtilal sürecinin şairlerinin de hayallerini süslüyor. Oraya ulaşmamızın ardından tam tamına 50 yıl geçti...

Dünya'nın karmaşık teknolojik ilerlemesine baktığımız zaman gözümüze ilk olarak tekerleğin icadı, yazının kullanılması, matbaanın yaygınlaşması veya telgraf hatlarının kurulması gibi yenilikler çıkar. Bütün bunların ve diğerlerinin üzerinde olan, teknolojiyi bilimle kaynaştıran Ay Görevleri ise 1959 yılında somut bir hâl almıştı. SSCB'nin Yuri Gagarin'i yörüngeye çıkararak bu alanda tarihe geçmesi, Soğuk Savaş halinde olduğu Amerika Birleşik Devletleri'ni harekete geçirmiş ve bilimin, teknolojinin ilerlemesini sağlayacak olan 10 yıllık dev mücadeleyi başlatmıştı.

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Akın Karahasan
Yazar 21 Nisan 2020 27 dk.

Değerli okurlarımız, bu yazımızda sizlere FOTON-M3 projesinin tardigradlara odaklı üç misyonundan biri olan RoTaRad (Rotiferler, Tardigradlar ve Radyasyon) misyonundan bahsedilecektir. RoTaRad misyonu rotiferler ve tardigradlar üzerine gerçekleştirilmiş olmasına rağmen yazımızda sadece tardigradlar üzerindeki deneylere ve sonuçlara odaklanılmıştır. Uzay ortamındaki stres faktörlerinin tardigradlar üzerindeki etkilerini belirlemek adına oluşturulan diğer iki misyon olan TARDIS ve TARSE ile ilgili yazılarımıza linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Tardigradlar veya su ayıları, dünyadaki en zorlu hayvanlar olmaya adaydır. Bu metazoanlar, tüm dünyada derin deniz bölgeleri, gelgit bölgeleri, göller, nehirler, Himalaya dağları, tropiklerin yeşil yağmur ormanları, en kurak çöller ve Kuzey Kutbu'nun sert tundrası gibi çeşitli habitatlarda bulunabilmektedirler. Bununla birlikte, tüm tardigradlar aktif olabilmek için su filmine ihtiyaç duyar. Karasal habitatlarda, nemin fazla olduğu ortamlarda yetişen yosunlarda ve likenlerde bulunurlar. Çevresel strese maruz kaldığında bu yarı karasal tardigradlar kriptobiyoz adı verilen “askı” durumuna girebilirler. Kendilerini gözlemleme fırsatı bulduk. Yaşam Ağacı projemizdeki gözlem kaydımıza buradan ulaşabilirsiniz.

86
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 28 Haziran 2011 31 dk.

Ekim-Kasım 2014 aylarında o kadar fazla ve o kadar kaliteli bilim kurgu filmleri çıktı ki, hepsine yetişip kapsamlı analizler yapmamız oldukça güç oluyor. Yıldızlararası (Interstellar) için yazdığımız detaylı analiz, sadece birkaç haftada binlerce defa paylaşıldı ve hatta StumbleUpon'da da karşımıza çıkan bir içerik haline geldi. Ancak Yıldızlararası'nın etkisine kapılıp, bilim kurgunun bir diğer önemli eserini es geçmemek gerekiyor: dilimize tuhaf bir şekilde Evrim olarak çevrilmiş olan, aslında "üstünlük, aşkınlık" anlamına gelen, orijinal adı Transcendence...

