Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 11 Temmuz 2021 5 dk.

Bilim haberlerini takip ediyorsanız, son dönemde Çin’in uzaya dönük çalışmalarını daha sık duymaya başlamış olabilirsiniz. Her ne kadar Batı medyasında ve popüler kültürde daha sıklıkla "kafamıza düşecek Çin roketi" gibi konularla gündeme getirilse de Çin'in, uzay yarışındaki bir ülkenin atması gereken tüm adımları 3'er 5'er atarak ilerlediği söylenebilir.[1][2] Dolayısıyla bu yazıda, Çin Uzay Programı'nın tarihine ve bugününe hızlıca bir bakış atacağız ve hazır yakın geçmişte Türkiye Uzay Ajansı'nın da temelleri atılmışken, gerçek anlamda sıfırdan bir "uzay programı" inşa edilecekse ne tür bir başarı grafiğinden söz edilmesi gerektiğini biraz daha iyi anlamaya çalışacağız.

Çin'in uzay programını aslında Sovyetler'in fırlattığı Sputnik 1 zamanlarına kadar takip etmek mümkündür. Çin, uzaya ilk roketini (T-7A) 1964’te gönderdi ve sonrasında da Ay’a insan gönderme yarışına dahil olmak üzere Shuguang-1 adlı bir uzay aracı tasarladı.[3] Bu sırada Japonya da yarışa dahil olma çabaları gösteriyordu ve bu nedenle ezeli rakiplerinden önce davranmak isteyen Çin, Japonya’nın başarısız olduğu ilk roket denemesi sonrasında DF-4 isimli bir roketi fırlatmayı denedi, ama başarısız oldu.[4][5] Çin’in ilk başarılı fırlatması 1970’te yaşandı ve bir ülke tarafından yörüngeye yerleştirilen en ağır kütle (173 kilogram) olarak tarihe geçti – ki bu kütle, o zamana kadar uzaya roket gönderen 4 ülkenin gönderebildiği toplam kütleden daha fazlaydı.[6]

34
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Boran Çaylı
1 gün önce
Sahi;
Düşünceler değişiyorsa, biz hangi anın doğruluğu üzerinden yargılıyoruz? 

0
2 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 23 Eylül 2021 17 dk.

Beyin çipi, çoğunlukla felçli hastalarda uygulanmak üzere; oldukça küçük bir tasarıma sahip olan ve beyin yüzeyine yerleştirilen cihazlardır. Bu cihazlar sayesinde beyinde gerçekleştirilen aktivitelerin izlenmesi amaçlanır.

2016 yılında Elon Musk’ın kurduğu Neuralink şirketi ile birlikte sıklıkla konuşulmaya başlayan beyin çipleri aslında ilk defa gerçekleştirilmiş bir çalışma değildir. Aksine, 1960’lı yıllardan itibaren bu konuda yapılmış birçok çalışma bulunmaktadır. Bu konudaki ilk çalışmalar, beyindeki aktiviteleri takip edebilmek ve bunları belirli komutlara dönüştürebilmek için maymunlar üzerinde gerçekleştirildi. Günümüzde beyin çipleri ile ilgili yapılan çalışmalar genellikle 1970’li yılların başlarında ortaya çıkan "beyin-makine arayüzü" terimi ile anılmaktadır.

Bionluk Logo yazarlarınca hazırlandı.
95
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ebru Tuba Ölçücü
Gözlemi Yapan 3 gün önce Türkiye, Ordu
Canavarotugiller (Orobanche) ailesine bağlı İnekbuğdayı (Melampyrum) cinsinden genellikle 25 ila 60 cm büyüyebilen ve genelde otların köklerinden beslenen (yarı parazit) tek yıllık bir bitkidir. Çalılık, kayalık yamaçlar ve tarlalarda görülen bitki mayıs ve eylül ayları arasında çiçek açar. Taç yaprak 15 ila 25 mm uzunluğunda ve kırık beyaz, sarı ya da morumsu-pembe renklidir.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Itamar Shatz
Itamar Shatz
499.4K UP
Yazar 17 Aralık 2022 13 dk.

