Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Hevi Elif Engin
Çeviren 14 Ağustos 2018 10 dk.

Biyolojik antropologlar, insanların büyük kuyruksuz maymunlarla ortak evrimsel ilişkilerini anlamak ve genetik geçmişimizin onlarınkinden nasıl farklılaştığını incelemek için genetik verileri kullanırlar.

Kuyruksuz maymunlar ailesi, Hominidae, günümüzde hala var olan dört cinsten oluşur: Sumatra ve Borneo  orangutanlarının dahil olduğu Pongo (orangutanlar), batı ve doğu gorillerinden oluşan Gorilla (goriller), şempanze ve bonobolardan oluşan Pan (şempanze ve bonobolar) ve son olarak da insanlardan oluşan Homo (Görsel 1). Bu cinsler arasından, Afrika büyük kuyruksuz maymunları, Pan ve Gorilla yaşayan en yakın akrabalarımızdır. Biyolojik antropolojinin temel odak noktası, maymunlarla sahip olduğumuz ortak evrimsel ilişkileri göstermek, genetik geçmişimizin onlarınkinden nasıl farklılaştığını incelemek ve son olarak da ‘bizleri insan yapan’ eşsiz adaptasyonları anlamaktır. Bu soruları cevaplamak için, morfolojik, genetik, ekolojik ve davranışsal da dahil olmak üzere pek çok veri türü kullanılmıştır. 20. yüzyıl sonları, insan ve kuyruksuz maymunların ortak evrimsel geçmişine ışık tutan çok sayıda genetik çalışmaya şahit olmuştur. Bu çalışmalar, büyük kuyruksuz maymun türlerinde görülen çeşitliliğin hangi evrimsel süreç sonucunda ortaya çıktığı ve bu süreçlerin türler arasında nasıl farklılaştığı konularını da gündeme getirmiştir. Bu çalışmalar aynı zamanda, Pliyosen Çağ ve Buzul Çağı süresince bir arada yaşayan inanılmaz hominin çeşitliliğine katkıda bulunmuş olabilecek faktörlere ek olarak insanlar ve Afrika kuyruksuz maymunlarının son ortak atasındaki türleşmeyi teşvik etmede katkısı olabilecek faktörler hakkında tartışmalara da sebep olmuştur (Foley 2002).

62
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Ender Mert Bektaş
İnceleyen1 3 gün önce
Yapılan diğer değerlendirmeler inanın beni ilgilendirmiyor ama gerçekten önemli bir filozofu o kadar berbat yorumlamışsınız ki nefret kusuyorum şunları yazarken! Epiktetos denilen adam 2000 yıl önce yaşamış o zamanın şartlarına göre kendi çizgisinde Allahçı bir insan olarak kendini doğada izole ederek yaşamış ve adam doğada kendini bulmuş. Bunu da öğrencilerine anlatmış kendiside kitap yazmama kararı almış ama arkadaş siz bu kitabı sanki Epiktetos yazmış gibi gösterip adamın o zaman ki fikirlerini bugünün yarattığı din karışıklığıyla açıklarsanız olacağı buydu işte! Kitabın önsözünden ortalarına kadar bu kitabı ön yargısız okuyun hayatınıza ön yargısız devam edin denmiş. Hayatımıza devam ederiz etmesine de bu kitabı hiçte ön yargısız okuyamıyorum ben. Adamı hayattan bezmiş sadece Tanrı’ya inanan onun için her şeyin gerisini zerre kadar umursamayan biri gibi göstermişsiniz. İşte kendi fikirlerinizi katarsanız ortaya çıkan bu oluyor. Gerçekten son sayfaları içimden küfür ede ede okudum. Aslı Perker Hanımefendi inanın sizin ne kadar Allahçı olduğunuz umrumuzda değil! İnsanları koyundan farksızmış gibi sadece yat kalk dua et mantalitesinin rayına sokmaya karşın manipüle edercesine bir üslup kullanmanız rahatsız edici seviyede olmuş bu kitapta. Yanlış anlaşılma olmasın asla Filozof’a değil benim bu puanım sadece bu rezalet kitaba
8.2/10
(5 Kişi)
Puan Ver
2000 Yıllık Huzurlu Yaşama Rehberi
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 24 Mart 2013 37 dk.

