Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Aktaran 18 Haziran 2021 4 dk.

Davranışsal olarak modern insanların ortaya çıkışından önceki dönem, kaotik bir şekilde değişen bir iklime ve çevreye sahipti - ki zaten insan evrimini şekillendiren de, yüz binlerce yıl boyunca meydana gelen bu çevresel baskılardır.

Cambridge Archaeological Journal'da yayınlanan yeni araştırmada ileri sürülen ve insanın bilişsel evrimine yönelik geliştirilen yeni bir teori olan Tamamlayıcı Biliş Teorisi, atalarımızın bu dramatik çevresel ve iklimsel değişimlere uyum sağlarken, farklı ama tamamlayıcı düşünme biçimlerinde uzmanlaşacak şekilde evrimleştiğini ileri sürüyor.[1] Strathclyde Üniversitesi'nde Araştırma Görevlisi ve Cambridge Üniversitesi McDonald Arkeolojik Araştırma Enstitüsü'nde görev yapan baş yazar Dr. Helen Taylor, şöyle açıklıyor:

27
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 6 Ekim 2020 23 dk.

Yaşam, 4 milyar yıl kadar önce, okyanus tabanlarında başladı. Milyarlarca yıl boyunca gezegenimizdeki yaşam, sadece denizlere ve okyanuslara hükmetti; mikrobik yaşam haricinde karalara adapte olabilen hiçbir makroskobik canlı yoktu. Sonrasında mantarlar, bitkiler ve nihayetinde böcekler karalara çıkmaya ve bu yaşam alanlarına da adapte olmaya başladılar. Karasal canlılara katılan son grup, omurgalı hayvanlar oldu. Balıklar içerisinden ayrılan bir grup, bugün kurbağa ve semender gibi hayvanlarla temsil edilen amfibilerin atalarına evrimleştiler. Amfibiler, hem suda hem karada yaşayabilen hayvanlardır ve bunlar, tamamen karasal yaşama adapte olmuş sürüngenlerin atalarıdır. Sürüngenler içerisinden bir dal memelilere evrimleşmiş, dinozorların yok oluşunu takiben yükselişe geçen memeliler içerisinde bir dal, primatlara gidecek soy hatlarının atası olmuş, bunlar içerisinden bir grup da bugün Homo sapiens olarak da bilinen biz modern insana evrimleşecek türlerin yolağı olmuştur.

Bu açıdan bakılacak olursa, "Hepimiz balığız." demek mümkündür. Kimi zaman bu argüman, sanki abartılı veya anormalmiş gibi algılanabiliyor. "Daha maymunu hazmedemedik, ne balığı?" gibi tepkiler alabiliyor. Ancak bilimsel gerçekler, bizlerin onları hazmedebilme hızından ve becerisinden bağımsız gerçeklerdir. Dahası, bu gerçekte hazmedilemeyecek pek bir şey yoktur; nihayetinde evrimsel biyoloji sayesinde biliyoruz ki yaşam tek hücreli organizmalardan başlayarak günümüzdeki çeşitliliğine erişmiştir (ve bu yolda, birçok tür yok olmuştur), dolayısıyla insanın ataları elbette sadece maymunlar veya primatlar olamaz; sonuçta maymunların ve primatların da ataları olmalıdır - ve elbette, vardır. Kemirgenler, ilkin memeliler, sürüngenler, amfibiler, balıklar, ilkel çok hücreli canlılar ve tek hücreli canlılar, insan evriminin daha erken basamaklarındaki atalarının sadece birkaçıdır. "Hepimiz balığız." derken, bunlardan sadece bir tanesi öne çıkarılmaktadır; tıpkı "maymun meselesinde" insanın atalarından bir grubun abartılı bir şekilde vurgulanması gibi...

162
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arzu Redjep
Arzu Redjep
282K UP
Çeviren 28 Mayıs 2020 14 dk.

Charles Darwin, 1859 yılında Türlerin Kökeni eserinde doğal seçilim üzerinden Evrim Teorisi’ni açıkladığında, adaptasyonlara, yani organizmaların yeni veya değişen ortamlarda hayatta kalmasını sağlayan değişikliklere odaklanmıştı. Uygun adaptasyonlar için seçilimin, eski atasal formların kademeli olarak sayısız türe dönüşmelerini sağladığını öne sürmüştü.

Bu kavram o kadar güçlüydü ki, evrimin tamamen adaptasyonla ilgili olduğu fikrine kapılabilirdik. Bu yüzden, bilimsel çevrelerde hakim olan görüşün elli yıldır böyle olmadığını savunması şaşırtıcı bulunabilir.

36
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Herond  Browser
1 saat önce
Trong bài viết này, chúng ta sẽ cùng khám phá và đánh giá chi tiết các trang web xem bóng đá trực tiếp hàng đầu, giúp bạn tìm ra địa chỉ ưng ý để không bỏ lỡ bất kỳ khoảnh khắc kịch tính nào trên sân cỏ.

0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arsel Berkat Acar
Yazar 21 Aralık 2013 17 dk.

