Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Alper Kaan Selçukoğlu
Aktaran 5 gün önce 3 dk.

2025 yılında Nature dergisinde yayınlanan bir çalışma polimer bazlı plastik atıkların, mikrobiyal sistemler kullanılarak tıbbi açıdan önemli kimyasallara (özellikle ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak kullanılan parasetamole) dönüştürülebileceği gösterdi.[1] Edinburgh Üniversitesi’nden Dr. Stephen Wallace’ın ekibi, Escherichia coli bakterisini genetik ve metabolik olarak yeniden düzenleyerek genellikle sadece laboratuvar ortamında gerçekleştirilebilen Lossen yeniden düzenleme reaksiyonu (İng: "Lossen rearrangement") adlı kimyasal reaksiyonu ilk kez canlı bir hücre içinde gerçekleştirmeyi başardı.[1]

Çalışmanın ilk aşamasında, yaygın olarak içecek ambalajlarında kullanılan PET (polietilen tereftalat) türevi plastik atıklar, kimyasal veya enzimatik hidroliz yoluyla temel monomer bileşenlerine (başlıca tereftalik asit ve etilen glikol) ayrıştırılmıştır. Bu monomer yapıtaşları, bakterinin yeniden programlanan metabolik yolları sayesinde çeşitli biyotransformasyon basamaklarından geçirilmiş ve ara ürün olarak p-aminobenzoik asit gibi farmasötik öncü moleküllere dönüştürülmüştür.

59
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ufuk Derin
3 gün önce
Tokyo Üniversitesi araştırmacıları, 180 yıldır kullanılan anestezi ilaçlarının vücutta nasıl çalıştığını açıklayan önemli bir keşif yaptı. Bilim insanları bu ilaçların RyR1 adlı bir protein üzerinden etkili olduğunu ve genel anestezi sağladığını buldu. Genetiği değiştirilmiş fareler üzerinde yapılan deneylerde, bu proteini olmayan farelerin anestezi ilaçlarına daha az duyarlı olduğu görüldü. Bu keşif anestezi ilaçlarının gizemli çalışma mekanizmasını ilk kez bu kadar net açıklıyor ve gelecekte daha güvenli anestezi ilaçları geliştirilmesine yol açabilir.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Aslı Coşgun
Aslı Coşgun
29K UP
Çeviren 24 Nisan 2020 4 dk.

Yaratıcılık, en basit şekliyle özgün ürünler veya fikirler yaratabilme yeteneği olarak tanımlanabilir. Popüler bir görüşe göre yaratıcılık, beynin sağ yarımküresinin (hemisfer) bir ürünüdür ve yenilikçi insanların beyninin sağ yarımküresini baskın; analitik düşünen, mantıklı kararlara sahip insanların ise beyninin sol yarımküresini baskın olarak kullandığı düşünülmektedir.

Bu fikre kuşkuyla bakan sinirbilimciler, bu iddiayı destekleyecek yeterli kanıt olmadığını ve yaratıcılık kadar karmaşık bir yeteneğin her iki yarımkürenin geniş alanlarına yayılmış olması gerektiğini savundular. Drexel Üniversitesi Yaratıcılık Araştırma Laboratuarı tarafından yapılan yeni bir beyin görüntüleme çalışması, caz müzisyenlerin doğaçlama gitar çalarken ortaya çıkan beyin aktivitelerini inceleyerek bu tartışmaya ışık tutuyor.

30
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mert Karagözoğlu
Çeviren 10 Haziran 2024 1 sa.