Kasıtlı öğrenme, öğrenmenin, öğrenci için planlı ve genellikle birincil hedef olduğu etkinliklerin bir sonucu olarak ortaya çıkan öğrenmedir. Örneğin, bilimsel bir fenomeni anlamak için araştırma makalelerini okuyan biri, kasıtlı öğrenmektedir.

İnsanların nasıl öğrendiğini ve öğrenme ve öğretmeyi nasıl optimize edeceğini daha iyi anlamak için kasıtlı öğrenmeyi anlamak faydalı olabilir. Bu makalede kasıtlı öğrenme hakkında daha fazla bilgi edinecek ve kendi başınıza nasıl uygulayabileceğinizi ve başkalarında nasıl teşvik edebileceğinizi göreceksiniz.

104
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Akın Karahasan
Akın Karahasan
525.1K UP
Yazar 14 Ağustos 2020 15 dk.

Tardigradlar, çok çeşitli fiziksel ve kimyasal aşırılıklara dayanma konusundaki yeteneği sayesinde tüm bilimseverleri büyülemektedir. Son dönemlerde tardigradların sahip olduğu dayanıklılık yeteneği, karşılaştıkları zorlu koşullar sırasında ifade edilen proteinlerin koruyucu rollerine odaklanmamıza sebep olmakla birlikte bu küçük omurgasızlara duyulan ilginin artmasına yol açmıştır.

Dsup (hasar önleyici) adı verilen ve tardigradlara özgü benzersiz bir proteinin DNA'yı radyasyon ve radikallerin ürettiği hasardan koruduğunun keşfi, biyoteknoloji ve tıp alanındaki potansiyel uygulamalarıyla ilgili beklentileri artırdı.

64
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Cemgil Bilici
Cemgil Bilici
50.5K UP
İnceleyen10 4 gün önce
Marcus Aurelius’un bu kitabı bana göre insanın kendisi için oluşturmuş bir hatırlatıcı görevi üstleniyor. İmparator olmasına rağmen gücü, hırsı değil; sakinliği, erdemi ve doğaya uygun yaşamayı öğütlüyor. Hayatın geçiciliğini hatırlatıp, dertlere, kedere takılmamak gerektiğini vurguluyor. Kendine sürekli “daha iyi bir insan ol” diye sesleniyor. Bu yüzden kitap aslında bize değil, kendisine yazılmış bir iç konuşma gibi ama okurken bizlerin de çıkarması gereken dersler fazlasıyla mevcut olduğu için başucu kitaplarımdan bir tanesi oluyor.
9.8/10
(101 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Ufuk Derin
3.3M UP
Aktaran 1 gün önce 4 dk.

Domates ve patatesin sadece isimleri birbirine benzemekle kalmıyor, aynı zamanda birlikte de çok iyi gidiyorlar. Her ne kadar birinin meyvesi, diğerinin ise yumruları yenilebilir olsa da bu durum birbirlerinin en yakın akrabaları olmalarını değiştirmiyor. Cell dergisinde yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar, domatesin patatesin ortaya çıkmasını sağlamış olabileceğini belirtiyor.[1] Ekibe göre erken dönem domates bitkileri, yaklaşık 9 milyon yıl önce başka bir atasal grup ile melezleşti ve bu birleşmeden yumru yapma özelliği için doğru gen kombinasyonuna sahip melez yavrular oluştu. Yeni araştırmayı yürüten Çin Tarım Bilimleri Akademisi'nden genom biyoloğu ve bitki ıslahçısı Sanwen Huang, şöyle özetliyor:

Yazarlar, bu melezleşmenin ilk patateslerin atalarının normal şartlarda ulaşamayacakları yeni bölgelere ve iklim koşullarına (sıcak çayırlardan soğuk dağ çayırlarına) yayılmasına yardımcı olduğunu savunuyor. Araştırmaya katılmayan Arkansas Üniversitesi'nden evrimsel biyolog Jeremy Beaulieu, çalışma ile ilgili yorumlarını şöyle aktarıyor:

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Arda Küçükoğlu
İnceleyen 1 gün önce
Okuduğumda gerçekten belli bir süre etkisinden çıkamadığım ve sonrasında öğrendiğim kadarı ile Marcus Aureliusun bunu yalnızca kendisi için yazdığı ve bir kitap olacağını bilmeden yazdığını öğrendiğimde bakış açımın değiştiği bir eser.
9.8/10
(101 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eftal Oturakçıibogil
Çeviren 13 Mayıs 2024
Dünya’dan daha büyük olan bu alanı Güneş’in yüzeyinde herhangi bir büyütmeye ihtiyaç duymadan görebilirsiniz! Çok güçlü ve birbiriyle iç içe geçmiş manyetik alanlardan ve de sayısız güneş lekelerinden oluşan bu bölgenin adı AR 3664. Güneş'te yakın zamanlarda gözlemlenen en büyük enerjik alanlarının olduğu ve enerji parçacıklarının patladığı bölge, aynı zamanda Dünya'mızdaki auroraların da sebebidir. Ancak AR 3664’ün neden olduğu gibi Güneş üzerindeki aktif bölgeler tehlikeli olabilir. Bu bölgelerin koronal kütle atımları henüz tamamlanmamıştır. Bu tür atımlar uydularımıza veya elektrik şebekelerimize hasar vermektedir. İtalya’nın Civitavecchia kentinde çekilen fotoğrafta Güneş üzerindeki inanılmaz büyük olan aktif bölgeler görüntülenmiştir. Görüntü, sadece Güneş'in yüzeyini çok kısa pozlamalarla çeken birçok fotoğrafın birleşimi ile yapılmıştır, ancak gerçek görüntüyü birebir yansıtmaktadır. AR 3664 dönme sebebiyle Dünya'dan uzaklaşmaktadır ama bölge bir kere daha Dünya'ya etki edecek kadar uzun süre buralarda kalabilir.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Bahar Yüksel Çakmak
Türü Ekleyen 1 gün önce
Maltese terrier tüyleri yoğun, parlak, ipeksi ve ışıltılıdır, vücut boyunca kıvrımlar veya alt tüyler olmadan ağır bir şekilde düşer . Renk saf beyazdır, ancak soluk fildişi rengi veya açık kahverengi lekelere izin verilir.
1
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 7 Aralık 2012 15 dk.

Birçok insan, genetiği çok tekdüze zanneder: iki ebeveynin gözleri "baskın" olarak bilinen kahverengi ise, çocukları da öyle olmak zorundadır diye düşünürler. Ancak ikisi de mavi gözlü gibi "çekinik" bir renkteyse, yavrular da mavi göz rengine sahip olabilir diye düşünürler. Ama bu doğru değildir. Mavi gözlü ebeveynlerin, kahverengi gözlü çocukları olabilir. Her ne kadar sözde esprili bir dille "sütçü-tüpçü" gibi cinsel kimliği aşağılayıcı malzemelere dönüştürülse de, modern genetik açısından bu sözde "beklenmedik" durumlara rastlamak mümkündür. Bu makalemizde, göz rengiyle ilgili güncel bilgiler ışığında, temel genetik bilgilerini kullanarak size bunun nasıl olduğunu anlatmaya çalışacağız. Bu makalede özellikle, mavi gözlü anne-babaların kahverengi gözlü bir çocuğa nasıl sahip olabileceklerini mantıklı ve bilimsel bir şekilde açıklayacağız.