2010 senesinde Türkiye'deki evrimsel biyolojiye dair bilgi düzeyini arttırmak amacıyla Evrim Ağacı'nın kurulmasından bu yana, yazar kadrosuna birbirinden donanımlı araştırmacıların alınmasıyla birlikte adeta bir "Bilim Ağacı" haline dönüştüğümüzü söylemek yerinde olurdu. Bu süreçte bilim camiasının karşısında duran ve popülerliği yüksek olan sahtebilimsel iddiaları da ele almamak bir hata olurdu. Karşımıza her gün çıkan onlarca bilgiyle bombardımana uğruyoruz ve nelerin gerçek olup olmadığını sorgulamakta zorlanıyoruz. İşte bu sebeple devreye bir filtre sistemi görevi gören Bilimsel Şüphecilik (İng: Scientific Skepticism) adını verdiğimiz bir yöntem giriyor.

Sadece site üzerindeki paylaşımlarla da yetinmedik, 2017 senesinde kolları sıvayıp sizler için bir kitap çalışmasına başladık ve 2019'da baskısını tamamlamakla önemli bir katkıda bulunacağımızı umut ediyoruz. Buradaki makale bu kitabın bir özeti sayılabilir, ancak bu kadarıyla da asla yetinmeyin. Araştırın, sorgulayın ve daha fazlasını merak edin...

94
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 17 Mart 2021 18 dk.

Darwin, evrimle ilgili dört temel iddiada (postülatta) bulunmuştur. Bu iddiaların her biri doğrulandığında (postülatlar sağlandığında), evrimin gerçekleşmek zorunda olduğunu ileri sürmüştür. Bu dört iddia şu şekilde sıralanabilir:

Bu iddialar ve bunların doğrulanması sonucunda evrimin gerçekleşmek zorunda olduğu, son derece bariz ve anlaşılırdır. Ancak yine de, bu iddiaların bilimsel olarak deneylerle doğrulanması gerekmektedir. Gelin, bilim insanlarının çıktıkları keşif yolculuğuna hep birlikte çıkalım ve Darwin’in söz konusu iddialarını bilimin sınavına tabi tutalım.

221
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 4 Eylül 2018 7 dk.

Günümüzde tıp doktorluğunun en saygın dallarından birisi kuşkusuz cerrahlıktır. Öte yandan klasik halk zanaatinin en önemli parçalarından birisi berberliktir. Peki bundan birkaç asır önce, bu ikisinin aynı meslek olduğunu biliyor muydunuz?

Berber-cerrahlık, kökenleri 13. yüzyıla kadar takip edilebilen bir meslektir. Bu dönemde şehirler henüz oldukça küçüktü ve birçok "popülasyon merkezi"nin kendisine ait bir hekimi ve hamamı ("banyo evi") bulunuyordu. İşte berber-cerrahlar, bu mini-şehirlerde görevlerini icra eden, hem saç ve sakal kesip, peruk takımı gibi kozmetik prosedürleri uygulayan, hem de kırık-çıkık düzeltme, ot-temelli tedaviler uygulama, kanama durdurma, diş çekimi, katarakt temizleme, kangrenli uzuvlara ampütasyon gibi çeşitli cerrahi operasyonları gerçekleştiren uzmanlardı. Ayrıca kupalama ve sülük tedavisi gibi sahtebilim uygulamaları da bu dönemde berber-cerrahlar tarafından uygulanıyordu. Bu kişilere "uzman" diyoruz; çünkü berber-cerrah olmak için bir kişinin 7 yılı bulabilen süreler boyunca çıraklık yapması gerekiyordu. Bu, birçok diğer meslekten daha uzun bir eğitim dönemi demektir.

123
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 4 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, bbbb ccccc tarafından sorulmuştur.

Benim Bildiğim!

Kimlik, öyle oturup bir kimlik yaratmaya çalışmakla yaratılmaz. Kimlik kesintisiz bir emek ve süreç işidir. Bu süreçte her daim hatalar olabileceği gibi o hatalardan ders çıkarmak, ki buna deneyim diyoruz, kimliğin kolonlarını oluşturur.

Araştırma, okuma, dinleme, gözlemleme ve paylaşma ile akıllı insanın ilk alameti farikası olan soru sorma eylemlerinin, yaşamın olağan akışı içinde harmanlanması, kimlik oluşumunun kirişleridir, duvarlarıdır, çatısıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Yani kimlik, bir bakıma hayatın olağan akışının emekle birleşiminden doğan bir çıktıdır. Bir tasarı değildir, laboratuvarda üretilemez (gerçi toplumu zaptu-rapt altına almak gayesi ile egemenler üretme derdindeler, o ayrı mesele).

Kimlik özgürlük ister. Özgürlük özgünlük ister. Özgünlük emek ister. Emek yola koyulmayı ve “ya bismillah” deyip bir yerden başlamayı şart koşar. Yani yol yürümeyi. Yol yürüyen illaki hata yapar. Kimlik o yapılan hatalarla da yoldaşlık etmenin ve fakat onlara takılmamanın meyvesidir, neticesidir.