Randy Haas, Peru'da bulunan And Dağları'nda 9 bin yıl önce ölmüş ve av malzemeleriyle gömülmüş bir insanın iskeletine rastlar. İskelet, genç bir kadına aittir ve beraberinde bazı sorular getirir; insanlık tarihi boyunca gerçekten yalnızca erkekler mi avlanmıştır?[1]

Daniel Miller, Brezilya, Kamerun, Şili, Çin, İrlanda, İtalya, Japonya, Doğu Kudüs ve Uganda dahil olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde insanların akıllı telefonlarını nasıl kullandıklarını araştıran küresel bir araştırma ekibinin bir üyesidir. Araştırma, akıllı telefonların farklı kültürel bağlamlarda yerine getirdiği fonksiyonları aydınlatmayı hedeflemektedir. İrlanda'ya odaklanan Miller da akıllı telefonlarımızın bireysel bir avatara dönüştüğünü; telefonu kullanan kişinin sosyal kimliğinin ifade edilmesinde ve canlandırılmasında rol oynadığını öne sürer.[2]

29
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Onur Göksel Yokuş
Yazar 16 Temmuz 2019 44 dk.

Zihin felsefesi denildiği zaman, pek çok kişi, Descartes'ın yıllar yılı dillendirilen ama derinine pek inilmeyen "Düşünüyorum, o halde varım." sözünü anımsayabilir. Nitekim Descartes, modern felsefenin kurucusu olarak ve zihin felsefesiyle ilgili en önemli problemlerden birisi olan zihin-beden ayrımı sorununu ortaya atarak da, bu alanın ortaya çıkışında önemli ölçüde etkili olmuştur. 

Descartes'ın bu girişimi, alanla ilgili ilk gözle görülür çalışmayı başlatması anlamında önemliydi. Lakin bugün "zihin felsefesi" denildiği zaman, bu disiplin içerisinde çalışan kişilerin aklına Descartes ve düalizmden çok daha fazlası gelmektedir. Kavram olarak zihin dediğimiz zaman, onu teşkil eden unsurlar, zihin felsefesini ana hattan ilgilendiren bir tartışma olarak zihinsel dediğimiz şeyin kendisinin fiziksel olup olmadığı ve zihnin kendisini açıklamaya çalışan teoriler bu alanın çalışanları tarafından farklı şekillerde ele alınarak tartışılır. Bundan beş yüz sene öncesine kıyasla bugün, zihin kavramını ele almak ve irdelemek için çok sayıda düşünsel yapı geliştirildiği söylenebilir.

213
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Nisan 2011 1 sa.

Genel olarak, fosiller üzerinden ilerleyeceksek, bilmemiz gereken şey, yer kabuğunda derinlere indikçe, zamanda geriye gittiğimizdir. Çünkü ilk fosilleşen kemikler, yer katmanlarının en altında yer alır, fosilleşmenin gerçekleşmesinden sonra günümüze kadar, o katmanın üzerine birçok yer katmanı oluşmuştur. Bu sebeple derinlerden yüzeye yaklaştıkça, zamanda yolculuk yapıp geçmişten günümüze ulaşırız. Bugünün kemikleri de, geleceğin yeryüzü için derin katmanlarda yer alacaktır. Bunu bilmekte fayda var. Ayrıca arkeoloji, paleontoloji ve paleoantropoloji son derece yavaş ilerleyen, sonuçların çok uzun sürelerde alınabildiği bilim dallarıdır. Filmlerden veya çeşitli kaynaklardan sanıyoruz izlemişsinizdir, ancak devasa bir dinozorun kemikleri veya antik bir buluntunun yeryüzüne çıkarılabilmesi için diş fırçalarına benzer çok ufak ve yapıya zarar vermeyecek aletlerle, milim milim kazmak gerekmektedir.