Yıldızlararası bizi Evren'in ve modern fiziğin sınırlarına götürürken, Transcendence bizleri beynimizin müthiş dünyasına çekiyor, nanoteknolojiden gücünü alan yapay zekanın gelecekte ne seviyeye gelebileceğine dair net bir görüntü sunuyor. Tıpkı Yıldızlararası gibi, Transcendence da çok uzak olmayan bir gelecekte geçiyor. Peki filmde gösterilenler ne kadar gerçekçi? Yapay Zeka gerçekten bu kadar zincirlerini kırıp, sınır tanımaz hale gelebilir mi? Beynimizi bir makinaya indirgemek mümkün mü? Anılarımız, bir USB bellek ile kıyaslanabilir özellikte midir? Nanoteknoloji, hiper-hızlı kendi kendini yenileme ve hiper-hızlı kendi kendine organizasyon gibi teknolojileri mümkün kılabilir mi? Kuantum bilgisayarlar, bugüne kadar var olmuş bütün insanların toplam zekasından kat kat daha zeki hale gelebilir mi? Bir makina hissedebilir, şahsi emellerine göre tercihlerde bulunabilir, duygulara sahip olabilir, insanları kontrol edebilir ve hepsinden önemlisi, kendine ait bir "benliğe" sahip olabilir mi? Bu yazımızda bu sorulara değinecek ve modern bilimin ışığında bazı bilgiler vereceğiz. 

137
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yusuf Asaf Güven
1 gün önce
""Karanlık bir yol ve aydınlık bir yol varken insanlar bu iki yoldan birinden ilerlerken. Ben yolumu göremiyorum, yolum kayıp. En acısı, belki de en kötüsü de, istesen de o yolu görememen. Kör olduğundan değil, sağır olduğundan değil, aptal olduğundan, salak olduğundan, düşünemediğinden hiç değil. Korktuğundan. Acı çekmekten korktuğundan görememek… İnsanı bırak hasta etmeyi, öldürür. Öldürür diyorum öldürür."

"Artık düşünmek bile istemiyorum. Düşünmemek için uyuyacağım sanırım. Ancak uyumakta istemiyorum, sabah olmasından korkuyorum. Korkmak istemiyorum.""

Kitabımdan bir kaç alıntı

2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Serdar Doğan
İnceleyen10 11 Haziran 2022
Harry Potter severlerin mutlaka izlemesi gereken bir film. Hikaye daha bitmedi.
9.3/10
(149 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Fantastic Beasts: The Secrets of Dumbledore
Yönetmen: David Yates
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Elif Beren
Elif Beren
20K UP
Türü Ekleyen 22 saat önce
Küçük omurgalılar ve büyük omurgasızlarla beslenir. Avlanmadan önce ağaç dalları gibi yüksek yerlerde oturur. Diğer örümcek kuşları gibi avladıkları avı yemek için diken gibi sivri bir cisme geçirir. Kışın az sayıda Türkiye’de görülebilir.
1
Göktuğ Kaçıra
Yazar 12 Eylül 2019 4 dk.

Canlılarda üreme iç güdüsüyle tetiklenen, en iyi ve sağlıklı yavruları üretmek ve türün devamlılığını sağlayabilmek için gelişmiş olan eş seçme davranışları çok çeşitlilik gösterebilir. Kuşlarda tüy renkleri ve ötüşler bahis konusuyken, geyiklerde boynuz büyüklüğü bu işi görür. Ancak gelişmiş beyinleri ve buna bağlı olarak daha karmaşık bir sosyal hayatları olan insanlarda eş seçimi çok daha karmaşıklaşmıştır. İşte tam da bu karmaşanın ortasında basit ancak bir o kadar da etkili olduğu düşünülen bir kimyasala rastlamak şaşırtıcı: Copulin. Copulin gerçekten de sihirli bir iksir olabilir mi?

Memelilerin birçoğunda görülen, dişilerin erkeği kabul etmeye hazır olduğu, feromonlarla veya üreme organlarının şişmesi gibi davranışlarla bunu belli ettiği döneme östrus denir. İnsanlarda bu davranışların görülmemesi yumurtlamanın gizli kalmasına yol açmaktadır. Bu bir dezavantaj olarak görülse de tek eşliliğe yönelmeyle düzenli olarak yavru doğumuna izin vermesi ve eş bulamama sıkıntısı olmaması yönüyle bir avantaj olmuştur. Ayrıca kadınların gizli bir silahının daha var olduğu düşünülmektedir: Copulin. Kimyasal olarak C2-C5 alifatik asitleri olan copulinler aslında vajinadan salgılanan yağ asitleridir.