Balina ve yunusların ataları dört üyeli (tetrapod) ve karalarda yaşayan hayvanlardı. Bu hayvanlar, günümüzden 54 milyon yıl kadar önce su yaşantısına geri dönmeye başladılar ve buna bağlı olarak arka bacaklarını yitirmeye başladılar.[1][2][3][4][5][6][7] Bu makalemizde, balina ve yunusların evrimini inceleyecek ve bugüne kadar en detaylı olarak çözmeyi başardığımız evrimsel patikalardan birini aydınlatacağız.

Balinalar ve yunuslar, denizlerde yaşayan memeli hayvanlardır. Yani onlar da bizler gibi yavrularını sütle beslerler, bizler gibi hava solurlar, bizler gibi iç kulak kemiklerine ve en azından yavruyken kıllara sahiptirler, ana rahminde yavruları plasenta sayesinde beslenir ve yavrular doğduktan sonra annelerinin memelerini emerler.[8][9][10] Yani memeli bir hayvan olmak bakımından bizden tamamen farksızdırlar.

129
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gülfem Akdemir
Seslendiren 19 Ekim 2023 5:53
Uzun ömürleri ve yaşa bağlı hastalıklara karşı olağanüstü dirençleri ile bilinen çıplak köstebek fareleri, uzun süredir bilim camiasının dikkatini çekmekteydi....
52
Ozan Zaloğlu
Ozan Zaloğlu
313K UP
Uyarlayan 21 Ekim 2016 3 dk.

Bazı günler, kendinizi hayli önemli biriymiş gibi hissedebilirsiniz. Belki birçok arkadaşınız vardır. Belki önemli bir işiniz veya gerçekten son model bir arabanız vardır. Fakat bütün bunların, arkadaşlarınızın, büronuzun, gerçekten büyük olan arabanızın, sizin kendinizin ve hatta bu inanılmaz, uçsuz bucaksız Evren'deki her şeyin, neredeyse tamamen, %99.9999999 oranında boşluktan oluştuğunu bilmeniz, kibrinizi kıran bir aydınlanma olabilir. 

Durum şu: Bir atomun boyutuna, yani çekirdek ile atomun şekilsiz olan dış kabuğu arasında ne kadar alan bulunduğuna elektronlarının ortalama konumu karar verir. Çekirdek, içinde bulunduğu atomun toplam hacminden yaklaşık 100.000 kat daha ufaktır.

38
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çınar Civan
Çeviren 22 Temmuz 2023
Buzz Aldrin'in Ay'da duran Neil Armstrong tarafından çekilmiş bir fotoğrafı, bu ay özçekimini oluşturmak için dijital olarak tersine çevrildi. Temmuz 1969'da Apollo 11'in Ay'a inişi ile beraber çekilen Armstrong'un orijinal fotoğrafı, yalnızca görülmedik bir dünyanın etkileyici ıssızlığını değil, aynı zamanda Aldrin'in eğimli vizörüne yansıyan Armstrong'un kendisini de kaydetti. Açılmamış görüntüde, Aldrin'in miğferindeki yansımanın küresel bozulması tersine çevrilmiştir. Dönüştürülen görünüm, Armstrong'u, Aldrin'in bakış açısından sunuyor. Armstrong'un çektiği orijinal fotoğraf, bugün elli dört yıllık bir Ay özçekimini temsil ediyor. Aldrin'in orijinal görüntüdeki vizör yansıması bu görselde solda görünüyor. Parlak (ama biçimsiz) Dünya, Armstrong'un figürünün yukarısında, Ay'ın gökyüzünde, sağ üst tarafa yakın bir şekilde yapışık duruyor. Eagle iniş aracının folyoya sarılmış bir ayağı ve Aldrin'in ay yüzeyi boyunca uzanan uzun gölgesi belirgin bir şekilde görülebiliyor. 2024'te NASA'nın Artemis II görevi, insanları Ay'a tekrar götürecek.
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arif Can Keskin
Yazar 29 Ekim 2018 2 dk.

Marmara Bölgesi'nin Erdek yarımadasında yaptığımız keşif dalışları esnasında, yaklaşık 25 metrelerde karşımıza çıkan Lebetus guilleti türü. Kendisi Marmara'nın bilinen en küçük balığı ünvanına sahiptir.