Arayış iyidir. Fakat her iyi olan sağlıklı demek değildir. Ne aradığımızı bilmek hem iyi hem sağlıklıdır. Bunun için de kendimize sahici bir ayna tutmak gerekebilir. Geriye, mümkün olduğu kadar soru sormak ve cevap aramak, tıkandığımız yerde de güvendiklerimizden destek almak, onlarla paylaşmak kalır…

“Ne kadar bilirsen hey dost, bilene danış,

Tüm Reklamları Kapat

Danışan dağları aşar mı, aşar.

Danışmadan yola düşse bir kişi,

Yorulup yollarda şaşar mı şaşar…”

(İlk iş olarak bir günlük tut, oku ve okut derim) Sevgiyle…

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Görkem Bakırcı
Yazar 2 gün önce 29 dk.

Doğada her an etrafımızda gerçekleşen pek çok olay, aslında basınç sayesinde ortaya çıkmaktadır. Basınç, sıvılar, gazlar ve katı cisimler arasındaki etkileşimlerin anlaşılmasında önemli bir yer tutar. İster deniz seviyesinde bir atmosferik basıncı ölçüyor olalım, ister bir sıvı içindeki basıncı inceliyor olalım, bu kavramın pratikteki yeri çok büyüktür. Peki, basınç tam olarak nedir ve günlük yaşamımızda nasıl bir rol oynar? Bu yazıda, basıncın tanımından, çeşitlerine ve hayatımıza olan etkilerine kadar detaylı bir inceleme yapacağız.

Topuklu ayakkabıyla yere basan ortalama kiloda bir kadın, 6.000 kilogram (6 ton) gibi devasa bir kütleye sahip filden daha fazla basınç uygular. Peki nasıl olur da 60 kilogram olan bir kadın, 6 tonluk devasa bir hayvandan daha fazla basınç yaratabilir? Bir kutup ayısının üzerinde yürüdüğü buzun kırılmaması için yürümek yerine sürünerek ilerlemesi, kedilerin ve diğer pençeli yırtıcıların pençelerinin sivri bir yapıda olması, martı ve ördek gibi canlıların ayaklarının perdeli olması bu ilginç karşılaştırmanın doğada gördüğümüz örneklerdir. Hayli ilgi çekici olan bu örnekleri anlayabilmek için katılarda basıncı anlamamız gerekmektedir.

6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat
Kuzey Kanlıkılıçer
Bu konudaki akademik çalışmalar üzerinden araştırma yaptım 1 ay önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Azat TEKİN tarafından sorulmuştur.
Mutasyonların çoğu zararlı mıdır?
Mutasyonların çoğu zararlı mıdır?
Orijinal Soru: Eğer mutasyonların%99,9'u olumsuz ise insan bugüne kadar nasıl gelişti?

Öncelikle her ne kadar 99.9% kadar büyük bir oranda olmasa da mutasyonların büyük bir çoğunluğunu nötr ve zararlı mutasyonların oluşturduğunu söyleyebiliriz. Aslında bu mutasyonların küçük bir kısmını negatif mutasyonlar oluştururken, ondan daha küçük bir kısmını da pozitif (türün hayatta kalmasına fayda sağlayan) mutasyonlar oluşturuyor. İşte bu noktada doğal seleksiyon negatif mutasyona uğrayan canlıların yok olmasına ve pozitif mutasyona uğrayanların ise sayısı yeteri kadar fazla olduğunda[1] (Detaylar için kaynak gösterdiğim akademik makalenin “Introduction and History” kısmını okuyabilirsiniz) diğerlerine göre (nötr, negatif veya hiç mutasyon görülmeyen) çok daha yüksek oranda hayatta kalıp, çiftleşerek genlerini sonraki nesillere aktarmasına sebep oluyor. Bu süreç insanlarda ve memeliler gibi büyük organizmalarda milyonlarca yıl sonunda evrimsel süreci oluşturarak bizim türümüzün gelişmesine sebep olmuştur.

Kaynaklar

  1. H. A. Orr. (2010). The Population Genetics Of Beneficial Mutations. Philosophical Transactions of the Royal Society B: Biological Sciences, sf: 1195. doi: 10.1098/rstb.2009.0282. | Arşiv Bağlantısı
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 3 Şubat 2019
Yarım bilgi, cehaletten kötüdür.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
31
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 3 hafta önce İzmir₺9.000,0015 Haziran
Mekanobiyoloji: Canlı Dokuların Mekanik Şifresi
15 Haziran 2025 15:00 tarihinden 22 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Mekanobiyolojinin temel kavramları; özellikle hücrelerin birbirleriyle ve çevreleriyle etkileşimlerinde, hücre bölünmesinden hücre farklılaşmasına ve ölümüne kadar farklı hücresel süreçlerin temellerinde mekanik etkilerin rolünü anlamak için disiplinler arası bir yaklaşım.

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Görkem Sarp Gürel
Alıntıyı Ekleyen 29 Ağustos 2023
Artıyor kara çarşaflılar
Yurdumun her köşesinde
Neden olacak
Siyaha boyanıp
Kadınlara giydiriliyor
Yıkılan sinemalardan
Geriye kalan
Onca beyaz
Perde!
Kaynak: Beyazperde (Antik Acılar)
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close