118
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
389K UP
Aktaran 3 gün önce 3 dk.

Kedi Pepper yine iş başında. Avcılık becerileri sayesinde virologların Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ilk jeilongvirüsü tanımlamasına yardımcı olan virüs avcısı kedi, yeni bir orthoreovirüs türü tespit etti.

Pepper'ın sahibinin Florida Üniversitesi Halk Sağlığı Fakültesi'nde virolog olan John Lednicky olması da buna yardımcı oluyor. Pepper, Everglades kısa kuyruklu kır faresi (Blarina carolinensis) yakaladı ve Lednicky bu küçük memeliyi laboratuvara test için götürdü. Lednicky'nin araştırmaları arasında, geyik çiçeği virüsü virüsünün incelenmesi de olduğu için, su faresindeki bulguların bu virüsün memeliler arasında nasıl yayıldığına dair ipuçları verebileceğini düşündü.

8
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Berkecan Kaya
Üye 2 gün önce 1 Cevap
Bir insan vücudu tek beyin içinde iki farklı zihin oluşturabilir mi? Bu zihinler birbirlerine zarar vermeden hayatı idame ettirebilir mi? Yabancı el sendromu: Bir elin diğer elin hareketlerine karşı gelmesi ve ortak çalışmaması bize neyi gösterir? Kişilik bozukluğu olan bireylerin tedavi ile düzelmesi durumunda hangi kişilik ile devam edeceğini ne belirler ve diğer kişiliğin yok olması ahlâk açısından problemleri nedir,yani o bir birey değil miydi?
318 görüntülenme
Çoklu kişilik, bir bireyin beyni iki kişi gibi davranması vs bu durumda aklıma gelen şu: Bir zihinde iki birey olabilir yani barına bilir mi?
Çoklu kişilik, bir bireyin beyni iki kişi gibi davranması vs bu durumda aklıma gelen şu: Bir zihinde iki birey olabilir yani barına bilir mi?
Cevap Ver 4,000 UP
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Prof. Dr. Kerem Cankoçak
Yazar 17 Kasım 2014 25 dk.

Evrim Ağacı olarak Yıldızlararası (Interstellar) isimli filmin bilimsel bir analizini buradaki yazımızda sunmuştuk. Ancak ülkemizin en önde gelen fizikçilerinden olan Doç. Dr. Kerem Cankoçak tarafından daha da teknik bir analiz kaleme alındı ve buradaki blogunda yayınlandı. Kerem hocamızın bu makalesinde, filmde yer alan çok sayıda fizik ve astrofizik kuramına detaylıca yer veriliyor ve tarihi arka planıyla birlikte ele alınıyor. Dolayısıyla bu analiz, sadece bir "film analizi" olmaktan öte, modern bilimin bir kısmının harika bir özeti görevi görüyor! Biz de, Evrim Ağacı olarak sevgili Kerem hocamız böyle bir analiz hazırlamışken, birçok konuyu öğrenip irdeleyebileceğiniz bu harika makaleyi okurlarımızla paylaşmak istedik. 

Umarız faydalı olur, iyi okumalar.

154
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Emir Akbaş
Emir Akbaş
106K UP
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Daha dün ruhlarının yalnızlığında hasta odalarının loşluğunda çabucak ölmeyi arzulayanlar, başkalarının yaşamını ve mutluluğunu görünce nasıl da yaşamak istiyorlar?
Kaynak: Alexandre Dumas (Fils)'in Kamelyalı Kadın adlı romanından alınmadır.
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
63K UP
Gözlemi Yapan 4 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı Yaylası'nda kaydedilmiştir.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bahar Yüksel Çakmak
Ben bu konu hakkında çok araştırma yaptım. 5 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Tolgahan Köylü tarafından sorulmuştur.