Lebetus guilleti kaya balığıgiller (Gobiidae) ailesine aittir ve çoğu kaya balığı gibi yarıklarda, boş deniz kabuklarında ve saklanabileceği buna benzer kovuklarda yaşamayı sever. Bu yüzden bugüne kadar gözlem ve kaydı çok az yerden bildirilebilmiştir. Ortalama 12.1 mm boyutundadır. Gobiidae üyelerinin boyutları genelde 10 cm altında olsa da 30 cm ulaşan istisnalar da vardır.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrenimiz çok büyük bir kavram ve her gün büyümeye devam ediyor ve bu bize şu sorulara yönlendiriyor: Evrende dünya benzeri koloniler yani yaşam var mı?  Sicim teorisi,paralel evrenler ve çoklu evrenler teorileri  gerçek mi? gelecek zaman çerçevesi içinde bunlara ulaşabilecek miyiz?
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Ozan Zaloğlu
Ozan Zaloğlu
313K UP
Çeviren 11 Şubat 2016 2 dk.

Koşu bandında köle gibi çalışarak saatler harcamış olanlar bilecektir ki, daha fazla egzersiz yapmak her zaman daha fazla kilo kaybetmeyle sonuçlanmaz. Şimdi, yapılan yeni bir araştırma bunun sebebini açıklayabilir.

Bilim insanlarının bulduğu üzere, belirli bir noktadan sonra vücutlarımız daha yüksek hareket seviyelerine alışıyor ve aslında fazla kalori yakmayı durduruyor gibi görünüyor. Bunun sonucunda pek çoğumuz, yeni ve umut verici bir idman sürecine başladıktan sonra korkutucu bir durgunluk dönemi ile yüzleşiyoruz.

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kuyruklu Yıldız, Balina ve Hokey Sopası

1 Mart’ta Güneş’e, 23 Nisan’da ise Dünya gezegenine en yakın olan ATLAS Kuyruklu Yıldızı’nın (C/2020 R4) teleskoptan alınan bu güzel görüntüsünde, sönük yeşilimsi bir koması ve kısa bir kuyruğu görülüyor. 5 Mayıs’taki konumunda yakalandığı sırada, kuzey takımyıldızı olan Av Köpekleri’nin (Canes Venatici) sınırları içindeydi. Kuyruklu yıldız, popüler olarak Balina ve Hokey Sopası olarak bilinen arka plandaki ilginç galaksilerin görüş hattının yakınında bulunuyor. Sağ üstte görülen deniz memelisi NGC 4631, görünüşte Samanyolu boyutundadır. Bu sarmal galaksi yaklaşık 25 milyon ışık yılı uzaklıkta yer alır. NGC 4656/7, NGC 4631’in altında ve solunda bulunuyor. Etkileşim halindeki galaksilerin bükülmüş çubuk şeklini gösteriyor. Aslında, diğer dalga boylarında tespit edilen gazın sahip olduğu karmaşıklık, kozmik Balina ve Hokey Sopası’nın uzak geçmişte birbirleriyle yakın olduklarını gösteriyor. Bu kuyruklu yıldız ATLAS, Dünya’dan sadece 7 ışık dakikası uzaklıktaydı. 1000 yıldan biraz daha kısa bir süre içinde, iç Güneş sistemini yeniden ziyaret edecek.

13 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Grand Mesa Observatory, Terry Hancock / Tom Masterson
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 23 Ağustos 2011 28 dk.

Tartışmalar, tarih boyunca, yaygın ve hâkim fikirlerin insanlarca sorgulanmasını mümkün kılmıştır. Tartışmalar, daha önce düşünülmemiş konuların gözden geçirilmesini, henüz yıkılmamış tabuların sarsılmasını sağlar. Günümüzde de büyük bir öneme sahip olan tartışmaları yakından incelediğimizde sık sık “kavga” şeklinde gerçekleştirildiklerini ve asıl amacın dışına çıktıklarını görebiliyoruz. Ama her şey kaybedilmiş değil. Bilimin ve felsefenin gelişmesi sayesinde, artık tartışmalar içinde yer alan argümanların temel aldığı çeşitli safsataları da tespit ve kategorize edebiliyoruz. Dolayısıyla, bu safsataları anlamak için, öncelikle halk arasında oldukça yanlış tanınan ”tartışma” kavramını ele almak gerekmektedir.