Çok yavaş ilerlemek zorundalar, çünkü fosiller çok hassastırlar ve kolayca dağılabilirler. Üstelik sadece kazı işleri de değil; fosiller çıkartıldıktan sonra laboratuvarlara taşınması, onlarca farklı test ve analizden geçirilmeleri, test sonuçlarının başka bilim insanlarınca tekrarlanıp onaylanması süreci oldukça sancılıdır. Bu da, bilim insanları olarak bizlerin evrimsel kanıtlara ulaşma hızımızı düşürmektedir. Bu sebeple muhtemelen gezegenimiz içerisinde bulunabilecek fosillerin milyonda birine bile henüz ulaşabilmiş değiliz. Orada bir yerlerde, sayısız fosil yüzeye çıkmayı bekliyor. Ancak bu, elbette evrimsel analiz açısından çok büyük bir dert değildir, çünkü eldeki verilerle dahi sayısız türün evrimi kolaylıkla ispat edilebilmekte, bilip bilebileceğiniz neredeyse her türün evrimsel geçmişine dair iyi kötü bazı fosil izleri elimizde bulunmaktadır. Kimi zaman bu fosiller eksiksiz geçişleri göstermekteyken, kimi zaman aradaki bazı basamaklar henüz keşfedilmemiş olabilir. Ancak bu ikinci gruptaki evrimsel örnekler dahi, aradaki evrimsel geçişi (eksikliklerden ötürü biraz sıçramaları olsa bile) net bir biçimde gözler önüne sermektedir. Kısaca evrim, aklınıza gelebilecek her tür ve bu türlerin atalarına ait fosil kayıtlarıyla gösterilebilmektedir. Hele ki söz konusu tür grubu insansılar, yani günümüz modern insanları ve atalarıysa...

361
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Pedram Türkoğlu
Uyarlayan 1 Mart 2019 1 dk.

Farelerin gözüne retinal nanoparçacıklar enjekte edilerek görünür ışığın yanında 10 haftaya kadar kızılötesi ışığı görebilmeleri sağlandı! Üstelik hem gündüz, hem gece vakti! Yan etkileri ise oldukça ihmal edilebilir.

İnsanlar ve diğer birçok memeli, retinalarındaki foton bağlayan opsinleri nedeniyle elektromanyetik spektrumdaki görünür ışık denilen bir dizi dalga boyunu (400-700 nm) görmekle sınırlıdır. Ancak daha uzun bir dalga boyuna sahip olan kızılötesi (INR) radyasyon etrafımızdadır. İnsanlar, hayvanlar ve diğer nesneler kızılötesi ışık emer ve yansıtabilirler. Dalga boyu çok büyük olduğu için birçok memelinin fotoreseptörler bunu algılayamaz.

74
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 4 gün önce 9:06
Şişe burunlu yunuslar, yüksek zekaları nedeniyle karmaşık numaraları öğrenebilen ilginç deniz memelileridir. Bu kıvrak canlılar doğada saatte 30 kilometreye...
20
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 7 Nisan 2014 14 dk.

Bir önceki yazımızda, diğer yazı dizilerimizde daha genel kapsamda ele aldığımız seçilim olgusunun daha akademik detaylarına girmiştik ve farklı sayıdaki lokus sayısıyla ifade edilen özelliklere göre geliştirilen farklı modellerin varlığından söz etmiştik. Ancak daha önemlisi, mutasyonların evrimin ana mekanizması olamayacağı gerçeğini matematiksel olarak ispatladıktan sonra, mutasyonların yarattığı varyasyonlar üzerine etki eden seçilimin ne kadar önemli bir evrimsel kuvvet olduğunu sözel olarak açıklamış, örnekler vermiştik. Şimdi ise bu konunun matematiğine girerek, mutasyonlara kıyasla seçilimin ne kadar hızlı bir şekilde evrimi tetikleyebileceğini göstereceğiz. Böylece matematik alet çantamıza yeni formüller ekleyerek, Hardy-Weinberg Dengesi'nin ikinci kuralı olan "Dengenin var olması için seçilim olmayacak." ilkesini bozsak bile popülasyonların evrimsel analizi nasıl yapabileceğimizi göreceğiz.