Türkiye'de ve Dünya'nın sayısız ülkesinde göz renkleri, Mendelyen özellikte genetiğe örnek olarak gösterilir. Mendelyen genetiğe uygun karakterler, tek bir özelliği, tek bir genin kontrol ettiği karakterlerdir. Liselerde buna boy uzunluğundan, saç ve göz rengine kadar sayısız örnek verilir. İşin üzücü tarafı, lisede "Mendelyen karakter" olarak verilen tek bir özelliğin bile Mendelyen karakterde olmamasıdır; hatta gerçekten çok kötü örnekler olmasıdır. Göz rengi, saç rengi, dil yuvarlama becerisi, ayak parmaklarının yapısı, saçların ön kısmındaki V şeklindeki uzantı, kulak memelerinin yapışıklığı/ayrıklığı, başparmağı bükebilme becerisi (otostopçu parmağı) ve daha nicesi... Bunların hepsi liselerde Mendelyen karakter olarak, tek bir genin baskın ve çekinik versiyonlarına (alellerine) bağlı olarak belirlendiği anlatılır. İstisnasız olarak hepsi de hatalıdır. Bunların hiçbiri tek bir genin farklı alellerine bağlı olarak belirlenmez. Hepsinde birden fazla gen belirleyici rol oynar, hatta bazılarında 8-30 farklı genin işlevi tespit edilmiştir! Dolayısıyla lisedeki basit hesaplama ile tespit edilebilir unsurlar değildir. 

172
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yunus Sahin
Seslendiren 7 Mayıs 2024 5:29
Nöronların her biri aynı değildir. Her birinin yapısı, çalışacağı yere göre özelleşmiştir. Ancak bağlantılarına ve yapılarına göre bu nöronları kategorize...
29
Sizden Gelenler
Esat Kudret
Esat Kudret
635.9K UP
Üye
Akıllı insan soru sorar. Soru soran insandan korkulmaz. Çünkü soru soran insan bilme eylemine giden kapıyı gönüllü olarak açar. Bilmeye gönüllü açılmış bir kapı güvenli bir kapıdır. Evrim ağacı gerek "kurumsal " kimliği ile gerekse ayakta tutan bilim emekçileri ile, bu kapının nasıl açılabileceğini pratiği ile gösteriyor. Çok olun, var olun...
Utku Derin
Utku Derin
408.1K UP
Aktaran 12 saat önce 3 dk.

Bağış yapmak genellikle özverili, yani karşılık beklemeden yapılan bir eylem olarak görülür. Ancak, düzenli olarak para bağışlayan insanlar, daha olumlu bir bakış açısına sahip olarak aslında kendileri de bir ödül kazanıyor olabilir.

Shenzhen Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, Psychological Science dergisinde yayınladıkları çalışmada cömert olmanın depresyon hastalarının durumlarını yönetmelerine yardımcı olabileceğini ortaya koydu.[1] Araştırma kapsamında, 2 ay boyunca her gün çevrimiçi olarak küçük miktarlarda bağış yapan kişilerin ruh halleri iyileşti. Çalışmanın başyazarı Yuyang Zhang bir röportajda, araştırmanın fikrinin kendi kişisel deneyiminden geldiğini şu sözlerle ifade ediyor:

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bunu sadece Evrim Ağacı'nın eskileri bilir. 2010 yılında kurulan Evrim Ağacı'nın en önemli parçalarından biri, evrim ve ilgili konularda ürettiğimiz devasa Makale Arşivi'mizdi. Bu arşivimiz, her geçen gün daha da büyüyen şekilde yoluna devam ediyor. Nostalji yapmak isteyenlere önerilir!

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 26 Mart 2013 11 dk.

Aşağıda verdiğimiz görselde, Charles Robert Darwin'in Türlerin Kökeni isimli kitabına eklediği tek görseli görebilirsiniz. Gerçekten de, Köken'i okuyacak olursanız, 600 civarı sayfalık kitapta sadece bu figürü göreceksiniz. Bu, Darwin'in Evrim Kuramı'nın bilim camiasına ve tüm insanlığa ilanı sırasında kullanmayı seçtiği tek görseldir. Bu yüzden, birçok şeyi anlatması beklenir ki gerçekten de öyledir.