Bu yazı dizimizde, “bilimsel tartışma” nedir ve ne değildir, nasıl yapılmalıdır ve nasıl yapılmamalıdır gibi temel sorular üzerinde duracağız. Bu bilgiler sadece bilim dünyasında değil, aynı zamanda günlük yaşamınızda da karşılaşabileceğiniz tartışmalarda faydalı olabilecek konulardır. Amaç “fikir değiştirmek” olduğunda, argümanlarınızın başarısı karşınızdaki kişinin açık fikirliliğine bağlı bir durum olsa da, argümanlarınızı bilimsel verilerle ve mantıkla desteklemek, sürdürülen tartışmayı daha da etkili ve işe yarar kılacaktır. Elbette her fikir eşit değerde ve/veya eşit değildir, hatta bazı fikirler sadece öznel olarak değil, nesnel olarak bile ”saçmalık” denecek kadar abartılı olabilir. Böylesine durumların tartışıldığı konularda çıkmaza girildiğinde, ”Bana saygı duy!” gibi savunmalar da sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Halbuki hiç kimse, bir başka kişiye saygı duymak için o kişinin fikirlerine saygı duymak zorunda değildir. Futbol fanatiği bir dostunuzun spor sevdasının abartılı ve kendisine zarar veren düzeyde olduğunu ifade etmek, dostunuza saygı duymadığınız anlamına gelmez. Benzer şekilde, bir kişinin derinden inandığı inanç ve fikirleri sorgulamak, onlara saygısızlık etmek değildir. Bu kişi, sizden yaşça çok daha büyük ebeveynleriniz veya dedeniz olsa bile... Tam tersine, istisnasız olarak her türlü fikri sorgulamak, tartışmak, bu fikirlerin değeri ve geçerliliği üzerine kafa yormak, insanlığı ileri götüren, toplumları zenginleştirip güçlendiren, halkları aydın ve özgür kılan tutumlardır. Dolayısıyla, tartışma ve münazara kültürünün yer etmediği kültürler, diğerlerinden geri kalmaya mahkumdur.

236
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0029 Haziran
Matematik Öğretmenleri Çalışma Kampı
29 Haziran 2025 15:00 tarihinden 06 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

"Kampın temel amacı; matematik öğretmenlerinin muhtemelen okulda ilgilenmeye fırsat bulamadıkları, ilgi çekici konular üzerinde keyfi çalışmalar yapmak."

-Öğrenmenin ne anlama geldiği, eğitimin amacı ve içeriği (müfredat).

-Matematik eğitiminin amacı ve günümüzdeki uygulanışı arasındaki farklar ve bunların sonuçları.

-Müfredat yetiştirme kaygısı ile başa çıkma ve ders içerisindeki verimliliği arttırma.

-Araştırma, öğrenme ve aktarma pratikleri.

-Temel kavramlar ve basit teoremlerden yola çıkarak, karmaşık ve büyüleyici yapılar hakkında örnekler.

Bir nostalji olarak birbirinden şık tanım teorem ve ispatlar.

Yoğun olarak; araştırma/aktarma, eğitim hakkında temel kavramlar üzerine tartışma, zor problemlerle uğraşma ve en önemlisi matematikte derinleşmeye yönelik çalışmalara yer verilecektir. (Katılımcılar araştırma süreçlerinde bilgisayar, tablet ya da telefon gibi temel ekipmanlara ihtiyaç duyabilirler.)

Devamını Göster
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Anonim
Anonim Üye 12 Şubat 2023 1 Cevap
Adava Kedavra laneti Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2'de kullanılmıştır.
350 görüntülenme
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 7 Nisan 2022 13 dk.

Radyasyon, insanlar için her zaman büyük bir ilgi konusu olmuştur. Keşfedilmesi ve silah haline getirilmesinden bu yana pek çok bilim insanı, radyasyonun canlı organizmalar ve özellikle de insanlar üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Radyasyonun canlılar üzerindeki etkilerini tam olarak aydınlatma çabamızın bir sonucu olarak birçok canlı, bu deneyler sırasında acı çekmek zorunda kalmıştır.

Onlarca yıla yayılan bu radyasyon deneyleri, ağırlıklı olarak denek hayvanları üzerinde yapılmıştır; çünkü böyle bir şeyi insanlar üzerinde test etmenin etik bir yolu bulunmamaktadır. Buna nedenle Hiroşima ve Nagazaki'nin bombalanması veya nükleer santraller kazaları gibi büyük nükleer olaylar dışında, radyasyonun insanlar üzerindeki etkisini kontrollü olarak görmenin bir yolu da bugüne kadar tespit edilememiştir.

56
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close