Öncelikle, herkesin genel hatlarıyla bildiği seçilim olgusunu sayısal bir düzleme oturtalım: Yine tek lokuslu (2 alelli) bir model kullanacağız, en basitini yani. Alellerimizin adı B1 ve B2 olsun bu defa. Tıpkı A ve a gibi; ancak farklı harflere ve isimlendirmelere de alışın diye böyle yapmayı uygun görüyoruz. Hemen bir başlangıç frekansı tanımlayalım:

86
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
M35 ve NGC 2158 Yıldız Kümeleri

Yıldız kümeleri bize yakın veya uzak olabileceği gibi genç veya yaşlı, dağınık veya kompakt da olabilir. Paylaşılan görselde, aynı alanda birbirine oldukça zıt olan iki açık yıldız kümesi görülüyor. Sol altta yer alan M35, 2800 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor. Nispeten yakın olan küme, 150 milyon yaşıyla da göreceli olarak gençtir. 30 ışık yılı genişliğinden fazla bir hacme yayılan kümede, yaklaşık 2500 yıldız bulunuyor. Parlak mavi yıldızlar sayesinde, M35 gibi daha genç olan açık yıldız kümeleri diğerlerinden ayırt edilebilir. Buna karşılık sağ üstteki NGC 2158, M35’ten dört kat daha uzaktadır, 10 kattan daha fazla yaşlıdır ve çok daha kompaktır. NGC 2158’in parlak mavi yıldızları kendi kendilerini yok ettikleri için kümenin ışığına, daha yaşlı ve sarı olan yıldızlar hakim oldu. Genel olarak, açık yıldız kümeleri Samanyolu galaksimizin düzleminde bulunurlar. Neredeyse hepsi aynı zamanda oluşan 100 ila 10.000 yıldız barındırırlar. M35 ve NGC 2158 açık yıldız kümeleri, küçük bir teleskopla İkizler takımyıldızına doğru bakıldığında birlikte görülebilirler.

10 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: CFHT, Coelum, MegaCam, J.-C. Cuillandre (CFHT) & G. A. Anselmi (Coelum)
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Ufuk Derin
Aktaran 29 Haziran 2024 2 dk.

Kütle olmadan kütleçekiminin anlamı nedir? Hem Newton'un onun evrensel etkisini tanımlayan devrimci yasaları hem de Einstein'ın kütleli cisimlerin uzay-zamanı büktüğü önerisi, kütleçekimini yalnızca maddenin alanında düşünmemize yol açıyor.

Ancak, kütleçekiminin kütle olmadan var olabileceğini öne süren Monthly Notices of the Royal Astronomical Society dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma, evrenimizdeki en ulaşılmaz maddelerden biri olan karanlık maddenin gerekliliğini ortadan kaldırıyor.[1]

16
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Babür Erdem
Babür Erdem
218K UP
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce AnkaraÜcretsiz4 Temmuz
Biyohibrit Sürü Sistemleri Yaz Okulu (İngilizce)
04 Temmuz 2025 09:00 tarihinden 06 Temmuz 2025 18:00 tarihine kadar.

Biohybrid Swarm Systems Summer School will bring together experts and students to delve into the fascinating intersection of biology, robotics, and computer sciences.

This summer school aims to advance research at the intersection of robotics, artificial intelligence, and biological systems by exploring how biohybrid swarms—where robots and living organisms interact—can be leveraged for collective intelligence. Participants will gain hands-on experience in swarm robotics, bioinspired algorithms, and real-world applications, contributing to the development of innovative methodologies for studying complex adaptive systems.