Evrimle ilgili düşülen en yaygın hata, türlerin birbirlerine dönüştüğünün sanılmasıdır. Hele ki bu hataya daha da sık olarak aynı dönemde yaşamış türlerin birbirlerine dönüşümü, yani "zincirsel" bir evrim olarak düşülmektedir. Eğer şu görselimize bakacak olursanız, bu durum oldukça net izah edilmektedir. Evrim zincirsel bir süreç değildir; dallanarak ilerleyen ve bir "ağaç" ile sembolize edilebilecek bir süreçtir.

249
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Itamar Shatz
Itamar Shatz
499.4K UP
Yazar 8 Aralık 2022 29 dk.

Bu makalede klavyede nasıl daha hızlı, sağlıklı ve rahat bir şekilde yazı yazabileceğinize yönelik, yazı yazma tekniğinizi nasıl iyileştirebileceğinizden çalışma alanınızı nasıl tasarlamanız gerektiğine, klavye tasarımınızı değiştirmenin faydalarına kadar birçok kapsamda ipucu bulunmaktadır.

Hızlı yazı yazmak için bu makalede yer alan tüm ipuçlarını uygulamak zorunda olmadığınızı unutmamalısınız. Tüm ipuçlarını bir arada uygulamak yerine en azından başlangıçta sizin açınızdan en faydalı olacak birkaç ipucunu bulup bunlara odaklanabilirsiniz. Bu bağlamda birkaç küçük ipucunu uygulamak bile yazma hızınız ve sağlığınız söz konusu olduğunda büyük bir fark yaratabilir.

48
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Nevzat Keskin
Seslendiren 1 gün önce 23:36
Meme ucu (İng: "nipple"), memenin yüzeyinde dışarı doğru çıkıntı yapan ve süt kanalları aracılığıyla bir dişinin sütünü dışarı salgılamasını sağlayan...
1
Discord
Koyash 700
Öğrenciyim, bu konuyu araştırmıştım. 14 Temmuz 2023 Sen de Cevap Ver

Dünyanın Güneş'e en uzak olduğu tarih, genellikle Kuzey Yarımküre için 21 Aralık'ta gerçekleşen Kış Gündönümüdür. Bu tarihte, Kuzey Yarımküre güneş ışınlarının en az olduğu döneme gelir ve bu yüzden genellikle kış aylarına denk gelir.

Bunun sebebi, Dünya'nın Güneş'e olan eğik eksenidir. Dünya, ekvator çizgisi boyunca dönme eksenine eğiktir ve bu eğiklik, yıl boyunca mevsimlerin değişmesine neden olur. Yıl boyunca, Dünya Güneş etrafında eliptik bir yörünge izler ve bu yüzden Güneş'e olan mesafesi de değişir.

Dünya'nın Güneş'e en uzak olduğu nokta, yörüngesinin bir noktası olan aphelion noktasıdır. Aphelion noktası, Dünya'nın Güneş'e en uzak olduğu noktadır ve genellikle Temmuz ayının başlarında gerçekleşir. Bu dönemde, Kuzey Yarımküre yaz aylarında olduğu için, Güneş'e en uzak olduğumuzda yaz mevsimi yaşarız.

Tüm Reklamları Kapat

Bunun tam tersi olarak, Dünya Güneş'e en yakın olduğu nokta perihelion noktasıdır. Perihelion noktası, Dünya'nın Güneş'e en yakın olduğu noktadır ve genellikle Ocak ayının başlarında gerçekleşir. Ancak, bu durumda Güneş'e en yakın olduğumuzda Kuzey Yarımküre kış aylarında bulunur çünkü mevsimler, Dünya'nın eğik eksenine bağlıdır ve Güneş'e olan mesafe tek başına belirleyici değildir.

413 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close