Celal Şengör çok iyi açıklamış:

"Şimdi sen diyorsun ki Merkür benim günümü mahvediyor. Yani gökyüzünde dönen bir taş parçası benim aşk hayatını mı etkiliyecek? Böyle saçmalık olabilir mi!

Batıl inançlar batıldır.

Tüm Reklamları Kapat

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Blog Yazısı
Deha Kaykı
Deha Kaykı
199K UP
Blog Yazarı 4 dk.

O meşhur T.Rex kükremesini duymuşsunuzdur değil mi? Nerdeyse tüm popüler kültür kaynaklarında T.Rex başta olmak üzere pek çok etoburun ihtişamlı bir kükreyişi vardır. Buna bağlı olarak bugün günlük hayattaki pek çok kişinin de kafasına dinozorların genel olarak kükrediği fikri yerleşmiştir. Dinozor kelimesi akıllara geldiğinde o meşhur kükreme sesi ile aklımızda canlanmaktadır. Aslında yapılan çalışmalar, durumun pek de öyle olmadığını gösterdi. Hatta dinozorların kükreyemediğini bile söyleyebiliriz.

Dinozorların kükreyememesi pek çok kişi tarafından oldukça garip karşılanacaktır. Devamında ise şu soru akıllara gelecektir. Peki, bu canlılar nasıl sesler çıkarıyordu? Bu sorunun cevabı için Teksas Ünivetsitesinin bir grup araştırmacısı tarafından dinozorların sesleri üzerine bir araştırma yapıldı. Araştırmada materyal olarak günümüzde yaşayan dinozorlar olan kuşları ve onların en yakın akrabaları olarak düşünülen "crocodilianları" kullandılar. Crocodilianlar incelendiğinde tıslama ve homurtular dışında pek de ses çıkarmadıkları görülmüştür. Ancak evrimsel süreçte yaklaşık olarak bundan 250 milyon yıl kadar önce dinozorlardan ayrıldılar. Bu sebeple araştırmacılar, dinozorların direkt olarak kendileri olan kuşlara bakmaya karar verdiler. 66 - 68 milyon yıl önce Antarktika'da Vegavis iaai isimli antik bir kuş bulundu. 2013 yılına geldiğimizde Teksas Üniversitesinden Dr. Clarke, fosili yeninden analiz etti ve bu canlıda kuşlarda ötüşü sağladığı bilinen syrinx isimli yapının bulunduğuna dair kanıtlara rastladı. Syrinx yapısı, Avian dinozorlara bugünkü modern kuşlarda duyduğumuz biçimde ötüşler kazandırdı. Avian dinozorlarda syrinxi görebiliyoruz. Peki, bu durum non avian (kuş olmayan) dinozorlarda nasıldı? Non avian dinozorlarda syrinx yapısına henüz rastlamış durumda değiliz. Bu yüzden onların, mevcut ötücü kuşlar kadar çeşitli yapıda sesler çıkarmadıkları düşünülüyor. Kuşlar, ağzı açık ve yüksek perdeli melodisel ötümler yapmaktadır. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, dinozorlar ise ağzı açık kükremeler yerine, ağzı kapalı seslendirmeler yaptılar. Hayvanlar ağzı kapalı sesleri yemek borularını ya da trakeal keselerini (nefes borularındaki keseleri) şişirerek çıkarır. Bu sesler, düşük perdelidir; ıslık sesi veya hırıltı ile karıştırılabilir. Günümüzdeki modern timsahların hırıltıları bu seslere örnek olarak verilebilir. Bu yönleriyle non avian dinozorların sesleri kuşlardan ayrılmaktadır. Sonuç olarak birçok dinozorun ağzı açık kükremeler yapamadıklarını bunun yerine ağzı kapalı homurtu ve tıslama benzeri sesler çıkardıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.

20
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close