Objectives

  • Provide a foundational understanding of biohybrid swarm intelligence.
  • Explore the latest advancements in swarm robotics and bioinspired systems.
  • To facilitate communication between students, researchers and experts in the fields of artificial intelligence, robotics and biology.
  • Develop hands-on experience with biohybrid swarm experiments and simulations.
  • Investigate real-world applications of biohybrid swarms.
Devamını Göster
9
1 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çınar Civan
Çeviren 22 Ekim 2023
Bu aurorayı neye benzetiyorsunuz? 2013'te bir sabah erken saatlerde kuzey Kanada semalarını izlemek için soğuğa göğüs gererken, çok sıra dışı bir aurora beliriverdi. Aurora kesinlikle bir şeye benziyordu, ama neye? Astrofotoğrafçı tarafından kaydedilen iki hayalete benzer "cadı" ve "şafak tanrıçası"ydı. Ancak, lütfen Cadılar Bayramı ile geliştirilmiş kendi önerilerinizi sunmaktan çekinmeyin. Fantastik pareidolik yorumlar ne olursa olsun, resmedilen aurora tipik bir yeşil renge sahipti ve kesinlikle uzaydan gelen yüksek enerjili parçacıklarının Dünya'nın üst atmosferindeki oksijenle etkileşime girmesinin bilimsel olarak sıradan bir olayından kaynaklanıyordu. Resmin ön planında, alt tarafta, donmuş bir Alexandra Şelalesi yer alırken, ortasında yaprak dökmeyen ağaçlar bulunmaktadır.
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Bulut Ulusoy
Türü Ekleyen 1 gün önce
Kılıç dişli kaplan ben bulut lay lay lom lay lay lom merhaba gulu gulu zemzem kalp krizde bir tabureye oturmalıyız bulut diye bağırmalıyız süper uçan bir
0
İnceleme
İrem Kaplan
İrem Kaplan
132K UP
İnceleyen 20 Ağustos
Bu filmi henüz izlemedim ancak kitabını okudum. Açıkçası filme karşı biraz ön yargılıydım. Yazar, kitapta duyguları çok güzel anlatmış ancak filmde bu şekilde olacağını düşünmüyorum. Fragmandan gördüğüm kadarıyla oyuncular biraz soğuk kalmış. Ayrıca ben oyuncuların kitaptaki karakterlerle eşleştiğini düşünmüyorum fizikken. Benim kitabı okurken aklımda canlanan karakterlerle alakası yok.
Filmi izlemediğim için kitapla eşleşiyor ya da eşleşmiyor konusunda daha fazla bir şey söyleyemiyorum. Ön yargılarımı rağmen filmi izlemek istiyorum çünkü kitap gerçekten beni çok mutlu etmişti. Kitabından çok etkilenip defalarca kez dönüp okudum.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Devrim Açıkalın
Seslendiren 23 Eylül 2020 9:22
Kadına yönelik cinsel şiddet, tür ve yoğunluğu farklı olmakla beraber dünyanın hemen her yerindeki kadınların ortak sorunlarından biridir. Cinsel şiddet...
26
Ufuk Derin
21 Mayıs 2024
Balın bozulmamasının iki ana nedeni düşük su içeriği ve yüksek asiditesidir. Balda çok az su bulunur, ayrıca balın pH değeri yaklaşık 4'tür. Gıdaların bozulmasına neden olan bakteriler bu zor koşullarda yaşayamaz.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
10
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
İsmail Anıl Süder
Üye
sizi tanıyalı 2 yıl oldu ama bana o kadar şey kattınız ki ne desem az. Resmen yeni bir ben ortaya çıktı. Artık her şeyi sorgulayan merak edip araştıran daha önemlisi bilime aşık olan bir genç ortaya çıktı ve hepsi sizin sayenizde iyi ki varsınız.
Evrim Ağacı'ndan Mesaj
Teşekkürler, Ezgi Karasözen!

Evrim Ağacı'na bugüne yaptığın tüm katkılar için çok teşekkürler! Evrim Ağacı'nda yayınladığın veya yayınlanmasına katkı sağladığın 1 içerik sayesinde Türkiye'de bilimsel bilgiye erişim bir o kadar kolay. Hep birlikte, daha da güzel işler başarmaya devam!

Devamını Göster
Teşekkürler, Ezgi Karasözen!
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close